29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
24MAYIS1994SAU CUMHURİYET SAYFA HABERLER DYP-denpakete tamdestek • ANTALYA (AA)- DYP Genel Başkan Yardımcısı Adana Milletvekili Haüt Dağlı, terörün bitirilmesi için güvenlik kuvvetlerinin Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde 'bahar harekatı' sürdürdüğünü hatırlatarak, "l 994 terörün bitişyıiı olacaktır. Terör Türkiye'nin gündeminden çıkacakür" dedi. Kurban Bayramı dolayısıyla Antalya'da bulunan DYP Genel Başkan Yardıması Halit Dağlı, parti il merkezdnde bugün düzenlediği basın toplanüsmda, terör konusunda Başbakan Tansu Çiller'in cesur ve karariı tutumu nedeniyle önemü mesafelerahndığını söyledi. Halit Dağlı, koalisyon ortağı SHP ile demokratildeşme paketi üzerinde aynı görüşü paylaşukJannı da belirterek, "Demokrasi, çoksesliliktir. DYP olarak demokrasiyi her zaman savunduk, savunmaya da devam edeceğiz. Çıkacak olan demokratikleşme paketine tam destek vereceğiz" dedi. RFdenbaşkan kapma yanşı • ANKARA (UB A) - Refah Partisi ile Millıyetçi Hareket Partisi arasında Güneydoğu ve Doğu Anadolu'da başlayan belediye başkanı kapma yanşı giderek kıaşıyor. Cizre'nin RP'li Belediye Başkanı Kamil Atağ ile Babat aşiretinin reisi Kaam Babat'ın MHP'ye katılmalan ile su yüzüne çıkan kapışma büyük yankılaryapü. KorucuJarla öteden beri yakın ilişkileri bulunan MHP'nin, korucubaşlannı partilerine katabilmek için çahşmalannı yoğunlaşürdığı bildirildi. Beldedüzeyinde MHP'ye katılması beklenen belediye başkanı sayısının artması ise Refah Partisi'ni çok rahatsız etti.MHP Genel Başkan Yardımcısı Salih Gökçe, Diyarbakır. Mardin ve Erzurum'dan katılma talebi içeren çok sayıda müracaatın kendilerine ulaştığını söyledi! Kıratfıoğlu muhalffleri uyardı • ANKARA (UBA) - DYP Genel Başkan Yardımcısı Esat Kıratlıoğlu, DYP içindeki sıkıntılardan kimsenin umutlanmaması gerektiğini belirterek, "Partimizin içindeki sıkıntılardanmedet umanlar avuçlannı yalarlar. Aynca parti içinde bağınp çağınp bakan olmayı umut edenler de avuçlannı yalarlar" dedi. DYP Genel Başkan Yardımcısı Esat Kıratlıoğlu. parti disiplini denen mefhumun unutulmamasını istedi. Kıratlıoğlu bu konuda şunlan söyledi: "Parti grup toplantılarında isteyen kürsüyeçıkıp herkese istediği eleştiriyi yöneltebilir. Ama onun dışında kimse o veya bu şekilde ortahğı kanştırarak bir paye kapmayı amaçlamasın, bağınp çağırarak bakan olmayı kimse düşlemesin." 'Çiflep, ateşten giömleği giydi' • JZMtR (AA)-MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş, hükümetin çok zor bir iş üstlendiğini belirterek, "Tansu Çiller ateşten gömlek giydi. Bundan ya demir leydi olarak çıkacak, ya da ateşten gömlek onu eritecektir"dedi. Türkeş, lzmir Konak Maksim Gazinosu'nda düzenlenen bayramlaşma töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin çeşitli sıkıntılarla karşı karşıya olduğunu belirterek şöyle dedi: Eski sıkıntılara bir de ekonomik bunalım eklendi. Bunalım bugünkü hükümetin suçu değildir. Daha önceki hükümetlerin aldığı borçlarve bunlann faizleri ekonomik bunalımın sebebidir. Başbakan Tansu Çiller, bu borç-faiz kjsır döngüsünü kırmaya çalışıyor. Karayalçın, değişikliğin bayram sonrasında gerçekleşeceğini söyledi SHP bakandeğiştiıiyorBÜLENTECEVİT ANTALYA - SHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Murat Karayal- çm, Cumhurbaşkanı Süleyman Demi- rel'in uyanlannı dückate alacaklannı söyledi. Karayalçın, Kurban Bayramı'nı ge- çirdiği Antalya Beldibi SalimaTatil Kö- yü'nde Cuınhuriyet'in sorulannı ya- nıtlarken tatil dönüşünde de SHP'li ba- kan değişikliklerini yapacaklannı açı- kladı, ancak isim vermedi. Solda birlik konusunda ise Karayalçın, "Partililerin birlik çalışmalan içinde, birliğin nasıl ol- ması gerektiği konusunda da formül or- taya atmalaruıı istiyonınT' dedi. Radyo Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) iptali için hukukçulann araş- tırma içinde olduklannı belirten Kara- yalçın, "Bize gol atıldı, ama bu gol of- sayt" diye yakındı. Karayalçın, Cumhuriyet'in sorulan- na şu şekilde yanıt verdi: - Sayın Cumhurbaşkanı, 'kamu gmen- liği müsteşarlığr kurulması konusunda Uyanlara dİkkatBayram tatilini geçirdiği Antalya Beldibfnde Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlayan SHP Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı Demirerin uyanlannı da dikkate alacaklannı söyledi. soydan, hangi boydan gelirlerse gelsin- ler, hangi dili konuşurlarsa konuşsunlar Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırlan içinde yaşayan tüm insanlar, yurttaşlık bağlanyla bu topraklarda birinci sınıf insan olarak yaşamaktadırlar. Dünya yeni bir aşamanın içinde. Türkiye'de ırk temeline dayalı bir örgütlenme olamaz. Herkes anayasanın sağlamış olduğu haklan eşit bir şekilde kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti'yle yurttaşlık ilişkileri içindedir. SHP olarak. bu yapı içinde insanlar dilediği gibi konuşabilmelidirler. Çocuklanna dilediği adı verebilmelidir- ler. Yaşadıklan yere, dilediği adı verme olanağına sahip olabilmelidirler. Resmi eğitimin dışında kendi dillerini öğrenip konuşabilmelidirler, kendi dillerinde yayın yapabilmelidirler. Kendi kültürle- oiumsuz olduğunu, bunun sadece masrafı arttmcı bir birim olacağinı söylüyor. KARAYALÇIN - Güvenlik önlemle- rinin arttınlması gerekçesiyle güvenlik hizmetlerinin etkinliğinin yükseltilmesi amaayla getirilen bir öneri. Bakanlar Kurulu'na konu, böyle takdim edildi. Ama kanun hükmünde kararname ha- arlanırken kuşkusuz bu konudaki uya- nlan. göriişleri dikkate alacağız. - Yine Sayın Demirel'in, Türkiye'nin ırk devleti olmadığı şeklindeki görüşleri- ne katılıyor musunuz? Kafkaslar'da sü- ren ırk sav aşlarının Tiirkiye'de de görül- mesi mümkün olabilir mi? KARAYALÇIN - Ben bunu gerçekçi bir saptama olarak görüyorum. Türki- ye Cumhuriyeti Devleti. dünyanın ku- zey ülkelerini dışanda tutarsak bir ırk devleti, bir soy devleti değildir. Hangi Yakınlanyla görüşmek isteyenler, Bayrampaşa Cezaevi'nde uzun kuvruklar oluşturdu. (İBRAHİM GÜNEL) Siyasitutukhıyaaçıkgörüşyasağı tstanbul Haber Servisi - Kurban Bayramı nedeniyle bayramın ikinci günü başlatılan açık görüş dün de devam etti. Sabahın erken saatlerinden itıbaren Bayrampaşa Ceza ve Tutukevi'nin önünde toplanan tutuklu yakınlan uzun kuyruklar oluşturdu. Dün C, E, G ve 1 bloklannda kalan tutuklulann aileleri uzun süre bekledikten sonra içerdeki yakınlannı görme olanağına kavuştular. Siyasi tutuklulann Terörle Mücadele Yasası nedeniyle açık görüş yaptınlmadığı Bayrampaşa Cezaevi'nde, aileler yakınlan ile ancak, sabah 08.30 -12.00, öğleden sonra ise 13.30 -17.30 saatleri arasında bayramlaşabiliyor. Bayrampaşa Cezaevi'nde bugün de K, L ve M bloklannda kalan tutuklulann aileleri açık görüşten yararlanabilecek. Disiplin cezası alanlann da açık görüşten yararlandınlmadığı cezaevinde siyasi tutuklular. aileleri ile26 ve 27 mayıs tarihlerinde kapalı görüş yapabilecek. rini geliştirmek için enstitüler kurabil- melidirler. Yani Türkiye'de devletin tekliğini, halkımızın tümlügünü, top- raklanmızın bütünlüğünü ve resmi dilin Türkçe olması olgusunu olumsuz etkile- mez. Tam tersine bu, değişik soylardan gelen yurttaşlanmızın TC devietine daha büyük bir coşkuyla bağlı olma- lannı getirecektir. Türkiye bu sorunlan aşar. - Bakan değişikliği ne zaman olacak? KARAYALÇIN - Önümüzdeki gün- lerde yapılacak. Ancak şu anda isim açı- klamak istemiyorum. - Temmuz secimlerinde isbiriiğini nasıl görüyorsunuz? 25 mayısta adaylar bildi- rilecek mi? KARAYALÇIN - Solda birlik için her türlü girişime vanz. Temmuz seçim- leri için işbirliği önerisinde bulunduk. Bir siyasi proje hazırlayahm ve yenilene- cek seçimlerde işbirliği yapalım dedik. Bu işbirliğinin sağlanması daha sonra organik bütünlüğü de gündeme getire- cek. Bu başlangıçür. Çarşamba günü adaylar bildirilecek. Bir kez daha çağn- da bulunmak istiyorum. SHP, her türlü özveriyi göstermeye hazırdır. Yurttaşlanmızın bize uiaştırdıklan •birleşin' istemle- rini hiçbirimiz göz ardı edeme- yiz. - 'Birleşin' diyen yurttaşlar, 3 partiye de oy vermeyeceklerini söylüyorlar. KARAYALÇIN - SHP. bana göre bu konudaki göriiş- leriyle haklı. CHP ve DSP de haklı olduklannı söylüyorlar. Nasrettin Hoca gibi. Onemli olan solda birlik ise bu konuda çaba harcayanlar yalnız birleş- memizi söylemeyip birleşme formülü de üretmelidirler. O zaman kimin kaçtığı, kimin yan çizdiği ortaya çıkar. - Bir genel başkan değü de SHP'li olarak formül önerir mi- siniz? KARAYALÇIN - Önkoşul- suz bir bicimde olmalı. 3 parti- nin genel sekreter ya da yardımcılan bir araya gelip proje oluşturmalılar. Genel başkanlar düzeyinde bunlann tartışılmasına karşıyım. - RTÜK ve Orban Taşanlar olayında gol yediğiniz yakıştı- rmalan var. KARAYALÇIN - Radyo Televizyon Üst Kurulu konu- sunda, hukukçulanmız çalışı- yorlar. Danıştay'a dava açıla- bilecek. Veya başka bir şey ola- cak. Şu anda hukukçulann çalışmalan devam ediyor. Ora- dan gelecek bir yola göre ha- reket edeceğiz. Şimdi gol yedi- ğimizdoğrudur. Ancak bu gol ofsayt, gecerli değU Sadece DYP'liferden bir gr-up milletvekilinin SHP'ye oy vermemesi şeklinde yorumla- mamak lazım. Yıkım müteah- hitleri iş başında. CHP'dendemokratikleşmeyeeleştiri Günay, tasarının içiboşaltılmış veniyetten öteyegitmeyen birpaket olduğunusavundu IŞIK KANSU ANKARA-CHP Genel Sekreteri Ertuğrul GûnaV, demokratikleşme paketinin içi boşalülmış ve niyetten öteye gitmeyen bir paket olduğunu bildirdi. Günay, "Sayın Başbakan re Başbakan Yardımcısı, somı geunez bir masalı tekrar gündeme alma anlayışı içindeler" dedi. CHP Genel Sekreten Günay, Başbakan Tansu Çiller ile Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın'ın açıkladığı demokratikleşme paketini değerlendirirken, hoş bir kavram olan ve insanda olumlu çağnşımlar uyandıran demokratikleşmenin sömürülmeyeçalışıldığını söyledi. Koalisyon hükümetinin "18mayıs kararları" başlıgı altında bir demokratikleşme paketi projesi iddiasıyla ortaya çıktığını ifadeeden Günay, şöyle konuştu: "Ortada 18 mayıs kararları yok. 18 mayıs niyetleri denilebilecek bir söylev konusu var. Hükümetin özeilikİe SHP kanadı, 5 nisandan bu vana. ekonomik acı recetenin olumsuz etkilerini silmek için daha sık demokratikleşmeden söz ediyordu. Şimdi, oldukça içi boşaltılmış ve niyetten öteye geçmeyen, hiçbir somutluk taşımav an bir paket Başbakan tarafından ifade edildi." 18 mayısta açıklanan paketın, 25 Kasım 1991 tarihli hükümet programının "bir nuktar sulandırılmış tekran" olduğunu savunan CH P Genel Sekreteri. şunlan söyledi: "Ortada 2,5 y ıl önce açıklanmış bulunan hükümet programının oldukça içeriksizlendirilnıiş ve yine zamana terkedibniş bir tekrarından başka bir şey yok. 2,5 yıl önce bu taahhütleri y apmış bulunan bir koalisy on hükümetinin 2,5 yıl sonra gösterişli bir basın toplantısıyla tekrar bu programdaki bazı vaadleri açıklaması. bir demokratikleşme adımı sayılabilir mi gerçekten? Bunda kuşkuluyum. Bildiğimiz masallar tekrar ediliyor. Demokratikleşme umudu olmaktan çıktı. ne y azık ki, bir demokratikleşme masalı haline dönüştü. 18 mayıs açıklaması ile Sayın Başbakan ve Başbakan Yarduncısı, somı geunez bir masalı tekrar gündeme alma anlayışı içindeler." ÜGÜPOLİTİKA GÖNLÜGÜ HİKMET ÇETİNKAYA KimHğindefi Kopmak... SHP kendi içinde ne denli tutarlı? Aylardır SHP'de bir tartışma yapılıyor. Bir grup yöneti- ci bastırıyor: "Koalisyondan çekilip, derlenip toplanalım..." Bir grup yönetici karşı çıkıyor: "Hayır, koalisyondan ayrılmayalım..." SHP bilinmeyen bir yöne doğru hızla kayıyor. Kendi kimliğinden kopup başka arayışlara giriyor. örgütler de bunlardan etkilendiği için şaşkınlığın tipik örneğini veri- yor. Sosyal demokrat taban "birleşelim" diyor. CHP, DSP ve SHP tabanında bir hareketlenme başlıyor. Ardından liderler konuşuyor. Taban bu kez yeniden umutsuzluğa düşüyor. Birleşmenin olanaksızlığı bir kez daha ortaya çıkıyor. DYP-SHP koalisyon hükümeti Türkiye'yi daha ne ka- dar süre yönetecek? Kimilerine göre sonbaharda ortaklar ayrıiacak. He- men ANAYOL formülü gündeme gelecek. Bu hükümet de 1996 seçimlerine dek ülkeyi yönetecek. Sonra ne olacak dersiniz? Hiç merak etmeyin, bu gidişle şeriatçılar "demokrasi"- yi kullanarak iktidara gelecek ve bir daha "tankla ve tü- fekle" bile gitmeyecekler. Bizim aslan sosyal demokratlar anlattığımız gerçeği görebiliyorlar mı? Üç-dört kişi bir araya geldiklerinde, sabaha dek otu- rup konuşuyorlar. Bunun için "kurumsal bütünleşme- nin" gerekli olduğunu söylüyorlar. Diyorlar ki: "Bizim birleşmemiz şart. Eğer birleşmezsek 1996 se- çimlerinde eriyip gideceğiz..." ••• Sosyal demokratlar kendi aralarında tartışırlarken Refah Partisi'nin kurban derisinden bu yıl en az 500-600 milyar lira kazandığı konuşuluyor. Refah'ın "gizli kasa- sına" giren para ANAP ve DYP'liler tarafından pek önemsenmiyor. Acaba Başbakan Tansu Çiller bu konuda neler söyle- yecek? Örneğin: ''Mübarek Ramazan Bayramı 'nızı, pardon 'kurban de- risi bayramınızı' kutlarken Refah'ın 500 milyarlık deri kampanyasını da kutlanm..." Böyle konuşabilir Başbakan Tansu Çiller... Sonra ortağı Murat Karayalçın la birlikte "demokrasi paketi" hazırlar yeniden. öyle ya demokrasi bir ya- şam biçimidir, Çiller ve Karayalçın sayesinde şeriatçı güçler Kurban Bayramı'nda köşeyi dönmüşlerdir. Karayobazçeteleri zil takıp oynuyorlar... Fetfıullah Hoca halinden hoşnut. Bizim takkeli liboşlar da köşelerinden yarasalar gibi ötüyorlar: "Paralar gizlikasaya, bu bayram da hayırlı geçti..." Sizlerin hiç dikatini çekti mi bilmem. Ne Murat Kara- yalçın ne Denlz Bayfcal ne de Bülent Ecevtt şeriatçı güç- lerin kurban derisinden vurdukları trilyonlar üzerine söz ettiler. ••• Üç parti; SHP, CHP ve DSP Türkiye'de oynanan oyunu nedense görmek istemiyorlar. Sol kimliğinden kopan bu üç partinin "fanatik taraftarları", eleştiri yapıldığı zaman da yüksek sesle bağırmaya başlıyorlar: ''Medya bizi desteklemiyor..." Şöyle bir çevrelerine bakıp olan bitenleri görseler as- lında kendilerine gelecekler, nerede yanlış yaptıklarını anlayacaklar. SHP bugün iktidar ortağı... Ne yapıyor SHP? Demokratikleşme paketini gördünüz. Iki yıl önce "koa- lisyon protokolüne"sokulan maddeler, iki yıl sonra ısıtı- lıp yeniden kamuoyuna sunuluyor. Değişen bir şey yok... CHP'ye gelince: CHP de tıpkı SHP gibi. Yüzde 5 oy oranına bakıp bakıp teselli arıyor: "Vallahi iyi oy aldık. Gelecek seçimlerde yüzde 10'u aşarız.'' Güzel! ' ' DSP ise halinden hoşnut. 1996 seçimlerinde Meclis'e 4-5 milletvekili sokarsa durumu daha da düzelir. 2 binli yıllarda iktidara doğru yürümeye başlar. Biliyorum, bir bayram gününde yine sosyal demoKrat- ların canını sıktım. Ama sosyal demokrat taban SHP'yi, CHP'yi ve DSP'yi izledikçe kahrolup eriyor. Biraz da yö- neticilerin canı sıkılsın. Belki canları sıkıldıkça çevrelerine bakıp neler olup bittiğini geç de olsa görebilirler... Ne dersiniz? tBRAHİM ÇAMLI Yukandaki başlıkla demek istenen. Halkla llişkiler Danı- şmanlan Derneği'nin, kısa adı ile HDD'nin, Uluslararası Halkla llişkiler Derneği IP- RA'mn. aralannda bu yazann da bulunduğu 17 Türk üyesi ta- rafından gecenlerde gerçekleş- tirilen kuruluşudur. Gerçekten, ülkemizde Halk- la llişkiler"in özüne aykın yaklaşımlarla yıp- ratılmaya başlandığı bir dönemde. kendi ıl- kelen yanı sıra Uluslararası H.I. Ahlak Ya- sası'nı ve çocuklan ve çevreyi korumada dünya halka ilişkicilerinin katılımlannı ön- gören Toronto ve Nairobi Bildirgeleri'ni be- nimseyen, kendisine ulaşarî uluslararası mesleki bilgi ve belgeleri diğer dernekler ve iletişim alanında eğitim sunan fakülte ve yüksek okullarla payiaşmayı düşünen ve bu girişimlerle Türkiye'de Halkla İlişkileri ulus- lararası bir platforma oturtmayı ve daha önemlisi. "Halkla flişkiler mesleğinin kimli- ğini ve onurunu" gözetmeyi amaçlayan HDD, meslekteki yozlaşmayı durdurmakta etkin bir rol oynamaya adaydır denilebilir. Bu noktada, yazıyı okuyanlara daha ra- hat değerlendirme olanağını vermek için halkla ilişkilerin tanımını, daha doğrusu. iki tanımını yapmakta yarar göriiyoruz. Birin- cisi, HDD'nin kuruluş bildirgesinde yer alan kısa, ama mesleğin kamusal boyutunu belir- ten şu tanımdır: "Halkla ilişkiler, kamunun ve belirli bir halk kesimlerinin bilgilendirUmesine ve doğru haber almasına hizmet eden toplumların bilgi toplumuna dönüşmesûıe katkıda bulunan bir iletişim mesleğidir." İkinci ise, demek tüzügünün ekindeki "mes- lek ilkeleri"n]n gıriş bölümündekı metınle, Konuk yazar îletişimde yeni bir soluk rürkiye'de 'Halkla llişkiler'i uluslararası bir platforma oturtmayı ve daha önemlisi, "Halkla ilişkiler mesleğinin kimliğini ve onurunu'' gözetmeyi amaçlayan HDD, meslekteki yozlaşmayı Bilginin serbestçe akışmı ko- laylaştıracak, bireylere toplum- ları içinde gerekli bilgilerle do- natıidıkları güvenini verecek ve bu bilgiler ışığmda sorumluluk- lannın ve diğer bireylerte da- yanışma içinde olmanın bilincine varmalarını sağlayacak iletişim model ve kanaüannı oluşturma- durdurmakta etkin bir rol oynamaya adaydır denilebilir. uygulamaya dönük genel bir metnin bireşi- minden oluşan daha geniş bir tanımdır. O da şudur: Halka ilişkiler; kamu ve özel kurum ve ku- ruluşlann faaliyetlerini. onlann adına tanıt- ma, açıklarna ve geliştirme amacı ile kamu- nun ve belirli halk kesimlerinin ("hedef kit- le") bilgilendirilmesi ve bunlardan gelecek tepkilerin değerlendirilmesine dönük yürü- tülen planlı iletişim çalışmalannın bütünü- dür. Bu çalışmalar, devletin tanıtımından, kamu kuruluşlan, meslek odalan. işçi ve iş- veren sendikalan, holdingler. kültür vakıfla- n, çevre. kadın haklan \e benzeri dernekler ve hayır kurumlannın tanıtımına kadar uza- nan geniş bir yelpaze içinde; basın bildirisi, bilgi dosyası (pressj kit ve diğer doküman- tasyon sunuşlan. aylık bülten. (nevvsletter) dergi, fılm, video, mültivizyon gösterileri. TV özel programlan, basın toplantılan, aka- demik toplantılar, kültür programlan ve ka- muoyu araştırmalan gibi araçlardan yarar- lanarak gerçekleştirilmektedir. Şimdi şu sorulabilir: Türkiye'de halkla ilişkilerin uygulanması bu tanımlara ne ölçü- de uyınaktadır? Bu soruyu, sürdürülmekte olan uygulama türlerinin diğer iki iletişim disiplini. medya ve reklamla ne ölçüde özdeşleştiklerini gös- teren aşağıdaki tablo ile cevaplandırmaya çalışacağız. Bilgilendirme: (Haber. Dokümantas- yon + Kamusal Projeler-Çocuk. Çevre vb.). Halkla Hişkiler/Medya Promosyon (Bılgı- lendirme + Kültürel Etkinlikler vb.), Halkla îliskiker Ürüne Dönük Tanıtım Halkla llişki- ler, Reklam "Marketing Mix" Halkla İlişki- ler Reklam, Pazarlama Karışunı. Salt bilgilendirme açısından olumludan olumsuza doğru olmak üzere, yapılan bu sı- ralamada, ülkemizdeki uygulamanın mesle- ğin özünden uzaklaşarak son iki alanda yo- ğunlaştığını söylemek zorundayız. Dahası, "içe dönük halkla ilişkiler" olarak adlandın- lan. aslında holdinglerin personel ve ortak- lar servislerinde yürütülmesi gereken faali- >etlere de uzanıldığı, hatta lobiciliğe bile so- yunulduğunu görmekteyiz. Bu uygulama- lara yer yer halkla ilişkilerin doğduğu Batf- da da rastlanmakta olması. bunlarla ilgili görüşlenmizi değiştirmemektedir. Ne var ki, meslekteki sorunlar profesyo- nel çerçevesini de aşmakta, bizi ciddi bir sap- ma ile karşı karşıya bırakmaktadır. O da halkla ilişkilerin, özellikle Türkiye'de, ka- musal iletişim fonksiyonu gözardı edilerek kişilerle ilişkiler olarak algılanması ve bilgi- lendirme işlevinin yerini, hedef kitleleri giri- şimlerle etkilemeye dönük faaliyetlere bırak- masıdır. Daha kötüsü, bu yaklaşımm mesle- ğin öğretimine de yanşması ve psikolojiden diksiyona. hatta yürüme sanatına (!) dönük ders veren özel kurslara değer verilmesidir. Bu olgunun üzerine vakit geçirmeden eğil- mek ve gereken uvan ve girişimlerde bulun- mak gerekmektedır. Tüzügünün amaçmad- desinin birinci paragrafına göre HDD bu duruma el koymakla yükümlüdür. Meslekteki uygulama türlerine ilişkin ter- cihlere gelince, bu aslında meslektaşlanmı- zın kişisel tercihleri işidir. Vazgecilmez olan, mesleğin temel ahlak ilkeleridir. Bunlar da. HDD'nin gerek tüzüğü gerekse kuruluş bil- dirgesi ile benimsediği "Uluslararası Ahlak YasasT'nda belirlenmektedir. Bu vesile ile 64 ülkede üyesi bulunan, BM ve UNESCO'da temsil edilen IPRA'nın yayımladış bu yasa- yı (BM Yasası'na dayandınlan dört parag- raflık giriş bölümü ile bazı maddelerini yeri- mizin sınırlı olması nedeniyle çıkararak) bu- rada sunmakta yarar görüyoruz: Özellikle halkla ilişkiler ve diğer iletişim disiplinlerinde etik ve özdenetime ne denli değer verildiğine çarpıcı bir örnek oluşturduğu için.... Dcrnek üyelen insanlann serbestçe geliş- melerinc ve "İnsan Haklan Evrensel BÜdir- gesi"nde kendilerine tanınan vazgecilmez haklan kullanabilmelerine olanak verecek manevi ve kültürel koşullann oluşmasına katkıda bulunmaya. Mesleklerini sürdürürken "İnsan Haklan Evrensel Bildir- gesT'nin ilke ve kurallanna saygılı olmaya, İnsan onuruna saygı göstermeye, insan onu- runu yüceltmeye ve bireylere kişisel değerlen- dirme hakkını tanımay a, Gerçek anlamda diyaloglar için gerekli ah- laki, psikolojik ve duşünsel koşullann oluş- masına yardımcı olmaya ve taraflara savla- nnı ortaya koyabılme ve görüşlerini belirte- bilme hakkını tanımaya. Her koşul altında hizmet ettikleri kuruluş- lann çıkarlarıyla birlikte kamu çıkariarını da göz önünde bulundurmaya çalışacaklardır. Aynca, Gerçeği herhangi bir nedenle saklamak- tan. Belli ve doğnılanmış verilere dayanmayan bilgi iletmekten, Ahlaki ve dürüst olmayan veya insan onu- runu zedeleyen herhangi bir girişime kaül- maktan, Bireylerin kontrol edemeyecekkri ve so- rumlu tutulamayacakları bUinçaltı güdüleri geliştirecek aldattcı yöntem ve tekniklerden sakınacakiardır. I) "International Code of Ethics" Yazan: Lucien Matrat, IPRE Emeritus L'ye Çevi- ren: İbrahim Çamlı, IPRA 1982-87 Konsey t'yesi İletişim Araştırmalan Derneği Bülteni Ocak-1991)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle