23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14h*YIS1994CUMARTESİ * • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLEREV DEVAMI 17 C Ü N D E M MUSTAFA BALBAY Solun IstanbulSınavı... P4KARA - Seçmen, Türkiye merkez scnun birden fazla partiyı kaldıramaya- canı defalarca anlarb. Ne yazık ki parti- leı>*j durumu anlamamakta direniyor. 3çmen bu partilerin önüne son bir şas- daha koyuyor. ) Temmuz 1994. jtksek Seçim Kurulu çeşitli nedenler- le ralarında Istanbul'un Fatih, Beykoz ve'alova ilçeleri, Nevşehir il merkezi, Iznr'in Karaburun ve Isparta'nın Senir- keı ilçelerinin de bulunduğu 16 yerde secnleri iptal etti. 10 Temmuz Pazar güû bu yerlerde seçimler yinelenecek. Mih'te RP'li Mehmet Aii Şahin, Bey- kozia RP'Iİ Yüce) Çelikbilek ve Yalova- da a DYP'liforahimUzun kazandı. lırkiye'nin genel gündeminin yoğun olmsı nedeniyle bu seçimler şimdilik ön pHacte değıl. Ancak geçen dönemlerdeki bu t r ara seçimler, hep partilerin boy ay- nasolmuş, en az yurt çapında yapılan seçnler kadar yankı uyandırmıştır. Bu yirrcemeleri, ANAP ve DYP sağın liderli- ği, 3-İP, DSP ve CHP de solun liderliği açısrtdan aynca değerlendirecek RP de zafeinin rastlantı olmadığını kanıtlama- ya çılışacak. Naan ayı boyunca çok yapıldı, ama 27 Mar seçımlerının sol açısından genel göriroümünü satırbaşlarıyla yineleyelim: -îoluntoplamoyu ilkkezyüzde30un altıra düştü ve yüzde 27.5 olarak gerçek- leşti Bu, 1991 'in 4.5 puan gerisinde. - "7 Mart genel seçim olsaydı, barajı sackce SHP asabiliyordu. SHP, 1362lik oy oanıyla ancak 30 milletvekili çıkarabi- liyoriu. DYP 164, RP 153, ANAP da 103 millövekiliyle Meclis'e giriyordu. SHP sade» 14 ilden milletvekili çıkarabile- cekti - Oysa sol birleşmiş olarak seçime gir- seydi, birinci parti olacakve 171 milletve- kiliyle Meclis'teki yerini alacaktı. Bu saptama bir yana. Şımdi önümüz- de 10 Temmuz var. Solda birliğin provası Karayalçin, Ecevit ve Baykal'la ön- cekı gün ve dünkü görüşmemde bu konu da gündeme geldi. Karayalçın şöyle diyor: "Solda birlikle ilgili oluşturulan plat- formlara geniş yer veriyorsunuz. Işte biz de bu platformlara yanıt veriyoruz ve çağrılarda bulunuyoruz. 'Gelin işbir- liği yapalım, bu fırsatı kaçırmayalım' di- yoruz. Ama hem CHP 'den hem de DSP'- den bu çağnmıza ret yanıtı geldi. Solda birlik çağrısında bulunanlan buraya yönlendirmek gerekiyor. Bir sonuç al- mak istıyorsak temmuz ayı fırsattır. Bu 1996'nın provasıdır." Karayalçın, mutlaka SHP adayları desteklensin yaklaşımında olmadığını söylüyor. "Oturalım konuşalım, bir siyaset mühendisliği yapalım. Bir sıyasi pro\e hazırlayalım. Oy sayısı yönüyle yaklaşmıyoruz" diyor. Ecevit, geçen haftanın birkaç gunünü Avrupa'da geçirdi Almanya'nın çeşitli kentlerinde yurttaşlarla görüştü, konuş- malar yaptı. Izlenımleri olumlu. Cema- lettin Kaplan'ın abartıldığı görüşünde. "Kaplan'ı önce Evren, sonra basın abarttı. Gucu soylendiği kadar fazla de- ğil. Özel televizyonlarm ve TRT-İNT yaymlarının orada da ızlenmesiyle üçüncü kuşak gençler bıle Turkiye'yle daha fazla ilgilenmeye başlamışlar"di- yor. DSP lideri Avrupa dönüşü Anadolu turuna hazırlanıyor. Ecevit, bugün Ege'- de partisine katılımlarda konuşacak. Istanbul ve diğer yerlerde seçim işbirli- ği Ecevit'in gündeminde yok. "Öyle şey olmaz" diyor