02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 MAYIS1994 PAZARTESİ HABERLER 50C8SUPDYP-Iİ aranıyor • ANKARA (ANKA)- ANAP'tan, önce Bedrettin Dalan'ın kurduğu Demokrat Merkez Partisi'ne, oradan DYP'ye, sonra da DYP'den ANAP'ageçen İstanbul Milletvekili Doğancan Akyürek "Benim gibi cesur 50 DYP milletvekili olsa sağda birleşme sağlarur" dedi. Doğancan Akyürek yaptığı açıklamada. Tansu Çiîler'in sağda birleşmeye engel olduğunu. SHP'nin de koalisyonu bozamayacağıru belirtti. Koalisyonda kalmak uğruna SHP'nin verdiği tavizlenn "'boyunu geçtiğini", İnönüdöneminde SHP'nin dahailkeli davrandığını kaydeden Akyürek, "İnönü'nün solda birleşme için verdiği mesaj çok önemli. Saruyorum, Ecevit'in önderliğinde birleşme sağlanacak" dedi. Koalisyonun üçüncü ortaği • ANKARA (UBA)-CHP Genel Sekreter Yardımcısı İrfan Gürpınar, MHP'nin "destek bizden, genel müdürlük sizden" anlayışı içinde koalisyona açık destek verdiğini ve bürokraside çok etkin mevzileri elde ettiğini öne sürdü. Gürpınar, MHP'nin Türkiye'de çok sayıda genel müdürlükte kadrolaşüğını belirterek fıilen koalisyonun üçüncü ortaği olduğunu söyledi. İrfan Gürpmar bu İconuda şöyle dedi: "Türkeş ve partisinin koalisyona fiili destek verdiği herkes tarafından biliniyor. Zaten çok sayıda genel müdürlük MHP'lilere bırakılmış, fıili olarak iktidann içinde olan bir partinin, hükümeti eleştırmesini beklemek yanhşür. Zaten Türkeş de eleşüri yerine alkjş tutuyor. Çünkü, onun amaa kadrolaşmak." Solda birliğe cağrı Demokratikleşıııeiçînbirlik YILMAZ GÜMÜŞBAŞ ANKARA - CHP Bolu İl Başkan Yardımcısı Mustafa Hızarcı, CHPçatısı altında ve DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit'in liderliğinde bir birleşmeyi önerdiklerini belirtti. Dağınıklığın devam etmesi halinde her üç parti için de yakın gelecekte bir başan şansı göremediğini belirten Hızarcı. bu durumda yeni bir sol parti düşünmenin de harekete faydadan çok zarar getireceğini söyledi. Cumhuriyet'in sol birlik konusundaki sorulannı Bolu CHP İl Başkan Yardımcısı Hızarcı, CHP çatısı altında ve Ecevit'in liderliğinde bir bütünleşme öneriyor. Hızarcı, birliğin demokratikleşme sürecini hızlandıracağı görüşünde. altında birleşmelerini olası görmediklerini, ancak DSP Genel Başkanı Ecevit'in başkanlığında ve CHP içinde bir bütünleşmenin olabileceğini öne süren Hızarcı. sorulanrmzı yanıtlarken, şöyle devam etti: "Böyle bir bütünleşme, ülkenin demokratikleşme sürecini hızlandıracağı gibi, laik cumhurhetimizin tahribatını da önleyecektir. Bütünleşmeain olmaması, yamtlarken "Programlanite, yaşama bakışları ile ve Kemalizme olan bağlılıklarıyla tabanlarında hemen hiçbir farklılık olmav an bu kesimin birlikteüği kaçınılma/dır" diyen Hızarcı, bütünleşmenin olmaması halinde CHP'nin güçlenmesi için çaba harcayacaklannı söyledi. Sosyal demokrat ve demokratik soldaki 3 parti olan SHP, CHP ve DSP'nin tek bir çatı antilaik güçlerin cüretini artıracak, sosyal hııkıık devletinin aşınmasını, emekçi güçlerin desteğinin yok olmasını, sivil topluma geçişin süresinin uzamasını getirecekrir. SHP, CHP »e DSP'nin bugünkü kadrolarına kendi kendilerini, si\ asal çıkarlarını bir tarafa bırakıp, toplumun çıkarlarını > e geleceğini ön plana almalarını >e bir an önce bütünleşmeyi sağlamalarını öneririz." Hızarcı, bütünleşmenin olmaması halinde yeni bir sol partinin kurulabileceğini, ancak böyle bir oluşumun zarar getireceğini belirtti. Âren'den arabuluculuköııerisi SBP lideri, akan kanın durması için PKK lideri Öcalan'la görüşmeye hazır olduğunu söyledi ERGÜNAKSOY ANKARA - DEP'ten sonra, Kürt sorununa ilişkin görüşleri nedeniyle kapatılması gündem- de bulunan ve kapaülma olası- lığına karşı yeni parti kurma arayışlannı başlatan Sosyalist Birlik Partisi'nin (SBP) Genel Başkanı Prof. Dr. Sadun Aren, Kürt sorununda çözümün "dev- rim anlamına geleceğini" belir- terek, PKK'sız bir çözüm ola- mayacağını savundu ve bu ko- nuda "arabuluculuk" yapmaya hazır olduğunu acıkladı. Türkiye'de acilen çözümlen- mesi gereken konunun Kürt so- runu olduğunu vurgulayan Aren, Cumhuriyet'in sorulan- na, şu yanıtlan verdi: - Kürt sorunu nasıl çözümle- nir? AREN - Sorun bugün çok ge- niş boyutlara ulaşmışUr. Her iki taraftan binlerce insan ölmek- tedir. Sorun nedeniyle ülke an- ti-demokratik bir baskı altın- dadır. Silahlı güçle yapılacak girişimlerle olay çözümlenmez. Gönüllü bir çözüm gerçekleş- meli. Demokratik ve banşçı çö- züm dediğimiz de budur. Kürt- ler, yaşama biçimlerinde özgür olmalıdırlar. Once özgür tartı- şma ortamı yaratılmalı. Hükü- met, tartışmayı önleyid yasa- lan suç olmaktan çıkarmahdır. İnsanlar üniter devlet yapısı- ndan, bölünmeye kadar her şeyi özgürce tartışabilmelidir. Herkes korkmadan "Ben ajTil- 'T A. ekbaşımaveya başka ınsanlarla birlikte, her türlü girişimde bulunmaya hazınm. Ateşkes için de Öcalan'la görüşürüm. Ancak, taraflann bunu istemeleri gerekir'mak istiyonım veya birlikte ya- şamak istiyonım" dıyebilmeli- dir. - Demokratik çözümün karşı- smdaki blokta sivillerin de bu- hınduğu söylenebilir mi? AREN -Evet. söyleyebiliriz. Yani askerler daha anti- demokratiktirler. siviller de- mokrattırlardiye bir kural yok. Bu iş askerlerin elinden almma- h, sivillere verilmeli demek de köktenci bir çözüm değil. So- runla ilgili, birinci derecede önemli olmayan faktörleri öne çıkarmak sapürmadır. Her şeyi askerlere yıkıp daha şahince davranan siviller var. Çözüm- süzlûk konusunda, askerler ka- dar sivil şahinler de suçludur- lar. Çözüm, halkm kontrolü altındaki hükümetlerle olur. Mevcut hukuksuzluğun tek so- rumlusu hükümettir. - Son dönemlerde, özellikle Batı'nın konuyla yakından ilgi- lenmesini nasıl değerlendiriyor- sunuz? AREN - Sorunu kendimiz çözmeliyiz. Eğer çözemezsek başkalan gelir çözer. Akan ka- nı Batı için değil, insanlanmız için durdurmahyız. Batı'nın baskısıyla aiınacak önlemlerin sürekli bir boşluğu bulunur. Avrupa'daki hükümetlerin de- mokrat olduklanna inanmıyo- rum. Dürüst olduklannı söyle- yemeyiz. Savaşı durdurmak is- teyeceklerini de düşünemiyo- rum. Türkiye'den çok şikayet edebilirsiniz, ancak bu ülkede demokrat insanlar da var. Bu- nu göz ardı edemeyiz. Bu kadar insan ölmesine karşın, Kürtler- le, Türkler arasında bir düş- manlık yok. İki halk. etle-tır- nak gibi birbirine kenetlenmiş. Bana sorarsanız Kürtler de he- nüz isyan etmedi. - PKK'sız çözüm olamayaca- ğı iddiasına katılıyor musunoz? AREN -Bütün güçleri dikka- te almak gerekir. Kim aktif de- recede rol oynuyorsa dikkate almak gerekir. Bu anlamda PKK'sız çözüm olmaz. Ancak, PKK dışındaki Kürt aydınlan- nı ve gruplannı da dikkate al- mak gerekir. PKK'yı dışlamak, gerçekliği olmayan bir şey. Bu grev yapan işçiler yerine, grev yapmayan işçilerle anlaşmaya benzer. - Sorunun çözümü için, arabu- luculuk yapmavı düşünüyor mu- sunuz? AREN -Arabuluculuk konu- suna olumlu bir yaklaşım icin- deyiz. Ancak, taraflann sıcak bakması gerekir. Tek başıma veya başka insanlarla birlikte. nasıl olursa olsun, her türlü gi- rişimde bulunmaya hazmm. Ateşkes için de Öcalan'la görü- şürüm. Ancak, taraflann az da olsa bunu istemeleri gerekir. Eğer bu yazı yayımlanırsa Sa- dun Aren olarak her şeye hazır olduğum da anlaşılır. Samimi- yetim konusunda kimsenin şüphesi olmasın. Akan kanı durduracak her girişim, ister hükümet tarafı- ndan, ister PKK tarafından ol- sun bir devrim niteliğindedir. Bunu yapacak insan veya in- sanlara iki halk minnettar kalır. Türkiye'de halka yapılacak en iyi hizmet de budur. - Nasıl bir devrim olur bu? AREN -Kürt sorunu veya ta- rihe mal olmuş benzer olaylar- da demokrat \c ilerici bir unsur vardır. Kürt sorunu demokra- tik bir şekilde çözülürse Türki- ye halkı her alanda büyük bir sıçrama yapar. Gelişmiş ülkele- ri her alanda zorlar. Kürt soru- nunu çözemezseniz, kadın so- rununu da çözemezsiniz. Çalı- şanlann sorununu da çözemez- siniz. Dilde bağnazlık olayını da aşamazsınız. Eğer sorun çö- zümlenirse mevcut şeriatçı akı- mlan da engellersiniz. Kürt so- rununu banşçı bir şekilde çözen bir halk, artık şeriat devletini de düşünemez. Çünkü düşünce olarak özgürdür. Kürt sorunu- nu çözen bir Türkiye, gerçekten Baü medeniyetleri seviyesine ulaşır. BIZBIZE ERDAL ATABEK Ya Şampiyon Ya Hlç mi? Galatasaray futbol takımı lig şampiyonu oldu, biz de gönülden kutiuyoruz. Coşkulu kutlamalar; basında, tele- vizyon kanallarında övgüler onların elbette hakkıdır. Biz de taraftan olduğumuz Fenerbahçe'nin maçlarını heye- canla izledik, ama şampiyonluk yarışını Kocaeli maçın- da bıraktığımızı düşünerek bu işi Galatasaray'ın daha iyi götürdüğünü biliyorduk. Şampiyonluğun belli olduğu pazar günü Galatasaray- lılar coşkulu gösteriler yaparken Fenerbahçelilerin ne- den kapanıp kaldığını düşündüm. Fenerbahçe futbol takımı da nice sıkıntılardan geçip çok iyi maçlarla finale gelmiş, bir puvan farkla da şampiyon olamamıştı. Ne- den onlar da takımlarının bir lig sezonu süresince gös- terdiği mücadeleyi coşkuyla kutlamasınlardı? Beşiktaş da, Trabzon da, ligde mücadele eden bütün takımlar da aylar boyu süren mücadelelerini kutlamak hakkını ken- dilerinde neden görmüyorlardı? Kutlanacak olan sade- ce şampiyon olmak mıydı? Sporu sadece başarı olarak görmek doğru bir spor anlayışı mıydı? Şampiyon olama- yan takımların çabası, sevinci, üzüntüsü, döktüğü ter çöp kutusuna mı atılmalıydı? Eğer durum buysa kutla- nan şampiyonluğun bir mücadelenin başarısı olmaktan çok, taraftarın duygusal doyumu olduğu akla gelmemeli miydi? işte kapitalist sistemin spor anlayışı buydu: 'Ya şampiyon olursun ya da çöp kutusuna gidersin.' Bunun arkasında yatan ideoloji de 'kazan da nasıl kazanırsan kazan' felsefesine dayanıyordu. Kazanma yollarının hiç önem taşımadığı, sadece so- nuçların kutsandığı bir toplum davranışında bu tutum sadece futbola özgü değildir. Eğitimden politikaya, eko- nomiden bilim dünyasına kadar bütün zaferler sadece kazananların olacaktır. Dürüstçe mücadele eden, ama kazanamayanların, toplumun gözünde önemi olmaya- caktır. Onun için de her alanda insanlar sadece başarılı olmak için, ipi göğüslemek için, birincilik kürsüsüne çık- mak için her yolu deneyeceklerdir. • • • Eğitimin bütün hedefi iyi yetişmek değil, üniversiteye girmek olacaktır. Üniversiteye girenlerin hedefi de ge- niş bir bilgi perspektifine sahip olmak değil, şirketlerin dikkatini çekip bol paralı bir işe girmek olacaktır. Politi- kaya girmenin hedefi de politikanın kalitesini yükselte- rek hizmet etmek yerine milletvekili olmak, grup kulisle- riyle öa^an r olabilmek. bu arada da özel ilişkileri geliş- tirmek olacaktır. Ekonomik alanın hedefi en kısazaman- da her yolu kullanıp zengin olmak, kendine alan açmak için de her nüfuzu kullanmak olacaktır. Bilim dünyası da kendi içinde gruplaşmalarla, kürsü kavgalarıyla unvan yarışına sahne olacaktır. Çünkü toplum ideolojisi, her alanda yapılana değil, elde edilene bakmaktadır. Böyle- ce de 'işlev' örtemini yitirmekte, 'etiket' toplumun hiye- rarşisini belirlemektedir. Kazananın kutsanıp kaybede- nin çöp kutusuna atılması, toplumdaki mücadele ah- lakını ortadan kaldırmakta, kazanmak için heryolun kul- lanılmasını meşrulaştırmaktadır. Burada artık toplum- sal ahlak normlarını aramak boşunadır. Bu konuda söy- lenenler sıkıcı gevezelikler sayılmakta, değişmenin hızını yakalayamayanların kendi beceriksizliklerini ört- mek için öne sürdükleri bahaneler olarak nitelenmekte- dir. Ama bir alanda işin suyu çıkıp da çıkar kavgaları skandal boyutuna uzanınca hemen bir günah keçisi bu- lunup olayın gerçek yüzü kapatılmaktadır. (Toplumda rüşvetin üzerine gidilmesinin tek odağı sayılan Ergun • Devanu 17. sayfada ÜNİVERSİTEYE HAZIRLIK 'v v' v v TÖRKÇE - 23 1)A?ağıd8ki cOmlelerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır? A) Namık Kemal, tiyatroyu bir eğlence aracı saymastna karşın onunla vatan sevgisi. fslam bıriiği, insan haktan gibi inandığı şeyleri içtenlikle yayma amacını güder. B) Zıya Paşa'nın şiirierinde hiciv, tehdit kırbaç gibi şaklar; onlar bittiği zaman sıztanma ve talihten şikayet başlar. C) Hamit'in Finten adlı oyununda Shakespeare'nin Lady Macbet'inde olduğu gibi aşın tutkulann işlendiğinı görOrüz. D) Talim-i Edebiyat, Recaizade Mahmut Ekrem'in bir ders kitabı olarak da okutulan edebiyat bilgiteri yapıtıdır. E) Ahmet Mithat Efendi, yaşamı boyunca bir öğretmen tavnyla roman ve öykü- lerini kaleme alacak, nedense gazete çıkarmayı hiç düşünmeyecektir. 2) A?aöıdakilerden hangisi Namık Ke- mal'oaitbir yaprt d^ildir? A) Gülnihal B) Vatan Yahut Stlistre C) Zavallı Çocuk D)Karabela E) Vuslat 3) "Hayır bizim doğal oian şiir ve inşamız taşra halkıyla İstanbul ahalisinin avamı arasında hâlâ durmaktadır. Bizim şiirimiz, hanı şaiFİerin ölçüsüz diye beğenme- dikleri halk şarkıları ve taşralarda ve çögür şairter arasında "deyiş ve üçleme ve kayabaşı" diye anılan şiirierdir." Bu görüf aşağıdaki Tanzimat »a- natçılanndan hangisinindtr? A) Şinasi B) Ziya Paşa C) Namık Kemal D) Şemsettin Sami E) Ahmet Mithat Efendi 4) Şinasi aşağıdaki türlerden hangisinde yaprt vermemiştir? A) şiir B) tiyatro C) makate D) eleştiri E) roman 5) Asağıdakilerden hangisi Tanzimat ti- yatrosu için sövlenemez? A) Moliere'den çeviri ve adapteler ya- ptlmıştır. B) Batı'nın ktasik ve romantik akımlanna uygun yaprtlar yazılmısttr. C) Birinci dönemin tiyatro yapıtlannda halkın anlayabileceği bir dil kullanıl- mıştır. 0) Yaprtlar komedi niteliğinde olmuş; drama önem verilmemiştir. E) Ikinci dönemin tiyatro yapıtlannda manzum söyleyişe de yer verilmiştir. 6) Asağıdakilerden hangisi, Tanzimat I. dönem roman ve öykülerinin bir özel- liği deflildir? ' A) llk öykü denemeieri meddah hikâye- leri tarzındadır. B) Kimi romanlar "basit", kimi romanlar "yüksek* sayılan bir anlatım özelliği taşır. C) Batı'nın özellikle realist akımına uyma yoluna gkjilir. D) Yazarlar, romanlannda kişiliklerini giz- lemedikleri için teknik yönden zayıf yapıtlar verilir. E) Olaylann çoğu raslantılar sonunda ge- lişen durumiardır. 7) 'Büyük özleyişlerle hareket eden Namık Kemal'de daima aydın sınıfa seslenme vardır. O, kalem arkadaşlanyla, dost- lanyla konuşur. En yalnız bulunduğu an- da bile birtakım idealler ve huzursuzluk- lar aşılayacağı bir okuryazar kalabalığı karşısındaymış gibi davranır ise bir zamanlar çıraklık yaptıgı Mısırçanşısı es- nafının içinde onlaria yârenlık edermış gi- bi yazar. Paragrafta boş bırakılan yere asağı- dakilorden hangisi getirilmelidir? A) Ahmet Mithat Efendi B) Recaizade Mahmut Ekrem C) Abdülhak Hamit D) Tevfık Fikret E) Ziya Paşa 8) ' Bu yapıt yalnızca bir mersiye değildir. Felsefı düşünceyle mersiyeyi bir arada yörüten t>ir yaprttır. Yani mersiyenin do- kunup geçtıği uçucu yahut çabuk geçicı zaman ve kaybolan güzellık düşünce- lerinde kalmaz, bu boşluklardan bir tür zrtlık ve şüphe dolu metafiziğe hatta sonsuz adalet düşüncesine geçer. Onun içindir ki 'ölü" den çok ölümün kendisiyle doludur.' Parçada sözü edilen yaprt asağıdaki- lerden hangisi olabilir? A) Balıkçılar B) Makber C) Çanakkale Şehitleri D) Zafemame E) Elharn Şrta 9) AsağKJakilerden hangisi Abdülhak Ha- mit'in tiyatrolan için sövlenemez? A) Romantik tiyatro anlayışını, ilk yapıt- lannda klasik liyatrodan alınmış kon- ularla besler. B) Onda Shakespeare tiyatrosunun bir- çok öge ve özellıkleri vardır. C) Oyunlannın çoğu ya zaman ya da coğrafya farkıyla o günkü Osmanlı toplumundan aynlır. D) Oyunlannın büyük bir kısmı komedi niteliğindedir. E) Oyunlannın hemen hepsinde kahra- manlık, vatan sevgisi, Islam biıiiği, düşünce özgûrtüğü gibi büyük dava- lar anlatılır. 10) Bu romanda yazar doğru Batılılaşma ile yanlış Batılılaşmayı belirtmek üzere iki kişinin tipik davranışiannı sergiliyor. Bun- dan ötürü romanında birbirini izleyen olaylar arasında bir nedensellik bağı da bulunmaz. Her biri yazarın görüşünü kanıtlamaya yarayacak bir örnek olarak tasariandığı için romana yerleştinlmiştır. Bu da yapıtın 'Ağustos Böceği ile Ka- nnca" çeşidinden, ahlak dersi veren bir fabl özelliği taştdığnı göstermektedir. Bu parçada eleştirisi yapılan roman aşağtdakilerden hangisi olabilir? A) Taaşsukn Taiat ve Fıtnat B) Felatun Bey ile Rakım Efendi C) Cezmi D) Sergüzeşt E)Zehra 11)Gerçekçi küçük öykûlerin ilki asağı- dakilerden hangisidir? A) Zehra B) Küçük Şeyler C) Karabibik D) Araba Sevdası E) Kıssadan Hisse 12) Asağıdakilerden hangisi Şinasi'nin tek başına çıkarmaya başladığı ga- zetedir? A) Hürriyet B) Tercümârn Ahvâl C) Tasvir-i Efkâr D) Ibret E) Muhbir y 13) Türk şiirini yenileştirme çabası içinde olan Recaizade Mahmut Ekrem'e karşı klasik şiirin kurallarını savunan şair asağıdakilerden hangisidir? A) Muallim Naci B) Ahmet Rasım C) Ziya Paşa E) Namık Kemal D) Şinasi 14) Asağıdakilerden hangisi Ahmet Mi- that Efendi için sövlenemez? A) Edebi diyebıleceğımız romanlarının yani sıra çok sıradan yapıtları da vardır. B) Romanlannda bir sanat yaprt için ku- sur sayılan okuyucuyla yârenlik etme çok sık görülür. C) Oyunlannda geleneksel Türk tıyatrosu özelliklerinden fazlaca yararlanmıştır. D) Yaşamı boyunca roman, öykü ve tiyatro dalında yaprtlar vermiş; tarih, ınceleme v.b. türleri denememıştir. E) Guçlü bir yazar olamamışsa da halka yönelik iyi niyetli yaprtlar vermiştir. 15) Bizde asıl romancılık - - - - ile başladı. - roman türünü sadece denemekle kaldı. Onunla hemen aynı yıllarda işe başlayan 'in halk kitlesine okumak zevkini aşılamaktaki hizmeti yadsına- maz; fakat romanları bir sanat yaprtının ilk koşulu olan şekilden daima yoksun- du. Bu parçada boş bırakılan yerlere sırasıvla asağıdakilerden hangisi get- irilmelidir? A) Halit Ziya - Namık Kemal - Ahmet Mithat Efendi B) Namık Kemal - Halıt Zıya - Recai- zade Mahmut Ekrem C) Samipaşazade Sezai - Şemsettin Sa- mi - Halıt Zrya D) Şemsettin Sami - Halit Ziya - Ahmet Mithat Efendi E) Ahmet Mithat Efendi - Hüseyin Rah- mi - Namık Kemal 16) Mizah, meslek olmamak koşuluyla güzeldir. Onu her şeyin yerine koydu- ğumuz zaman evren bir sıntmadan iba- ret kalır. Insanın her yerde, her durumda sadece gülebilmesi için budala olması gerekir. lyı yazar, komiği bir yerde dur- durmasını bilmelidir. Bu parçada sözü edilen ölçûlü mizah aşağıdaki romancılanmızın hangisin- de vardır? A) Namık Kemai B) Şemsettin Sami C) Halit Ziya Uşaklıgi! D) Mehmet Rauf E) Hüseyin Rahmi Gürpınar 17) Servet - i Fûnuncular. daha çok I Fransa'nın Sembolist sairlerini o k u - II III muşlar, onlardaki koyu hoşnutsuzluğun etkısinde kalmışlardır. Ayrıca Abdülhamit'in baskısından gelen huzur- suzlukla bunalımdadırlar. Bu yüzden hastalıklı bir edebiyat yaratmışlardır. Cenap Sehabettin'le Abdülhak Hamit'te IV bılinçli olmayan bir keder, Fıkret'te ise V toplumsal sorunlardan kaynaklanan de- nn bir acı sezılır. Yukarıda numaralandırtlmış yerlerin hangisinde bilgi yanlışı vardır? A)l. B)ll. C)lll. D)IV. E) V. 18) Şair, şıirlerınde Türk toplumunun ge- lışmesi, çağdaş uygarlık düzeyine ulaş- ması yolunda neler yapılması gerektiğini gösteımiş, bu uygarlık düzeyine ulaşmak için Batı'nın iyi, güzel, doğru; bilim, tek- nık, kültür ve sanat alanındaki yenilıkleri- nı almak, gelişmelerini bilmek doğrultu- sunda uyarıcı, yol gösterıcı olmuştur. Ziya Gökalp'ın de dediği gibi "O, röne- sansımızı tamamlayan, bize Avrupa uy- gariığnın vereceğı hayat anlayışını göste- en bir yenılikçimizdir." Parçada sözü edilen sanatçı asağıda- kilerden hangisi olabilir? A) Mehmet Emir Yurdakul B) Cenap Şehabettın C) Ahmet Haşim D) Tevfik Fikret E) Recaizade Mahmut Ekrem 19) Asağıdakilerden hangisi Servet-i Fü- nun (Edebiyat-ı Cedide) döneminin özelliği değildir? A) Gazete sayısı azalır, dergi sayısı ise çoğalır. B) Göz kafiyesi yerini kulak kafryesi an- layışına bırakır. C) Genellıkle aıle içi kışisel sorunlar, aşk ve doğa gıbı bireysel konular işlenir. D) Kullanılan tek ölçü aruzdur. E) Roman ve öyküde Fransız romantikJe- ri örnek aiınır. 20) Yazar bu romanında Batı kültürü ile ye- tişmiş Servet-i Fünun kuşağının sanat, dil, edebiyat, müzik, çeviri hakkındaki görüşlerini, daha doğrusu hayat karşı- sında almış oldukları tutumu roman- laştınr. Bu paragrafta sözü edilen roman ve yazan asağıdakilerden hangisidir? A) Felatun Bey ile Rakım Efendi - Ahmet Mithat B) Maı ve Siyah - Halit Ziya Uşaklıgil C) Intibah - Namık Kemal D) Mai ve Siyah - Namık Kemal E) Felatun Bey ile Rakım Efendi - Halit Ziya UşakltgN 21) Hiçbir vaazda bulunmaz, hiçbir şeyi hikâye etmez, kanıtlamaz. Sonsuz bir uçurumun kenannda açmış eşsiz bir çiçek gibi büyük ve ezeli endişenin, ölüm düşüncesinin etrafında altın arabesklerini öniıekle yetinir. Onun içindir ki şiiri, sözle müzık arasında, sözden çok müziğe yakın bir sanat olarak tanımlar. Parçada sözü edilen sanatçı asağıdakilerden hangisi olabilir? A) Tevfik Fikret B) Mehmet Akrf C) Ahmet Haşim D) Mehmet Emin Yurdakul E) Ziya Paşa 22) Aşağıdaki yaprtlardan hangisinin türü farkiıdır? A) Zor Nikahı C) Aşk-ı Memnu E) Sergüzeşt B) Genç Kız Kalbi D) Cezmi 23) Fransız edebiyatından pek çok klasik komediyi dilimize çevirmiştir. Bunlardan geleneklerimıze uygun olanlarını da adapte.etme yoluna grtmiştir. Bu parçada sözü edilen sanatçı asa- ğıdakilerden hangisi olabilir? A) Ahmet Cevdet paşa B) Ahmet Vefik Paşa C) Namık Kemal D) Zıya Paşa E) Şinasi 24) Bu edebi topluluk, çevresini aydmlatan ışıklı bir burç görevi yapıyordu; fakat hükümetin gittikçe artan baskısı onlann kalemlerine ilk sert ve ezici darbeyi vur- du. Bunlar, ileride tekrar toplanmak ûmidiyte dağılıp gittiler. Hürriyetin ilanı ile yeniden ışıklannın beklen.diği zaman ise, pek azı dışında, eski hayallerinin melikesı olan sanat ve edebiyata karşı bir ilgisizlik bulutuna bürünmüşlerdi. bunu söylemek- le bizden önce gelenlere itiraz etmek ar- zusunda değiliz. Çünkü onlann edebi- yatımıza katkılarını görmezlikten gelmek değerbilmezlik olur. Bu parçada kendilerinden "biz" diye söz edenler aşağıdakilerin hangisi- dir? CNlVERSlTEYEHAZIRUKSORULARl,FalmaŞahmmi}güdümündeİsaDenız,SelduTtmju,GuIerÖ;lun Hme\m Armııı tlımoiujun va\mkıııuhı vırunıluluğuiKİavzmaıniğreımeıtlerkmtnaulunı/tm/an/ıa:ırlaımuıkuu/ır A) Tanzimatçılar B) EdebıyatH Cedidecıler C) Fecr- i Atıciler D) Mıllı Edebiyatçılar E) Beş Hececiler 25) llk kadın romancımız aşağıdakiler- den hangisidir? A) Fatma Aliye B) Nigâr Hanım C) Halıde Edıp Adıvar D) Güzide Sabri E) Suat Derviş 26) Hiçbir edebi topluluğa katılmadı. Ahmet Mithat'ın bir izleyicisi olarak yazı türte- rinin hemen hepsinde yapıt verdi; ancak ününü özellikle söyleşı, fıkra ve anılanyia kazandı. Bu türdeki yazılan renkli ve çok canlı bir anlatıma sahipti. Mizahı hiçbir zaman elden bırakmadı. Bu parçada sözü edilen sanatçı asa- ğıdakilerden hangisi olabilir? A) Halit Ziya Uşaklıgil B) Hüseyin Rahmi Gürpınar C) Ahmet Rasim D) Ahmet Hikmet Müftüoğiu E) Mehmet Rauf 27) Asağıdakilerden hangisi Ahmet H«- şim'in yapıt deûıldir? A) Göl Saatleri B) Frankfurt Seyahatnamesi C) Gurabahane-i Laklakan D) Bize Göre E) Leyla-H Istırap 28) Aşağıdaki edebiyatçılanmızın hangisi Fecr-i Âti topluluğundan stegMr? A) Yakup Kadri B) Köprülüzade Mehmet Fuat C) Ahmet Haşim D) Hüseyin Rahmi E) Refik Halit 29) Asağıdakilerden hangisi, Tanzimat »debiyatı II. dönem yapıtlannın özel- liği sİfiâMt? A) Abdülhamrt'in baskıcı yönetimi yüzün- den 'sanat için sanat" anlayışma yönelme görülür. B) Roman, özellikle de küçük hikâye türü gelişir. C) Romantizmin etkisi sürmekle birlikte gerçekçilık özellikle düzyazıda ağıriık kazanır. D) Genel olarak yasak aşklar, aile içi ilişkiler, çocuk eğitimi, alafranga- laşma gibi konular işlenir. E) Tiyatro türünde yok denecek kadar az yaprt verilir. 30) Fecr-i Âti topluluğunun variık sür- dürdüğü dönem asağıdakilerden han- gisidir? A) 1839-1860 8)1861-1877 Q 1877-1895 D) 1896 -1901 E) 1909-1912 Yaıutlar 17. Sayfada
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle