Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 26HAZİRAN 1994 PAZAR
HABERLER
TBMM28
haziranda tatil
• ANKARA (ANKA)-
TBMM'nin28 hazirandan
itibaren tatilegirmesine
ilişkin karar yayımlandı.
İnsan Haklan Komisyonu
gelebilecek başvuralan
gecikmeden
değeriendirebilmek amacıyla
çalışmalannı yaz boyunca
sürdürecek. Resmi Gazete'de
yayımlanan TBMM'ain, 28
haziran tarihinde tatile
gırmesine ilişkin kararda,
tatilin l eylüle kadar devam
edeceği bildirildi.
DGMhakîmleri
aklandı
•ANKARA (AA) - DGM
hakimleri Yılmaz Çamlıbel
ileeski DGM Hakimi Albay
Ertan Urunga hakkında,
Adalet Bakanlığı müfettişleri
tarafından başlaülan
inceleme, 'Suç unsurlanrun
bulunmadığı' gerekçesiyle
işlemden kaldınldı. Edinilen
bilgiye göre Ankara DGM
Başsavası Nusret
Demiral'ın, bir süre önce
Ankara DGM asil üyeleri
Hakim Albay Ertan Urunga
ve Yılmaz Çamlıbel'i
muhbirlikle suçlayarak
yaptığı başvuru, Adalet
Bakanlığı müfettişlerince
karara bağlandı. Bakaniık
müfettişleri, Başsava
Demiral'ın başvurusunu
dikkate alarak başlattıklan
inceleme sonunda, söz
konusu hakimler hakkında
soruşturma başlatılması
istemıni reddetti.
Anayasa da
Uganda modeli
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Refah Partisi (RP)
Genel Başkanı Necmettin
Erbakan. uygar dünyada
tüm anayasalann "Allah'a
şükrederek" başladığmı
belırterek, "Ama bizimkiler
Uganda, Zimbabsve.
Zambiya mcxlelini alıyor.
Kim mukaddes sayılan bir
şeyden bahsetse kazana
konulacak. tamtamlar
çalacak"dedi. Erbakan
partisinin dün yapılan il
başkanlan toplantısında
yaptığı konuşmada.
Türkiye'de Zimbabwe ve
Uganda modelinin
beniırjsendiğini öne sürdü.
Apo'nun cezası
yayıncıya verildi
• ANKARA (ANKA) -
Ankara Devlet Güvenlik
Mahkemesi.PKK lideri
Abdullah Öcalan'ın yazdığı
'l2EylülFaşizmivePKK
Direnişi'adlıkitabı
yayımlayan Yurt
Kitap-Yayın'm sahibi Ünsal
Öztürk'ü İtitabın yazan gibi
değerlendirerek 2 yıl ağır
hapis ve 100 milyon lira ağır
para cezasına mahk um etti.
Mahkeme. yayına
Ünsal Öztürk'ü
kitabın yazan gibi
değerlendirerek Terörle
MücadeleYasası'nın8 1
maddesine göre cezalandırdı.
'Vepgi yasası
göstermelik'
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-ŞHPİstanbul
Milletvekili. vergi uzmanı
Prof. Dr. Nami Çağan.
hükümetin, kayıt dışı
ekonomiyi. kayıtiçinealmak
için hazırladığı ve' Al Capon'
yasası olarak adlandınlan
vergi yasası değişikliğinin,
göstermelik olduğunu
vurguladı. Çağan, "Buyasa,
Al Capon yasası değil, bir
komedidir" dedi.
Pompa kapatma
eylemi askıda
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Petrol Ofısi
akaryakıt satış bayileri
"pompa kapatma"
eylemlerini asfaya aldılar.
Petrol Ürünleri Işverenler
Sendikası Başkanı İsmail
Aytemiz, bayilerin kar
oranlannın arttınlması için
hükümetten söz aldıklannı
belirtirken akaryakıt
fıyatlanna önümüzdeki
günlerde zam
yapılmayacağıra bildirdi.
Solda birlik'
toplantısı
• İZMİR-Solda birlik ve
bütünleşme çabalan
sürerken İzmir'de bu
doğrultuda çalışan gruplar
bir araya geldi. Gruplardan
baalan, birliğin merkez
soldaki partilerden birinde
sağlanmasını isterken
baalan da ysni bir oluşumun
gerekliliğini vurguladı. Izmir
Solda Birlik Komitesi
tarafından düzenlenen
"Solda Birlik ve Sosyal
Demokrasinin Sorunlan"
konulu toplantıda, Erol
Tuncer. Atılım Birliği, Sevgi
Grubu temsilcileri birer
konuşma yaptılar.
SabahGazetesi'ndeyayunlanan Türkeş'in amlanmSuphiKaranum'danyanıtlar...2
BelgelerTürkeş'iyalanlıyor
rûrkeş. bu değerli anılannın
bir başkası tarafından yoru-
muna müsaade etmemeliydi.
Yazılann başlıklan ve yo-
rumlann içeriği 27 Mayıs'ı
küçültücüdür. Türkeş'in "li-
derüğTni ve "27 Mayıs'ın kudreüi albayı"
olduğunu tutturmaya çalışırken 27 Mayıs'ı,
Cemal Gürsel'i ve 27 Mayıs kadrosunu kü-
çültmek gerekmezdi. Anılann anlatıldığı bö-
lümlerde atılan başlıklara bakınız: "Dıtilal
hamamda başladı", "Post kavgası", "Türkeş
asteğmenini bakan yaptı", "İhtilalciler Et Ba-
lık'ta insan kıyması arıyor", "Kansız büftek
olmaz. kansız Ihtilal olmaz".
Eminim kı bu başlıkjan gördüklerinde. 27
Mayıs'ın hazırlanmasında Sayın Türkeş'in
emnnde görev alan ve O'nu destekleyen ide-
alist kadrolar bir kere daha çok üzülmüşler-
dir. Birbirimizın yanılgılannı düzeltmek
tarihe karşı sorumluluğumuzun bir gereği-
dir. Bunu yapamazsak her şeyi karma-
kanşık duruma sokanz. Tarihin 27 Mayıs
için yapacağı yargının tam oluşmasını önle-
riz ya da bunu geciktiririz.
Yargı ve yoruma girmiyonım
Bu yarulgılan soru ve yanıtlı demeçlerle
düzeltmeyi, yargıyı bir başkasınınyapması-
na bırakmayı tehlikeli buldum. "fftira edi-
yor" suçlamasıyla gerçeği bulamayız. Bu ne-
denle yanılgılan, yanhşlan kendi kalemimle
düzeltmeyi, gerektiği yerde belgesini ve
tanığını da ortaya koymayı yeğledim.
Yazdıklanm sadece yanlışlan düzeltmeyi
ve bunlara ilişkin kısa açıklamalan kapsaya-
caktır. Genel yargı ve yorumlara girmekten
şimdilik kaçınıyorum.
Açıklamalanm maddeler halinde aşağıda-
dır:
thtilaiin Sesi "Bildiri Sorunu": Sayın Tür-
keş bu konuda 4 Haziran 1994 günü yayım-
lanan ilk anılannda şunlan söylüyor:
"26/27 Mayıs gecesi Harp Oİculu'nda 3.
Şube Müdürü'nün odasında bÛdiriyi yazmaya
başladım. Bildirinin varısına geİmiştim İd,
baktım dışardan tank sesleri geliyor. Gerisini
sonra tamamlarım diyerek \azdiklanmi kat-
ladım cebime koydum. Harp Okulu'ndan bir
tabur askeri öğrenciyi önüme katıp Kızılay'-
dan Sıhhiye yönünden Radyoevi'ne yöneldim.
Bakanlıkİar üzerinden Sıhhiye'ye geldiğimiz-
de silah sesleri duvuluvordu. Bir vandan tabu-
u yanılgılan soru ve yanıtlı
demeçlerle düzeltmeyi, yargıyı
bir başkasının yapmasına bırakmayı
tehlikeli buldum. "İftira ediyor"
suçlamasıyla gerçeği bulamayız. Bu
nedenle yanılgılan, yanlışlan kendi
kalemimle düzeltmeyi, gerektiği yerde
belgesini ve tanığını da ortaya
koymayı yeğledim.
Alpasian Türkeş anılannda Milli Birlik Komitesi Başkanı
OrgeneraJ Cemal Gürsel ve 27Mayıs kadrosunu küçük düşürdü.
run harekatını denetliyor, bir vandan da elim-
de kağrt kalem. bildiriyi tamamlamaya çalışı-
yordum. Orduevi'ni geçtikten sonra taburun
mevziye yattığım gördüm. Etibank'ın arka-
sındaki binalardan silah sesleri geliyordu.
Bunları ciddiye almadım. Tabunı mevziden
kaldırıp hareket ettirdim. Bildiriyi radyodan
her tekrarlay ışıında üzerinde düzeltmeler ya-
pıyordum."
Bu konuda iki önemli yanlış var. Bunlan
düzeltiyorum.
Bırincisi. 26 27 Mavıs gecesi Harp Oku-
lu'ndaki harekatın planlanması sırasında,
radyoda okunacak bildirinin hazırlanması
görevi üç kışilik bir gruba verilmişti. Sıtkı
Llay. Mithat Ceylan. Alpasian Türkeş. Bir
odayaçekildiler.
Hazırladıklan metni saat O2.3O'a doğru
getirdiler. Bu grubun raportörlüğünü ve söz-
cülüğünü Alpasian Türkeş yapıyordu. Bildi-
ri Merkez Komite'ye okundu ve onaylandı.
Alpasian Türkeş tarafından radyoda okun-
ması kararlaştınldı. Bunda başlıca etken. ses
tonunun radyofonik olmasıydı. Bundan son-
ra radyoda okunacak bildiri metninin içen-
ğinde hiçbir değişiklik yapılmamıştır.
İkincisi "Taburu önüme kattını. denetledim
ve mevziden kaldırıp hareket ettirdim" gibi bir
olay asla söz konusu olamaz. Bu konuşma\a
göre sanki harekatta bu taburun komutanı
Alpasian Türkeş'tir ya da bu tabur o anda
komutansız kalmıştır, sahipsizdir. Türkeş
duruma müdahale ediyor.
Harekatın planlanmasında Harp Okulu
taburunun da içinde bulunduğu, bu bölgeye
sevkedilen birlikler Kurmay Albay Nusret
Özselçuk'un komutasına verilmiştir. Yanın-
da da, daha önce merkez komutanhğı için
yapacağı çok önemli görevden hemen sonra
Merkez Komite'den Kurmay Albay Muzaf-
fer V urdakuler bulunacaktı.
(Belge I )
Bu iki arkadaş Sayın Yurdakuler ve Sayın
Özselçuk (halen emekli tümgeneral, 27 Ma-
yıs harekatının mütevazı ve özverili örnek
insanı) halen hayattadırlar. Aldıklan görevi
\ e sorumluluğu bir başkasına ne devrederler
nc de görevlerine bir müdahaleyi kabul eder-
lerdi.
CHP ve İnönü ile irtibat konusu
27 Mayıs öncesi için Sayın Türkeş bu ko-
nuda 5 Haziran 1994 tarihli gazetede yazı-
lanlarda şunlan söylüyor:
"Ben Ankara'ya gelince örgüt üyeleriyle te-
masım oldu. Bunlar Demokrat Parti'yi devi-
rip yerine İsmet Paşa'yı geçirmek istiyorlar.
Araştınyorum. İsmet Paşa ile irtibatları vaı.
Paşa'nın evine gidip geliyorlar. Damadıyla
göriişüyorlar."
Say ın Türkeş'in bu sözleri Sadi Koçaş, Os-
man Köksal, Sezai O'kan, Suphi Karaman
ve eylül 1959'da kendisi de dahıl aramıza ka-
tılan Orhan Kabibay, Mustafa Kaplan ve
Rıfat Baykal'dan oluşan gizli örgüt için asla
söz konusu olamaz. Bilirlerdi ki, bu örgüt
ruçbir siville ılişkili değildı. İlişkili olduklan-
nı sandıklan kışilerden uzak duruyorlardı.
Hatta Alpasian Türkeş'in bugibi ilişkide bu-
lunan bir grupla görüşmeler yaptığı haberi
alınınca, Orhan Kabibay'ın başkanlıgında
oluşturulan bir kurul. Mustafa Kaplan'ın
evinde yapılan bir gizli örgüt toplanüsında,
Alpasian Türkeş'i sorgulamaya almışü. Sa-
yın Türkeş'in bu konudaki sözleri bularuk-
tır. Belki kendısının de ilişkisi bulunan başka
bir grubu kastedıyorlar. O zaman 27 Ma-
yıs'a gölge düşürülmemesi için bunu açıkça
belirtmelen gerekırdi.
YARIN: Cürsel'ln Ethem
Menderes'e mek tubu
Islamcı kesim içinde eleştiriciîutumuyla tepkileriüzerine çeken çıkışlaryapanyazar İsmailNacar:
Zaman Gazetesiiçinmenfaatönemli
Özal'la İÇİİ dlŞİiydllar Bugazeteideolojik kimliğindençok mentaatlennı. BÜtÜn taPİkatlaP ANAP'l UeStekledİ Ama ÖzaDa içli dışlı olmalanna
politikasını ön plana çıkanyor. Yani iktidarda kim olabilecekse o çevrelerle içli rağmen Erbakan'a karşı bir tutumlan yok. 1989'da büyük oranda ANAP'ı
dışlı olmak isterler. Geçmişte Zaman gazetesi çevresi, desteklediler. Aşağı yukan ortak bir karar şeklindeydi, bütün tarikatlar
Fethullah Gülenciler diye bilinenler, Turgut ÖzaHa içli dışlıydılar. ANAP'ı desteklediler. Şu anda da tavırlannı netleştirmiyorlar.
ORAL ÇALIŞLAR
Nacarla tarikatlar hakkında düşünceleri üze-
rine söyleşimizi sürdürüyoruz.
İ.Nacar - Merkezi otorite ağırlığını tekkedeki
şeyhin yanına koydu. Çünkü avam onun yanın-
daydı. merkezi otoritcyi de onun baskısıyla kunı-
yordu. Medresedeki alimler sürgün ediliyordu.
Bunun pek çok örnekleri de v ar. Tasavvnfa göre
-burası çok önemlidir- ilmin kaynağı akıl ve vahy
değildir. Onlara göre ilim. velinin kalbine ilham
olur. Allah bir ilhamla >elinin kalbine verir, o il-
hamla bildirildiği için artık ilmin kaynağı oluyor.
Bu doğrudan doğruya Kuran'la çelişkidir. Yani,
insanın, çabasının, emeğinin. aklının hiçbir önemi
yok. Bu. doğrudan doğruya
Kuran'daki rasyonaliteye
aykırıdır. İş öyle bir noktaya
geldi ki okullarda laik düşünce
gelişti. Ilmi ikiye ayırdılar.
Aldi iümler. şeri ilimler dedi-
ler. Bunun sonucu olarak
tslam dünyasında insanlar,
çocuklarımız aldi ilimkri,
yani mattmatiği, fiziği, kim-
yayı okumasa da olur dediler.
Şeri ilimler önemlidir dediler.
Nedir şeri ilimler, hadistir,
fıkıhtır, kelamdır. Islam dün-
yasında bu tasavvufla birlikte,
okullarda bir nevi laiklik deni-
lecek akli ilimler, şeri ilimler
ayrımı yapıldı ve Islam dün-
yası gerilik içinde kaldı. Ma-
tematik öğrenmek de aklın ge-
reğidir, dinin gereğidir. İsla-
miyet bunu birbirinden ayır-
mamtş. Akıl, rasyonalite ön
İ. NACAR - Kesinlikle diyemeyiz. Yalmz bir
ümidimi de söyleyeyim: Bütün bu hurafelere rağ-
men, bütün bu gericiliğe rağmen, tarikatların yo-
ğunluğuna rağmen, bunların ötesinde, mesela An-
kara L'niversitesi İlahiyat Fakültesindeki pro-
fesörlerin de denetiminde çıkan bir İslami Araştır-
malar Dergisi vardır. V ani Türkive'de eli kalem
tutan. entelekrüel kültür derinh'ği olan. bu gele-
neksel kiiltürün. bu yoz kültürün, bu yoz zihni-
yetin dışında, ciddi manada İslami bir çabadan da
söz edebiliriz. Dinamit programında . S'aşar Nuri
Öztürk gibi Hüseyin Hatemi gibi insanların tavı-
rlarına karşı da geleneksel gnıplann ne kadar ra-
hatsız olduğunu gördünüz. Dikkat ediyorsanız bu-
gün Islam konusunda, çağdaşlık konusunda. en
entelekrüel tavır bu ciddi in-
sanlardan getiyor. Kalabalık
bakımından tutucular, yoğun-
lar. geleneksel olarak kitlenin
mühim bir kısmı halen bun-
ların yanında. tarikatların
yanında. Ama zannediyorum,
ârtık eskisi gibi at oynatmaya-
caklar. Ancak İslam bakımı-
ndan, ciddi düşünen akıllı in-
sanlar. bu geleneksel gnıplann
baskısı olduğu için ba/ıları çok
net konuşamıyor. Ama bu za-
manla aşılacak.
-RP, son seçimlerde yüzdc
20'ye yaklaşan bir oy aldi.
RP, dışında bugüne kadar
oylannı alamadığı tarikat-
lann da oylannı aldi. Nedir
İslam kesimindeki durum?
İ. NACAR - Ben geçmişte
de RP'yi çok sert şekilde eleş-
tirenlerden birivim. 1973-74'-
sistemiyle ilgili uyarım demek bilinçli Müslüman
için doğru değildir. Bu anlamda ben laik değilim.
Ben İslami değerlere bağlı bir insanım ama. bu
arada diğer kimlik sahiplerine de çok saygılıyım.
Bir diyalog çerçevesi içinde birbirimizle tartışa-
rak müzakere ederek anlaşarak akıl düzeyinde
yapanlar halkı tanımadığı için gecekondulardaki
mazlum insanlar Emine Şenklioğlu'nda kendi ni-
nelerini. kendi büyüklerini gördüler.
-Türkiye'de o çok karşı çıktığınız tarikatlann ge-
nel tablosunu çıkarmanız gerekse neler söylersi-
niz?
İ. NACAR - Türkiye'de v aygm olanlar Nakşi- bir yere varacaksak, bu çok iyi bir şeydir.
lerdir. Iskenderpaşa dergahı da Nakşidir. Nakşi- -Tarikatlara yönelttianiz temei eleştiri nedir?
lerin en etkili kolu bunlardır. Bugün dergahın dini '
lideri şu anda Profesör Esad Coşan. Esad Çoşan,
şu anda benim bildiğim kadanyla Korkut Özal'la
çok içli dışlı, yakın ilişki içinde. 1989'dan itibaren
öyleydi. 1989'dan itibaren de ANAP'ı destekledi.
Şu anda çok açık bir tercih belirrmemekle beraber
Korkut Özal'a yakın. Türkiye gazetesiyle, Za-
plana gecriği zaman insanlar vönetimi sorgulu-
yordu. Alim geçinen. şeyh geçinen insanı sorgulu-
yordu. Bu da onların işine gelmiyordu. Bu şeyh
denenler, çok çirkin fetvalar yayımladdar.
Yolsuzlukları onaylayan ulema
Örneğin bu fetvalara en ilginç örneklerden bi-
risini Muhammed Pezdevi Ehl-i SünnetAkaidi ki-
tabında anlatır. SamanoğuHarı iktidarıvla ilgili
alimlere bir soru gündeme gelir. Sünni geçinen
aümlere sorulur: 'Bir hükümdar halkm malını
gasp etse, zina etse, içki içse, hatta oğlanlarla be-
raber olsa buna biat edilir mi devlet başkanlığı ka-
bul edilir mi?' Hepsi birden, "Tövbe ederse, biat
edilir' demişler. Pek çok ciddi alim, bu geleneğin
dışında olan aJim demiş ki "Halkın malını alıyor-
sa, bu kadar ahlaksızlık yapıyorsa, bu nasd devlet
başkanı olur?' Burada net bir şekilde anlaşılıyor
ki resmi ideolojiler, resmi yönetim, rasvonalite-
nin, aklın Allah'ın murat ertiği manadaki bir ras-
yonalitenin ön plana çıkması konusunda çaba sarf
etmek bir yana, bunu baltalamak için ellerinden
geleni yapıyorlar,
-İslami İcesim içinde son günlerde tarikatlar
ön plana çıktı. Tarikatlar o kadar etkili hale gel-
diler ki bir kısmının günlük gazeteleri, televiz-
yonlan, kontrol ettikleri özel okullar var. Maddi
ve siyasi güçleriyle önemli bir ağırlık oluşturu-
yorlar. Bu tabloya bakarak İslamiyet için güzel
bir tablo oluşuyor diyebilir miyız?
Batı zaman zaman Müslüman
kimliğine karşı acunasız oluyor.
lerde çok açık bir şekilde bu eleştirilerimi dile ge-
tirmiştim. Nakşilerin önemli odaklarından biri
olan Iskenderpaşa dergahı, RP'nin içindeydi. Bir
şeyi hem vicdani bakundan, hem bilgi bakımından
dile getinneyi gerekli görüyorum. RP'nin son ge-
lişmesinde tarikatların çok
ciddi bir rolleri ohnadı. Genel-
de tarikatlann dışında Türki-
ye'deki bu yolsuzluklar, riiş-
vetler konusunda bıkmış olan-
ların tepkisi >ar. İkincisi, Sov-
yetlerdeki dağılmayla birlikte
bütün dünyada bir dine dönüş
olayı var. Bunun da rolü var.
Bir başkası, Türkiye'deki bu
düzeni savunan laik çevreler,
sık sık Batılı değerleri ön pla-
na getirirken öbür taraftan
avnı Batı'nuı zaman zaman,
başta Bosna-Hersek olmak
üzere Müslüman kimliğine
karşı çok merhametsiz ve acı-
masız bir tavır sergilemesi,
Türkiye'deki önemli bir kesi-
mi etkiledi. Mahalli seçimler-
den önce medyanın çok büyük
bir rolü oldu. Emine Şenlikoğ-
man gazetesi ideolojik kim-
liklerinden ziyade, savun-
dukları değerlerden ziyade
menfaatlerini. politikalarını
ön plana çıkanrlar. Yani ik-
tidarda kim olabilecekse o
çevrelerle içili dışlı olmak is-
terler. Geçmişte Zaman ga-
zetesi çevresi, Fetullah Gü-
lenciler diye bilinenler. Tur-
gut Özal'la içli dışlıyddar.
Ama Özal'la içli dışlı olma-
lanna rağmen, Erbakan'a
karşı bir tutumlan yok.
1989'da büyük oranda
ANAP'ı desteklediler. Aşağı
yukan ortak bir karar şek-
lindeydi, bütün tarikatlar
ANAP'ı desteklediler. Şu
anda da tavırlannı netleştir-
miyorlar. Türkiye'deki sağ
iktidarlar birtakım dini çev-
releri, tarikat çevrelerini
İ.NACAR -Türkiye'de bugün en çok korkutu-
cu olan, benim peştamallı şeytanlar dediğim, hu-
rafeci insanlann takdim ertiği İslam. Bunlara
göre 1400 yıllık bir şeriat vardır. Nedir bu şeriat.
demin de söylediğim gibi saltanatlarla tarikatla-
nn himayesinde gelişmiş bir şeriattır bu. İ stelik
o çağın koşullarında ortaya çıkmış birtakım
, fıkıh, birtakım içtihatlar da
var bunun içerisinde. Bir de
Kuran'da bir İslam var. Bun-
lan birbirinden ayırt etmek
lazını. Eğer tarihsel şeriat de-
diğim, saltanatlarla tarikat-
lann himayesinde gelişen şeri-
atı alırsak, tarihsel fıkıhı alı-
rsak, ne yapmamız lazım. Size
bir örnek vereyim: Klasik
fıkıha göre bir suyun içilebil-
mesi için üç özellik gerekiyor:
Suyun tatlı olması lazım, su-
yun berrak olması lazım, kötü
bir kokusu olmav acak. Klasik
fıkıha göre bu su şer'an içilir.
Bu hukuku uv gulayacak olur-
sak binlerce buna benzer içti-
hat var. Ben basit bir ömek
verdim. Halbuki biz bu suyu
içersek zehirleniriz. Eğer
klasik şeriatın dediğini alı-
rsak, bu suyu içeriz ve zehirle-
Demirel
G.Doğu'da
tasarruf
!
istemiyor
AYŞE SAYIN
Günümüzde ünlü bir tarikat lideri
hurafelerle insanları aldatıyor.
maddi bakımdan memnun ederek polirika yapı- niriz. Kuran'daki İslami alırsak deriz ki bu hü-
yorlar. Ciddi bir İslami uyanış olmaması için de
bunlan geliştiriyorlar.
-Laiklik konusunda sizin anlayışınız nedir0
Bazı İslam araştırmacılan laikliği, İslam dünya-
kümler geçmiş. O günkü alimlere sorubnuş böyle
demişler. Bugün ise bunu laboraruvara tahîile
gönderin deriz.
sının cağdaşlaşması ıçın iyi
birdency olarak görüyorlar.
İ. NACAR - Bende tarikat-
lar gibi takıy ye y oktur. Sahte-
karlık da vokrur. iftira da
yokrur. Laikliğin din ve vicdan
özgürlüğü olduğunu söylüyor-
lar. Bence laiklik sadece din ve
vicdan özgürlüğü değildir. La-
iklik aynı zamanda din ile dev-
let işlerinin birbirinden ayrı-
Imasıdır. Şimdi böyle olunca
ben Kuran'daki İsİam açısı-
ndan söylüyorum: Ben Ku-
ran'daki İslama bağlı bir in-
sanun. Bu anlamda ben laik
değilim. İslamiyet total bir
Gaipten haber alma Allah'a mahsus
-Peştemallı şeuanlar deyip duruyorsunuz.
kimdir bunlar?
İ. NACAR - Tarikatçılar. Bütün peygamberle-
rin geüşi Allah'ı birlemektir. AUah'a ortak koş-
mamaktır. Ama bu tarikat şevhleri elimde yazüı
belgeleri var. Sürekli gaipten haber veriyoriar.
Ömeğin ülkemizde şu anda ünlü bir tarikatın reisf,
hacca gittiğinde kendisini sineklerin sokmadıgını,
herkesi sokarken kendisini sokmadıgını söyleye-
cek kadar hurafelerle insanları aldatıyor ve bunu
gerçekmiş gibi gazetelere yazıyor. Hazreti Pey-
gamberin bile taşlandığı, saİdmİara uğradığı, kan-
lar içinde kaldığı topraklarda bu ulu kişileri sinek
bile tsırmıvor. \ ine aynı kişi, kitap hah'ne getirilen
havat hikavesinde hac sırasında kimsenin bilmedi-
Laiklik aynı zamanda din ile dev let
işlerinin birbirinden ayrılmasıdır.
var. Toplumun her meselesi
konusunda birtakım iddialan
var. Bu iddialan her çağın
lu gibi ilkokul seviyesinde, fazia kültürü, bilgisi de kendi koşuilan içerisinde toplumun yeniden ken-
olmayan bir kadını çarşafıyla çıkardılar. Karşısı- disini organize etmesi lazım. Yani İslamiyette bu-
na da bir de profesör diktiler. Profesör, onu İslam- gün ilmihalimsi birtakım şeylere bugün uyarım da
la özdeşleştirerek üzerine gitti. Bu tip programlan fara/a diyelim ki ekonomik modelle ilgili, hukuk
y y
ği bir evde kalırken bir arkadaşının kendisine
dindir. Islamiyetin genel veev- yazdığı mektubu kimsenin bilmediği bu evde
rensel birtakım prensipleri vasttğın üzerinde bulur.. Kuranı kerim'in çeşitli
avetlerinde gaybın Allah başka kimse tarafından
bilinmediğini. Peygamberin de gavbı bilmediğini
söylüyor. Peygamberin bile bilmediği gaybı bu
peştamallı şeytanlar bilivor.
SÜRECEK
MİD\ AT/ŞIRNAK/BAT-
M\N - Cumhurbaşkanı Süfcy-
man Demirel. tasarruf genelge-
si nedenıyle Güneydoğu'ya
\ apılan yatınmlann durdu-
rulmaması gerektiğini beürte-
rek. Başbakan Tansu ÇiDer'e,
"Bölgeden tasarruf genelgesini
kaldınn" uyansında bulundu.
Çiller ile iki gün önce bölgede
yapılması gereken yatınmlar
konusunda görüştüğünü vur-
gulay an Cumhurbaşkanı. "An-
kara'ya dönünce de halledece-
ğim Uk iş. tasarruf genelgesinin
hizmetleri engellemesini kaldı-.
rmak olacak" dıve konuştu.
Demirel, Güneydoğulu yurt-
taşlara. "Terörün kökünün
ka/ınmasına yardımcı olun,
kalkınma hamlesini başla-
talım" mesajını yerdi. Demirel,
kent merkezlerinde olaylann
azaldığını belirterek mezralar-
daki v^ırttaşlan, kentlerde ya-
şamaya çaârdı.
Cumhurbaşkanı DemireL
Mıdyat. Şırnak \e Batman'a
düzenlediği moral gezisinde ül-
kenin birlik ve bütünlük içinde
olduğunu ve sorunlann kısa
sürede aşılacağını vurguladı.
Demirel. Milli Savunrna Baka-
nı Mehmet Gölhan. İçişleri Ba-
karu Nahit Menteşe. Genelkur-
may Başkanı Orgeneral Doğan
Güreş. Kara Kuvyeueri
Komutanı Orgeneral ismail
Hakkı Karadayı, Hava Kuv-
\etlen Komutanı Orgeneral
Halis Burhan ve Jandarma Ge-
nel Komutanı Orgeneral
Aydın İlter'in de eşlik ettiği şe-
zinin ilk durağı olan Midyat ta
3. Komando Tugay Komu-
tanlığı'nda düzenlenen sancak
\erme törenine katıldı. Daha
sonra kaymakamhğı ziyaret
eden Cumhurbaşkanı. Kay-
makam Abdullah Kalkan'a ta-
sarruf genelgesinin ilçede uy-
gulanıp uygulanmadığını sor-
du. Kalkan. genelgenin kendi-
lerini de etkılediğini belirtir-
ken. geziye katılan Olağanüstü
Hal Bölge Valisi Cnal Erkan
söze girerek, genelgenin bölge-
de yapılan yatınmlan etkiledi-
ğinı sövledı. Bunun üzerine
Demirel, Ankara'ya döndü-
ğünde Başbakan Çiller'le gö-
rüşeceğini ve genelgenin Gü-
neydoğu'da kaıdınlmasını iste-
yeceğıni bildirdi.
Demirel. dağa çıkan gençlere,
"Sizc baba nasihatı. Gelin devle-
te sığının" çağnsı yaptı. Cumr
hurbaşkaru, Şırnak'ın, gazi şe-
hir haline getiren terörden arük
kurtanldığını ifade etti. Demi-
rel, daha sonra Batman'a geçe-
rek burada da halka hitap etti.
Demirel Güneydoğu gezisini ta-
mamlandıktan sonra eşi Nazmi-
>e Demirel ile birhkte Aııkara'-
dan GAP adlı özel uçakla dün
akşam Istanbul'a geldi.