Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 18 HAZİRAN1994 CUMARTESİ
14 KULTUR
'Parlat BirShakespeare'SEVGİSANLI
"Parlat Bir Shakespeare
Söyle mısralar
Döktür bir Shakespeare
Kadınlan tavlarsın."
Shakespeare'in "Hırçm Kız", "Taming of the
Shrew" adlı oyununa dayanan "Öp Beni, Kate"
dünyanın dört bir bucağüıda başanyla oynandı.
Bu müzıkal nerede oynanırsa oynansın en çok
tutulan sahnelerden biri, iki gangsterin şarkı
söyleyip dans ederek 'şaüierin şairi'ne övgüler
yağdırmalandır. Bu iki gangsterin Sing Sing Ce-
zaevi'nin kitaplığında Hamlet'ten Troiius ve
Cressida'ya. Kunı Gürültü'den Antonius ve Kleo-
patra'ya kadar devirmedik kitap bırakmadı-
kJannj öğreniriz.
Todd Bolender, ülkemizde ilk kez "Öp Beni,
Kate"ı sahneye koyarken gangsterleri oynayan
Semih Sergen ile Savaş Başar için özel bir çalı-
şma programı uygulamışü. Her sabah saat se-
kizle dokuz arası step ya da tap' dansı öğrenir-
lerdi. Evet, çalışmalar saat sekızde başlar, gece
yirmi ikiye bazen yirmi dörde kadar sürerdi.
Böyle çalışıhrdı o gûnlerde.
Semih Sergen'in saçlan kuzgun kanadı ren-
gindeydi. Şimdi apak olmuş, ama sahne tutkusu
da Shakespeare hayranlığı da hiç eksilmemiş.
"Bütün dünya bir sahne" ise Shakespeare de
bu dünyanın hükümdandır. Bir zamanlar Bü-
yük Britanya'dan, "Güneşin üstünde hiç bat-
madığı imparatorluk" diye söz edilirdi. Güneş.
bu imparatorluğun üstünde de er geç batacaktı.
Ge] gelelim Kraliçe I. Elizabeth'in çağdaşı olan
bir oyun yazan, hükümdarbğını bütün görke-
miyle sürdürüyor. Adına okullar kuruluyor, fes-
tivaller düzenleniyor, tıyatrolar acılıyor.
Büyük Britanya, hep almasıru bilirdi oysa bü-
yük yazar yapıtJannı dünyanın yetmiş iki mille-
tine bağışlamıştır. Hem de dört yüz yıh aşkın bir
süredir bir kuruşluk telif hakkı talep etmiyor.
Bir oyununu Shakespeare'i onurlandıracak
biçimde oynamak büyük çaba. büyük emek is-
ter. Böyle bir oyunla tumeye çıkmak daha da
zordur. "Parlat Bir Shakespeare"le Semih Ser-
B»ır oyununu
Shakespeare'i
onurlandıracak biçimde
oynamak büyük çaba,
büyük emek ister. Böyle bir
oyunla turneye çıkmak
daha da zordur. "Parlat Bir
Shakespeare"le Semih
Sergen, bize Shakespeare
oyunlanndan bir kolaj
sunuyor. Bu gösterimin
üniversitelerde, liselerde,
çeşitli öğretim
kurumlannda
tekrarlanması belki de en
olumlu yanı. On beş-yirmi
kişilik bir kadro 'seyyar bir
kumpanya' gibi o kent
senin, bu kent benim
dolaşıp duruyor.
gen, bize Shakespeare oyunlanndan bir kolaj
sunuyor. Bu gösterimin üniversitelerde, liseler-
de, çeşitli öğretim kunımlannda tekrarlanması
belki de en olumlu yanı On beş-yirmi kişilik bir
kadro *seyyar bir kumpanya' gıbi o kent senin,
bu kent benim dolaşıp duruyor.
Shakespeare'i parlatan nedır? Konulannın
akıcılığı mı, sahnelerinin dramatik etkısi mi. dili-
nin büyüsü mü? Bir 'potpuri'de bunlann hiçbiri-
ni bulamazsınız. Hele anadilinde ovnanmıvorsa
dil, büyüsünü yiurmıştir. Ama oyunlardan kisa
bölümler ızlerken bile oyuncu. kişilerin hakkını
verebıliyorsa şunu algılarsmız:
Şu hiçbir kalıba girmeyen, şu kabına sığama-
yan, şu yazanndan bıle özgür insanlar yaşıyor.
"Btçağınızla dürtseniz kanunız akmaz mı" diye
sorabilirler sıze.
Sergenler ailece bu seferberliğe katıbyorlar.
Semih. Ümit, Burak ve Pamela Sergen. Aipay
İzbırak ile Tank Üniûoğlu da eski silahşörlerden.
Eski dostlann çocuklannı sahnede görmek he-
yecan verici. Asuman Korad'ın oğlu Kağan Ko-
rad müzikleri haarlamış. Şarkılara gitarla eşlik
ediyor. Şahap Sayılgan'ı görüp de babasını, Ac-
lan Sayılgan'ı anmamak mümkün mü?
"Batı Yakası Hikayesi"nden şarkılar, Proko-
fiyeFin "Romeo ile Juliet" balesinden danslar,
bu gösterime ayn bir ses, ayn bir renk kaüyor.
"Bütün dünya bir sahne" olduğu sürece Sha-
kespeare'in üstünde güneş hiç batmayacak.
En büyük tutkusu sinema
Sabahattin
Ali Kültür
Etkinlikleri
üüsürüyor
Kültür Servisi - Sabahattin
AJı Kültür Günleri çeşitli etkin-
liklerle sürüyor. Kültür Ba-
kanlığı'ıun katkılanyla gerçek-
leşen kültür günlerine Amerika
ve Kanada'dan da konuklar
katılıyor.
Geçen pazartesı gunü Hüse-
yin Göcek-İsmail Gümüş karma
fesım sergisiyle başlayan etkin-
likler cumartesı günü yapılacak
"Demokrasi ve Laiklik " pane-
liyle sürecek Toktamış Ateş,
Oral Çalışlar, Öner Yağcı ve
Konur Ertop'un katıldjğı panel-
de geçen yıl Mehmet Başaran'a
verilen "Sabahattin An"
Kültür Günleri Onur Ödülü" bu
yıl öner Yağcı'ya venlecek.
Istasyon Gar Parkı'nda 14.30'-
da başlayacak. Panel öncesi Is-
mail Gümüş, öner Yağcı, Tok-
tamış Ateş, Şakir Keçeli, Musa
Uysal, Abdullah Nefes. Konur
Ertop, Süreyya Eryaşar, Necdet
Tezcan, Hasan Akarsu kitap-
lannı imzalayacaklar ve okurla
sohbet edecekler.
Aynı gün 20.30'da Isa Çe-
lik'in "Yitirdiğimiz Edebiyat
Değerleri" konulu dia gösterisi
eşliğinde "dost yemeğf' yene-
cek. Aynca Hüseyin Aydın
halk türküleri ve nefesler söyle-
yeoek şairler şiirlerini okuya-
caklar. Sabahattin Ali Kültür
Günleri pazar günü düzenlene-
cek piknıkle sona erecek.
1994Dünya
MüzikGünü
Kültür Servisi - Dünya Mü-
zik Günü, başkentte bu yıl da
değişik etkinliklerle kutlana-
cak. Ankara'daki Fransız Kül-
tür Merkezi, Fransa Kültür ve
Eğitim Bakanı Jack Lang ta-
rafindan önerilen ve 1982
yılından bu yana 21 haziranda
kutlanan Dünya Müzik Günü
dolayısıyla, iki gün sürecek et-
Hnlikler düzenledi. Çankaya
Belediyesi tarafından da des-
teklenen 1994 Dünya Müzik
Günü etkinlikleri, Ankara
Fransız Kültür Merkezi Salo-
nu'ndagerçekleştirilecek.
• Bugün 15.00'te başlayacak
programda ODTÜ Çağdaş.
Dans Topluluğu, Gülüm Pek-
can Dans Topluluğu ve Dra-
matik Dans Topluluğu'nun
gösterileriyle oda korosu, caz
konseri, Kids Fram Young
Pals dinletisi izlenebilecek. 19
haziranda da, HÜ Devlet Kon-
servatuvan öğrencileri ikı bö-
lüraden oluşacak klasik müzik
konseri sunacaklar. Aynı gün,
Zanima Zafarova'nın piyano
resitali ile Bilkent Uluslararası
Akademik Oda Orkestraa din-
letileri gerçekleştirilecek.
Kültür Servisi - Yaşamını yıl-
lardır Londra'da sürdüren ünlü
Amerikalı ressam R.B. Kitaj'ın
genış kapsamlı bir retrospektıfi,
Londra'daki Tate Galensi'nde
yaz sezonu boyunca sanat izle-
yicisine kendini hep yenileyen,
bir eleştimıenin "yaşayan en iyi
çizer" olarak nitelendirdıği,
başta David Hockney ile Peter
Greenaway olmak üzere pek
çok sanatçının etkisinden kur-
tulamadığı bu ünlü sanatçıyı
tanıma olanağı verecek.
Ohio'dan New York'a, Vi-
yana'dan Katalonya'ya, der-
ken Oxford ve sonunda Lond-
ra'ya uzanan biryolculuk, ünlü
ressamıri yaşamı. 1960'larda fı-
gür, yazı ve soyutu aynı tuvalde
birleştirdiği kolajlanyla dikkat
çeken Kitaj, 1980'lerde Yahu-
diliğiyle ilgili işler yaptı, şu sıra-
lar ise artık "geç olgîınluk" dö-
nemıni yaşıyor. 61 yaşındaki
Kitaj'ın en büyük tutkusu, sine-
ma.
Yaşadığım zamana yakıo
Resimlerinde her zaman
filmlerden alınülar var. Ve bu-
nun tek nedeni, oğlunun Holly-
wood'da senaryo yazarlığı yap-
ması değil. Basınla pek nadir
konuşan R.B. Kitaj, bu prensi-
bini ilk kez bozarak gazeteciJeri
evine davet etmiş. The Indepen-
dent ve The Sunday Times ga-
zetelerinde yer alan söyleşiler,
ünlü sanatçınm yaşamına ve sa-
natına dair ipuçlan veriyor:
Kitaj, sinemanın yapıtlan
üzerindeki etkisine değinen bir
soruyu şöyle yarutlıyor: "Pop
kültüriin bana hitap eden tek ya-
nı, sinema. Filmler öteki popüler
görsel formlara göre. beni içinde
yaşadığnn zamana daha yakın
kıhyor. Geçen yüzyılın sonuna
doğru ucuz illüstrasyon ya da
gravür ve hatta Japon baskılan,
sanatçılar için ne ifade ediyorsa
bugünün sanatçıları için fiİm de
aynı şeyi ifade ediyor. Sözünü
ettiğün görsel malzemeleri kim-
se beğenmiyor, önemsemiyordu,
ama ressamlar oniarda bir şey
görebüdi."
öykücükler de yazıyor
Giottodan Cezannea uza-
nan bir Ayrupa resim geleneği-
ninetkisini taşıyan R.B. Kitaj'-
ın sinema tutkusu, sanatını çe-
şitlendiriyor: "Evet, öyle" diyor
sanatçı. "örnefin »estern film-
lerine bayılmm ve en iyilerinin
yanı sıra sabun köpüğü western-
leri de büyük bir zevkJe izlerim.
O filnüerdeki duygusallık, ya-
pay Amerikan tavırîannın farki-
ndayım tabii. Ama benim için
bunlann hepsi birer deneyim ve
eğer insan kendi sanatını bes-
leyebiliyorsa bununla, o zaman
artık sözünü ettiğimiz şeyler ya-
payhktan çıkmış demektir."
Kitaj'ın en büyük özellikJe-
rinden biri de resimlerinin yanı-
na notlar, hatta öykücükler
yazması. Bu, Kitaj'ın aynı za-
manda en çok tartışılan özelüği:
"Tate'deki sergimde resimlerin
yansuıa öyküler yazdım. Res-
min gizemini bozmak için değil,
yahuzca sutımdaki yükten biraz
olsun kurtubnak için. Öykülerin
yanında resjmler kuilandıyor,
Ünlü Amerikalı ressam R.B. Kitaj'ın geniş kapsamlı retrospektifi Londra'da Tate Galensi'nde.
niye tersi ounasın? Kimileri, re-
simlerimin yanında notlann yer
almasıyla insanlann resimlere
bakmaktan çok bu notları oku-
yacağını söylüyor. Ama ben bu
notlarda resmin her yanını, re-
simde kullandığım her sembolü
irdelemiyonım ki. Bir ömek >e-
reyim: Ben çocukken New
York'takj Modcrn Sanatlar
Müzesi'ne gidip 'Guernica'ya
bakardım. Evet, resme bakınca
şiddet anlartığının farkına varı-
yordum. ama resimde ne olup
bittiğinin tam anlamıyla bilin-
cinde değildim. Sonra > anındaki
notu okuduğumda, o Bask kasa-
bası. faşistlerin uçakları falan...
bir anda anlam kazandı. Ve o
resmi daha önce hiç kucaklaya-
madığın bir biçimde kucaklıyor-
sun o zaman. Bunda yaniış bir
şey göremiyorum ben..."
1960'lı yıllarda 'pop art' fur-
yasıyla birlikte -yanlışlıkla- bu
akıma dahil edilen R.B. Kıtaj'-
ın resimleri, o dönemde çok
parlak ve yapaydı ve zaten ko-
laj ağırlıkhydı. Ancak dönemi-
nin pop sanatçılanndan olduk-
ça farklı bir kişiliktı R.B. Kitaj.
Ötekiler sakız çığneyerek Man-
hattan hayalleri kurarken,
"otantik Amerikalı" Kitaj, Kaf-
ka, VValter Benjamin, Panofsky
okuyor ve Londra'da eski kitap
satan dükkanlann bulunduğu
ünlü Charing Cross Caddesi'-
ndeki kıtapçılan arşınlıyordu.
Kitaj'ın resimlerinde, 1960'-
lardan bu yana büyük değişik-
likler var. Daha doğrusu çok
çeşitli değişiklikler. Onun için
bunlan teker teker adlandır-
mak, biraz güç. Ancak özellikle
dikkat çeken bir nokta, R.B.
Kitaj'ın sanatırun 1970'lerden
bu yana tek bir temayı ağırlıklı
olarak işlemesi:
Yapılması gereken...
"20. yüzydda Yahudilerin du-
rumu, kimlik araytsı, Yahudile-
rin 'köksüz' olduğu doğrulrusun-
daki düşünce. Bir dönem, Yahu-
di doğan bir insanın \ ahudi olup
obnadığına kendisinin karar ver-
diğini sanıv ordıun. Toplama
kamplan, fsrail'in kuruluşu...
Bunlar beni pek etkilemiyordu o
zaman, ya da belki bilinçaltında
etkileniyordum, çünkü büyü-
kannemin ailesinin çoğu öidürül-
müştü. Benimkisi klasik özüm-
seyici bir tavırdı, ama
soykmmın biiindne vardığnnda,
bu tavır yıkıldı."
Kitaj, Adonıo'nun "Ausch-
witz'den sonra şür yazılamaz"
düşüncesina katılmıyor: "Hiç
de değil. Olanlar, bütün Yahudi-
leri sakatladı, fiziksel ya da ente-
lektüel olarak, e*et. .\ma, Yahu-
dilerin durumunun resmi yapıla-
bilir bence. Benim yaptıklanm,
pek çok insanın canını sıktı, bili-
yorum. Ama modernist bir sa-
natçının, çoğu kimsenin 'yapma-
maltsm' dediğini yapması gerek-
tiğine inanıyorum."
Akılda kalmasını isterim
Kitaj. VVittgenstein'in George
Trakl'ın şiiriyle ilgili söylediği
bir sözden alıntı yapıyor: "An-
lamıyorum, ama tonu çok hoşu-
ma gidiyor." Ona sorulan son
soru da bu yönde: Resimlerini
anlamak çok güç, bu nedenle
sanatının böyle mi algılanması-
nı istıyor? "Bana zor oktuğumu
söylemeyin sakın. Tek bir 16.
yüzyıl resmi üzerine araştıntıa-
cılann yazdığı ciltler dolusu ki-
taplan düşünün. Bana anlaşıl-
maz olduğumu söylemeyin
sakın. Soyut sanatçıların resim-
lerini anlatmak için ne gibi mis-
rik teorilere baş>wduğunu bir
düşünün. Hiç Mondrian, Male-
vich ya da Kandinsky okudunuz
mu? Ben resimlerimin akılda
kalmasını isterim o kadar. Çün-
kü modem resimler genelde in-
sanın aklında yer etmez. Ama
keşke sergim Picasso'nunkinden
hemen sonra olmasaydı..."
ABD'yiayağakakhranposter
Bül Ciinton'ı esrar içerken gösteren bu foto-
montaj poster Amerika'yı ayağa kaJdırdı.
Kültür Servisi - Nirvana. Peral Jam,
Alice In Chains gibi Seattle kökenli top-
iuluklann başansırun ardından, Ame-
nka'daki bellı başlı müzik şirketleri Seatt-
le'dan gelen topluluklarla anlaşma imza-
lama yanşına girmişti. Tad de bu yanştan
payırun kaparak Mechanıc Records'la
anlaşma imzalayan son Seattle'lı müzis-
yen olmuştu. Ancak Tad, artık anlaşması
iptal edilen ilk Seattle'lı müzisyen olma
sıfatını da taşıyor.
Tad'in son albümü "Inhaler" beklen
satış rakamlanna ulaşamadı. Nirvana'-
nın son Avrupa turnesinde yer alarak bu
satışlan yükseltmeyi planlayan Tad, tur-
neden bir süre önce Melody Maker dergi-
sındeki bir söyieşide Kurt Cobain'in eşi
Courtney Love'ı eleştirdiği için Cobain ta-
rafından turneden atılmıştı.
Ancak Tad'e son darbeyi vuran albü-
münün rekiam posterleri için seçtiği imaj
oldu. Amerika Birleşik Devletleri Baş-
kanı Bill Ointon'ı' esrar içerken gösteren
bu fotomontaj poster Amerika'yı ayağa
kaldırdı. Tad'in Soundgarden topluluğu
ile birlikte gerçekleştireceği Almanya tur-
nesi için belii başlı caddelere ve müzik
dükkanlanna asılan bu posterler, binler-
ce protesto mektubuna ve Amerikan Bü-
yükelçiliğinden resmi bir kmamaya ne-
den oldu. Tüm bunlann sonunda Mecha-
nic Records, kâr getirmeyip, dert getiren
Tad'in anlaşmasını feshetmeye karar
verdi.
Sanat ve Yönetim
CANAN BEYKAL
Çok uzun zaman geçmedi, yine bu sayfalarda "Bolva-
din boğasmın başma gelenler" ve sonunda sanatın ba-
şına geiecekler konusunda yazdığım bir yazının üzerin-
den. Bolvadin'de Belediye Başkanı seçilen bir kişi bir
boğa heykelini "put" addederek "putataparlık" karşıü
bir gösteriyle yerinden etmişti.
Sanatın taik ortamda ancak gelişip serpilebileceğiyle
ilgili yazımda bir boğa heykelini kaldırmanın, bu ülkenin
siyasetinde pek çok kez tanık olduğumuz gibi sanat düş-
manlığına kadar gidebilecek vahim sonuçlarına dikkat
çekmek istemiştim. Hatta bunlan yazarken kendi kendi-
me, kehanette mi bulunuyorum yoksa, demiştim. Çok
geçmedi, Ankara'da iki heykeltıraşın heykelleri kaldırıl-
dı. Olay vahimdi ama, biçimi hayli komikti. Ağzındaki tü-
kürüğe bile hâkim olamayan bir Belediye Başkanı ve sa-
natçıları sadece Ortakoy sahillerinde volta atan, at kuy-
ruklu, kupeli, siyasetten, ülke ve dünya sorunlarından
habersiz yaraüklar gibi gören kalın sesli televizyon ha-
ber yorumcularına kadar ülkenin sanatla ilişkilerinin bi-
çimi vehameti geçip bu işe kalkışanları gülünç duruma
düşürecek kadar komikleşmişti.
Bu konuya aslında pek çok açıdan yaklaşılabilir; sanat
ve ahlak açısından, sanat ve özgürlük, demokrasi ve bü-
rokrasi, sanat ve siyaset, akıl ve mantık açılanndan so-
run ciddi biçimde ele alınabilir. Ama ben masallardan
mesel çıkartacak bir yolu deneyip, Ezop un mirasçısı La
Fontaine'den bir parçayı birkaç küçük eklentiyle iletmek
istiyorum. Şür diliyle yazmış aynen aktarıyorum, arif
olan anlar sözüne güvenerek.
Kral aslan ölünce,
Toplanmış hayvanlar yeni kral seçmeye.
Taç kılıfından çıkarılmış..
Denemişler bütün hayvan başlarında,
Uymamış taç hiçbir yaratığa.
Kiminin kafası küçük,
Kimininki çok büyük,
Kimininse boynuzları pek iri,
Engellemiş taç giymelerini.
Maymun gülerek şaka etmiş,
Bir de o denemek istemiş.
Türlü maskaralıklar yapıp, çeşitli oyunlar göstermiş,
Sonunda,
Kafası çembere girer gibi, taca girmiş.
Hayvanlar bunu pek beğenmiş
Maymun hemen kral seçilmiş.
Saygılarını bildirmişler hepsi.
Bu işe tek sevinemeyen tilki,
Kutlamış, duygularını bellı etmeden,
Ve demiş ki krala;
"Bir gömü var uzakta (belki Altınpark'ta...)
Yalnız ben biliyorum onu.
Göstereyim size yolunu.
Yasalara göre sizin sayılır bu."
Yeni kral para canlısıymış (hem ahlak meraklısı, sanat
düşmanı)
Aldanmamak için,
Hazineyi bulmaya kendi gitmiş.
Ama bu bir tuzakmış,
Kral böylece yakalanmış.
Tilki söz alıp toplum adına
Şöyle demiş uydurma krala;
"Yonetemezken daha kendi kendini,
Acaba nasıl yöneteceksin bizleri?"
Maymun krallıktan alınmış,
Yalın gerçek anlaşılmış;
Giyilince taç,
Herkafa olmaz baş.
Elle renklendirilmiş gravör sergisi
• Kültür Servisi - VVashıngton'da yaşayan Türk sanatçı Zeki
Fındıkoğlu'nun elle renklendirilmiş gravür sergisi Artium
Sanat Galerisi'nde acıldı. Iznik'te 1945 yılında doğan
Fındıkoğlu, 1965 yılında Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'ne
girdi. 1970yılında yüksek resim bölümünden mezun olan
sanatçı 1973'te ihtisas için ABD'ye gitti ve George VVashington
Ünivenitesi'nden "Master of fine arts" (sanatta yeterlilik)
derecesı alarak eğitimini tasanm ve özgün baskı dalında
tamamladı. Zeki Fındıkoğlu'nun elle renkJendirilmiş gravür
sergisi 30 hazirana kadar izlenebilir.
Çocuk Tiyatroları Şenliği
•ANKARA (AA) - TOBA V, üçyabancı, dört yerli çocuk
tıvatro topluluğunu. Alaçatı'da ağırlayacak. Ingiltere.
Macaristan ve Gürcistan'ın yanı sıra, yerli topluluklann da
katılacağı "Uluslararası Çocuk Tiyatrolan Şenliği", 29
haziranda başlıyor. TOBAV. Alaçatı Belediyesi ve
Uluslararası Arnatör Çocuk ve Gençlik Tiyatrolan Birliği'nin
(ASSİTEJ) işbirliğiyle düzenlenen şenükte, İngiliz çocuk
topluluğu. "Hope Street LTD"nin Türk halk hikayelerini
konu alan oyunu sergileyecek.""Yolculuğun Sonu" adh oyuna
TOBAV da üç aktörü ve bir yönetmeni ile katıbyor. Ingilizoe
ve Türkçe olarak sahnelecek çyun. daha sonra Ingiltere'de
Brohaha Festivali'nde Türk-İngilız ortak yapımı olarak iki
ülkeyi temsil edecek. Uluslararası Çocuk Tiyatrolan Şenliği, 3
temmuzda sona erecek.
'Çevreci Takılar'
• İZMİR (AA) - Çevreyi kirleten atıklar, gümüş ve altından
sonra, ömimüzdekı yıllarda mücevher endüstrisinin temel
malzemesı olmaya hazırlanıyor.
Dokuz EyrüJ Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi bünyesinde
açılan ilk moda oğrencılennın sergisi. Izlaş Sanat Galensi'nde
acıldı. Fakültenin moda aksesuvar tasanmı bölümünün 9
öğrencisinin yaptığı 180 tasanmının bulunduğu sergi, 3
bölümden oluşuyor. Serginin "Çevreci Takılar" adını taşıyan
bölümünde, Dünya Çevre Günü kutlamalan kapsamında,
plastik, kağıt, bakır ve diğer atıklardan yapılan çeşitfi takı
tasanmlan yer abyor. "Egzotik Anadolu" bölümünde ise,
gelecek yılın yaz aylanna ait ayakkabı modellerinin yeraldığı
"Moda Aksesuvar Tasanmı Sergisi", Anadolu moüflerinin
ayakkabılarda nasıl kullanılabileceğinin örneklerini sunuyor.
3. bölüm "Sembolizm"de de araba anahtanndan satranç
takımına kadar günlük yaşamda kullanılan aksesuvar ve
eşyalar, modacılann gözüyle yeniden şekilleniyor.
24 hazirandan itibaren Izmir Türk-Amerikan Demeği'ne
taşınacak sergi, temmuzayında tstanbul'da tekrarlanacak.
Din ve laiklik üzerine etûtler
• Kültür Servisi - Edebiyat ve Eleştiri dergisinin mayıs-haziran
sayısındâ Gürsel K. Sağlamöz'ün "Din ve Laiklik Üzerine
Etütler" adlı hayli uzun birçahşması, Hüseyin Haydar'ın
alegorik bir denemesi "Şair ve Cinayet", A. Kerem Çebi'nin
"İki Terörist Bruno" adlı yazısı, Muzaffer Buyrukçu'nun
aynnülarla örülü "Günlük"ü, Feridun Andaç'ın birkentin bir
insanda, onun geleceğinde ve hayatındaki etkisini Erzurum'u
temel alarak irdeleyen "Bir Kentin Öyküşü" adlı çalışması,
aynca "Yakın Dönem Öykücülüğümüz Üzerine Notlar"ı,
Michael Oppermann'ın "Klasik Bir Radyo Oyununun
Metamorfozu", NurGökalp'in "Çağdaş Amerikan Kadın
Oyun Yazarlan" adlı yazısı yer alıyor.
Aynca 1. Ankara Kitap Fuan'nda "Yakın Dönem
Öykücülüğümüz Üzerine" yapılmış Feridun Andaç'ın
yönettiği ve ErendizAtasü, Ayla Kutlu, V. O. Bener, Özcan
Karabulut'un katıldığı söyleşinin tam metni yayımlanmış.
Öyküleriyle ise Ayla Kutlu, Sevinç Özer, İbrahim Karaoğlu,
şiirleriyle Ahmet Telli, Ahmet Erhan, Özkan Mert, Ahmet
Ada, Muammer Karadaş, Hayati Baki, Adnan Azar, Adnan
Satıa, Önder Aliefendioğlu, Ergül Çctin yer alıyor.