Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24HAZİRAN1994CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
DEP'lileriçîn 21 klasörbelgehazırlandı
DGM'nin DEP için hazırladığı iddianamede Sedat Bucak'm, Leyla Zana ile yaptığı konuşmanın bantlan ve gizli çekilen fotoğraflar da var
GÖKSELPOLAT
ANKARA - Ankara Devlet Güvenlik
Mahkemesi (DGM) Başsavcıhgı'nca haa-
rlanan iddianamede, milletvekillerinin
PKK ve lideri Abdullah öcalanla bağ-
lanülanna kanıt olarak gösterilen belgeler
arasında, DYP Şanlıurfa Milletvekili Se-
dat Bucak'ın, kendisiyle görüşmeye gden
Diyarbakır Milletvekili Leyla Zana ile
yaptığı konuşmanın bant çözümleri ile
gizlice çekilen fotoğraflar da bulunuyor.
İddianamede, Leyla Zana'nın, PKK
pazarkğı için PKK'li Abdülcabbar Geziti
ile birlikte Bucak'ın evine gittiği belirtile-
rek, banda alınan görüşmede Zana-Bucak
diyaloğu şöyle anJatüıyor:
Zana: Sedat, çok cabuk sinirleniyorsun,
bunu konuşarak çözeriz, anlaşahm. Eğer
sen Abdullah Öcalan'la görüşürsen daha
iyi olur. Ama sen, ben aramam dersen, se-
nin vereceğin telefona ve saate göre Ab-
dullah Öcalan senı arar.
Bucak: Öcalan'ın kendisini aramasını
kabul etmiyor ve görüşme burada bitiyor.
Zana ve Bucak, ikınci görüşmelerini
Dedeman Oteli'nde yapıyor. Zana ve Ge-
zici, Dedeman Oteü'ne gelirken, Bucak'ın
yakın adamı tarafından fotoğraflan çekili-
yor. Yine banda alınan ikind görüşme,
şöyie gelişiyor:
Zana: Senden toprak talebim yok. Ben
sana diyorum ki sen de benim insanımsın.
Senin toprak talebin, benim toprak tale-
bimdir.
Bucak: Ama Leyla...
Zana: Oraya da ulaşmak zorunluluğum
var.
den ortaya çıkıyor.
Zana: Onu İcesin vurguladık. dedik ki
taraf tutuyorsunuz. Yani iki tarafın niyeti
ön plana çıkardığınız zaman hep birlikte
katlanmak.
Öcalan: Çok kan dökülecek tabii. Yani
belki hepsi de gider. Bizden belki 10 bin,
100 bin giderse, kendilerinden de bir o ka-
dar gider.
Zana: Evet.
Öcalan: Bu mücadele yenilmeyecek.
Daha da büyüyecek. Yani bu kadar kan
dökülmesini teşvik edenler de sorumlu-
dur.
Zana: Evet.
öcalan'dan Doğan ve
Türk'e talimat
İddianamede.
Öcalan'ın, Orhan
Doğan ve Ahmet
Türk'le yapüğı tele-
fon görüşmesine de
yer veriliyor. Bu
görüşmede Öca-
lan'ın, Doğan'a,
örgütüyle Kürdis-
tan Demokrat
Partisi (KDP)
arasmda Kuzey
Irak'ta ihtilaf bu-
lunduğunu belirte-
rek, Doğan'ın, bu
konuda Mesut
Barzani'ye yakın
kişilerle ilişkiye geç-
mesi talimatını ver-
diği kaydediliyor.
SHP ile ittifak ederek secimlere katılma
karan alındı.
Secimlere katılma sırasında HEP kö-
kenli milletvekiliikleriniıı adaylan PKK ta-
rafından belirlendi. Belirienen adaylar,
Öcalan'ın onay vermesinden sonra kesüıleş-
SHP ile yapılan ittifak sonucu bölge
halkının oylanru. bu partiye kanalize et-
mesi yönünde halka baskı uygulandı.
HEP kökenli nûlletvekilleri, TBMM'-
deki ant içme töreninde, Öcalan'ın tali-
matıyla hareket etti.
HEP milleîvekillerinin Türkiye'yi, Avru-
pa ve uluslararası alanda şikayet etmeleri ve
bu konuda kamuoyu oİuştuımalan yine
Öcalan'ın tatimatıyla gerçekieşti.
27 Mart 1994 vereJ seçimJerinin boykot
edilmesi karan, Öcalan'ın talimatı üzerine
rüşme yapmak.
Türk'ön emniyetteki ifadesi
70 yıllık cumhuriyet tarihine baküğımı-
zda bunun 48 yılının sıkıyöneum ve olaga-
nüstü hal uygulamalan ile gectiğini görü-
rüz. Demokrasi ve insan haklannın
tartışıldığı dönemlerde, askeri müdahale-
lerle karşı karşıya kalınmıştır. İnsan hak-
lan ihlalleri. şiddet ve baskı her zaman
gündemde olmuştur. Türkiye. yapısı iti-
banyla ırkçı bir devlet değildir. Tek ırka ve
tek bir milliyete dayanmayan bir ülkedir.
Türkiye'de iki önemli halk mevcuttur.
Türkler ve Kürtler. Ancak yasalar Kürt
halkının varlığını inkar etmiştir. Bu in-
karcı polıtikadan kaynaklanan bir savaş
durumu mevcuttur. Kısacası bugün ne
Öcalan-Zana telefon görüşmesi
İddianamede, polis tarafından banda
alınan Zana-Öcalan görüşmesi de şöyle
yer alıyor:
Öcalan: Yani bizim değerlendirmeleri-
mizde bunlar vardı. Objekuf olarak bun-
lar vurgulanabüir. Şimdi diğer partilerin
de onkra yöneltilecek yönlerde çoktur.
İşkenceyi onayladıruz. Mutabakaü sağ-
ladığınız da hangi sorunu çözdünüz. Bun-
lar çok vurgulanabüir. Bu halklann Kürt
halkına ne verebildiniz. Kardeşlik adına
en ufak bir şey yaptınız mı? Bu kadar mu-
azzam bencilliİc, Bosna'yı bu kadar gö-
rüyorsunuz da, yani başınızdaki gerçeği
görmüyorsunuz. İş birlikçilere o kadar
yardımcı oluyorsunuz da bir halka bu ka-
dar zorbalık şeyi gizliyorsunuz. Tabii ki
bütün bunlann hesabını vermek zorunda
kalacaklar.
Zana. Başkanım, dikkatimizi çeken bir
şey oldu. özellikle E.Ö. askeriyenin bir
kısmının bu sorunu çözmeye yanaştığını
ama başbakaıun buna kesinlikle haar ol-
madığını...,
Öcalan: İlginç olabilir. Başbakan ger-
cekleri bilmeyebilir. Bir de kısa vadeli siya-
si çıkarlan için bunu yapmayabüir.
Zana: Evet efendim.
Öcalan: Şunu ileteyim, siyasi çözümleri
açık tutmakla birlikte, işte bilmem zayı-
fladılar. Bilmem bitireceğiz. O çok ken-
dilerini çok çok aldatıyorlar. Toptan
halkın ayağa kalkma durumu var. Bu sene
dökülecek kan, geçen bütün yıllan aşacak
yoğunlukta olacağa benziyor. Bu bizim
tercih ettiğimiz bir yol olmasa da yani ha-
reketin şansının olup olmadığını hiç sı-
namaya gerek yok. Bu vurgulanabüir. Za-
ten halkın durumundan da bu kendiliğin-
Telefon
görüşmeleri
nasd dinlendi
İddianameye
göre, DEP'li milfet-
vekiUerinin PKK
lideri Öcalan'la
yapüğı görüşmeler,
polis tarafından
dinlendi ve banda
alındı. Milletvekil-
lerinin yurtdışı-
ndan yapüklan gö-
rüşmelerin ıse Emniyet Genel Müdürlüğü ve
Telefon Başmüdürlüğü'nce savalığa gön-
derildiği belirtiliyor. Bu belgelere göre.
milletvekillerinin, Almanya, Fransa. Da-
nimarka, İsveç, Rusya ve diğer Avrupa ül-
kelerinden yapüklan telefon görüşmele-
rinde, PKK'nin siyasi kanadı olan ERNK
'ye ait telefonlan kullandıklan ileri sürülü-
yor.
HEP-ÖZDEP-DEP-
PKK bağlantısı
İddianamede. HEP-ÖZDEP-DEP-
PKK bağlantısı ileilgili iddialarda şöyle:
HEPin kurulması, PKK'ırin Kuzey
Irak'taki kampmda, 1990 yılında yapılan 4.
kongresinde kararlaştmldı.
HEP, Abdullah Ocalan'ın emir ve tali-
matlanyla faaliyete geçirildi. HEP içerisin-
de yer alacak kişiler PKK terör örgütünün
yerel sorumlulan tarafından tespit edildi.
Ancak HEP'in tüm yurtta teşkilatlan-
masını tamamlayamaması nedeniyle.
1991 Ekim seçimlerine Abdullah Öcalan
ve üst yönetimin aldığı karar gereğince
mamaktadır. Bu uygulama düzeltilmeli-
dir.
- Toplumsal banş için bir genel af.
Leyla Zana:
TBMM'de yemin metnini okuduktan
sonra, "Ben Kürdüm sonuna kadar Kürt
kalacağım. Ben bu yemini mecburen ve
baskı altında yapıyorum. Ben yine Kür-
düm, Kürt kalacağım" dedi ve Kürtçe slo-
gan attı
1991 seçimi öncesi, Silvan'daki bir mi-
tinge yeşil, kırmızı ve san renklerden olu-
şan elbise ve aksesuvarla çıkü ve konuş-
masına, "Merhaba Kürt şehitleri" diye
başladı
Seçim boyunca yürütülen tüm kam-
panyada konuşmalannı Kürtçe yaptı
DYP Şanlıurfa Milletvekili Sedat Bu-
cak'la PKK'nin Siverek ve Hilvan ilçele-
rine girmesi için
pazarlık yaptı
Abdullah Öca-
lan'a, "Saym Ge-
nel Başkanım"
diye hitap etti
Seçimlerden
sonra Hatip Dicle
ve parti üyesi 10
kışiyle, Mardin'in
Denk ilçesi Boz-
bayır Köyü'nde
Metinen aşireti li-
deri Mehmet Şerif
Temelli'yı ziyaret
ederek İcoruculu-
ğu bırakmalannı
ve PKK saflanna
katılmalannı iste-
di
Seçimlerden
önce PKK'nin
Bekaa'daki kam-
pına katıldı.
İddianamede suçlanan DEP'liler arasında halen cezaevinde bulunan Sım Sakık. Ahmet Türk, Leyla Zana ve Mahmut Almak da bulunuyor.
alındı.
HEPmilletvekillerinin ve parti yönetici-
lerinin bir bölümü PKK kamplannda eği-
tim gördü. Bunlardan Leyla Zana, 1991
seçimlerinden önce Bekaa'daki kampta
eğitim gördü.
Milletvekillerinden Mahmut Alınak, ör-
güte destek sağlamak amacı> la işsizleri or-
ganize etme cabalan ıçınde yer aldı.
MUletvekilleri. PKK'ye karşr mücadele
veren köy koruculannı tehdit ettiler ve
PKK saflannda yer almalannı istediler.
Milletvekillerinin suç dosyası
Ahmet Türk:
-Abdullah Öcalan'ın. Bar Elias'daki
basın toplantısına katılmak.
-Öcalan'la telefonla görüşmek ve tali-
mat almak.
-Ankara'daki evinde PKK militanı
banndırmak.
-PKK'nin Zeli Kampfnda. Osman
Öcalan'la görüşmek.
-Berlin, Köln, Romanya, Paris, Şam ve
Kamışlı'dan PKK'ye ait telefonlarla gö-
yaptığımızı. ne istediğimızi belirtmek isti-
yorum: Bugün PKK'nin tek taraflı ateşkes
çağnsı vardır. Bunu olumlu bir adım ola-
rak görüyor ve değerlendirilmesini istiyo-
ruz. Her zaman söylüyoruz, sorun Kürt ve
Türk halkı arasındaki birsorundur. Bu iki
halk birlikte yaşamışlardır, birlikte yaşa-
makistiyorlar.
Bugünkü anlayış ve baskıcı zihniyet iki
halkı karşı karşıya getirmişür. Demokratik
açılımlarla iki halkın düşüncelerini açıkla-
yabilecekleri özgür bir ortam hazırlanabi-
İirse. bu şiddetin. bu kanıtı. bu gözyaşının
duracağına inanıyorum. Bu anlayış Türki-
ye'yi daha saygın bir noktaya taşıyacakür.
Kürtlerin istekleri gayet açıktır, bunlan
şöyle sıralayabiliriz:
- Kürtlere ana dilleriyle eğitim hakkı ve-
rilmesi.
- Radyo ve televizyondan yararlanma-
lan sağlanmalı.
- Olağanüstü hal ve bunun bütün ku-
rumlannın ortadan kaldınlması.
- Sadece Kürtler için uygulanan Anti-
terör Yasası'nın kaldınlması.
- CMUK'tan sadece Kürtler yararlana-
Öcalan,
kampta
Zana'yı övdü
İddianamede.
Öcalan'ın, Zana'-
nın kampa katıl-
ması ile ilgili ola-
rak şu konuşmayı
yaptığı ileri sürül-
dü: "Görüyorsunuz bizim en pasif bulunan
kızlarımızı da aktif duruma gerirebiliyoruz
ki Leyla arkadaşımızı da partimiz ortamı-
na cekebildik. Burada beüi bir eğitime tabi
tuttuk. Gerekli olan eğitimi de aldı. Kendi-
lerine bu konuda belii bir perspektif ve tali-
matlanmız olmuştur. Bundan sonrası. bu
arkadaşların kendilerine kalmıştır. HEP'i
pasif konumdan çıkarıp aktif konuma geti-
receğiz. HEP'in pasif kalma nedeni, diğer
Kürt ve reformist güçlerin bunda payı bü-
yüktür. Ancak ne olursa olsun biz HEP'i
bu pasif konumdan çıkaracağız." İddiana-
mede. Zana'nın da Öcalan'a hitaben şu
konuşmayı yaptığı iddia edildi:
"Sayın Başkanım, müsaade ederseniz
biraz konuşmak istiyoruz. Parti ve parti
önderliğinin bizlere yönelik çabası olduğu-
nu biliyoruz, bizler de verilen bu çabayı
layıkıyla yerine getireceğiz. Bu hususta
parti önderliğinin talimat ve perspektifleri-
ni aldım. Elbette ki bundan sonraki görev
bizlere düşiiyor. Ben partiye olan andımı
bir kez daha yineleyerek dilimi/ı sö>le>e-
bildiği kadar, ayaklarımın yüriiyebildiği
kadar, irademin kaldırabildiği kadar bana
verilen göreve layık olmaya caltşacağan.
Bu hususta yine diyorum, parti önderliğine
ve Kürdistan şehitlerine söz veriyonun:
Ancak benim gerçek durumumu ve faali-
yetimin esas temelini pratiğim oluştura-
cakör."
İddianamede. Bingöl'de silahlı çauşmada
öldürülen bir PKK militanının üst aramasın-
da. Leyla Zana'nın. PKK'nın siyasi kanadı
ERNK bayrağına sanlı kürsüden konuşma
yaparken çekilmiş fotoğrafı çıktığı ileri sürü-
lerek, şu değerledirme yapıldı:
"Ölü PKK militanmın üzerinde Leyla Za-
na'nın resminin çıkması anlamlıdır. Leyla
Zana ve diğer sanıklann PKK militanlanna
ne şekilde moral ve destek sağladıklannı an-
latır."
Orhan Doğan:
PKK'nin Cudi Dağı ve Besler ve Gabar
karargahlannda silahlı eylemlerde bulun-
duğu sırada rahaisızlanan PKK militanı
Abdülvahap Kandemir'i. evinde banndırdı
ve bu militanın tedavi giderlerini oğlunun
adına düzenlenen belgelerle devletten aldı.
Bir çauşmada ağır yaralanan PKK mili-
tanı Cizreli Hurşit'i, evinde banndırd) ve te-
dayisini yapürdı.
Öcalan'la. telefon görüşmesi yaptı ve tali-
mat aldı.
Köln. Paris, Moskova'da, PKK'ya ait te-
lefonlarla görüşme yaptı.
SUTI SaJuk:
Milletvekili seçilmesine. kardeşi ve PKK
üst düzey yönetiasi Şemdin Sakık yardım
etti.
Şemdin Sakık'la sık sık telefonla görüse-
rek talimat aldı.
TBMM'de dokunulmazlığı kaldınlma-
dan önce. meclisteki Ziraat Bankası Şubesi'-
nden çektiği 103 bin ABD dolan. 45 bin Al-
man markı, 100 milyon Türk lirası ile ilgili
olarak iddianamede şöyle dendi:
"PKK yandaşları, örgüt için topladıkları
tütün paralarını PKK'ya aktarmak üzere
Sırrı Sakık a verdi. Sakık, bu paralan örgüte
Uetmedi. 1993 ydı Eylül ayında Sım Sakık,
kardeşi Şemdin Sakık'la görüşmek istedi. an-
cak Şemdin Sakık paray ı yediği gerekçesiy k
ağabeyi ile görüşmeyi reddetti."
PKK'nin, 1992 yılında Almanya'nın Boc-
hum kentinde düzenlediği toplantıya
katıldı.
Hatip Dicle:
29Mayıs 1993günüPKK'nınönderüğin-
de Almanya'nın Bonn şehrinde düzenlenen
"Kürdistan Llusal Birük ^üriiyüşü" adlı yü-
nüyüşüne katıldı
Burada yaptığı konuşmada. "Yürekkri ve
beyni özgür bir Kürdistan için çakmak çak-
mak çakan ve ulıısal birlik şıarıyla bugün bu
meydanda bir tarih yazan seckin Kürdistan
yurtseverleri. Türk \e her etnik kökenden
Türkiyeli kardeşler, dayanışmalanna ve des-
teklerine yüksek değer biçtiğimiz Avrupalı
dostlar, hepinizi bu tarihi ve anlamlı günde
partim ve şahsım adına se)amlı>orum" dcdı.
Milletvekili seçılmeden önce PKK.
PKK'nin tarihi ve Kürdıstan'ın Tarihi ko-
nulannda seminerdüzenledi ve PKK'ya mi-
litan kazandırdı.
Mahmut Almak: Rusya'da. İran Urumiye'-
de ve Panste, PKKve ait telefonla görüşme
yaptı. Zeli kampında. Osman Öcalan'la gö-
rüşerek. Kürdistan Ulu.sal Meclisi kuruluş
çalışmalan hakkında bilgi verdi.
îslaıııi Hareket9
in ardında HizbullahvarÇetin Emeç'i vuran kişi olarak teşhis edilen İrfan Çağıncı, polis kayıtlanna göre 1984 yılında İstanbul'da kurulan Hizbullah'ın
genel emiri. 1987'de Hizbullah'ın tebliğ kolunda yer alan Abdullah Bilen ise İslami Hareket'te teknik ameliyat ekibi sorumlusu.
HAIİLNEBtLER
Yazanmız Uğur Mumcu'nun 24 Ocak 1993
tarihinde öldürülmesinden hemen sonra ortaya
çıkanlan "İslami Hareket örgütü"nün arkası-
nda "Hizbullah" örgütünün olduğu ortaya çıkü.
önceki gün, Çetin Emeç'i öldüren ve Mesut kod
adlı kişi olarak teşhis edilen trfan Çağmcı'nın
İstanbul'da kurulan İran bağlanülı Hizbullah
örgütünün genel emiri olduğu belirlendi. İslami
Hareket'le Hizbullah arasındaki bir başka bağ-
lanü ise geçen aylarda Merterde bir soygun gjri-
şimi sırasında öldürülen Abdullah Bilen.
İzmir polisinin iki hafta önce yapüğı operas-
yonla İzmir'de ortaya çıkanlan beş kişilik ümle
ilgili soruşturma sırasında elde edilen bilgilerin
ardından İstanbul Yenibosna'da yakalanan
Rıdvan Çağmcı. ağabeyinin. Çetin Emeç'i öldü-
ren dört kişilik ekiptekı Mesut kod ve Mustafa
Kayacan sahte adlı İrfan Çağıncı oldugunu bil-
dirdi. İrfan Çağıncı, Hizbullah'ın Türkiye kana-
dının kurucusu olarak polis kayıtlannda yer alı-
yor. Türkiye'de 1983 yılında kurulan Hizbul-
lah'ın Hüseyin Galip kod adıyla genel emiri seçi-
len İrfan Çağıncı, 1983 sonbahanndan itibaren
İstanbul'da çeşitli eylemleri yönetti ve bunJara
bizzat katıldı.
İstanbul polisinin kayıtlannda bu eylemler
çok sayıda otomobil hırsızlığı ve market soy-
gunu olarak anlaüLyor.
İrfan Çağıncı ve iki Hizbullah örgütü üyesi 1
Kasım 1984 günü Faüh'te bir kuyumcuyu soy-
mak isterken polisle çaüşülar. Çâüşma sonucu
iki kişi yakalandı. İrfan Çağına kaçü. Operas-
yon sonunda Hizbullah örgütünün tüzüğü, do-
kümanlan, sahte kimlikler, silahlar ele geçirildi.
İrfan Çağına 1984 Kasım ayından bu yana
aranıyordu. Hizbullah'tan 16 kişinin yakalan-
ması ve yedi kişinin deşifre edilmesi yüzünden,
İrfan Çağıncı bir süre ortahkta görünmedi.
Daha sonra ilk olarak 1987 yılında Mustafa Ka-
yacan ad ve Mesut kod adıyla Batman'da orta-
ya çıkü. Batman'da Ekrem Baytap'la birlikte ör-
gütünü yeniden canlandırdı.
İrfan Çağıncı'nın yeni dönemde kullandığı
Mesut kod adı. ilk kez yazanmız Uğur Mumcu'-
nun öldürülmesinden bir gün önce başlatılan
operasyonlar sırasında ortaya çıkü. İstanbul
Bostancı Tekfer sitesinde yakalanan Mehmet
Ali Şeker ve diğer sanıklar, Mesut kod adlı kişi-
nin örgütün kuruculanndan oldugunu, örgütün
Yanıt bekleyen sorular
1-1984 yılının Kasım ayında ortadan kay-
bolduğu andan bu güne 10 yddır aranan İrfan
Çağırıcı nasd olup da bu kadar uzun süre yaka-
lanamadı? 10 yıldır kendisine yardım edenler
kimlerdi?
2-Rıdvan Çağıncı'nın evinde bulunan MİT'-
çilere ait sahte kimliklerde adı gecenlerin ger-
çekten de MİT görevlileri olduğu ortaya çıktı.
Hizbullahçı örgüt bu kişilerin adlannı nereden
öğrendi? MfTçilerle örgütçüler arasında bir
bağlantı var mı?
3-Gerek Hizbullah, gerekse İslami Hareket
diye büinen örgütler şidderi savunan ve uygula-
yan İran yanlısı islamcı örgütler. Polis bu iki
örgütün yapüannı ve kadrolarını neden karşı-
laştırma gcreği duymadı. İki örgüt karşı-
laştırıldığında en azından her iki örgütün de üst
yönetiminde bulunan Abdullah Bilen adına
rastlanacaktı. Bu neden yapılmadı?
4-Bu bağlantı sadece Abdullah Bilen'in siya-
si polisteki dosy asından bile ortay a çıkabiliyor.
Polis Abdullah Bilen çatışmada öldürüldükten
sonra onun dos\asını neden inceleme gereği
duymadı?
5-Gerek 1984 Hizbullah operasyonunda, ge-
rekse 1993 İslami Hareket operasyonunda bu
örgütlerle İran arasındaki ilişkiler net bir bi-
çimde saptanmış. Bu konuda neler yapıldı?
irfan Çağırıcı defalarca Mustafa Kayacan
kimliğiyle İran'a nasıl girdi?
yasama ve icra şuralanna seçildiğini, Çetin
Emeç'i öldüren dört kişilik ekipte teükçi olarak
bulunduğunu söylediler.
örgüte yönelik operasyonlann sürmesi üzeri-
ne, Mesut kod adlı kişinin adı Mustafa Kayacan
olarak belirlendi. Son olarak ise iki hafta önce
Izmir'de yapılan operasyon ardından İstanbul
Yenibosna'da Rıdvan Çağıncı yakalandı.
Rıdvan Çağıncfnın kaldığı e\de bulunan sahlc
kimliklerdeki fotoğraflardan ve ÇağıncTnın ıfa-
delerinden, kod adı Mesul olan kişinin İrfan
Çajpncı olduğu ortava çıkanldı.
irfan Çağmcı'yı 1987 yılında birlikte örgüt kur-
duklan Ekrem Baytap bilc Mustafa Kayacan
olarak tanıyordu. Ancak Çağına. 1987 yılında
Batman'da oluşturulan örgütlenmedeçok önem-
li birine yer verdi. Hizbullah, 1984 yılında kurdu-
ğu tebliğ kolunda görev verdiği Abdullah Bilen'i
bu kez ameliyat tim sorumlusu olarak görevlen-
dirdi. Yeni örguilenme hızla gelişirken İrfan
Çağına'nın etkisiyle İstanbul'a taşındı. Çünkü
İstanbul Çağına'nın çok iyi bildiği bir alandı.
Çağına bir yandan da 1983 yılındakı İran dcne-
yimini kullanarak İran'daki askeri kampa adam
yollayarak silahlı eğitim yaptınyordu. Çetin
Emeç'in öldürülmesi sırasında Mesut kod adıyla
tctikçi olarak yer aldığı belirtilen Çağıncı. yıllarca
Mustafa Kayacan olarak arandı.
Örgüt. L'ğur Mumcu'nun öldürülmesinden bir
gün önce polisın eline gcçtı. Yapılan sorgula-
malar sırasında militanlann hiçbiri Hizbullah
adını vcrmcdı. Daha sonra mahkcnıcyc çıkan
sanıklar. İslami Hareket diye bir örgüıün ol-
madığını. bu adı polisin taktığını sa\undular. Sa-
vunmtı a\ukatlan da İ>lamı Harckel diye bir ör-
gütün yokluğundan sö/cüiler En önemli olay ise
Ltanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcısı
Ahmet Köksal ile Emnıyel Müdürü Necdel
Mcnzir arasında çıktı. Köksal, İçişlcn Bakanlığı
kavıtlannda İslami Hareket diye bir örgütün yer
almadığını ileri sürüyor vc polisın çalışmulannı
eleştiriyordu.
Talat Turhan: Darbeciler yargdansın
Haber Merkezi- 12 Mart Belgeseli ve Çapraz
Ateş programlanndan yola çıkarak 27 Mayıs'tan
bu güne ordu-siyaset ilişkilen ve dış etkileri anla-
tan Talat Turhan. herkesi "darbecileri yargdamak
için anayasa değişikliği yapdmasuıa" destek olma-
ya çağırdı.
Basın Müzesi'nde dün bir basın toplantısı dü-
zenleyen Emekli Kurmay Yarbay Talat Turhan,
32. Gün ekibinin yaptığı Demırkırat belgeselinin
27 Mayıs olayını üç kişinin idamına indirfsdiğini.
27 Mayıs'ı en büyük eseri 1961 Anayasası'yla öz-
deşleştinnenin daha doğru olacağını söyledi. Ya-
kın tarihi incelemek isteyenler için başvurulacak
ilk kaynak olarak Yüksek Adalet Divanı dosyala-
nnı gösteren Turhan. "Bu dosyalarda göze çarpan
en önemli olgu, DP önde gelenlerinin CHP mületve-
kiüerini tutuklama ve CHP'yi kapatma girişimleri-
dir. Diktayı engellemek muhalefet partisinin giicii
dahilinde ounadığı için CHP özendirmesiyle bu gö-
revi 27 Mayısçılar üstlendi" diye konuştu.
Adnan Menderes ve arkadaşlann idamı konusu-
na değinen Turhan, Yüksek Adalet Divanı'nın
kararlannın onay makamının Milli Birlik Komı-
tesi oldugunu; oysa bazı çevrelerin sorumluluğu
Silahlı Kuvvetler Birliği'ne yıkmak istediğini söy-
leyen Turhan, Silahlı Kuvvetler Birliği'nin ve ken-
dilennin idamlara karşı çıktıklannı, bunu da dek-
lareettiklerinı açıkladı
1950'lerde iktidara gelenlerin ülkemizi Küçük
Amerika yapmak istedıklerini. bu özlemlerin hala
sürdüğünü. bu özlemin ise Mustafa Kemalın K ur-
tuluş Savaşı şıanna ters düştüğünü anlatan Talat
Turhan. "Geçen süre içinde çoğunlukla iktidara ge-
len Küçük Amerikacılar. etlunliklerini her gecen
gün arttırdılar. Bu oluşuma katkıda bulunan 12'li
darbelere karşın borç batağına diişürtilen ekonomi,
uluslararası finans kuruluşlaruıın dayatmasıyia is-
tikrar programiaruıa yönlendirikü " diye konuştu.
İdam cezalan ve darbeler konusuna dönen Ta-
lat Turhan. İnönü ve Demirel'in idamlara karşı
çelişik tavırlannı anlatırken İnönü'nün Menderes
ve arkadaşlanyla birlikte Deniz Gezmiş ve arka-
daşlannın da idamına karşı; ancak Talat Aydemir
ve Fethi Gürcan'ın idamlan yolunda tutum takın-
dığını; Demirel'in ise Menderes ve arkadaşlannın
idamlanna karşı, diğerlerinin ise idamlan yolunda
davrandığını söyledi. Turhan. konuşmasımn so
nunda ^unlan sö>leuı:
"Sözlerimi darbecilerin yargdanması gerel'tîp'
önerisini yineleyerek bitirmek istiyorum. Y'unanis-
tan, Arjantin. Brezilya'da darbecilerin yargılamna-
sı bu üikelerde demokratik oluşumlara öncmii kat-
kılarda bulunmuştur. Aslında 1982 Ana> asası'nın
gecid 15. maddesiyle kendilerini emniyete aimak iv
teyen 12 Eylül cuntası bir anlamda bu nıaddeyi ana-
yasaya koydurarak suylannın telaşı içinde bulundu-
ğunu göstermiştir."
Hizbullah'ın
İran bağlantısı:
İrfan Çağına
1984 yılında Hizbullah örgütünün acığaçıkanlmasından
sonra örgütle ilgili olarak İstanbul polisi tarafından
hazırlanan bir raporda, İrfan Çağıncı'run İran'la ılişkilen
şöyle anlatılıyor:
"Örgüt emiri olan İrfan Çağırıcı, İran İslam
Cumhuriyeti'nden yardım almay ı düştinmüş, Selim Gülcan ile
İran Konsolosluğu'na gitmişler. Başkonsolos M uhammet
Tahri've oluşturulan örgüt hakkında bilgi termişler, para
sıkıntısı çektiklerini söyleyip yardım talebinde
bulunmuşlardır. Konsolos istekleri hakkında bilaharecevap
vereceğini bildirmiş. aradan 1.5 ay geçtikten sonra İrfan,
başkonsolosluğa gitriğinde konsolos, İran'da, verecegi adrese
gitmesini \e telefondaki Ahmet Sajoi ile görüşmesini istemiş,
Selim ile İrfan 1 Mart 1984 tarihinde Doğu Beyazıt'tan İran'a
geçmişler, Ahmet Sajoi'v i bularak Türkiye'de kurdukları
İslami örgütten bahsetmişler, orada bulundukları süre
içerisinde silahlı eğitim görmüşler, Devrim Muhafızlan
tarafından Türkiye smınna getirilip bırakılmışlardır. 1984
May ıs ayı sonuna doğru .Ahmet Sajoi Türkiye'ye geldiginde
verilen telefon numarasını aramış. telefon sahibi Metin Torun
arayan kişinin İstanbul İran Konsoiosluğu'nda bekiediğini
iletmiş. bunun üzerine İrfan Çağıncı ve Selim Gülcan
konsoloslukraMuhammetThari-Ahmet Sajoi ile bir odada
görüşmüşler, Ahmet 400.000 lira para vermiş, silah tenûn
edeceği > aadinde bulunmuştur. Ahmet Sajoi ileride 600.000
lira daha yardım y apabileceğini v aadinde de bulunmuştur.
Aradan 3 ay gibi bir zaman geçmesine rağmen para
ulaştırdmadığı için İrfan, İstanbul'daki İran Konsolosluğu'na
gitmiş, konsoloslukta Ahmet'le görüşmesini söylemişler,
Ahmet'in İran'daki telefonu ile konuşan İrfan, çağn üzerine
Rıdvan ve Metin Torun ile İran'a geçmeyi planlamtşlar, plan
uyannca İrfan ve Rıdvan, İstanbul'dan Erzurum'a otobüs ile 9
Ağustos 1984 tarihinde hareket etmişler, Metin Torun'u
Erzunım'daki terminalde bularak İran'a geçmişler, Ahmet
Sajoi'yi bularak kampa gidip orada çeşitli tabancalarla eğitim
yapmışlar, istedikleri silahlar verilmemiş, bir süre İran'da
kaktıktan sonra Türkiye'ye dönmüşlerdir."
ÇAY OCAĞINA ELEMAN
Çay ocağına acele 18-22 yaş arası garson
aranıyor.
Tel:5120505 '
Askcn kımiık kartımı kaybettım
Hukümsuzdür.
GULCİHBESERİK
l C. Fen Fak. öğrena karoemı
kaybettım. Hukümsuzdür.
ÇİGDEMKADAYIFÇl