Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24MAYIS1994SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
SSKemekfilerinin
maaşlan
• ANKARA (AA) - Sosyal
Sigortalar Kurumu
emeklilerinin maaş
ödemelennin, 27 ve 30 mayıs
günlennde yapılacağı
bikürildi. Başbakanhk Basın
Merkezfnden konuya ilişkin
olarak yapılan açıklamada
"SSK emeklilerinin maaşlan
her ayın 21 ve 23'ünde
ödenmektedir. Tatil
dolayısıyla 20 Mayıs 1994'te,
Türkiye Cumhuriyeti
Merkez Banicası'nca para
harekaüna yönelik hizmet
verilememesi nedeniyle ikmal
edilemeyen işlemler
önümüzdeki günlerde
tamamlanacak ve SSK
emekli maaş ödemeleri 27 ve
30 mayıs günleri yapılacak"
denildi.
üzay Heparı'nın
duruntu ciddi
• İSTANBUL (AA)-
Müzisyen Uzay Hepan'nın
beyin ödeminin dağılması
için sürdürülen tedaviden
henûz olumlu bir sonuç
alınamadı. International
Hospital Başhekim
Yardımcısı Emine Gül
Aksoy, yapuğı açıklamada,
Hepan'nın sagük
durumunun ciddiyetini
koruduğunu kaydetti. Geçen
cuma gecesı Etıler'dekı Koç
Köprûsü üzerinde trafik
kazası geçiren Uzay
Hepan'nın halen baygın
durumda olan beyin
ödeminin artmadığını
belirten Aksoy,"Ancak
ödemin azalması için
sürdürdüğümüz tedaviden
deaJınan çok büyük bir
sonuç yok. Hastanın durumu
eski ciddiyetini koruyor.
Beklemekten başka yapacak
birşeyyok"dedi.
Cezaevinden
firar
• ÇANAKKALE(AA)-
Çanakkale Yanaçık
Cezaevi'nden ıki mahkum
firar etti. Yetkılilerden alınan
bilgiye göre. yanaçık
cezaevınde yapılan sayımda,
adam öldürmck suçundan 15
yıl hapiscezasına hükümlü
Mahmut Zorlu vegasp
suçundan 5 yıl hapis cezasma
hükümlü Recep Fiçıcı
bulunamadı. Yetkililer, nasıl
kaçtıklan araştınlan
Fıranterinyakalanmasma - <<n
çakşridığtmbildirdıler. -v-''--,
Kullanılnıışeşya
kampanyası
• ANKARA (AA) - Sosyal
Hizmetler ve Çocuk
Esirgeme Kurumu
(SHÇEK) Genel
Müdürlüğü, yurtlarda
bannan ve evlenecek olan
kimsesiz gençlerin ev eşyası
ihtiyaçlannı
karşüayabilmeleri için
"kullanılmışeşya
kampanyası" başlattı.
SHÇEK Genel Müdürü
Bülent İlik. yaptığı
açıklamada, kimsesiz
gençlerin evlenebilmeleri için
buzdolabı, televizyon,
mobilya gibi eşyalara talip
olduklannısöyledi.
ICFTU Kadın Komitesi Sekreteri Adrian
Taylor Çiller'in kadın çıkarlarını değil, belli
kesimlerin çıkarlarını temsil ettiğini söylediÇüler'e kadın
sendikacıdan sert eleştiııGÜNEŞGÜRSON
ANKARA - Uluslararası Hür İşçi
Sendikalan Konfederasyonu (ICFTU)
ve Uluslararası Kamu Görevlileri Fede-
rasyonu (PSI) Kadın Komitesi Sekrete-
ri Âdrian Taylor. Başbakan Tansu Çil-
ler'in "kadın çıkarlarını temsil etmediği-
ni" öne sürdü. Çıller'ın özelleştırme ko-
nusundakı uygulamalannı İngiltereeskı
Başbakanı Thatchera benzeten Taylor.
"Tansu Çiller. başbakan olarak kadın çı-
kaıiannı değil, belli kesimlerin çıkar-
larını temsil ediyor" dedi. Taylor, dün-
yada "KİTIerin sattşmdan elde edilen
getirin halka hizmet olarak geri dönmedi-
ğini" vurgulayarak. çalışanlann KİT-
lerin yönetimine kaülmasının yararlı
olacağını savundu.
Türk-İş'in düzenlediği "Kadm İşçiler
ve özelleştinne" seminerine kaülan
Taylor'a, özelleştırme ve kadın işcilenn
özelleştirmeye bakışı konusunda yö-
nelttiğimiz sorular ve yanıtfan şöyle:
- Kadın işçiterin özelleştirmeye baktş
açsı farklı mı?
TAYLOR: Bütün dünyadaki kızgın-
lık ve tepki aynı. Bu da işlerini kaybet-
me korkusundan ve daha çok, özelleş-
tirmenin ailelerine olacak etkisinden
T
aylor, dünyada
'KİT'lerin satışından
elde edilen gelirin halka
hizmet olarak geri
dönmediğini' vurgulayarak,
çalışanlann KİT'lerin
yönetimine katılmasının
yararlı olacağını savundu.
kaynaklanıyor.
- özelleştirmeye tepki açısından Tür-
kiye'deki durumu nasıl değerlendiriyor-
sunuz?
TAYLOR: İşçi çok ilgileniyor ve kor-
kuyor. Kendini, köşeye sıkıştınlmış gibi
hissediyor. Protesto etme ve tepki gös-
terme ihtiyaa duyuyorlar. Türkiye, de-
mokratik bır ülke olması gerekirken,
seslerini gerekli şekilde duyuramıyorlar.
- Dünyada özelleştirmeye karşı verilen
mücadelede kadınların roîü nedir?
TAYLOR: Kadınlar. sıyası açıdan
faal olduklannda, sonuca ulaşıyorlar.
Örneğin ABD Başkanı Clinton'un oyla-
nnın yüzde 29'u kadmlardan gelmiştır.
Bu da kadınlann oynadıklan rolü gös-
tenyor. ABD'deki kadınlann Başkan
Clinton'a oy vermelerinin nedeni, kamu
sektöründe sağlık sigortası oluşturma
sözü vermesı. Ses duyurabilmek önemli.
- Tfirkiye'de özelleştirme politikasmı
yaşama geçiren. bir kadın başbakan. Bu-
nu nasıl değerlendiriyorsunuz?
TAYLOR: Thatcher de kadındı. Çil-
ler. kadın olmasına karşın kadınlann çı-
karlanru temsil etmiyor. Belırli kesim-
lerin çıkarlannı temsil ediyor. Bugöreve
de kadın olduğu için değil. belırli kesim-
lerin çıkarlannı koruduğu için gelmış.
Partışınin görüşlerini temsil ediyor.
- Özelleştirme uygulamasında hükü-
met-işçi-iş'veren diyaloğu nasıl sağlanabi-
lir?
TAYLOR: Kesimlenn flkirlerini söy-
lemeleri gerekli. Sendikalar, çalışanlan
temsil ediyorlar. Kanşma olanağı bul-
mamak ile söyleyecek görüşü olmamak
arasında fark var. Sendikalann söyleye-
cek birçok şeyleri var. Üçlü görüşmeler
yapılıyor. Esas olanı yapılmadı ve hü-
kümet sendikalara görüşünü sormadı.
- Sendikalann görüşlerini açıklamala-
rının zorluğu nereden kaynaklanıyor?
TAYLOR: Uluslararâsı düzeyde pek
çok ülkenın hükümetlen. çok borç içine
gırmiş dunımdalar ve alternatıf kalma-
dı. 1MF ve Dünya Bankası'ndan başka
gidecek yerleri kalmadı. Bir hükümetse-
nız, bır programa ihtiyacınız var. Önü-
nüze şartlar konuluyor.
- Alternatif iireten ve başanlı olan ül-
keler var mı?
TAYLOR: Şüphesız. Çok sayıda ül-
kede KİT'ler sıyası partilenn arpalığı
haline getirilmiş. Zararlan. kötü idare-
den kaynaklanmış. KİTIerin zarar ver-
me nedeni, modernize edilmemeleri.
KİT'lerin yenilenmesı ve venmlı şekilde
çalıştınlması mümkün
Sağhkçahşankm
ineslekhastası'
• Sağlık işkolu çalışanlannın üçte biri
sanlık, varis, belfitığı, erken doğum,
düşük, unutkanlık, stres, anemi gibi
meslek hastalıklanna yakalanıyor.
ANKARA (Cıımhuriyet Bûrosu) - Sağlık ça-
lışanlannın üçte birinin meslek hastalığına yaka-
landığı belirlendı. Sağlık işkolu çalışanlan,
sanlık, varis, belfitığı, tifo, erken doğum ve dü-
şük, unutkanlık. karacığer büyümesi. stres, ane-
mi gibi meslek hastalıklanna yakalaruyor ve
"meslek hastalığı" tanımı yapılarak sağlık çalı-
şanlanna "fiili hizmet tazminatı" ödennıesini isti-
yorlar.
Genel Sağük-İş'in gecen yıl 2 bin 947 sağlık
çahşanına anket uygulayarak yaptığj araştır-
mada, bu işkolunda çahşanlann üçte birinin has-
ta olduğu ortaya çıktı. Aralannda İzmir. Anka-
ra, Çorum, Trabzon ve Konya'nın da bulundu-
ğu 13 ilde gercekleştirilen ankete göre sanlığa ya-
.kalananlann başında, yüzde 13.5 ile diş.teknis-
,yenleri.geliyor. Onlan yüzde 11.5 ile laboratuvar
teknisyenleri, yüzde 11 ile hemşire ve anestezi
teknısyenleri, yüzde 10 ile doktorlar izîiyor.
Sağlık memurlannın yüzde 4'ü, hizmetlilerin de
yüzde 3.5'i sanlık hastalığına yakalanıyor. Vans
hastalığı, en çok anestezi teknisyenlerinde görü-
lüyor. Ankete katılan 162 teknisyenden 42'sinin
varise yakalandığı belirlenirken, hemşireler yüz-
de 14 ile teknisyenleri ızliyor.
Belfıtığı da ilk sıralarda yer alıyor. Anestezi
teknisyenleri. hemşireler ve hizmetliler, belfıtığı-
na yakalananlar arasında yüzde 3.5 - 5.5 ortala-
ma ile başı çekerken; doktorlann yüzde 2.5'i,
sağlık memurlannjn da yüzde 1.5'i bu hastalığı
geçirdiğini kaydediyor. Bin 102 hemşireden 24'ü
ile 184 teknisyenden 5'i tifo geçirdiğini ifade edi-
yor. Kadın sağlık çalışanlannın hamılelik döne-
minde geçirdikleri rahatsızlıklara bakıldığında,
62 doktordan 2'sinin erken doğum, 3'ünün dü-
şük yaptığı görülüyor. Ankete göre hemşirelenn
5'i ölü doğum, 25'i erken doğum, 48'i düşük ya-
parken, 134 anestezi teknisyeninden 2'si ölü do-
ğum, 17'si erken doğum, 19'u da düşük gerçek-
leştirdi.
Eroğlu, Bûyükçekmece Barajı'nda incelemelerde bulundu. (Fotoğraf: MEHMET DEMİRKAYA)
IstanbııTım 5 a\lık suyukaldı
İSKİ Genel Müdürü 'Istanbul'un suyu var ama hatlar yetersiz' dedi
İstanbul Haber Senisi- İSKİ'nin yeni genel müdürü
Veysel Eroğlu, İstanbul'un, uygulanan kesinti
programı ile 4-5 ay yetecek suyunun bulunduğunu
belirterek, su havzalannın "kaçak yapılaşma"dan
korunabilmesi için "Askeri A(an" ilan edılmesinı bile
düşündüklenni söyledi. İSKİ, Manavgat Çayı'ndan
balonla su taşımayı düşünüyor. İSKİ Genel Müdürü
Veysel Eroğlu ve Bılgı Işlem Daire Başkanı Beşir
Yûksel dün Bûyükçekmece Barajı'nda incelemede
bulundu. Var olan kesinti programı içinde İstanbul'a
günde bır milyon 200 bin metreküp su verdiklerini.
İstanbul'un günlük su gereksiniminin yaklaşık ikı
milyon metre küp olduğunu belirten Veysel Eroğlu,
kesıntı programı dışında meydana gelen kesintilerin
anzalardan kaynaklandığını söyledi. Özellikle Ömerli
Barajı'ndan gelen isale hattının tek olması, bu hat
üzerinde meydana gelen anzalann programlı kesintiler
dışında da kesintılere neden olduğunu söyleyen Eroğlu.
yurttaşlann tasarruflu su kullanmasını istedi.
İstanbul'un su sıkmtısının giderilmesı ıçın ilk aşamada.
yeraltı su kaynaklannı araştıracaklannı, ömerli
Barajı'ndak'i kullanılamayan suyu kullanılabilir bir
durumagetırmeyecalışacaklannı açıklayan Eroğlu,
kısa vade içerisinde, herhangı bır yerden alınacak tatlı
suyu balonlara doldurupdenız üzennden
romorkörlerleçekerek getirmeyi düşündüklerini
söyledi. Amonyak kirlenmesi nedeniyle devrcdışı
kalan Elmalı Barajı'ndakı suyxın temizlenerek kısa
sürede kullanılabilir duruma getırilmesı için araştırma
yapacaklannı açıklayan Eroğlu. "Şu anda İstanbul'un
suvu var aslında ama hatlar yetersiz" dedi. Hükümetin
de İstanbul'un su sorununa eğılmesi gerektiğini. Büyük
Melen Projesi ve Sazlı Dere Barajı'nın biran önce
devreye gırebılemesi için çalışmalara başlaması
gerektiğini vurgulayanEroğlu. "su hırsızlığı"nın
yapıldığını söyledi. Bazı yerlerden borulan delerek su
çahndığını. bunlar arasında kamu kuruluşlannında
bulunduğunu belirten Eroğlu. kendilerinın ış başına
gelmesinden sonra İSKİ gelırlennde önemli birartış
oldueunu öne sürdü.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞATEŞ
Kupbanlap
Bugün Kurban Bayramı'nın arifesi. Sizler bu yazıyı
bayramın dördüncü günü okuyacaksınız. Bayramın ilk
günü kurban derileriyle ilgili bir yazım yayımlanacak.
Birkaç gündür acı acı melemelerle bÖlünüyor uykum.
Oldum bittim nefret ederim bu seslerden. Sanki "kurta-
rın bizı"ö\ye bağırıyorlar gibime gelir. Ama bunca üzül-
meme ve kızmama karşın et yemekten de bir türlü vaz-
geçemem. Rahmetli Muammer Aksoy Hoca, biz "etyi-
yenlere" çok kızardı. "Leş yiyorsunuz" derdi. Kimbilir
belki de haklıydı.
Bu aralarda koyunların yanı sıra çok farklı şeyler de
"kurban ediliyor. "Örneğin beceriksiz bir kadronun kap-
risleri uğruna, ülke ekonomisi kurban ediliyor. Birkaç li-
derin "benmerkezciliği (egosantrizmi)" nedeniyle sos-
yal demokrasi kurban ediliyor. Saysam daha bir sürü
kurban bulunabilir.
Ben de kimi ilkelerimi "kurban ediyorum." Aslında,
"kimi inatlarımdan vazgeçiyorum" desem, galiba daha
doğru olacak. Örneğin kitap imzalamama ilkemden vaz-
geçtim. Tadını kaçırmamak koşuluyla imza günlerine
katılmak ve kitap imzalamak kararı aldım.
Bu işin kökeninde, çok üzüntüyle yaşadığım bir olay
yatıyor. Yıllarca önce bir arkadaşımın evinde yüzlerce
imzalı kitap görmüştüm. Şimdi isimlerini anmak istemi-
yorum, o dönemde çok bilinen ve tanınan insanlara im-
zalanmıştı. Ve benim arkadaş bunları teker teker sahal-
lardan toplamıştı. Bilmiyorum; belki aileleri, belki kendi-
leri bu kitapları bir biçimde elden çıkarmışlar ve sonun-
da oçoğu "süslü"ve "saygılı"iltifatlarla imzalanmış ki-
taplar, tozlu sahaf vitrinlerini boylamıştı.
Işte bu olayın etkisiyle yıllardır imza günlerini redde-
derdim. Ama şunu gördüm ki; "imza", sadece birkaç
satırla ismin yazılması değil. Yazarla okuyucu arasında
bir "iletişim" sağlıyor, bir "fan^/W//f"yaratıyor. Ve ben
de "kitap imzalamama"ve "imzagünlerinekatılmama"
ilkemi, bu keyif ve mutluluğu yaşama uğruna kurban et-
tim.
Bir başka ilkem, okuyucu mektuplarına mümkün oldu-
ğunca az yer vermekti. Zira yazarla okuyucu arasındaki
iletişimi "özel" bir iletişim sayar ve bu iletişimin diğer
okuycuları ilgilendirmeyeceğini düşünürdüm. Elbette
bunun istisnaları vardı. Ama bunların sayısını mümkün
olduğunca düşük tutmaya çalışırdım.
Ancak zamanla gördüm kı; yazar okur iletişimi, çoğu
kez "özel" bir iletişim olmanın çok ötesinde bir şey.
"Dertler've "sorunlar"ortakolunca, "görüşler"ve "öne-
riler" de ortak oluyor. Ve bu nedenle okurlarımla olan ile-
tişimimi, diğer okurlarımla "paylaşmama"konusundaki
ilkemi de, (yaşamın zorlarnasıyla) kurban ettim.
Ankara Demetevler'den telefonla arayan bir okurum,
ülke gidişatınt ağlamaklı bir ses ve üslupla anlattıktan
sonra, "kime başvuracağımızı şaşırdık" diyordu. Ata-
türkçu Düşünce Derneği'nin Ankara daki merkezi dahil
olmak üzere, akla gelen her yere başvurmuştu. Şikaypti,
oturduğu apartmanın bir daıresinin bir tür "tekke" hali-
ne dönüştürülmesiydi.
Aslında konut olarak görünen dairede bir matematik
öğretmeni oturuyor görünüyormuş. Ama görüntü baş-
ka, gerçek başkaymış. "Her gün çuvalla ekmek geliyor
hocam"diyordu beni arayan okurum. Gelen giden belli
değilmiş.
Bende acjkadresi var, ama yazmayı gerekli görmüyo-
rum. Sadece, bu apartmanın incirlikcaddesinde olduğu-
nu söyleyeyim. Artık bır ilgilenen olursa, zaten bulur.
Ama kim ilgilenecek ve ilgilenen biri olursa da ne yapa-
cak? Buna benzer bir sürü örnek duyuyoruz. Bir takım
okullarda (ne hikmetse) Din ve Ahlak Bilgisi hocaları, ki-
mi öğrencileri yakın takibe alıyorlarmış. Evlerine davet
ediyor, yemek yediriyorlarmış. Neden acaba?
Zaman zaman "Acaba demokrat olmak uğruna laik
cumhuriyeti feda mı ediyoruz" diye düşündüğüm de
oluyor. Şeriatçı gelışmeler ve çevrelere karşı demokrat
ve "diyalog arayıcı" tutumum da kimi okurlarım trafın-
dan eleştirilıyor. Hatta kimi zaman bu eleştiriler, biraz
ileri noktalara da gidiyor. Acaba haklılar mı? Bilemiyo-
rum. Ama laik cumhuriyeti hiçbir şeye "kurban etmeye-
ceğim " de çok açıktır.
Bir bayram gününde okurlarıma güzel şeyler yazmak
isterdim. Ama gerçekten çok zor. Olaylar öylesine hızlı
gelişiyor ki; ve öylesine umut kırıcı gelişmeler oluyor ki;
insanın kendini "diri tutmaya"ve "umutdağıtmaya"gü-
cü kalmıyor.
Ama tüm bu "karamsar" görüntüler bir yana, hiç kuş-
kusuztarihinçarklarıileriye doğru dönüyor.Ve nice"kur-
banlara " karşın, ileriye doğru dönmeye devam edecek.
Y e n i o t o f f a r l a i l k h a v r a m P ş g çı c u ı u ı o ^ a r ı a I I K u a v r a ı ı ı n i s a n a y ı n m 6,smda h i z n K t e a ç ı l a n
Esenler'deki İstanbul Şehirlerarası Otobüs Terminali, Kurban Bayramfnda ilk
smavını başarnla verdi. Hemen hemen her bayramda Topkapı'daki eski otogardaki
karmaşa nedeniyle çile çeken vatandaşlar, bu bayramda telaşsız bir şekilde tarile
çıkmamn murJuluğunu yaşaddar. İşportacılardan uzak mekanlan ve restoranlan ile
modernbirgöriinüm sergileyen yeni otobüs terminaü'nde, günde 10 binierce kişi ağı-
rlanmasına rağmen herhangi bir kargaşa yaşaıunadı. Bayram nedeniyle güvenlik ve
temizlik önlemlerinin arttınldığı yeni otogarda, 68 güvenlik görevlisi hizmet veriyor.
100 otobüs ile 500 otomobile aynı anda park edcbilmc olanağı sağlayan otogar, hızlı
tramvav gibi ulaşım kolaylıklarıyla da tatandaşların yüzünü güldürdü. Yeni otogar
hakkında düşüncelerini sorduğumuz v atandaşlar ise, artık tarile çıkmamn ya da her-
hangi bir nedenle şehirlerarası yolculuk etmenin kendileri için yorgunluk ve çile an-
lamına gehnediğini söylediler. Yeni otogarda \erilen hizmetten son derece memnun
kaidıklarını dile getiren vatandaşlar, "Bu otogarda ne işportacıdan ne de pislikten
yana bir eser var. Verilen modem hizmetlerle, yeni otogar, Avrupayı yakalamış du-
rumda" dediler.Eski otogarın ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafıridan açık hava
müzesi olarak düzenleneceği öğrenildi. (Fotoğraf: UĞUR GÜNYÜZ)
Seramik sanatçısı
Âtilla Galatah öldü
KültürServisi - Seramik sanatımızın en önde gelen
sanatçılanndan Atilla Galatalı dün öldü. 1936 yıbnda
Arhavi'de doğan sanatçı ilk olarak 1959 yılında
İstaHbul Belediye Sarayı Sanat Yanşması'nda yedi
adet mozaik duvar panosu yaparak dikkat çekti.
Günümüze kadarÇekoslovakya, İtalya, Fransa,
Amerika ve Türkiye'den katıldığı ulusal. uluslararası
bienal ve konkurlarda altın, gümüş madalya,
uygulama gibi çok çeşitli ödüller aldı. Bugüne değin
mozaik, seramik, cam gibi çok çeşitli büyük duvar
panolan da yapanGalatalı
seramik sanatında anlatımcılığı veyerelüği savunan
çalışmalar yaptı.
Galatalı, uluslararası ödüllere sahipti.
Dlyarbalcırve Brüksel baroları arasıncta dayanıçma
üd baro kardeşttkprotokolüimzahuh
DİYARBAKIR (Cıımhuriyet) -
Diyarbakır ve Brüksel barolan.
hukukçular arasında
dayanışmayı geliştırmek
amacıyla kardeşlik protokolü
ımzaladı. Brüksel Baro Başkanı
Pierre Logros, imza töreninden
sonra yaptığı açıklamada,
"Buradaki baro, bağımstz
çaltşamıyorsa o zaman bu
ülkede hak ve hukuk yoktur"
dedi. İmza törenindeev
sahıpliği yapan Diyarbakır
Baro Başkanı Feti Gümüş,
Dıyarbakır'da Türk hukuk
tarihinde görülmemış bır
olayın yaşandığını söyledi.
Gümüş, işkence gören 22
arkadaşından bazılannın
tutuklandığını belirterek "Bu
arkadaşlanmızın duruşmasına
katılmak isteyen yabancı
meslektaşlarımız, Türk hukuk
me\zuatındaki engellemelerle
karşılaştı. Mevcut yasa ve
uygulamalâra aykırı olarak
arkadaşlanmızjandarma
tarafından gözaltına alınmış,
insanlık dışı uygulamalâra tabi
tutulmuşlardır" dıye konuştu.
Bu olayın y aşanmasından
sonra yurtdışında başta
Brüksel olmak üzere Paris
Barosu'ndan da bazı
hukukçulann kendilerine
destek vermek amaayla
Türkiye'ye geldiğıni anımsatan
Gümüş. şunlan söyledi:
"Bu barolardaki hukukçu
arkadaşlar, bir dayanışma
geregi hemen y ardımımıza
gelnıiş. hükümet nezdinde
girişimlerde bulunmuşlardır. Bu
olaylardan sonra hukukçular
arasındaki dayanışmayı
geliştırmek amacıyla Brüksel
Barosu'ndan kardeş baro'
teklifl geldi. Biz de kabul ettik."
İmza törenine Brüksel Baro
Başkanı Pierre Logros'un yanı
sıra. Paris Barosu ve Sınır
Tanımayan Avukatlarörgütü
adına GeorgesHenri Beavihier
de katıldı. Logros, protokolün
imzalanmasından onur
duyduklanru vurgulayarak
"Bu olay diğer barolara da
örnek olmalıdır. Buradaki baro
bağımstz çalışamıvorsa, o
zaman bu ülkede hak ve hukuk
yoktur. Buradaki avukatlara
yapılacak herhangi bir oiumsoz
davranışı. kendi üyelerimize
yapılmtş kabul ederek
ilgiknecegiz" dedi.