27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1°.HA2J6AN1994 ç U M A CUMHURİYET SAYFA EKONOMI TUPRAŞ'tan ihracat atağı • Ekonomi Servisi - Türkiye Petrol Rafıneleri AŞ (TÜPRAŞ) Genel Müdürü Ergun Kuran, hükümetin ihracatı arttırma amacına uygun olarak, bu ay çoğunluğu Avrupa ûlkelerine olmak üzere, önemli ihraç bağlantılan yaptıkiannı bildirdi. Kuran, TUPRAŞ'm bu ay, gecen yıla göre yüzde 213"lük artışla toplam 34.4 milyon dolarlık kesin ihraç bağlantısı yaptığını kaydetti. Demipel'den uyarı • ANKARA(Cumhuriyet Bûrosu) - Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, taban fıyatlannın belirlenirken, üreticinin alınterinin karşılığının mutlaka dikkate alınması konusunda hükümeti uyardı. Demirel, "Eğer bir memlekette çalışanlann yüzde 50'si tanm kesiminde ise ve hoşnut değilse, toplum hoşnutsuzdur"dedi. TZOB Başkanı Erol Baraz ve yeni seçilen yönetim kurulu üyelerini Köşk'de kabul eden Demirel, Türkiye'de parasal sistemde meydana gelen değişikliklerin, tanmdaki dengeleri yeniden düzenleme gereğini ortaya çıkarttığını belirtti. Fiyat farkı Petrol Ofısi'ne yaradı • ANKARA(AA)-Ay başında, özel sektördağıüm şirketlerinin, önce yüksek oranlı açıklayıp. sonrasında bir bölümünü geri çektikleri akaryakıtzammı, Petrol Ofisi AŞ'ye yaradı. Petrol Ofisi, özel sektörûn zam yapüğı ortamda fiyatlannı değiştirmezken daha önce özel sektör bayilerinden akaryakıt alanlann bir kısmırun kendi bayilerine yönelmesi nedeniyle satışlannı arttırdı. GirişimKliniği • Ekonomi Servisi - İstanbul Girişim Kliniği ilk panelini bu hafta gerçekleştirdi. İlk toplantıya girişimci olarak Sport Car şirketinin kurucusu Hasan Yurdakul katıldı. Türkiye'de ilk kez "Replika otomobil" üretimi (yani birfırma tarafından geçmiş bir tarihte üretilmiş otomobilin teknik olarak aynı ve farklı yanlanna rağmen orijinal otomobilin havasını yaratan otomobil üretimi) gercekleştiren Yurdakul, toplantı sayesinde cesaret bulduğunu söyledi. İSO ile Bankalar Birliği faiz krizini görüşmek için önümüzdeki hafta biraraya geliyor Saııayici-baııkacıpazarlığıEkonomi Servisi-Sanayiciler ile bankacılar Haziran sendromunu aşmak için önümüzdeki hafta bir araya geliyor. İstanbul Sanayi Odası (ISO) Başkanı Hüsamettin Kavi. Bankalar Birliği Başkanve- kili Aydın Ayaydın ile görüştü- ğünü ve asgari müşterekte buluş- mak için önümüzdeki hafta bir araya geleceklerini belirtti. Ban- kalar Birliği Başkanvek.illiğine yeni seçilen Emlakbank Gene) Müdürü Aydın Ayaydında. sa- nayici ile bankacılann kredi faiz ödemelerinin ikinci taksidi ne- deniyle yaşanması beklenen "Ha- ziran kririnin"yaşanmaması için çaba harcayacağını açikladı. Cumhuriyet'in sorulannı ya- nıtiayan İSO Yönetim Kurulu Başkanı Hüsamettin Kavi, Tür- kiye'nin bir hukuk devleti oldu- ğunu belirterck, mevcut prob- lemleri bir uzlaşma zemini içeri- sinde sistemin gereğine uygun bi- çimdeçözmenin gerekliliğini vur- guladı. Kavi bu konuda kamuya da önemli görevler düştüğünü belirtti. Kavi, Hazine'nin son iha- leler ve halka satış ile kamu borç- lanma gereğini arttırdığına dik- kat çekerek. "önemli olan kamu borçlanmasının yükselme eğilimi- ne mi, yoksa düşme eğilimine mi gjreceğjdir" dedi. Kavi şu an ima- lat sanayinin en önemli problemi- nin talebin neredeysedurma nok- tasına gelmesi olduğunu beürte- rek. sanayinin krize ginmesinin bankalan da etkileyeceğini söyle- di. Hüsamettin Kavi 30 Hazi- ran'ın oidukça zor aşılacak prob- lemler çıkacağını vurgulayarak, "Ayayadın ile göriiştük ve bir çö- Faizlerde indirimANKARA(Cwn- huriyetBürosu)- Vakıfbank'tan, Haİk Bankası ve Şekerbank kredi geri ödemeleri- ne uyguladıkian gecikme faizfc- rini düşürdüter. Halkbank Gene! Müdürü Cihan Paçacı. 1994'ün ilk 3 ayhk döneminde kredi faizterinin geri odeyeme- yenlerin, haziran ayı içinde odeme yapması durumunda gecikme faizi uy- gulanmayacağını bildirdi. Paçacı, haziran ayında faiz geri öderoesi yapması gereken müş,teriie- rin de. temmuzda ödemeleri koşuluyla. temerrüt (gecikme) faizinin 30 puandüşürüieceğini açıkladi-Şekerbank GenelMü- dürü HasanBasri Göktan da, temerrüt faizi oranlarını yüzde 500'den yüzde 225'e, ücari kredi faizlerini ise yüzde 240'tan 200'e indirdiklerini bildirerek,"Diğer bankalara örnek otacağmiızı ünıit edivoruz." dedi. züm bulmak amacıyla öıriimüzde- Kavi ithalat azalıp ihracatın arttı- ki hafta biraraya geleceğiz" dedi. ğını belirterek. "Bunun sebeble- rinden biri de imalat sanayi'nin ge- riiemesidir " görüşünü savundu. Başkanvekili Aydın Ayaydın da, Bankalar Birliği'nin pasif du- rumunu terkedeceğıni belirterek. Yönetim Kurulu'nun başkanlığı- nda ilk kez pazartesi günü topla- nacağını ifade ederek şöyle ko- nuştu:"Bu toplantıda sanaykriler- le olan tüm sonınlar görüşülecek. Sanayiciierin en çok şikayet ettik- leri geri} e dönük faiz ile temmerüt faiz uygulamalarının makul bir se- viyeye getirilmesi için çaba harca- yacağız. Ödemelerin zaman içine nasıl yayılabileceğini de tartışa- cağız."Aşın faiz uygulayan bankalan da uyaracaklannı açı- klayan Ayaydın, "Sonuçta ekonomi bir bütündür. Ne biz sa- nayictsiz, ne de onlar bankacısız yapabiüriz" dedi. 1992 yılında, Demirel'in de im- zasının bulunduğu Kamu Or- laklığı Yüksek Kurulu karan- ndan sonra, yüzde 18 hissenin Al- catel'e satılması konusunda yü- rütülen pazarlıklar sonuç verme- di. Alcatel. Teletaş'ın hak ettiği bedeli ödemiyordu. Daha sonra açılan bir ihalenin de sonuç ver- memesi üzerine, Kamu Ortaklığı Yüksek Kurulu. 9 Nisan 1993 ta- rih, ÖzeUeştirme 9358 sayılı ka- rarla, blok satış için ihaleye çıktı. Bu ihaleden de sonuç alınamadı. Alcatel, Teletaş'ın borsadaki his- selerinin değerini ödememekte- dir. 16 Mayıs 1993 te Demirel'in Cumhurbaşkanı olmasından sonra, KOI Başkanı Üstün San- ver. Başbakan Vekilı Erdal lnö- nü'ye B02.1.KOF. 132953 kodlu, 28 Mayıs 1993 tarihinde çıkartılan yaay- la, şu öneride bulunur: "Sattşta altın hisse ortadan kalkacak, yönetim ve denerim kurulu üyeliği atama hakkı da alıcıya geçecektir. Gerek Alca- tel'e gececek olan yönetim hakkı, gerekse hisse başma teklif edilen fiyat gözönüne alındığında, teklif edilen fl> at yeterli dtizeye uiaşmamaktadır. Yüksek kurul kararı ge- reğince açılan ihalenin iptalini öngören ka- rar taslağımn, Yüksek Kurul gündemine alınmasını, tensip ve takdirlerinize arz ede- rim." Sanver'in bu yazısının arka sayfasında. Başbakan Vekiü İnönü'nün "Uygundur" imzası bulunmaktadır. İnönü, 21 haziran- daki imzasıyla, iptalin kurul gündemine alınmasına onay vermektedir. Başba- kanlık M üsteşan Necdet Seçkinöz de, aynı önerinin arka sayfasına, 7 haziranda "Uy- gundur" imzasını atar. Sanver, İnönü'den aldığı onayla. Kamu Ortaklığı Yüksek Kurulu'na, altın hisseyi de kapsayan. yüzde 18 hissenin satışınm iptali için, "karar tasansı" hazırladı. Bu arada, 13 Haziran 1993'de yapılan DYP Büyük Kongresi'nde parti genel baş- kanlığına seçilen Tansu Çiller. güvenoyu alarak, İnönü'deki vekaletini geri aldı. Karar tasansı, Çiller'e gönderildi. Bütün imzalar tamamlandığı takdirde, Sanver'in tasansı karara dönüşecek ve Teletaş Al- catel'in eline geçmeyecekti. Ancak, Çiller'in devreye girmesinden Erdal İnönü Teletaş'ın satışına önce "hayır", sonra "evet" dedi. Satışı engelleme çabalan, Çiller başbakan olunca suya düştü Esrarengiz konkordato VTELETAS MIKRO DİNÇ TAYANÇ sonra. imzalar atılmadı, karar çıkmamış oldu ve rafa kalktı. Bu arada. KOİ Baş- kanı Üstün Sanver 5 temmuzda istifa edin- ce, yerine. vekaleten KOİ Başkan Yardımcısı Can Yeşilada geçti. Hükümetin, tavnnın belli olmasından sonra, Kamu Ortaklığı Yüksek Kurulu. Mustafa Çiloğlu. Hazine ve Dı$ Ticarcl Müsteşar Vekili Osman Cnsal ve KOİ Başkan Vekili Can Yeşilada. 21 haziranda satışın iptali için imza aian İnönü, Çiller Başbakan olduktan sonra da. Teletaş'ın Alcatel'e satılması için imza atmıştır. Al- catel, bu karardan sonra. ağustos ayında Alcatel kredi buldu, konkordato kabul edildi Teletaş nefes alacak ANKARA (Cumhariyet Bürosu) - Konkordato isteğinde bulunmuş olan Teletaş'ı kurtarmak üzere, yabana ortak Alcatei'in girişimlcriyle yaklaşık 200milyon dolar olması beklenen bir kaynak bulunduğu öğrenildi. önümüzdeki birkaç gün içinde kamuoyuna açıklanması beklenen kredinin. Fransız Alcatei'in ortağı olduğu Aicatel- Bell tarafmdan yabancı bankalarla yapılan görüşmeler sonucu bağlandığı açıklandı PTT'ye aktanlacak olan kredi, 1994 yılmdaki telekomünikasyon yatınmlannda ve Teletaş'ın PTTden alacaklanmn ödenmesinde kuilanılacak. öte yandan Teletaş'ın konkordato istemi kabul edilerek. iki aylık süre tanmdı. İstanbul Üsküdar Icra Tetkik Mercii Hakinıliği konkordato komiserliğıne Atamer Erozan'ı atadı. Mahkemenin 2 hazi- randa verdiği birhaftalık süre'içinde konkordatoya itrrazgelmedi. ÖzeUeştirme 9378 sayılı yazıyla. "AlcateT- in, 19.5 milyon dolar teklif ettiğini ve bu ra- kamın yukan çekilebileceğinin müşahede edildiğini belirterek, tekrar ihaleye çıkılması" karanna varmıştır. Belgede su imzalar görülmektedir.Tansu Çiller.Er- dal İnönü, Onur Kumbaracıbaşı. Ilhan Kesici, yeni üyeler olan De\let Bakanı yaklaşık 21 milyon dolar vererek Teletaş'ı ele geçirmiştir. Bu süreçte. iki ilginç girişimin altı çizil- melidir. Bunlardan birincisi. Türkiye Bi- limşel ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Başkanı Tosun Terzioğlu- nun İnönü'ye ilettiği nottur. Notta. şu noktalann altı çizilmekıedir: "Teletaş'ın blok satış >öntemiyle satıl- ması durumunda, teknoloji geliştirme ka- pasitesinde azalma görülebilir. Araştırma grubunun dağıtıunası ve azalması endişesini taşımakta> ım." Ancak bu girişimin geç kaldığı anlaşılmaktadır." Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı ye bir grup bilimadamı. Üstün Sanver KOİ'- dcn istifa etmeden önce. davette buluna- rak görüşme talebinde bulunmuşlardır. Konunun gizliliği nedeniyle. KOİ yerine. Sheraton Oteli'nde yapılan toplantıda. Sanver'e. Alcatel'in Teletaş'ı "boğmak" için satın almayı istediği uy ansında bulun- muşlardır. Toplantıya. TTGV'den Uğur Yüce, Fikret Yücel. Kemal Gürüz ve Me- tin Ger katılmışlardır. Halen TTGV Ge- nel Sekreteri olan Metin Ger. Sanver'e an- lattıklannı şöyle özetliyor: "Teletaş, kendi ulusal teknolojisini geîiştiren bir kunıluş olarak, telekomünikasyon sektöhinde, dış pazarlarda bir rekabet şansı oluşturmaya başlamtştı. Alcatei'in, Teletaş'ı, müstakbel bir rakibini önceden boğmak için almak is- tediği yolunda i/lenimim >ardı. Buniarı Sanver'e anlattık. İkna etmiş olduğumuzu sanmıyorum. O izlenimi edinmemiştim." Metin Ger. Teletas'ın "kurtardması" için TTGV'nin ve TÜBİTAK'ın 10'ar mil- yon dolar koyarak hisseleri almak için ça- lışmalar yaptıkiannı. ancak bunun da ger- çekleşemeyeceğini anladıklannı anlattı. : Neden konkordato? f Mesela r Masalları Şeytan ve tilkiler yol edinmiş, gelip karşıma kuruluyorlar. Suratlarında "Bak sana neler edeceğiz" sıntışları... önceli- ği kapmak istercesine birbirlerine bakışırlarken ben, lafı kapıveriyorum. "Gelin sizlere 'mesela masalları' anla- tayım" diyerekten. Şeytan şaşkın, tilkiler karşılıklı bakışmakta ve kuyrukla- rını titretmekte... Bendeniz, masala koyuluyorum... Mesela, desem ki; "Ülkelerden birinde ve de 1994yılının Ocak ayındayız. O ülkede, o ocak günü (kimbilir, belki de 21 'idir) doların değeri 14 bin TL 'dir. Beş 'uyanık' adam, kafa kafaya veriyorlar ve de 'iyisi mi, biz borsada şu anda adedi 1.5 dolardan işlem gören falan hisselerimizi sabverelim' di- yorlar..." Mesela, sürdürsem masalı: "Bu beş kafadar, ellerinde ne kadar hisse varsa şu kadar trilyon eder' deyip satıveriyor- lar... Düşüyormu hisselerin fiyatı2Osente... Ve ardından, 26 Ocak 'devalüasyonu' patlayıveriyor mu? (Zamanlamanın böylesini, ancak 'biliciler' bilir haniü!) Devalüasyon patlayı- verince, beyler'/n 14 binden topladıkları dolarlar da şöyle bir 40 bini vurup, ardından 32 bin TL 'ye yerleşiveriyor mu? Topluyorlar mı size 1.5 dolarlık hisseleri 20'şer senttenü! Mesela, ne biçim kar sağlayıp, ne köşeler dönmüstür beylerimiz değil mi?"diye bağlıyorum ilk mesela masalı'- mı... Şeytanımdan 7Aı/'diyebirsesgeliyor, tilkilerimsağasola savrulmaya cabalıyor; ben sürdürüyorum: Mesela, sorsam ki: "Doların şöyle 40 binleri vurup da 32 bin TL 'ye oturacakmış izlenimi verdiği ve de 'dengeli gittiği' günlerde (belki de 1994 şubatındadır bu günler) Merkez Bankası, neden durup dururken, akşam saat 16.30 suları- nda piyasaya müdahale gereği duyar?" Mesela, desem ki:"Döwz pozisyon açıkları olan banka- lara birileri çıkıp da Gelin size bu açıklarınızı kapatacak do- larları resmi kurun şu kadar bin lira üzerinde (belki de27-28 bin TL'dendir) satayım. Siz de birilerinden makul ve de mantıklı komisyonları esirgemeyin!' diyor." Mesela, dedim ya, masal meselası bu... Bankalar hoşnut dolar alacağı olan yabancı kuruluşlar hoşnut, komisyon esirgenmeyen birileri ziyadesiyle' hoşnut! Derken, dolar 25, 27,29 ve 32-35 bin TL arasında bir değerle' huzurlannı- zda! Şeytanımdan çıkan 'Ihhh'a yüreğim dayanmıyor, tilkile- rimin savrulmaları çırpınmalara dönüşüyor; bendeniz sür- dürmekte berdevam...' Mesela, desem k\:"Bütün bunlar olup biterken ve de Ha- zine tamtakıra kurubakır giderken, bir başka birileri çıkıp Yahu, bu işin sonu yoktur. Bu dolar zapt edilemez azgınlı- ktadır. Banka faizleri kudurmuştur. Gelin biz de Hazine bo- nosu çıkartalım' buyuruyor." Mesela, Hazine bonosunun azgınlık ve kudurganlığı do- ları da faizi de 'terbiye' edende, millet elinde avcunda, yastığının altında nice doları, markı, sterlini varsa bozdurup bono kuyruğuna koşuyor. Bozdurma öyle kolay değil, tüm hesapların vadeleri bono satış günlerine denk düşmez ya! Millet, dövizini faizinden vaz gecmecesine bozduruyor... Mesela, bazı bankalar ciyak ciyakü! "Vadesi gelmeden bozdurulan hesaplara döviz yetiştiremiyoruz. Şu kadar yüz milyon dolar ödedik" diyesiler. Mudiler de ciyak ciyak: "Va- desi dolalı şu kadar geçmiş döviz hesaplanmızı çekemiyo- ruz!" Mesela, sorsam ki: "Bu işten kimler ve de 'nasıl' karlı çıkıyor? Döviz hesaplannı vade öncesinde bozan banka- ların faizden avantası' ne kadar? Bu avantanın ne kadarı 'önceden kapatılmış' Hazine bonolarına gidiyor? Dövizini bozdurup da bono kuyruğundan eli boş dönen tasarruf sa- hipleri ne yapmayı kuruyor?" Bir de bakıyorum. şeytanımın ayağındaki papuç ters dört- müş, kırkının kuyruğu beynimin içinde birbirine degmeyen tilkilerim düğüm düğüm... Ana fikir Bazı mesela ların 'mesele' edilmesi zamanı gelmis ve de geçmektedir. Ana fikrin anafikri:'Meseleleri' ele alma zamanını ka- çıran yönetimler, enınde sonunda 'mesela' hesaplarına mahkûm kalırlar. Bu at nereye koşuyor?• mar Bankası, tasarruf sahiplerinin vadesi dolan döviz tevdiat hesaplannı ödemiyor. Bu, yeni ortaya çıkan bir durum değil. Mudilerin büyük bölümü, 2-2,5 aydır, bir kısmı da daha uzun süredir paralarını çekmek umuduyla şubelere gidip geldiklerini söylüyorlar. Ekonomik krizin tüm sektörlere olduğu gibi, finans sektörüne de yansıması doğal. Bu yüzden bankalar ve aracı kurumlann büyük kısmı sıkıntılı günler yaşadılar. Bunlardan sadece, yasalara aykırı davrandıklarına karar verilenlerin kapılanna kilit vuruldu. Oiğerleri ise bir ikisi dışındatoparlanmasürecine girdiler. Basın da genel olarak, sıkıntıdaki finans kuruluşlarını ilk günden deşifre etmemeye ve en büyük sermayesi "güven'olanbu sektörde paniğe yol açmamaya özen gösterdi. Zaten bu aynı zamandabiryasal zorunluluk. İmar Bankası ile ilgili yaklaşık bir ay önce gelmeye başlayan şikayetleri, Cumhuriyet'in geleneksel "habercilik ciddiyeti ve objektifliği" çerçevesinde ilk günden yansıtmayı doğru bulmadık. İmar Bankası'nın Cumhuriyet'i zor duruma düşürmek amacı taşıyan geçmişteki girişimleri de bu tavrımızı değiştirmedi. Geçen süre içinde, olayı şubeleri dolaşıp belge toplayarak izleyen arkadaşımız Hülya Genç, başta Genel Müdür Hilmi Başaran olmak üzere. günlerce İmar Bankası yetkililerinetelefonla ulaşmayaçalıştı. Başaran sonunda. "Aksaklıkşubeden kaynaklanıyordur. Parasını alarnayan bızegelsin" şeklinde bir açıklama yaptı. Ancak bundan bir hafta sonra bile ödemeler başlamayınca, olayı kamuoyuna duyurmak gazetecilik mesleğinin gerektircüği toplumsal bir zorunluluk haline geldi. Zaten sabrı taşan mudilerin Altıyol şubesinde yaptıklan eylem de olayın doğruluğunu açığa çıkardı. İmar Bankası bunu ilk kez yapmıyor. 1992 yılının ocak ayında da mudiler faizlerden vazgeçme pahasına paralarını vadesinden önce çekmek için şubelerin kapısında kuyruk olmuşlar ve bu işten banka kazançlı çıkmıştı Bir banka döviz tevdiat hesaplannı vadesinde ödemeyip, mudil^rine aylarca "Bugün gityann gel" muamelesi yapıyor. Vade dolduktan sonra faiz işletmeyip, hesapları küçük taksitler halinde ödemeye kalkışıyor. Buniarı yaparken desahibi olduğu TV ekranından, "Dövizinize yüksek faiz" mesajı ile reklam yayınlamaya ve mevduat toplamayadevam ediyor. Bankalan denetlemekle görevli Hazine'nin Bankacılık Genel Müdürü Selçuk Demiralp, aylardır devam eden olayla ilgili "Önce haberimiz yok' diyor. Ardından, "Nebenimadım.ne Hazine 'den bahsederek bir açıklama koymayın. Bizi bankaya karşı zorduruma düşürmeyin, araştırıp bilgi verelim'' diye konuşuyor. Sonraki aramalarımızt ise yanıtsız bırakıyor. Mevduatların tümü devlet güvencesinde. Ama banka batarsa... İmar Bankası battı mı? Hayır. O zaman ne olacak? Banka belki bir süre sonra mevduatları ödeyecek. Ama bu tozduman içinde parayı bir süredeğerlendirecek. Halk parasıyla rezil olup, sıkıntı çekecek. Yine paniğe kapılıp vadesini bozacak, faizi bankaya hediye edecek. Sonra iki yıl önce olduğu gibi herşey normale dönecek Daha ne kadar yapanın yanına kâr kalacak. Devlet, vatandaşı ne zaman gerçek bir güvenceye kavuşturacak? 3' TENBERİ DUATINIZIN UVENCESİ OSMANLlB KASI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle