Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24 HAZİRAN 1994 CUMA
DIZIYAZI
/3JÎJ7JJ/J1îngiltere Denizaşın Kalkınma Bakanı Wallasey Baronesi Chalker Cumhuriyei'e yazdı
Ekonomik denge oluşuyor
B
ölgeler arasında ekonomik denge
kavramı, hangi ülkede bulunduğunu-
za bağlı olarak değişık anlatnlara ge-
lir. Bir düzlemde, bu kavramın içüı-
de yaşadığımız yörede geçerli oldu-
ğunu görüyoruz. Bir kasabanın hemen dışında ye-
ni bir fabrika kurulur, kasaba halkına iş olanağı,
çevredekı lokanta ve dükkanlara da kazanç sağ-
lanır.
Bir iki adım geri çekilip olaya daha geniş açı-
dan bakarsak manzara değişir. Dengesizlik, eşit-
sizlik, açhk ya da savaşlann, cılız ekonomileri
bozup yok ettiği zaman insanlık dramlan daha bir
acımasız durum alıyor.
Aradaki büyük farla azalrmaya çalışmak, en
yoksul halklara ve ûlkelere yoksulluklanndan kur-
tulabilmeleri için yardım etmek, bizim görevi-
mizdir diye düşünüyorum.
Bu görevi -birşey yapmak gerektiğı düşüncesı-
ni-1964 yılından beri îngiltere hükürnetının De-
nizaşın Kalkınma Bakanlığı, bırçok özel kuru-
luşlarla işbirliğı yaparak yürütüyor. Amacımız
açıkça şu: Yardım ettiğimız ülkelerde yoksulluğun
kalıcı bir bıçımde gıderilmesi ve fırsatlann geliş-
tirilmesi.
• Bizim çalışmalanmız ile
diğer kuruluslann ve bircok
ülkenin çalışmalan da meyve
vermeye basladı. 1965 yılında
okur-yazar oranı yüzde 24
dolayındaydı: bugün ise vüzde
65 'e fırlamış durumda. Bebek
ölümleri yan yanya azaldı:
ortalama yasam süresi 51 'den
64'e yükseldi.
Kötümserler, otuz yıl sonra hiçbir şeyin değiş-
mediğıne işaret edeceklerdir. Bugün dünyada bir
milyar insan, tam bir yoksulluk içinde yaşıyor.
Bu insanlann çoğu, Afrika ve Asya kıtalannın
güneyınde yaşıyor. Çoğu, günde bir dolardan az
birparailegeçiniyor.
Bizim çalışmalanmız ile diğer kuruluslann ve
birçok ülkenin çalışmalan da meyve vermeye baş-
ladı. 1990 yılına kadar son 25 yıl içinde kışi ba-
şına düşen gelirin en dûşük ve orta dûzeyde oldu-
gu ülkelerde, kişi başına düşen gelir, yılda hemen
hemen yüzde beş oranında artış gösteriyordu. Ki-
şi ba§ına düşen gelir, yılda yüzde 2.5 oranında ar-
tıyordu.
Bilançolar, olayın yalnız bir yönünü yansıtıyor.
1965 yılında okur-yazar oranı yüzde 24 dolayın-
daydı; bugün ise yüzde 65'e fırlamış durumda.
Bebek ölümleri yan yanya azaldı; ortalama ya-
şam süresi 51 'den 64'e yükseldi.
lUmutvertcJ
Leydi Chalkcr'a göre bugün diinvada bir milyar insan tam bir yoksulluk içinde yaşıyor. Ancak çeşitti kuruJuşlann çabşmalan sonucunda Güncydoğn Asva'da
şaşırûcı başanlar eide edildl Ghâna ve Uganda gibi Afrika ülkelerinde. reformcu hükümetier, ekonomik reformiann soauçiannı almaya başlıyorlar.
Tanhte eşıne rastlanmayan bir gelişmenin gö-
rüldüğü Güneydoğu Asya'da, başanmız gerçek-
ten şaşırtıcı oldu. Ghana ve Uganda gıbı Afrika
ülkelerinde, reformcu hükümetler, ekonomik re-
formiann sonuçlannı almaya başlıyorlar. Geçen
yıl eylül aymda ziyaret etriğim Etiyopya'da bile
yıllar süren iç savaşın ve kötü yönerimin sonun-
da umut verici ekonomik gelişme işaretleri var.
Bu başan öykülerinin tek nedeni yardım değil.
Amadünyanın en yoksul ülkeleri, sağlıklı bireko-
nominin altyapısını, yardim olmaksızın tek baş-
lanna geliştiremezler. Büyük borçlar altındayken
gerekli yol ve hastane yapım planlannı kendı kay-
naklanyla karşılamalannı onlardan nasıl bekleye-
biliriz? Yerel pazarlan o kadar zayıfken uluslara-
rası pazarlarda nasıl rekabet edebilirler?
O hastaneleri, okuljan ve yollan yapmak için
paraya gereksinirler. Ödeme dengelerini kurabil-
mek ve ekonomilerini istikrara kavuşturmak için
yardıma gereksınmeleri vardır. Teknik ve mes-
leksel beceriler elde etmek ve bunlan başkalan-
na da öğretmek için uzmanlann yardımına gerek-
sinim duyulur
ıGeNşmekte ofan iriketerde
|pazartarkurulmalı
Etkili bir yardım programı, bu gereksinimlen
karşıladjğı gibi, ülkelerin dışa açılmasına, başka
ülkelerle ticaret yapmasına ve özel teşebbüsün
çekici bir durum almasına da olanak sağlıyor. Ge-
lişmiş dünyanın, gelişmekte olan ûlkelere yapa-
bileceği en önemli tek şey, belki de oralarda pa-
zarlar kurarak onlann para kazanmalanm sağla-
maktır.
DestekJemek için başka yollar da var. Geliş-
mekte olan ülkelerin banşa ve güvenliğe de ge-
reksınmeleri var. Îngiltere, Birleşmiş Milletler
Güvenlik Konseyi'nde, kurucu yedi ülke toplulu-
ğunda, Avrupa Toplulugu'nda, NATO'da ve ban-
şı saglamak için yer aldığı birçok kuruluşta etki-
sini gösteriyor.
Gelişmekte olan ülkelerin bazılan, verimli ya-
tınma dönüşebilecek kıt kaynajdan yiyip bitiren
borç ödemelerinın ağırlığı altında bunalıyorlar ve
onlann bu ağır yüklerinin hafifletilmesi gereki-
yor. 1990 yılında John Major'ın önerdiği borç in-
diriminin, Tnnidad Anlaşması 'nın, tam anlamıy-
la uygulanması için çahşıyoruz.
Onlann aynı zamanda, yalnız kamu sektörün-
de kalmayan, daha fazla gelir akımma gereksin-
PORTRE
Göniillü hîzmederi seviyor
Öğrenimini Londra ve Heidclberg
üniversitelerİBde tamamlayan Leydi
Chalker, bir istatistik uzmanıdır. 1974'ten
I992'ye kadar pariamentonun Wallasey
milletvekiliydi. Parlamentoya girmeden
önce Leydi Chalker, Kodak ve Unilever
şirketlerinde istatistik uzmanı, ShelJ ve
BP'de pazar araşrırma müdür yardırncıhğı,
Louis Harris International'da fınans ve
pazar araştırmacısı olarak görev yaptı.
Leydi Chalker'e Nisan 1992'de Wallasey
Baronesi unvaru verildi. 1957"de genç
muhafazakarlara katılan Leydi Chalker,
1969 yılında Londra Büyük Kent Parti
Başkanı, 1970'de ise Genel Başkan
Yarduncısı oldu. Parlamentoya seçilene
kadar partisinin bütün komitelerinde görev
meleri var. Özel yatınmcılann ve kredi kuruluş-
lannın, gelişmekte olan ülkeleregiderek daha çok
ilgi gösterdiklerine dair gözlemlenmiz var.
Bu geniş ve umut verici yapısal temeli destek-
leyerek daha fazla ekonomik gelişme, daha yük-
sek yaşam standartlan, uluslararası finans ve özel
yatınmcılara daha kolay ulaşma olanağı çarkını
harekete geçirmekle üzerimize düşen görevi ya-
pıyoruz. Bunlar yalnızca gelişmekte olan ülkele-
aldı. Leydi Chalker aynca, 1977'den beri
tngiliz - Ahnan Königswinter Konferansı
üyesidir. 1978 yıbnda bir gezi bursuyla
ABD'ye, 1980 yılında ise bir siyasal heyet
başkanı olarak Çin'e gjrti.
Temrauz 1989'da Dış Ulkeler KaUamna
Bakanı olan Leydi Chalker'in sorumlu
olduğu bölgeler arasında, Büyük Sahra'nın
güneyınde kalan Afrika ülkeleri ile eski
sömürge ülkelerle ilişkiler de yer alıyor.
Barones Chalker, 1961-64 yıllan arasında
hasta çocuklann tedavisi için hastanede
gönüllü çalıştı. Başka gönüllü hizmetJerde
de bulunan Chalker, BBC'nin Gencl
Danışma Kurulu'nda da görev yaptı.
Clive Landa ile evli olan Leydi Chalker'in
çocuğu yok.
LEYDİ CHALKER
re değil, onlann zenginliğinin artmasıyla yeni ya-
tınm ve dış satım olanaklan elde eden dünya eİco-
nomisine de yarar sağlıyor. Yeni bir çağa adun
atarken şunu anımsamakta yarar var: Başkalan
için refah ve istikrar sağlarken hepimize yaran
olan bir ekonomik denge oluşturuyoruz.
YARIN: Sosyalist ve feminist yazar
Sheila Rowbotham
Y A Y I N H A K K I C u m h U r İ y e t ' E A İ T T İ R . İ Z İ N S İ Z Y A Y I N L A N A M A Z
Cumhuriyet Kitap Kulübü'nden
KİTAP
Bir Ay Boyunca
%50
İNDİRİM
25Mayıs-25Haziran
Kampanya Sîandlarımızdan
m.
Posta sıparışlennde, göndenm ücretının Kulübümüze aıt olması
nedenıyle %35 ındınm uygulanır
Türkocağı Cad. 39/41 CAĞALOĞLU Tel: 512 05 05
İstiklal Cad. Zambak Sok. 4/1 BEYOĞLU Tel: 252 38 81
SATILIK SERAMİK ATÖLYESİ
Seramık Sanaıçılan ve Seramık Bolümu Öğrencılenne
Çanakkale'de Kordonboyu'nda deruze 300 mt uzaklıkta. ana cadde
cepheb l kat.SSm'ıçındeçalışırdufumdal^cTn'.VOcnı'.SOcm'l^adet
seramık fınnı. el dekoru ve döküm yapılabılır ana malzemeler. Degusa
marka yüksek ve düşük derece her retık seramık boyalan. kompresor ve
dığer demırbaşlanyla faa! durumda seramık atölyesı komple satılıktır
Geniş Bılgı. (0 286) 217 78 28 - 212 70 49
KAMUOYUNA
MimarlarOdası Genel Merkezi, Tez Koop-İş
Sendikası'yla 1993-94yıllarını kapsayan toplu iş
sözleşmesine 1994 yılında uymamışve
hakların mahkeme yoluyla alınmasına
gidilmiştir.
91 yılından berisendikalı işçilerüzerindeki
yoğun baskılarartaraksürmüş; iki işçi,
sendikadan istifa ettirilmiş; sendika yetkisi
düşürülmüş;bununladayetinilmeyerekişten
çıkarmalar başlamış ve iki sendikalı işçi ışten
atılmıştır.
Çözümü sendikalı personeli tasfiye etmekte
bulan Oda Genel Merkezi'nin bu gerici ve
anti-demokratiktutumunukınıyorve
kamuoyunuduyarlıolmayaçağırıyoruz.
İşten çıkartılan i$çiler
DUDU DALMIŞ - HANİPE BALTACI
İLAN
T.C.
KADIKÖY 2. SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ
1991 H2Vasıyelname
Kadıköy Caferağa Mahallesi. Hasıreıbaşı Sokak No 52'dekı adre-
sınde ıkamet etmekte iken vefat eden Mehmet Faık Gezen'ın vasıyet-
namesıne hakjmlığımızce el konulmuş olup. ad/ geçemn mırasçılan
ve müsaleyhin adresı tespıt edılemedığınden muns tarafından tannm
edılen Kadıköy 1. Noterlıginızceyapılan 18Şubat 1958 tanhve3265
sayılı vasıyetname gereğınce müsaleyhe Fatma Servet Gezen'e mıras-
çılik belgesı lenlmesınemahkememızın 16 12 1993 tanhve 199i 11-
esas 1993 199 karar sayıb ilarru ile karar verilmış olmakla. bu karar
Hazine veblı Av. Tülın Darcan tarafından 30.3.1994 tanhlı dılekçesı
ile temyız edılmış olmakla. ışbu temyiz dılekçesı adresı bulunamayan
müsaleyh Fatma Servet Gezen'e tebliğ yenne kaım olmak üzere ıla-
nen tebliğ olunur. 8.4.1994
Basın: 29423
TATİL KÖYÜNE ÇAĞRI
Yüzme havuzu, spor alanlan, olağanüstü gûzellikte
gurup manzarası. yeşilin bütün tonlan, çiçeklerle
bezenmış bir dınlenme tesisi ve nefıs yemekler...
BAYRAMOĞLU BASIN TATİL KÖYÜ
Basın İlan Kurumu, gazetecilerin yararlandığı tesısınde 8
Temmuz 1994 gunune kadar gazetecı yakınlarına da unkin
sağlayacaktır.
Tam pansiyon: 400.000.-TL. + KDV
Müracaat: (0262) 653 10 51-52-53
İLAN
KADIKÖY 4. ŞULH HUKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
1994 38
Da\acı Muhakemat Müdürlüğu vekıh A\ Zekıye Aydın tarafın-
dan duvalı l-enha Uysal adınaaçılanalacak davasımn yapılan yargı-
lamaM sirasında.
İstanbul. Kadıköy. Bağdat Caddesi No- 367 15'te ikamet ettiği bil-
dınlen davalı Fenha Uy;»i)"ın tum aramalara rağmen adresı tespıt
edılemedığınden yargılama gunu olan 5.7.1994 günü saat 09.40'ta adı
geçenın yargılamaşa gelmesı veya kendısını bir vekılle temsılettirme-
nız. aksı halde yargılamanın gıyabınızda cereyan edeceğı gunlü dave-
iıye ve dava dılekçesı teblıâ yenne kaım olmak üzere ılan olunur
96 1994
Basın. 29422
İLAN
FATİH 4. SULH HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
Es. 1993,659
Davacı istanbul Muhakemat Müdürlüğü vekili Av Kadriye Tar-
han tarafından davalı Halil tbrahim Tayoğlu aleyhıne mahkememız-
de açılan 'azmınat davasında:
Sıvas-Şarkışla-Pınarönü Mah. Değirmen yolu No: 55 adresinde
bulunamayan Halıl İbrahım Tayoğlu'ya ilanen tebligat yapılmasına
karar venlmış olduğundan'
Adı geçenin duruşmamn atılı bulunduğu 5.7.1994 günu saat 10
30'da mahkememız duruşmasında hazır bulunması. delillenni ıbraz
ve ikame etmesı, duruşmaya gelmediğı takdirde HUMK'nin
509-510. maddelerı gereğmce davanın gıyabında devam edecegi tebli-
gat yerine geçerli olmak üzere ilan olunur. 9 6.1994
Basın: 29408
AINKARA...ANKA
MÜŞERREF HEKİMOĞLU
BirÖdûl
Başkent yaşamı operete benzer kimi zaman. Gün bo-
yunca tırmanan gerginlik, sert tartışmalar, kavgalar,
suçlamalar derken iniş başlar birden. Operetsanatçıla-
rına dönüşür kimi kişiler. Başka bir öykü yaşar, yeni
şarkılar söyler. Türkmenistan Cumhurbaşkanı Niyazov
onuruna düzenlenen yemekte de ilginç olaylar yaşandı
Çankaya Köşkü'nde. Başbakan Tansu Çiller güzel bir
primadonna bence. Değişik şarkılar söylüyor, notalara
da özen göstermiyor ama güzelliğine, şıklığına söz yok!
Serinkanlılığına hayran oluyor insan. Çok usta oyuncu-
ları da özendirecek düzeyde, Meclis'te, grupta, basında
yer alan sorulardan, eleştiriierden etkilenmemiş görü-
nüyor. Cumhurbaşkanı Demirel, Meclis Başkanvekili
Kamer Genç ya da koalisyon ortağı SHP Genel Başkanı
Murat Karayalçın ile neşeli konuşmalar yapıyor, kahka-
hayıatıyor, Türkmensanatçılarınşarkılarınatempotutu-
yor, güzel dansları coşkuyla alkışlıyor. Içten mi, değil mi
karar vermek güç, ama sinirleri hayli sağlam.
Yalnız ibrahim Tatlıses'i alkışlamadı Başbakan Çiller,
onu dinlemeden ayrıldı Köşkten, önemli bir toplantısı
varmış galiba... Ben de ilk kez dinliyorum İbrahim Tatlı-
ses'i, konserine gitmedim hiç, TV'de de dinlemedim.
Haber programları, belli açık oturumlar dışında TV'yi az
izliyorum aslında. Bir Yemen türküsü, birtürkmen geli-
ni, bir de Huma Kuşu'nu söyledi Tatlıses, biraz da göbek
havası karıştırarak izin istedi başkanlardan. Çankaya'-
da şarkı söylemenin sevinciyle kalbi çok çarpıyor, güç
soluyor, güç söylüyor, ama sıcak bir rüzgar var. Şarkı-
lardan sonra cumhurbaşkanlarının elini öptü, onlar da
onu öptü, sarmaş dolaş, şapur şupur bir gece... Köşkten
ayrılırken geçmiş yıllardan söz etti kimi konuklar. Çan-
kaya'da Leyla Gencer'lerin, Şadan Candar'larm, BeHtıs
Aran'ların, Doğan Onaf ların, özcan Sevgen'leriri söy-
lediği akşamları anımsadılar... Konser ya da dans için
özel bir salon ya da sahne düşünülmemiş yeni konuke-
vinde. Oysa konuşmalarında sanat ve kültüre hayli ge-
niş yer veriyor Sayın Demirel. O konuşmaları yaşama
da uygulamasını diliyorum ben.
Halk danslarımızı büyük coşkuyla izledi konuklar,
genç kızlar ve delikanlılar, dansa Akdeniz'le başlayıp,
Karadeniz'le sona erdirdiler. Düzovada keklik türü sek-
tiler, Karadeniz'in dalgalannda köpürdüler Ne güzel
danslarımız var, ama dans etmeyi unuttuk artık!.
•••
Çankaya'dakı konuklar arasında Erdal fnönü de var
SHP'nin Onursal Başkanı tüm konukları zarıf sözcükler-
le selamlıyor, konuşmaları ilgiyle dinliyor, yanıtlıyor,
gülümsüyor. Beni de mutlandırdı yine, sürekli bir oku-
rum olmasından onur duydum. Şarkı ve dansları da gü-
lümseyerek izledi Erdal Bey. İbrahim Tatlıses'i nasıl
dinledi bilmem, ama elini öptürmediğini gördüm. Öpüş-
mekten hoşlanmıyor Sayın Inönü. Kimi, ne zaman öpe-
ceğini de bilıyor. Onu, değerli tiyatrocumuz Cüneyt
Gokçer'in 50. sanat yılı nedeniyle düzenlenen törende
de gördüm. Büyuk Tiyatro'nun önüne konan heykelin
örtüsünü coşkuyla açtı, heykelin küçük modelini de çok
güzel sözlerle sundu Gökçer'e. "Kimi kişiler indırmek
isteyebilir, ama biz kararlıyız, inmeyeceğiz, çağdaş dü-
zeyi koruyacağız" diyor Erdal inönü. Onu dinlerken
BüyükTiyatro'da, konsersalonundayaşadığım "Paşa"-
\\ geceler canlandı.hayalimde. Cüneyt Gökçer de neler
anımsadı kimbilir? Sanırım bu töreni de anımsayacak.
Bir gece önce İbrahim Tatlıses'in elini sıkmakla yetinen
Erdal Inönü'nün onu saygıyla kucaklayarak öpmesinı de
unutmayacak bence. Erdal Bey'den birteşekkür Cüneyt
Gökçer'e. Sokağı vesalonu dolduran kalabalıkda birte-
şekkür sımgesi bence. Üst katta sergilenen fotoğraflar-
da elli yılda seyrettiğimiz oyunlardan görüntüler var. O
oyunlarla neler hissettik, nelerdüşündük, ufkumuz nasıl
aydınlandı, genişledi, nasıl mutlandık nasıl umutlandık!
Ben de çok mutluyum, o oyunları kaç kez izledim, coş-
kuyla alkışladım Cüneyt Gökçer'i, ne güzel yazılar yaz-
dım... Kültür Bakanımız Rkri Sağlar'ın davranışı da çok
duygulandırdı beni. Heykel açılırken beni de çağırdı, sa-
natı destekleyen bir yazar olarak yer almamı istedi.
Sanatsever bir yazara daha zarif bir ödül olamaz bir kül-
tür bakanından. Sanat olaylarını yazmak, desteklemek
onurlu bir görev hiç kuşkusuz. Yaşadıkça bu görevden
geri kalmayacağım. Güzel olayları sanatçılarla yaşadım
her zaman. Çirkinliği onlarla aştım; hoşgörüyü de kau,
acımasız davranışlara direnmeyi de onlarla öğrendim.
Bir konser, bir oyun, bir opera, bir bale, bir sergi, birkaç
saat, ama güzel bir soluk, diriliyor, kalkınıyor insan, dün-
yaya yeniden gülümsüyor, yaşama sevinci yeniden ye-
şeriyor.
O sevinci solduranları da daha iyi tanıyor.
Büyük Tiyatro'daki tören hepsine bir uyarı.
BULMACA
SOLDAN SAĞA:
1/ Vernik imalatında kul-
lanılan bir çeşit reçine. 2/
Aza... Halk edebivatında
aruz ölçüsüyle y azalan şiir
türlerindcn bıri. 3/ Takıl-
mış ad "Her kalbi dol-
duran zıle her sıneden - -
-"(YahyaKemal). 4/İn-
sanın var olabilmesi için
doğayı değiştirmesi ve
doğavı değıştinrken ken-
dını de değiştirmesi süre-
cı.. Bir organımız 5/
Karacığenn irileşmesı ya
da körelmesiyle beliren hastalık. 6/
İla\e... Karagöz ovununda kulla-
nılan kamışdüdük.7/Bitki...Tan-
n.8/Asker... Birşeyınesas tutulan
yüziı... Bir soru eki. 9/ Nükleeret-
kınlığın ölçümünde kullanılan bı-
rim.
V L KARIDAN AŞAĞIYA
1/ Pas önleyıci olarak kullanılan.
turuncu kırmızı renkte boya. 2/
Değerli madenlerin saflık derece-
sı.. Kısa \e kestırme yol. 3/ Cim-
ri... O\ada ya da dere kıyısında çalı \e diken topluluğu. 4/
Avrupa'da bir başkent. 5/ Âkışkanlan, tozlan. çok küçük par-
çacıklan emme>e yarayan avgıt. 6/ Bir nota... Bir renk... Neon
elemenlinın sımgesi. 7/ Telefon sözü... Altın. 8/ Genellikle tahıl
ölçmede kullanılan bir ölçek... Şamanizm'in din adamlanna ve-
rilen ad. 9/ Yukandan aşağıya doğru büyüyen oymalı yalaklar-
dan oluşmuş bir çeşme türü.
ÇOCUKLAR BU YAZ YİNE ABANT'TAYIZ.
340 08 47 t - 4 U E f ^ PETEKÇÛCUK
ıvto 38 Actöadem
0
j^PETEK ÇÛCUK EVI'niJr^,
^^Dûzenledığı YAZ OKULU 26 Temmuz'da
• ABANT TURBAN OTELİ 'nde başlıyor
6 -14 yaş 35 çocukla sırnriı yaz otajlunda SPOH,
MÜZIK, INGİLIZCE ve YARAT1CIUK çalışmalan var
Doğa içinde surdurülen Ingılızce konuşma ile Ingılızce,
Fen ve Matematık çalışmalan, Assocıatıon for Gıfted
Chıldren' Londra'nın Ingılız Öğretrnenlen tarafından
verılıyor YAZ OKULU OCRETİ 23 gûn 22 geca
Tam Pansiyon, tûm faalıyetler ve KDV Dahll
16 MHyon TL (3 Taksttla Öd«n«bilinir)
Kardeşlere ve Peşm odemede %5 ındınm.