04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet tmtiyaz sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Koordinatörü: Hikmet Çetin- • Görsel Yönetmen: Aü Acar ©Dış Haberler- Er- kaya#Genel Yayın Danışmanı: Orhan gun Bakı • Ekonomi- Abdurrahman Yıldırun • Erinç»Yazıişleri Müdürleri: Ibrahim Yıldız Istıhbarat: Yalçın Çakır • Yurt Haberleri Mehmet (Sorumlu),DinçTayanç« Haber Merkezi Mü- Sar! »Ç • Makaleler: Sami Karaören • Spor: Abdül- dürü: Hakan Kara kadir Yücelman • Düzeltme. Abdullah Yazıcı Ankara Temsılcisı. Mustafa Balbay •Haber Müdürü: Doğan Akın AtatürkBul- van No:125. Kat: 4, Bakanlıklar-Ankara Tel: 4195020(7 Hat), Telex: 42344, Fax: 4195027 •İzmır Temsılcisı: Serdar Kızık, H.Zıya Blv. 1352 S 2 3 Tel:4411220 Telex 52359. Fax: 4419117 •Adana Temsılcısr Çetin Viğenoğhı İnonü Cd 119 S No: 1 Kat: 1. Tel: 3522550-3522601-3522492. Te!ex: 62155, Fax: 3522570 Müessese Müdürü- Erol Eritut • K.oordınatör: Ahmet Korukan • Muhaset*. Bülent Yener • Idare: Hüseyin Görer • Işletme: önder Çeiik • Bılgı-İşlem Nail tnal •Bılgısayar Sıstem: Mürûtet Çüer • Reklam: Rdu IşKman Yiy™tay«oveB»m:Yen:üün Haber Ajansı. BasınveYayınalık A Ş Türkocag!Cad 39 41 Cagaloglu34334tşt PK 246tstanbulTel (0 212)5i:O5O5(2Ohal)Telex 22:46. Fax 10 2i: 14MAY1S1994 Imsak 3 55 Güneş. 5.41 Oğle: 13.05 İkindı: 17 00 Akşam: 20.20 Yatsı: 21.58 CepteletonuIçin 80 bin kişi sırada • ANKARA (ANKA) - Cep telefonu almak için PTT'ye 80 bin kişirun baş\iıruda bulunduğu bıldirildı. PTT Genel Müdürlüğü'ndenedinilen bilgiye göre. cep telefonu almak için dilekçe vermek suretiyle PTT başvuruda bulunan 80 bin kişiye birer davetiv e çıkanlarak cep telefonlannı söz konusu fırmalardan alarak abonelik işlemlerinin >aptınlması istenecek. Psikanalist Erikson öldü • HAR VICH (AA) - Psikanaliz konusundaki çahşmalan ileünlü, Pulilzerödülü sahibi Erik Erikson öldü. ABD"nın Massachussetts eyaleıinde ölen Erikson, 91 yaşındaydı. Freud'un psikanaliz teorisini ergenlik ve yetişkinliğe genişleten Erikson, Freud'un 'kişilığin yaşamın ilk beş yılında oluştuğu' savına karşılık, "bu sürenin daha ileri yaşlara uzadığı ve aile dışında. okul. arkadaşlar. iş ilişkileri gibi etkenlerin kişilik gelişimindekı önemini' vurguladı. FİKAD Genel Kurulu • Haber Merkezi - Düzenlediği paneller ve seminerlerle leasıng sektörünün gelişimine katkıda bulunmayıamaçlayan Finansal Kjralama, Araştırma ve Dayanışma DerneğTnin (FİKAD) 2. Olağan Genel Kurulu vapıldı. Genel kurulda, M. Zekı Akılhoğlu yönetim kurulu başkanlığına, Emre Terün başkan yardımcılığına. Nüshet Atabek saymanhğa, Nülüfer Anak ve Ahmet Ertürk üyeliğe seçildi. Rusya güzeli, çocuk gezdirdi • Dış Haberler Servisi- Miss Rusya Inna Zabova, kendisinin yanşma maskotu olan küçük Filipinli bir kızı, 1994 Kainat Güzellik Yanşması için düzenlenen bir eğlence merkezinde sırtında gezdirdi. 21 mayıs tarihinde 77 vanşmacı arasından yeni bir kainat güzeli seçilecek. (Fotoğraf: REUTER) Penisini kesen adam ölümden döndû • ADANA (AA) - Adıyaman'ın Bağhca Köyü'nde penisini kesen ve kaldınldığı Adana Numune Hastanesi'nde ameliyat edilen Abuzer Gündüz'ün sağlık durumunun iyi olduğu bildirildi. Adana Numune Hastanesi doktorlan, önceki gece hastaneye getirilen 62 yaşındaki Abuzer Gündüz"ün ameliyat edildiğini, hayati tehlikeyi atlattığını söylediler. Van Damme, galada • Dış Haberler Senisi- Ünlü aktör Jean Claude Van Damme ve eşi Darcy, "Maverick"' adlı fılmin galası için Los Angeles'e geldiler. Başrollerini Mel Gibson. Judie Foster ve James Garner'in paylaştıklan fılm 1960'larda televizyonda aynı isimle oynayan bir western dizisinden esinlenerek çekilmiş. (Fotoğraf: REUTER) VVoody Allen velayet davasım kaybetti • NEW YORK (AA) - Woody Allen, eski sevgilisi Mia Farrovv'a karşı başlattığı velayet savaşında bir davayı daha kaybetti. Woody Allen, temyiz mahİcemesinin, bir alt mahkemenin ünlü fılm yönetmeninin çocuklan için uygun bir baba olmadığına yönelik karannı onaylaması üzerine oğlunun velayetini alamadı. Woody Allen, haftada yalruzca 6 saat görebildıği 6 yaşındaki oğlu Sachel'in velayetinin kendisine verilmesi için temyiz mahkemesine başvurmuştu. Kayseri'debetonlaşmakaygısıBinlerce yıllık tarih değerlerinin eşsiz doğal zenginliklerle kucaklaştığı Kayseri'de çok yıldızlı turizmin "betonlaşma hastalığfna karşı şimdiden etkin önlemlerin alınması gerekiyor... OKTAY EKİÎSCİ KAYSERİ - Neredeyse 6000 vıllık geçmişin tanığı olan Kayseri, çağlar boyunca merkezi olduğu kapadokya - daki turizm potansiveline hâlâ "uzak- tan bakmanın" burukluğunu yaşı> or. Peribacalannın yanı sıra. kayalara oyulmuş tarihi kiliseleri, eşsiz sıvil mı- mari zengjnliği, "antik duygular uyandıran kırmızı şaraplan" ve göz aîabildiğine uzanan gizemli doğasıyla ülkemizin en "çekici" turizm bölgelen arasında yer alan Ürgüp-Göreme yöre- si. yılın hemen her ayındakı o coşkulu canlıhğına "eski başkentini" ortak ede- miyor. Tarihteki adı birdönem "Maza- ka" olan, derken daha sonra "Kaisare- ia" olarak anılan günümüzün bu "yalnız ve gururlu" kenti Kaysen ıse. kendi kültür ve doğa değerlerine gü\e- nerek tunzmle tamşabilmenin "arayışı" içensine gırmiş dunımda. Ömeğin. doğaseverleri ve çevrecı gruplan, 250 kuş türünün banndığı Sultansazlığı'na davet ederken. kış sporlanna ve dağcılığa meraklı olan- lan da Erciyes DağYnın buzul çağV ndan beri karlarla kaplı zirvesinin altı- nda toplanmaya çağınyor.... Ne var ki Kayseri. bir yandan bu çağnlan yapmaya başlarken, öbür yandan turizmin de "sürdürülebilir" olmasının önkoşulu olan "koruma po- litikalannı" güçlendirebilmiş değil. Daha doğrusu. binlerce yıllık tarih- sel zengınliğiyle eşsiz doğa güzelliklen- ni "yok etmeden" gerçekleşecek bir tu- rizm hareketi ıçın. ne tür bir imar ve yapılaşma düzeni kurulabileceğı yö- nünde kapsamlı bir planlama çalı- şmasına başlayabileceği yönünde kap- samlı bir planlama çah'şmasına baş- layabilmış değil. Nitekım, aslında Tür- kiye genelinde de hâlâ giderilemeyen bu eksikliğin yarattığı "boşluğu" dol- durmak üzere. yıne Türkıye genelinde yaklaşık 10 yıldır uygulanmakta olan "turizm merkezi" kuralı Kayseri'de de hemen devreye girmiş durumda. Plansız tesisler Ercıyes'in ünlü Tekir Yaylası'nda, Hisarcık'la. Develi'yi birbirine bağla- >an karayolunun hemen kenannda, belb bir plana bağlı olmadan inşa edı- len "kamu dinienme tesisleri"nin bulun- duğu bölge "turizm merkezi" ilan edil- miş. Yol boyunca düzenlenen yine kamu mülkiyetındeki "imar parselle- ri" ise, kış turizmi için otel inşa etmeve aday olangirişimcilere49yıllığına"tah- sis edilmeye" başlanmış. Geçen yıl "Erciyes Kış Sporlan Tu- 'Kayseri'deki tarihsel yapılar, kent yaşamımn vazgeçilme? bir zenginliği olarak turizme hizmet vermeye hazırlar... rizm Merkezi" olarak planlanan bölgedekı "öncü yapılardan" binsı olan DSt Erciyes F.ğitim Tesisleri, bel- kı de kendi geleceğını bıle etkıleyecek bir sempozvum nedenıyle oldukça canlı birkaç gün yaşadı. DSt 12. Bölge Müdürlüğii'nün e\ sahıpliğiyle. 5-6 Mavıs 1994 günlennde düzenlenen sempozyumda. geniş ve ilgili bir katılımcı grupla birlikte "Sultan- şazlığı. Erciyes ve Kayseri Çevre Sorunlan" tartışıldı. Sempozyumun ağırlıkh konusu. ciddı bir kırlenme ve tahribat altındabulunanSultansazlığı'- nın korunması olarak belırlenmışken. Tekir Yaylası'nı \e yeraltı sulannı teh- dit eden "Turizm Merkezi Planla- ması" da eleştın masasma vatınlan projeler arasında yer aldı. Sempozyumun Sultansazlığı ile ilgili bölümünün belki de en önemlı >anı, Mİlardır kalkınma adına çevreşı ve ekolojıyi hep gen plana iten \e Türkı- ve'dekı özelliİcle sulak alanlann "en büyük düşmanı" olarak nam salmaya başlayan DSİ'nın. en azından 12. Böl- ge Müdürlüğü düzeyınde bir "özeleşti- ri" yapmav a başlaması \ e hatta "politi- ka değişikliği" sureane de gırdiğinı ilan etmesndı. Bölge Müdürü Mehmet Paçacı. DSİnin kuruluş >asasındakı "bataklı- kları kunıtma" \e "sulama projelerini geliştirme" vukümlülüklennin, bun- dan bö>le artık "doğavı ve ekolojik dengeyi bozmadan" venne getınleceğı- ni müjdelerken. salondakilerin coşku- lu alkışlan. sanki vıllardır duyulan bir özlemin ifadesı>di/.. Ne \ ar ki, sulak alanlar için DSİ'nin "devleti temsilen" verdiği bu umutlar. sempozy umun diğer konusu olan "Er- ciyes ve Kış Turizmi" tartışmasında, eleştinlerin odak noktasını "turizm merkezi" uygulaması oluşturdu. Devletin. Turizm Bakanlığı araalığıyla vatınmcılara tahsis etmeve başladığı arazilerin, Tekir Yaylası ve çe\ resinde doğal denge>i bozacak bir "betonlaşmaya" yol açacağı, hemen herkesın ortak kaygısı olarak dile geti- rildi. Aslında Kayseri ve Erciyes bölgesi, salt kış turizmi açısından değil. hemen her mevsim değerlendirilebilecek ta- nhsel zengınliğiyle. yaygın bir "kültür turizmi" ıçin de önemli potansiyele sa- hip bir yöre. İnsan bu bölgede dolaşı- rken, binlerce yıllık uygarlıklan sanki bir "zaman tüneline" girmışçesine ızle- vebiliyor ve ne denlı görkemli bir mi- rasla iç ice yaşanıldığını gözleyip an- laülmaz duygular içensine ginyor. Zengin tniras Örneğın, İ.Ö. 2000 yıllannda Ana- dolu'ya gelen Hıütlenn kurduğu Kültepe kenti. Anadolu'nun en büyük hö> üklerinden biri olarak Kayseri'ye sadece 22 km uzaklıkta İ.Ö. 280 yılında kurulan Kapadokya Krallığı'nın başkenti olan Mazaka, daha sonra Kaisareia adıvla bir Roma eyaleti olmuş ve 400 bin nüfuslu bir kent halıne gelmiş. Böylesine zengin bir mirasın, Erci- yes'ın büyüleyici güzelliği ile birlikte ele alınarak. "koruma amaçlı bir tu- rizm planlamasjnda" kaynaik olarak değerlendırilmesı, bütün bu değerleri gözardı eden sıradan bir "turizm mer- kezi" uygulamasından daha doğru bir tutum olmaz mı?.. Sempozyumun sonunda bu soru- nun yanıtını aramak ıçin özel bir tartı- şma toplantısı düzenleyen Kayseri Va- lisi Muammer Güler, gerekirse ilgili tüm kurumlan ve siyasi partileri de devreve sokarak bölgenin "tüm zen- ginlikJerini vaşatacak" \cnı bir tunzm planlamasını ele almakta kararlı görü- nüyor. Ömeğin. Erciyes eteklerindeki Hi- sarcık >a da Hacılar gibı vayla yerleş- melerinı doğayla uyumlu "turizm köy- leri" haline getirmek önenmize Valı Güler oldukça sıcak bakıyor. Yılda sa- dece 35 günlük bir ka> nak olanağı sağ- lavan bir >erde. doğaya meydan okur- casına oteller inşa etmek yerine. yılın her ayı turistlerle \öre halkını tanıştı- racak bir "pansiyonculuğun" da turizm planlaması içinde yer alması. Kayseri ve Erciyes yöresinin "esenliği için" ya- şamsal bir temel ilke olarak önem ka- zanıvor. Eczaalar yaşam savaşında • Bugün Türk Eczacıkk Günü. Ancak eczaalar günlennde mutlu değil. Ekonomik darboğaz nedeniyle 'kara kara' düşünen eczacılan tüm umutlannı 'karhlık oranını arttıncı yasa' ya bağlarruş. İstanbul Haber Senisi- Hüküme- tin aldığı 5 Nısan Kararlan'ndan yoğun şekılde etkilenen eczacılar, "Eczacılık Günü"ne yaşam savaşı ile karşı karşıya gınyor. Eczaalann bugün var olma sava- şı verdiğini belirten İstanbul Eczacı Odası Başkanı Mehmet Domaç. hü- kümetin aldığı tasarruf önlemlerini ilaç ödemelenne yansıtarak sağlık- tan tasarruf etmesinin hayli çelişkili bir karar olduğunu belirtiyor. Uzmanlar. bilımsel eczacıhğın 155'inci vılına girilirken ülkemizde eczaalann yaşadığı sorunlan şöyle sıralıyor: "1- Ülkemizde son yülarda piya- saya verilen çok sayıda pahalı ilaç eczanelerde finans zorluğu \aratı- yor. 2- özellikle son haftalarda çok sa- yıda ilaç üreticilerin zam beklentisj nedeniyle piyasaya >erilmemekte, suni ilaç yokluğu yaratılmaktadır. 3- Kullanım süresi dolan çok sayı- da ilaç fırmalarca geri alınmamakta- dır. BÖ>lelikle ber yıl eczacılann 250 milyar lirası. ilaç kullanım süresinin dolması sonucu boşa gitmektedir. 4- Ülkemizde gereğinden fazla ec- zane bulunmaktadır. 5- Eczanelerin ülke bazında yerie- şim birimlerine göre dağılımlan den- gesizdir. 6- Vıllardır eczacı örgütlerinin halk sağlığına zarariarını görerek karşı olduğu reçetesiz ilaca reklam, radyo-TV yasasına hiçbir eczacılık örgütüne danışılmadan ila>e edilmiş- tir. İşin ilginç yanı 1262 sayılı ilaçla ilgili yasa, radyo-TA'de ilaç reklam- laruıa izin vermemektedir. 7- 6643 sayılı Türk Eczacılan Bir- liği Yasası'nın Anayasa Mahke- mesi'nce iptal edilen deiege seçimi ile ilgili maddesi, y asa maddelerinin ip- talinden bu yana üç yıl geçtiği halde TBMM tarafından yenilenmemiştir. 8- Eczacılık eğitimine alınan öğ- renci sayısında önemli kısıtlamalara gidilmelidir. Aksi halde işi olan, an- cak geçinemeyen eczacılar üretilir. 9- Eczane eczacısı uzun günlük mesai ve kendisine yetmeyen 1 gün- lük hafta sonu tatili altında ezibnek- tedir." Virüs nedeniyle Türkiye'de her yıl 50-100 bin kişi yaşamını yitiriyor 'HepatitB' aşısı yaygınlaşmalıGÜNDÜZ tMŞİR Vücudumuzun "laborahı\an" ola- rak adlandınlan karaciğer hastalıklan nedeniyle ülkemizde her yıl 50-100 bin kişi yaşamını kaybediyor. Karaciğer rahatsızlıklanna yol açan nedenler arasında ilk sırayı Türkiye'nin AIDS'i olarak kabul edilen hepatit B ve C vi- rüsleri alıyor. • Türk Karaciğer Vakfı Başkanı Mustafa Katırcıoğlu, yakın bir gelecekte Hepatit B virüsü için kullanılan aşının çocukluk çağı aşı programı içine alınması için yoğun bir kampanya başlatacaklannı söyledi. Vücudun laboratuvarı Vücudun işleyiş düzeninde üstlendi- ği sayısız görev nedeniyle bir laboratu- var niteliği taşıyan karaciğerin hasta- lanmaması ve erken devrede tedavisı konusunda sistemh faalı>etler yürüt- mek üzere kurulan Türk Karaciğer Vakffnın Başkaru Em. Korgeneral Mustafa Katırcıoğlu şunlan söylüyor: "Karaciğer hastalıklan ülkemizde hay- li yaygın görülmektedir. Biz de bu vakfı kurarken öncelikle halkı karaciğer hastalıklan konusunda eğitmey i düşün- dük. Bir diğer önemli hedefimiz de ka- raciğer naklinin ülkemizde daha etkili biçimde yapılabilmcsini sağlamak ve karaciğer hastalıklan konusundaki bi- limsel çalışmalara katkıda bulunmak." Mustafa Katırcıoğlu. ülkemizde her 10-15 kışiden birinin süregen olarak hepatit B ve C virüsü denılen \e ciddı karaciğer hastalıklanna \ol açabılen mikroplan taşıdığını belırterek. kara- ciğer hastalıklan ile ilgili olarak şö\le konuşuyor: "İşte bu virüslere bağlı ola- rak Türkiye'de her yıl 50-100 bin kişi yaşamını kaybediyor. Viriisler kan ve vücut snıları yoluyla bulaşıyoıiar \e seksüel temas da önemli bulaşma yol- larından birisini oluştunıyor. Vakıf, yakın bir gelecekte B virüsü için kul- lanılan aşının çocukluk çağı aşı prog- ramı içine alınması için yoğun bir kam- panya başlatacak. Yine gelecek y ü için- de karaciğer hastalıklan konusunda odüllü bir bilimsel yanşma düzenleye- ceğiz." Ücretsiz hizmet Türk Karaciğer Vakfı. İstanbul'da Teş\ıki\e Caddesı 105 numaradakı Göksu Apartmanı'nın 5'ıncı katında yer alan merkezinde. 1992 \ihndan ben karaciğer hastalanna ücretsiz daruşmanlık hızmeti \eri\or. V'akfın bu yıl ıçındeki en önemli hedefi ıse Eyüp Kemerburgaz'daki orman içi alanında yer alan arsa üzerinde kura- caklan tıp merkezini oluşturmak. Va- kıf yöneticileri kurulacak bu merkez- de karaciğer naklini kolavlıkla gerçek- leşürme>ihedeflivor. Vakıf \öneticıleri böylelikle vurtdışında İ milvon dolara mal olan olan karaciğer naklinin. bu merkezle birlikte 450 miKon lirava gerçekle- şebileceğini belirtiyor. Vakıf tarafından hazırlanan sağlık merkezlerine ücretsiz dağıtılan "Hey ben senin karaciğerinim!" adlı broşür- de ise karaciğerin vücutta yaptığı gö- re\ler avnntılan>la açıklanarak ko- runma vollan sıralanıyor. Böylesine önemli bir görev üstlenen Türk Kara- ciğer VaktVnın bir an önce tıp merke- zini oluşturabilmesi. vardımsever vurttaşlann Vakıfbank Nişantaşı Şu- besi 2013148 numaralı hesaba ya- pacaklan bağışa bağlı. M E 5 E L A DEDIK... Ertlal Atatek rATI nnr J. ürkiye battı mı batıyor mu?" söylentileri hep vardı. amâ son za- manlarda gündemin ilk sırasını aldı. Aman efendim neler duyduk. neler dinledik neler. Yok batıyormuşuz da kemerleri sıkmalıymışız. aman batmışız da haberimiz yokmuş. tam batarken işin ucunda farkedilmiş de kıyıdan ip aülmışmış... Ne olduğu- nu tam anlayamadık ama bir "batan gemi" tantanası sürüp gitti. İşin tu- hafı da şımdı "battık, öldük, mahvol- duk" diyenlerin bir zamanlar "çağ atladık" diye böbürlenenler oldu- ğuydu. Yok "Türkiye ilk on beşiıı içine giriyordu", yok artık "dünya Türkiye'siz yapamazdı". yok "Türki- ye dünyaya akıllar veriyordu". Bun- İan da kimse tam olarak anlayamı- yordu. Şimdi aynı ağızlara bakar- sak, battı batıyorduk. Biz de bu ola- ya fokus yaparak "mesela dedik" (Nasıl sofıstike ama!..)Oysa bütün şom ağızlara karşın müjdeleyelim ki Türkiye batmaz ve asla batmaya- cakür. Çünkü... Türkiye'de yaşayanlar yüzme öğrendi Türkiye neden batmaz?.. ' şte bu gerçek hep dikkatlerden kaçtı. İnsanlanmız bataklıkta yüz- meyi öğrendi. Başka ülkelerin rahat vatandaşlan denizde, gölde, havuz- da yüzme öğrenirken bizim insan- lanmız bataklıkta yüzmeyi öğrendi. Bataklıkta yüzme ö\le rahat, kolav bir yüzme değildir. Batarsın çıkarsın. soluğun bitti gibi olurken bir yerden hava gelir, tam suyun üs- tüne çıkmışken bir de bakarsın ba- tağın dibine gitmişsin. gene debele- nirsin. Yani müthiş bir yüzme bi- çimidir. Hani o rafting mı ne. şelale- de bot yüzdürmesi var ya. bizim yüzmelenn yanında havuz sefası kalır. Biz bataklıkta yüzmeyi öğren- mişiz kı böv le yüzmek her babayıği- din harcı değildir. Onun için de "Tür- kiye batmaz". İşte nedeni ortada. burada yaşavan insanlar bataklıkta vaşamayı öğrenmiştir. Ama kimse- cikler yanılmasın. bu "bataklıkta yüzmek" hüneri. memleketin emek- çilerinın hünendir Onlar yıllardır bu bataklıkta vüze vüze bu ustalığı kazanmışlardır. "\'emekçi"lere gelince onlann yatlan. botlan. devlet kurtarma sal- İan. olmadı dolar mark markalı can simıtlen vardır. onlar bataklıkta yüzmez. üstünde lale sefalan \ apar. Emekçisi yüzerken yemekçisı mü- zerken memleket batar mı canım? "Batar" di\enin ağzı dili kurur. eli avağı çarpılır. Batmaz çünkü kurumlan mantarlaştı Böyle vönetilen kaç memleket var bu dünyada? Baksanıza bütün dev- letler birbıri ardından batıyor da bi- zımki suvun üzerinde ordan oraya sürükleniyor. Mantarlaşmış da on- dan. Çok şükür, çok şükür ki her şanımız mantarlaşmış da batmı- yoruz. Kuma oturmuşuz, batmayız bataklıkta yaşamaya alışkın emek- çilerdir. Yemekçiler biraz su alır gibi oldu mu çok şükür resmi kurtarma botlan yetişir. onlan suyun üstüne çıkanr. Şimdi yııkanda biraz dalga- lanma var gibi görünüyorsa da hiç merak etmeyin. Ünlü şarkımızın sözleri gibi "Denizler durulmaz dal- galanmadan". Korkmayın deniz gözlüğü takın ^ Türkiye batar" diyenin başına yıldınmlar yağar. Çünkü bu memleketin hangı kurumuna baksan "mantarlaşmış". Her şey mantara dönmüş. Elinizi vıcdanını- za koyup da söylevin. "mantar batar mı?". Batmaz. Övleyse bütün kötü nivetliler tez elden kurusun kalsın. "Türkiye batmaz". Alın kentleşme- ye bakın. mantar. Politikayı alın. şapkalı mantar. Eğitime dönün. küf mantan. Medyaya dönün. zehirli mantar. Kültür deseniz. "kültür mantan". Bilim deseniz. "ithal man- tar". Ekonomi mi? Devlet destekli mantar. Tapunuz mantar; gümrük- ler mantar: neye baksanız mantar- dan daha mantar. Böyle memleket batar mı? Zaten bütün kurumlan mantarlaştıranlar bunu neden yapmışlar' 1 Memleket batmasın diye. azik yerimiz kuma oturmuş, baımamızın olanağı yok. İnsan hak- lan gibi, sendikalaşma gibi. örgüt- lenme gibi nazik yerlerimiz kuma oturmuş; batmamızın mümkünü yok. "Demokrasi" dediğimiz pek nezaketli yerimizin de dibi kumda serçe parmağı, ara sıra suyun üstüne çıkıyor. DEP dedin mi dipte. geri yanı cipte. Kumda oynayıp da nazik yerini çöpten korudun mu artık der- din kalmaz. "Sen batıyorsun" di- yenlere de gülüp geçersin. Zira. batacak bir yerin kalmamıştır. "Eko- nomi dibe oturdu" di- yenlere de şaş- mak gerekir. Ekonomi bu memle- kette batmaz. Batanlar her zaman oksa batıyor muyuz?" diye korkmayın. Baksanıza, iktidar söz- cüleri, iktidann dümencileri. yelken- ci ve kürekçileri, koltuklanndan atılıncaya kadar bürokratlan, uz- man ve yüzmenleri "vallaha billaha batmıyoruz, aman siz kemerieri sıkm" diye feryat fıgan etmiyorlar mı? Bunİar deniz gözlüğü takmış- lardır, siz de öyle yaparsanız rahat edersiniz. Muhalefet diye geçinen siyaset es- nafı da şimdi tersini söyler, iktidar olunca iki ay enkaz ağıtı yakıp sonra deniz gözlüğünü takar. Siyaset de- nen oyun bizde tahteravalli gibidir ki kim inerse "iniş türküsü"nü okur. kim çıkarsa "şen bülbül" nağmesini şakır. Artık battı mı yoksa yan tarafına yattı mı. yakında döviz bürolannın tabelalannda görürüz...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle