27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 HAZIRAN 1994 CUMA CUMHURİYET SAYFA VJÜNÜNjrİ TELEVIZYON 15 ILMLERİ Almanya Acı Vatan Almanya vizesi için para karşılığında (Hülya Koçyi- ğit) evlendiği kadının terk ettiği adam (Rahmi Sal- tuk) gurbette tek kalır. Yön: Şerif Gören (] 979). MaluıGözü Oksal Pekmezoğlu'nun yönettiği güldürü, ses sanat- cılannı başrolde oynatma modası döneminden. Mete lnselel'e başrolde Seyyal Taner eşlik ediyor. 10.39/TRT INT/Kaa Aynntıh biîgiyanda 10.30 'ShovvTV MELODRAM Beklenen Şarkı Bir kadının yardımıyla ünlü bir şarkıcı olan birgen- cin yükselişinin öyküsü. Ülkü Erakalin'ın 1971'de yönetmenliğini yaptığı fılmde Kartal Tibet ve Hülya Koçyiğit başrolleri paylaşıyor. Aktörler Ve Günahlar (Actors and Sins)- Ben Hecht ve Lee Garmes'in yönetti|i ikı bölümiü bir fiim. HBB'nin göstermek- ten bıkmadığı 1952 yapımının başlıca oyunculan Edward G. Robinson, Eddie Albert. İstanbul Dehşet İçinde Istanbul'u kendi aralannda paylaşma savaşı veren kabadayılann öyküsü. Ilhan Engin'in 1966'da yö- nettiği filmde başlıca rollerde Ayhan Işık, Seher Şe- niz, Tanju Korel ve Reha Yurdakul var. Vatan İçin Elia Kazarûn Anthony Quinn'li ünlü 'Viva Zapata' ... fılminden Çetin lnanç'ın 1974'te Kurtuluş Savaşı'na y uyarladığı filmde başrolleri Tamer Yiğit ve Fatma Belgen paylaşıyor. Dedektif (Casbah)- Duvivier'in "Pepe le Moko" fılminin 3. çevrimi. John Berry'nin Cezayir'de geçen gangster öyküsünde Yvonne de Carlo, Tony Martin, Peter Lorre, Marta Toren oynuyor (1948). Aşçıdan Casus (Don't worry, VVel'll Think a Title)- Bir aşçı, Rus ve ABD'li ajanlann entrikalanna bulaşır. Harmon Jones'un yönettiği filmde Morey Amsterdam, Rose Marie, Joey Adams, Danny Thomas var (1966). ÇdgınCuma 12.50 ' Show TV GÜLDÜRÜ (Freaky Friday)- Bir anne ıle kızı, bir günlüğüne birbirlennin kişilığıne bürünür. Gary Nelson'ın yö- netmenliğini yaptığı Disney filminde Jodıe Foster ve Barbara Harris başrolleri paylaşıyor (1977). TadıDiIlim Yaşamdan farklı beklentileri olan iki insan evlenir. 0. Nuri Ergün'ün yönettiği filmde Sadri Alışık, Sevda Ferdağ, Süleyman Turan, Şaziye Moral, Nec- det Tosun, Hüseyin Zan oynuyor.. Cehennem Savaşçılan (Hell Squad)- Kavnaklarda geçmeyen bir filmi bül- tene göre Kenneth Hartford yönetmiş. Bainbridoge Scoft, Glenn Hartford oynamış. Filmde ABD'liIerin Uzakdoğulu teröristlerle savaşı konu ediliyor. î: Deliler Almanya'da £ Almanya'da çalışan iki kafadar, girdikleri her işte t-başansız olunca türlü olaylar yaşarlar. 1988'de Ya- Kvuz Figenli'nin yönettiği filmde başrolleri Yunus CBülbül, Yusf Sezgin ve Münir Özkul paylaşıyor. 17.35 r ShowTV GÜLDÜRÜ o 18.00 Kanal D WESTERN Silahşörlerin (The Deputy)- Bu isimde bir western hiçbir kaynak- ta geçmıyor. Kanal D'nin daha ciddı hazırlanması gereken bülteninde Stuart VV'hitman ve Percy Her- bert'in oynadığı dışında bilgi yoktu. gOlümcülIrk f^Art of Dying)- Bir büyükkent polisi, kurbanlanna j niakyaj yapan bir katilin peşindedir. VVings Ha- j.'user.'in gerilim denemesinde kendisi, Sarah Douglas ve Katleen Kinmont izlenebilir( 1990). Tannnın Silahı 1 (The Armour of God)- Bir hırsız, değerli bir silah takımını çalmaya zorlanır. Jackie Chan'ın (Long Cheng) yönetip başrolünü oynadığı film, hemen sa- dece karate ve Kung Fu meraklısı için (1986). 20.30 / Jnterstar / Uzaylı Ördek Aynntth biîgiyanda 203S1 Show TV / tann İki Kez Yaşar Aynntıh biîgiyanda Ateşkes (Cease Fire)- Vietnam savaşında ruh sağlığı bozu- lan adam, sorun çıkarmaya başlar. Başlıca rollerini Don Johnson, Lisa Blount, Robert F. Lyons'un üst- lendiği fılmi David Nutter yönetmiş (1985). ÖksiLder Babalannın ölümünden sonra varolma savaşı veren üç kardeşin öyküsü. Temel Gürsu'nun Safa Önal'ın senaryosundan uyarladığı 1986 yapımında Küçük Emrah, Çeçilya, Ahmet Mekin, Sevda Ferdağ var. Yolun Sonundaki Karanlık Ailesini terk edip Istanbul'a 'artist' olmaya gelen bir genç kız, dolambaçlı yollardan 'işadamı yata- ğı'na düşer. Orhan Aksoy'un 1987'de yönettiği filmde Sibel Turnagöl, Yalçm Gülhan oynuyor. Radyasyon Rüyalan 2 2 0 0 Kanal D MACERA (Radioctive Dreams)- Nükleer savaştan sonra yaşa- nan gelişmeleri ele alan fılmin başlıca oyuncuları John Stockvvell, Michael Dudikoff, George Ken- nedy. Yönetmen: Albert F. Pyun. Bir Kadm Kayboldu . Esat Mahmut Karalcurt'un romanından Safa Önal'ın r^1971'de uyarladığı filmde, kocasının metresini öl- Jidüren bir kadının öyküsü anlatılıyor. Türkan Şoray, .Ekrem Bora, Kayhan Yıldızoğlu var. Uzaydan Gelen Terör (The Bornmer)- Bir uzaylı, ceza olarak dünyaya gönderilir... John McNaughton'ın yönettiği ilginç filmde Rae Davvn Chong, Don Gordon, Antonio Far- gas gibi oyuncular başlıca rolleri paylaşıyor. \Vfflies '{The Wülies)- Üç delikanlı birbirlerine korku öykü- leri anlatır. Brian Peck'in, özellikle meraklısına yö- ~ nelik filminde Sean Astin, James Karen, Kathleen Freeman. lan Fried başlıca oyuncular (1990). Derin Uykuda (Dead Sletp)- Show TV'nin bültenine göre Alec Millis'in yönettiği filmde, hastanede geçen gerilimli bir öykü anlatılıyor. Linda Blair, Tony Bonner, Bob Roberts rol almış (1992). KatilTimsah2 -{Killer Crocodile 2)- Ancak kayıtsız şartsız korku '"ve gerilim meraklısının tahammül edebileceği film Gianetto Rossi imzasını taşıyor. Anthony Crenna ve Debra Carr başrolde. Özgürlük Uğruna (Eriif)- CIA ajanı, bu kurumun uyuşturucu ticaretine karşı çıkar. Michael Kennedy'nin yönettiği filmde Stephen McHattie, Deborah Van Valkenburgh ve Aharon Ipale başlıca rollerde (1988). LanefliNehir (Bad Man's River)- Bir güzele kapılan çete reisini anlatan westerni izleyici ezberledi. Eugenio Mar- tin'in yönetiminde Lee van Cleef, James Mason ve Gina Lolobrigida var (1972). ® Yerli filmleri göstermektedir O Yabancı filmleri göstermektedir Değmez ShowT\ r 203s\ Sean Connery'li serinin beşinci filmi yayımlanıyor Bond bu kez Japonya'da r- / • • \ \ / İnsan İki Kez Yaşar You Onh Li\e T«ice Yönetmen: Lewis Gilbert , Senaryo: Roald Dahl (lan Fleming'den) Görüntü: Freddie Young Müzik: John Barry Oyuncular: Sean Connery, Karin Dor, Akiko VVakabayashi, Mie Hamma, Bernard Lee 1967 Ingiltere yapımı. 116 dakika. TV Servisi- James Bond dizisinin beşinci filmi. Bir gizli örgüt, ABD ve Sovyet uzay çalışmalarını sabote et- mektedir. 3. Dünya Savaşı'na yol aça- bileceği için, bu örgütün durdurutması çok önemlidir. James Bond, Japon- ya'dan işe başlamak üzere harekete ge- çer... lan Fleming (1908 - 1964). düşsel Ingiliz ajanı James Bond'u okuyucula- rına, ilk kez, 1953"te yayımladığı "Casino Royale" adlı romanla tanıt- mıştı. Ancak, filme alınan ilk Bond se- rüveni "Dr. No"oldu. "007". yani "öldürme yetkisi" bulunan bu ajanın sürükleyici serüvenleri 1950'ler ve 1960'lar boyunca 25 milyondan fazla satmıştı. Kanadalı Harry Saltzman ve ABD'li ortağı Albert Broccoli. uzun ısrarlardan sonra, 1960 > ılında lan Fle- ming'i ikna ettiler \e James Bond'u oynayacak aktörü aramaya başladılar. tngiliz "Daily Express" gazetesı, James Bond'ı canlandıracak oyuncuyu okuyucularına seçtirme>i düşündü ve 10 fngiliz aktörün fotoğrafını yayınla- dı. 6 milyon insanın "oy kullandığf' anketin sonucunda Sean Conner> se- çildi. Connery, o sıralarda işsiz bir oyuncuydu. Aralannda tabut cilacılığı da bulunan bir sürü işe girip çıkmış, son olarak müzikal topluluklardan al- dığı küçük rollerle geçinmeye çalışı- yordu. İlk Bond filmi "Dr. No" 1961 'de sinemalara verildi \e sansas- yonel bir başarı kazandı. Ikınci film Fleming'in düşsel ajanı, bu kez 3. Dünya Savaşı tehlikesine karşı çalışacak. "Rusya'dan Sevgilerle"ye (From Russua With Love, 1963)ızleyıcinin gösterdiği ılgi çılgınlık boyutlarınday- dı. İlk gösterim haftasında 250 bin İn- giliz, fılmı görmek için sinemalara akın etmiştı. aynı Ingılizler. I964'te, Londra'da 8 sinemada birden gösteri- me sunulan "Goldfinger"e bilet ala- bilmek ıçın üç saat kuyrukta bekleme- yi göze alacaktı. Bu film Amerika'da öyle büyük bir ilgiyle karşılanmıştı ki. New York'ta bir sinemada, haftalarca 24 saat aralıksız oynatılmıştı. Salon sa- hıbi. sadece. yerde 10 cm. kalınlığında bir tabaka oluşruran patlamış mısır ve başka yıyecek artıklarını temi/lemek için ara veriyordu... James Bond'un giyım tarzı, kullan- dığı nesneler, çoktan olağan şeyler ara- sına girdi. İlk kez "Rusya'dan Sevgı- lerle" (1964) filminde göriilen bir dıp- lomat çanta modeli, "Bond Çanta" adıyla yaygınlaştı \e bugün hemen her e\de bulunuyor. Bond'un kullandığı Beratta 25 modeli de gerçek hayattakı yerini bulmakta gecikmemişti. Sean Connery'nin "Dr No"da gıy- diği smokin ya da Ursula Andress'in aynı filmde kullandığı leopar desenli bikinı, "Goldfınger" filminde erkekle- rin giydiği keçe fötrler ve koyu renk paltolar. bir anda moda olmuştu. Samanyolu TV'nin tavır değiştirmesi, tartışmayı bir gün geciktirdi Çetinkaya-Koru tartışması atv'deTV Servisi- Gazetemiz Genel Yayın KoordinatÖrü ve "Po- litika GünJöğü" köşesı yazan Hikmet Çetinkaya, Zaman ga- zetesi başyazan Fehmi Konı ıle yann akşam 23.00'te atv'nin "Siyaset Meydanı - Özel" programında tartışacak. Bu akşam Samanyolu TV'de yapılması gereken tartışma, bu TV kanalı- nın üzerinde anlaşma sağlanan koşullan son anda değiştirmesi nedenıyle gündem dışı kalmıştı. atv'deki tartışmayı, özel TV kanalının Haber Merkezi Müdürü Ali Kırca yönetecek. Samanyolu TV'de canlı olarak 21.30'dan başlayarak yayım- lanacağı duyurulan "Nabtt" programındaki tartışmaya gaze- temiz avukatı Fikrrt tlkiz ile Fehmi Koru'nun yanında avukat Feti Ün de katılacaktı. Tartışmayı Türkiye Gazeteciler Cemi- yeti Başkanı Nail Güreli yönetecekti. Hikmet Çetinkaya'nın, 6 haziran tarihli Cumhuriyet gaze- tesindeki "PaBtikaGünhlğû" köşesinden yaptığı, "televiz}t)n- da tartışma cağns"na yanıt veren Fehmi Koru, tartışma yeri olarak Zaman gazetesi ile aynı bünyede çalışan Samanyolu TV'yi seçmişti. Programın gerçekleşmesi için Samanyolu TV, "stüdyoya iz- leyici alınmaması" ve "canlı yayın sırasında telefon bağlan- tılan gerçekleştirilmemesi" konulanndaki karannı son anda değıştırerek, hem telefon bağlantıiannın gerçekleştirileceğini hem de stüdyoya izleyici ahnacağını bildirdi. Tartışma sırasın- Hikmet Çetinkay^ Fehmi Koru da farklı siyasi görüşlerin provokasyon yaratmamalan ve tar- tışmanın "sağlıkJı" bir ortamda gerçekleşmesi için alınan bu önlemler, dün Samanyolu TV'nin yaptığı açıklamayla kaldınldı. Hikmet Çetinkaya da tartışmanın gerçekçi ortam- dan uzaklaşmasını önlemek ve sağırlar diyaloğu'na döniiş- mesini engellemek amacıyla belirlenen bu koşullann gerçekleşmemesı nedeniyle programa katılmayacağını açıkladı. Kemal Gökhan'ın çizgi bandı dizi oluyor Kemal Gökhan, kahramanına senaryo da yazdı. Zontellektüel Abdullah 9 bölüm TV Servisi- "Zontellektüel Abdullah" TV dizisi oluyor. Gazetemiz çizerlerinden Kemal Gökhan Gürses'in 1991 'den bu ya- na yayımlanan çizgi-bandının senaryosu. TRT'nin denetiminden önceki gün onay aldı. Yapımcılığını ve yönetmenliğini Ankara Te- levizyonu'ndan Necmettin Varh'nın ger- çekleştireceği dizinin senaryosu da Kemal Gökhan Gürses'e ait. 40'ar dakıkalık 9 bölüm halinde çekilecek dizinin oyuncu kadrosu henüz belirlenmiş değil. Çekim çalışmalannın İstanbul ve Bod- rum'da gerçekleştirileceği bildırilen dizinin başkarakten Zontellektüel Abdullah ıçın Gürses, "yarı aydın, yarı "zonta" kişiliği ile kimliğini henüz bulamamış Kriptolu bir gariban" tanımlamasını yapıyor. Çızer. Abdullah'ı betımlemesini ^öyle sürdürüyor: "Fclsefeden anlı\or. Ooran Ağbi'sini din- liyor, İbo onu pek kesmi\or. sanattan aca- yip çakıyor ve voğun bir dil karmaşası \a- şıyor". Temmuz ayının ilk haftasında çekimlerine başlanması planlanan dizinin başroiündeici Abdullah dışında kalan dığer önemli karak- terleri Şebnem ve Ayşe'yi kimlerin canlan- dıracağı da önümüzdeki günlerle belii ola- cak. MERCEKLE BAKINCA MAHMUT T. ÖNGÖREN Bilezikler ve Haberler!.. Rahmetlinın emekli ayiığı ile geçiniyormuş. Oğlunun ABD'de ev almasını sağlamak için bileziklerinı satmış. Bayan Özal böyle söylüyor. Hani, hiç söylemese daha iyi olacak. Hiç olmazsa, insanlar ABD'de satın alınan ev üzerinde daha az duracaklar. Ama işin içine emekli aylığını, bileziği filan sokunca, kimse yutmuyor bu gibi açıklamaları. Öte yandan TRT geçen hafta birtakım haberler verdı. TBMM KİT Komisyonu'nda TRT ele alınmış, kimi mıl- letvekilleri TRT'nin geleneği olduğunu söylemiş filan... Sanırsınız ki, TRT'ye önemli bir eleştiri yöneltilmemiş, hiç çatılmamış ve birtakım sorunlar üzerinde hiç durul- mamış. Bir gün sonra gazeteleri açıyorsunuz. Meger TBMM KİT Komisyonu'nda TRT'ye eleştiri üzerine eleştiri ya- pılmış. Bu eleştirilerin çoğu da aylardan beri çeşitli ga- zete yazarlarının TRT yönetimine yönelrtikleri olumsuz değerlendırmeleri içerıyor. "Gündem" adlı TV izlencesini sunanların aldığı yük- sek miktardaki para, üniversitelerden TRT'ye getırilen ve ışten anlamayan danışmanlar ordusu, TRT yönetici- lerinin başka görevlerden de aylık alması ve Istanbul'a çok sık gidişleri, bir yerli dizinin kokteyli için harcanan paranın çokluğu, kurum dışına yaptırılan yapımlar, TRT'nin parasının vadeli hesaba yatırılması, kimi ya- pımlarla ilgili olarak başlatılması gereken yasal işlemle- rin geciktirilmesi filan bu eleştiriler arasında... Ama TRT'nin haberlerine bakarsanız, TBMM KİT Ko- misyonu'nda bu gibi noktalara sankı hiç değinılmemiş, TRT eleştirilmemiş ve sonuçta da herkes TRT için iyi konuşmuş gibi bir hava oluşmuş. Derken, Hazine bonolarının özellikle ikinci bölümü- nün satışıyla ilgili haberleri bir özel televızyonlardan, bir de TRT'den izliyoruz. Özel televizyonlara bakarsa- nız, Hazine bonolarının özellikle ikinci bölümünün satı- şında sorunlar çıkmış. Daha dogrusu, satış yapılama- mış. Bonolar bankalara gelmeden gizlice milletvekille- rine ve banka şube müdürlerinin yakınlanna verilmiş. Banka şubelerinin önüne yığılan vatandaşlar da bu du- rumu protesto etmişler falan. Aynı günlerde TRT'nin aynı konuda verdiğı haberler- de ise bu gibi sorunların hiçbıri yok. Hatta vatandaş bono satışından hoşnut gibi görünüyor. Herhalde ban- ka şubeleri önünde ve içinde TRT habercileri tarafın- dan çekimı yapılan vatandaşlar, bono satışının yapıl- mayacağının açıklanmasından önce TRT kameralarına konuşmuşlar. Çünkü salt bonolardan beklentilerıni açıklıyorlar ve herhangı bir durumdan yakınmıyorlar. TRT kurulduğundan berı bu böyledir. TRT habercilik yapacağına, üzerinde oynanan oyunlara ve kurulan baskılara uygun bir çizgide haber vermiştir. Şimdi de öyle yapıyor. Ne var ki şimdı dönem bıraz değişti. Bu gibi haberci- lik numaralannı daha akıllıca, daha düzeyli, daha usta- ca ve yeni yöntemlerle gerçekleştirmek gerekmez mı? Habercilik bir türlü yapılamıyor. Hadı bunu biliyoruz. Ama hiç olmazsa, işin içine biraz yaratıcılık ve degışik- lik katsalar ya! TRT aynı TRT. Bir adım ileriye geçemedı. Şimdi için- de bol sayıda üniversiteli uzman, danışman ve akıl ho- cası var oysa. Bu üniversıte katkısının TRT'yı düzelte- ceğıni beklemıyorduk. Ama belki TRT'yı daha "eğlen- celi" bir düzeye getirirler dıye umutlanmıştık. Örneğin radyo-TV haberlerindeki eski değiştırmelen, çarpıtma- ları, saklamaları, gizlemeleri. eklemelerı ve olayları yeri- ne göre abartmayı, yerıne göre de önemsızleştırmeyi yenileştirerek ilginç "eğlencelik" haberler yaratırlar dı- ye düşünmüştük. Yanılmışız. Bakın şu emekli ayiığı ile geçinme ve ABD'de ev al- mak için bilezik, kolye satma öyküsüne. TRT böyle "eğlendihci" ve "oyalayıcı" öyküler yaratma becerisin- den hala yoksun. Ne acı bir durum, değıl mı! Basınımızda olup bitenleri öğrenmek istiyorsanız, aşa- ğıda adı verilen kttabı okumalısınız: "Basın Güncesi" (Yayına hazırlayanlar: Metin Aksoy, Veli Özdemir, Sina Taha ve Ali Tartanoğlu) Çağdaş Ga- zeteciler Derneği Yayınlan No: 9, Haziran 1994. TRTINT ıo.3o\ Venedik'te büyük ilgi görmüştü Formda bir Tank AkanTV Servisi - "Üç kıl tekin olmaz derler. Kadm saçı. erkeğin bıyığı. atın kuyruğu tekin olmaz. Üç kıla dikkat etmek gerek. Bu üç kılla oyun olmaz. Bu üç kıla doku- nulmaz. Dokunulursa kötülük azar. kan çıkar. Ve acısı >ıllar sürer bazen." Töre böyle emreder Güneydoğu Anadolu'da. Tö- reye karşı gelenler sonuçlannı da göz önüne almalıdırlar hem gerçek vaşamda. hem de "Kan"da... Seydo (Tarık Akan) ne yapa- cağı belli olmayan. aklına estiğı gibi hareket eden. garip bir ağadır. Bölgenin dığer önem- li ailesi Develler'le arası iyidir. Sünnet dü- ğününe davet edilir. Düğünde yenilip içil- dikten sonra sıra cirit ovnamaya gelir. Seydo kenarda kalır mı hiç; o da katılmak ıster. Atı getirilir. Bir de ne görsün: atın kuvruğu dı- binden kesilmiştir. Kuyruğu kimin kestiği belli değildir ama, Seydo e\ sahibi De\ecel Ağa'yı bir kuyruğu korusamamakla suçla- yıp öldürür. bir kurşun da atına sıkar. Kan davası başlamıştır. Seydo attığı kurşunun yanıtını alır ve öldürülür. Tabii kanı yerde kalmaz. 80'li yıllarda. "Sürü"den sonra Yeşil- çam'ın ürettiği en ilginç "kan davası' filmi olan "Kan". toplumun bu çarpıcı gerçeğini usta bir dille işliyor. Şerif Gören'in sinema dilı. Yılmaz Gttne> sonrası Türk sinemasın- da farklı tatlar arayan Batılılan etkilemiş olacak ki "Kan", 1986 Venedik Film Fes- tivali'nde yarışmış \e en fazla alkışı alan yapıtlar arasına girmişti. Daha önce "Kızgın Toprak", "Fırat'ın Kan Yönetmen: Şerif Gören Senaryo: Osman Şahin Görüntü: Aytekin Çakmak Müzik: Zülfii Livaneli Oyuncular: Tarık Akan, Hakan Balamir. Serpil Çakmaklı. Alev Sayın, Necmeddin Çobanoğlu 1985 yapımı. Cinleri", "Kibar Feyzo". "Ayna", Tom- ruk", "Derman", "Firar". "Kurbağa- lar", gibi yapıtlan sinemaya aktarılan Os- man Şahin ilk kez kağıdı kalemi alıp "Kan"ın senaryosunu bizzat yazmıştı. Şa- hin. bu senaryoyu kıtap olarak vayımladı Şerif Gören'in etkileyici doğa görüntüle- rine başanyla monte ettiği sünnet düğünü ve cenaze (öreni gibi sosyal motıfler filmi daha izlenir kılıyor. Müziğe de dikkat. Bölgenin kendine özgü kapalı yaşantısı, insanlannın törenlere sıkısmış günlen, geri kalmışlığı Zülfü Livaneli nın başarılı müziğivle bel- leklere iyice yerleşıyor. Yönetım, senaryo, müzik. oyunculuk va- satın hayli üzerinde. Tarık Akan'ın perfor- mansı ise Kan'ı alıp sürükleyen en önemli öğe şüphesiz. Kan, Akan için önemli bir film. "Sürü" ve "YoT'dan sonra Tarık Akan "Kan"la Avrupa'daki ününü arttır- mıştı. Ancak sonra bu fırsatı kullanamamış \e unutulmuştu: taa ki Atıf Y'ılmaz'ın "Berdel"ine kadar. interstar 2ftjQ|Çizgi roman kahramanı Ördek Hovvard'ın filmi Hollywood'un özel efekt gösterisi TV Servisi- Galaksimizdeki ge- zegenlerden birinde, evrim ördekle- rin yaranna işlemiştır. Howard adlı bir ördek, bu "Ordekistan'"ın Marşington kentinde yaşamakta, olağan bir "hayvansal" yaşam sürmektedir. Yani, işten bunalmış bir şekilde evine gelmekte. buzdo- labından bir bira kapıp TV'nin ba- şına geçmekte, kanallar arasında gezinirken, ördek seks dergisi "Playduck"ın sayfalannı kanştır- mayı ihmal etmemektedir. Ancak, yaşamı, dünyadaki bir deney yü- zünden sarsıntıya uğrar. tnsanların karmakanşık dünyasında önce şok olan ördek, sonra üstün yetenekle- — f • • Uzaylı Ördek Howard the Duck / Yönetmen: VVillard Huyck Senaryo: Gloria Katz. VV illard Huyck Oyuncular: Lea Thompson, Jeffrey Jones, Tim Robbins. Ed Ğale, Pa'ul Guifoyle / 1985 ABD yapımı." 109 dak. rini onlann hizmetine sunacaktır... Adam" filminin senaryocuları 1970'lerin ortalarında Steve Huyck \e Katz, daha çok bir "Su- Gerber'in yarattığı çizgı roman per Ördek" öyküsü yaratmaya kabramanı "Honard the Duck", çalışmış. "Yıldız Savaşları"nın taşıdığı düşünsel ve siyasal hicivler özel efektlerini yapan "Industrial nedeniyle çok tutulmuştu. Ancak, Lights and Magic Studios"un Spielberg'in çevresinden Willard Huyck \e Gloria Katz, yazdıklan senaryoda. ördeğin bu özelliğini tü- müyle yok etmişler. "Kamçılı marifetlerinin çok fazla öne çtktığı, görülüyor. Sadece "gösteri" ama- cını taşıyan bu özel efektleri.ı filme hiçbir katkısı yok. Film efektleriyle, çizgi-roman kahramanını geri planda bırakıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle