Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23 MAYIS1994 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
47. ULUSLARARASICANNES FİLM FESTİVALİ'NDEN NOTLAR:
Insanlanyutan tarih...Bu akşam gÖrkemli bir törenle sona erecek Cannes Film Festivali'nde bekîenmedik sonuçlarda alınabilir
MEHMETBASUTÇU
CANNES - Tarih yalnız geçmiş za-
man olamaz. Tarih önceki gündür; ta-
rih bugündür; hatta yanndır tarih!..
Festivalin son günlerinde "Altın
Palmiye" için yanşan fılmler bu görü-
şü kanıtlayan bir çizgj izledi.
Lucian Pintilie Romen asıllı bir sa-
natçıdır. Uzun yıllar yaşadığı Paris'te
yetenekli bir tiyatro yönetmeni olarak
tanınan PintiUe. 1990'dan bu yana
Romanya Kültür Bakanlığı Sinema
Dairesi'ni yönetmektedir. Araüklı oia-
rak sinema dünyasında da sesini du-
yuran sanatçı, U
L nutulmaz Bir Yaz"
adlı alüncı fılmiyle festivalin yanşmah
bölümüne katılıyordu.
Romanya'nın Bulgar sınınna yakın
bir askeri karakolunda 1925 yıhnda
yaşanah olaylann konu edildiği film,
dilîeri, ırklan ve dinleri farklı etnik
gruplann değişik bayraklar altında
yaşadığı Balkanlar'ın bitmeyen kanlı
tarihine ilginç bir bakış getiriyor. Bir
anlamda cezalı olarak sıcak olaylann
yaşandığı sınır karakoluna gönderilen
genç yüzbaşı, komitacılann pusu ku-
rarak askerlerini öldürmelerine misil- Ludan pjntilie'nin Balkanlar'ın bitmeyen kanlı tarihine ilginç bir yorum getirdiği ' l nurulmaz Bir Yaz' filminde Kristin Scott ve Cladiu Bieont başrollerde.
leme olarak. generalin emriyle kurşu-
na dizilmeleri istenen sucsuz köylüleri
korumak amacıyla, soylu bir aileden
gelen özgür ve aydın kişilikli eşinin de
etkisiyle, gelen emrin yazılı olarak
gönderilmesini ister!... Olan olmuş,
emir komuta zincirine kafa tutmuş-
tur.. Asken mantıkla bağdaşmayan
bu davranışlan nedeniyle kabak onun
başma patlayacak, zavallı Türk ve
Bulgar köylülerini ölümden kurtara-
madığı gibi, acımasızca cezalandınla-
cak. mesleki yaşamı çıkmaz bir yola
girecekür...
BUASAMADA
ŞÜKRAN KURDAKUL
onetmen
Bernard-Henri
Levy'nin
'Bosnal'filmiyle
festivale attığı
sinemasal bomba,
Avrupa seçimlerine
hazırlanan Fransa'da
siyaset dünyasını
kanştınverdi.
" l nutulmaz Bir Yaz" bazj temel so-
rulan da beraberinde getirmekte; bi-
rey, insani değerlere hangi noktaya
dek sahıp çıkabilir? Suçsuz insanlan
ölümden kurtarabilmeİc için hangi
noktaya dek gerçek özverilerde bu-
lunabilir? Tannnın ne yaak ki çoğun-
luğa nasip ettiği (!) bağnazlığa,
ırkçılığa. hoşgörüsüzlüğe karşı en etki-
li savaş biçimi ne olmahdır?
Rinry Panh, "Pirinç Ekenler" adlı
ilk uzunfilminde.yoksul bir köylü ai-
lenin günlük yaşamını anlaurken,
1964 yıünda doğduğu Kamboçya'nın
yakın geçmişine yumuşak ve denn bir
bakış getiriyor. Alabildiğine sıcak, du-
yarh, şiirsel bir film bu... Rithy Panh,
tarlalan sulamak, kuşlan kovmak.
mahsulü toplamak gibi bitmeyen so-
runlarla ömür tüketen, varoluşlan pi-
rinç üzenne kurulu ınsanlann yazgısı-
na, seyircisini iki saat boyunca da olsa.
gerçekten ortak etmeyı başanyor...
Başka bir genç yönetmen, Fransa
adına yanşan Eric Rochant, güncel ta-
rihe, Israil gızli haberalma örgütü
MOSSAD'ın Fransa ve Amerika Bir-
leşik Devletleri'nde çevirdiği oyunla-
ra, bir macerafilminınklasik kurgusu
içinde eğilirken, ne yazık ki bir sürii
önemli yan temayı bozuk para gibi
harcayıveriyor... Örneğin, gizli servis-
lenn eleman seçme ve yetiştirme yön-
temlerindeki iğrenç yanlar; örneğin,
bir ülkenin bugününden ve geleceğin-
den sorumlu olanlann, iktidar tutku-
sunun dipsizliğinde boğulurken, nasıl
olup da birçok insani, hatta koskoca
bir toplumu bilc harcamaya dek gidc-
bildiklen; örneğin, manipülasyon de-
Bernard-Henri Levy'nin siyasal icerikli belgesel fılmi 'Bosnaî'(solda)
değişik polemiklere kaj nak olmayı sürdüriiyor. Genç yönetmen Eric
Rochant'nın 'Yurtseverler' filmi de siyasal icerikli: Israil gizli haber
alma örgütü MOSSAD'ı konu alanfilmde,Yvan Attal ve Sandrine
Kiberlain başroUeri paylaşıyorlar.
diğimiz entrikalar ağının. belirli bir
bilgi birikiminden yararlanarak ince-
likle örüldüğünde ne kadar tehlikeli
olabiidiği; örneğin, her insanın zayıf
yanlan bulunduğuna göre, kişinin
güçlü gözükme çabalannın ardındaki
zavallı anlamsızlık. kendini bilmez-
lik...
Cezayir'den siyasal film
Gelelim tarihi olaylara sıcağı sıcağı-
na el atan "Bab El-Oued Chy"ye...
Cezayir sinemasının önde gelen adlan-
ndan Merzak AUouache. Eğer filmler
siyasal cesaret açısından değerlendiril-
seydi, festivalin en gözüpek yönetmeni
ödülünü kolaycalirdi. Cezayir'in baş-
kentindeki popüler Bab El-Oued ma-
hallesinde beş yıl önce yaşanan gerçek
olaylardan yola çıkan AUouache. gün-
lük yaşamın sıradanlığı içıne çörekle-
nen ve dinsel boyutu giderek önem ka-
zanan toplumsal ve siyasal gelişmeyi.
açıksözlülükle anlatıyor. Tedhiş ey-
lemlerinın giderek yoğunlaştığı günü-
müz Cezayiri'nde gerçekleştirilen ve
siyasal düzeyde hiçbir ta\iz vermeyen
bu tür bir fılmin çekim aşamasında ne
gibi zorluklarla karşılaştığı kolaylıkla
tahmin edilebilir... Siyahbeyaz yakla-
şımlardan özenle kaçınan Merzak Al-
louacbe, "Belirli Bir Bakış" yan bölü-
münde sunulan "Bab El-Oued City"
adlı bu filminde. korkulan. umullan.
eylemleri. doğru ya da yanlış davranı-
şlan. günahlan ve sevaplanyla Ccza-
yirlilerin (gcnci, yaşlısı, kadını ya da
çocuğuyla tüm Cezayırlilenn) kanlı
canlı portrclcrini çiziyor. İslamın ca-
milcrden taşarak siyasal yaşama gcçi-
şini, baskıya ve tedhişe yönelmesinı
anlatırken, gerçek İslamın içerdiği
hoşgörüye de dikkati çekerek, sorum-
lu ve ılımlı bir imamın ağzından gele-
ceğe dönük bir umut ışığı yakıyor...
"Bab El-Oued City" bugünün ve ge-
leceğin tarihine açılan bir penceredir.
Tıpkı. yönetmenin ilk filmi olan
"Ömer Gatlato"da (1976), genç kah-
ramanın dünkü Cezayir'de yaşadığı
bireysel serüvenin, bugünün toplum-
sal çalkantılannı açıklayan bir tarih
keşiti olduğu gibi...
İşte, İtalyan sinemasının benmer-
kezd çocuklanndan Nanni Morettf-
nin, yine alabildiğine benmerkezci
olanfilmi"Caro Diario" (Sevgili Gün-
lüğüm)... Gerçek yaşama ince bir
mizahın merceğinden bakarken, her-
halde benmerkezci dozu bu kez daha
da fazla tuttuğu için olacak (kanser
teşhisiyle tedavi gören yönetmen, fil-
minde kendi hastalığjndan söz ediyor)
zaman kavramının yörüngesinden
kurtulmayı başanyor Nanni Moret-
ti... Bu nedenle, bir tür "tarihsiz tarih"
örneği sayabileccğimiz "Sevgili Günlü-
ğüm"de ciddi boyutlara ulaşan bir
toplumsal çözülmcnin, çürümcye baş-
layan birdüzenin. hatta tcmel değerlc-
rini yitiren bir uygarlığın radyografisı-
nı, kcndine özgü yöntcmlcrlc. alabildi-
ğine alaycı bir tavırla gözlcr önünc sc-
riyor...
Moretti sürpriz yapabilir
Nanni Moretti dışında. filmlcnndcn
söz cttiğim yönctmcnlcrin ödül lıstc-
sindc ycr kapabilcccklcrinı sanmıvo-
rum. Bclki, Meksıka sinemasının son
yıllarda parlayan adı, geçen ay tstan-
bul Festivali'nin uluslararası jürisinde
de görev alan Arturo Ripstein güçlü bir
mizansen çalışması. başanü bir üslup
denemesi sayılabilecek filmi "La Rei-
na De La Noche" (Gecenin Kraliçesi)
ile ince ve kısık da olsa, farklı bir ses
duyurabilir...
Henüz göremediğimiz dört film
kalıyor geriye... Bunlar arasında, Ni-
kita Mikhalkov "Aldatıcı Güneş", Ou-
entin Tarantino ise "Pulp FktMMi" ile.
Kieslowski, Cherau, Kiarostami ve Yi-
mou gibi adlar arasına katılabilecekler
mi acaba?
Bosna'dan Cezayir'e dek güncel ta-
rihin sıcak olaylannı konu edinen si-
nemanın etkileri, giderek karanlık sa-
lonlann dışına taşıyor. Bernard-Henri
Le*7'nin "Bosna!" adlı siyasal icerikli
belgeseli. değişik polemiklere kaynak
olmayı sürdürmekte.
BHL'nin Cannes Festivali'nde gecen
pazar akşamı attığı sinemasal bomba,
Avrupa seçimlerine hazırlanan Fran-
sa'da siyaset dünyasını kanştınverdi.
Bu konudaki son gelişme. Fransa'nın
Bosna konusunda güttüğü resmi poli-
tikaya lepki göstercn aydınlann. "L'-
Europe Commence A Sarajevo" (Avru-
pa Saraybosna'da Başlar) adlı bir liste
ile haziran ayındaki Avrupa seçimleri-
ne katılacağının açıklanması oldu.
"Bosna!"filmininardından Paris'te,
Mutalite salonunda fılmin vönctmcni
filozof BHL tarafından düzcnlcncn si-
yasal icerikli toplantıya bütün partilcr
davct edilmiş vc Bosna savaşının Av-
rupa scçimleri kampanyasında unu-
tulmaması amacıyla. siyası lıdcrlcrc
Bosna-HcrM:k savaşıvla ilgili bcş soru
yöneltilmişti. BHL ve arkadaşlan, bu
sorulara verilecek yanıtlardan sonra,
Avrupa seçimleri kampanyasında des-
tekleyecekleri listeyi saptamak niye-
tindeydiler. Ancak hiçbir parti sorum-
lusundan olumlu yanıt alamadıklan,
hatta sert biçimde eleştirildikleri için,
kendilistelerini oluşturma karan aldı-
lar. Özellikle Sosyalist Parti için bir
tehlike olacağı düşünülen listenin se-
çimlere katılıp katılmayacağı, kesin
olarak gelecek hafta sonunda belli
olacak.
Sinema ve politika
Bu arada sosyalist lider Mkhel Ro-
card konuya doğrudan sahip çıkarak,
son açıklamalannda "Avrupa Saray-
bosna'da Başlar" listesinin savunduğu
görüşlere yakmlaştı. Mknel Rocard,
Bosna'ya yönelik silah ambargosu-
nun Bosnalılar lehine kaldınlması ge-
rektiğini savundu...
"Bosna3
r>
filmi. sinema ile politika
arasındaki karmaşık ilişkilere yepye-
ni. ilginç bir örnek getirirken şu gerçe-
ğin altını çizdi: Sinema yalnız tarihe
tanıklık etmekle yetinmez. Sinema,
görüntülerin gücüylc toplumlann ya-
şamında önemli bir rol oynar. Sine-
ma, emekleri ve canlanyla tarihi yara-
tan. ancak tarihin ezıp öğüttüğü geniş
kitlclcri bilgilendircrek. uyararak.
tarihin akışında da söz sahibı ol-
malanna olanak sağlayan bir araçtır
aynı zamanda...
Yüz yaşına basmak üzerc olan yc-
dinci sanat ile politikacılann
yıldızlannın tarih boyunca banşma-
masının ncdcnlcrini anlamak çok ko-
lav.
KüHür • Samrt
YILIN EN BUYUK FİLMİ
293 89 78 (3 hat)
ANNES StNLIGl EUYUK ODULU
1 O<?J OSCAR ADAVI
JIUSLARARASI FİLM FtSTIVAÜ ACiLI
İLVEDA CARIYEİYÖN Chen Kaıge
Bilinmeyen dünya Çin'in yarım yüzyıllık mocerası içinde
buyuk bir dostluğun, tutkunun ncfes kesici öyküsü
"Muthu survkloyıci bir film Dunyonın her yanında
soyırcıyı büyuluyor ' v Canby Th* New VoA T.m«
"Muhtejem ve partkılı bır deston " R Co^ıs riME
••"ISasırtıcı" 1 w,Homw HAIKB
4. HAFTA Sadece
BEYOÜLU A L K A Z A R ' d a
Seomlor HOO-lS.15-18.30-21,45 W: 245 73 83
-j ISTANBULBELEDIYESI
=-J SEHİR TİYATROLARI
10.GENÇÜKGÜNLERİ
(23 Mayıs Pazartesı)
HarMve M. Ertuğrul Sahnea)
12.00: FİLM: Mr. Deads Goes To Tovvn-F Capra
19.30: TİYATROt Gûlüm Pekcak Dans Tryatrosu "Av"
Kadıkflv Haldun Tanef TİYatrosu
19.30: TİYATRO: Tiyatro Tetefcom
'Vatan Kurtaran Şaban"
Harbıye'de hafta boyunca: Afet-Demet Fotograf
Fransız Konsoiosluğu H«ykel ve Fotograflarta
Istanbul'u yaşamak sergısi...
Kadıköy'de hafta boyunca: Hüsnü Atasoy Fotoğnat/
Şehır Tıyatrolan Kostûm ve Dekof sergisi
ETKINLIKLER UCRETSIZDIR
C1NEMA
CAFE-BAR
Enflasyonu deldık
P IESI ve Salı gunlen%40 ındınm
2000 -22.00
VATANLARI İÇİN
OLDÜLER
Yön'Sergeı Mondarchuk
22 00 • 02.00
HtUL CEY1.AN lG» «kink (kpc Hûıtj
istıJcla'" ' "
No!
Kültür
Sanat
ılanlarınız ıçın:
293 89 78
(3 hat)
K W«: »1IIUM *L WI] V
Ferhon Şensoy'un
FERHANGİ
ŞEYLER
PAZAR 15.30
ICINDEN DALGA GECEN TİYATRO
Ferfran Şensoy
Y«r. Tnmbahç» Morinq Pyromid Knry»
SEYİRCİLİ SEYİR DEFTERİ
D«nix A»ın GüldürO
Soh-ÇorKMibe"fmrımni» Cumo-CumartMİ 21.00
KIRKAMBAR
rsombo P.rymbiv
Bilet Sodj: F. bahçe Marina fct 0216 -34A 23 46/1007
lS85 0 t a ( B ğ l u , W : 0 2 1 2 - 2 5 1 1165/46
A k b a n k K ü l t ü r S a n a t E g i t i m M e r k e ı i
"OPERA-BALE SÖYLEŞİLERİ" III
Prof. Dr. METİN AND
"Mozart'ın Daha Az Bilinen Operaları"
(Video'dan örneklerle)
26 Mayıs 1994, Perşembe Saat 18.00
AKSANAT Islıklal Caddesı 80080 Beyoglu-lsunbul Tcl (0212) 252 35 00-01-02
AKBANK
ütopyaDeği
Küttfir Savaşmn...
Geçen pazartesi Pen Yazarlar Derneği'nin Bergama
Belediyesi ile birlikte düzenlediği 2. Akdenizli Ozanlar
Toplantısı'nöan söz etmiştim. Bu toplantı Belediye Baş-
kanı Sefa Taşkın'la söyleşme olanağı verdi bana.
Taşkın'ı dört yıl oluyortanıyalı, Bergama'yı 54.
Asklepyondaki tiyatroyla ilk karşılaştığımda ortaokul
öğrencisiydim. Bu yarım yüzyılı aşkın zaman süresinde
kaç kez çıktım Akropol'e, kimlerle çıktım? En eski Ber-
gama'lılardan bize kalan Anadolu uygarlığının görkemli
bir parçasıdır.
Uzak yüzyıllarda yaşarken ellerini, gözlerini yapıtlar-
da duyumsadığımız nice insan; duyarlığı, becerileri,
sabrı ile katkıda bulundu bu uygarlığa.
"Hilâ ışıklar yansıyor eski oyunlardan
Bergama tepelerinin ardında çoğalarak
Hiç görmediğimiz bildirilerle zamana karşı
Toprakla yan yana çürümeye karşı koyan
Ey sınırlan özgürlükten başka yasak tanımayan
Seninle yeniden yürüyeceğiz dünyayı."
Bu dizeleri yazdığım 1965 yılından çok önceleri, bir
dünya kenti olmanın bilincine ulaşmıştı Bergama.
Osman Bayatlı gibi bir öncünün kendini, taşın topra-
ğın diline adadığı yıllar.
Şoyle anlatıyor Sefa Taşkın Bergama bilincinin yaratı-
cısını:
"Osman Bayatlı Bergama'da varolmuş kültürlerin
harmanını gördü. Kentin tarihi, doğası üzerine yirmiyi
aşkın kitap yazdı. Alman arkeolog Welgant'/n çabalarıy-
la Ayvaz All'n/n tarlasından Asklepyon 'un ortaya çıkarıl-
masında Türkiye halkı adına gözlemci oldu. 1938'de
Atatürk'ün yönergesiyle kurulan Türkiye 'nin ilk kazı mü-
zesinin oluşumu unutulmaz emekleri sonucudur."
Tarih, öncü kişilerin bilincinde tamamlanan birikim-
lerle unutuluşa meydan okumadır bir yönüyle.
Osmanlı, Tanzimat'tan önce de vak'anüvistti, Tanzi-
mat'tan sonra da.
Tarih bilincimizde çağdaşlaşma cumhuriyetin ürünü-
dür.
"ZeusSunağınınkağnılarla, gemilerle Almanyalara
götürülmesinden haberi bile olmayan Osmanlı padişa-
hı, Ingilizinden, Fransızından borç aldığı altınlan sefa-
hat âlemlerinde eriten Abdülaziz Pehlivan 'dı.
Troya'yı, Bergama'yı, Anadolu'yu gören Mustafa Ke-
mal."
Sefa Taşkın, Zeus'un kaçırılması olayını şöyle anlatı-
yor
"1865'te Bergama-Dikili karayolunun yapımında gö-
revli CarJ Human Akropel'e çıktığı zaman Bizans duvar-
larının arasında, üzerinde o inanılmaz güzellikteki
kabartmaların yeraldığımermer kirişleri gördü. 1865-
ten 1871'e değin ne bulduysa, ne topladıysa Berlin'e
gönderdi gizlice.
Sonra da Prusya Müzeler Müdürü Aleksander
Donze'nin önerisiyle 1871'de hiçbir resmi kuruluştan
izin almadan sunağın bulunduğu yerde kazılara başla-
dı. O yıllar, dünyayı paylaşma kavgası yapan Avrupalı
yeni zengin devletlerin yüksehş yıllarıydı. Sanayi devri-
mi vekapitalizmin gelişmesi Avrupa da toplumsal geliş-
menin ve varsıllığın artmasını getirmişti. Avrupa kendi-
ne yeni kültürel kökler arıyordu. Kendi kültürlerini
geçmişin parlak kültürlerine bağlama amacıyla Ingiliz-
ler, Fransızlar, Almanlar Ege'nin ve Akdeniz'in kültürel
varlığını yağmalıyor, kendi ülkelerine taşıyordu."
122 yıldır sürgünde yaşıyor Zeus Sunağı. Bergama'ya
gelen turistler, sunağın temellerine bakıp ne düşünürler
bilmem ama, bildiğim şey bu kültür haramiliğinin peşine
düşenlerimizi sonuna kadar desteklememiz gerektiği-
dir.
Geçen yıl Berlin'detutuklu bulunduğu müzede ben de
gördüm Zeus Sunağı'm, Milet pazar yeri binasını. İçim-
de bir deniz varmış da yitirmişim gibi oldum o denizi.
1871'lerin Prusyası'nın miras bıraktığı bu haramiliğegü-
nümüz Almanyası "redo
f
/m/ras"ta bulunmahakkını kul-
lanabilir mi?
GülümsüyorSefa Taşkın:
"1991'de müzenin merdivenlerinde, belediye meclis
üyelerimizle birlikte basın toplantısı yaptık. Henüz ikiAI-
manya birleşmemişti. O dönemin müze müdürü bir de
ırkçılıkla suçladı bizi. Ama yılmış değiliz. Şimdi milyon-
larca vatandaşımızın talep dilekçesi var elimizde. Her
kapıyı zorlayacağız. Her olanağı kullanmakta kararlıyız.
Zeus Sunağı Bergama'ya, yurduna dönünceye değin."
Sefa Taşkıri\n Bergamalılarla bütünleşen çabası
ütopya değil, kültür savaşımının bir parçasıdır.
Emin Koç'un özgün baskı resimleri
KüItûrSenisi-EmınKoç'unözgünbaskı resimlerinden
oluşan sergi Eskişehir Anadolu Universitesi Güzel Sanatlar
Fakültesi Palet Sanat Galerisi'ndeaçıldı. Marmara
Üniversitesi Grafık Bölümü mezunu olan sanatçı. 1989'dan
buyana aynı bölümde öğretim görevlisi olarak çalışı\ or. Emin
Koç 1990"da ilk kişisel sergisini açtı ve daha sonra birçok
gdeneksel yanşmalı sergiye katıldı. Baskı resim çalışmalanyla
çeşitli ödüller kazanan sanatçının sergısi 4 hazırana dek
görûlebilecek.
Salingep'in 'Dokuz Öykü'sü en çok
satan kitap
ANKARA(AA)-ToniMorrison'ın "Sevgili" adlı kitabı
listenin başındaki yerjni. bu hafta Salinger'ın "Dokuz Ö\kü"
adlı kitabına bıraktı. Öteyandan Morrison'ın üst sıralarda
bulunan romaru "Caz" yerini korumava devam ediyor. J. D.
Salinger"in "DokuzÖykü" adlı kitabı satışa çıktığı günden
itibaren okuyucudan büyük ilgi görerek. en çok satan kitap
durumuna geldi. Yapı Kredi Yayınlan'ndan piyasaya çıkan
kitap, öykünün kahramanı Seymour'ın intiharetmesiyle
başlayan, geleceği görebilen harika çocuk Teddy'nin kız
kardeşi tarafından havuza itilmesiyle noktalanan birdöngüyü
anlatıyor. Haftanın en çok satan ikinci kitabı Simavi
Yayınlan'ndan çıkan Toni Morrison'ın "Caz" adlı romaru.
Zcnci kadın yazar, romanında caz müziğinin zenci ırkının
Amerika'ya ayak basmasından itibaren gelişimini anlatıyor.
Jack Kerouac'ın " Yolda" ve Romain Gary'nin "Kadının
Işığı" adlı kitabı en çok satan kitaplar listesinde üst sıralarda
ycralıyor.
SİNEFOT fotoğraf sergisi
Bulancak'ta
KültürServisi - Kısa adı SİNEFOT olan Ankara Sinema ve
Fotoğraf Amatörleri Kulübü'nün fotoğraf sergisi
Bulancak'ta açılıyor. SÎNEFOT fotoğraf sergisi Bulancak
Belediyesi'nin katkılan ile 26 Mayıs 1994"e kadar açık
kalacak. Sergide siyah-beyaz verenkJiolmak üzere toplam 35
fotoğraf yer alıyor. Sergide; Özgür Aydın. Nihat Canizci, Zeki
Yılmaz, Berna Bali, Özgür Akdemir, Yeşim Saat, Ayşegül
Akel, Ali Kılınç Aslan, A. Emre Aksu, Ertan Yetkin. Meltem
Erturaç, Mehmet Gökağaç, Serdar Yağcı, Bilge Yamen.
Zafer Daşdan.ÇiğdemTabağ, Ercan Kurtanr. Üzeyir
Kalkan, Elif Kişioğlu, EdizTütüncü, M. Ali Sayan, Hakan
Dcmir. Gıyasettin Demirhan, Mustafa Ancı, Çetin Kocaefe,
Fatih Çakmakçı. Koray Törk, Ünai Çınar, Mustafa Erman,
Mine Erdoğan'ınyapıtlan bulunuyor.