Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 HAZİRAN1994 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Hakimryet
gazetesinden
veda
•BURSA (AA) - Bursa'da
yayrmlanan günlük
"Hakimiyet" gazetesi. dün
çıkanlan son sayı ile
okurlanna veda etti. Gazete,
bugünden itibaren "Bursa
Haber" adı ileyayımlanacak.
Hakimiyet gazetesinin
dünkü son sayısında, Bursa
Haber'in 'daha ekonomik,
daha yerel' olacağı ve
yayınında laiklik ve
demokratlığa, güleryüzlü ve
tarafsız olmaya özen
gösterileceğT ifadesine yer
verildi. Kemal Sulaoğlu'nun
yönetiminde çıkanlacak
günlük ofset baskıh Bursa
Haber, 5 bin Iiradan
satılacak ve Bursa ile ilgili
haberlere öncelik verecek.
KüföP edilen
işçiye tazminat
•ANKARAflJBA)-
Yargıtay, işe geç geldiği için
işveren vekilinin hakaret
ettiği işçinin, iş akdini haklı
olarak feshedebileceğine ve
kıdem tazminaüna hak
kazanacagına karar verdi. Işe
geç geldiği için işvereni
tarafından hakaret edilen ve
bunun üzerine işi bırakan bir
işçinin kıdem ve ihbar
tazminatlannın ödenmesi
amacıyla açtığı davayı, yerel
mahkeme kısmen hüküm
altına aldı. Bunun üzerine
karar temyizedildi. Yargıtay
işçiyi isteğınde haklı buldu.
HADEPİzmirİI
Kongresi
• İZMtR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) - DEP Diyarbakır
Milletvekili Sedat Yurttaş,
son aylarda faili meçhul
rinayetlerin arttığını ve
özelHkle Kürt kökenli
işadamlanna saldınlann
sistemli olduöunu öne
sürdü.Yeni
kurulan HADEP'in Izmir II
Kongresi yapıldı. Kongrede
il başkanlığına Necmi Aksoy
seçildi. Divan başkanlığmı
PM üyesi Necmettin Salas'ın
yaptığı kongreyekatılım
yüksekti.
Karısını
yaralayıp
intihar etti
• İSTANBUL (AA)-
Eyüp'te eşinin aynlmak
istemesi üzerine bunalıma
giren felçli koca, eşini
tabancayla ağır yaraladıktan
sonra, başına sıküğı tek
kurşunla intihar etti. AA
muhabirinin edindiği bilgiye
göre tek ayağı felçli olan
Hüseyin Şahin (35),
kendisinden aynlmakta ısrar
eden eşi Zeynep Şahin (30) ile
tartışmaya başladı. Tartışma
büyüyünce ruhsatsız
tabancasını çekerek eşine bir
el ateşeden Hüseyin Şahin,
daha sonra ise tabancayı
başına dayayarak intihar etti.
Silah sesine gelen komşulan
eve girerek. ağır yaralanan
Zeynep Şahin'i hastaneye
kaldırdılar.
ÇGD Genel
KUPUIU
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Çağdaş Gazeteciler
Derneği (ÇGD) Genel
Başkanlığı'na Mustafa
Ekmekçi yeniden seçildi.
ÇGD'nindünyapılan 12.
olağan genel kurul
toplanüsmdaki seçimlerde,
yönetim kurulu da şu
isimlerden oluştu: Mahmut
Tali Öngören, Tuncay
özkan. Celal Toprak, Reha
Mağden, Metin Aksoy,
Yasemin Taşdaş, Veli
Özdemir. Bekir Oztoprak,
Göksel Bozkurt, Ali
Tartanpğlu, Ahmet Delikçi,
Murat İnceoğlu, Seniye
Yücel ve Murat Yetkin.
İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan, 'Hukuk Devleti ve Türkiye' konulu panelde konuştu:
Hııkıık, 'ayakbağı' görülüyorİstanbul Haber Servisi- İstanbul Ba-
rosu Başkanı Turgut Kazan katıldığı
"Hukuk Devleti ve Türkiye" konulu pa-
nelde "Türkiye'de hukuk devleti inancı
değfl, türküsü söylenir" dedi. "Bir gecede
hukuk fakültesi kuran devlet tıukuk dev-
leti' sayılabilir 015?" diyen Başkajı Ka-
zan, devletin hukuku "ayakbağı" ola-
rak gördüğünü iddia etti.
Atatürkçü Düşünce Derneği İstanbul
Şubesi'nin düzenlediği panele Turgut
Kazan'ın yanı sıra Jstanbul Üniversitesi
Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Doç.
Dr. Necmi Yüzbaşıoğlu ve Adalet Ba-
kanlığı Dışişleri Dairesi Genel Müdürü
Ali Rıza Çmar konuşmacı olarak katıl-
dılar. Paneli İstanbul Üniversitesi Siya-
sal Bilimler Fakültesi öğretim üyesi
• Prof. Dr. Ülkü Azrak'ın yönettiği 'Hukuk Devleti ve Türkiye'
konulu panele Adalet Bakanı Seyfı Oktay, işlerinin yoğunlugu
nedeniyle gelemedi; ancak yapacağı konuşmanm bir özetini
gönderdi. istanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan, hukuk
devletinin tanımını Cumhurbaşkanı Süleyman Demirerin
sözlerinden yararlanarak yaptı.
Prof. Dr. Ülkü Azrak yönetti. likte uluslararası duruma, evrensel hu-
Panele katılması beklenen Adalet Ba- kuk kurallanna uygun olarak yeniden
kanı Seyfi Oktay ise işlerinin yoğunlugu
nedeniyle gelemedi; ancak yapacağı ko-
nuşmanın bir özetini gönderdi. Dernek
Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Sipahi
Çataltepe tarafından okunan metinde
şu sözler yer alıyordu: "Türkiye'mn 21.
yüzyılın eşiğinde kendini, başta devlet ya-
ptsı ounak üzere, tüm kunımlanyla bir-
yapılandrrması kaçınılmaz hale gelmis-
tir. Ülkede gerçek hukuk reformumın
Atatiirk ilkelerine ödünsüz bağlı kalına-
rak gerçekleşeceğine inanıyorum."
Doç. Dr Yüzbaşıoğlu konuşmasına
hukuk devletinin tanımını yaparak baş-
ladı. Tanımı. "Hukuk devleti polis devle-
tinin karşrtı olarak ortaya çıkmıştır.
Amaç bireyin özgürlüğünti konımak, te-
mel hak ve özgürlüklerini gü>ence altına
almaktır" şeklinde yaptı.
Kazan, Demirel'in sözlerinden
yararlandı
İstanbul Barosu Başkanı Kazan'ın ise
hukuk devletinin tanımını Cumhurbaş-
kanı Süleyman Demirel' in sözlerinden
yararlanarak şöyle yaptı: "Hukuk devle-
ti, geceleyin alacakaranlıkta kapınız ça-
lındığı zaman 'sütçü gelmiştir' diye uyan-
ma hakkıdır. Ama Türkiye'de üniversite
öğretim üyesi Fikret Başkaya kitap yaz-
dığı, sendika başkanı Münir Ceylan gö-
rüş açıkladığı için içerde. Mercümek de-
nilen şahıs ise dtşanda geziyor."
Hukukcu Atilla Coskun:
NâzımHikmet
keyfi uygulama
kurbanı oldu
İstanbul Haber Servisi -
"Yurrtsşlık Hakkı ve Nâzım
Hikmet" konulu söyleşide Nâ-
zım Hikmet'in tüm dünyada
tanınan evrensel bir şair olduğu
vurgulanarak, yurttaşhktan çı-
kanlmasırun Türkiye için kara
leke olduğu belirüldi.
Nâzım Hikmet Kültür ve Sa-
nat Vakfı tarafından Tank Za-
fer Tunaya Kültür Merkezi'
inde bir söyleşi
düzenlendi.
Söyleşiye vakfın
başkan vekili
Prof. Dr. Aydm
Aybay ve hu-
kukçu Atilla
Coşkun konuş-
macı olarak ka-
tıldı. Nâzım
Hikmet'in, dö-
nemin hüküme-
tini eleştirdiği
için vatandaş-
lıktan çıkanldı-
ğını söyleyen
Atilla Coşkun,
bunun keyfi bir uygulama ol
dufcunu belirtti.
Nâzım Hikmet'in vatandaşlığa
alınmasının hukuki olarak ola-
naksız olduğunu söyleyen Coş-
kun nedenini şöyle açıkladı:
"Şairin vatandaşlıktan çıka-
nbnasmın keyfi ve yankş bir
uygulama olduğunu açıklayan
bir dilekçeyi Turgut özal'a ver-
dik. Kendisi buna yanıt vermedi.
Dava açtıgmıızda ise sairin rep-
• "Yurttaşhk Hakkı
veNâam Hikmet"
konuiu söyleşiyeProf.
Dr. Aydm Aybay ve
hukukçu AtillaCoş-
kun konuşmacı olarak
katüdı. Paneide, Aziz
NesiruMehmetAli
Aybar, Bügesu Erenus
ve Şükran Kurdakıd
dayerakü.
mi eleştirmekk hatalı davrandı-
ğını ve ökJüğü için vatandaşlığa
alınmasının önemli ohnadığuu
söyledi. Bugün hükümeti eleşti-
ren yüzbinlerce insan var. Bu
vatandaşlıktan çıkarılmak için
yeterli bir neden olamaz."
Birçok insanın Nâzım Hik-
met'in vatandaşlığa alınması
için yapılan çalışmalan küçüm-
sediğini söyleyen Atilla Coş-
kun, Türk insanın şaire sahip
çıkması açısın-
dan önemli ol-
duğunu belirtti.
Nâzım Hikmet'-
in dünyanın bir-
çok yerinde ta-
nındığma dik-
kat çeken
Coşkun, "Bu
kara lekeyi te-
mizlemek, gele-
ceği güzeileştir-
mek için yapıl-
ması gerekli bir
zonınluluktur''
dedi.
Devletin. Nâ
zım Hikmet gibi ünlü birşairi al-
mamasını ayıp olarak nitendiren
Prof. Dr. Aydın Aybay. "Onun
itiban dünya ölçeğindedir. Kimse
alamaz" dedi. Aziz Nesin, Men-
met Ali Aybar, Bügesu Erenus ve
Şükran Kurdakul gibi tanınrnış
isirnlerin de kauldığı söyleşide iz-
leyicüer Nâzım Hikmet'in vatan-
daşlığa alınması için oluşturduk-
lan kamuoyunu genişletecekleri-
ni belirttiler.
Kuvayi MURye bisikktçM
AYDIN ENGtN
Tabelaya bakıp "Bisiklet
tamircisinin adı: Kuvayi, so-
yadı: Milliye" diye düşündü-
nüzse haklısınız. Biz de Kı-
rklareli sokaklannda gelişigü-
zel dolanırken tabelayı görüp
öyle düşündük.
Fotoğraf makinasını tabe-
laya yöneltip ayar yapmaya
çabalarken. küçücük, içine
ikinci bir kişinin sığamaya-
cağı kadar küçücük tamirha-
neciğinden çıkan Önder Üs-
küplüoğlu çocuksu gülücükle-
rin uçuştuğu gözlennı
kırpıştırarak "Hayrola ağa-
bey ?" diye sordu. Bize de baş-
taki soruyu yöneltmek düştü:
- Senin, dedik. Adın Kuva-
yi, soyadın Milliye mi ?
Güldü:
- Yok abi, dedi. Adım Ön-
der. Soyadım Üsküplüoğlu.
- Peki bu tabeladaki...
- Onu ben koydurdum ora-
ya abi. Adı soyadıyla alakası
yok.
- Onu anladık Önder de,
niye bisiklet tamirhanesi tabe-
lasına "Kuvayi Milliye"
yazdırdın ? - Şimdi abicim,
Kuvayi Milliye nedir? Bu va-
tanın kurtuluşu için bu halk
elele vermiş. Ne yapmış ? Va-
tanını savunmuş. Şimdi ne
oluyor abicim ? Öniine gelen
bu vatanı tokatlıyor. Yok
özelleştirme, yok "özer"leştir-
me... Ben de buna karşı çıkı-
yorum abicim. Tabelaya kon-
durdum Kuvayi Milliye'yi.
Kondurdum ki gelen geçen
okusun. İbret olsun. Bilsinler
Kuvayi Milliye nedir. Benim
motosikletim var abicim.
Mofa diyorlar ya. Bak onun
Vurguncular, özelleştirmeciler, özerleştirmeciler Kırklareli'ne {
yollan düşerse dikkatli olsunlar. Bisiklet tamircisi Önder Üs-
küplüoğlu orada nöbette...
plakasının altında da yazıyor
Kuvayi Milliye. Bastım gaza.
herkes görüyor Kırklareli so-
kaklannda.
Vurguncular. özelleştirmeci-
ler. özerleştirmeciler Kırkla-
reli'ne yollan düşerse dikkatli
olsunlar.
Bisiklet tamircisi Önder Üs-
küplüoğlu orada nöbette...
Dünyadeğişti Liselerde okutulan sosyolojikitaplan, toplum dinamiğine
ayak uyduramayacakkadar eski veyanlışbilgiler içeriyor
sosyolojikitaplan 30yıldırdeğişmedi
FİGENATALAY
BEHZATŞAHİN
Ayn bir bilim dalı olarak 19'uncu
yüzyılda ortaya çıkan ve Ziya Gökalp
tarafından önemi anlaşılarak dünyada
ikinci kürsüsü İstanbul Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi'nde kurulan sosyo-
lojinin liselerdeki durumu içler aası. Or-
taöğretimde düne kadar felsefe grubu
dersleri içinde zorunlu ders olarak oku-
tulan sosyoloji, ders geçme ve kredi
sistemine göre yapılan düzenlemeyle
gözden çıkanldı.
Liselerde okutulan sosyoloji kitap-
lannın da toplumun dinamiğine ayak
uyduramayacak kadar eski ye yanlış
bilgiler içerdiğı belirtiliyor. İ.Ü. Edebi-
yat Fakültesi Sosyoloji Bölümü Baş-
kanı Prof. Dr. Ümit Meriç Yazan, orta-
öğretim öğrencilerinin sosyoloji ki-
tabıru okuduktan sonra toplumbilime
ilgj duymalannın "mucize" olacağını
söylüyor.
Yazan, "Lfceji l%2-63 yıflannda bi-
tirdim. O dönemde Ekrem Altay'm sos-
yoloji kitabı okutuluyordu. Yıl 1994.
Aradan 30 yıl geçti, hala Ekrem Altay'm
sosyoloji kitabı okutuluyor. 30 yıl önceki
dünya ile bugünkü dünya toplumlan bir
hayli değişti. O kadar değişti ki sosyoloji-
nin konusu olan bir tek büyük T' ile baş-
layan bir toplum modelinden değil, küçük
't' ile başlayan toplumlardan ve do-
layısıyla bu toplum içindeki insanı incele-
yen bir bilimden söz etmek zorunluluğu
karşımıza çıktı" diyor.
Sosyoloji derslerinin neredeyse yok
sayılacak bir hale getirilmesiyle de öğ-
rencilerin sosyolojiyle tanışması şansa
kalıyor.
Geçerliliğini yitirmiş bir model
Ümit Meriç Yazan'ın da altını cizdiği
gibi, "sosyoloji kitaplan, 50 yıl önce iske-
leti kunılmuş olan, fakat günümüzde ge-
çerliliğini yitirmiş bir modele göre, yeni
kuşaklara sosyolojiyi tanıtmak. fakat
sevdirememek durumundadır".
Lise sosyoloji kitaplannı, "su-
landınlmış bir 'Durkhcim" cılıkla ortao-
kul yurttaşlık biigjsi kitaplannın genç in-
sana beyecan vermeyen, onun hayati ve
çağdaş, hatta yanna uzanan sorularına
cevap vermekten çok uzak kalan, hiçbir
zaman var olmamış bir ölü bilgiler to-
manndan ibaret" olarak tanımlayan
Yazan. kendisinin de içinde bulunduğu
bir komisyon "macerasTnı şöyle anlatı-
yor:
"Bundan 15 yıl kadar önce Milli Eği-
tim Bakanlığı tarafından lise sosyoloji
ders kitaplan müfredat programını de-
ğiştinne komisyonunda göre> almtşrım.
Dokuz kişilik komisyon;, sonunda tek ki-
şiye indi. Üyeler bana 'Istediğin gibi bir
çerçeve çiz' dediler. Bir ay kadar Anka-
ra'da çalıştım >e o zamanın koşuUarma
göre bence oldukça çağdaş, ilginç, lise
öğrencisine soru sormayı öğreten bir
müfredat taslağı hazırladım. Derken tek
kişilik taslağım üç kişilik bir beyetin,
datıa sonra da başlangıçtaki dokuz kişi-
lik heyetin tırpanından geçti ve karşıma
yine eski kuşağın 'credo'İarını (inandı-
mlarmı), tartrşmasız genellemelerini,
yeryüzünde hiçbir zaman yaşamamış bir
toplum şemasım içeren, yeni ama eski bir
müfredat programı olarak çıktı."
- Yeniden yazılacak bir sosyoloji ki-
tabı nasıl olmalı?
"Sosyoloji dinamik bir bilim dalı. Hep
akan, dolayısıyla hep değişen bir nehir
gibi. Lstelik bu nehir, farklı topraklarda,
farklı yönlerde akıyor ve farklı yerlere
vanyor. 19'urtcu yüzyıl Fransasrnın sos-
yal, ekonomik, siyasal sorunlanyla
2000'e 5 kalanın Türkiyesi veya Cezayiri
veya Kanadası nasıl aynı olabilir? İ9'-
uncu yüzyıl Fransası'nın sorunlanndan
doğan Franstz sosyolojisi veya 20'nci
yüzyılın ilkçeyreğindeki ABD'ninsorun-
İarından doğan Amerikan sosyolojisi, el-
bette ki kendi sorunlarının çözümü için
çalıştılar \e belli bir ölçüde başarılı oldu-
lar. Ama bundan 1994 İstanbulu'nda
veya Malatyası'nda konular. sorunlar,
yöntemler, tespitler, çözümler nasıl aynı
ölabiür?"
Gözden çıkanlmış
Ortaöğrctimde sosyoloji eğitiminin
yükünü çeken öğretmenlerdeçok farklı
şcvler söylcmiyor. Kitaplann eski vc yc-
tersiz bilgilerle donatılmışlığından. ders
saatlcrinin yctcrsizliğindcn. müfrcdatın
dersi smırlayarak öğrenciy i czbcrc itme-
sinden yakınıyorlar. Onlara göre. "sos-
yoloji de gözden çıkanlan dersler arası-
nda".
VEFAT
Yüksek Ceza Hâkimi merhum Ömer Cemil Güiey ve eşi merhume
Esma Güzey'in kızlan, merhum Halk Partisi Maraş Milletvekili
Dr. Halil Gürün'ün eşi, Gökalp Güzey ve Betül Gürün'ün ablalan,
Dikmen Gürün Uçarer'in sevgili annesi, Alev Uçarer'in kayınvalidesi,
Halil Uçarer'in biricik anneannesi
NİHÂL GÜRÜN
Hanımefendi
4.6.1994 günü hakkın rahmetine kavuşmuştur.
Cenazesi 7.6.1994 Salı günü öğle namazında Teşvikiye Camii'nden
kaldınlarak Aşiyan MezarhğYna defnedilecektir.
Dostlan ve sevenlerine başsağlığı, Nihâl'imize Tann'dan rahmet dileriz.
AİLESİ
OMHURIYErTEN
OKURLARA
Bağımsızlığın önemi
Medya dünyamızın sergilediği karmaşa ve tutarsızlık-
lar hiç de durulacağa benzemiyor. Özellikle yaşamakta
olduğumuz para politikası sürdükçe, böyle birgelişmeyi
beklemek için aşırı iyimser olmak gerek...
Neden derseniz; daha önce de değindiğimiz gibi, ga-
zete/radyo-TV/banka-holding üçlemi nedeniyle gazete
okurları hangi yayın organına inanacaklarını kestirmek-
te zorlanıyorlar. Belirli bir uygulama yansıtıhrken birinin
göklere çıkardığını, diğerinin yerin dibine batırmasına
bir anlam veremiyorlar.
Gazetelerimizden Hürriyet, Milliyet ve Sabah'ın, hem
televizyonları, hem radyoları, hem bankaları, hem de
holdingleri var. En az iki alanda da ricari çalışmalar sür-
dürüyorlar. Türkiyenin radyosu, televizyonu ve çok sa-
yıda şirketten oluşan holdingi, Zaman'ın televizyonu
bulunuyor. Son iki gazetenin Suudi sermayeli faizsizfi-
nans kuruluşları ile olan yakın ilişkileri de biliniyor.
Oysa gazeteciliğin kurallarından uyulması en gerekli-
si, yayın organlarının bağımsız olmasını önkoşul sayı-
yor.
Bildiğiniz gibi bu koşula uyan tek gazete, Cumhuriyet.
Bu nedenle de ne söylenmesi gerekiyorsa, çekinmeden
söyleyebiliyoruz.
Karmaşa, yayın politikalarının etkilenmesi ile de sınır- '
lı değil. Sözlü ve görüntülü yayınlarda tanık olduğumuz
"seslendirme Türkçesi"ri\n yanı sıra gazetelerin yazım
kurallarını bir yana itmelerinden kaynaklananlar da var.
örneğin bir ekonomi haberini okurken bir de bakıyorsu-
nuz "kar" yağmaya başlıyor. Oysa sözü edilen kuruluş
"kar" etmiş... Güzel dilimizin kulağa hoş gelen ses
uyumlarından ne küçüğü, ne büyüğü kalmış. Her alanda
tek düze olmaya özendirilen veya zorlanan insanları-
rnız, dilleri konusunda da aynı yöntemle karşılaşıyorlar.
Bu konudaki karmaşa zaman zaman bizi de etkiliyor.
Ama kişisel tercihler yerine kuralların geçerli olduğu bi-
linci, sorunaçözüm getiriyor. Yazıda kullandığımız harf-
lerin okunuşu Devrim Yasalarımız arasında yer alan
"Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun"da
belirtilmiş. A harfinin dışındaki 28 harfin okunuşunda E
harfi kullanılıyor. O halde yapılacak iş kısaltmaların-so-
nuna "ye'eklemek. "K"harfini "Ka" diye okumadığımı-
za göre de doğrusu bu oluyor. Çok bilinen ve gerçek adı
gibi okunan kısaltmaların sonuna da adın bitişine uygun
olarak "na"veya "ne'eklerini getirmek gerekiyor.
•
özel sektör devlerinin bile neredeyse "yandım Allah"
diye ortaya atıldıkları bir kriz döneminde sabit fikir hali-
ne getirilen özelleştirmenin hangi anlamda kullanıldığı
gün geçtikçe daha iyi anlaşılıyor. Hazine'nin para baba-
larına sağladığı yüzde 400lük rant yetmemiş-olmalı ki,
Turban'ın arsaları devreye sokuluyor. Ayşe Yıldınm'ın
haberi, biraz milyar yatırarak birçok trilyon kazandıra-
cak vurgunu, bu arkalamanın somut bir örneğini ortaya
koyuyor.
•
Refah Partisi, şeriatçılar, Mercümek üçgeni, arkadaş-
larımız tarafından her gün biraz daha geniş açılı duruma
getiriliyor. Açının biri genışlerken de daralan ikisinin
arasına daha çok kişi sıkışmaya başlıyor. Metin Dal-
man, Bosna yardımı makbuzlarının sahte olduğunu bel-
gelerken Zafer Aknar, şeriatçıların MÜSlAD'a girme
çabalarını ortaya koyuyor. Mercümek ise açıklamaların-
da daha önce yalanladığı haberlerimizi doğruluyor.
•
Hakkı Erdem ve Evren Değer, PKK'ye yönelik operas-
yonlar nedeniyle Ağrı ile Tendürek dağlarının yasak
bölge ilan edileceğini duyururken Haluk Geray ile Lale
Sarıibrahimoğlu, Kuzey Irak'taki Kürtlerin liderlerinden
Celal Talabani'nin Türk helikopteri ile taşınacağını ve
taşındığını okurlarımıza iletiyorlar.
•
Ekonomik bunalımın daha da bunalttığı SSK'nin içine
girdiği iflas döngüsünü Işık Kansu hem kamuoyuna
hem de devlet yetkililerine aktararak önlem alınmazsa
emeklileri karanlık günlerin beklediğini vurguluyor.
•
Nursun Erel'in, Çiller'in IMF'ye verdiği sözlerle ilgili
haberinden bir gün sonra aynı haberi, büyük gazeteleri-
mizde "Özel Haber'damgası altında okuyoruz.
•
Çevreciliğe verdiğimiz özel önem de gazetemizin pek
çok sayfasında yansıyor. Dünya Çevre Günü nedeniyle
yayımladığımız bir dizi haber Oktay Ekinci, Asuman
Abacıoğlu, Ümit Otan ve Behzat Şahin'in çalışmalarını
aktarıyor. *•
Düşüncenin suç olmaktan çıkarılamadığı ülkemizde
72 aydının hapiste olduğuna dikkat çeken Yahya Ko-
çoğlu'nun haberi, utanılacak bir eksiğımizı yeniden
gündeme getiriyor. Demokratikleşme paketinde Basın •
Yasası ve basınla ilgili diğer yasal değişikliklere öncelik
vermeyen bir hükümetin tutumunu degerlendirmek gi-
derek zorlaşıyor. Şimdiye kadar söylediklerinin sonucu-
nu alamayan basın kuruluşları da bu nedenle olsa gerek
susmayı yeğliyorlar.
•
Önümüzdeki pazartesi gününe kadar gönlünüzce bir
hafta geçirmeniz dileği ve saygılarımızla.
Pikvveoşure
giinteri renkligeçti
İstanbul Haber Servisi - tstanbul 'daki
liselerde geleneksel olarak düzenlenen
pilav ve aşure günleri renkli geçti. 110.
yılını kutlayan tstanbul Lisesi'nin
geleneksel aşure günü, sabah saat 10.00'da
okulun bahçesinde İsliklal Marşı'nın
okunması ve saygı duruşunda
bulunulmasıyla başladı. Daha sonra
Ukrayna, Avusturya. İspanya folklor
ekipleriyle İstanbul Lisesi Folklor Ekibi
gösterilerini sundular. fstanbul Lisesi
Dans Grubu'nun gösterisinin ardından
İstanbul Kent Orkestrası birdinleti sundu.
Geleneksel aşurenin dağıtılmasından
sonra İstanbul Lisesi Orkestrası bir konser
verdi. Galatasaray ve Haydarpaşa li-
selerinde geleneksel pilav günü
düzenlenirken Eyüp Lisesi'nde pide günü
IstanbuKızLisesi'nde de talaş böreği
günüdüzenlendi. KadıköySaintJoseph
Fransız Lisesi mezunlan ise geleneksel
"Petit Pain"(Küçük Ekmck)gününü
kutladılar. (Fotoğraf: UĞUR GÜNYÜZ)