02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 MAYIS1994 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 47. ULUSLARARASICANNES FİLM FESTİVALİ'NDEN NOTLAR: Insanlanyutan tarih...Bu akşam gÖrkemli bir törenle sona erecek Cannes Film Festivali'nde bekîenmedik sonuçlarda alınabilir MEHMETBASUTÇU CANNES - Tarih yalnız geçmiş za- man olamaz. Tarih önceki gündür; ta- rih bugündür; hatta yanndır tarih!.. Festivalin son günlerinde "Altın Palmiye" için yanşan fılmler bu görü- şü kanıtlayan bir çizgj izledi. Lucian Pintilie Romen asıllı bir sa- natçıdır. Uzun yıllar yaşadığı Paris'te yetenekli bir tiyatro yönetmeni olarak tanınan PintiUe. 1990'dan bu yana Romanya Kültür Bakanlığı Sinema Dairesi'ni yönetmektedir. Araüklı oia- rak sinema dünyasında da sesini du- yuran sanatçı, U L nutulmaz Bir Yaz" adlı alüncı fılmiyle festivalin yanşmah bölümüne katılıyordu. Romanya'nın Bulgar sınınna yakın bir askeri karakolunda 1925 yıhnda yaşanah olaylann konu edildiği film, dilîeri, ırklan ve dinleri farklı etnik gruplann değişik bayraklar altında yaşadığı Balkanlar'ın bitmeyen kanlı tarihine ilginç bir bakış getiriyor. Bir anlamda cezalı olarak sıcak olaylann yaşandığı sınır karakoluna gönderilen genç yüzbaşı, komitacılann pusu ku- rarak askerlerini öldürmelerine misil- Ludan pjntilie'nin Balkanlar'ın bitmeyen kanlı tarihine ilginç bir yorum getirdiği ' l nurulmaz Bir Yaz' filminde Kristin Scott ve Cladiu Bieont başrollerde. leme olarak. generalin emriyle kurşu- na dizilmeleri istenen sucsuz köylüleri korumak amacıyla, soylu bir aileden gelen özgür ve aydın kişilikli eşinin de etkisiyle, gelen emrin yazılı olarak gönderilmesini ister!... Olan olmuş, emir komuta zincirine kafa tutmuş- tur.. Asken mantıkla bağdaşmayan bu davranışlan nedeniyle kabak onun başma patlayacak, zavallı Türk ve Bulgar köylülerini ölümden kurtara- madığı gibi, acımasızca cezalandınla- cak. mesleki yaşamı çıkmaz bir yola girecekür... BUASAMADA ŞÜKRAN KURDAKUL onetmen Bernard-Henri Levy'nin 'Bosnal'filmiyle festivale attığı sinemasal bomba, Avrupa seçimlerine hazırlanan Fransa'da siyaset dünyasını kanştınverdi. " l nutulmaz Bir Yaz" bazj temel so- rulan da beraberinde getirmekte; bi- rey, insani değerlere hangi noktaya dek sahıp çıkabilir? Suçsuz insanlan ölümden kurtarabilmeİc için hangi noktaya dek gerçek özverilerde bu- lunabilir? Tannnın ne yaak ki çoğun- luğa nasip ettiği (!) bağnazlığa, ırkçılığa. hoşgörüsüzlüğe karşı en etki- li savaş biçimi ne olmahdır? Rinry Panh, "Pirinç Ekenler" adlı ilk uzunfilminde.yoksul bir köylü ai- lenin günlük yaşamını anlaurken, 1964 yıünda doğduğu Kamboçya'nın yakın geçmişine yumuşak ve denn bir bakış getiriyor. Alabildiğine sıcak, du- yarh, şiirsel bir film bu... Rithy Panh, tarlalan sulamak, kuşlan kovmak. mahsulü toplamak gibi bitmeyen so- runlarla ömür tüketen, varoluşlan pi- rinç üzenne kurulu ınsanlann yazgısı- na, seyircisini iki saat boyunca da olsa. gerçekten ortak etmeyı başanyor... Başka bir genç yönetmen, Fransa adına yanşan Eric Rochant, güncel ta- rihe, Israil gızli haberalma örgütü MOSSAD'ın Fransa ve Amerika Bir- leşik Devletleri'nde çevirdiği oyunla- ra, bir macerafilminınklasik kurgusu içinde eğilirken, ne yazık ki bir sürii önemli yan temayı bozuk para gibi harcayıveriyor... Örneğin, gizli servis- lenn eleman seçme ve yetiştirme yön- temlerindeki iğrenç yanlar; örneğin, bir ülkenin bugününden ve geleceğin- den sorumlu olanlann, iktidar tutku- sunun dipsizliğinde boğulurken, nasıl olup da birçok insani, hatta koskoca bir toplumu bilc harcamaya dek gidc- bildiklen; örneğin, manipülasyon de- Bernard-Henri Levy'nin siyasal icerikli belgesel fılmi 'Bosnaî'(solda) değişik polemiklere kaj nak olmayı sürdüriiyor. Genç yönetmen Eric Rochant'nın 'Yurtseverler' filmi de siyasal icerikli: Israil gizli haber alma örgütü MOSSAD'ı konu alanfilmde,Yvan Attal ve Sandrine Kiberlain başroUeri paylaşıyorlar. diğimiz entrikalar ağının. belirli bir bilgi birikiminden yararlanarak ince- likle örüldüğünde ne kadar tehlikeli olabiidiği; örneğin, her insanın zayıf yanlan bulunduğuna göre, kişinin güçlü gözükme çabalannın ardındaki zavallı anlamsızlık. kendini bilmez- lik... Cezayir'den siyasal film Gelelim tarihi olaylara sıcağı sıcağı- na el atan "Bab El-Oued Chy"ye... Cezayir sinemasının önde gelen adlan- ndan Merzak AUouache. Eğer filmler siyasal cesaret açısından değerlendiril- seydi, festivalin en gözüpek yönetmeni ödülünü kolaycalirdi. Cezayir'in baş- kentindeki popüler Bab El-Oued ma- hallesinde beş yıl önce yaşanan gerçek olaylardan yola çıkan AUouache. gün- lük yaşamın sıradanlığı içıne çörekle- nen ve dinsel boyutu giderek önem ka- zanan toplumsal ve siyasal gelişmeyi. açıksözlülükle anlatıyor. Tedhiş ey- lemlerinın giderek yoğunlaştığı günü- müz Cezayiri'nde gerçekleştirilen ve siyasal düzeyde hiçbir ta\iz vermeyen bu tür bir fılmin çekim aşamasında ne gibi zorluklarla karşılaştığı kolaylıkla tahmin edilebilir... Siyahbeyaz yakla- şımlardan özenle kaçınan Merzak Al- louacbe, "Belirli Bir Bakış" yan bölü- münde sunulan "Bab El-Oued City" adlı bu filminde. korkulan. umullan. eylemleri. doğru ya da yanlış davranı- şlan. günahlan ve sevaplanyla Ccza- yirlilerin (gcnci, yaşlısı, kadını ya da çocuğuyla tüm Cezayırlilenn) kanlı canlı portrclcrini çiziyor. İslamın ca- milcrden taşarak siyasal yaşama gcçi- şini, baskıya ve tedhişe yönelmesinı anlatırken, gerçek İslamın içerdiği hoşgörüye de dikkati çekerek, sorum- lu ve ılımlı bir imamın ağzından gele- ceğe dönük bir umut ışığı yakıyor... "Bab El-Oued City" bugünün ve ge- leceğin tarihine açılan bir penceredir. Tıpkı. yönetmenin ilk filmi olan "Ömer Gatlato"da (1976), genç kah- ramanın dünkü Cezayir'de yaşadığı bireysel serüvenin, bugünün toplum- sal çalkantılannı açıklayan bir tarih keşiti olduğu gibi... İşte, İtalyan sinemasının benmer- kezd çocuklanndan Nanni Morettf- nin, yine alabildiğine benmerkezci olanfilmi"Caro Diario" (Sevgili Gün- lüğüm)... Gerçek yaşama ince bir mizahın merceğinden bakarken, her- halde benmerkezci dozu bu kez daha da fazla tuttuğu için olacak (kanser teşhisiyle tedavi gören yönetmen, fil- minde kendi hastalığjndan söz ediyor) zaman kavramının yörüngesinden kurtulmayı başanyor Nanni Moret- ti... Bu nedenle, bir tür "tarihsiz tarih" örneği sayabileccğimiz "Sevgili Günlü- ğüm"de ciddi boyutlara ulaşan bir toplumsal çözülmcnin, çürümcye baş- layan birdüzenin. hatta tcmel değerlc- rini yitiren bir uygarlığın radyografisı- nı, kcndine özgü yöntcmlcrlc. alabildi- ğine alaycı bir tavırla gözlcr önünc sc- riyor... Moretti sürpriz yapabilir Nanni Moretti dışında. filmlcnndcn söz cttiğim yönctmcnlcrin ödül lıstc- sindc ycr kapabilcccklcrinı sanmıvo- rum. Bclki, Meksıka sinemasının son yıllarda parlayan adı, geçen ay tstan- bul Festivali'nin uluslararası jürisinde de görev alan Arturo Ripstein güçlü bir mizansen çalışması. başanü bir üslup denemesi sayılabilecek filmi "La Rei- na De La Noche" (Gecenin Kraliçesi) ile ince ve kısık da olsa, farklı bir ses duyurabilir... Henüz göremediğimiz dört film kalıyor geriye... Bunlar arasında, Ni- kita Mikhalkov "Aldatıcı Güneş", Ou- entin Tarantino ise "Pulp FktMMi" ile. Kieslowski, Cherau, Kiarostami ve Yi- mou gibi adlar arasına katılabilecekler mi acaba? Bosna'dan Cezayir'e dek güncel ta- rihin sıcak olaylannı konu edinen si- nemanın etkileri, giderek karanlık sa- lonlann dışına taşıyor. Bernard-Henri Le*7'nin "Bosna!" adlı siyasal icerikli belgeseli. değişik polemiklere kaynak olmayı sürdürmekte. BHL'nin Cannes Festivali'nde gecen pazar akşamı attığı sinemasal bomba, Avrupa seçimlerine hazırlanan Fran- sa'da siyaset dünyasını kanştınverdi. Bu konudaki son gelişme. Fransa'nın Bosna konusunda güttüğü resmi poli- tikaya lepki göstercn aydınlann. "L'- Europe Commence A Sarajevo" (Avru- pa Saraybosna'da Başlar) adlı bir liste ile haziran ayındaki Avrupa seçimleri- ne katılacağının açıklanması oldu. "Bosna!"filmininardından Paris'te, Mutalite salonunda fılmin vönctmcni filozof BHL tarafından düzcnlcncn si- yasal icerikli toplantıya bütün partilcr davct edilmiş vc Bosna savaşının Av- rupa scçimleri kampanyasında unu- tulmaması amacıyla. siyası lıdcrlcrc Bosna-HcrM:k savaşıvla ilgili bcş soru yöneltilmişti. BHL ve arkadaşlan, bu sorulara verilecek yanıtlardan sonra, Avrupa seçimleri kampanyasında des- tekleyecekleri listeyi saptamak niye- tindeydiler. Ancak hiçbir parti sorum- lusundan olumlu yanıt alamadıklan, hatta sert biçimde eleştirildikleri için, kendilistelerini oluşturma karan aldı- lar. Özellikle Sosyalist Parti için bir tehlike olacağı düşünülen listenin se- çimlere katılıp katılmayacağı, kesin olarak gelecek hafta sonunda belli olacak. Sinema ve politika Bu arada sosyalist lider Mkhel Ro- card konuya doğrudan sahip çıkarak, son açıklamalannda "Avrupa Saray- bosna'da Başlar" listesinin savunduğu görüşlere yakmlaştı. Mknel Rocard, Bosna'ya yönelik silah ambargosu- nun Bosnalılar lehine kaldınlması ge- rektiğini savundu... "Bosna3 r> filmi. sinema ile politika arasındaki karmaşık ilişkilere yepye- ni. ilginç bir örnek getirirken şu gerçe- ğin altını çizdi: Sinema yalnız tarihe tanıklık etmekle yetinmez. Sinema, görüntülerin gücüylc toplumlann ya- şamında önemli bir rol oynar. Sine- ma, emekleri ve canlanyla tarihi yara- tan. ancak tarihin ezıp öğüttüğü geniş kitlclcri bilgilendircrek. uyararak. tarihin akışında da söz sahibı ol- malanna olanak sağlayan bir araçtır aynı zamanda... Yüz yaşına basmak üzerc olan yc- dinci sanat ile politikacılann yıldızlannın tarih boyunca banşma- masının ncdcnlcrini anlamak çok ko- lav. KüHür • Samrt YILIN EN BUYUK FİLMİ 293 89 78 (3 hat) ANNES StNLIGl EUYUK ODULU 1 O<?J OSCAR ADAVI JIUSLARARASI FİLM FtSTIVAÜ ACiLI İLVEDA CARIYEİYÖN Chen Kaıge Bilinmeyen dünya Çin'in yarım yüzyıllık mocerası içinde buyuk bir dostluğun, tutkunun ncfes kesici öyküsü "Muthu survkloyıci bir film Dunyonın her yanında soyırcıyı büyuluyor ' v Canby Th* New VoA T.m« "Muhtejem ve partkılı bır deston " R Co^ıs riME ••"ISasırtıcı" 1 w,Homw HAIKB 4. HAFTA Sadece BEYOÜLU A L K A Z A R ' d a Seomlor HOO-lS.15-18.30-21,45 W: 245 73 83 -j ISTANBULBELEDIYESI =-J SEHİR TİYATROLARI 10.GENÇÜKGÜNLERİ (23 Mayıs Pazartesı) HarMve M. Ertuğrul Sahnea) 12.00: FİLM: Mr. Deads Goes To Tovvn-F Capra 19.30: TİYATROt Gûlüm Pekcak Dans Tryatrosu "Av" Kadıkflv Haldun Tanef TİYatrosu 19.30: TİYATRO: Tiyatro Tetefcom 'Vatan Kurtaran Şaban" Harbıye'de hafta boyunca: Afet-Demet Fotograf Fransız Konsoiosluğu H«ykel ve Fotograflarta Istanbul'u yaşamak sergısi... Kadıköy'de hafta boyunca: Hüsnü Atasoy Fotoğnat/ Şehır Tıyatrolan Kostûm ve Dekof sergisi ETKINLIKLER UCRETSIZDIR C1NEMA CAFE-BAR Enflasyonu deldık P IESI ve Salı gunlen%40 ındınm 2000 -22.00 VATANLARI İÇİN OLDÜLER Yön'Sergeı Mondarchuk 22 00 • 02.00 HtUL CEY1.AN lG» «kink (kpc Hûıtj istıJcla'" ' " No! Kültür Sanat ılanlarınız ıçın: 293 89 78 (3 hat) K W«: »1IIUM *L WI] V Ferhon Şensoy'un FERHANGİ ŞEYLER PAZAR 15.30 ICINDEN DALGA GECEN TİYATRO Ferfran Şensoy Y«r. Tnmbahç» Morinq Pyromid Knry» SEYİRCİLİ SEYİR DEFTERİ D«nix A»ın GüldürO Soh-ÇorKMibe"fmrımni» Cumo-CumartMİ 21.00 KIRKAMBAR rsombo P.rymbiv Bilet Sodj: F. bahçe Marina fct 0216 -34A 23 46/1007 lS85 0 t a ( B ğ l u , W : 0 2 1 2 - 2 5 1 1165/46 A k b a n k K ü l t ü r S a n a t E g i t i m M e r k e ı i "OPERA-BALE SÖYLEŞİLERİ" III Prof. Dr. METİN AND "Mozart'ın Daha Az Bilinen Operaları" (Video'dan örneklerle) 26 Mayıs 1994, Perşembe Saat 18.00 AKSANAT Islıklal Caddesı 80080 Beyoglu-lsunbul Tcl (0212) 252 35 00-01-02 AKBANK ütopyaDeği Küttfir Savaşmn... Geçen pazartesi Pen Yazarlar Derneği'nin Bergama Belediyesi ile birlikte düzenlediği 2. Akdenizli Ozanlar Toplantısı'nöan söz etmiştim. Bu toplantı Belediye Baş- kanı Sefa Taşkın'la söyleşme olanağı verdi bana. Taşkın'ı dört yıl oluyortanıyalı, Bergama'yı 54. Asklepyondaki tiyatroyla ilk karşılaştığımda ortaokul öğrencisiydim. Bu yarım yüzyılı aşkın zaman süresinde kaç kez çıktım Akropol'e, kimlerle çıktım? En eski Ber- gama'lılardan bize kalan Anadolu uygarlığının görkemli bir parçasıdır. Uzak yüzyıllarda yaşarken ellerini, gözlerini yapıtlar- da duyumsadığımız nice insan; duyarlığı, becerileri, sabrı ile katkıda bulundu bu uygarlığa. "Hilâ ışıklar yansıyor eski oyunlardan Bergama tepelerinin ardında çoğalarak Hiç görmediğimiz bildirilerle zamana karşı Toprakla yan yana çürümeye karşı koyan Ey sınırlan özgürlükten başka yasak tanımayan Seninle yeniden yürüyeceğiz dünyayı." Bu dizeleri yazdığım 1965 yılından çok önceleri, bir dünya kenti olmanın bilincine ulaşmıştı Bergama. Osman Bayatlı gibi bir öncünün kendini, taşın topra- ğın diline adadığı yıllar. Şoyle anlatıyor Sefa Taşkın Bergama bilincinin yaratı- cısını: "Osman Bayatlı Bergama'da varolmuş kültürlerin harmanını gördü. Kentin tarihi, doğası üzerine yirmiyi aşkın kitap yazdı. Alman arkeolog Welgant'/n çabalarıy- la Ayvaz All'n/n tarlasından Asklepyon 'un ortaya çıkarıl- masında Türkiye halkı adına gözlemci oldu. 1938'de Atatürk'ün yönergesiyle kurulan Türkiye 'nin ilk kazı mü- zesinin oluşumu unutulmaz emekleri sonucudur." Tarih, öncü kişilerin bilincinde tamamlanan birikim- lerle unutuluşa meydan okumadır bir yönüyle. Osmanlı, Tanzimat'tan önce de vak'anüvistti, Tanzi- mat'tan sonra da. Tarih bilincimizde çağdaşlaşma cumhuriyetin ürünü- dür. "ZeusSunağınınkağnılarla, gemilerle Almanyalara götürülmesinden haberi bile olmayan Osmanlı padişa- hı, Ingilizinden, Fransızından borç aldığı altınlan sefa- hat âlemlerinde eriten Abdülaziz Pehlivan 'dı. Troya'yı, Bergama'yı, Anadolu'yu gören Mustafa Ke- mal." Sefa Taşkın, Zeus'un kaçırılması olayını şöyle anlatı- yor "1865'te Bergama-Dikili karayolunun yapımında gö- revli CarJ Human Akropel'e çıktığı zaman Bizans duvar- larının arasında, üzerinde o inanılmaz güzellikteki kabartmaların yeraldığımermer kirişleri gördü. 1865- ten 1871'e değin ne bulduysa, ne topladıysa Berlin'e gönderdi gizlice. Sonra da Prusya Müzeler Müdürü Aleksander Donze'nin önerisiyle 1871'de hiçbir resmi kuruluştan izin almadan sunağın bulunduğu yerde kazılara başla- dı. O yıllar, dünyayı paylaşma kavgası yapan Avrupalı yeni zengin devletlerin yüksehş yıllarıydı. Sanayi devri- mi vekapitalizmin gelişmesi Avrupa da toplumsal geliş- menin ve varsıllığın artmasını getirmişti. Avrupa kendi- ne yeni kültürel kökler arıyordu. Kendi kültürlerini geçmişin parlak kültürlerine bağlama amacıyla Ingiliz- ler, Fransızlar, Almanlar Ege'nin ve Akdeniz'in kültürel varlığını yağmalıyor, kendi ülkelerine taşıyordu." 122 yıldır sürgünde yaşıyor Zeus Sunağı. Bergama'ya gelen turistler, sunağın temellerine bakıp ne düşünürler bilmem ama, bildiğim şey bu kültür haramiliğinin peşine düşenlerimizi sonuna kadar desteklememiz gerektiği- dir. Geçen yıl Berlin'detutuklu bulunduğu müzede ben de gördüm Zeus Sunağı'm, Milet pazar yeri binasını. İçim- de bir deniz varmış da yitirmişim gibi oldum o denizi. 1871'lerin Prusyası'nın miras bıraktığı bu haramiliğegü- nümüz Almanyası "redo f /m/ras"ta bulunmahakkını kul- lanabilir mi? GülümsüyorSefa Taşkın: "1991'de müzenin merdivenlerinde, belediye meclis üyelerimizle birlikte basın toplantısı yaptık. Henüz ikiAI- manya birleşmemişti. O dönemin müze müdürü bir de ırkçılıkla suçladı bizi. Ama yılmış değiliz. Şimdi milyon- larca vatandaşımızın talep dilekçesi var elimizde. Her kapıyı zorlayacağız. Her olanağı kullanmakta kararlıyız. Zeus Sunağı Bergama'ya, yurduna dönünceye değin." Sefa Taşkıri\n Bergamalılarla bütünleşen çabası ütopya değil, kültür savaşımının bir parçasıdır. Emin Koç'un özgün baskı resimleri KüItûrSenisi-EmınKoç'unözgünbaskı resimlerinden oluşan sergi Eskişehir Anadolu Universitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Palet Sanat Galerisi'ndeaçıldı. Marmara Üniversitesi Grafık Bölümü mezunu olan sanatçı. 1989'dan buyana aynı bölümde öğretim görevlisi olarak çalışı\ or. Emin Koç 1990"da ilk kişisel sergisini açtı ve daha sonra birçok gdeneksel yanşmalı sergiye katıldı. Baskı resim çalışmalanyla çeşitli ödüller kazanan sanatçının sergısi 4 hazırana dek görûlebilecek. Salingep'in 'Dokuz Öykü'sü en çok satan kitap ANKARA(AA)-ToniMorrison'ın "Sevgili" adlı kitabı listenin başındaki yerjni. bu hafta Salinger'ın "Dokuz Ö\kü" adlı kitabına bıraktı. Öteyandan Morrison'ın üst sıralarda bulunan romaru "Caz" yerini korumava devam ediyor. J. D. Salinger"in "DokuzÖykü" adlı kitabı satışa çıktığı günden itibaren okuyucudan büyük ilgi görerek. en çok satan kitap durumuna geldi. Yapı Kredi Yayınlan'ndan piyasaya çıkan kitap, öykünün kahramanı Seymour'ın intiharetmesiyle başlayan, geleceği görebilen harika çocuk Teddy'nin kız kardeşi tarafından havuza itilmesiyle noktalanan birdöngüyü anlatıyor. Haftanın en çok satan ikinci kitabı Simavi Yayınlan'ndan çıkan Toni Morrison'ın "Caz" adlı romaru. Zcnci kadın yazar, romanında caz müziğinin zenci ırkının Amerika'ya ayak basmasından itibaren gelişimini anlatıyor. Jack Kerouac'ın " Yolda" ve Romain Gary'nin "Kadının Işığı" adlı kitabı en çok satan kitaplar listesinde üst sıralarda ycralıyor. SİNEFOT fotoğraf sergisi Bulancak'ta KültürServisi - Kısa adı SİNEFOT olan Ankara Sinema ve Fotoğraf Amatörleri Kulübü'nün fotoğraf sergisi Bulancak'ta açılıyor. SÎNEFOT fotoğraf sergisi Bulancak Belediyesi'nin katkılan ile 26 Mayıs 1994"e kadar açık kalacak. Sergide siyah-beyaz verenkJiolmak üzere toplam 35 fotoğraf yer alıyor. Sergide; Özgür Aydın. Nihat Canizci, Zeki Yılmaz, Berna Bali, Özgür Akdemir, Yeşim Saat, Ayşegül Akel, Ali Kılınç Aslan, A. Emre Aksu, Ertan Yetkin. Meltem Erturaç, Mehmet Gökağaç, Serdar Yağcı, Bilge Yamen. Zafer Daşdan.ÇiğdemTabağ, Ercan Kurtanr. Üzeyir Kalkan, Elif Kişioğlu, EdizTütüncü, M. Ali Sayan, Hakan Dcmir. Gıyasettin Demirhan, Mustafa Ancı, Çetin Kocaefe, Fatih Çakmakçı. Koray Törk, Ünai Çınar, Mustafa Erman, Mine Erdoğan'ınyapıtlan bulunuyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle