02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12 HAZİRAN1994 PAZAR PAZAR KONUKLARI Oral Çalışlar, Kahire Ain-Shams Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğretim üyelerinden Dr. Sayed Ahmed'le Mısır'ı tartıştı 'İslamdM, terörlebağdasamaz r ısır üniversitelerinin çalışma tarzı nasıldır? Örneğin Kahi- re'deki ünlii EI-Ezher Üniver- sitesi zaman zaman siyasi ko- nularda 'fetva' yayımlıyor. Son zamanlarda, Mısır tele- vizyonunda yayımlanan 22 bölümlük bir aile dizisi, El-Ezher'in tepkisine yol açtı. İniversite yetkilileri, Islamcı radikal gruplan eleştiren bu TV dizisinin yayı- mlanmamasını istediler ve hükümet bu açı- klamayı dinlemedi, dizi yayımJandı. Dr. AHMED - İslami bakış açısından mı soruyorsunuz? - Hayır. genel üniversite sistemini sonı- yonım ve aynca İslami bakış açısının etki- sini de anlatır mtsınız? Dr. AHMED - Mısır'daki üniversiteler arasında çok fazla bir fark yok. Onlann hepsı bir tek model üzerine kurulmuştur. Bu model Kahire Üniversitesi modelidır. Eğer İslami açıdan sorarsanız Mısır. dini yönden çok duyarlı bir ülkedir. Biz. bü- tün Mısırhlar dindar insanlanz. Fakat dini açıdan ılımlı olmayı tercih ederiz. Te- rorizmin ve bağnazlığın her çeşidinden Biz dindar insanlanz. Fakat dini açıdan ılımlı olmayı tercih ederiz. Terorizm ve bağnazlığa karşıyız. nefret ederiz. Bu nedenle teronzmin Mısır'da ciddi bir desteği yoktur. Çünkü biz masum insanlann başkalan tarafı- ndan öldürülmesini, suçlan ne olursa ol- sun reddediyoruz. Ve hatta, hükümetin ve yöneticilerin siyasi tutumlannı eleştir- sek ve demokratikleşme çabalan hakkj- nda olumsuz düşünsek bile hiçbir valınin ya da bakanın öldürülmesinin doğru ol- duğu savunulamaz. Onlara Mısır'da ne- ler istediğimizi anlatmalı, neler düşündü- ğümüzü açıklamalıyız. Bilgilendirmeli- yiz. Bu nedenle terorizmi onaylamıyo- rum. Terorizmin Mısır'da bir geleceği ol- madığı düşüncesindeyim. - Sorumun başına dönersek El-Ezher'in TV dizisi ile ilgili tepkisi nasıl yankılandı? El-Ezher'in böyle bir yetkisi var mı? Dr. AHMED - Evet bütün Mısırhlar, sözünü ettiğiniz aile dizisini izlediler. Bence bu dizide baa hatalı yanlar vardı. Yazar derin bir inceleme yapmamış, Ka- hire'de ve bütün İslam çev relerinde yetki- li bir organ olan El-Ezher'e de danı- şmamıştı. Gerek geçmişi, gerek görev alan kişileri açısından El-Ezher yetkili bir kuruluştur. Yazar bir hata yapmışü. - Herkes hata yapabiur... Dr. AHMED- Evet herkes hata ya- KÖKTENDİMCİLİKTEHLİKE Mf? Farklı düşünce Geçengünlerde Mısırlı ikieğitimci Abdul-Monem Al Mashat ve Abdul Samie Sayed Ahmed Türkiye 'deydi. Dr. Sayed Ahmed, Kahire Ain-Shams Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğretim üyesi. Dr. Ahmed, tstanbuida yapılan Avrupa-Arap Diyaloğu Konferansı'na "Mısır'daki Eğitim Sistemi ve Mısır Eğitim Politikasında Yeıti Eğitimler Konulu"bir tebliğsundu. Dr. Sayed Ahmed'le Mısır daki köktendincî terör, El-Ezher t'niversitesi'nin siyasi vasamdaki rolü ve son olayları konu alan bir görüşme yaptık. Dr. Sayed Ahmed, El-Ezher t'niversitesi'nin köktendinciliğe destek veren ve bu akımı kışkırtan tutumuna düşünce olarak yatkın. Örneğin, köklendinciliği eleştiren ve Mısır TV'sinde yayımlanan 22 bölümlük aile dizisini onaylamadığını ve El-Ezher'den görüş alınmasını doğru bulduğunu söylüyor. Yinegeçenyıl öldürülen yazar Farag Fouda nmftkirlerine katılmadığını belirtiyor. Hükümetin _ ^ _ ^ ^ ^ _ ^ _ _ köktendinciliğe vönelik birçok uygulamasını da doğru bulmadığı anlaşılıyor. Bu vönleriyleköktendinciliğemalzeme verecek düşüncelere safıip. Öteyandan, ılımlı İslami savunduğunu söylüyor ve insanların düşünceleriyüzünden öldürülmesine karşı çıktığını vurguluyor. Köktendinci gruplan buyön- lerivle eleştirivor. Sa ved Ahmed in, düşünceleri tartışmaya çokaçık. Nitekim yine aynı konferansa gelen ve tebliğ veren Mısırlı Dr. Abdul-Manem Al-Mashat, köktendinciliğin Mısır için önemlibir tehlike olduğu inancında. Eğitim sisteminde bu açıdan ciddibir kriz olduğunu düşünüyor. Al-Mashat, Sayed Ahmed'den farklı olarak özellikle Körfez ülkelerinde çalışıp Mısır 'a dönen öğretmenlerin fanatik dincigörüşleriyle öğrencileri olumsuz yönde etkilendiklerine işaret ediyor. Bu öğretmenlerin ideoiojik terorizme kaynaklık ettikleri üzerinde duruyor. Al-Mashat,Sayed Ahmedfarklı yorumlar yapıyor. Al-Mashat la zamansızlık nedeniyle görüşme yapma olanağı bulamadık, ancak konferansta yaptığı konuşmada bu noktalara dikkat çekti. Okuyucunun Mısır 'dakigerçek durumu kavravabilmesi için A1-Mashat 'm tebliğinde üzerinde durduğu bu noktalan da aktarmayı gerekli gördük. Sayed Ahmed, Oral Çalışlar'ın sorularını yanıtladı. (Fotoğraf: GARBİS ÖZATA\ TV dizisi ve El-Ezher 196O'lıyıllarakadar verdiklerıfetvalarla İslam dünyasını etkileyen ve İslam hukukunu yorumlamakta bir numaralı siyasi otorite olan bu üniversite, Mısır'da son yülarda tırmanışageçen köktendinci terörle birlikteyeniden dünyanm dikkatlerini üzerine çekıi. Binyüönce Kahire'de Fatimüer tarafmdan yaptırılan El-Ezher Camii çevresinde kurulan El-Ezher Medresesi'nin, Mısır ın sivasi vaşammda her zaman büvük bir önemi oldu. Osmanlı Imparatorluğu zamanmda da öneminikoruyan El-Ezher, ülkeve hakim olan kesimlerin dikkatlerinin üzerinde toplandığı merkez özelliğinihep korudu. 1930 ve 1936 yılllarmdaki reformlarla üniversite halinegelen El-Ezher 'in, İslam dünyasmdakimerkez olına özelliği giderek kayboldu. Ama Mısır 'clakı etkisinin azaldığı sövlenemez. Mısır vöneıimi, El-Ezher in köktendinci terörekaynaklık ettiğini düşünüyor \eyaşamın her alanına karışmasmı engellemeye çalışıyor. El-Ezher, son olarak Mısır da devlet televizyonunda vavımlanan bir aile dizisi nedeniyle önplana çıktı. Köktendinciliğieleştiren vemüyonlarca izlevici toplayan TV dizisi, El-Ezher Lniversitesi'nin öfkeli tepkisine yol açtı ve El-Ezher uleması, bu dizinin yayımlanmasınm durdıırıılmasmı istedi. Ogüne kadar bu konularda tayin edicietkisi olan El-Ezher 7 hükümet bu kez dinlenıedi ve dizinin vavımmı sürdür- dü. i'laştırma Bakanlığı, El-Ezher ulemasmm bu dizi nedeniyle görüşlerine başvurulmadığmı, çünkü bunım dinibir program olmadığını helirtti. Bu açıklama önemliydi. Çünkü, hirkaçyıldır kendisıne edebiyat eserlerinisansür etme vetkisini vakıştıran El-Ezher ebövleceyetkisınırları luı- lırlatılmış olııyordıı. SORUİŞARETİ Farag Fouda'nın öldürülmesi ve Şeyh Gazali Mısırlı yazar Farag Fouda, yazdığı ki- taplarda şeriata karşı geldiği gerekçesiyle geçen yıl köktendinci bir grubun saldırısı sonucu öldürüldü. Dr. Fouda 'nın öldürülmesinden sorumlu olarak yargılanan ikikişinin tanıklığını ise o güne kadar ismidünyada pek duyulmamış eski bir caıni imatm yapıyordu. Bu 77 yaşındaki Şeyh Muhammed El-Gazali idi. Gazali, uzun yıllannı İran, Kuveyt ve Cezayir'de islam diıünin akidelerini vavmava adanıış bir din adamıvdı. 1989 yılında İslama katkıları nedenivle Suudi Arahistan ın FavsalÖdülü ne lavık görülmüştü Fouda nın yargılandığı mahkemeye giderek Fouda 'nın öldürülmesini haklı gördüğüyolundaki iddiayışöyle cevapludı: "Ben mahkemeye fetva vermek için gitmedim. Sadece bir tanıktım. Farag Fouda, iki yıl önce benim de katddığım Kahire Kitap Fuarı 'nda şeriata karşı geldi. Birinsan' istediğişeye inanmakta özgürdür. Ama bu adam sokaklara çıkıp şeriata karşı faalîyet yürüttü. Bu, kabul edilebilir bir şey değildir. Çünkü Siyonizmi ve sömürgeciliğigüçlendirir. Ben de bu iki ideolojiyigüçlendiren her şeye karşıyım. Peygamberimiz Muhammed, tanntanımazlarla mücadelesi sırasında arkadaşlarma şöyle demiştir: İçim'zden onlara katdmak isteyen varsagidebilir. Ama şeriatı yürekten kabul etmeyenler beden olarak aramızda bulunamazlar." Fouda nın öldürülmesini onaylayan tutumuyla dikkatleri üzerine çeken Gazali, köktendinci eğilimin önemlibir sözcüsü olarak ün kazandı. pabilir; ama. köktendinciler yeterince hoşgöriilü davranmadılar. Onlara bu. fi- kirlerini ifade edebilmeleri için iyi bir fırsattı; ama. bu hatayı düzeltecek kadar hoşgöriilü davranmadılar. Diziyi ciddiye almıvoruz Biz bu olayı çok da önemsemiyonız. Çünkü dizi de çok ciddiye alınacak bir çalışma değildi. Her yazann, böyle bir hata yapmamak için dini otoritelere başvurmaya. danış- maya imkanı vardır. - Kahire Üniversitesi ile El-Ezher Üni- versitesi arasında ne fark var? Örneğin EI- Ezher Üniversitesi bir fetva verdiği zaman bu tüm dünyadaki Müslümanlan bağlayıcı bir etki yapıyor. Özellikle 196O'lı yıllara kadar bu böyleydi? Dr. AHMED - El-Ezher. laik bilimlerle dini ayırmaya çalışan bir üniversite, bir deneydi. Bence başanlı birdeneydi. Bun- ca yıldan son- ra böyle oldu- ğunu düşü- nüyorum. Baa insanlar, laik bilimlerle dinin örtüştü- ğünü söy- lüyor. Ben böyle düşünmüyo- rum. Bence ayırmak gere- kir. Bütün bi- limsel alanlar- da dindar in- sanlann bulunması gerekiyordu. Yani, bu deneyi geliştirmemiz gerekivordu. - Ülkenizin ünlü yazarlanndan Farag Fouda, İslamcı fanatikler tarafından, kendilerinden farklı şeyler düşündüğü ve yazdığı için öldürüldü. Köktendinci Şe\h Muhammed Al-Gazali, Farag Fouda'nın Ülkemizin geleceği insanlann kendi elleriyle çizilecek, yoksa teröristleryada suikastçılar tarafından değil. öldürülmesini haklı gören açıklamalar yaptı. Üniver- siteler bu cina- yete nasıl tep- ki gösterdiler? Dr. AH- MED - Şeyh Muhammed El-Gazali üni- versiteden de- ğil. yazar. Üniversite mensuplan ci- nayetionayla- madılar. Bütün halk katillere karşı. Fa- kat onun bazı hatalar yaptığını söyleyebi- liriz. O. insanlan yalanladı. Öldürülmesi için fetva verdiler. Bu. jamızca onun hatası değildi. Asıl suçlu. katiller. Fikre fikirle karşı çık- malı>ız. - YİBir'da ilginç bir dava daha görüfdü. Müslüman Kardeşler Örgiitü. Muham- med Ebu Zeyd isimli bir yazarı mahkeme- ye verdi. Mahkemeden, İslama karşı çıktı- ğını söyledikleri Zeyd'in karısından boşan- masını istediler. Onlara göre Zeyd, yazdıklarıyla dine karşı gelmişti te Müslü- man sayılamazdı. Bu nedenle bir Müslü- man kadının, bir kafııie evli bulunması mümkün değildi. Böyle bir hakka sahip değiliz Dr. AHMED - Kimsenin. bir kan- kocayı, sırf sözlerinden hoşlanmadı diye boşatmaya hakkı \oktur. Muhammed Ebu Zeyd. Taha Hüseyin'in 50 yıl önce et- tiği bir sözü \eniden canlandırmak istedi. bunu yapmaya onun hakkı vardır. Tabii o da bir kahraman değildi. ama istediğini söyleme hakkına sahiptir. bizim de karşı çıkma hakkımız var. Ama kansı- ndan boşanmasını isteme hakkına \e bo- şatma hakkına sahip değiliz. - Sizce Mısır'ı gelecekte nasıl bir tabio bekliyor? Dr. AHMED - Ülkemizin geleceği in- sanların kcndi elleriy le çizilecek. yoksa te- röristler ya da suikastçılar tarafından de- ğil. Mısır halkının ılımlı olduğujou söyle- miştim. •-- "" • J Mısır'ın her anlamda ılımlı bir tarihi vardır. yalnızca dınsel açıdan değil. Ve halkımız varadılıştan dindar. İslam dini de ilerlemeşe devam edecek. ama terorizmin çiziği yolda değil. Mısır'da ılımlı bir din olacak. Teröristlerin bir geleceği olduğunu sanmıyorum. - Türkiye'ye iletmek istediğiniz bir mesajınız >ar mı? Dr. AHMED- Biz kardeşiz, din karde- şiyiz. Ama yalnızca ılımlı bir dinin kar- deşleriyiz. başka türlüsünün değil. Çok teşekkürederim. Lale Sarıibrahimoğlu, BM Kalkınma Programı Temsilcisi Edmund Cain'le Türkiye'nin sorunlannı konuştu: Türkiye, Arap üikeiernün degevisindeürkiye bu yılki İnsani Kalkı- nma Endeksi'ne göre 68. sıra ile Arap komşularının \anı sıra ekonomik açıdan daha geride olabilecek Fiji gibi ülkelerin de gerisinde kaldı. Bu raporian yayımlarken neyi baz olarak alıj orsunuz? - Türkiye. raporun ilk yayımlandığı 1990 yılında, o zaman 130 olan ülkeler arasında 72. sırada yer abyordu. Bu açıdan bakıldığı- nda Türkiye insani kalkınma açısından bu yıl daha iyi durumda, ama şu anda 173 ülke bulunuyor dünyada. Endekste insan haklan. kadın haklan gibi kriterleri de baz olarak aJsak. Türkiye belki daha üst sıralarda yer alabilirdı. Ancak. endekste amaçlanan, toplumda kişilerin eğitim. sağlık ve ulusal gelirden aldıklan pay gibi üç temel alanda ihtiyaç- lannın karşılanıp karşılanmadığı. Toplum- da kişilere mümkün olduğunca eşit eğitim, sağlık olanaklan sağlanması ve gelir Van, Türkiye genelinde 22. sırada. Bu da dünya genelindeki 173ülkeden, yalnızca 20'sinde nüfusun yaşam seviyesinin, Van'dakinden daha kötü olduğu anlamına geliyor. SUNUS Türkiye, buyıl beşincisiaçıklanan Bırleşmiş Milletler (BM) insani Kalkınma Programı endeksine göre 173 ülke arasında 68. sırada yer alarak insani kalkınma açısından Körfez 'dekiArap komşulan Suudi Arabistan, Kuveyt, Katar ve Bahreyn'in degerisinde kaldı. Ülkelerde eğitim, sağlık veulusa!gelir dağılımınm baz olarak almdığı insani kalkınma endeksine ilişkin grafik, şampanya kadehı görüntüsü veriyor. Dünya nüfusunun vüzde 20 'sini oluşturan en zenginler, dünyadaki toplam gelırm yüzde 82.7 sıne sahipler. BM Kalkınma Programı (UNDP) Türkiye Temsilcisi Edmund Cain, Türkiye'deki^ bölgeselçarpıklığm, sanayileşmiş ülkelerden ABD 'de de mevcut olduğunu ve Türkive nin kalkınma raporunun ülke bazmda analizini yapan az sayıdaki ülkeler arasındayer aldığmısövledi. 1990yılmdan buyana her yıl yayımlanan BM İnsani Kalkınma Raporu nım bu yılki konusu ''insan güvenliği.'' Raporda, ülkelerin sınırlarını korumak için milyarlarca dolar harcarken ülke içinde suç oranlarının arttığına ve insan güvenliğinin artan hiçimde ' 'sağlanamaz durumda'' olduğuna dikkat çekilivor. Ilk yayımı soğuk savaşın sona erdiği vıllara rastlayan Kalkınma Raporu 'nda. dünyada sanayileşme devrimisırasında ihmaledilen insani kalkmmanıngözardı edilmesinin, hergün Somali, Ruanda ve Bosnalar yarattığına dikkat çekilivor. İnsani kalkınma endeksinde üç kaiegoriyer alıyor. Bunlardan birincisi Kanada nın başı çekliği ve Kuveyt ve Ermenistan ın da ver aldığt Yüksek İnsani Kalkınma Endeksi. İkinci kategori ise Suudi Arabistan ın 67, Türkiye 'nin de68. sıradayer aldığı orta düzeyde İnsani Kalkınma Endeksi. Düşük düzey deki İnsani Kalkınma Endeksi 'nde ise Pakistan ve Hindistan 'ınyanı sıra çeşitli Afrika ülkeleri yer alıyor. Amerika Birleşik Devletleri vatandaşı olan Edmund Cain, Türk'le evli. PORTRE/ EDMUND CAİN EdmundCain. 1987 yılmdan buyana Bırleşmiş Milletler'e üve ülkelerin çeşitlikalkınma programlarmadesıek veren. BM Kalkınma Programı L'.S'DPnin Türkive Temsilciliğini vapıvor. Cain. 1987-1989 vıl'lan arasında Ne\\York: takiBM sekreıeryasmda Genel Sekreter Yardımcısı ncı sivasi ve BM Genel Kurıılu işlerinde Özel Kalenı Müdürliiğü yaptı. Bir Türk ile evliolan Cain, 1972-1987yılları arasında b'NDP'nin Afganistan, Burma. Malezva ve Singapur tiakı Temsilci Yardımcılığıgörevlerinde hııhmdu. A BD 'de Delaware Siyaset Bilimi ve L'luslararası İlişki- ler Fakültesi ni hitirdikıen sonra.yine ABD de Oregon Ümversitesi'nde Kanıu Işleri ve L'luslararası İlişikler konusunda masıer yaptı. dağılımından daha eşit pay almalan bu kişi- lerin ülkenin refahına daha fazla katkıda bulunmalan anlamına gelir. Sosyal bilimlerde en zor şey; bir kişinin yaşam seviyesinin diğerinden daha iyi oldu- ğunu tanımlayabüecek bir formül bul- maktır. Şayet bir kişi eğitim görmüş, sağlıklı ise ve de temel ihtiyaçlanru karşılayabiliyor- sa, böylece toplumda daha fazla seçeneği doğmuş olur, toplumun refahına katkıda bulunabilir. Eğitim de bir ülkedeki okuma- yazma oranı baz olarak aünıyor, sağhk da bir ülkede uzun ömür oranı ile ölçülüyor, toplumda gelirin dağılımı da yerel para biri- minin yabancı paralar karşısındaki alım gü- cüne tekabül ediyor. Bu açılardan bakıldığında, Türkiye diğer bazı ülkelerden geride kaldı. - Türkiye'de insani kalkınma için y apdan harcamalar açısından ve ülke içindeki illerde- ki durumla ilgili bir çahşmanız >ar. Bu çalı- ştnada bölgeler arası ucurumlar nasıl göze çarpıyor? - İnsani Kalkınma Raporu Endeksi'nde. ülke genelindeki 76 ile bakıldığında. İstan- bul 78. sırada yer alıyor. Ama Van 22. sıra- da. Böylece tüm illerin toplamından alınan sonuç Türkiye'yi 68. sıraya yerleştirdi. Van'ın 22. sırada yer alması, dünyada. yalnızca 21 ülkede yaşayan insanlann Van'- da yaşayanlardan daha iyi durumda olduğu anlamına geliyor. Ama ülke içindeki bu dengesizlik sanayileşmiş ABD'de de mev- cut. Bölgesel farklılıklann azaltılması, insan- lann yaşam düzejierinin yükselmesi ve daha az gerginlik ve daha çok istikrar an- lamına geliyor. - BM Kalkınma raporlanndan birinin ka- pak konusu şampanya kadehi olmuş. Bunu açar mtsınız? Bu raporlar, dünya ülkelerini insan unsunına önem vermeleri konusunda harekete gecirici oldu mu yani başan oranlan nedir? - Tarihsel olarak kalkınma sürecinde Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu (IMF) gibi kuruluşlann mali yardımlan, ül- kelerin baraj inşa etme, yol yapımı gibi in- san unsurunu ihmal eden programlara yö- nelmiş. Ve bu ekonomik büyümenin mey- velerinın kişilere nasıl dağıtılacağına pek önem verilmemiş. Toplumlan çok zengin yapabilirsiniz, an- cak insan kalkınmasına verilmeyen önem bu şampanya bardağındaki gibi olmuş. Dünya genelinde gelir dağılımına bakıldığında, dünya nüfusunun yüzde 20'si dünyadaki toplam gelirin yüzde 82.7'sine sahip. En yoksul yüzde 20'sı ise dünya geli- rinin yalnızca yüzde 1.4'üne sahip. İnsani kalkınmayı ekonomik kalkınma- dan artık ayrı düşünmemiz mümkün değil. İnsani kalkınmayı ihmal eden ekonomik büyüme, >ani sanayileşmenin faturası artık bize çıkmaya başladı. Nasıl oluyor bü? Dün>adaki elde edilebilir kaynaklar azalı- yor. ozon tabakası deliniyor, çölleşme tehli- kesiyle karşı karşıyayız. Soğuk savaşın sona erdiği yıllara rastladı raporun vayınılanması. Halen genç bir çalı- şma. Amacımız ekonomik kalkınmayla bir- likte insan kalkınmasınm hedef alınmasıdır. Türkiye. BM İnsani Kalkınma Raporian üzerine ülke bazında analiz yapan tek tük ülkelerden biri. Türkiye'de politikacılann ve bilim adamlannın katkısıyla ülke gene- lindeki insani güvenlik durumunun analizi- ni yaptıktan sonra bir semıner düzenlevece- ğiz her yıl olduğu gibi. Türkıve'de göreve başladığım 1987 yılında Zonguldak kömürmadenindeki du- rum ve altın arama çalışmalan gibi inlı ufaklı 70 proje vardı Kalkınma Programf- nın fınanse ettiği. Ancak bu programlann çoğunda insani kalkınma unsuruna yer ve- rilmemişti. Şimdi UNDP'nin elinde Türki- ye'nin çevre ve kadının durumunun iyileşti- rilmesi dahil 12 ana proje bulunuvor. - Programın bu yılki konusu insan güvenli- ği. Yani insanlar vaşadıkları toplumda ne ka- dar giiven içindeler. Bu konuyu biraz açar mısınız? Bir de toplumdaki elit kesimler eleş- tiriliyor, insani kalkınmanın ihmal edilmesin- dendolavı? - Raporda. insani kalkınma için tüm as- keri yardım programlannın önümüzdeki üç yıl içinde kademeli olarak kaldınlması öne- risi var. İnsani Kalkınma Raporu, askerı harcamalannı azaltan ülkelere BM'nin daha fazla yardım yapmasını da öneriyor. Bu askeri harcamalannı azaltan ülkelerin insani kalkınma için daha fazla yardım al- malannı teşvik edici nıtelikte. Ülkelerin sınırlannı korumak için har- cadıklan mılyarlarca dolar. kişilerin güven- liğini sağlayamadı ve tam tersine onlann gü- venliğine tehdit oluşturdu. Tüm ülkelerde suç oranlan arıtı, daha fazla cezaevi inşa edildi. Örneğin ABD'de sınırlann korun- ması için 290 milvar dolar harcanırken ülke içinde işlenen suçlarla mücadelenin faturası 425 milvar dolar \e çok <=ayıda ölüm. Artan yoksulluk, kalkınmada insan unsurunun ihmal edilmesi, sosyal patlamalan kaçınılmaz kılıyor Rapor, insanlann yaşadıklan toplumlar- da artan bıçımde güv enliklerinin kötüye git- tiğini ortaya koyuyor. hem gelişmiş hem de gelışmekte olan ülkelerde. En basit anlamda insan güvenliği nedir? Sokağa çıktığın zaman kendini emniyette hissediyor musun, sağlıklı gıda alıyor mu- sun, iyi bir sağlık kontrolünden geçiyor mu- sun? Kişiler, yaşadıklan toplumlarda kendile- rini tehlikelerden korumak için daha fazla para harcamaya başlamışlar, devletler de aynı şekilde. Ama sosyal kalkınma ihmal edilmiş. Dünyada son 10 yılda ekonomik büyüme gerçekleşirken işsizlik artmış örneğin. Bura- da bir çarpıklık var. Elit ülkeler ve toplumdaki elıtler, anla- yamıyorlar bir türlü. Bugün kendilerinden uzak olduğunu sandıklan tehlikelerin ken- dilenne de bir gün yöneleceğini. Toplumda- ki insanlann sorunlannı gözardı eden bu yaklaşım. aslında "kaçınıhnazın ertelenme- si" anlamına geliyor. Somali. Ruanda ve Bosnalar bunlann birer örneği. Artan yok- sulluk, kalkınmada insan unsurunun ihmal edilmesi, sosyal patlamalan kaçınılmaz kılıyor ve bugün "Benden uzak" dediğiniz sorunlar yann kapınızı çalıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle