27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 10 HAZİRAN1994 CUMA 10 DIZIYAZI -3- Y-M- ıllardır ıllardır Avrupa Ekonomik Topluluğu'na tam üye olacağız diye uğraşıp du- ruyoruz. Acaba, bu topluluğun bün- yesi bizi almaya uygun mu? Bi- zim ekonomik yapımız oraya uygun mu? Avrupa, üye aldığı ülkelerden ne bekhyor. onlara ne venyor? Kendi iç sorunlan. hedefleri, projeleri nelerdir? Bunlan bilmeden, onlann açıl- mayan kapıJannın önünde di- renmenin ve daha üye olma- dan, gümrük birliği ile pa- zarlanmızı onlara açmanın bir anlamı var mı? . s i ! L \ T M Û B SooOâO BEaBBBSBSBS!?*' AAPnin iç sorunlan Başlangıçta. hedef bır Avru- pa ortak pazan kurmaktı. Dünya sermayesi, büyüyüp globalleştikçe; dev çokuluslu şirketlenn, süper kapitalist devletJerin rekabetinden ko- runmak için Avrupa ekono- misini güçlendirmek gereki- yordu. Ne var ki kurulduğu günden beri birtakım çelişkiler içinde çalkalanan topluluğun. bu hedeften çok uzak olduğu görülmektedir. Bir kere Avrupa'da or- takhklan, kollan, merkezleri bulunan dev çokuluslu şirket- lerin mallannı A\ rupa pazan- nda satmalannı önlemek olası değildir. Toyota. 1BM. Mobil ve daha pek çok dev kuruluş baa engellemelere bakmaya- rak Avrupa pazanna girmekte ve hatta onu etkilemektedir. Avrupa'nın demir-çelik ve otomobil sanayıı dış rekabet yüzünden darbeler yemekte, bazı fabrikalar kapanmak- tadır. Bu yetmiyormuş gibi. "yeni sanayikşen ülketer" diye adlandınlan ülkelerin tekstil. elektronik, konfeksiyon ve di- ğer hafıf sanayii. Avrupa Top- luluğu ülkelerinde bu kollan yıkıma götürmektedır. Bu ül- keler arasmda Türkiye de vardır. Türk tekstiline yasak- lar, kotalar konduğu gibı GATT. Türkiye') i defalarca dampıngle suçlamıştır. Avru- pa'da sanayının gerilemesinin. işsizliğin nedenlennden bın de bu dış rekabettir. Avrupa, dışa karşı kendini yeterince koruyamadığı gibi. dünya pazarlanndaki rekabet- te de başanlı olamıyor. Bunun nedeni şöyle açıklanıyor: Av- rupa'da ücretler üzerındeki sosyal sigorta primleri yüksek. Sendikalar güçlü, bu nedenle enflasyon oranında ücret artışlan önlenemiyor. TVA in- dirilemiyor. Bunlar da maliye- ti yükseltiyor. Bu nedenle Fransız sosyalistlen; işsizliğe. Avrupa'nın moral yıkımına karşı "sosyal devlet" fıkriyle çı- karken John Major ve Avrupa yönetıcüennin bir kesimı bu- nun tam tersinı, sosyal sigorta primlennin ındirilmesini öne- riyor. vrupa Topluluğu'nun gelecekteki biçimi konusunda süren tartışmalar, AT'nin çelişkiler içinde olduğunu gösteriyor. Kendi bunahmına çare arayan Avrupa için Doğu Avrupa ve Rusya'ya yönelmek daha cazip görünüyor. Topluluğun genişlemesinde Türkiye en son halka içinde değerlendiriliyor. YeniAvrupa senaryolan Türkiye'ye uzakbakıyor Y A. ıllardır "Avrupa Ekonomik Topluluğu'na tam üye olacağız" diye uğraşıp duruyoruz. Acaba, bu topluluğun bünyesi bizi almaya uygun mu? Avrupa. üye aldığı ülkelerden ne bekliyor, onlara ne veriyor? Serbest dolaşım sorunu Avrupa Topluluğu'na gıren devletlere tanınan haklardan biri de 'serbest dolaşon'dır. Topluluğun çekırdeğini oluşturan 12 devlet arasında bu gerçekleşmiştir. Buna karşın. top- luluk dışında işçi ihraç eden ülkelere karşı sınırlar hemen kapatılmıştır. Türkiye'nin topluluğa tam üye olması lafı açılınca. özellıkle Almanlar. "Cen- giz Han" diyerek bir Türk istilasından korktuklannı belirtmektedirler. Her ne kadar Türkive. "Ben bu haktan vazgeçerek tam üye olmak isriyorum" dese de bu korku yüreklerde yatmak- tadır. Böyle olduğu için de Chengelle toplantısında alınmış olan karara bak- mayarak, 12 Avrupa ülkesinin dışında pek çok ülke için bu karar henüz askı- dadır. Avrupa Topluluğu, işsizlığine çare olarak Doğu Avrupa pazarlanna yönelirken oradan gelen göçrnenler bir sorun haline gelmiş, engelleyici önlem- ler hızlandınlmıştır. Bütün bunlar, Avrupa Topluluğu'- nun ne kadar büyük sorunlar ve çeliş- kiler içinde olduğunu göstermektedir. Orta,k Pazar kurulduğundan ben, ulu- sal çıkarlarla topluluğun çıkarları (daha doğrusu topluluğa egemen olan iş çevrelennin çıkarlan) birbirleriyle çelişmektedir.(7/- "Büyük dünya te- kelleri, pazar içinde de mallannı kendi fîyatlanyla satıyor. korunamayan miUi sanayi yıkıma gidiyor. Topluiuk, pazar suurian içinde bazı gıda maddelerinin unlan bilmeden, onlann açılmayan kapılannın önünde direnmenin ve daha üye olmadan, gümrük birliği ile pazarlanmızı onlara açmanın anlamı var mı? T A. ürkiye'nin tam üyeliği 2000 yılından önce gündeme gelmeyecek. İnsan haklan sorunu sürekli engel olarak ortaya atılacak. Avrupa bizi kendi çıkarlanna uygun görürse kabul edecek. Avrupa Topluluğu'nun Brüksel'deki merkezinde Avrupa'da yaşanan bunaluna çare arayışları sürüyor. Ancak çıkarlan farklı üyeler arasında görüş birliğine vanlması oldukça zor görünüyor. Avrupalı sanayiciler de kapita- lizmin küreleştiği, zenginliğin zenginlik getirdiği bir ortamda kendi nüfusunun azaldığını gö- recek. Avrupa pahalı üretim ya- pan bir bölge olacak. İç pazan. korunmazsa para dalgalanma- lanyla parçalanacak, işsizlik patlaması olacak. Liberal hükü- metler. ücretleri azaltacaklar. bu da otomatizasyonu geciktire- cek. Attali'ye göre Avrupa dün- va ekonomisı ıçindekı verini kaybedecek; geleceği. cesareti. ahlaki kurallan olmayan bır coğrafı varlık haline gelecek. Avrupa önderlerinin böyle bir projeyi kabul etmelen zordur. Git gide Pasifık'e dönen Ame- rıka'nın da böyle bir projeyi ıs- teyeceği kuşkuludur. O, yanında güçlü bir Avrupa görmek. onunla geltşmekte olan ülkele- rın. çevre. esrar gibi sorunlann yükünü paylaşmak ister. Ame- rika bir 'kıta birliği'ne taraftar olmalıdır. 4- Bu dördüncü senaryova göre. İrlanda'dan Türkiye'ye kadar uzanan bir ortak pazar kurulacak. Ortak savunma ger- çekleştirilecek. Rusya. bu birlı- ğın itici güçlerinden biri olacak ve Afnka'vı arkasına alarak Amerikan imparatorluğuna karşı bir denge kuracak. (s. 197). Ne v ar kı henüz bu projeye sahip çıkan yoktur. Anglo-Saksonlar ve Doğu Avrupalılar "Avrupa AtlantizmP'nı. Almanlar "Avru- pa Alanı" projesıni. Fransa ise "Federal Birliği" istiyor. fîyatlarını bütünleştirdi, böyjece süt ühinlerinin fiyatJan yükseldi. Öte jan- dan Avnjpalılann daha fazla süt içtikle- ri, yağ ve peynir tükettikleri söylenerek tüketim azaltıldı, nıallar depclarda stok edildi. Tarım dalında serbest rekabet ise değişik Avrupa ülkeleri arasında sa> aşa yol açmıştır. Fransız tarımcıları İngilte- re'den gelen koyun vagonlannı yakmış, İspanvoi balıkçılan Fransız sulanndan kovulmuş: gıda maddelerinin rekabetle ucuzlaması da hemen hemen imkansız hale gelmişrir. Bunun da sıkıntısuiı Av- rupa halklan çekmektedir. V'üzde 4-5 gibi enflasyon oranları her ne kadar bize gülünç görünüy orsa da 19 milyon işsizin bulunduğu. vergilerin yüksek olduğu AvTupa Topluluğu ülkelerinde önemli- dir." Avrupa'nın geleceği belirsiz Avrupa Bankası'nın BaşkanlığT- ndan son zamanlarda istifa etmiş olan J. Attali, "A\Tupaülar"(2y başlıkh ki- tabında. Avrupa'nın önünde 4 seçenek olduğunu belirtiyor: 1- Avrupa Federal Birliği: Bu birlik sadece 12 Batı Avrupa ülkesini içere- cek. Hedef. topluiuk büyümeden. Ma- astricht Antlaşması'nı gerçekleştir- mektir. Yani tek para sistemine geçile- cek. faiz oranlan düşürülecek. bu saye- de gerçek bir istıhdam programı yapı- lacak. Avrupa ölçüsünde büyük mes- ken. telefon-iletişim programlan ger- çekleştınlecek. Üretimde sosyal prim- ler azaltılacak. maliyetler düşürülecek. Avrupa Komısyonu'nun 2 yıl içinde hazırlamış olduğu bu programla Av- rupa'nın ekonomik politıkası belirlen- miş olacak. Topluiuk. ancak bu prog- ram gerçekleştikten sonra başka üye alabilecek. 2- Konfederal Avrupa Alanı: Bu se- naryoya göre Avrupa Topluluğu yakın komşulanna doğru büyüyecek. Burada sadece bır büyük Avrupa pa- zan ve güvenlık sistemi kurulacak. Başlangıçta topluiuk. sadece kuzeye doğru büyüyecek. Yüzyılın sonunda, 22 ülkeyı içine alan bu geniş ve muğlak 'zon\ Rusya ile Türkiye'nin 'asosiye' veya tam üye olup olamavacaklannı kararlaştıracak. Bu tanhte. 500 mil- yon nüfusu içeren bir pazar açılmış olacak. demokrasi Doğu'va yayılmış olacak. Amerikan nüfuzuna karşı bir denge kurulmuş olacak." (s. 186). Batı Avrupa'da. yatınmcılar. Doğu'dakı yetenekli ve ucuz el em,eğinden fayda- lanacak. Yabancı sermaye yatınmlan ve ihracat Doğu'da paranın reel değe- rini ve yaşam düzeyini yükseltecek. Zamanla Doğu'dan Batı'ya göçler durduğu gıbı. bu ülkelerde Batı'ya iş alanlan açılacak. Attali ye göre bu konfederasyon. Almanva'nın egemen- liğıne girecek. Alman Markı tek para olacak. Almanlar. Rusya'nın. Fran- sa'nın ve Büyük Bntanva'nın buna karşı olduklannı bıliyorlar. Ne var kı 1989'dan berı Avrupa Bırlığı. Alman- ya için önemını kavbettı. Almanya git gıde kendi hesabına hareket etmeye başladı. İngılizler başka bır senaryo ortaya atıyorlar. 3- Avnıpa-Atlantik Birliği: Bu bırlı- ğe. Amerika ve NATO katılacak. Du- vann yıkılmasından sonra. kurulları zayıflayan Avrupa. bövlegüçlendirile- cek. Attali'ye göre bu düzen bir im- tiyazlı zümrenin elınde olacak. Bun- ların sermayeleri. mallan ve ıletışıın sıstemleri sınır tanımayacak: "Bu imti- yazlılar; sınırlann. hükümetlerin, ka- nuniann tanınmadığı ve nihayet bir küreleşme hayalinin egemen olduğu bir ortamda yaşayacaklar... Politik açıdan, A\rupa-Atlantizmi, Avrupa üzerinde Amerikan egeraenliği için bir kanıuflajdır." Avrupa Bırliği'ni iste- yen ülkeler. bu seçeneğe karşıdır. Bazı Bunalıma çare arayışı Bütün bunlardan çıkanlacak sonuçlar şunlardır: 1. Avrupa Topluluğu çelişki- ler içerisindedir. Gelecekte ala- cağı biçim henü/ belli değildir. 2. Avrupa kendi bunahmına çare aramaktadır. Üve alacağı ülkeler. kendi sanayısıne pazar açabıleceği. tabii kaynaklann- dun faydalanabileceği ölçüde onu ilgılendirir. Bu açıdan Doğu Avrupa ve Rusya ön planda gel- mektedir. 3. Dünya güçleri arasında, Avrupa'nın lehine bir denge ku- rulması öngöriilmektedir. Bu açıdan da harp sanayii, petrol ve doğalgazıyla Rusya en ilginç ülkedir. 4. Bu pazarların Batı Avrupa mal- lanna açıldığı. ancak sağlık. kalitesız- lik vs. gibi bahanelerle Doğu Avrupa mallarının Batı pazanna sokulmadığı görülmektedir. Türkiye'nin de aynı akıbete uğraması olasıdır. Daha şimdıden. karşılığında hiçbir söz almadan. gümrük birliğiyle pazar- lanmızı Avrupa Topluluğu'na açmavı kabul ettik. Batı rekabetiyle bazı sana- yi dallanmızın yıkılmasını da göze ala- rak. Ama ne ıçın? Türkiye'nin tam üyeliği 2000 yılından önce gündeme gelmeyecek. İnsan haklan sorunu dai- ma engel olarak ortaya atılacak. Av- rupa. bızı kendi çıkarlanna uVgun gör- düğü takdirde kabul edecek. Acaba biz. uyanıp kendi çıkarlanmızı düşü- nebilecek miyiz? Kaynaklar 1. Lc Momk Dıploımıtiyııc. Mcıri 2. Jucqııes Favar. 1994 Attuli. "Avrupalılar", Yarın: Pazar ekonomisi ve Türkiye Milli Piyango düncekildi ANKARA (AA) - Millı Pi- yango'nun 9 Haziran 1994 çekilişı dün yapıldı. Çekilişe göre ikramiye kazanan numaralar şöyle: İOMİLYARLÎRA 436781 lstanbul 2MİLYARLİRA 358054 Ankara. İstanbul, Ankara, Ankara 500MİLYONLİRA 084526 Buharkem (Nanlli) 297209 İstanbul. İstanbul, Ankara, İzmır 419368 İzmir.Bor 422952 Kuşadası, İstanbul. Anka- ra, İzmir 662662 İstanbul 200 MİLYON LlRA 094899 161134 165023 283709 304905 412834 468170 543715 717321 755000 100 MİLYON LlRA 034527 072990 081373 103609 124871 164097 166708 246398 250801 259779 288522 343545 345680 363812 409628 417532 418744 507117 533717 569484 704034 713634 761035 791120 791895 50MtLYONLİRA 026702 042075 065351 090641 151141 173150 217567 223753 255039 295238 337119 367108 439108 439332 516258 523297 596792 622550 667438 672661 703412 707421 748048 752594 767502 784727 045504 101053 174355 225662 311237 387312 477810 555432 628859 679026 733608 757048 20 MtLYON LlRA 019949 021133 065221 100709 106154 142760 166293 183394 185278 198408 211610 229045 259721 276309 278979 297942 384636 503699 631203 788120 049510 139728 205231 251566 328634 433946 490415 577580 658481 679141 744205 759807 098958 161861 185577 244782 349177 Büyük ikramiye IstaıünıTa çıktı351378 3668 3 4 9 1 y351378 366844 370663 392612 496787 50">929 50''963 S09-> 66 3 4 9 3 7 9 -1 5 0 2 8 0 3 5 0 4 7 5 3 5 7 6 1 ' "l 9 4 -3 7 2 2 O Ü 2 7 2 - w l 7 2 7 0 5 5 399554 401634 406861 412332 513334 517070 5[70->6 <P804S 359158 360094 360516 360919 7 29407 740139 741539 742852 432287 439145 440961 475503 3 6 3 0 2 1 3 6 3 7 4 X 364300 372024 751068 756698 762111 764340 79201 12332 513334 432287 439145 440961 475503 53014-» stOMg ;ssftS7 Wdl(v. 479062 483405 508088 510949 5 9 % ^ 619765 64X671 Xlnnxs 3 7 4 0 5 7 3 7 6 7 9 3 3 7 7 6 6 ° 378681 768190 770308 "774695 7792 524870 544093 553107 558457 665135 6 7 W 674^57 675468 3 7 " 2 5 3 8 4 1 6 1 3 8 4 7 n 3 9 2 9 X I 7 «5188 792994 794739 799463 591183 592965 603383 604363 688038 690868 693019 698H7 3 9 3 2 4 6 3 9 7 9 4 9 4 0 0 4 2 8 4O0479 2 MİLYON LİRA 618959 626066 628101 645736 700779 7096^6 718178 734779 4 0 2 0 8 8 4 0 4 5 2 ° 4 0 7 0 2 8 407042 08496 08912 09917 13565 16834 652972 660400 674716 682049 738 ^0 739448 745^93 747899 4 0 9 0 3 2 4 2 0 6 9 4 4 2 0 7 2 1 4 2 1 6 1 6 17708 18535 19048 23131 24226 692538 697802 721221 724534 7746Si77S8« 7 0 ^ 7 0 7 7 ^ 4 2 4 9 =5 425900 429122 432993 ->~" -."•«- -..«" " « » " . « 76O4 " w o ^ / o i o s / w w ^ m / 4 ö 35244 791855 10 MİLYON LİRA 5 MİLYON LİRA 441214 442629 443761 447251 450179 454031 457276 458334 4"> 165 4 5 8 9 5 6 1 6 6 1 8 7 4 7 1 5 4 8 4 7 3 8 7 ^ 25566 29144 31997 32008 32165 36251 37633 39968 4O079 40780 48031 49389 50360 U5I9? 99655 wV '444İİ 5^ 97 ^ 56493 61806 62380 ^'74 6 $ 7 67015 70534 74009 798P 8066' 843 4 85580 86-55 865^88344 90609 9166 ^ ^9598598696 99^0 50179 454031 457276 °° 3938 °° 7880010292 ° 14938458956 - 166187471548 O l 6 2 5 3 O l 8 1 4 3 ° 2 1 6 0 5 ° 3 0 6 8 7 4 7 5 5 7 2 4 8 2 3 5 ' 4 8 8 «)6 488937 ° 4 9 8 1 3 0 5 6 6 C " 0 6 4 8 6 3 ° 6 6 3 0 7 4 9 7 5 1 5 5 0 1 2 3 9 509303 510953 0 6 7 I M O 6 7 2 I ° O 7 4 I 6 ° ° 7 9 5 " 5 I 2 7 67 521769 525426 526424 ° 8 5 5 9 4 ° 8 8 1 0 2 0 8 8 9 9 8 O 9 0 9 5 3 5 2 8 7 0 2 532277 534840 539597 ° 9 1 4 2 1 ° 9 1 7 0 2 ° 9 6 1 1 8 O 9 8 3 1 5 543198 547573 548990 5493351 0 0 9 4 ° 1 0 9 5 3 4 " i 7 2 7 "5123 554914 555335 557651 558969 " 6 1 6 5 1 2 4 1 5 8 1 3 9 7 9 7 1 4 Ü 4 6 7 561113 573255 574558 578000l46275 l 4 6 4 0 1 l 4 6 6 8 9 '52504 580973 587141 587718 5906061 6 5 1 7 5 I 6 7 4 8 6 1 6 8 2 6 7 1 7 0 5 9 1 5 9 1 » 4 ' 592322 592358 594443l 7 4 9 9 0 1 8 2 4 5 5 l 8 3 5 8 2 1 8 8 6 8 3 594448 600499 603786 6054921 9 1 9 9 4 1 9 3 8 6 8 1 9 4 5 °5 1 9 6 6 9 7 616029 617302 620774 63125> 273 490 613 703 729 747 836 1 9 9 8 0 8 2 4 0 6 5 3 2 4 4 5 2 4 2 5 1 4 6 8 631894 633568 634008 637522 240BİNLİR* l^ l^i S İSŞS gS?S S5S S 6İ6İÎ4 0^52709^ SSg JŞgS SSS JSS ^ ™ ™ 3 '^ 323 " 33 SÎS «™ SSS « S S UOBİNLİRA.AnKTH) 477066 477870 488014 494378 314288 333482 342080 345167 686801 715794 718974 719046 3ve5 303009 3^8095 3326^ S 163810 3788M 419164 471946 4778in 43568^ tlllt 41X711 SSS %% Sgg 4^ 360BIN LİRA ANKARA ANKA MÜŞERREF HEKİMOĞLU Orhan Eralp'i Düşünörken... Nerden başlamalı; hang yıldan, hangi anıdan? Orhan Eralp'i 1940li yıllardan tanyorum. O genç bir diplomat, ben bir üniversite öğrenosiyim. Şiirler söyleniyor bir akşam. Galatasaray kökerliler Fransızca şiirler okuyor; Verlaine'ler Baudelaire'ler... Robert Kolej kökenli, Londra Hukuk Fakültesi'nöen doktoralı Orhan Eralp de Shelley'in şiirini okuyor gaiiba. Uzun bir şiir, ama durak- lamadan okuyor bir solukta. Hayran, dinliyoruz. ingiliz- cesinin güzelliğini düşünûyoruz. O Ingilizceye herkes hayran kuşkusuz. Cumhuroaşkanı Bayar'ın ABD'ye gi- dişinde tüm konuşmalarım Orhan Eralp aktardı Ingiliz- ce'ye, gazeteler de "Bayar'ın dili" diye söz etti ondan. Dışişleri'nin parlak diplomatlarından biri. VVashington'- da Münir Ertegön ile çalışıyor. Başkan Roosevelfin yakın dostu olan bir Türk diplomatı Ertegün. Şimdi ma- sal türü anlatıhyor o yıllar Elçiliğimizin alt katında bir odada biri saat onarıyor, öteki takılar yapıyor. Münir Er- tegün türü bir büyükelçi, genç bir diplomat için iyi bir ör- nek, neredeyse bir okul. OrHan Eralp de örneklerden biri Dışişleri'nde. Her düzeyde başanlı bir görevli, deneyli, bırikimli bir büyükelçi; uluslararası kuruluşlarda Türki- ye'den yürekli bir ses, yürekli bir selam... Gazeteciliği- rfiin ilk yıllarında, o, ikinci Daire Genel Müdürü. Dış poli- tikada Fatin Rüştü'lü yıllar, sonra elçi atanıyor Stock- holm'e, oradan Belgrad'a. 1961 yılında Yugoslayya'nın bağımsızlığa kavuşmasının 10. yılı nedeniyle düzenle- nen törenlere katıldığım zaman güzel günlerimiz var. Ujise dağlarının eteklerinde kurulan uzun sofradaki ko- nukları tanıtıyor bana. Elçiliğimizde bir akşam yemeğin- de de Mareşal Tito'yu, Cilas'ı, Rankoviç'i anlatıyor, Üçüncü Dünya'da dolaştırıyor bizi. Kitaplıgını kıskana- rak seyrediyor, Üçüncü Dünya üzerine ne çok anı, araştırma okumuş diye şaşırıyorum. Yeni görevinin Bir- leşmiş Milletler olacağını düşünüyorum Çok geçmedi, New York'a gitti Orhan Eralp. Birleşmiş Milletler kürsü- sünü parlatan bir Türk diplomatı. Yunan sözcülere ver- yansın ediyor, tepki gösterdikleri zaman da soruyor: "Size çiçek demeti sunmamı bekleyebilir misiniz!" O gergin oturumlar sağlığını da etkiledi, ama görevini sür- dürdü. Sonra genel sekreterliği var Çağlayangil'in çağ- rısına katılıyor, ama bir koşulla. Yalnız siyasal konularla uğraşacak, bakanlık içi yönetimsel konularla ilgilenme- yecek. Eleştiriler oldu, ama akıllıca bir yaklaşım bence. Iki yılda neler yapılır neler yapılmaz, iyi biliyor. Ankara'- dan Brüksel'e, NATO'ya gitti Orhan Eralp, sonra da Pa- ris Elçiliği'ne ve yeniden Birleşmiş Milletlere. New York'ta, Brüksel'de güzel anılanmız var. Dostluğumuz sürüyor, uzun ayrılıklara karşın bıraktığımız yerden baş- lıyoruz. Kişiliğini koruyan bir insan Orhan Eralp, sade bir insan. Zeki, sevecen, sıcak bir insan. Herkesle sıcak diyaloglar kurar, herkesle konuşacak bir şey bulur. Ne- şesi, yaşama sevinciyle etkiler herkesi. Yoğun çalışma- lar arasında da golf oynamaktan geri kalmaz. Briç oy- nar, ava gider Avcılığı Belgrad elçiliği döneminde baş- ladı, Mareşal Tito'nun av partilerine katılmayı da rnesle- ğinin bir gereği saydı. istanbulda bir akşam kuvvet ile tüfeklerden söz etti saatlerce. Ankara'da da balık damı- na ördek avına gittiler birlikte. Artık iyi bir avcıydı. Mare- şal Tito'nun av partileriyle ilgili anıları da çok hoş. Ancak anılarını yazmayı düşünmedi hiç. Yaşamayı seviyor Or- han Eralp; yaşadıklarından, görevlerinden söz etmeyi sevmiyor. Görevinin gereğini yaptığını söylemekle yeti- niyor. Bu tür insanlara az rastlanıyor artık. Belli bir çizgi- yi çarpıtmadan yaşıyor, yaşam biçimlerini sonuna kadar koruyorlar. Son yıllarda az buluştuk. Hastalığını yakından izledim, ama görmeye gitmedim. Belki bencillikten; hasta yata- ğında görmek istemedim onu. O da hoşlanmaz sanırım. Yaşamına son vermesine de saygı duyuyorum doğrusu. Onurlu kişiliğine yaraşır bir seçim yapıyor Orhan Eralp, değişmeyecek sonuca bir an önce varmak istiyor. Umut- suzluğa da son veriyor. Güç, ama yürekli bir karar ben- ce. Onu saygıyla uğurluyor, artık daha rahat uyuyordiye düşünüyorum. Kimbilir rüyasında neler görüyor! Çok sevdiği Bebek'te, evinde eşi ve oğullarıyla mutlu günle- rini görüyor belki. Ya da neşeyle dans ediyor, Süreyya gecelerini az parlatmadı! Belki Birleşmiş Milletler kür- süsünde dünyaya sesleniyor; o kürsü öyle bir konuşma- cı az gördü, ayrıldığı zaman ABD basınında "BM iyi bir oratör kaybetti" diye yazılar yayımlandı. Sevgili köpeği Orsi'yi de görebilir düşünde. O da kanserden öldü, kül- leri duruyor hala; Jale ve Orhan Eralp de hala sevgiyle anlatıyor Orsi'yi. Belki de yeşil bir alanda golf oynuyor rüyasında. öğrencilik yıllarında Londra'da başlayan bir tutkuyla bir topu deliğine atmaya hazırlanıyor; ardından yürüyenleri, ağlayanları, belleklerinde anılarla sesle- nenleri de görüyor bence... Cenaze töreni ilginç bir güne rastladı. NATO toplantısı nedeniyle yüzlerce diplomat geldi istanbul'a. Türk diplo- matları da var aralarında. Orhan Eralp'i uğurlamaya da geldiler, başta Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin, görevli, emekli büyükelçilerle Dışişleri ailesı saygıyla selamladı Orhan Eralp'i. O da nasıl gülümsedi kimbilir? Elbetsev- diklerini, dostlarını ardında görmenin sevinciyle, ama biraz da düş kırıklığıyla. NATO'ya ya da Birleşmiş Millet- ler'e umutla gülümsemek kolay değil bugün. Barış yo- lunda ilerleme değil gerileme var. Kan ve gözyaşı din- miyor, silahlar konuşuyor her yerde. Oysa Orhan Eralp, umutsuzluğu noktalayan bir diplo- mat! BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Bir yasanın. bir yönet- .. meliğin uygulanmasını sağlamak için öngörülen 2 ceza. 2/ Hatay ilinde bir o ırmak... Salak. arjtal. 3/ Bir Güney Amerika ülke- 4 sinin başkenti... Zayıf. cı- c lız. 4/ Peygamberleri Hud'u dinlemedikleri için Tann tarafından yok cdüen kavim... Bir nota... Boyun eğen. 5/ Çeşitli renkte çiçekler açan, ko- kulu bir süs bitkisi. 6/ Kat kat çakıl ve kumdan oluşmuş yer kıvnmı... Hazır, mevcut. 7/ Pe- linle kokulandınlmış sert bir içki... Eski Mısır'da güneş tannsı. 8/ Ge- nellikle eski kahvelerde ve evlerde bulunan, duvara bitişik tahta se- dir... Evre. 9/ Olumsuzluk belinen bir önek... Soluk borusu. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Baştan savma, üstünkörü. 2/ Un. et ve bamya ile yapılan bir ye- mek... Dünya edebiyatçılanru bir araya getirmeyi amaçlayan kurulıışun simgesi. 3/ Metal sapla- ma... Kastamonu'nun bir ilçesi. 4/ Bezekçilikte kullarulan yeşil ve pembe dalgalı bir çeşit sedef. 5/ Sahip... Hayvanlara vurulan damga... Bütün çizgileri belırgin olarak görünen. 6/ Bedenin yaşama gücü... Kalkan vezırh gibi konınma araa. 7/ Teknede- kı hamuru kazımaya yarayan araç... Bir nota. 8/ Güney Ame- rika'nın çöl bölgelerinde yaşayan ve Patagonya tavşanı da denilen bir hayvan... Asya'da bir ülke. 9/ II. Dünya Savaşı son- lannda Japonlar tarafından kullarulan intihar uçaklanna veri- len ad.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle