23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24HAZİRAN1994CUMA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 15 Jenyalkatil-; bulamacı "California", yeni bir yönetmeni haberiiyor Çalifornia, California, İşte geldimben sana... SUNGUÇAPAN Seri halinde cinayet işleyen, günümüzün ûnlü Amerikan canilerine ilişkin bir kitap haztrlamak isteyen genç bir yazar Brian Kessler (David Duchovny). Sevgilisi de, Brian'ın yazdıklannı görûntûlemeye çalışan, ama çektiği fotoğraflan editörlere beğendirerneyen, entelektüel bir sanat fotoğrafçısı Carrie Laughlin (MicfaeUe Forbes). Büyük kentteki aydın yaşamından fena halde bunalıp 'gûneşli düşler ülkesi' California'ya kapağı atmak içın arabalanna atlayan Brian- Carrie çifti, uzun yolculuğun benzin giderlerine ortak olacak bir başka çifti daha alırlar yanlan- na. Yazann arayıp da bulamadığı cinsten, tam ti- pik bir suçlu tipi olan, şiddete meyilli, kabasaba, maço ve cahil kasaba serserisi Early Grayce'la (Brad Pitt), 13 yaşında tecavüze uğramış, yoyo'- suyla (eline bağlı lastikli topu) oyun oynayıp çik- let şaklatarak Early'ye kadınhk eden, biraz geri zekalı, ama saf ve çocuksu, köylü genç kız Adele Corners (Juliette Lewis) çifti,'Yoksul Beyazlar'- m ternsilcisi olarak onlara biraz tepeden bakan, şehirli, külrürlü, yarliklı iik çiftin arabasına do- luşuyorlar 'rüya gibi' California yollannda. Modern westernden yol fîlmine... Gerçi devir 19. yüzyıJ değildir, ama 'Batıya gjt genç adam!" kurâh, bazılan için hâlâ umut ve düşler beldesi imajını sürdûren güneşli California'ya kapağı atmak uğruna geçerliliğini korumaktadır. Günümüzün kovboylan olarak da algılana- bilecek iki çiftin umut ve neşeyle dopdolu baş- layıp gittikçe kabusa dönüşen serüvenini, mo- dern bır westernden, Therapy, Drivin'n 'Cryin', Mind Bomb, Asleep at the Wheel, Quicksand, vb. gibi 'gnınge' kaynaklı gruplann mûziğiyle bezeli, 'derin' ABD'den panoramalar sunan, renkli bir 'yol fılmi'ne ve polisiyeye kadar uza- nan, şiddet dolu, kanlı bir tarzda hikaye ediyor "Caüforaya." 'Bir katilk aramızdaki fark nedir?" sorusuna cevap arayacağı, beyin kimyasının bozuk olduğu her suçlunun sadece 'basit ve kötü'- lüğünden ötürii mü suç işlemeye yönelip yönel- mediğini, vb. konulan inceleyeceği kitabıru yazmak için yolculuk sırasında araştırma yap- mak fırsatını da kaçırmayan yazanmız, arabası- na aldığı, seri halde cinayet işleyen 'ktinik vaka' Early'de en renkli malzemeyi bulduğunu çok geçmeden anlıyor, akıllı sevgilisinin uyanlanyla. 'Yolfflmi'nden'karafihne'dek açdıyor Son dönemin en ürkütücü 'serial killer'ı saya- cağımız "Kuzularuı Sessizliği"nın Hannibal Lec- ter'ına rahmet okuturcasına, peynir ekmek yer gibi, sebepsiz yere insan öldürmeyi alışkanhk haline getirmiş psikopat Early rolünde, Holl- yvraod'un yeni kuşak oyunculan içinde, şimdiden gûzel, temiz çocuk kalıbına sokulmuş, yakışıklı Brad Pitt, gitgide bağlannı kopartarak, iki geğirti arasına hunharca cinayetlerini sıkışnran, hasta, ama korkunç bir katil poıtresi ciziyor "Californiya"da. Sakalı, uzun saçlan ve gûlûşüyle Isa gibi görûnen, oysa ne zaman kimi kesip kimi bo- ğazlayacağı belirsiz, son derece tehlikeli, sapık Early rolünde yeteneklerini ortaya koyan Brad Pitt'in yanı sıra, öncelikle genç seyirciyi sinemaya çekecek türden, Juliette Lewis ve 'Califomia'da Brad Pht, Juliette Levris, Michelle Forbes ve David Duchovny, umut ve düşler beldesine doğnı yol alan vahşi bir ekibi oluşturuyor. Micheüe Forbes gibi çekici, güzel yıldızlara da sahip filmde yazanmız, suçlu hakkındaki kitabi bilgüerini, düşlerle gerçekler arasında yaşayan, hasta 'serial killer'ımız sayesinde bizzat yaşayıp öğrenerek zenginleştirmek fırsaünı (!) buluyor. O teoriyi pratiğe geçirirken, 'penisini tutarcasına sakındığı' silahıyla çevresine korku, dehşet ve yılgı salan sapık Early-Brad Pitt, vahşi ve kanlı eylemleriyle, ucuz heyecan arayışındaki seyircinin gereksinimlerine yanıt veriyor hep yanlış 'kapılar' açarak. Aksınp üksınp geğirip ışıgında *ilk fılm'ini çeken yeni bir yönetmenin, Latin asıllı bir Kanadalı Dominici Sena'nın "California"sı, cehennem yolculuğuna dönüşen bir trip'i aktanyor özetle. 'Yol filmi'nden 'karafilm'ekadar açılan bu ol- dukça sert ve biçimci ilk film denemesinde. Da- vid Lynch'den Ridley Scott'a kadar uzatılacak bazı usta yönetmenlerden etkilenmelerle, "Wüd at Heart"dan "Theüna ve Louise"e kadar ço- ğaltılacak kimi ünlü yakın dönem fılmlerinden etkilere de rastüyoruz. COİIfOfnlO / Yönetmen: Dominic Sena / Senaryo: Tim Metcalfe / Kamera: Bojan Bazelli / Müzik: Carter Burvvell / Oyuncular: Brad Pitt, Juliette Lewis, David Duchovny, Michelle Forbes, Sierra Pecheur, David Milford /1993, ABD (Standart Film) Beyoğlu Fitaş, Şişli Kent sinemalannda. duran, sinemada son dönemde seyrettiğimiz en bayağı ve itici katil nitelemesini hak etmeye uğraşan tiksinç Early, kafayı 'kapılar'a takmış Jim Morrison gibi dengesiz ve ayarsız biridir. Bütün kadınlar onun gözünde damızlık birer kaltak; işemek, radyatörün su boşaltması; öldürmek, bira açarcasına ve içercesine kolay bir eylem ve şiddet de günlük yaşamda başvurulmadan yapılamayan, neredeyse orgazmı anımsatan bir boşahm yoludur... Yıllar önce "Serseri Aşıklar" klasiğiyle, 'kız + araba + silah' formülünün mucidi olarak mo- dern sinema tarihine geçen Jean-Luc Godard'ın Sapıksı kahraman, çılgm çift, vb. klişeleri ele alarak daha da ileri götüren yönetmen Dominic Sena'nın biçimci anlatımırun referanslannı. son yıllarda tum medyayı etkileyen kimi film ve yönetmenlerde bulmak olası. Yağmur damlalannın gitar ünılanna kanştığı 'Idibimsi' görüntülerle açılıp başlayan "Califomia", yakın planlara, değjşken çerçevelemelere, müzikle montajın uyumuna dayanan anlatımıyla klip estetiğinden örnekler veren, bir hayli özenli, şık bir antoloji gibi izleniyor. Bildik 'tür filmi'ne yeni bir cila çekerek, seyircinin beklentisine cevap verecek cinsten şaşırtmacalarla hava basarak, kan ve şiddet öğe- sini habire pompalayarak, polisiye öyküyü sıkıahğa düşürmeden "yol fılmi'nin olanca albe- nisini boca ederek ve Michelle Forbes'la Jıdiette Lewis'in kışkırtıcı güzelliklerini sergileyip, ya- zann diyaloglanyla 'vahşi hayvan-katil'in hun- har cinayetJerini öne çıkararak, başanlı sayı- Imasa da, hayli özenti ve karmaşık bir "ilk film' ortaya koyan yönetmen Dominic Sena'nın kah- ramanlanyla siyasal kimlik, sınıfsal ve cinsel vb. sorunlan fılan yok aslında. Rahatlıkla 'tüketilen' grotesk seyirlik Içındeki kötülüğün gitgide dızginlennden bo- şanarak kontrolsüz hale geldiği cani Early'de, ^atlı çocuk' Brad Pitt'in kompozisyonunun yanında öteki karakterlerin biraz kartonumsu kaçüğı "California", Nevada-California sının- ndaki nükleer test bölgesındeki kanlı hesaplaş- maya bağlanan dehşetengiz fınaline kadar ra-. hatlıkla 'tûketilen', grotesk bir seyirlik. Yer yer rahatsız edici boyutlara ulaşsa da kolayca seyre- diliyor iki saat süresince. Görsel düzeyi, epeyi özenilmiş biçimciliği psi- kolojiye pek rağbet etmeyen kan ve şiddet öğesi- nin dozunu kaçırmış, romantizmden kıyıalığa transfer ediveren çorbamsı üslubu ve özeilikle güzel, çekici oyunculan, kimi tersliklere yer ve- ren senaryosundaki kusurlan örtbas etmeye ye- tiyordiyebiliriz "California" için. Önemli deşlse de özentili, aşın kanb, ırkiltici olabilen, değişik bir ilk film' denemesiyle karşı karşıyayız. Kayaköy Sempozyımuı Köftür Servisi - Mimarlar Odası lstanbul Büyükkent Şu- besi'nin düzenlediği 'Kayaköy Sempozynmu' yann Tarık Za- fer Tunaya Kültür Merkezi'- nde gerçekleştirilecek. Sem- pozyum, saat 10.00'da Oktay EkİDCİ'nin açıbş konuşrnası ve slayt gösterisiyle başlayacak. Saat 10.30'da "Bu güne değin Kayaköy'e getirflen önerilen 1988-1994 döneminin genel de- ğerlendinnesi" konulu panel yapılacak. Oktay Ekinci'nin yöneteceği oturuma Yflcel Gûrsel(Kayaköy Komisyonu başkanı), tsmail Demirağ, özüer O^gnn(Fethıye eski Bele- diye Başkanı), Sami Karaören ve Cengiz Bektaş katılacakJar. 11.30'daki ikinci oturumun başkanı Mete Göktuğ. Zekai Bayer, Ülker Seymen, Başba- kaiüık özel Cevre Koruma Müdürlüğû, Miııe Kangal, Kültür Bakanlığı Tabiat Var- lıkJanru Koruma Müdürlüğü ve Turizm Bakanlığı Planlama Müdürlüğü'nün katılacağı oturumda "Kayaköy'ün Fıziki Değeriendinnesi'' yapılacak. Sempozyum, öğle arasından sonra Yıfanaz Kuyumcu'nun yönettiği "Galata Gnıbu Gö- züyie Kayaköy" konulu panel ile devam edecek. Oturumda Beşe Poiatkan, Metin Karakaş, Yavuz AloğJa. Sevda Yeğin- Feyza Yücel, Ozgür ArsJan ve Erdinç Karakaş konusmacı olarak yer alacaklar. Günün son etkinliği Cengiz Emznn'un başkanlığındaki "Kayaköy nasü kurtulurr' ko- nulu forum olacak. Foruma Oktay Ekind, Ozer CHgun, Cengiz Bektaş, Yücel Gûrsel, Ydmaz Kuyurocu, tsmail Demi- rağ, Dflek Yarcan, Şengül öy- men, İhsan Tunay, Ismail Zer- man, Ülker Seymen, Çetin Gârcün(TURSAB), Gûbûm Ersoy, Zekai Bayer (TUROB), Muğla Kültür Müdürlüğü Sa- mi Karaören, Alman Arkeoloji Enstitüsü, Turizm Bakanlığı Planlama Müdürlüğü, Başba- kanlık Özel Çevre Koruma Müdürlüğü, Kültür Bakanhgt Tabiat Varlıklannı Koruma Müdürlüğü katılacak. Robert Altman'ın yenifilmi'Pret-a Porter' Paris moda dünyasını yansıtıyor ÜnHiyıkhrfartopmodeikngölgeîecR ModacıKarl Lagerfield, defflelerinde çekim yapdmasuu engelledi. Kim Basûger, JeanPaul Gaultier Yönetmen Robert AHmanveSopbia Loren(üstte), Gianfranco Ferrenin defflesinde topmodelkr. Kflhûr Servisi - "Nashvflle", "MASIT*, "Oyun- cu", "Short Cırts" gibi fılmlennden tanıdığımız sıradışı yönetmen Robert Ahman. bugünlerde bir başka sıradışı filmin çekimlerinı tamamladı. "Pret-a-Porter" adını taşıyan film, Paris moda dünyasının içyüzünü anlatıyor ve artık Altman filmlerinin tipik özelliği sayılan tümüyle ünlü yıldızlardan oluşan bir oyuncu kadrosu tarafı- ndan gerçekleştinliyor. 18 milyon dolara mal oldu Bu oyunculann arasında Kim Bassinger. Julia Roberts, Sophia Loren, MarceOo Mastroianni. Taa Robbins, Lyle Lovett, Tracy Llmann, Linda Evangelista. Claudia Schiffer, Cber, Jean-Paui Gaultier ve bir an ıçın perdeye yansıyacak daha nice ünlü yer ahyor. 18 milyon dolara mal olan ve yönetmenin deyi- miyle bir "komedi-macera-moda" filmi olan "Pret-a-Porter"da, Mastroianni, cinayet zanlısı bir terziyi, Roberts ve Basinger ünlü iki moda tele- vizyoncusunu, Tim Robbins bir spor muhabirini, Ulmann, Vogue Moda dergisinin edıtöninü; Lo- vett, Teksash bir kovboy çizmesi üreticisini can- landınrken geri kalan birçok ünlü isim sadece kendilerini canlandırmak amaayla kamera karşısına geciyorlar. Altman'a göreyan belgesel bir fars Oyunculanna bü>ük bir özgürlük tanıması ve doğaçlama oyunculuğu yeğlemesiyle tanınan Alt- man, bu kez daha da ilen gidereic Dior, Gautier gibi ünlü imzalann bahar defilelerine kamerasıyla gelip, herkese normal davranmasını söyleyerek çekım yapma yöntemini benimsedi. Ancak bu- nun sanıldığı kadar kolay bir yöntem olmadığı da kısa sürede anlaşıldı. Doğal davranmak konusundaki tüm uyanlara Catherine Deneırve modacı Yves Saint Laurentile birlikte. karşın. sahnedeki mankenlerden, sa- Iondaki ünlü konuklara kadar herkes, kameraya dönüp dönüp bakmaktan kendini alıkoyamadı. Bu yöntemin bir başka sakıncası da Aitman'ın bir röportajda filmini "yan belgesel bir fars" olarak tanımlaması üzerine baş gösterdi. Moda dünyasının dev isimlerinden Kari Lagerfield, bu sözler üstüne Altman'ın kendıleriyle dalga gecmeyi ve ipliklerinı pazara çı- karmayı amaçladığı düşüncesine kapı- larak hem kendi defılesinde, hem de Chanel'inkinde çekim yapılmasını en- gellemiş. Başka bir çekim yasağı ise Valenti- no'dan gelmiş. Ancak bu seferki tü- müyle milliyetçi nedenlerle. Valentino, moda dünyasını konu alan bir filmin sadece Paris'te çekilmesine bozulduğu- nu, Milano'nun da en az Paris kadar önemli bir moda merkezi olduğunu be- lirtirek Altman'ı geri çevirdi. Ancak film ekibi, durum böyleyken Valenti- no'nun da kendi vatanı yerine, neden Paris'te çalışrnayı seçtiği sonısuna bir yanıt bulamamışlar. Oyunculukta doğallık arayışını, ün- lüleri doğal ortamlannda çekmekle sınırlı tutmuyor Altman. Örneğin Lo- vetfe verdiği rol de kendi yaşamıyla ör- tüşüyor. Lovett. "Ben gercekten Te- xaslıvım. Sürekli kovboy çizmesi gjye- rim. Ve kovboy çizmeleri konusunda sa- atlerce konuşabilirim. Zaten filmde de yapmam gereken tek şey bu. Üstelik ce- kimlerde kendi çizmekrimi giyiyorum" diyor. Çekim sûreci olaylı geçti Altman'ın karşılaştığı bir diğer güç- lük de her zaman ilginin üzerlennde yoğunlaşmasına ahşmış "topmodel"- lerin ünlü yıldızlann gölgesinde kal- maktan şikayetci olmalanydı. Ancak doğal mekanlarda çekimler yapıbrken bazı kişilerin "Aa bak, Claudia Scbief- fer" türünden nidalan keyifierini yeri- ne getırebildi. Diğer yandan bu tür hayranük belirtileri de doğalhğı bozup. çekimlerin tekrarlanmasına neden oldu. Öyle gözüküyor ki, 1995 Cannes Film Festivali'nde ilk kez izleyici karşısına gelecek olan"Pret-A-Porter"- ın çekim süreci de bir Altman filmi ka- dar karmaşık ve olaylı geçmiş. Küttüre Ölüm UĞUR KÖKDEN Nazi iktidarının ikinci adamı, hava feldmareşali Goe- ring, Reichstag yangını duruşmasında, mahkemede "Ne zaman kültür sözünü duysam tabancamı çekip ateş etmek geçer içimden" demişti. Yaşama ve dünya nimet- lerine aşırı düşkünlüğüyle tanınan şişman mareşal, aynı zamanda işgal altında bulunan Avrupa topraklanndaki sanat ürünlerini kişisel koleksiyonuna katmakla da ün- lüydü. Gerçi, "kültürün Nazileştirilmesi" sürecinin Hk döne- meci, kitap yakılması sırasında alındı. Berlin Üniversi- tesi'nin karşısında, Unter den Linden Alanı'nda binlerce yerli-yabancı yâpıtın ateşe verilmesi, başlayan yeni dö- nem için yeterli bir ilk işaret sayılmaz mı? Dinsel bir coşkuyu yaşarcasına böylesi bir ilkel töreni örgütleyen ve yönlendiren -başta, Dr. Goebbels olmak üzere- yeni düzen yöneticileri, ortaçağdan bu yana Avrupa'da ben- zer bir hareketin yaşanmadığını elbet biliyorlardı. Daha- sı, o tarihten yaklaşık yüzyıl önce, gene kendilerinden birinin, şair Henrich Heine'nin, "Kitap yakanlar, insan da yakar" öngörüsünü de biliyorlardı. Zaten sonunda öyle oldu. Kuşkusuz, her dönem ve toplumda bu böyle. Kültür düşmanlığı, kitap düşmanlığıyla gelişir; ardından, kaçı- nılamayan son gelir. Bağnaz ya da kışkırtılmış kişilerin öne sürülmesiyle sokağa dökülmesiyle kültüre karşı hoşgörüsüzlük, Tan Basımevi'nin yok edilmesine, Bü- yük iskenderiye Kitaplığı'nın yakılmasına dek varan bir yolu açar. Benzer biçimde Hülagu Han ordularınca Bağ- dat'ta gerçekleştirilen insan ve kitap kıyımı da bir başka çarpıcı tarihsel örnek değil mi? Almanya'da kültür alanında Nazileştirmenin ikinci önemli adımı, Eylül 1939'da yaşama geçirilen, yönetimi Dr. Goebbels'e bağlı "Reich Kültür Odaları Birliği"yd\. Bu yolla, "Her kesimdeki yaratıcı sanatçıların tek bir ör- güt çatısı altında birleştıhlmesi ve bir Alman kültür siya- setinin izlenmesi" amaçlanıyordu. Birleştirici bir çatı altında, "oda" adıyla yedi değişik kesimin calışmalan, verimi örgütleniyordu: Güzel sanatlar-musiki-tiyatro- edebiyat-sinema-basın-radyo ve iletişim araçları. Pro- paganda Bakanlığı'nın bu alanlarda aldığı kararlar ve buyruklar, yasa gücünde kaul edilmişti. Ote yandan, doğrudan Hitlerin kendisi bile, iktidara gelirgelmezAlmanya'yı "yozbirçöküşsanatı'ndante- mizleme işine girişmedi değil. Alman ulusunun "tartış- masız" 'führer'\, önderi bu "decadent" sanatın yerine yeni, sağlıklı birGermen sanatı öneriyordu. Bu amaçla, hemen, 6500 tablo Alman müzelerinden geri çekildi. Bunlar arasında 'izlenimciler'den Cezanne, Van Gogh, Gauguin, Matisse ve Picasso vardı. Ayrıca. Grosz, Ko- koschka gibi çağdaş Alman ressamları da. Tarıhin yazgısı, Dürer ve Cranach gibi sanatçılar ye- tiştirmiş bir ulus, bu kez, sanatta temizleme işine girişi- yordu. Yeni Germen sanatı için ayrılan, Münih Alman Sanat Evi'nin açılışını doğrudan Hitler üstlenmişti. Dahası, mü- zeye konacak tabloların son elemeleri de bizzat Führer tarafından gerçekleştirildi Sanatsal değerlendirme ala- nında tartışmaya girişmeyeceğine, doğrudan karar ala- cağına ilişkin yıllar önce söylediği sözünü, böylece uygulamaya koyuyordu Führer. Bir dönemin kartpostal ressamı. Nevarki sanat veriminin sanatsal ölçülerde değerlen- dirilmesi siyasa adamlarmın eline düşünce, o toplum için gerçek kısırlaşma da başlar. Oysa siyasal erkin asıl yapması gereken, bireylerin kültür birikimini doğrudan sağlıklı bir seçimi gerçekleştirebilecek düzeye yükselt- mek; onlara böyle bır beğeni yeteneği kazandırmak olması gerekirdi. Bırakalım, kalıcı olanı olmayandan ayırmayı zaman yapsın. Kuşakların sağduyusu eliyle gerçekleşsin gerçek ayıklama. Tersi durumda, kültür sözcüğünü duyduğu yerde kimi siyasetçi tabancasının kurşunlarını kimisi de tükürük be- zinin tüm salgısını boşaltırsa ulusal kültür düzeyi yukarı çekileceğine adı bile anılmayacak bir sıradanlığın dört duvarı arasına mahkum edilmiş olur. Tıpkı, açılıştan kı- sa bir süre sonra Mühih Alman Kültür Evi'nin yine Goeb- bels'in eliyle kapatılması gibi., 'Ah Şu Gençler' Karaca Tiyatposu'nda KültürServisi - 4. Boyut Tıyatro Grubu'nun değişik bir \ yorumla ele aldığı Turgut Özakman'ın "Ah Şu Gençler" adlı oyunu, pazartesi günü Beyoğlu Karaca Tiyatrosu'nda ilk defa seyirci önüne çıkıyor. Yaş ortalaması 27 olan bu genç tiyatro grubunun oyunculan iki yıllık bir tiyatro çalışmasının ardından Devlet Tiyatrosu oyunculanndan Orhan Tetikcan ve Şengül Tetikcan'la birlikte 19 kişilik bir oyuncu ekibi ile büyük bir sınava hazırlanıyor. Çeşıtli meslek gruplanndan meydana gelen topluluğun oyunculan arasında gazeteci, müzik öğretmenı. bankaa. psikolog, diş hekimi. işadamı, mühendis ve öğrenciler var. A'dan Z'ye amatör bir ruhla hazırlanan oyuna dekorlan yapan Ekrem Sürer, kostümleri yapan Ülkü Nişanoğlu ve müziği yapan Cem İdiz de karşıhksız destek vermişler. 'Basımmızda Kültür ve Kültür Mirasımız' Kültür Servisi - Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Mimarhk Eğitim Kültür Araştırmalan Mesleki Bib'msel Çalışma Kurulu bugün saat 18.30'da "Basınunızda Kültür ve Kültür Mirasımız" konulu bir etkinlik düzenliyor. Mete Tunçay'ın tarih haritasındaki yerimizi aramamıza ve "bulmamıza' yönelik değerlendirmelerde bulunacağı söyleşi saat 18.30'da Mimarlar Odası Kent ve Yaşam Salonu'nda gerçekleştirilecek. 2.Nemput Festivali başlıyon ADIYAMAN(Cumhuriyet) - 2. Nemrut Festivali etkinlikleri yann başlıyor. Festival, hükümetin aldığı tasarruf önlemleri nedeniyle halkın destek ve katkılanyla gerçekleştiriliyor. Kahta kaymakamı ve festival tertip komitesi başkam Selami Uzun. festival kapsamında konferanslar, sergiler, tarihi ve turistik yerleregezi, halk konserleri, halk oyunlan gösterileri gibi etkinlikler gerçekleştirileceğini belirtti:"llçemizın tarihi, turistik ve kültürel zenginliklerinin tanıtıbnası, turizm potansiyelinin arttınlması. uluslararası platformlarda adırun duyulmasının sağlanması ve ilçe ekonomisinin güçlendirilmesi amaayla birincisi geçen yıl tertiplenen Uluslararası Kahta Kommagene Festivali'nin ikıncisı bu yıl yapılacak. Festivale bakanlar, milletvekilleri, bürokratlar, sanatçılar ve ilçe dışındaki Kahtah hemşerilerimizdavetedilmiştir". Bulunmaz Tiyatpo'da 'Çocuk Şenliği' KültürServisi - Bulunmaz Tiyatro. Muammer Karaca Tiyatrosu Müdürlüğü'nün katkılanyla " 1. Çocuk Şenliği" düzenliyor. 3 temmuz günü saat 12.00'de başlayacak ve yaklaşık beş saat sürecek şenlikte çeşitli gösteriler sunulacak. H. Hilmi Bulunmaz'ın yazıpEzel Kalkan'ın yönettiği "önce Ekmek-Önce Oyun" adlı çocuk oyununu 4-12 yaş grubu çocuklar sunacak. Müzik Ahmet Hatipoğlu'na ait. Yine Bulunmaz'ın yazıpyönettiği "însanlar Bahçesi" adlı oyunu da aynı yaştaki çocuklar sergileyecek. Serap Çocuk Yuvalan-Bale Grubu'nun sunacağı gösteriyi 1981 doğumlu Ezgi'nin şiir ve keman dinletisi izleyecek. Bunun ardından Akın Güneş ve Mete Özdemir'in "Çağdaş Karagöz" adh gösterisi, sihirbaz Kirkor Sar'ın gösterisi ve Aslan Timur'un"Palyaço Mim" gösterisi yer alacak. Şenlikte çocuklara çeşitli armağanlar da dağıtılacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle