Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24MAYIS1994SAU CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
DYP-denpakete
tamdestek
• ANTALYA (AA)- DYP
Genel Başkan Yardımcısı
Adana Milletvekili Haüt
Dağlı, terörün bitirilmesi için
güvenlik kuvvetlerinin
Güneydoğu Anadolu
Bölgesi'nde 'bahar harekatı'
sürdürdüğünü hatırlatarak,
"l 994 terörün bitişyıiı
olacaktır. Terör Türkiye'nin
gündeminden çıkacakür"
dedi. Kurban Bayramı
dolayısıyla Antalya'da
bulunan DYP Genel Başkan
Yardıması Halit Dağlı, parti
il merkezdnde bugün
düzenlediği basın
toplanüsmda, terör
konusunda Başbakan Tansu
Çiller'in cesur ve karariı
tutumu nedeniyle önemü
mesafelerahndığını söyledi.
Halit Dağlı, koalisyon ortağı
SHP ile demokratildeşme
paketi üzerinde aynı görüşü
paylaşukJannı da belirterek,
"Demokrasi, çoksesliliktir.
DYP olarak demokrasiyi her
zaman savunduk,
savunmaya da devam
edeceğiz. Çıkacak olan
demokratikleşme paketine
tam destek vereceğiz" dedi.
RFdenbaşkan
kapma yanşı
• ANKARA (UB A) - Refah
Partisi ile Millıyetçi Hareket
Partisi arasında Güneydoğu
ve Doğu Anadolu'da
başlayan belediye başkanı
kapma yanşı giderek
kıaşıyor. Cizre'nin RP'li
Belediye Başkanı Kamil
Atağ ile Babat aşiretinin reisi
Kaam Babat'ın MHP'ye
katılmalan ile su yüzüne
çıkan kapışma büyük
yankılaryapü. KorucuJarla
öteden beri yakın ilişkileri
bulunan MHP'nin,
korucubaşlannı partilerine
katabilmek için çahşmalannı
yoğunlaşürdığı bildirildi.
Beldedüzeyinde MHP'ye
katılması beklenen belediye
başkanı sayısının artması ise
Refah Partisi'ni çok rahatsız
etti.MHP Genel Başkan
Yardımcısı Salih Gökçe,
Diyarbakır. Mardin ve
Erzurum'dan katılma talebi
içeren çok sayıda müracaatın
kendilerine ulaştığını söyledi!
Kıratfıoğlu
muhalffleri
uyardı
• ANKARA (UBA) - DYP
Genel Başkan Yardımcısı
Esat Kıratlıoğlu, DYP
içindeki sıkıntılardan
kimsenin umutlanmaması
gerektiğini
belirterek, "Partimizin
içindeki sıkıntılardanmedet
umanlar avuçlannı yalarlar.
Aynca parti içinde bağınp
çağınp bakan olmayı umut
edenler de avuçlannı
yalarlar" dedi. DYP Genel
Başkan Yardımcısı Esat
Kıratlıoğlu. parti disiplini
denen mefhumun
unutulmamasını istedi.
Kıratlıoğlu bu konuda
şunlan söyledi: "Parti grup
toplantılarında isteyen
kürsüyeçıkıp herkese istediği
eleştiriyi yöneltebilir. Ama
onun dışında kimse o veya bu
şekilde ortahğı kanştırarak
bir paye kapmayı
amaçlamasın, bağınp
çağırarak bakan olmayı
kimse düşlemesin."
'Çiflep, ateşten
giömleği giydi'
• JZMtR (AA)-MHP Genel
Başkanı Alparslan Türkeş,
hükümetin çok zor bir iş
üstlendiğini belirterek,
"Tansu Çiller ateşten gömlek
giydi. Bundan ya demir leydi
olarak çıkacak, ya da ateşten
gömlek onu eritecektir"dedi.
Türkeş, lzmir Konak
Maksim Gazinosu'nda
düzenlenen bayramlaşma
töreninde yaptığı
konuşmada, Türkiye'nin
çeşitli sıkıntılarla karşı
karşıya olduğunu belirterek
şöyle dedi: Eski sıkıntılara bir
de ekonomik bunalım
eklendi. Bunalım bugünkü
hükümetin suçu değildir.
Daha önceki hükümetlerin
aldığı borçlarve bunlann
faizleri ekonomik bunalımın
sebebidir. Başbakan Tansu
Çiller, bu borç-faiz kjsır
döngüsünü kırmaya
çalışıyor.
Karayalçın, değişikliğin bayram sonrasında gerçekleşeceğini söyledi
SHP bakandeğiştiıiyorBÜLENTECEVİT
ANTALYA - SHP Genel Başkanı ve
Başbakan Yardımcısı Murat Karayal-
çm, Cumhurbaşkanı Süleyman Demi-
rel'in uyanlannı dückate alacaklannı
söyledi.
Karayalçın, Kurban Bayramı'nı ge-
çirdiği Antalya Beldibi SalimaTatil Kö-
yü'nde Cuınhuriyet'in sorulannı ya-
nıtlarken tatil dönüşünde de SHP'li ba-
kan değişikliklerini yapacaklannı açı-
kladı, ancak isim vermedi. Solda birlik
konusunda ise Karayalçın, "Partililerin
birlik çalışmalan içinde, birliğin nasıl ol-
ması gerektiği konusunda da formül or-
taya atmalaruıı istiyonınT' dedi.
Radyo Televizyon Üst Kurulu'nun
(RTÜK) iptali için hukukçulann araş-
tırma içinde olduklannı belirten Kara-
yalçın, "Bize gol atıldı, ama bu gol of-
sayt" diye yakındı.
Karayalçın, Cumhuriyet'in sorulan-
na şu şekilde yanıt verdi:
- Sayın Cumhurbaşkanı, 'kamu gmen-
liği müsteşarlığr kurulması konusunda
Uyanlara dİkkatBayram tatilini geçirdiği Antalya
Beldibfnde Cumhuriyet'in sorulannı yanıtlayan SHP
Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı Demirerin
uyanlannı da dikkate alacaklannı söyledi.
soydan, hangi boydan gelirlerse gelsin-
ler, hangi dili konuşurlarsa konuşsunlar
Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırlan
içinde yaşayan tüm insanlar, yurttaşlık
bağlanyla bu topraklarda birinci sınıf
insan olarak yaşamaktadırlar.
Dünya yeni bir aşamanın içinde.
Türkiye'de ırk temeline dayalı bir
örgütlenme olamaz. Herkes anayasanın
sağlamış olduğu haklan eşit bir şekilde
kullanarak Türkiye Cumhuriyeti
Devleti'yle yurttaşlık ilişkileri içindedir.
SHP olarak. bu yapı içinde insanlar
dilediği gibi konuşabilmelidirler.
Çocuklanna dilediği adı verebilmelidir-
ler. Yaşadıklan yere, dilediği adı verme
olanağına sahip olabilmelidirler. Resmi
eğitimin dışında kendi dillerini öğrenip
konuşabilmelidirler, kendi dillerinde
yayın yapabilmelidirler. Kendi kültürle-
oiumsuz olduğunu, bunun sadece masrafı
arttmcı bir birim olacağinı söylüyor.
KARAYALÇIN - Güvenlik önlemle-
rinin arttınlması gerekçesiyle güvenlik
hizmetlerinin etkinliğinin yükseltilmesi
amaayla getirilen bir öneri. Bakanlar
Kurulu'na konu, böyle takdim edildi.
Ama kanun hükmünde kararname ha-
arlanırken kuşkusuz bu konudaki uya-
nlan. göriişleri dikkate alacağız.
- Yine Sayın Demirel'in, Türkiye'nin
ırk devleti olmadığı şeklindeki görüşleri-
ne katılıyor musunuz? Kafkaslar'da sü-
ren ırk sav aşlarının Tiirkiye'de de görül-
mesi mümkün olabilir mi?
KARAYALÇIN - Ben bunu gerçekçi
bir saptama olarak görüyorum. Türki-
ye Cumhuriyeti Devleti. dünyanın ku-
zey ülkelerini dışanda tutarsak bir ırk
devleti, bir soy devleti değildir. Hangi
Yakınlanyla görüşmek isteyenler, Bayrampaşa Cezaevi'nde uzun kuvruklar oluşturdu. (İBRAHİM GÜNEL)
Siyasitutukhıyaaçıkgörüşyasağı
tstanbul Haber Servisi - Kurban Bayramı nedeniyle
bayramın ikinci günü başlatılan açık görüş dün de devam
etti. Sabahın erken saatlerinden itıbaren Bayrampaşa
Ceza ve Tutukevi'nin önünde toplanan tutuklu yakınlan
uzun kuyruklar oluşturdu. Dün C, E, G ve 1 bloklannda
kalan tutuklulann aileleri uzun süre bekledikten sonra
içerdeki yakınlannı görme olanağına kavuştular. Siyasi
tutuklulann Terörle Mücadele Yasası nedeniyle açık
görüş yaptınlmadığı Bayrampaşa Cezaevi'nde, aileler
yakınlan ile ancak, sabah 08.30 -12.00, öğleden sonra ise
13.30 -17.30 saatleri arasında bayramlaşabiliyor.
Bayrampaşa Cezaevi'nde bugün de K, L ve M bloklannda
kalan tutuklulann aileleri açık görüşten yararlanabilecek.
Disiplin cezası alanlann da açık görüşten
yararlandınlmadığı cezaevinde siyasi tutuklular. aileleri
ile26 ve 27 mayıs tarihlerinde kapalı görüş yapabilecek.
rini geliştirmek için enstitüler kurabil-
melidirler. Yani Türkiye'de devletin
tekliğini, halkımızın tümlügünü, top-
raklanmızın bütünlüğünü ve resmi dilin
Türkçe olması olgusunu olumsuz etkile-
mez. Tam tersine bu, değişik soylardan
gelen yurttaşlanmızın TC devietine
daha büyük bir coşkuyla bağlı olma-
lannı getirecektir. Türkiye bu sorunlan
aşar.
- Bakan değişikliği ne zaman olacak?
KARAYALÇIN - Önümüzdeki gün-
lerde yapılacak. Ancak şu anda isim açı-
klamak istemiyorum.
- Temmuz secimlerinde isbiriiğini nasıl
görüyorsunuz? 25 mayısta adaylar bildi-
rilecek mi?
KARAYALÇIN - Solda birlik için
her türlü girişime vanz. Temmuz seçim-
leri için işbirliği önerisinde bulunduk.
Bir siyasi proje hazırlayahm ve yenilene-
cek seçimlerde işbirliği yapalım dedik.
Bu işbirliğinin sağlanması daha sonra
organik bütünlüğü de gündeme getire-
cek. Bu başlangıçür. Çarşamba günü
adaylar bildirilecek. Bir kez daha çağn-
da bulunmak istiyorum. SHP,
her türlü özveriyi göstermeye
hazırdır. Yurttaşlanmızın bize
uiaştırdıklan •birleşin' istemle-
rini hiçbirimiz göz ardı edeme-
yiz.
- 'Birleşin' diyen yurttaşlar, 3
partiye de oy vermeyeceklerini
söylüyorlar.
KARAYALÇIN - SHP.
bana göre bu konudaki göriiş-
leriyle haklı. CHP ve DSP de
haklı olduklannı söylüyorlar.
Nasrettin Hoca gibi. Onemli
olan solda birlik ise bu konuda
çaba harcayanlar yalnız birleş-
memizi söylemeyip birleşme
formülü de üretmelidirler. O
zaman kimin kaçtığı, kimin yan
çizdiği ortaya çıkar.
- Bir genel başkan değü de
SHP'li olarak formül önerir mi-
siniz?
KARAYALÇIN - Önkoşul-
suz bir bicimde olmalı. 3 parti-
nin genel sekreter ya da
yardımcılan bir araya gelip
proje oluşturmalılar. Genel
başkanlar düzeyinde bunlann
tartışılmasına karşıyım.
- RTÜK ve Orban Taşanlar
olayında gol yediğiniz yakıştı-
rmalan var.
KARAYALÇIN - Radyo
Televizyon Üst Kurulu konu-
sunda, hukukçulanmız çalışı-
yorlar. Danıştay'a dava açıla-
bilecek. Veya başka bir şey ola-
cak. Şu anda hukukçulann
çalışmalan devam ediyor. Ora-
dan gelecek bir yola göre ha-
reket edeceğiz. Şimdi gol yedi-
ğimizdoğrudur.
Ancak bu gol ofsayt, gecerli
değU Sadece DYP'liferden bir
gr-up milletvekilinin SHP'ye oy
vermemesi şeklinde yorumla-
mamak lazım. Yıkım müteah-
hitleri iş başında.
CHP'dendemokratikleşmeyeeleştiri
Günay, tasarının içiboşaltılmış veniyetten öteyegitmeyen birpaket olduğunusavundu
IŞIK KANSU
ANKARA-CHP Genel
Sekreteri Ertuğrul GûnaV,
demokratikleşme
paketinin içi boşalülmış ve
niyetten öteye gitmeyen
bir paket olduğunu bildirdi. Günay,
"Sayın Başbakan re Başbakan
Yardımcısı, somı geunez bir masalı
tekrar gündeme alma anlayışı içindeler"
dedi. CHP Genel Sekreten Günay,
Başbakan Tansu Çiller ile Başbakan
Yardımcısı Murat Karayalçın'ın
açıkladığı demokratikleşme paketini
değerlendirirken, hoş bir kavram olan
ve insanda olumlu çağnşımlar
uyandıran demokratikleşmenin
sömürülmeyeçalışıldığını söyledi.
Koalisyon hükümetinin "18mayıs
kararları" başlıgı altında bir
demokratikleşme paketi projesi
iddiasıyla ortaya çıktığını ifadeeden
Günay, şöyle konuştu: "Ortada 18
mayıs kararları yok. 18 mayıs niyetleri
denilebilecek bir söylev konusu var.
Hükümetin özeilikİe SHP kanadı, 5
nisandan bu vana. ekonomik acı
recetenin olumsuz etkilerini silmek için
daha sık demokratikleşmeden söz
ediyordu. Şimdi, oldukça içi boşaltılmış
ve niyetten öteye geçmeyen, hiçbir
somutluk taşımav an bir paket Başbakan
tarafından ifade edildi." 18 mayısta
açıklanan paketın, 25 Kasım 1991
tarihli hükümet programının "bir
nuktar sulandırılmış tekran" olduğunu
savunan CH P Genel Sekreteri. şunlan
söyledi: "Ortada 2,5 y ıl önce açıklanmış
bulunan hükümet programının oldukça
içeriksizlendirilnıiş ve yine zamana
terkedibniş bir tekrarından başka bir şey
yok. 2,5 yıl önce bu taahhütleri y apmış
bulunan bir koalisy on hükümetinin 2,5
yıl sonra gösterişli bir basın toplantısıyla
tekrar bu programdaki bazı vaadleri
açıklaması. bir demokratikleşme adımı
sayılabilir mi gerçekten? Bunda
kuşkuluyum. Bildiğimiz masallar tekrar
ediliyor. Demokratikleşme umudu
olmaktan çıktı. ne y azık ki, bir
demokratikleşme masalı haline dönüştü.
18 mayıs açıklaması ile Sayın Başbakan
ve Başbakan Yarduncısı, somı geunez bir
masalı tekrar gündeme alma anlayışı
içindeler."
ÜGÜPOLİTİKA GÖNLÜGÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
KimHğindefi Kopmak...
SHP kendi içinde ne denli tutarlı?
Aylardır SHP'de bir tartışma yapılıyor. Bir grup yöneti-
ci bastırıyor:
"Koalisyondan çekilip, derlenip toplanalım..."
Bir grup yönetici karşı çıkıyor:
"Hayır, koalisyondan ayrılmayalım..."
SHP bilinmeyen bir yöne doğru hızla kayıyor. Kendi
kimliğinden kopup başka arayışlara giriyor. örgütler de
bunlardan etkilendiği için şaşkınlığın tipik örneğini veri-
yor.
Sosyal demokrat taban "birleşelim" diyor. CHP, DSP
ve SHP tabanında bir hareketlenme başlıyor. Ardından
liderler konuşuyor. Taban bu kez yeniden umutsuzluğa
düşüyor. Birleşmenin olanaksızlığı bir kez daha ortaya
çıkıyor.
DYP-SHP koalisyon hükümeti Türkiye'yi daha ne ka-
dar süre yönetecek?
Kimilerine göre sonbaharda ortaklar ayrıiacak. He-
men ANAYOL formülü gündeme gelecek. Bu hükümet
de 1996 seçimlerine dek ülkeyi yönetecek.
Sonra ne olacak dersiniz?
Hiç merak etmeyin, bu gidişle şeriatçılar "demokrasi"-
yi kullanarak iktidara gelecek ve bir daha "tankla ve tü-
fekle" bile gitmeyecekler.
Bizim aslan sosyal demokratlar anlattığımız gerçeği
görebiliyorlar mı?
Üç-dört kişi bir araya geldiklerinde, sabaha dek otu-
rup konuşuyorlar. Bunun için "kurumsal bütünleşme-
nin" gerekli olduğunu söylüyorlar.
Diyorlar ki:
"Bizim birleşmemiz şart. Eğer birleşmezsek 1996 se-
çimlerinde eriyip gideceğiz..."
•••
Sosyal demokratlar kendi aralarında tartışırlarken
Refah Partisi'nin kurban derisinden bu yıl en az 500-600
milyar lira kazandığı konuşuluyor. Refah'ın "gizli kasa-
sına" giren para ANAP ve DYP'liler tarafından pek
önemsenmiyor.
Acaba Başbakan Tansu Çiller bu konuda neler söyle-
yecek?
Örneğin:
''Mübarek Ramazan Bayramı 'nızı, pardon 'kurban de-
risi bayramınızı' kutlarken Refah'ın 500 milyarlık deri
kampanyasını da kutlanm..."
Böyle konuşabilir Başbakan Tansu Çiller...
Sonra ortağı Murat Karayalçın la birlikte "demokrasi
paketi" hazırlar yeniden. öyle ya demokrasi bir ya-
şam biçimidir, Çiller ve Karayalçın sayesinde şeriatçı
güçler Kurban Bayramı'nda köşeyi dönmüşlerdir.
Karayobazçeteleri zil takıp oynuyorlar...
Fetfıullah Hoca halinden hoşnut. Bizim takkeli liboşlar
da köşelerinden yarasalar gibi ötüyorlar:
"Paralar gizlikasaya, bu bayram da hayırlı geçti..."
Sizlerin hiç dikatini çekti mi bilmem. Ne Murat Kara-
yalçın ne Denlz Bayfcal ne de Bülent Ecevtt şeriatçı güç-
lerin kurban derisinden vurdukları trilyonlar üzerine söz
ettiler.
•••
Üç parti; SHP, CHP ve DSP Türkiye'de oynanan oyunu
nedense görmek istemiyorlar. Sol kimliğinden kopan bu
üç partinin "fanatik taraftarları", eleştiri yapıldığı zaman
da yüksek sesle bağırmaya başlıyorlar:
''Medya bizi desteklemiyor..."
Şöyle bir çevrelerine bakıp olan bitenleri görseler as-
lında kendilerine gelecekler, nerede yanlış yaptıklarını
anlayacaklar.
SHP bugün iktidar ortağı...
Ne yapıyor SHP?
Demokratikleşme paketini gördünüz. Iki yıl önce "koa-
lisyon protokolüne"sokulan maddeler, iki yıl sonra ısıtı-
lıp yeniden kamuoyuna sunuluyor.
Değişen bir şey yok...
CHP'ye gelince:
CHP de tıpkı SHP gibi. Yüzde 5 oy oranına bakıp bakıp
teselli arıyor:
"Vallahi iyi oy aldık. Gelecek seçimlerde yüzde 10'u
aşarız.''
Güzel! ' '
DSP ise halinden hoşnut. 1996 seçimlerinde Meclis'e
4-5 milletvekili sokarsa durumu daha da düzelir. 2 binli
yıllarda iktidara doğru yürümeye başlar.
Biliyorum, bir bayram gününde yine sosyal demoKrat-
ların canını sıktım. Ama sosyal demokrat taban SHP'yi,
CHP'yi ve DSP'yi izledikçe kahrolup eriyor. Biraz da yö-
neticilerin canı sıkılsın.
Belki canları sıkıldıkça çevrelerine bakıp neler olup
bittiğini geç de olsa görebilirler...
Ne dersiniz?
tBRAHİM ÇAMLI
Yukandaki başlıkla demek
istenen. Halkla llişkiler Danı-
şmanlan Derneği'nin, kısa adı
ile HDD'nin, Uluslararası
Halkla llişkiler Derneği IP-
RA'mn. aralannda bu yazann
da bulunduğu 17 Türk üyesi ta-
rafından gecenlerde gerçekleş-
tirilen kuruluşudur.
Gerçekten, ülkemizde Halk-
la llişkiler"in özüne aykın yaklaşımlarla yıp-
ratılmaya başlandığı bir dönemde. kendi ıl-
kelen yanı sıra Uluslararası H.I. Ahlak Ya-
sası'nı ve çocuklan ve çevreyi korumada
dünya halka ilişkicilerinin katılımlannı ön-
gören Toronto ve Nairobi Bildirgeleri'ni be-
nimseyen, kendisine ulaşarî uluslararası
mesleki bilgi ve belgeleri diğer dernekler ve
iletişim alanında eğitim sunan fakülte ve
yüksek okullarla payiaşmayı düşünen ve bu
girişimlerle Türkiye'de Halkla İlişkileri ulus-
lararası bir platforma oturtmayı ve daha
önemlisi. "Halkla flişkiler mesleğinin kimli-
ğini ve onurunu" gözetmeyi amaçlayan
HDD, meslekteki yozlaşmayı durdurmakta
etkin bir rol oynamaya adaydır denilebilir.
Bu noktada, yazıyı okuyanlara daha ra-
hat değerlendirme olanağını vermek için
halkla ilişkilerin tanımını, daha doğrusu. iki
tanımını yapmakta yarar göriiyoruz. Birin-
cisi, HDD'nin kuruluş bildirgesinde yer alan
kısa, ama mesleğin kamusal boyutunu belir-
ten şu tanımdır:
"Halkla ilişkiler, kamunun ve belirli bir
halk kesimlerinin bilgilendirUmesine ve doğru
haber almasına hizmet eden toplumların bilgi
toplumuna dönüşmesûıe katkıda bulunan bir
iletişim mesleğidir."
İkinci ise, demek tüzügünün ekindeki "mes-
lek ilkeleri"n]n gıriş bölümündekı metınle,
Konuk
yazar îletişimde yeni bir soluk
rürkiye'de 'Halkla llişkiler'i uluslararası bir platforma oturtmayı ve daha önemlisi, "Halkla
ilişkiler mesleğinin kimliğini ve onurunu'' gözetmeyi amaçlayan HDD, meslekteki yozlaşmayı
Bilginin serbestçe akışmı ko-
laylaştıracak, bireylere toplum-
ları içinde gerekli bilgilerle do-
natıidıkları güvenini verecek ve
bu bilgiler ışığmda sorumluluk-
lannın ve diğer bireylerte da-
yanışma içinde olmanın bilincine
varmalarını sağlayacak iletişim
model ve kanaüannı oluşturma-
durdurmakta etkin bir rol oynamaya adaydır denilebilir.
uygulamaya dönük genel bir metnin bireşi-
minden oluşan daha geniş bir tanımdır. O da
şudur:
Halka ilişkiler; kamu ve özel kurum ve ku-
ruluşlann faaliyetlerini. onlann adına tanıt-
ma, açıklarna ve geliştirme amacı ile kamu-
nun ve belirli halk kesimlerinin ("hedef kit-
le") bilgilendirilmesi ve bunlardan gelecek
tepkilerin değerlendirilmesine dönük yürü-
tülen planlı iletişim çalışmalannın bütünü-
dür. Bu çalışmalar, devletin tanıtımından,
kamu kuruluşlan, meslek odalan. işçi ve iş-
veren sendikalan, holdingler. kültür vakıfla-
n, çevre. kadın haklan \e benzeri dernekler
ve hayır kurumlannın tanıtımına kadar uza-
nan geniş bir yelpaze içinde; basın bildirisi,
bilgi dosyası (pressj kit ve diğer doküman-
tasyon sunuşlan. aylık bülten. (nevvsletter)
dergi, fılm, video, mültivizyon gösterileri.
TV özel programlan, basın toplantılan, aka-
demik toplantılar, kültür programlan ve ka-
muoyu araştırmalan gibi araçlardan yarar-
lanarak gerçekleştirilmektedir.
Şimdi şu sorulabilir: Türkiye'de halkla
ilişkilerin uygulanması bu tanımlara ne ölçü-
de uyınaktadır?
Bu soruyu, sürdürülmekte olan uygulama
türlerinin diğer iki iletişim disiplini. medya
ve reklamla ne ölçüde özdeşleştiklerini gös-
teren aşağıdaki tablo ile cevaplandırmaya
çalışacağız.
Bilgilendirme: (Haber. Dokümantas-
yon + Kamusal Projeler-Çocuk. Çevre vb.).
Halkla Hişkiler/Medya Promosyon (Bılgı-
lendirme + Kültürel Etkinlikler vb.), Halkla
îliskiker Ürüne Dönük Tanıtım Halkla llişki-
ler, Reklam "Marketing Mix" Halkla İlişki-
ler Reklam, Pazarlama Karışunı.
Salt bilgilendirme açısından olumludan
olumsuza doğru olmak üzere, yapılan bu sı-
ralamada, ülkemizdeki uygulamanın mesle-
ğin özünden uzaklaşarak son iki alanda yo-
ğunlaştığını söylemek zorundayız. Dahası,
"içe dönük halkla ilişkiler" olarak adlandın-
lan. aslında holdinglerin personel ve ortak-
lar servislerinde yürütülmesi gereken faali-
>etlere de uzanıldığı, hatta lobiciliğe bile so-
yunulduğunu görmekteyiz. Bu uygulama-
lara yer yer halkla ilişkilerin doğduğu Batf-
da da rastlanmakta olması. bunlarla ilgili
görüşlenmizi değiştirmemektedir.
Ne var ki, meslekteki sorunlar profesyo-
nel çerçevesini de aşmakta, bizi ciddi bir sap-
ma ile karşı karşıya bırakmaktadır. O da
halkla ilişkilerin, özellikle Türkiye'de, ka-
musal iletişim fonksiyonu gözardı edilerek
kişilerle ilişkiler olarak algılanması ve bilgi-
lendirme işlevinin yerini, hedef kitleleri giri-
şimlerle etkilemeye dönük faaliyetlere bırak-
masıdır. Daha kötüsü, bu yaklaşımm mesle-
ğin öğretimine de yanşması ve psikolojiden
diksiyona. hatta yürüme sanatına (!) dönük
ders veren özel kurslara değer verilmesidir.
Bu olgunun üzerine vakit geçirmeden eğil-
mek ve gereken uvan ve girişimlerde bulun-
mak gerekmektedır. Tüzügünün amaçmad-
desinin birinci paragrafına göre HDD bu
duruma el koymakla yükümlüdür.
Meslekteki uygulama türlerine ilişkin ter-
cihlere gelince, bu aslında meslektaşlanmı-
zın kişisel tercihleri işidir. Vazgecilmez olan,
mesleğin temel ahlak ilkeleridir. Bunlar da.
HDD'nin gerek tüzüğü gerekse kuruluş bil-
dirgesi ile benimsediği "Uluslararası Ahlak
YasasT'nda belirlenmektedir. Bu vesile ile 64
ülkede üyesi bulunan, BM ve UNESCO'da
temsil edilen IPRA'nın yayımladış bu yasa-
yı (BM Yasası'na dayandınlan dört parag-
raflık giriş bölümü ile bazı maddelerini yeri-
mizin sınırlı olması nedeniyle çıkararak) bu-
rada sunmakta yarar görüyoruz: Özellikle
halkla ilişkiler ve diğer iletişim disiplinlerinde
etik ve özdenetime ne denli değer verildiğine
çarpıcı bir örnek oluşturduğu için....
Dcrnek üyelen insanlann serbestçe geliş-
melerinc ve "İnsan Haklan Evrensel BÜdir-
gesi"nde kendilerine tanınan vazgecilmez
haklan kullanabilmelerine olanak verecek
manevi ve kültürel koşullann oluşmasına
katkıda bulunmaya.
Mesleklerini sürdürürken
"İnsan Haklan Evrensel Bildir-
gesT'nin ilke ve kurallanna saygılı olmaya,
İnsan onuruna saygı göstermeye, insan onu-
runu yüceltmeye ve bireylere kişisel değerlen-
dirme hakkını tanımay a,
Gerçek anlamda diyaloglar için gerekli ah-
laki, psikolojik ve duşünsel koşullann oluş-
masına yardımcı olmaya ve taraflara savla-
nnı ortaya koyabılme ve görüşlerini belirte-
bilme hakkını tanımaya.
Her koşul altında hizmet ettikleri kuruluş-
lann çıkarlarıyla birlikte kamu çıkariarını da
göz önünde bulundurmaya çalışacaklardır.
Aynca,
Gerçeği herhangi bir nedenle saklamak-
tan.
Belli ve doğnılanmış verilere dayanmayan
bilgi iletmekten,
Ahlaki ve dürüst olmayan veya insan onu-
runu zedeleyen herhangi bir girişime kaül-
maktan,
Bireylerin kontrol edemeyecekkri ve so-
rumlu tutulamayacakları bUinçaltı güdüleri
geliştirecek aldattcı yöntem ve tekniklerden
sakınacakiardır.
I) "International Code of Ethics" Yazan:
Lucien Matrat, IPRE Emeritus L'ye Çevi-
ren: İbrahim Çamlı, IPRA 1982-87 Konsey
t'yesi İletişim Araştırmalan Derneği Bülteni
Ocak-1991)