Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
tmtiyaz sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Koordinatörü: Hikmet Çetin- • Görsel Yönetmen: Aü Acar ©Dış Haberler- Er-
kaya#Genel Yayın Danışmanı: Orhan gun Bakı • Ekonomi- Abdurrahman Yıldırun •
Erinç»Yazıişleri Müdürleri: Ibrahim Yıldız Istıhbarat: Yalçın Çakır • Yurt Haberleri Mehmet
(Sorumlu),DinçTayanç« Haber Merkezi Mü-
Sar!
»Ç • Makaleler: Sami Karaören • Spor: Abdül-
dürü: Hakan Kara kadir Yücelman • Düzeltme. Abdullah Yazıcı
Ankara Temsılcisı. Mustafa Balbay •Haber Müdürü: Doğan Akın AtatürkBul-
van No:125. Kat: 4, Bakanlıklar-Ankara Tel: 4195020(7 Hat), Telex: 42344, Fax:
4195027 •İzmır Temsılcisı: Serdar Kızık, H.Zıya Blv. 1352 S 2 3 Tel:4411220
Telex 52359. Fax: 4419117 •Adana Temsılcısr Çetin Viğenoğhı İnonü Cd 119 S
No: 1 Kat: 1. Tel: 3522550-3522601-3522492. Te!ex: 62155, Fax: 3522570
Müessese Müdürü- Erol Eritut • K.oordınatör:
Ahmet Korukan • Muhaset*. Bülent Yener
• Idare: Hüseyin Görer • Işletme: önder Çeiik
• Bılgı-İşlem Nail tnal •Bılgısayar Sıstem:
Mürûtet Çüer • Reklam: Rdu IşKman
Yiy™tay«oveB»m:Yen:üün Haber Ajansı. BasınveYayınalık A Ş
Türkocag!Cad 39 41 Cagaloglu34334tşt PK 246tstanbulTel (0 212)5i:O5O5(2Ohal)Telex 22:46. Fax 10 2i:
14MAY1S1994 Imsak 3 55 Güneş. 5.41 Oğle: 13.05 İkindı: 17 00 Akşam: 20.20 Yatsı: 21.58
CepteletonuIçin
80 bin kişi sırada
• ANKARA (ANKA) - Cep
telefonu almak için PTT'ye 80 bin
kişirun baş\iıruda bulunduğu
bıldirildı. PTT Genel
Müdürlüğü'ndenedinilen bilgiye
göre. cep telefonu almak için
dilekçe vermek suretiyle PTT
başvuruda bulunan 80 bin kişiye
birer davetiv e çıkanlarak cep
telefonlannı söz konusu
fırmalardan alarak abonelik
işlemlerinin >aptınlması
istenecek.
Psikanalist
Erikson öldü
• HAR VICH (AA) - Psikanaliz
konusundaki çahşmalan ileünlü,
Pulilzerödülü sahibi Erik Erikson
öldü. ABD"nın Massachussetts
eyaleıinde ölen Erikson, 91
yaşındaydı. Freud'un psikanaliz
teorisini ergenlik ve yetişkinliğe
genişleten Erikson, Freud'un
'kişilığin yaşamın ilk beş yılında
oluştuğu' savına karşılık, "bu
sürenin daha ileri yaşlara uzadığı
ve aile dışında. okul. arkadaşlar. iş
ilişkileri gibi etkenlerin kişilik
gelişimindekı önemini' vurguladı.
FİKAD Genel Kurulu
• Haber Merkezi - Düzenlediği
paneller ve seminerlerle leasıng
sektörünün gelişimine katkıda
bulunmayıamaçlayan Finansal
Kjralama, Araştırma ve
Dayanışma DerneğTnin
(FİKAD) 2. Olağan Genel
Kurulu vapıldı. Genel kurulda,
M. Zekı Akılhoğlu yönetim
kurulu başkanlığına, Emre Terün
başkan yardımcılığına. Nüshet
Atabek saymanhğa, Nülüfer
Anak ve Ahmet Ertürk üyeliğe
seçildi.
Rusya güzeli,
çocuk gezdirdi
• Dış Haberler Servisi- Miss
Rusya Inna Zabova, kendisinin
yanşma maskotu olan küçük
Filipinli bir kızı, 1994 Kainat
Güzellik Yanşması için
düzenlenen bir eğlence
merkezinde sırtında gezdirdi. 21
mayıs tarihinde 77 vanşmacı
arasından yeni bir kainat güzeli
seçilecek. (Fotoğraf:
REUTER)
Penisini kesen adam
ölümden döndû
• ADANA (AA) - Adıyaman'ın
Bağhca Köyü'nde penisini kesen
ve kaldınldığı Adana Numune
Hastanesi'nde ameliyat edilen
Abuzer Gündüz'ün sağlık
durumunun iyi olduğu bildirildi.
Adana Numune Hastanesi
doktorlan, önceki gece hastaneye
getirilen 62 yaşındaki Abuzer
Gündüz"ün ameliyat edildiğini,
hayati tehlikeyi atlattığını
söylediler.
Van Damme,
galada
• Dış Haberler Senisi- Ünlü
aktör Jean Claude Van Damme
ve eşi Darcy, "Maverick"' adlı
fılmin galası için Los Angeles'e
geldiler. Başrollerini Mel Gibson.
Judie Foster ve James Garner'in
paylaştıklan fılm 1960'larda
televizyonda aynı isimle oynayan
bir western dizisinden esinlenerek
çekilmiş. (Fotoğraf:
REUTER)
VVoody Allen velayet
davasım kaybetti
• NEW YORK (AA) - Woody
Allen, eski sevgilisi Mia Farrovv'a
karşı başlattığı velayet savaşında
bir davayı daha kaybetti. Woody
Allen, temyiz mahİcemesinin, bir
alt mahkemenin ünlü fılm
yönetmeninin çocuklan için
uygun bir baba olmadığına
yönelik karannı onaylaması
üzerine oğlunun velayetini
alamadı. Woody Allen, haftada
yalruzca 6 saat görebildıği 6
yaşındaki oğlu Sachel'in
velayetinin kendisine verilmesi için
temyiz mahkemesine
başvurmuştu.
Kayseri'debetonlaşmakaygısıBinlerce yıllık tarih değerlerinin eşsiz doğal zenginliklerle kucaklaştığı Kayseri'de çok yıldızlı
turizmin "betonlaşma hastalığfna karşı şimdiden etkin önlemlerin alınması gerekiyor...
OKTAY EKİÎSCİ
KAYSERİ - Neredeyse 6000 vıllık
geçmişin tanığı olan Kayseri, çağlar
boyunca merkezi olduğu kapadokya -
daki turizm potansiveline hâlâ "uzak-
tan bakmanın" burukluğunu yaşı> or.
Peribacalannın yanı sıra. kayalara
oyulmuş tarihi kiliseleri, eşsiz sıvil mı-
mari zengjnliği, "antik duygular
uyandıran kırmızı şaraplan" ve göz
aîabildiğine uzanan gizemli doğasıyla
ülkemizin en "çekici" turizm bölgelen
arasında yer alan Ürgüp-Göreme yöre-
si. yılın hemen her ayındakı o coşkulu
canlıhğına "eski başkentini" ortak ede-
miyor. Tarihteki adı birdönem "Maza-
ka" olan, derken daha sonra "Kaisare-
ia" olarak anılan günümüzün bu
"yalnız ve gururlu" kenti Kaysen ıse.
kendi kültür ve doğa değerlerine gü\e-
nerek tunzmle tamşabilmenin
"arayışı" içensine gırmiş dunımda.
Ömeğin. doğaseverleri ve çevrecı
gruplan, 250 kuş türünün banndığı
Sultansazlığı'na davet ederken. kış
sporlanna ve dağcılığa meraklı olan-
lan da Erciyes DağYnın buzul çağV
ndan beri karlarla kaplı zirvesinin altı-
nda toplanmaya çağınyor....
Ne var ki Kayseri. bir yandan bu
çağnlan yapmaya başlarken, öbür
yandan turizmin de "sürdürülebilir"
olmasının önkoşulu olan "koruma po-
litikalannı" güçlendirebilmiş değil.
Daha doğrusu. binlerce yıllık tarih-
sel zengınliğiyle eşsiz doğa güzelliklen-
ni "yok etmeden" gerçekleşecek bir tu-
rizm hareketi ıçın. ne tür bir imar ve
yapılaşma düzeni kurulabileceğı yö-
nünde kapsamlı bir planlama çalı-
şmasına başlayabileceği yönünde kap-
samlı bir planlama çah'şmasına baş-
layabilmış değil. Nitekım, aslında Tür-
kiye genelinde de hâlâ giderilemeyen
bu eksikliğin yarattığı "boşluğu" dol-
durmak üzere. yıne Türkıye genelinde
yaklaşık 10 yıldır uygulanmakta olan
"turizm merkezi" kuralı Kayseri'de de
hemen devreye girmiş durumda.
Plansız tesisler
Ercıyes'in ünlü Tekir Yaylası'nda,
Hisarcık'la. Develi'yi birbirine bağla-
>an karayolunun hemen kenannda,
belb bir plana bağlı olmadan inşa edı-
len "kamu dinienme tesisleri"nin bulun-
duğu bölge "turizm merkezi" ilan edil-
miş. Yol boyunca düzenlenen yine
kamu mülkiyetındeki "imar parselle-
ri" ise, kış turizmi için otel inşa etmeve
aday olangirişimcilere49yıllığına"tah-
sis edilmeye" başlanmış.
Geçen yıl "Erciyes Kış Sporlan Tu-
'Kayseri'deki tarihsel yapılar, kent yaşamımn vazgeçilme? bir zenginliği olarak turizme hizmet vermeye hazırlar...
rizm Merkezi" olarak planlanan
bölgedekı "öncü yapılardan" binsı
olan DSt Erciyes F.ğitim Tesisleri, bel-
kı de kendi geleceğını bıle etkıleyecek
bir sempozvum nedenıyle oldukça
canlı birkaç gün yaşadı. DSt 12. Bölge
Müdürlüğii'nün e\ sahıpliğiyle. 5-6
Mavıs 1994 günlennde düzenlenen
sempozyumda. geniş ve ilgili bir
katılımcı grupla birlikte "Sultan-
şazlığı. Erciyes ve Kayseri Çevre
Sorunlan" tartışıldı. Sempozyumun
ağırlıkh konusu. ciddı bir kırlenme ve
tahribat altındabulunanSultansazlığı'-
nın korunması olarak belırlenmışken.
Tekir Yaylası'nı \e yeraltı sulannı teh-
dit eden "Turizm Merkezi Planla-
ması" da eleştın masasma vatınlan
projeler arasında yer aldı.
Sempozyumun Sultansazlığı ile ilgili
bölümünün belki de en önemlı >anı,
Mİlardır kalkınma adına çevreşı ve
ekolojıyi hep gen plana iten \e Türkı-
ve'dekı özelliİcle sulak alanlann "en
büyük düşmanı" olarak nam salmaya
başlayan DSİ'nın. en azından 12. Böl-
ge Müdürlüğü düzeyınde bir "özeleşti-
ri" yapmav a başlaması \ e hatta "politi-
ka değişikliği" sureane de gırdiğinı
ilan etmesndı.
Bölge Müdürü Mehmet Paçacı.
DSİnin kuruluş >asasındakı "bataklı-
kları kunıtma" \e "sulama projelerini
geliştirme" vukümlülüklennin, bun-
dan bö>le artık "doğavı ve ekolojik
dengeyi bozmadan" venne getınleceğı-
ni müjdelerken. salondakilerin coşku-
lu alkışlan. sanki vıllardır duyulan bir
özlemin ifadesı>di/..
Ne \ ar ki, sulak alanlar için DSİ'nin
"devleti temsilen" verdiği bu umutlar.
sempozy umun diğer konusu olan "Er-
ciyes ve Kış Turizmi" tartışmasında,
eleştinlerin odak noktasını "turizm
merkezi" uygulaması oluşturdu.
Devletin. Turizm Bakanlığı
araalığıyla vatınmcılara tahsis etmeve
başladığı arazilerin, Tekir Yaylası ve
çe\ resinde doğal denge>i bozacak bir
"betonlaşmaya" yol açacağı, hemen
herkesın ortak kaygısı olarak dile geti-
rildi.
Aslında Kayseri ve Erciyes bölgesi,
salt kış turizmi açısından değil. hemen
her mevsim değerlendirilebilecek ta-
nhsel zengınliğiyle. yaygın bir "kültür
turizmi" ıçin de önemli potansiyele sa-
hip bir yöre. İnsan bu bölgede dolaşı-
rken, binlerce yıllık uygarlıklan sanki
bir "zaman tüneline" girmışçesine ızle-
vebiliyor ve ne denlı görkemli bir mi-
rasla iç ice yaşanıldığını gözleyip an-
laülmaz duygular içensine ginyor.
Zengin tniras
Örneğın, İ.Ö. 2000 yıllannda Ana-
dolu'ya gelen Hıütlenn kurduğu
Kültepe kenti. Anadolu'nun en büyük
hö> üklerinden biri olarak Kayseri'ye
sadece 22 km uzaklıkta
İ.Ö. 280 yılında kurulan Kapadokya
Krallığı'nın başkenti olan Mazaka,
daha sonra Kaisareia adıvla bir Roma
eyaleti olmuş ve 400 bin nüfuslu bir
kent halıne gelmiş.
Böylesine zengin bir mirasın, Erci-
yes'ın büyüleyici güzelliği ile birlikte
ele alınarak. "koruma amaçlı bir tu-
rizm planlamasjnda" kaynaik olarak
değerlendırilmesı, bütün bu değerleri
gözardı eden sıradan bir "turizm mer-
kezi" uygulamasından daha doğru bir
tutum olmaz mı?..
Sempozyumun sonunda bu soru-
nun yanıtını aramak ıçin özel bir tartı-
şma toplantısı düzenleyen Kayseri Va-
lisi Muammer Güler, gerekirse ilgili
tüm kurumlan ve siyasi partileri de
devreve sokarak bölgenin "tüm zen-
ginlikJerini vaşatacak" \cnı bir tunzm
planlamasını ele almakta kararlı görü-
nüyor.
Ömeğin. Erciyes eteklerindeki Hi-
sarcık >a da Hacılar gibı vayla yerleş-
melerinı doğayla uyumlu "turizm köy-
leri" haline getirmek önenmize Valı
Güler oldukça sıcak bakıyor. Yılda sa-
dece 35 günlük bir ka> nak olanağı sağ-
lavan bir >erde. doğaya meydan okur-
casına oteller inşa etmek yerine. yılın
her ayı turistlerle \öre halkını tanıştı-
racak bir "pansiyonculuğun" da turizm
planlaması içinde yer alması. Kayseri
ve Erciyes yöresinin "esenliği için" ya-
şamsal bir temel ilke olarak önem ka-
zanıvor.
Eczaalar
yaşam
savaşında
• Bugün Türk Eczacıkk
Günü. Ancak eczaalar
günlennde mutlu değil.
Ekonomik darboğaz
nedeniyle 'kara kara'
düşünen eczacılan tüm
umutlannı 'karhlık oranını
arttıncı yasa' ya bağlarruş.
İstanbul Haber Senisi- Hüküme-
tin aldığı 5 Nısan Kararlan'ndan
yoğun şekılde etkilenen eczacılar,
"Eczacılık Günü"ne yaşam savaşı
ile karşı karşıya gınyor.
Eczaalann bugün var olma sava-
şı verdiğini belirten İstanbul Eczacı
Odası Başkanı Mehmet Domaç. hü-
kümetin aldığı tasarruf önlemlerini
ilaç ödemelenne yansıtarak sağlık-
tan tasarruf etmesinin hayli çelişkili
bir karar olduğunu belirtiyor.
Uzmanlar. bilımsel eczacıhğın
155'inci vılına girilirken ülkemizde
eczaalann yaşadığı sorunlan şöyle
sıralıyor:
"1- Ülkemizde son yülarda piya-
saya verilen çok sayıda pahalı ilaç
eczanelerde finans zorluğu \aratı-
yor.
2- özellikle son haftalarda çok sa-
yıda ilaç üreticilerin zam beklentisj
nedeniyle piyasaya >erilmemekte,
suni ilaç yokluğu yaratılmaktadır.
3- Kullanım süresi dolan çok sayı-
da ilaç fırmalarca geri alınmamakta-
dır. BÖ>lelikle ber yıl eczacılann 250
milyar lirası. ilaç kullanım süresinin
dolması sonucu boşa gitmektedir.
4- Ülkemizde gereğinden fazla ec-
zane bulunmaktadır.
5- Eczanelerin ülke bazında yerie-
şim birimlerine göre dağılımlan den-
gesizdir.
6- Vıllardır eczacı örgütlerinin
halk sağlığına zarariarını görerek
karşı olduğu reçetesiz ilaca reklam,
radyo-TV yasasına hiçbir eczacılık
örgütüne danışılmadan ila>e edilmiş-
tir. İşin ilginç yanı 1262 sayılı ilaçla
ilgili yasa, radyo-TA'de ilaç reklam-
laruıa izin vermemektedir.
7- 6643 sayılı Türk Eczacılan Bir-
liği Yasası'nın Anayasa Mahke-
mesi'nce iptal edilen deiege seçimi ile
ilgili maddesi, y asa maddelerinin ip-
talinden bu yana üç yıl geçtiği halde
TBMM tarafından yenilenmemiştir.
8- Eczacılık eğitimine alınan öğ-
renci sayısında önemli kısıtlamalara
gidilmelidir. Aksi halde işi olan, an-
cak geçinemeyen eczacılar üretilir.
9- Eczane eczacısı uzun günlük
mesai ve kendisine yetmeyen 1 gün-
lük hafta sonu tatili altında ezibnek-
tedir."
Virüs nedeniyle Türkiye'de her yıl 50-100 bin kişi yaşamını yitiriyor
'HepatitB' aşısı yaygınlaşmalıGÜNDÜZ tMŞİR
Vücudumuzun "laborahı\an" ola-
rak adlandınlan karaciğer hastalıklan
nedeniyle ülkemizde her yıl 50-100 bin
kişi yaşamını kaybediyor. Karaciğer
rahatsızlıklanna yol açan nedenler
arasında ilk sırayı Türkiye'nin AIDS'i
olarak kabul edilen hepatit B ve C vi-
rüsleri alıyor.
• Türk Karaciğer Vakfı Başkanı Mustafa
Katırcıoğlu, yakın bir gelecekte Hepatit B
virüsü için kullanılan aşının çocukluk çağı
aşı programı içine alınması için yoğun bir
kampanya başlatacaklannı söyledi.
Vücudun laboratuvarı
Vücudun işleyiş düzeninde üstlendi-
ği sayısız görev nedeniyle bir laboratu-
var niteliği taşıyan karaciğerin hasta-
lanmaması ve erken devrede tedavisı
konusunda sistemh faalı>etler yürüt-
mek üzere kurulan Türk Karaciğer
Vakffnın Başkaru Em. Korgeneral
Mustafa Katırcıoğlu şunlan söylüyor:
"Karaciğer hastalıklan ülkemizde hay-
li yaygın görülmektedir. Biz de bu vakfı
kurarken öncelikle halkı karaciğer
hastalıklan konusunda eğitmey i düşün-
dük. Bir diğer önemli hedefimiz de ka-
raciğer naklinin ülkemizde daha etkili
biçimde yapılabilmcsini sağlamak ve
karaciğer hastalıklan konusundaki bi-
limsel çalışmalara katkıda bulunmak."
Mustafa Katırcıoğlu. ülkemizde her
10-15 kışiden birinin süregen olarak
hepatit B ve C virüsü denılen \e ciddı
karaciğer hastalıklanna \ol açabılen
mikroplan taşıdığını belırterek. kara-
ciğer hastalıklan ile ilgili olarak şö\le
konuşuyor: "İşte bu virüslere bağlı ola-
rak Türkiye'de her yıl 50-100 bin kişi
yaşamını kaybediyor. Viriisler kan ve
vücut snıları yoluyla bulaşıyoıiar \e
seksüel temas da önemli bulaşma yol-
larından birisini oluştunıyor. Vakıf,
yakın bir gelecekte B virüsü için kul-
lanılan aşının çocukluk çağı aşı prog-
ramı içine alınması için yoğun bir kam-
panya başlatacak. Yine gelecek y ü için-
de karaciğer hastalıklan konusunda
odüllü bir bilimsel yanşma düzenleye-
ceğiz."
Ücretsiz hizmet
Türk Karaciğer Vakfı. İstanbul'da
Teş\ıki\e Caddesı 105 numaradakı
Göksu Apartmanı'nın 5'ıncı katında
yer alan merkezinde. 1992 \ihndan
ben karaciğer hastalanna ücretsiz
daruşmanlık hızmeti \eri\or. V'akfın
bu yıl ıçındeki en önemli hedefi ıse
Eyüp Kemerburgaz'daki orman içi
alanında yer alan arsa üzerinde kura-
caklan tıp merkezini oluşturmak. Va-
kıf yöneticileri kurulacak bu merkez-
de karaciğer naklini kolavlıkla gerçek-
leşürme>ihedeflivor.
Vakıf \öneticıleri böylelikle
vurtdışında İ milvon dolara mal olan
olan karaciğer naklinin. bu merkezle
birlikte 450 miKon lirava gerçekle-
şebileceğini belirtiyor.
Vakıf tarafından hazırlanan sağlık
merkezlerine ücretsiz dağıtılan "Hey
ben senin karaciğerinim!" adlı broşür-
de ise karaciğerin vücutta yaptığı gö-
re\ler avnntılan>la açıklanarak ko-
runma vollan sıralanıyor. Böylesine
önemli bir görev üstlenen Türk Kara-
ciğer VaktVnın bir an önce tıp merke-
zini oluşturabilmesi. vardımsever
vurttaşlann Vakıfbank Nişantaşı Şu-
besi 2013148 numaralı hesaba ya-
pacaklan bağışa bağlı.
M E 5 E L A DEDIK... Ertlal Atatek
rATI nnr
J. ürkiye battı mı batıyor mu?"
söylentileri hep vardı. amâ son za-
manlarda gündemin ilk sırasını aldı.
Aman efendim neler duyduk. neler
dinledik neler. Yok batıyormuşuz
da kemerleri sıkmalıymışız. aman
batmışız da haberimiz yokmuş. tam
batarken işin ucunda farkedilmiş de
kıyıdan ip aülmışmış... Ne olduğu-
nu tam anlayamadık ama bir "batan
gemi" tantanası sürüp gitti. İşin tu-
hafı da şımdı "battık, öldük, mahvol-
duk" diyenlerin bir zamanlar "çağ
atladık" diye böbürlenenler oldu-
ğuydu. Yok "Türkiye ilk on beşiıı
içine giriyordu", yok artık "dünya
Türkiye'siz yapamazdı". yok "Türki-
ye dünyaya akıllar veriyordu". Bun-
İan da kimse tam olarak anlayamı-
yordu. Şimdi aynı ağızlara bakar-
sak, battı batıyorduk. Biz de bu ola-
ya fokus yaparak "mesela dedik"
(Nasıl sofıstike ama!..)Oysa bütün
şom ağızlara karşın müjdeleyelim ki
Türkiye batmaz ve asla batmaya-
cakür. Çünkü...
Türkiye'de yaşayanlar
yüzme öğrendi
Türkiye neden batmaz?..
' şte bu gerçek hep dikkatlerden
kaçtı. İnsanlanmız bataklıkta yüz-
meyi öğrendi. Başka ülkelerin rahat
vatandaşlan denizde, gölde, havuz-
da yüzme öğrenirken bizim insan-
lanmız bataklıkta yüzmeyi öğrendi.
Bataklıkta yüzme ö\le rahat, kolav
bir yüzme değildir. Batarsın
çıkarsın. soluğun bitti gibi olurken
bir yerden hava gelir, tam suyun üs-
tüne çıkmışken bir de bakarsın ba-
tağın dibine gitmişsin. gene debele-
nirsin. Yani müthiş bir yüzme bi-
çimidir. Hani o rafting mı ne. şelale-
de bot yüzdürmesi var ya. bizim
yüzmelenn yanında havuz sefası
kalır. Biz bataklıkta yüzmeyi öğren-
mişiz kı böv le yüzmek her babayıği-
din harcı değildir. Onun için de "Tür-
kiye batmaz". İşte nedeni ortada.
burada yaşavan insanlar bataklıkta
vaşamayı öğrenmiştir. Ama kimse-
cikler yanılmasın. bu "bataklıkta
yüzmek" hüneri. memleketin emek-
çilerinın hünendir Onlar yıllardır
bu bataklıkta vüze vüze bu ustalığı
kazanmışlardır.
"\'emekçi"lere gelince onlann
yatlan. botlan. devlet kurtarma sal-
İan. olmadı dolar mark markalı can
simıtlen vardır. onlar bataklıkta
yüzmez. üstünde lale sefalan \ apar.
Emekçisi yüzerken yemekçisı mü-
zerken memleket batar mı canım?
"Batar" di\enin ağzı dili kurur. eli
avağı çarpılır.
Batmaz çünkü
kurumlan mantarlaştı
Böyle vönetilen kaç memleket var
bu dünyada? Baksanıza bütün dev-
letler birbıri ardından batıyor da bi-
zımki suvun üzerinde ordan oraya
sürükleniyor. Mantarlaşmış da on-
dan. Çok şükür, çok şükür ki her
şanımız mantarlaşmış da batmı-
yoruz.
Kuma oturmuşuz,
batmayız
bataklıkta yaşamaya alışkın emek-
çilerdir. Yemekçiler biraz su alır gibi
oldu mu çok şükür resmi kurtarma
botlan yetişir. onlan suyun üstüne
çıkanr. Şimdi yııkanda biraz dalga-
lanma var gibi görünüyorsa da hiç
merak etmeyin. Ünlü şarkımızın
sözleri gibi "Denizler durulmaz dal-
galanmadan".
Korkmayın deniz
gözlüğü takın
^ Türkiye batar" diyenin
başına yıldınmlar yağar. Çünkü
bu memleketin hangı kurumuna
baksan "mantarlaşmış". Her şey
mantara dönmüş. Elinizi vıcdanını-
za koyup da söylevin. "mantar batar
mı?". Batmaz. Övleyse bütün kötü
nivetliler tez elden kurusun kalsın.
"Türkiye batmaz". Alın kentleşme-
ye bakın. mantar. Politikayı alın.
şapkalı mantar. Eğitime dönün. küf
mantan. Medyaya dönün. zehirli
mantar. Kültür deseniz. "kültür
mantan". Bilim deseniz. "ithal man-
tar". Ekonomi mi? Devlet destekli
mantar. Tapunuz mantar; gümrük-
ler mantar: neye baksanız mantar-
dan daha mantar. Böyle memleket
batar mı? Zaten bütün kurumlan
mantarlaştıranlar bunu neden
yapmışlar'
1
Memleket batmasın
diye.
azik yerimiz kuma oturmuş,
baımamızın olanağı yok. İnsan hak-
lan gibi, sendikalaşma gibi. örgüt-
lenme gibi nazik yerlerimiz kuma
oturmuş; batmamızın mümkünü
yok. "Demokrasi" dediğimiz pek
nezaketli yerimizin de dibi kumda
serçe parmağı, ara sıra suyun üstüne
çıkıyor. DEP dedin mi dipte. geri
yanı cipte. Kumda oynayıp da nazik
yerini çöpten korudun mu artık der-
din kalmaz. "Sen batıyorsun" di-
yenlere de gülüp geçersin. Zira.
batacak bir yerin kalmamıştır. "Eko-
nomi dibe oturdu" di- yenlere de şaş-
mak gerekir. Ekonomi bu memle-
kette batmaz. Batanlar her zaman
oksa batıyor muyuz?" diye
korkmayın. Baksanıza, iktidar söz-
cüleri, iktidann dümencileri. yelken-
ci ve kürekçileri, koltuklanndan
atılıncaya kadar bürokratlan, uz-
man ve yüzmenleri "vallaha billaha
batmıyoruz, aman siz kemerieri
sıkm" diye feryat fıgan etmiyorlar
mı? Bunİar deniz gözlüğü takmış-
lardır, siz de öyle yaparsanız rahat
edersiniz.
Muhalefet diye geçinen siyaset es-
nafı da şimdi tersini söyler, iktidar
olunca iki ay enkaz ağıtı yakıp sonra
deniz gözlüğünü takar. Siyaset de-
nen oyun bizde tahteravalli gibidir
ki kim inerse "iniş türküsü"nü okur.
kim çıkarsa "şen bülbül" nağmesini
şakır.
Artık battı mı yoksa yan tarafına
yattı mı. yakında döviz bürolannın
tabelalannda görürüz...