30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 26 HAZİRAN1994 PAZAR PAZAR KONUKLARI AIDS'ten konamuumıtekyotuprez/ervatifSUNUŞ: AIDShastalığı 20. yüzyılın ikinci muamelelerigördüler. Yıllargeçtikçe ve AIDS gerektiğiduyurularınıyaydüar. Biz de AIDS'i, yarısında insanlann kâbusu oldu. virüsünün insan vücuduna neleryaptığı daha iyi Hastalığın ilk tanındığı 80 'liyıllann anlaşılınca bunun önünegeçmenin bazıyollan da başlarında AIDS virüsü taşıyanlarya da bulundu. Çeşitlikuruluşlar, özellikle hastalığayakalanmış olanlar adeta toplum dışına prezervatifsiz seksyapılmaması,paralı seks hastalığın bulaşmayollarını,paralı seksyapan kadınların durumunu, Türkiye için hastalığın ne boyutlarda tehlike oluşturduğunu, bu işin iki uzmanı olan Prof. Dr. Enver Tali Çetin ve Yrd. itildiler; Ortaçağ'da cüzamlıların uğradıklan yapan kişilerin buna özellikle çok dikkat etmeleri Doç. Dr. Volkan Korten 'le konuştuk. Söyleşi Leyla Tavşanoğlu Konuklar Prof. Dr. Enver Tali Çetin Mikmbiyoloji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Volkan Korten Enfeksiyon Uzmanı Prof. Enver Tali Çetin İ.Ü. Tıp Fakültesimezunu. 1954'temikrobiyolojienfeksiyon hastalıkları uzmanı oldu. 1958'de doçenüiğini, 1968'deprofesörlü- ğûnü aldı. Uzun süre t. U. Çapa Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanlığı yaptı. 300 'denfazla basılmıs, özgün çalışması var. 1992yüında birgrup arkadaşıyla birlikte AIDS'le Savaşım Demeği'ni kurdu. Ayrıca Antibiyotik ve Kemoterapi Derneği kurucu üyesi ve başkanı. 1993 yılında Çapa Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanlığı 'ndatı emekli oldu. ürkiye'de AIDS tehUkesüıin boyutlaruu bize anlatabihr misiniz? ÇETÎN Sadece Türkiye değil, bütün dünya bakımı- ndan duşünmek gerekir. AIDS virüsü 1983 yılında keş- fedildikten sonra buna karşı bazı laboratuvar çahşma- lan yapılması olanağı doğdu O zamandan beri bu has- talığın dünyada ne kadar yaygın olduğu hususunda baa bilgiler ortaya çıkmaya başladı. 1981 'de hastalığın ilk defa tarif edildikten sonra da bütün dünyada giderek yayıldığı görüldü. AIDS'in Avru- pa ülkelerinde artışı 1985'ten sonra başlamışür. Ülkemizde de ilk vaka olarak 1985'te görülmüştür. Ondan sonraki yıllarda giderek artışını sürdürmüştür. Avrupa'da Italya, tspanya. Yunanistan gibi ülkelerle kıyasladığımız zaman onlarda artışın geçen yıllardan çok daha fazla olduğunu görüyoruz. Ülkemizde henüz hasta sayısı çok fazla değildir. Türkiye'de bugün AIDS'S hasta sayısı kaç? ÇETİN-Sağlık Bakanbğı rakamlanna göre Türkiye'de hasta sayısj nisan ayı sonunda 132'dir. Peki az Türkiye 'de AIDS'te hzh bir artış ohnamasuu neye bağh- yorsunuz? ÇETİN - Hasta sayısı şimdilik düşük. Ama yine Sağlık Bakanhğı kayıtlanna göre seropozitif olan kişilerin sayısı 357\ür. Bu 357 sayısının kesin olduğunu düşünemiyoruz. Dünya Sağbk Örgütü (WHO) zaten bütün dünyada resmi sayılann en az 50-100 gibi sayı- terla çarpılması gerektiğini söylemektedir. Dünya Sağbk Örgütü'- nün bu düşüncesıni göz önüne abrsak demek ki Türkiye'de şu anda 15 bin kadar AIDS taşıyıcısı olması gerekir. Gerçekten de ülkeye 1987-88 yıllannda Avrupa'ya gjden işci- İerimizin orada hastalanmalan, kan nakilleri dolayısıyla, ya da başka çeşitli sebeplerle HIV en- feksiyonuna yakalanmalan. da- ha sonra 1988,1989,1990yülan- nda turistlerin yoğun olarak Ege ve Akdeniz bölgelerine gelmeleri, 1991-92 yıllannda Karadeniz bölgesi ve büyük şehirlere Ro- manya'dan, Azerbaycan'dan, Rusya'dan, Gürcistan'dan çeşitb kişilerin bavul ticareti için gelme- leri, daha sonra bunlann parab seks yapmalannın ortaya çıkması, bunlardan bazılannın da HIV pozitif olduklannın tes- pit edilmesi birer gösterge. fstanbul. Ankara, İzrnir gibi büyük şehirlerde, ya da sahil ke- simindeki kentlerde gençlerin serbestçe seks iüşkilerinde bulun- duklan bir gerçek. Ne yazık ki is- tenen eğitim programlan da is- tendiği biçimde gerçekleştirile- medi. Her kesime inilemediği için de prezervatif kullanımı Türki- ye'de çok yaygın değil. Do- layısıyla prezervatif kullanma- dan yapılan her türlü cinsel ibşki de bir tehlike olmaktadır. Prezervatif, AIDS'e karşı yüz- de yüz bir koruyucu otabih'yor mu? ÇETİN-Prezervatif, eğer uy- gun biçimde kullanıbyorsa, iyi bir marka prezervatifse, hiçbir deliği, çatlağı yoksa tabii korur. Prezervatif, bunun içindir. Sağ- lam bir kıhf olduğu için dışardan içeriye ya da içeriden dışanya herhangi bir mikro organiz- manın geçmesine engel olur. Romen ve Rus kaduüanmn çahşmaya başlamalanndan sonra Karadeniz bölgesindeki durum nedirî ÇETfrHtaradeniz bölgesine gelerek ticaret ya da parah seks ya- pan her kişinin mutlaka AIDS'b olmadığı aşikârdır. Bunlardan bazılan belsoğukluğu, bazılan frengi yönünden incelenmişlerdir. Onlarda bu hastahklann bulunduğu görülmüştür, bazılannda da AIDS bulunduğu aniaşılmıştır. AIDS'li bir kadın, birçok kişiyle cinsel ilişkiye girdiğinde onlardan bazılanna AIDS bulaşması olasıhğı bulunmaktadır. Ama bugün aradan daha uzun süre geç- mediği için hastahk beürtileri henüz ortaya çıkmamıştır. Çünkü hastahk bebrtilerinin ortaya çıkması için mikrop vücuda girdikten sonra dört ile beş yıl arasında zaman geçmesi lazım. Bu süre bazan 10 yıla kadar da uzayabilir. Henüz uzun süre geçmediği için daha Türkiye'de hastalığın yaygm olarak görünmediğini düşünüyoruz. Ama önümüzdeki yıllarda daha fazla hasta sayısı görülebilecektir. Bunun beklentisi bile dehşet verici değil mi? ÇETtN-Evet, dehşet verici bir şey. Karadeniz bölgesinde yapılan bazı incelemelerde her seks ilişkisine giren yabancı kadının muhak- kak AIDS taşıdığmı söyleyemezsiniz. Ama bazan da var. tstanbul'- da pobsin Zührevi Hastabklar Hastanesi'ne gönderdiği kadınlar var. Yaklaşık üç bin kadın içinde üç tanesinde seropozitif bulun- muştur. Gehşmiş, Batı ülkelerinde AIDS ortaya çıktıktan sonra bir AIDS hukuğu oluşturulmuştu. Hastalarm bildirimi, hamile kadmlarda AIDS virüsü taşıyıp taştmadıklannın saptanması için beüi tahh'llerin yapılması öngörübnüştü. Türkiye'de böyle bir uygulama var mı? ÇETİN-Sağbk Bakanbğfna bağb AIDS Yüksek Kurulu var. AIDS Yüksek Kurulu dönem dönem toplanmaktadır. Bu top- lanülarda seropozitif olanlar ya da AIDS hastalannın durumu. bunlann toplumla ih'şkileri, kendilerine test yapıbp yapıbnaması düşünceleri işlenmiştir. Ancak. bazı ülkelerde AIDS kanunlan çıkanlmışür. Türkiye'de ise böyle bir kanun çıkanimamış. böyle Hastasayısında patiamaolabilir Ülkemizde 15 bin kadar AIDS taşıyıcısı olması gerekiyor. Mikrop vücuda girdikten 4-5 yıl sonra ortaya çıkar. Henüz bu süre geçmediği için bizde bu hastalık yaygın olarak görülmüyor.. bir teklif de yapılmamıştır. Ama birçok ülke bunun gerektiğine inandığı için şırası geldiğinde bu kanunlan çıkarmak zorunda kalmışlardır. Örneğin ülkemizde seropozitif olan kişi ya da hasta olan bir kişi çabşamaz duruma geldiğinde bunun geçimini kim sağ- layacaktır? Ya da ilacını kim bulabilecektır? Hastane masraflan nasıl karşılanabilecek ya da ailesini kim geçindirebilecektır? Bu ko- nular. daima gündeme gelmektedir. Bu toplumun halledilemeyen, herkesi de çok yaralayan bir sorunu olarak ortada durmaktadır. Bir de gebe kaJan seropozitif kadınlar, bunlardan potansiyel AlDS'ü olarak doğabikcek çocuklar sorunu var. A BD 'nin bazı eya- letleriya da bazı Avrupa ülkelerinde çok gerekli durıunlarda gebe kadudara AIDS testi uygulanabiHyor. Clkenv'zde bu tür bir uygula- ma var rtu? ÇETİN-Birçok ülke ınsan haklannı ön plana almakta ve kişinin iradesi dışında bir test yapılmasına karşı durmaktadır. Ama insan- lara birçok şey izah edilebilir; kendilerine bunun açıklaması yapıla- bilir. Bir test yaptınrsa ona getireceği olumlu, ya da olumsuz taraf- lar söylenebiîir. Böylece de test yaptınp yaptırmayacağma karar vermesi sağlanır. Birçok ülkede böyle bir uygulama var. Ülkemiz- de de bu yapılabilir. Ama insanlara zorunlu olarak bir test yaptı- rmanın kabulü de hiç kuşkusuz pek mümkün değildir. Bu konuda her kadın kendi karar vermelidir. Zaten Türkiye'de gebebkte zorunlu test yaptınlması diye bir şey yok. Türkiye'de yurtdışından gelip askerbk yapanlara zorunlu test vardır. Bir de paralı seks yapan ya da yaptığından şüphelenilen kişilere uygu- lanır. AIDS tehHkesi ortaya çıkttktan sonra Türkiye'deki genelevlerde durum nedir? Parah seks yapan kadınlar dikkatk iz- knebiliyorlar nu? ÇETTN -Türkiye'de eskiden beri genelev kadınlannm bir mu- ayene mecburiyeti vardır. Züh- revi hastabklar bakımından dü- zenli olarak izlenirler. Son yıllar- da buna bir de AIDS eklenmiş- tir. Türkiye'deki genelevlerde şimdiye kadar benim bildiğım iki tane HIV pozitif kadın bulun- muştur. Bu tabii çok sevindirici bir olay. Peki, genelev kadtnlarında AIDS'in daha fazla görülmeme- sutin nedeni nedir? ÇETİN -Tabii ki, bu kadı- nlann kendilerine daha fazla bakmalan. Ama genelevlerde prezervatif kullanıldığını da sanmıyorum. Genelevlerdeki ibşkilerde asbnda prezervatif kıillanılması zorunluluğu olmab. Yurtiçinde olsun, yurtdışında olsun parah seks yapan kişilerin en büyük şikayetleri müşterilerin prezervatif kullanmak istemeyiş- leri. Avrupa'da parab seks ya- pan kadırllar artık son derece bi- îinçlenmişler. Prezervatifı bir meslek aracı olarak kabul edi- yorlar. Nasıl kask olmadan bazı inşaat işçileri çabşmazsa bu kadmlar da prezervatif olmadan işlerini yapmak istemiyorlar. Ama bu arada haksız rekabet olarak niteledikleri bir durumla karşılaşıyorlar. Prezervatif kul- lanmamayı kabul eden kadınlar müşterilerin isteklerine boyun eğiyorlar. Paralı seks yapan ka- dınlar. "Burada hedef müşteriler olmabdır" diyorlar. Kadının tu- tumu değişmedikçe paralı seks yapan kadınlann üzerinde eko- nomik bir baskı olacaktır. Müş- teri üç misli para verip, kadına "prezervatif kullanmayalım" diye telkinde bulunuyor; kadını zorluyor. Kadın da fazla para al- mak için bunu kabul etmek zorunda kalıyor. Bir de patron baskısı olabilir. Patron, "Müşteri madem istemiyor. Sen onu zoriama" diye- bibyor. Peki,_ Türkiye 'de hangi hastaneter AIDS hastalanna bakıyor? ÇETTN-Enfeksiyon kliniği bulunan hastaneler AIDS hastalannı kabul edip yatınyorlar. Yatırmalan da lazım, çünkü Sağlık Ba- kanbğı'nın genelgesi var. AIDS'i iyi bilen hekimlerAIDS'ten kork- mazlar. Çünkü AIDS'in bulaşma ve bundan korunma yollannı iyi bilirler. Son yıllarda dünyada artık AIDS'lilerin ayYı yatınldığı en- feksiyon kbnikleri bile söz konusu olmuyor. AIDS tıbbm her kbniğini ilgilendirdiğinden AIDS hastalan da ABD ve bazı Batı ülkelerinde her türlü kliniğe yatınlmakta Bir de dünyada son aylarda duyulan "yamyam virüs"konusu var. Buyamyam virüs nedir? ÇETIN-Yamyam virüs deniyor, ama benim okuduğum kadany- la bu virüs daha ortada yok. Streptokok dediğimiz bir bakteri var. Bu, herkesin öteden beri bildiği bir bakteri. Bu streptokokun ince- lenmesi sonucu bunun A grubu bir streptokok olduğu anlaşılmış. Streptokoklann çeşitb' hastabklar yaptığı eskiden beri bibnir. Ancak bu son aylarda ortaya çıkan vakalardan elde edilen strep- tokokun diğer streptokoklardan farkb olarak kaslan eriten bir en- zim salgıladığı yazılmaktadır. Ve hastalar "kasianm eriyor" diye kendileri bunu söyler duruma gelmişlerdir. Bu streptokoklardan bir tanesinin bir mutasyon sonucu daha çabuk ve şiddetli bir has- tabk yapar hale geldiğini göstermektedir durum. Bir mutasyon ol- duğu zaman bir bakterinin karakterlerinde çeşitli değişmeler olur. Bu mutasyonun da bir virüsün etkisiyle bakteride değişme mey- dana gelmesi sonucu oluştuğu yazıbyor. Herhalde ileriki inceleme- ler bunu daha açık olarak ortaya çıkaracaktır. Yrd. Doç. Dr. Volkan Korten Ankara 'da Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi 'ni bitirdi. Aynıfakültede iç hastalıkları uzmanlığı yaptı. Askerlik görevini ta- mamladıktan sonra İstanbul'da Marmara Üniversitesi 'nde enfeksiyon hastalıkları ihtisası yaptı. Aynı üniversitede Enfeksiyon Hastalıkları Bölümü'nü kurdu. 1.5 yıl kadar ABD Houston 'da enfeksiyon hastalıkları ve antibiyotik direnci üzerine çalışmalar yaptı. İstanbul'a döndükten sonra yeniden Marmara Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıklıkları Bölümü nde çalışmaya başladı. IDS'le ilginiz nedir? KORTEN - Üniversite hastanelerinde çabşan insanlar gibi ben de AIDS'le ilgiliyim. AIDS daha çok genel dahi- lıyenin hastalığıdır. Biz de AIDS hastalannı görüyoruz. Hastane için oldukça problem teşkil ediyorlar. O yüzden enfeksiyon kontrolünü yürüten kişilerin zaten bu hastalarla özel- bkle ilgilenmeleri gerekiyor. Ülkemiz için de yakın bir gelecekte önemli bir sorun habne geleceğinden, AIDS'le Savaşım Demeği çatısı altında da bütün klinisyenler olarak yardımcı oluyoruz. Böy- lece daha organize bir çalışma yapılmasını sağlamaya çahşıyoruz. - Türkiye'de AIDStehtikesine boyutlarda? KORTEN - Şu anda hasta sayısı oldukça az. Şubat sonu rakam- lanyla 350 cıvannda hasta var. Yalnız, AIDS'le Savaşım Derneği'- nin tahminleri Türkiye'de yaklaşık 15 bin kişinin AIDS virüsünden enfekte olduğu yönünde. Şu anda hastanelerimizde çok fazla bir yük yok. Ama çok büyük bir hızla artış gösteriyor. Önümüzdeki 4-5 yıl içinde yayılma hızı bu şekilde devam edecek olursa, oldukça büyük bir sorun yaratacağı düşünülüyor. -ABD'de, Batı ülkelerinde AIDSçok hzlı bir sekildeyayüdı. Tür- kiye'de bu kadar hzb vayılmamasuun sizce nedeni nedir? KORTEN - Dünya Sağbk Örgütü'nün (WH0) bir kişinin yak- laşık 50 kişiyi enfekte ettiğini gösteren bulgulan var. Bu da tabii ki hastalığı yayan kişilerin özelliğine bağb. Yayan kişi seks ticaretinde çabşan bir insansa yayılma çok daha fazla oluyor. Ama hasta kişi hastalığı kaptıktan sonra. cinsel iiişki sayısını smırlandınrsa ya da o kadar çok sayıda ınsana ulaşa- mayacak bir kişiyse yayılma hızı daha az olabibr. Aynca kontrol önlemierinin, halkın eğıtılmesi- nin, aile ilfşkilerinin. sosyal yapının bunda önemi var. ABD'- deki hasta özelh'kleri, daha çok homoseksüeller ve damariçi ilaç bağımblannın çoğunlukta oldu- ğu bir yapıydı. Sonradan karşı cins ibşkileri çok daha ön plana gecmeye başladı. Ama hala Ku- zey Amenka'daki yayılım tipi ilaç bağımlılan ve homoseksüel ağırbklı diyebiliriz. Afrika'da ise tam tersi. Afrika'da tamamıyla karşı cins ilişkileriyle yayılan bir durum var. Türkiye'de ise her iki- si var. Güney Amerika ülkelerin- de de aynı şey gecerli. Türkiye'de şu ana kadar tespit edilen has- talann yüzde 25-30'unu ilaç bağımblan ve homoseksüeller oluşturuyor. Geri kalan hasta- Iann çok önemb bir kısmı, karşı cins ilişkisi içinde olanlar. AIDS'in, dünyada yeniyeni du- yulmaya baskuhğı strada has- tahğın daha çok homoseksüel iâş- kiler nedeniyle yayıldığı söyleni- yordu... KORTEN - O zaman yapılan araştırmalarda homoseksüellerin eş sayılannın çok fazla olduğu be- lirtibyordu. Yıllık rakamlar inanılmaz fazlabktaydı. Nitekim daha sonra yoğun bir eğitimle Kuzey Amerika'da eş sayılan azalınca hastalığın yayılma hızı da kesildı. Şu anda hastalığın en hızb yayıldığı gruplar heterosek- süel nüfus. - Türkiye'deki hastalann, yak- laşık yüzde 25-30'unun ilaç bağımhlan, homoseksüeller ve bi- seksüeller olduğunu sövleduu'z... KORTEN - Evet. Bunlar Sağlık Bakanbğı'na rapor edilen- ler. Ama her şeyde olduğu gibi bi- zim istatistiklerimiz de çok sağbklı değil. - BUdirilmeme nedenleri nedir? KORTEN - Devletin, bulaşıcı hastabklarla mücadele poiitikası- nda bazı bildirimi zorunlu hastabklar olduğu takdirde filyasyon denilen bir olay var. Sağlık Bakanhğı, bu hastalann. hastabğı ne şekilde aldıklannı araştınyor. Ama AIDS hastalan da sosyal ilişki- leri ve bireysel haklan nedeniyle gizb kalmak istiyorlar. Bazı he- kimlerimız de, ben de seyrek olarak bazı hastalanmızı rapor etme- dik. Çünkü hastalanmız bunu kesınbkle istemiyorlar. Endişeleri de ortaya çıkmalannın hayatlannı altüst etmesi olasıbğı. Sağbk Bakanbğı da hastalann bildirimi konusundaki politi- kasını oldukça değiştirdi. Artık çok daha sınırb birfilyasyonyapı- yor. Sadece aynı hastanın birkaç kez rapor edilmesini önleyecek önlemler aldılar. Bu hastalann hastalığı nereden aldıklannı ve po- tansiyel olarak bulaştırdıklan kişileri tarayabiliyoruz. O nedenle artık bildirimde pek fazla sorun çıkacağına inanmıyonım. Bundan sonra belkı daha sağlıkh bildirimler olabibr. - Genelev kadmlan arasında durum nedir? KORTEN - Onlann durumu çok ilginç. Türkiyede şimdiye ka- dar yapılan sınırlı araştırmalarda AIDS'in genelev kadınlan arası- nda son derece az olduğu ortaya çıktı. Fakat bunun aksine Zührevi Hastabklar Hastanesi'nde muayene edilen, serbest çabşan yabana uyruklu kadınlar arasında tespit edilen AIDS vakalan var. Ama kontrol edilen genelevlerde çok düşük; hemen hemen yok denecek kadar az. O da şunu gösteriyor: Genelevler, sokaktaki fuhuşa kı- yasla çok daha az riskb. Sokakta serbest çabşan grubu kontrol et- mek son derece zor. Batı ülkelerinde o grupta ilaç bağımhsı olan insanlar oldukça fazia. Böylece de risk çok artıyor. Bazı ülkelerde söz konusu grupta yüzde 13'e varan AIDS taşıyıcıbğı bulunurken devlet konrolundaki yerlerde yüzde 1 'e kadar düşebiliyor. Yani oldukça büyük bir fark var. Bu arada şunu belirtmekte ya- rar var: Doğu Karadeniz Bölgesi büyük bir kapalı kutu. Şu ana Sokakfuhuşu dahariskli AIDS'in genelev kadınlan arasında son derece az olduğu ortaya çıktı. Doğu Karadeniz Bölgesi büyük bir kapalı kutu. Şu ana kadar Doğu Karadeniz Bölgesi'yle ilgili hiçbir veri yok.. kadar Doğu Karadeniz Bölgesi'yle ilgili hiçbir veri yok. Oradaki sorunun boyutlan bilimsel açıdan hıç bılinmiyor. - Parayla seks yapanlardaprezervatif kullanıım durumu nedir? KORTEN - Aslında oldukça düşük. Son bir-iki yıl içinde yapılan araştırmalarda. medyadaki bilgılerden. \a da değişik kurumlann sürdürdükleri çabşmalardan sonra genelevdeki kadınlann prezer- vatifsiz müşteri kabul etmeme oranlannda oldukça büyük bir artış olduğu anlaşıldı. SayınYıMız Tûmerdem'in Ankara Genelevi'nde yaptığı bir çalışma var. Son yıllarda bu genelevde çabşan kadın- lann yüzde 71'i prezervatifsiz müşten kabul etmemeye başlamış. Bu kadınlann yüzde 83'ü prezervatifin önemini bildiklerini söyle- mişler. Fakat yiizde 29*u da ekonomik nedenlerden müşterinin prezervatifsiz ibşki isteğini kabul edıyormuş. Yanı müşteriler pre- zervatif taktıklan zaman tam zevk alamadıklan gerekçesıyle kadı- nlara düşük ücret ödüyorlarmış. Oysa prezervatifsiz iu'şkiye ise daha fazla para veriyorlarmış. Özellikle de kadınlar. müşteri prezervatifsiz iiişki istediği zaman bunun riskini bile bile ekonomik nedenlerle kabul ediyorlarmış. Fakat yine aynı grubun yaptığı çaüşmada erkek eşcinseller arası- nda prezervatif kullanımının çok daha düşük olduğu ortaya çıktı. - Halk arasında Sataşalar ath verilen, Doğu Bloku ülkelerinden Türkiye'ye gelipparah seks yapan kadınlann oluşturdukları tehlike ne boyutlarda? KORTEN - İstanbul Üniversitesi'nde yapılan çok ilginç bir araştırrria var. Zührevi Hastabklar Hastanesi'ne başvuran 300 Ru- men kadın arasında yapılan araştırmada ilginç sosyo-kültü- rel bulgular elde edilmiş. örne- ğin bunlann yüzde 63'ü bir ile 10 arasında bir sayıda kişilerle iliş- kiye girmiş.Yüzde 30'u 11 ile 100 arası kişiyle ibşki kurmuş. Yüzde 7'sinın de 100'den fazla müşterisi varmış. Bunlann yüzde 17'si *iıepa- tit-B", sanlık virüsü taşıyıcısı. Yüzde 46'sında ise frengıyle ilgili testler pozitif çıkmış. Bu kadınlann yüzde 70'inin eğjtim düzeyleri çok düşük. Çok küçük köy ve kasabalardan geb- yorlar. Çoğunun ya bir geliri yok. ya da aybk gebrleri 13 do- lardan daha az. Yüzde 86'sırun ailesinin aybk geliri 13 dolardan daha az. Tabii bu kadar büyük ekonomik zorluklar içindeyken kadının burada dehşetli biçimde özendirilmesi söz konusu. Bu kişilerin yüzde 23'ü sadece parab seks yapmak için Türki- ye'ye geldiklerini söylemişler. Yüzde 28'i de buraya çalışmaya geldiklenni, ancak başka bir iş bulamadıklan için bu sektöre kaydıklannı belirtmişler. Yüzde 6'sı da bir çete vasıtasıyla zorla buraya getirildiklerini ifade et- miş. Çok ilginç. Yüzde 12'si ise aileleri tarafından para kazan- malan için bu işe özendirildikle- rüıi söylemişler. Bu kadınlann yüzde 43'ü evlenip Türkiye'de kabnayı umuyorlarmış. Konuyla ilgili düzenlenen son kongrede bir Bulgar meslek- taşımız vardı. Bize, iki kadın ar- kadaşının turistik amaçla Istan- bul'a geldiklerini, burada birkaç kişiyle birlikte olduklanru, iki ki- şiden kazandıklan paranın ken- disınin altı aybk maaşına eş de- ğerde bir para olduğunu anîattı. Bu kişi bir doktor ve üniversitede öğretim üyesiydi. Bu kadar özendirici bir faktör olunca, bu işi önlemek, bana son derece güç gibi görünüyor. Son yapılan Gezici Fahişelik Kongresi'nde de çok ilgmç bulgular ortaya çıktı. Bu sadece Türkiye'nin sorunu değil. Tüm Avrupa'yı sarmış durumda. Çek Cumhuriyeti ve diğer eski Doğu Bloku ülkelerinden Hollanda, Belçika, Almanya'ya karşı da çok hızb bir trafik var. Avrupa Birbği buna ortak çözümler ara- maya başlamış. Bunlar tabii en tehlikelileri. Bunlann çok önemli bir kısmı da Batı Avrupa'da organize suç örgütleri tarafından yö- netiüyorlar. Bu alanda bir sektör doğmuş. Hollanda'nın Amster- dam kentindeki Kırmızı Fener Sokağı parab seksin yapıldığı yer. Bir Hollandab araştırmaa buraya arka arkaya gelen 100 kişinin nerelerden geldiklerini merak etmiş. Bunlann yüzde 22'sinin Türk olduklannı saptamış. Yurtdışında yaşayan Türk işçisi nüfusun o kişilerle ne kadar yoğun temas içinde olduğu bu orandan anlaşıh- yor. Zaten ülkemizde tespit edilen AIDS vakalannın oldukça önemli bir kısmı hastabğı yurtdışında yaşarken kapanlar. - Türkiye'de hangi hastaneler AIDS hastalannı gbrüyorlar? KORTEN - Türkiye'de tespit edilen AIDS vakalannın yaklaşık yansı İstanbul'da. Sağhk BakanlığYnın bu hastalann özel olarak gitmelerini istediği birkaç merkez var. Bunlardan birisi Haseki'de. Yalnız bu işin çok örgütlü olduğunu söyleyemeyiz. Şu anda bu has- talan, bütün hastalann genel olarak bakıldığı hastanelere abyoruz. Çünkü bu hastanelerde kalmalannın hiçbir sakmcası yok. Yine de hizmetin daha organize götürülmesi için bir örgütlenme yapılabilir. Ama hasta sayısı çok yoğun olmadığı için bu yapılmıyor. Sağbk Bakanbğı kendi hastanelerinde bu hastalar için özel yerler ayırdı. Haseki'nin dışında Zührevi Hastabklar Hastanesi'ne gjdebibyor- lar. Aynca üniversite hastaneleri, SSK hastanelerinedegidebibyor- lar. Özel bir merkezde toplanmalan söz konusu değil. Ama ileride hasta sayısı çok arttığı zaman hastanelerin bir bölümü. bu hastala- ra avnlarak. daha organize hizmet götürülmesi mümkün olabibr.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle