25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 HAZİRAN1994 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER AtatüPk heykeli sahipsiz kaldı • KAYSERİ (Cumburiyet) - Kayseri Cumhuriyet Meydanı'nda bulunan ve bir yıl önce şeriat yanlılannın saldınsı sonucu burnu ve yüzü parçalanan Atatürk heykeli, Refah Partili Belediye için sorun oldu. 27 Mart seçimleri öncesi SHP'li belediye tarafından onanlarak Anadolu Fuan önüne taşınması düşünülen ve çevresı naylonla kuşaülan heykelin ne olacağı belli değil. RP'li Belediye Başkanı Şükrü Karatepe, "Ben o heykeli beş yıl değil on yıl görevde kalsam kaldırmam"' dedi. Gözaltında işkence iddiası • İSTANBUL (L'BA)- MLSPB liderlerinden olduğu savıyla 11 yıl cezaevinde yaian ve 1991 de tahliye edilen Hasan Şensoy, gözaltında bulunduğu Terörle Mücadele Şubesi'nde avukatlanyla görüştürüldü. Görüşmeden sonra bir açıklama yapan Şensoy'un avukatlan Ercan Kanar ve Ali Rıza Dizdar. Şensoy'un işkence gördüğünü belirterek, ellerini ve parmaklannı kullanamadığını kaydettiler. Başkaya'ya ziyaret • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-Öğretim Üyeleri Derneği. "Paradigmanın Iflasf' adlı kitabı nedeniyle 20 ay ağır hapis ve para cczasına mahkum edilen AbantİzzetBaysal Üniversitesı öğretım üyesi Doç. Dr. Fikret Başkaya'yı, Haymana Kapalı Cezaevi'nde ziyaret etti. DİSK Başkanlar Kurulu • İstanbul Haber Servisi - Devrimci İşçı Sendıkalan Konfederasyonu (DİSK) Başkanlar Kurulu'nun 30-31 mayısta yapüğı toplantıdan, erken genel kurulla oluşturulacak yeni yönetim konusunda uzlaşma çıkü. Yönetim Kurulu. Bank-Sen, Birleşik Metal Sendikası, Genel-İs. Gıda-lş, Lastik-tş. Sosyal-lş ve Tekstil-lş'ten birer kişinin kaulımıyla, Denetleme kurulu ise Oleyis, TİSveDevMaden-Sen üyelerinden oluşacak. Şehît onbaşı toprağa verildi • İSTANBUL (AA)- . Erzincan-Erzurum Karayolu'nda güvenlik gücleri ile teröristler arasında çıkan silahlı çatışmada şehit düşen Piyade Onbaşı Ekrem Alkan(21),İstanbul'da toprağa verildi. 30 mayısta teröristlerle gırdiği çatışmada şehit düşen Alkan'ın cenazesi Yakacık MezarlığVnda toprağa verildi. Molotoflu saldın • İstanbul Haber Servisi - Istanbul'da dün gece kimliği belirsiz kişilerce üç ayn molotoflu saldın gerçekleştirildi. Merkezefendi Tramvay DurağVnda boşolarak bulunan tramvaya, Osmanbey Samanyolu Sokak'ta bulunan bir konfeksiyon mağazasına ve Kadıköy Mühürdar Caddesi'ndeki İmar Bankası'nm bankamatiğine, yapılan saldınlarda ölen ya da yaralanan olmadı Bursa'da öğrenci olayları • BURŞA (Cumhuriyet) - Uludağ Üniversitesi'nde sağ görüşlü öğrencilerin yaptığı saldınlara bir yenisi daha eklendi. Mustafa Yıldınm adlı bir öğrencinin önceki gün dövûlerek komaya sokulmasının ardmdan, Ali Bin adlı bir öğrenci de saldınya uğradı. İİBF 2. sıruf öğrencisi olan Ali Bin'in olaydan sonra hastanede beş saat gözetim alünda tutulduktan sonra taburcu edildiği öğrenildi. Mustafa Yıldınm'm ise, sol tarafının felçli olduğu bildirdı. • • • Ozel okullara Yöneticiler hükümetin uyan kararına 'Önce kendi düzenlemeleriniyapsınlar; sonra bize karışsınlar'yanıtını verirken , veliler çaresizlik içinde zaıııtarbşmasıbuyîıyorHaber Merkeri - Özel okul ücretlerine yapılan zamlann açıklanmasından son- ra aileler bu okullan boykota hazı- rlanırken, hükümetin yılhk ücretlerine yüzde 100'e varan oranlarda zam yapan okullan uyarma karan alması tepkiyle karşılandı. İzmir Özel Öğretim Kurum- lan Derneği Başkanı Necdet Doğa- nata. "özel sektör, malivetini karşıla- mak zonında. Enflasyon oranı da ortada. Devlet önce kendi düzenlemelerini yapsm, sonra bizi eleştirsin" dedi. Ozel okul zamlan, önceki gün Başba- kan Tansu Çiller. tarafından Bakanlar Kurulu'nda gündeme getirilmiş ve Çil- ler, Milli Eğitim Bakanı Nevzat Ayaz- dan özel okullann zam yapma nedenle- rine ilişkin bir rapor hazırlanmasını iste- mişti. Ayaz'ın yönetmenlık uyannca. özel okul ücretlerine müdahale edeme- diklerini anımsatması üzerine Çiller, yö- netmeliğin değiştirilmesi talimatını ver- mişti. fzmir Büromuzun haberine göre, İzmir Özel Öğretim Kurumlan Derneği Başkanı Necdet Doğanata, Başbakan Tansu Çiller'in özel okullann hesapla- nnın incelenmesi ve ücretlerinin indiril- meşi konusundaki istemini eleştirdi. Özel okullann ortalama olarak İzmir'de 55, İstanbul'da 75 milyon lira ücret belirlediğini anımsatan Necdet Doğanata, ücretleri belirlerken maliyet unsuruyla birlikte öğrenci velilerinin de durumunu düşündüklerini belirterek, "Ülkede her kesim sıkıntilı. Hem yaşa- mak hem yaşatmak zorundayız. Ücretle- rimizi belirlerken, limitleri aşmamaya calıştık, veliyi de düşündük" dıye konuş- tu. Özel okul ücretlerındeki artışın, Tür- kiye'deki enflasyon oranı gözönüne alındığında çok fazla olmadığını savu- nan Doğanata, şunlan söyledi: "Biz özel sektöriiz \e hizmetimizin karşılığını almak zorunday ız. Dev let bizi eleştireceğine. kendi düzenlemelerini yapsın. Ömeğin KDVyi düşünsünler. Temmuzdan başla>arak KDV oranı yüz- de 8'e yükselecek. Bunu almasınlar. Ge- lir vergisi, stopajı gibi giderlerimiz oluyor zaten. Yabancı ülkelerde. özel okullarda öğrenci okutanlara da \ergiden yüzde 15 muaf olanağı sağlanıyor. Burada da u\- gulansın. Biz giderlcrimi/i karşılamak zorundayız. Belirlediğimiz ücretler limit- leri aşmıyor. Bunlar fedakarlık ücreti za- ten. Türkiye'de özel okullarda okuyan öğrenci oranı yüzde 1.5'i geçmiyor. Bu oranm düşmesi durumunda. ücret indiri- mine gidebileceğimiz gibi bir açıklama da anlamsız. Öğrencimiz azalırsa, maliyeri- miz artar. Bu durumda indirime gideme- yiz," Özel okul sahiplerinin, "KDV'nin in- dirilmesi" yönündeki teklifleri veliler ta- rafından "gerçekçi bir yaklaşım" olarak görülmüyor. Açıklanan fahış fıyatlar karşısında ücretlerde birkaç milyonluk düşüş anlamına gelen KDV'dcki bir iki puanlık indirimin pck önemli olmadığı vurgulanıyor. Veliler, bu tür bir gerek- çenin konuyu esasından saptırmak an- lamına gcldiğını ifade ettiler. Veliler. özel okul ücretlerine Milli Eğitim Bakanlığı'nın da müdahale et- mesini isterken bakanlık, şikayet ve ih- bar olması durumunda bu okullan in- celemeye alabiliyor. İnceleme sırasında okullann eğitim ve öğretim gıderlen ıçin yaptığı harcamalar göz önüne ahnıyor. Sangazffikryaşamsıkuttıhmmanlatmaktan bkmş Sarıgazililer sorunlannı anlarmaya "Nasılsa bir işe y aramaz" diye pek yanaşmıyorlar. "Gördüklerini yaz işte" diyorlar. Anlatılanlar hep ay m. Sıkıntıları son ekonomik kararlardan sonra iyice dayandmaz hale gelmiş. Biri durumu özetliy or: "Herhalde açhktan ölmemizi bekliyorlar."(Fotoğraflar: ERDOĞAN KÖSEOĞLU) 'Âçlıktanölmemizîbekliyorlar' YURDAGÜL ERKOCA Gün doğmadan sokaklara dökülmüşler. Gecenin laciverti- nin henüz mora dönüştüğü sa- atlerde ara sokaklardan mey- dana doğru yürüyorlar ağır ak- sak adımlarla... Üzerinde Sa- ngazi-Mecidiyeköy, Sangazi- Topkapı yazan otobüslerin önünde kuyruklar oluşmaya başlıyor. Topkapı otobüsünün kuyruğunda çoğunlukla kadın- lar bekleşiyor. Mecidiyeköy'e ise belli ki bu saatte yalnız er- kekler gidiyor. Birazdan kalka- cak otobüsler Merter'deki kon- feksiyon atölyelerine, Topkapı ve Demirkapı'daki imalat ve montaj fabrikalanna. Levent'- teki otomotiv yan sanayü işlet- melerine işçi taşıyacaklar. Kilo- metreler süren yolculuk biraz- dan başlayacak. Herkesten önce telaşla duraklann yanında yenni alan poğaçacı. otobüsler hareket etmeden birkaç poğaça daha satmak için çırpınıp du- rurken elinde askısıyla çaycı, duraklar arasında mekik doku- yor. Her ikisi de ekonomik pa- ketten bu yana "işlerin kesat" gitmesinden şikayetçi. 'İç sıkıcı' bir röportaj Sangazi Meydanı'nda hayat her gün aynı saatte henüz bü- tün kent uykudayken başlıyor. Kimilerimizin belki de yatağa henüz girdiği saatte Sangazili- ler hayata kanşıyor. Saat 05. OO'te ilk otobüs homurtularla yola koyuluyor. Günün hiç de makul olmayan bu saatinde Sangazi'de bulunuşumuzun nedeni "Nasıl yaşıyor bu insan- lar? Krizden günlük yaşantüan nasıl etkilendi? Memleket mese- lelerine nasıl bakarlar?..." sonı- lanna yanıt bulmak. Birkaç ki- şiyle sohbet edip, görüşlerini yansıtmak. Aslında bugün pek çok kişinin demode, hatta iç sıkıa. dahası anlamsız bulduğu türden bir röportaj hazırlamak. Ne yazık ki Sangazi Mey- danı'nın ilk konuklanyla ko- nuşmayı beceremiyoruz. Halk arasında "sabahın körü" diye tabir edilen bu saatte, otobüs kuyruğunda bekleşen işciler için "Nasıl gidiyor hayat" tü- ründen sorular o kadar anlam- sız ki ters ters bakıyorlar yuzü- müze. Kimsenin "her an işten atılma tedirginliğini, zaten son derece çekilmez olan hayat şart- larının krizden sonra daha da katlanılmaz olduğunu, hasta ço- cuğuna ilaç almak için para bu- lamadığını" uzun uzun anlat- maya niyeti yok. Konuşma eği- liminde olanlar ise "Yazacaksm da ne olacak kiT", "Hangi bir derdi yazacaksm? Ben anlatsam gazete sayfaları alma/". "Bekli- yonız işte. Bugün yarın bizi de koyariar kapıya. Herhalde açh- ktan ölmemizi istiyorlar", "Gör- düklerini \az. Ben ne anla- tayım?" gibi yanıtlar vermekle yetıniyorîar. Otobüsler gözden kaybolu- yor. Ortalık sessizleşiyor. Çay ocağında uykuyla uyanıklık arası geçirilen iki saat sonunda meydan yeniden dolmaya baş- lıyor. Kadınlar çoğunlukta bu kez. Birde 12. 13, 15yaşlann- daki delikanlılar. Bostancı ve Kadıköy otobüslerinin önünde kuyruklar oluşuyor. Kadınlar, evleretemizliğe; gençler Ümra- nıye. İçerenköy. Bostancı'dakı küçük ışletmelere gidiyorlar. Gündelikçı kadınlar konuşma- ya çoktan heveslı. Şikayetler art arda geliyor Gündeliği 200 bınden 250 bine çıkarttıklannı, hayatın çok pahalı olduğunu, yaptıklan zamdan sonra hafta- da bir temizlikçi alanlann on- beş günde bıre döndüğünü. ne- redeyse hep bir ağızdan sayıp döküyorlar. Kadın Başbakan- ın başlanna nasıl çoraplar ör- düğünü bir bir şikayet edip "Bumı da mutlaka yaz" demeyi ihmaletmiyorlar. Saat 08.00'e doğru ortalık sa- kinleşiyor. İlk çay servisıni çok- tan yapmış köşedekı kahvenin önü adeta miting alanı. Bıyıklı, bıyıksız, yaşlı genç her yaştan erkek. Kimi ayakta. kinîi otu- ruyor. Gözler yoldan geçen araçlara. özellikle de kamyo- netlere dikilmiş: bekleniyor. Kahvecinin söyledığine göre in- şaat işçilerine, knz nedeniyle iş- ten atılanlar da katılınca sabah- tan akşama kahve dolup taşı- yor. Ama nafıle kahvecinin bundan ekonomik bir çıkan yok. "Gelip otursalar ne olacak. Bir şey içmedikten sonra. Kimde para var ki.. içen de borca içiyor zaten" diyor elindeki veresiye deftennı gösterirken. İnşaat ış- çileri öfkeli. işsizler ezik. Sangazi'den aynldığımızda saat 09.00. Bir sabaha böyle bir tanıklıkla başlamanın ruh ha- linden çıkmak kolay değil... Öğretmenve öğrendlert mezunlyet heyecanı sardı Okullarda pilavlı-aşureli günler İstanbul Haber Servisi - 1993-94 eğitim ye öğretim yılı sona erdiği şu günlerde, İstanbul'daki tüm okullan "mezuniyet" heyecanı sardı. Özellikle uzun bir geçmişe sahip, İstanbul'un bazı tarihi okullannda ise, pilav ya da aşure günü adı alünda, ge- leneksel olarak düzenlenen kutlama etkin- liklerine ait hazırhklar^ da tamamlandı. Özellikle bu hafta sonu, tstanbul, Haydar- paşa, Eyüp, Saint Joseph Fransız, Saint Benoit lisele- rinin bahçeleri ol- dukça hareketle- necek. İstanbul, Gala- tasaray, Kabataş, Pertevniyal, Haydarpa- şa, ŞişÜ Terakki ve Darüşşafaka liselerinin yanı sıra. Robert Koleji, Saint Benoit. Sa- int Joseph Fransız ve Notre Dome de Sion Fransız liseleri gibi yabana okullann artık geleneksel hale dönüştürdüğü mezuniyet törenlerinde eski mezunlar okul yıllannı yeniden anımsamanın mutluluğunu ta- darken, yeni mezunlar bir yandan okul- dan aynlmanın buruklugunu, diğer yan- dan da üniversiteye gjrebilmenin heyecan ve telaşını yaşıyor. İstanbul'daki en köklü yabana eğitim kurumlanndan birisi olan Saint Benoit Fransız Lisesf nin geleneksel pilav günü bugün okulun bahçesinde saaı 13.00'de başlayacak. Saint Benoit'lılar Derneği'nce düzenlenen kutlama etkinlik- lerine bu yıl, Fransız Sefiri François Dop- per, Fransa'nın İstanbul Başkonsolosu Jean-Michael Casa, Vatikan Büyükelçilik Temsilcisi Monseigneur Maravich de katılacak. Bır süre önce geçirdıği trafık kazası sonucu, geçen gün yaşamıru yıtiren •Galatasaray, İstanbul, Kabataş, Pertevniyal, Haydarpaşa, Şişli Terakki, Darüşşafaka liselerinin yanı sıra, Robert Koleji, Saint Benoit, Saint Joseph ve Notre Dome de Sion da pilava kaşık sallamanın veya aşure yemenin heyecanı içinde. müzisyen L'zay Hepan nın da mezunlan arasında bulunduğu okulun bu yılki pilav gününün sunucusu ise bir başka ünlü me- zunu: 1994 Türkiye Güzeli Pınar Altuğ. Aralannda ünlü gazetecı,yazar. sanatçı. modacı ve mankenin de yer aldığı çok ferans Salonu'ndaki mezuniyet balosu saat 14.30'da başlayacak. İstanbul Lisesi, Haydarpaşa Lisesi, Eyüp Lisesi ve Saint Joseph Fransız Lisesi ise mezuniyet günle- rini yann gerçekleştirecek 110. yılını kut- layan İstanbul Lısesı'nın geleneksel aşure günü. okulun Cağaloğlu'ndaki binasının bahçesinde. saat 10.00'da başlayacak. Kadıköy Bahariyedeki Saint Joseph Fransız Lisesi me- zunlannın gelenek- sel "Petit Pain" (Küçük Ekmek) günü ise yann okul bahçesinde kut- lanacak. Saat 12. 00'de başlayacak kutlamalar çerçcvesin- de, okulun 1943-44 dönemi mezunlanna. "50. Yıl Mezuniyet Plaketi" ile "Şeref Üyeliği Beratı" dağıtılacak. 60. kuruluş yılını kutlayan Haydarpaşa Lisesi'nin geleneksel pilav günü de yann sayıda eski mezunun, yeni mezunlarla bir okul bahçesinde. saat 10.30'da başlaya- araya geleceği kutlama etkinliğinde ayn- ca, Saint Benoit'dan bu yıl mezun olan sa- natçı Suat Suna da orkestra eşliğinde bir konser verecek. Bu arada, English Fast kuruluşu olan Yeni Ufuklar Koleji ise ilk cak. Haydarpaşa Lisesi Mezunlan Derne- ği ve Haydarpaşa Lisesi Eğitim Vakfı'nca düzenlenen kutlama eski ve yeni mezun- lan bir araya getirecek. Öte yandan Eyüp Lisesi'nin geleneksel Pide Günü de yann mezunlannı bugün venyor. Kolejin, Zey- saat 11.00'de okul bahçesinde gerçekleştı- nep Kamil Hastanesi Gösteri ve Kon- rilecek. Bıızdohıbuuı kUklenen çocuk öhlii İstanbul Haber Servisi - Mal- tcpc'dc. bir avizecide çalışan 16 yaşındaki M.Y.. kendisine küf- retmelerine sinirlendiği iki çocu- ğu. boş bir arsada saklandıklan ticari buzdolabının içine kilitle- di. İki gün boyunca buzdo- labının içinde kalan çocuklar- dan 5 yaşındaki İ.A. havasızlı- ktan ölürken. 9 yaşındaki Y.T. de koma halinde hastanede te- daviye alındı. Maltepe. Esenyol Mahallesi Fatih Caddesi'nde meydana ge- len olaydan sonra avizeci M.Y. gözaltına alındı. M.Y. karakol- da verdiği ifadesınde, çocuklann çarşamba günü kendisine küfür ettiklerini belirterek "Onlara çok sinirienmiştim. Olay günü saklambaç oynuyorlardı. Oyun sırasında, bozulduğu için atilan boş bir arsadaki ticari buzdola- bına girdiklerini gördüm. Çocuk- lar içine girdikten sonra kapısnu kapattım. Arkadaşlaruun kendi- lerini buldukiannı sanıyorduın. Şaka yapmıştım. amacım öldür- mek değildi" dedi. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ LaikliğiSaptipmak_. Bir kısım insanlar inatla -ve elbette bilinçli bir biçimde- laiklik kavrammı saptırmaya devam ediyorlar. Türkiye'- deki siyasal mücadelenin birboyutunu; Müslüman-laik' çatışması olarak görmek ve göstermek istiyorlar. Oysa laiklik elbette Müslümanlığa karşı olmak demek değil- dir. Bunu kendileri de biliyorlar. Ama halka böyle sun- mak işlerine geliyor. Zira eğer topfumu bu yalana bir inandırırlarsa, o zaman bunları zaptetmek mümkün ol- maz. Zira bu toplum Müslümanlığa karşı olan bir şeye, mutlaka tepki duyar. Ve o zaman da bu beylere gün do- ğar... Bu taktik yeni bir taktik ve epeyce etkili oldu. Daha ön- celeri Atatürk ve Atatürk dönemi ile uğraşıyorlardı. Ama bu milletin Mustafa Kemal'e toz kondurtmayacağını an- layınca, taktiklerini değiştirdiler. (Sırtlarında yumurta küfesi yok ya...) Duyduğuma göre benim 'Laiklik' kitabı peynir ekmek gibi satıyormuş. Ama laikliğin doğru bir biçimde tanım- lanması ve savunulması konusunda hala çok eksiğiz. Kendi arkadaşlarımız bile bu konuda yeterince dona- nımlı değıller. Laiklik bir toplumda yönetenlerin yetki kaynağı ile ilgili bir kavramdır. Yönetme yetkisinin kay- nagının Tanrı buyruğu dışında olması demektir. Insanla- rın kendi kendilerini Tanrı buyruklarıyla değil, özgür ira- deleriyle yönetmeleri demektir. Müslümanlık bireysel bir şeydir. Bireyın inancıdır. Oysakı laiklik bireysel bir kavram değildir. Bireyin inancıdır. Oysa ki laiklik birey- sel bir kavram değildir. Yönetimle ilgili bir kavramdır. Bireysel bir kavramla toplumsal bir kavram nasıl birbir- lerıne alternatif olabilirler, nasıl çatışabilirler? Bizim şeriatçılar her yerde doğru olarak "Laiklik dev- letle ilgili bir kavramdır, birey laik olmaz" derler; sonra da 'Muslüman-laik çatışması'nöan söz ederler. Gerçek- ten; laiklik bireysel bir kavram değildir, ama bir birey "Ben laikim" diyebilir. "Ben laikim' demek, "Ben laik bir devlet duzeninden yanayım" demektir ve bu düşün- cenin Müslümanlığa aykırı bir yanı olmadığı gibi, Müslü- manlığa karşı hiçbir yanı da yoktur. Laiklik ve Müslümanlık birbirinin karşıtı iki kavram de- ğildir. Bu toplumun çok büyük bir çoğunluğu hem inançlı bir biçimde Müslümandır hem de laiktir. Yeri, göğü ya- radana ve onun elçisine inanmak ayn bir şeydir, yaşa- mını kendi özgür iradesiyle kurmak başka bır şey. Kaldı ki; o özgür irade de Tanrı'nın bir armağanıdır. Ama kafa- ları karıştırmak isteyenler var. "Eğer Müslümansanşöy- le yapmalısın, boyle yapmalısm" diye kendince yol gös- terenler var. Hanı "Muslumanlıkta zorlama yoktu?" Hani "Muslumanlıkta kulla Tanrı arasına girilmezdi?.." Bunlar kendi söylediklerine de inanmıyorlar, kendi söy- lediklerini de uygulamak ıstemiyorlar. Bir de alnı secdeye değmemiş 'entel Müslümanlar' var ki, bunların durumu tam komedi "Islamiyetin şartla- rını say" desen ışin içinden çıkamazlar, ama laiklik ko- nusunda fetva veriyorlar. Cuma namazının kaç rekat ol- duğunu bilmezler, Islam modernizminden söz ederler.. Bu toplumun büyük çoğunluğu kendini Müslüman ola- rak tanımlar'vebunaiçtenlikle 'inanır.'Amaegemenlik hakkı söz konusu olduğu zaman, bunu kimseyle paylaş- mak istemez. Ne imam efendi ile ne müezzin efendi ile. Toplumumuzda böyle düşünmeyenler de vardır elbette. Ve eğer -kör-topal da olsa- bir demokraside yaşıyorsak, bu doğaldır. Ancak 'farklı' düşünenler, kendi farklı dü- şüncelerini 'tek doğru' olarak ve zorla' kabul ettirmeye çalışmamalıdırlar. Zaten işin içine zor' girerse, ortada demokrasi kalmaz. Ve demokrasinin yok olmasından kendileri de çok zarar görürler Daha önce de değinmiş- tim. Her zaman bir Kenan Evren bulmak kolay değildir. Türkiye'de bir Islam şeriatı devleti kurmak isteyenler ya da Türkiye'nin rejimini bir Islam devleti olarak değiş- tirerek demokrasiyi ortadan kaldırmak isteyenler, kor- karım ateşle oynamaya' başladılar. Yerel seçimlerde aldıkları yüzde 19 oyun efeliği ile görüşlerini zorla kabul ettirebileceklerini şanıyorlar. Kendilerinin 'örgütlü', kar- şılarındaki güçlerin 'dağınık' olmasına güveniyorlar herhalde. Laiklik ve demokrasi konularında son katıldığım bir- kaç panelde, bayağı teror estirmeye çabaladılar.' Be- ğenmedikleri konuşmacılara lat attılar, hoşlarına gitme- yen düşünceleri sert biçimde protesto ettiler. Hatta bir panelde, protestolarının ardmdan toplu olarak salonu terk ettiler. Salonu tıka basa dolduran kalabalık kitle de, bir güzel 'alkışladı' onları. Hoş bir yanıt oldu. Ama anla- yana... Ben 'havayı yumuşatmaya' çalışanlardanım. Müca- delenin siyasal çerçeve içinde kalmasından yanayım. Kavga değil, diyalog arıyorum. Ama kimi zaman benim sabrımla da oynuyorlar. Kimi zaman beni de sinirlendi- rebiliyorlar. Oysa ki, kavganınkimseyeyararı yok. Bildiğimiz tarihi boyunca insanoğlu demokrasiden daha 'hakça've 'akıl- cı' bir yönetim biçimi ortaya koyamadı Ve biz demokra- siyi, Batı'daki örnekleriyle karşılaştırırsak, oldukça ko- lay yakaladık. Tanrı'nın halkımıza bir lütfu olan Mustafa Kemal ve arkadaşlarının kurduğu cumhuriyet aydınlığı- nın ardmdan, 20-25 senede demokrasiye ulaştık. Kim bi- lir, belkı de bu nedenle değerini bilemiyoruz?.. Otomoblllerl bo$ bulundu Kürt işadamı Buldan ve 2 arkadaşı kaçınldı • Savaş Buldanın ağabeyi, kardeşiyle arkadaşlannın faili meçhul bircinayete kurban gidebileceğinden korktuğunu. 3 kişinin kaçınldığı 3 otomobili, Sapanca Gölü yakınlannda boş olarak buldukiannı açıkladı. YILMAZ KARABACAK Kürt kökenli ışadamlann- dan Sa>aş Buldan vc iki arka- daşı. dün sabah Yeşilköy Çmar Otelı çıkışında kımlikle- ri belirsiz 7-8 kışilik bir grup tarafından kaçınldı. İşadamının ağabeyi Necdet Buldan. faili mcçhuf bir ana- yete kurban edileceklen endı- şesi taşıdığı kardeşi ve arka- daşlannın kaçınldığı üç oto- mobilin. yapılan araştırmalar sonucu Sapanca Gölü yakı- nlannda boş olarak bulundu- gunu açıkladı. Kaçınlışından bir süre sonra ölü bulunan Behçet Cantürk olayıyla ilgili olarak gözaltına alınan ve bir süre sorguda tutulan Savaş Buldan ile Adnan Yıldırnn ve Hacı Karay adlanndaki iki ar- kadaşının. kaldıklan otelin çıkışında. saat 05.00 sıralann- da, telsiz taşıdıklan öne sürü- len grup tarafından silah zo- ruyla üç ayn otomobile bindi- nldikleri öğrenildi. Hakkari'nin Yüksekova il- çesi eski belediye başkanlann- dan Necdet Buldan, kardeşi ve arkadaşlannın bulunması için İstanbul ValiliğTne ve Ba- kırköy Cumhuriyet Başsavcı- lığı'na gerekli başvuruları yaptıklannı belirterek şunlan söyledi: "Kendilerinin faili meçhul bir cinayete kurban edilmeleri endişesira taşıyo- rum. Olayda karanlık unsurlar >ar. Saat 11.00'de kendisine ulaştığun bir emniyet yetkilisi, Sa>aş iie iki arkadaşının Ie- rörie Mücadele Şubesi'ne geti- rildiğini söyledi. Bu açıklama, iki saat sonra, diğer yetkililer- ce yalanlandı." Buldan. açıklamasıru şöyle sürdürdü: "Bize ulaşan bilgilere göre, Savaş ve arkadaşlannın kacrn- lışında kullanıknğı betirlenen 34 CK 520 plakalı Mercedes mar- ka otomobille Toyota ve Maz- da marka otomobiller, daha ön- ceki ömeklerinde olduğu gibi, Sapanca kıytsında buhınmuş. Büyük olasdıkla kardeşünle ar- kadaşlan burada. Araştvmayı sürdürüyonız." Buldan aynca, SHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardım- cısı Murat Karayalçm'a tele- fonla ulaşarak konuyu aktar- dığını ve kendisinden "Konuy- la ilgüeneceğim" yanıtı aldığını kaydettı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle