Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 26 HAZİRAN1994 PAZAR
PAZAR KONUKLARI
AIDS'ten konamuumıtekyotuprez/ervatifSUNUŞ: AIDShastalığı 20. yüzyılın ikinci muamelelerigördüler. Yıllargeçtikçe ve AIDS gerektiğiduyurularınıyaydüar. Biz de AIDS'i,
yarısında insanlann kâbusu oldu. virüsünün insan vücuduna neleryaptığı daha iyi
Hastalığın ilk tanındığı 80 'liyıllann anlaşılınca bunun önünegeçmenin bazıyollan da
başlarında AIDS virüsü taşıyanlarya da bulundu. Çeşitlikuruluşlar, özellikle
hastalığayakalanmış olanlar adeta toplum dışına prezervatifsiz seksyapılmaması,paralı seks
hastalığın bulaşmayollarını,paralı seksyapan
kadınların durumunu, Türkiye için hastalığın ne
boyutlarda tehlike oluşturduğunu, bu işin iki
uzmanı olan Prof. Dr. Enver Tali Çetin ve Yrd.
itildiler; Ortaçağ'da cüzamlıların uğradıklan yapan kişilerin buna özellikle çok dikkat etmeleri Doç. Dr. Volkan Korten 'le konuştuk.
Söyleşi Leyla Tavşanoğlu Konuklar Prof. Dr. Enver Tali Çetin Mikmbiyoloji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Volkan Korten Enfeksiyon Uzmanı
Prof. Enver Tali Çetin
İ.Ü. Tıp Fakültesimezunu. 1954'temikrobiyolojienfeksiyon hastalıkları uzmanı oldu. 1958'de doçenüiğini, 1968'deprofesörlü-
ğûnü aldı. Uzun süre t. U. Çapa Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanlığı yaptı. 300 'denfazla basılmıs, özgün
çalışması var. 1992yüında birgrup arkadaşıyla birlikte AIDS'le Savaşım Demeği'ni kurdu. Ayrıca Antibiyotik ve Kemoterapi
Derneği kurucu üyesi ve başkanı. 1993 yılında Çapa Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanlığı 'ndatı emekli oldu.
ürkiye'de AIDS tehUkesüıin boyutlaruu bize anlatabihr
misiniz?
ÇETÎN Sadece Türkiye değil, bütün dünya bakımı-
ndan duşünmek gerekir. AIDS virüsü 1983 yılında keş-
fedildikten sonra buna karşı bazı laboratuvar çahşma-
lan yapılması olanağı doğdu O zamandan beri bu has-
talığın dünyada ne kadar yaygın olduğu hususunda baa bilgiler
ortaya çıkmaya başladı. 1981 'de hastalığın ilk defa tarif edildikten
sonra da bütün dünyada giderek yayıldığı görüldü. AIDS'in Avru-
pa ülkelerinde artışı 1985'ten sonra başlamışür. Ülkemizde de ilk
vaka olarak 1985'te görülmüştür. Ondan sonraki yıllarda giderek
artışını sürdürmüştür. Avrupa'da Italya, tspanya. Yunanistan gibi
ülkelerle kıyasladığımız zaman onlarda artışın geçen yıllardan çok
daha fazla olduğunu görüyoruz. Ülkemizde henüz hasta sayısı çok
fazla değildir.
Türkiye'de bugün AIDS'S hasta sayısı kaç?
ÇETİN-Sağlık Bakanbğı rakamlanna göre Türkiye'de hasta
sayısj nisan ayı sonunda 132'dir.
Peki az Türkiye 'de AIDS'te hzh bir artış ohnamasuu neye bağh-
yorsunuz?
ÇETİN - Hasta sayısı şimdilik düşük. Ama yine Sağlık Bakanhğı
kayıtlanna göre seropozitif olan kişilerin sayısı 357\ür. Bu 357
sayısının kesin olduğunu düşünemiyoruz. Dünya Sağbk Örgütü
(WHO) zaten bütün dünyada resmi sayılann en az 50-100 gibi sayı-
terla çarpılması gerektiğini söylemektedir. Dünya Sağbk Örgütü'-
nün bu düşüncesıni göz önüne
abrsak demek ki Türkiye'de şu
anda 15 bin kadar AIDS
taşıyıcısı olması gerekir.
Gerçekten de ülkeye 1987-88
yıllannda Avrupa'ya gjden işci-
İerimizin orada hastalanmalan,
kan nakilleri dolayısıyla, ya da
başka çeşitli sebeplerle HIV en-
feksiyonuna yakalanmalan. da-
ha sonra 1988,1989,1990yülan-
nda turistlerin yoğun olarak Ege
ve Akdeniz bölgelerine gelmeleri,
1991-92 yıllannda Karadeniz
bölgesi ve büyük şehirlere Ro-
manya'dan, Azerbaycan'dan,
Rusya'dan, Gürcistan'dan çeşitb
kişilerin bavul ticareti için gelme-
leri, daha sonra bunlann parab
seks yapmalannın ortaya
çıkması, bunlardan bazılannın
da HIV pozitif olduklannın tes-
pit edilmesi birer gösterge.
fstanbul. Ankara, İzrnir gibi
büyük şehirlerde, ya da sahil ke-
simindeki kentlerde gençlerin
serbestçe seks iüşkilerinde bulun-
duklan bir gerçek. Ne yazık ki is-
tenen eğitim programlan da is-
tendiği biçimde gerçekleştirile-
medi. Her kesime inilemediği için
de prezervatif kullanımı Türki-
ye'de çok yaygın değil. Do-
layısıyla prezervatif kullanma-
dan yapılan her türlü cinsel ibşki
de bir tehlike olmaktadır.
Prezervatif, AIDS'e karşı yüz-
de yüz bir koruyucu otabih'yor
mu?
ÇETİN-Prezervatif, eğer uy-
gun biçimde kullanıbyorsa, iyi
bir marka prezervatifse, hiçbir
deliği, çatlağı yoksa tabii korur.
Prezervatif, bunun içindir. Sağ-
lam bir kıhf olduğu için dışardan
içeriye ya da içeriden dışanya
herhangi bir mikro organiz-
manın geçmesine engel olur.
Romen ve Rus kaduüanmn
çahşmaya başlamalanndan sonra
Karadeniz bölgesindeki durum
nedirî
ÇETfrHtaradeniz bölgesine gelerek ticaret ya da parah seks ya-
pan her kişinin mutlaka AIDS'b olmadığı aşikârdır. Bunlardan
bazılan belsoğukluğu, bazılan frengi yönünden incelenmişlerdir.
Onlarda bu hastahklann bulunduğu görülmüştür, bazılannda da
AIDS bulunduğu aniaşılmıştır. AIDS'li bir kadın, birçok kişiyle
cinsel ilişkiye girdiğinde onlardan bazılanna AIDS bulaşması
olasıhğı bulunmaktadır. Ama bugün aradan daha uzun süre geç-
mediği için hastahk beürtileri henüz ortaya çıkmamıştır. Çünkü
hastahk bebrtilerinin ortaya çıkması için mikrop vücuda girdikten
sonra dört ile beş yıl arasında zaman geçmesi lazım. Bu süre bazan
10 yıla kadar da uzayabilir. Henüz uzun süre geçmediği için daha
Türkiye'de hastalığın yaygm olarak görünmediğini düşünüyoruz.
Ama önümüzdeki yıllarda daha fazla hasta sayısı görülebilecektir.
Bunun beklentisi bile dehşet verici değil mi?
ÇETtN-Evet, dehşet verici bir şey. Karadeniz bölgesinde yapılan
bazı incelemelerde her seks ilişkisine giren yabancı kadının muhak-
kak AIDS taşıdığmı söyleyemezsiniz. Ama bazan da var. tstanbul'-
da pobsin Zührevi Hastabklar Hastanesi'ne gönderdiği kadınlar
var. Yaklaşık üç bin kadın içinde üç tanesinde seropozitif bulun-
muştur.
Gehşmiş, Batı ülkelerinde AIDS ortaya çıktıktan sonra bir AIDS
hukuğu oluşturulmuştu. Hastalarm bildirimi, hamile kadmlarda
AIDS virüsü taşıyıp taştmadıklannın saptanması için beüi tahh'llerin
yapılması öngörübnüştü. Türkiye'de böyle bir uygulama var mı?
ÇETİN-Sağbk Bakanbğfna bağb AIDS Yüksek Kurulu var.
AIDS Yüksek Kurulu dönem dönem toplanmaktadır. Bu top-
lanülarda seropozitif olanlar ya da AIDS hastalannın durumu.
bunlann toplumla ih'şkileri, kendilerine test yapıbp yapıbnaması
düşünceleri işlenmiştir. Ancak. bazı ülkelerde AIDS kanunlan
çıkanlmışür. Türkiye'de ise böyle bir kanun çıkanimamış. böyle
Hastasayısında
patiamaolabilir
Ülkemizde 15 bin kadar AIDS
taşıyıcısı olması gerekiyor. Mikrop
vücuda girdikten 4-5 yıl sonra
ortaya çıkar. Henüz bu süre
geçmediği için bizde bu hastalık
yaygın olarak görülmüyor..
bir teklif de yapılmamıştır. Ama birçok ülke bunun gerektiğine
inandığı için şırası geldiğinde bu kanunlan çıkarmak zorunda
kalmışlardır. Örneğin ülkemizde seropozitif olan kişi ya da hasta
olan bir kişi çabşamaz duruma geldiğinde bunun geçimini kim sağ-
layacaktır? Ya da ilacını kim bulabilecektır? Hastane masraflan
nasıl karşılanabilecek ya da ailesini kim geçindirebilecektır? Bu ko-
nular. daima gündeme gelmektedir. Bu toplumun halledilemeyen,
herkesi de çok yaralayan bir sorunu olarak ortada durmaktadır.
Bir de gebe kaJan seropozitif kadınlar, bunlardan potansiyel
AlDS'ü olarak doğabikcek çocuklar sorunu var. A BD 'nin bazı eya-
letleriya da bazı Avrupa ülkelerinde çok gerekli durıunlarda gebe
kadudara AIDS testi uygulanabiHyor. Clkenv'zde bu tür bir uygula-
ma var rtu?
ÇETİN-Birçok ülke ınsan haklannı ön plana almakta ve kişinin
iradesi dışında bir test yapılmasına karşı durmaktadır. Ama insan-
lara birçok şey izah edilebilir; kendilerine bunun açıklaması yapıla-
bilir. Bir test yaptınrsa ona getireceği olumlu, ya da olumsuz taraf-
lar söylenebiîir. Böylece de test yaptınp yaptırmayacağma karar
vermesi sağlanır. Birçok ülkede böyle bir uygulama var. Ülkemiz-
de de bu yapılabilir. Ama insanlara zorunlu olarak bir test yaptı-
rmanın kabulü de hiç kuşkusuz pek mümkün değildir.
Bu konuda her kadın kendi karar vermelidir. Zaten Türkiye'de
gebebkte zorunlu test yaptınlması diye bir şey yok. Türkiye'de
yurtdışından gelip askerbk yapanlara zorunlu test vardır. Bir de
paralı seks yapan ya da yaptığından şüphelenilen kişilere uygu-
lanır.
AIDS tehHkesi ortaya
çıkttktan sonra Türkiye'deki
genelevlerde durum nedir? Parah
seks yapan kadınlar dikkatk iz-
knebiliyorlar nu?
ÇETTN -Türkiye'de eskiden
beri genelev kadınlannm bir mu-
ayene mecburiyeti vardır. Züh-
revi hastabklar bakımından dü-
zenli olarak izlenirler. Son yıllar-
da buna bir de AIDS eklenmiş-
tir. Türkiye'deki genelevlerde
şimdiye kadar benim bildiğım iki
tane HIV pozitif kadın bulun-
muştur. Bu tabii çok sevindirici
bir olay.
Peki, genelev kadtnlarında
AIDS'in daha fazla görülmeme-
sutin nedeni nedir?
ÇETİN -Tabii ki, bu kadı-
nlann kendilerine daha fazla
bakmalan. Ama genelevlerde
prezervatif kullanıldığını da
sanmıyorum. Genelevlerdeki
ibşkilerde asbnda prezervatif
kıillanılması zorunluluğu olmab.
Yurtiçinde olsun, yurtdışında
olsun parah seks yapan kişilerin
en büyük şikayetleri müşterilerin
prezervatif kullanmak istemeyiş-
leri. Avrupa'da parab seks ya-
pan kadırllar artık son derece bi-
îinçlenmişler. Prezervatifı bir
meslek aracı olarak kabul edi-
yorlar. Nasıl kask olmadan bazı
inşaat işçileri çabşmazsa bu
kadmlar da prezervatif olmadan
işlerini yapmak istemiyorlar.
Ama bu arada haksız rekabet
olarak niteledikleri bir durumla
karşılaşıyorlar. Prezervatif kul-
lanmamayı kabul eden kadınlar
müşterilerin isteklerine boyun
eğiyorlar. Paralı seks yapan ka-
dınlar. "Burada hedef müşteriler
olmabdır" diyorlar. Kadının tu-
tumu değişmedikçe paralı seks
yapan kadınlann üzerinde eko-
nomik bir baskı olacaktır. Müş-
teri üç misli para verip, kadına
"prezervatif kullanmayalım"
diye telkinde bulunuyor; kadını zorluyor. Kadın da fazla para al-
mak için bunu kabul etmek zorunda kalıyor. Bir de patron baskısı
olabilir. Patron, "Müşteri madem istemiyor. Sen onu zoriama" diye-
bibyor.
Peki,_ Türkiye 'de hangi hastaneter AIDS hastalanna bakıyor?
ÇETTN-Enfeksiyon kliniği bulunan hastaneler AIDS hastalannı
kabul edip yatınyorlar. Yatırmalan da lazım, çünkü Sağlık Ba-
kanbğı'nın genelgesi var. AIDS'i iyi bilen hekimlerAIDS'ten kork-
mazlar. Çünkü AIDS'in bulaşma ve bundan korunma yollannı iyi
bilirler. Son yıllarda dünyada artık AIDS'lilerin ayYı yatınldığı en-
feksiyon kbnikleri bile söz konusu olmuyor.
AIDS tıbbm her kbniğini ilgilendirdiğinden AIDS hastalan da
ABD ve bazı Batı ülkelerinde her türlü kliniğe yatınlmakta
Bir de dünyada son aylarda duyulan "yamyam virüs"konusu var.
Buyamyam virüs nedir?
ÇETIN-Yamyam virüs deniyor, ama benim okuduğum kadany-
la bu virüs daha ortada yok. Streptokok dediğimiz bir bakteri var.
Bu, herkesin öteden beri bildiği bir bakteri. Bu streptokokun ince-
lenmesi sonucu bunun A grubu bir streptokok olduğu anlaşılmış.
Streptokoklann çeşitb' hastabklar yaptığı eskiden beri bibnir.
Ancak bu son aylarda ortaya çıkan vakalardan elde edilen strep-
tokokun diğer streptokoklardan farkb olarak kaslan eriten bir en-
zim salgıladığı yazılmaktadır. Ve hastalar "kasianm eriyor" diye
kendileri bunu söyler duruma gelmişlerdir. Bu streptokoklardan
bir tanesinin bir mutasyon sonucu daha çabuk ve şiddetli bir has-
tabk yapar hale geldiğini göstermektedir durum. Bir mutasyon ol-
duğu zaman bir bakterinin karakterlerinde çeşitli değişmeler olur.
Bu mutasyonun da bir virüsün etkisiyle bakteride değişme mey-
dana gelmesi sonucu oluştuğu yazıbyor. Herhalde ileriki inceleme-
ler bunu daha açık olarak ortaya çıkaracaktır.
Yrd. Doç. Dr. Volkan Korten
Ankara 'da Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi 'ni bitirdi. Aynıfakültede iç hastalıkları uzmanlığı yaptı. Askerlik görevini ta-
mamladıktan sonra İstanbul'da Marmara Üniversitesi 'nde enfeksiyon hastalıkları ihtisası yaptı. Aynı üniversitede Enfeksiyon
Hastalıkları Bölümü'nü kurdu. 1.5 yıl kadar ABD Houston 'da enfeksiyon hastalıkları ve antibiyotik direnci üzerine çalışmalar
yaptı. İstanbul'a döndükten sonra yeniden Marmara Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıklıkları Bölümü nde çalışmaya başladı.
IDS'le ilginiz nedir?
KORTEN - Üniversite hastanelerinde çabşan insanlar
gibi ben de AIDS'le ilgiliyim. AIDS daha çok genel dahi-
lıyenin hastalığıdır. Biz de AIDS hastalannı görüyoruz.
Hastane için oldukça problem teşkil ediyorlar. O yüzden
enfeksiyon kontrolünü yürüten kişilerin zaten bu hastalarla özel-
bkle ilgilenmeleri gerekiyor. Ülkemiz için de yakın bir gelecekte
önemli bir sorun habne geleceğinden, AIDS'le Savaşım Demeği
çatısı altında da bütün klinisyenler olarak yardımcı oluyoruz. Böy-
lece daha organize bir çalışma yapılmasını sağlamaya çahşıyoruz.
- Türkiye'de AIDStehtikesine boyutlarda?
KORTEN - Şu anda hasta sayısı oldukça az. Şubat sonu rakam-
lanyla 350 cıvannda hasta var. Yalnız, AIDS'le Savaşım Derneği'-
nin tahminleri Türkiye'de yaklaşık 15 bin kişinin AIDS virüsünden
enfekte olduğu yönünde. Şu anda hastanelerimizde çok fazla bir
yük yok. Ama çok büyük bir hızla artış gösteriyor. Önümüzdeki
4-5 yıl içinde yayılma hızı bu şekilde devam edecek olursa, oldukça
büyük bir sorun yaratacağı düşünülüyor.
-ABD'de, Batı ülkelerinde AIDSçok hzlı bir sekildeyayüdı. Tür-
kiye'de bu kadar hzb vayılmamasuun sizce nedeni nedir?
KORTEN - Dünya Sağbk Örgütü'nün (WH0) bir kişinin yak-
laşık 50 kişiyi enfekte ettiğini gösteren bulgulan var. Bu da tabii ki
hastalığı yayan kişilerin özelliğine bağb. Yayan kişi seks ticaretinde
çabşan bir insansa yayılma çok daha fazla oluyor. Ama hasta kişi
hastalığı kaptıktan sonra. cinsel iiişki sayısını smırlandınrsa ya da o
kadar çok sayıda ınsana ulaşa-
mayacak bir kişiyse yayılma hızı
daha az olabibr. Aynca kontrol
önlemierinin, halkın eğıtılmesi-
nin, aile ilfşkilerinin. sosyal
yapının bunda önemi var. ABD'-
deki hasta özelh'kleri, daha çok
homoseksüeller ve damariçi ilaç
bağımblannın çoğunlukta oldu-
ğu bir yapıydı. Sonradan karşı
cins ibşkileri çok daha ön plana
gecmeye başladı. Ama hala Ku-
zey Amenka'daki yayılım tipi ilaç
bağımlılan ve homoseksüel
ağırbklı diyebiliriz. Afrika'da ise
tam tersi. Afrika'da tamamıyla
karşı cins ilişkileriyle yayılan bir
durum var. Türkiye'de ise her iki-
si var. Güney Amerika ülkelerin-
de de aynı şey gecerli. Türkiye'de
şu ana kadar tespit edilen has-
talann yüzde 25-30'unu ilaç
bağımblan ve homoseksüeller
oluşturuyor. Geri kalan hasta-
Iann çok önemb bir kısmı, karşı
cins ilişkisi içinde olanlar.
AIDS'in, dünyada yeniyeni du-
yulmaya baskuhğı strada has-
tahğın daha çok homoseksüel iâş-
kiler nedeniyle yayıldığı söyleni-
yordu...
KORTEN - O zaman yapılan
araştırmalarda homoseksüellerin
eş sayılannın çok fazla olduğu be-
lirtibyordu. Yıllık rakamlar
inanılmaz fazlabktaydı. Nitekim
daha sonra yoğun bir eğitimle
Kuzey Amerika'da eş sayılan
azalınca hastalığın yayılma hızı
da kesildı. Şu anda hastalığın en
hızb yayıldığı gruplar heterosek-
süel nüfus.
- Türkiye'deki hastalann, yak-
laşık yüzde 25-30'unun ilaç
bağımhlan, homoseksüeller ve bi-
seksüeller olduğunu sövleduu'z...
KORTEN - Evet. Bunlar
Sağlık Bakanbğı'na rapor edilen-
ler. Ama her şeyde olduğu gibi bi-
zim istatistiklerimiz de çok
sağbklı değil.
- BUdirilmeme nedenleri nedir?
KORTEN - Devletin, bulaşıcı hastabklarla mücadele poiitikası-
nda bazı bildirimi zorunlu hastabklar olduğu takdirde filyasyon
denilen bir olay var. Sağlık Bakanhğı, bu hastalann. hastabğı ne
şekilde aldıklannı araştınyor. Ama AIDS hastalan da sosyal ilişki-
leri ve bireysel haklan nedeniyle gizb kalmak istiyorlar. Bazı he-
kimlerimız de, ben de seyrek olarak bazı hastalanmızı rapor etme-
dik. Çünkü hastalanmız bunu kesınbkle istemiyorlar. Endişeleri de
ortaya çıkmalannın hayatlannı altüst etmesi olasıbğı.
Sağbk Bakanbğı da hastalann bildirimi konusundaki politi-
kasını oldukça değiştirdi. Artık çok daha sınırb birfilyasyonyapı-
yor. Sadece aynı hastanın birkaç kez rapor edilmesini önleyecek
önlemler aldılar. Bu hastalann hastalığı nereden aldıklannı ve po-
tansiyel olarak bulaştırdıklan kişileri tarayabiliyoruz. O nedenle
artık bildirimde pek fazla sorun çıkacağına inanmıyonım. Bundan
sonra belkı daha sağlıkh bildirimler olabibr.
- Genelev kadmlan arasında durum nedir?
KORTEN - Onlann durumu çok ilginç. Türkiyede şimdiye ka-
dar yapılan sınırlı araştırmalarda AIDS'in genelev kadınlan arası-
nda son derece az olduğu ortaya çıktı. Fakat bunun aksine Zührevi
Hastabklar Hastanesi'nde muayene edilen, serbest çabşan yabana
uyruklu kadınlar arasında tespit edilen AIDS vakalan var. Ama
kontrol edilen genelevlerde çok düşük; hemen hemen yok denecek
kadar az. O da şunu gösteriyor: Genelevler, sokaktaki fuhuşa kı-
yasla çok daha az riskb. Sokakta serbest çabşan grubu kontrol et-
mek son derece zor. Batı ülkelerinde o grupta ilaç bağımhsı olan
insanlar oldukça fazia. Böylece de risk çok artıyor. Bazı ülkelerde
söz konusu grupta yüzde 13'e varan AIDS taşıyıcıbğı bulunurken
devlet konrolundaki yerlerde yüzde 1 'e kadar düşebiliyor.
Yani oldukça büyük bir fark var. Bu arada şunu belirtmekte ya-
rar var: Doğu Karadeniz Bölgesi büyük bir kapalı kutu. Şu ana
Sokakfuhuşu
dahariskli
AIDS'in genelev kadınlan
arasında son derece az olduğu
ortaya çıktı. Doğu Karadeniz
Bölgesi büyük bir kapalı kutu. Şu
ana kadar Doğu Karadeniz
Bölgesi'yle ilgili hiçbir veri yok..
kadar Doğu Karadeniz Bölgesi'yle ilgili hiçbir veri yok. Oradaki
sorunun boyutlan bilimsel açıdan hıç bılinmiyor.
- Parayla seks yapanlardaprezervatif kullanıım durumu nedir?
KORTEN - Aslında oldukça düşük. Son bir-iki yıl içinde yapılan
araştırmalarda. medyadaki bilgılerden. \a da değişik kurumlann
sürdürdükleri çabşmalardan sonra genelevdeki kadınlann prezer-
vatifsiz müşteri kabul etmeme oranlannda oldukça büyük bir artış
olduğu anlaşıldı. SayınYıMız Tûmerdem'in Ankara Genelevi'nde
yaptığı bir çalışma var. Son yıllarda bu genelevde çabşan kadın-
lann yüzde 71'i prezervatifsiz müşten kabul etmemeye başlamış.
Bu kadınlann yüzde 83'ü prezervatifin önemini bildiklerini söyle-
mişler. Fakat yiizde 29*u da ekonomik nedenlerden müşterinin
prezervatifsiz ibşki isteğini kabul edıyormuş. Yanı müşteriler pre-
zervatif taktıklan zaman tam zevk alamadıklan gerekçesıyle kadı-
nlara düşük ücret ödüyorlarmış. Oysa prezervatifsiz iu'şkiye ise
daha fazla para veriyorlarmış.
Özellikle de kadınlar. müşteri prezervatifsiz iiişki istediği zaman
bunun riskini bile bile ekonomik nedenlerle kabul ediyorlarmış.
Fakat yine aynı grubun yaptığı çaüşmada erkek eşcinseller arası-
nda prezervatif kullanımının çok daha düşük olduğu ortaya çıktı.
- Halk arasında Sataşalar ath verilen, Doğu Bloku ülkelerinden
Türkiye'ye gelipparah seks yapan kadınlann oluşturdukları tehlike
ne boyutlarda?
KORTEN - İstanbul Üniversitesi'nde yapılan çok ilginç bir
araştırrria var. Zührevi Hastabklar Hastanesi'ne başvuran 300 Ru-
men kadın arasında yapılan
araştırmada ilginç sosyo-kültü-
rel bulgular elde edilmiş. örne-
ğin bunlann yüzde 63'ü bir ile 10
arasında bir sayıda kişilerle iliş-
kiye girmiş.Yüzde 30'u 11 ile 100
arası kişiyle ibşki kurmuş. Yüzde
7'sinın de 100'den fazla müşterisi
varmış.
Bunlann yüzde 17'si *iıepa-
tit-B", sanlık virüsü taşıyıcısı.
Yüzde 46'sında ise frengıyle ilgili
testler pozitif çıkmış.
Bu kadınlann yüzde 70'inin
eğjtim düzeyleri çok düşük. Çok
küçük köy ve kasabalardan geb-
yorlar. Çoğunun ya bir geliri
yok. ya da aybk gebrleri 13 do-
lardan daha az. Yüzde 86'sırun
ailesinin aybk geliri 13 dolardan
daha az. Tabii bu kadar büyük
ekonomik zorluklar içindeyken
kadının burada dehşetli biçimde
özendirilmesi söz konusu.
Bu kişilerin yüzde 23'ü sadece
parab seks yapmak için Türki-
ye'ye geldiklerini söylemişler.
Yüzde 28'i de buraya çalışmaya
geldiklenni, ancak başka bir iş
bulamadıklan için bu sektöre
kaydıklannı belirtmişler. Yüzde
6'sı da bir çete vasıtasıyla zorla
buraya getirildiklerini ifade et-
miş. Çok ilginç. Yüzde 12'si ise
aileleri tarafından para kazan-
malan için bu işe özendirildikle-
rüıi söylemişler. Bu kadınlann
yüzde 43'ü evlenip Türkiye'de
kabnayı umuyorlarmış.
Konuyla ilgili düzenlenen son
kongrede bir Bulgar meslek-
taşımız vardı. Bize, iki kadın ar-
kadaşının turistik amaçla Istan-
bul'a geldiklerini, burada birkaç
kişiyle birlikte olduklanru, iki ki-
şiden kazandıklan paranın ken-
disınin altı aybk maaşına eş de-
ğerde bir para olduğunu anîattı.
Bu kişi bir doktor ve üniversitede
öğretim üyesiydi. Bu kadar
özendirici bir faktör olunca, bu
işi önlemek, bana son derece güç
gibi görünüyor. Son yapılan Gezici Fahişelik Kongresi'nde de çok
ilgmç bulgular ortaya çıktı. Bu sadece Türkiye'nin sorunu değil.
Tüm Avrupa'yı sarmış durumda. Çek Cumhuriyeti ve diğer eski
Doğu Bloku ülkelerinden Hollanda, Belçika, Almanya'ya karşı da
çok hızb bir trafik var. Avrupa Birbği buna ortak çözümler ara-
maya başlamış. Bunlar tabii en tehlikelileri. Bunlann çok önemli
bir kısmı da Batı Avrupa'da organize suç örgütleri tarafından yö-
netiüyorlar. Bu alanda bir sektör doğmuş. Hollanda'nın Amster-
dam kentindeki Kırmızı Fener Sokağı parab seksin yapıldığı yer.
Bir Hollandab araştırmaa buraya arka arkaya gelen 100 kişinin
nerelerden geldiklerini merak etmiş. Bunlann yüzde 22'sinin Türk
olduklannı saptamış. Yurtdışında yaşayan Türk işçisi nüfusun o
kişilerle ne kadar yoğun temas içinde olduğu bu orandan anlaşıh-
yor. Zaten ülkemizde tespit edilen AIDS vakalannın oldukça
önemli bir kısmı hastabğı yurtdışında yaşarken kapanlar.
- Türkiye'de hangi hastaneler AIDS hastalannı gbrüyorlar?
KORTEN - Türkiye'de tespit edilen AIDS vakalannın yaklaşık
yansı İstanbul'da. Sağhk BakanlığYnın bu hastalann özel olarak
gitmelerini istediği birkaç merkez var. Bunlardan birisi Haseki'de.
Yalnız bu işin çok örgütlü olduğunu söyleyemeyiz. Şu anda bu has-
talan, bütün hastalann genel olarak bakıldığı hastanelere abyoruz.
Çünkü bu hastanelerde kalmalannın hiçbir sakmcası yok. Yine de
hizmetin daha organize götürülmesi için bir örgütlenme yapılabilir.
Ama hasta sayısı çok yoğun olmadığı için bu yapılmıyor. Sağbk
Bakanbğı kendi hastanelerinde bu hastalar için özel yerler ayırdı.
Haseki'nin dışında Zührevi Hastabklar Hastanesi'ne gjdebibyor-
lar. Aynca üniversite hastaneleri, SSK hastanelerinedegidebibyor-
lar. Özel bir merkezde toplanmalan söz konusu değil. Ama ileride
hasta sayısı çok arttığı zaman hastanelerin bir bölümü. bu hastala-
ra avnlarak. daha organize hizmet götürülmesi mümkün olabibr.