DSP liderinin solda birliğe bakışında değişiklik yok. Sağa karşı en iyi müca- dele eden partide birleşilmesi görüşürv- de. Zamanın hep kendisini riaklı çıkardığını duşünüyor DSP lideri. "Bakın, birkaç yıl önce ben 'Ambargo- yu dinlememeliyiz, Saddam'la temas kurmalıyız' dedim. Kimse dinlemedi. Ama şimdi hemen hemen tum partiler bu noktaya geldi" diyor. Baykal iseTürkiye'nin gündemindeki birinci sorunun yeni bir hükümet, solun gündemindeki birinci sorunun da bü- tünleşme olduğu görüşünde. Ama bu sadece birkaç yerdeki seçim yenileme- sinde denenecek bir şey değil Baykal'a göre CHP lideri bu konuda artık değer- lendirme de yapmak istemediğini, bu- nun zaman kaybı olduğunu söylüyor. Parti liderlerinin değerlendirmeleri böyle. Tabandaki kaynama ise devam ediyor. Ankara, izmir, Samsun, Muğla, Antalya başta olmak üzere pek çok ilde "birlik platformları" var. Zaman zaman bildiriler yayımlıyorlar. özellikle Trak- ya'da belediye başkanlarının yoğun çaba harcadığı haberleri geliyor. Üç partinin lideri de birlikten söz edi- yor, bunun gerekli olduğunu söylüyor. Birlik şarkısının sozleri aynı, ama bes- teler farklı. 10 Temmuz'a 58 gün kala zirvede de- ğişen üir şey yok. Tabandaki kaynama patlayıp zirveyi etkiler mi? Bugünkü kaynama derecesiyle güç. Biraz daha ateşlemek gerekiyor Türkiye'de 12Eylül'ün vurduğu darbe- lerin sol kadroları safdışı bırakmasıyla, dünyada solun gerilemesi yaklaşık aynı zamana rastladı. Bu, Türk solunu doğal olarak iki kat etkiledi. Dünyada sol Türkiye'de sol uzun süre hangi çizgi- de olursa olsun, "Moskova yanlılığı" ile özdeşleştirildi. 1989da sosyalist ül- kelerdeki ayrışma, sistem çöküşünü de beraberinde getirdi. Ancak bu ülkelerde sol enkaz altında kalmadı. Kalktı, silkin- di, şöyle bir geçmişine baktı, bugünkü dünyayı gözden geçirdi ve yeni bir ör- gütlenmeye girdi. Polonya'da bugün Başbakanlık koltu- ğunda oturan kişi, eski Komünist Parti'- nin bakanlanndan birisiydi. En yeni örnek Macaristan'dan. Bu ül- kede 8 Mayıs Pazar günü genel seçimler vardı. Oyların yüzde 33'ünü Komünist Parti'nin devamı olan Macaristan Sos- yalist Partisi aldı İki hafta sonra yapıla- cak ikinci tura barajı aşan altı parti katıla- cak. Sosyalist Parti'yi yüzde 20 ile libe- raller izliyor. Macaristan ın Ankara Buyükelçısı Ist- van Vasary ile Mandela nın Güney Afri- ka Cumhuriyeti Devlet Başkanlığı'na se- çilmesi nedeniyle verilen kokteylde karşılaşbk. Sonuçlara kendisinin de şaşırdığını söyledi. Vasary'ye göre bu tablo iki hafta sonra da aynı şekilde ger- çekleşecek. Bu gelişmeler dünyada solun bitmedi- ğini, bitirilemeyeceğini gösteriyor. Tür- kiye'de isegörünen o kı sol bir sure daha birbirini yiyecek, ama bitmeyecek. TÜRKİYEDE Adana Alyon Ankara Antarya Aydın Bursa Çanakfcale Dıyarbakır gdırne Erzurum Eskışehır istanbul Izmır Kars Konya Samsun Trabzon Zonguldak Y 2 4 ' B20" Y 15" Y 13' B24" 4 25" Y21 ' B 17" Y 21 ' B 2 1 - Y 15 Y 15 - Y 19 A 23 ' Y 15 * Y 18' Y 16" Y 16 - Y 14" j " Yağmurlu DÜNYADA 11 " 6 5 7 13 15 11 12 8 7 5 7 11 ç 9 11 11 11 • | ; • : • • _ • • • • r ^^> ı^ ^— ^r \ : ^ ^P / \ y^ ^->. -^ \^^ s ı Mettoro)O|i Işlerı Gene< Mudurluğu nden alınan bılgıye göre. bütun bölgeler- mızço*txjlutfu, Marmara nın doğusu Karadenız IçAnadoiu Doğu Akdenız ve Guneydoğu Anadolu bölgeler, yağmur ve yer yer sağanak yağıçlı geçecek De- nızienmızde ruzgar Dogu Karadenız de yıldız ve karayel. Marmara da gundo- gusu ve poyraz Akdenız de gunbalısı ve lodos dtğer denız*er/mızde gunbatısı ve lodostan 2-4 kuvvetınde saatte 4-16 denız mılı hizla esecek Van Golu nde hava yağmurlu geçecek Amsterdam Amman Alina Bağdal Bonn Brûicsel Cenevre Cezayır Frankfurt Lefkoça Petersburg Londra Madrıd Mılano Moskova Munıh Oslo Par»s Prag flıyad Rorra Vıyana ^ Bulutlu H Sislı $ Güneşlı (5 K a r h Y 14" B32" B 2 4 ' B30" Y 17 - Y 15 • Y 18' B24" Y 17' Y 25' B 17- Y 17 r Y 18' Y 20 - B 22' y 17' B 18 Y 18 ' Y 17 " A 34 * Y 20 Y 18 OLAYLAREV ARDENDAKİ GERÇEK • Baştarafi 1. Sayfada ten ileri gelen bir iyi niyet de- ğilse, çok sakıncalı bir tutum- dur. Şeriatçılarla uzlaşmak ya da anlaşmak ne anlama geli- yor?.. Eğer fikir özgürlüğune da- yalı demokraside şeriatçıla- rın fikirlerini söyleyebilmele- ri planında bir uzlaşmadan söz açılıyorsa; bu zaten var- dır. Dini siyasete alet eden- ler, her yanda etkinliklerini sürdürüyorlar. Düşünce nite- liğinde kaldıkça; kaba kuvve- te, şiddete ve teröre dönüş- medikçe diyecek bir şey yok- tur. Ancak, şeriatçılarla uzlaş- mayı fikirde, siyasette, ey- lemde bir anlaşma niteliğın- de değerlendirenler varsa, bu tutum, ülkenin geleceğini karartmak ve gelecek kuşak- ların yaşamını şimdiden sön- dürmek için dini siyasete alet edenlerle işbirliği demektir. Islam değerlerini siyasal çıkar hırsları için kullananlan teşhir etmek, kamuoyunu uyarmaya ve yeni kuşaklan bilinçlendirmeye çalışmak; Türkiye yi Iran, Cezayir, Af- ganistan, Yemen olmaktan koruyacak ve bir kardeş kav- gasını şimdiden engelleyebı- lecek tek demokratik yoldur. Şeriatçılar, uzun bir süre- den beri devlet içinde yuva- lanmakta ve devlet olanakla- rını kullanarak toplumda me- safe almaktadırlar Bu yön- temlere izin verilmemelidir. 'Eğıtim'de, emniyette, 'mülkiye'de. şeriatçılığın dev- let içinde devlet niteliğine eriştiği görülüyor ki, bu yolda tezelden önlemler alınarak devlet kurumları şerıatçılar- dantemizlenemezse, çokgeç kalınmış olabilir... Konu bir politika sorunu de- ğildir.. Biruygarlık sorunudur • • • Baba 'Oğlumkendisinide bizi de kurban etti 9 Göknel'e 8 yıl 4 ay hapis Bosna skandalı Erbakan'ı kuşatıyor DENİZ TEZTEL Bir sûredir yurtdışına kaçtığı yönünde savlar bulunan ve İS- Kİ klor davasından beraat eden işadamı Halil Bezmen'in eşi ve çocuklannı Amerika"ya gönderdiği kendisinin ise İstan- bul'daki bir lüks otelde kaldığı öne sürüldü. 22 bankaya 180 milyon dolar borcu olan Bez- men'in babası Fuat Bezmen, oğlunu "aptallıkla", "müsrif ol- makla" ve "yöneticiliği bilme- mekle" suçladı. Yeşilköy'deki yahsında gö- rüştüfümüz 85 yaşındaki Fuat Bezmen, yaşamında şimdiye kadar böyle bir olay olmadığıru belirtirken, oğlu yüzünden ba- şına şelenlerdenı ^ d u ğ u üzüntüyü'ânlattı.' f"uat Bez- men, Santral Mensucat'ı genç yaşında dört oğluna devrettiği- ni, ancak oğullanndan Nazım ve Turgut'un, Halil'le anlaşa- madığ) için yönetimden aynldı- ğını ifade etti. Fuat Bezmen, şunlan söyledi: "Halil'in bahsedildiği kadar borcu olduğunu zannetmiyonım. 65 sene fabrika>ı yönettiin. An- cak, Halil başarılı olamadı. Müsrif olduğu için, adam seçme- sini bilemedi ve başartsız oldu. Ne zaman uyardıvsam, tam ter- sini yaptı. \ önetimdeki adamla- ruı kötü olduğunu söylediğimde bana sürekli 'Memleketteki ka- lite bu' dedi. Böyle şey olur mu? Diğer şirketler nasıJ kaliteli adamlar buluyor? Koç, nasıl ka- liteli adamlar buluyor? Koç'ta çaltşan 300 adamdan çıksa çıksa 3 tanesi kötü çıkıyor. Halil'in yaptığı işte ise tüm yöneticiler kötü. Zaten iki kardeşi, anlaşa- madığı için onu yalnız bıraktı. Onunla biriikte çalışan ise kücük olduğu için hiçbir şey e ka- rtşmıjor." 1992 yılında yaşının ilerleme- si ve hastalığı nedeniyle şirketle bütün bağlantılannı kopardığı- nı "pasif' görevle "onur kurulu üyeliğine" getirildiğini belirten Fuat Bezmen, "Şirketin tüm borçlarından murahhas üye so- rumludur, yani Halil Bezmen" dedi. Buna karşın oğlunun borçlannı oluşturan dört ayn dosya nedeniyle evindeki eş> a- lara haciz geîdiğinı ifade eden Bezmen, üstelik haczedilen mallann eşi Emel Bezmen'e ait olduğunu söyledi. Bezmen, sözlerini şöyle sür- dürdü: "Şirketin borçlarıyla ilgili olarak benim hiçbir mesuliyetim yok. Şirkette aktif görev yapmı- yorum, yönetûnde değüim. Türk Ticaret Kanunu'nun 336., 319. maddeleri ve Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 4. maddelerine ba- kıldığında benim sorumluluğu- mun otmadığı zaten anlaşdır. Halil'in borçlan nedeniyle evime dört ayrı dosyadan haciz geldi. Ancak, haczedilen maUan vedie- Üniversitede Ata'yasaldırı mBafterafi 1. Sayfada tarafindan yapılmış olabileceğini beürttrler. Serginin açjldığı göa yapılan bu çirkin saldırı sonrasmda Kitap KJübü'nden ö^-enciter oo beşer dakikabk nöbetler halinde sergiyi bekk- yerek tepkilerini ortaya koydukr, Konuyla ilgüi bir açıkla- ma yapan İTÜ KiUtür Sanat Birijği Kökür îşferi Şube Baş- kanı Arife YıMıran okulda bulunaıs Islami gruplann, kültör ' sanat faaliyetlerme sKak baktnadıkianııı, bu nedenie söz k o ÎIIJSU tahrip oJayaını bir karşı hareket olarak gerçekleştiril- miş olabileceğini söyledi. Yıîdınm **BB özöcii olay berkes ta- rafiadas yapttnaş obtbüir. Ancak ben ls&uıx^ardaa şüphetem- yoram.KoltörSaBâtBirB|jBaşkanıMahırVardar'ın,\îaden Faknhes Dekan YardHnabğı sırastada okulda mescit açı- tntasma izin »«nnenMSİ İslamj öğrenci gruplannda tepkifere yol açm^t. Kühür Sanat Birgği'nin ne devrimci ae de Irfama & siyaset meydamsa dönüştönneycceğu*' dedi. ARAYIŞ TOKTAMŞ ATEŞ • Baştarafi 3. Sayfada Elinde file, semt pazarında alışveriş yapan nice emekli general tanırım ki; ayaklarında Sümerbank ayakkabıla- rıyla, onur ve yurtseverlik anıtıdırlar. Silahlı Kuvvetler'i, iş çevreleri önünde takla atanlar değil, bu insanlar tem- sil eder. Silahlı Kuvvetlerimizin üyelerinin çoğu, halkına ve devletine karşı sorumluluğunun bilincindedir. Sonsuz bir yurtseverlik ve Kemalizmin aydınlığına inanç içinde yetiştirilir ve yaşarlar. Bugün bir Serdar Güreş'i haklı olarak kalemlerine dolayanlar, sivil kesimde yüzlerce Serdar Güreş olduğunu unutmamalıdırlar. Sözde demokrat bu "süper zekalı kalem erbabtnın" tanıdıklarımdan çoğu, askerliklerini de "idare etmişler- dir". Aylar süren kışla birlikteliğinin doğurduğu sıcak ar- kadaşlıkları da bilmezler, kışlada yenen her lokmadan önce "vatan ve m/7/efe"olan borçlarının anımsatıldığını da. Karavanaya kaşık sallamanın yorgun keyfini de tat- mamışlardır, soğuk bir gece nöbetinin ardmdan içilen sıcak bir çayın lezzetini de... Bu yazımın taslağını tartıştığım kimi dostlarım, şiddet- le karşı çıktılar. "Yayımlama, yanlış anlaşılırsın" dedi- ler. "Silahlı Kuvvetler adına yapılan bir sürü yanlışlığı savunuyor duruma düşersin." Ama böyle yanlış anlaşıl- maların riskini de göze alarak bu yazıyı yayımlıyorum. Çok büyük çoğunluğuyla yüreği yurt sevgisi dolu olarak çarpan ve ülke çıkarlarını her türlü bireysel çıkarların önünde gören ve Atatürk'ün aydınlık yolunun yılmaz sa- vunucuları olan bu insanlara bugün sahipçıkmazsak, ne zaman sahip çıkacağız? mine vermeleri gerekirken mö- zayedeye koydular. Biz de gidip kendi eşyamıza para verip tek- rar geri aldık." Fuat Bezmen, oğlu Halil Bezmen'in nerede olduğunu bılmediğini. sinirleri çok yıp- randığı için bir yerde dinleniyor olabileceğini beiirtti. Baba Bez- men, oğlu Halil Bezmen'in eşi Selma Bezmen'den aynldığı de- dikodulannın da doğru olma- dığını bildirdı. Bezmen, "Klo- run pahalı satıldığı söyleniyor. Madem pahalıydı devlet alma- saydı. Daha ucuzunu bulamadığı için bizden aldı" dedi. Oğlunun borçlan nedeniyle işletmelerinin bazılannın "yok pahasına" satıldığını bildiren Bezmen, bu konuda da şunlan söyledi: "Halil kendini de kurban etti, bizi de kurban etti. Kazltçeşme yok pahasına satıldı. Rabak ve Koruma da yok pahasına gitri. Yakında Edirne'deki fabrika da yok pahasına gidecek. Tüm bun- lann sorumlusu Halil'dir, sağ ve sol kolu olan kardeşlerini dikka- te almamıştır." Bezmen nerede? '•VargılaiKİığı klor davasın- dan ceza almaktan çekindiği" için yurtdışına kaçtığına daır haberler yayımlanan işadamı Halil Bezmen'in hiç yurtdışına çıkmadığı öne sürûİdü. Bez- men'in eşi ve çocuklannı geçti- ğimiz hafta New York'a gön- derdiği, kendisinin de evini terk ederek bir otele yerleştiğj belir- tildi. Hakkında çıkan haberler üzerine bir yakmını arayan Bezmen'in " Ben kaçmadım. Saklanmıyorum da. Ancak din- lenmeye ihtiyacım var. Bir süre kafamı toparlamam ve baskılar- dan kurtulmam gerekiyor. Bu nedenle dinknmeye çekildim. Şu anda bir otefde kalıvonım" de- diğı öne sürüldü. Bezmen'in dün yapılan İSKİ klor davasının sonucunu bekle- diği belirtildi. Bezmen'in avu- katlanyla da sık sık göriiştüğü ve davanın olumsuz sonuçlanıp mahkumiyet alması halinde ne- ler yapılması gerektiği konu- sunda bilgi aldığı da öne sürül- dü. Anadolu liseleri sınavı • Baştarafi 1. Sayfada taran ve Malı İşler Müdür YardımasıAhmet Haluk Berk- soy'u 8 yıl 4'eray hapis cezasına mahkum etti. Nuretün Sözen. Halil Bezmen ve İbrahim Akdo- ğan hakkında beraat karan ve- ren mahkemc. İlknur Akşehirli, Metin Kavuk ve Turgut Yılmaz Balıkcıoğlunun "göreti kötüye kullannıak" suçundan yargıla- nıp yargılanmayacaklanyla il- gili olarak dosyalannı İl İdare Kurulu"na gönderdi. Halil Bezmen'in sahibi oldu- ğü Santral Mensucat çalışanla- nnın da katılmasıyla çok kala- balık bir izleyici kitlesinin bulunduğu davadan sonra bazı kışiler gazetecilere saldırdı. Ahmet Zeki Polat'in başkan- lığında Serap Durmaz ye Meh- met Demir'den oluşan İstanbul 5. AğırCcza Mahkemesi, İSKİ olayından sonra mahkumiyetle sonuçlanan ilk karan dün yapı- lan duruşmada açıkladı. Tu- tuklu sanıklar dışında İlknur Akşehirli'nin kalıldığı duruş- mada sanıklar, beraat ve tahli- ye isteminde bulundular. Mahkeme, karannda, yargıla- ma sonunda tutuklu sanıklar Ergun Göknel, Ziva Kurtaran ve Ahmet Haluk Berksoy'un, "İSKİ'nin gereksinimi olan srvı klor ve sodyum hipokioriti ser- best rekabet ortamı yaratma- dan" Halil Bezmen'in yönetim kurulu başkanı olduğu Koru- ma Tanm AŞ'den alınmasına karar verdiklerinin anlaşıldığı- nı beiirtti. Bu uygulama ile İSKİ'nin 11 milyar 503 milyon 204 bin lira zarara uğratıldığı- nın kaydedildiği kararda, sa- nıklann eylemlerine uyan TCK'nın 205. maddesince 10 yıl ağır hapse mahkum edildiği ifade edildi. Sanıklann yargıla- ma süresindeki durumlannı hafıfletici neden olarak kabul eden mahkeme. cezada altıda bir oranında indirim yaparak sanıklan 8'er yıl 4'er ay ağır hapse mahkum etti. Mahkeme aynca, zarann sanıklarca öden- mesine de karar verdi. Üç beraat Nurettin Sözen'in yasa gereği yönetim kurulu başkanı olduğu ISKİ'ye yüksek fiyatla klor alındığını öğrendiği andan iti- baren gerekli gırişımı yaparak olayın soruşturulmasını sağla- dığına kanaat getirildiğini belir- ten mahkeme, Sözen'in üzerine atıh suçtan beraatına karar ver- di. Koruma Tanm şirketinin yönetim kurulu başkanı olan Halil Bezmen'in. klor alınabile- cek ikinci firma olan AKKİM'- in başvurusundan haberdar olmaması nedeniyle suçlana- mayacağına hükmederek Bez- men hakkında beraat karan verdı. Beraat karan, Bezmen'in salonda bulunan çalışanlan ta- rafindan alkışlar ve "Yaşasın adalet" sözleriyle karşılanınca mahkeme başkanı izleyicileri uyardı. Mahkeme, İSKİ Yöne- tim Kurulu üyesi İbrahim Ak- doğanın da kurumun zarara uğramasında payı olmadığı için beraatına karar verdi. Temjıze gidilecek Karardan sonra Ergun Gök- nel'in savunma avukatı Önder Öztürel, karan temyiz edecek- lerini açıkladı. Karann aynen onanması halinde 8 yıl 4'er ay hapis cezası verilen sanıklardan Göknel ve Kurtaran'm, yakla- şık 3 yıl 4'er ay hapis yatmalan gerekiyor. Ancak Göknel ve Kurtaran, tutuklu kaldıklan süre mahkumiyetlerine dahil edilince yaklaşık 2_>ıl 8 ay daha hapis yatacaklar. İlk duruşma- da tutuklanan Ahmet Haluk Berksoy ise yaklaşık 3 yıl hapis yatacak. îşçiye gözdağı bugün İstanbul Haber Servisi - Ana- dolu liseleri sınavı bugün yapılı- yor. 264 bin 976 öğrencinin gire- ceği sınav sonucunda 30 bin 456 öğrenci Anadolu liselerine yer- leştirilecek. Tüm il merkezleri ile Lefkoşa, Cidde. Riyad ve Trablus'ta yapılacak sınav, 120 dakika sü- recek ve öğrendlere 30'u Türk- çe, 15'i sosyal grubu, 5'i din kül- türü ve ahlak bilgisi, 30'u mate- matik. 20'si fen grubundan ol- mak üzere toplam 100 soru so- rulacak. T.C. uyruklu, Hıristi- yanlık ve Musevilik dinlerinden birine mensup olan, din kültürü ve ahlak bilgisi dersine girmediğj için başvuru formunun ilgili bö- lümünü kodlayan öğrendlere bu dersten soru sorulmayacak. Sınav sonuçlan temmuz ayı- nın ikind yansında açıklanacak. Smavı asıl listeden kazanan öğ- rendlerin kayıtlan 15 ağustos günü başlayacak, 22 ağustos günü saat 17.30'da sona erecek. Okullar, varsa açık kontenjan- lannı aynı gün duyuracaklar. • Baştarafi 1. Sayfada "Ya zam yapdmamasını kabul edersiniz ya da işçi çıkarma gün- deme gelir" seçeneğinı sunacağı bildirildi. Kamu kesiminde 1993 yılında imzalanan toplusözleş- meler doğrultusunda 600 bin iş- çıye enflasyon oranında öden- mesi gereken temmuz zammının iptali yolundakı hazırlıklar son aşamaya geldi. Enflasyon artış oranını "beklen- meyen olay" olarak nitelendi- ren hükümet. işçiye "Aksi tak- dirde, kurumlar maaş ödeyemez duruma gelir. Ardından da işçi çıkarmalar yaşanır" diyecek. Başbakan Tansu Çiller'in ön- ceki gün DYP'li bakanlarla yaptığı toplantıda, "Toplusöz- leşme zamlannı ödeyebilmemiz mümkün değil. Sendikaları ikna edin" açıklamasının ardından, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet Moğultay, Maliye Bakanı İsmet Attila, Sa- nayi ve Ticaret Bakanı Tahir Köse ile Devlet Bakanlan Ay- kon Doğan, Necmettin Cevheri ve Abdülbaki Ataç bir araya ge- lerek, sendikalara sunulacak öneri üzerinde bir çalışma yaptılar. Bakanlar Kurulu'nun dünkü toplantısından önce yapılan göriişmede, enflasyon oranmdaki artişın "beklenme- dik olay" olduğu kaydedilerek 28 trilyon lira tutanndaki ek mali yükün "Türkiye'nin kaldı- ramay acağı bir tablo ortaya ko- yacağı" savunuldu. Yılın ilk 5 ayında meydana gelen enflas- yon artış oranlan dikkate alına- rak yapılan hesaplama sonu- cunda, 600 bin kamu işçisine temmuz ayında ücret zammı yapılamayacağı belirtildi. Devlet Bakanı Abdülbaki Ataç, toplantıdan sonra Cum- huriyet'e yaptığı açıklamada. "Kimse cebinden bir şey vermi- yor. Kaynak devletin. Gönül isti- yor ki verebileüm" dedi. Alaç. scndikalarla görüşcrck ortak bir çözüm yolu bulacaklannı belirterek "Önların da gelecegi bakımından önemli olan, sıkıntı büyürse önümüzdeki aylarda. önümüzdeki yıllarda işçi çıkar- malar, işyeri kapatmalar olabi- lir. "Maaş yok. yer sizın" denebi- lir. Biriikte çözüm yolunu bu- lacağız"diye konuştu. Alaç. iş- çılenn toplusözleşme nedeniyle kazanılmış haklannın ödenme- mesinin hukuka aykın olup ol- madığına ilişkin soruya. "Müc- bir (zorunlu) sebep söz konusu. Beklenmeyen bir olaydır" yanıiını verdı. Kültür Bakanı Sağlar. dün Cumhuriyet'in sorulannı yanı- tlarken, ücretlerin dondurul- madığını belirterek şunlan söy- ledi: 'İşçi ve kamuda çalışan- lann ücretierinin dondurulması söz konusu değildir. Bütçe kay- naklarında ilan edilen yapıla- caktır. İşçilerin ücretierinin de dondurulması söz konusu değil- dir. Toplusözleşme, başlı başına zaten bir güvencedir. Böyle bir şey, S nisan paketlerinin içerisin- de yoktur. SHP Genel Başkanı Sayın Karayalçın, bunu açıkça söyledi, 'Ücreılerin dondurul- ması söz konusu değildir' diye. Bunu, her yerde söy lüyonız. Uc- retlerin dondunılmasuıa katı- lmayız, kabul etmeyiz." I Baştarafi 1. Sayfada Bursa Marmara Gazetesi'ne ortak olmadığını, genel yayın yönetmenliğini yaptığını söyle- di, ancak Aii Rıza San'yı ise hiç tanımadığını beiirtti. Ancak Özsöz, "Gazeteye ortak ol- madım" demesine karşın gaze- teyi çıkaran şirketin sermaye arttınmımn yer aldığı Ticaret Sicili Gazetesi'nin 2 Ocak 1979 tarih ve 53 sayılı nüshasında Yumakoğullan'yla biriikte Nazar Özsöz'ün de ortaklar arasmda adı yer alıyor. Osman Yumakoğullan'yla bir süre ortakhk eden Nazır Özsöz, Erbakan'ın sağ kolu olarak biliniyor. Aynı zamanda Millı Gazete yazan olan Öz- söz'ü. Erbakanın 'oğlum' dıye çağırdığı belirtiliyor. 12 Fylül sonrası Almanya'ya gidcn \e dönüşünde politikada hizla yükselen Nazır Özsöz. Erba- kan'ın ttim seçim çalışm.ilanna katılnidMyla dıkkjt çekı\or. Hatta Erbakanın hclıkopicrı- ne binen tek kişinin de O/söz olduğu, bilinen bir gerçek. Talabani de paralarını batu-dı • Baştarafi 1. Sayfada KYB'nin Ankara Temsilcisi Şazad Saib'in. batmadan bir gün önce İmpexbank'tan sade- ce 5 bin dolar çekebildiği öğre- nildi. Batık parayı kurtarabil- mek için girişim başlatan KYB'lilerin, avukat arayışı içinde olduklan ve konuyu Dı- şişleri Bakanlığı'na iletecekleri kaydedildi. Bakanlar Kurulu'nca faali- yetleri durdurulan İmpex- bank'ta. Kürt liderlerden Celal Talabani nın partisi KYB'nin- de 45 bin dolar batırdığı bildi- rildi. Cumhuriyet'in edındiğı bilgilere göre batan 45 bin dola- nn öyküsü şöyle gelişti: Serçil Kazaz'ın KYB'nin An- kara Temsilciği görevinden alı- nmasından sonra, bu göreve Celal Talabani'nin talimatı üze- rine Şazad Saib atandı. Göreve başlayan Saib, büro harcama- lan için KYB'nin üst düzey yö- neticilennden para istedi. Saib'- in isteğini olumlu karşılayan KYB yönetimi, personel gider- leri, kokteyller ve yurtdışı gezi- leri için Paris'ten. aracı bir ban- kayla İmpexbank'a 50 bin do- lar havale çıkardılar. Nisan ayı başlannda İmpexbank'ın bat- masından bir gün önce ban- kaya giden Şazad Saib, banka yetkililerine kimliğini gösiere- rek adına gelen 50 bin dolan he- men çekmek ıstediğını bildirdi. Saib'in isteğini olumlu karşı- layan banka yetkilileri, nakit sıİcıntısı içinde oiduklannı, ilk aşamada sadece 5 bin dolar ödeyebileceklerini kaydettıler. 50 bin dolann tümünü çekmek isteğini belirten Saib, başka se- çenek olmadığını görünce. o gün 5 bin dolarla yetinmek zo- runda kaldı. Banka yöneticilc- rinden. bir gün sonra kalan pa- ranın tamamını "ödeme sözü" alan Saib, ertesi günü erkendcn bankaya gitti. Gittiği şubenin kapalı olduğunu gören Şazad Saib. kapıiıin önünde topîanan bankazedelerden "acı haberi" öğrenince. KYB'nin Paris'tekı yetkililerini arayarak "İmpex- bank'ın battığım" duy urdu. K YB'li yönetidlerin de konuyu KYB Genel Sekreteri Celal Ta- labani'ye aktardıklan bildirildi. KYB'lilerin. batık parayı kurtarmak için çeşitli girişimler başlattıklan kaydedildi. Şazad Saib'in Ankara'da bazı avukat- larla göriiştüğü ve ne yapmalan gerektiği yönünde bilgi aldığı öğrenildi. Uluslararası mahke- melere dava açılıp açılamaya- cağını da araştıran KYB'lilerin. Dışişleri Bakanı Hikmct Çerin- den. batık 45 bin dolann kurta- nlmaü ıçın yardım isteyecekleri kaydedildi Uzmanlar. KYB"nınbatık45 bin doiannın bankalarda batan diğer paralarla aynı ışlemi göre- ceğini söylediler. Uzmanlar, yaklaşık 1 milyar 600 milyon-li- ra dolayında olan paranın. yasa gereği ancak 150 milyon lırası- nın geri alınabileceğini söyleyc- rek şu açıklamayı yaptılar: "Yurtdışından gönderilen pa- raların büy ük bölümünde gerçek isim kullanılmı.vor. HoUanda'- yla bu konuda anlaşma yaptık. Hollandalılar artık, gönderilen paralarla ilgili gerçek kimlik is- tiyor. Ancak Fraasızlarla böyle bir anlaşmamız yok. Söz konusu 45 bin dolann benzer şekilde gönderildiği kesin. Örneğin, yurtdışından Zeki Müren. Ajda Pekkan' adına hesap açanlara bile rastlanıyor." Halen Hollanda'da bulunan KYB'nin Ankara Temsilcisi Şazad Saib'in. önümüzdeki günlerde Türkiye'ye döneceği ve batık 45 bin dolann kurtanl- ması için başlattığı girişimleri yoğunlaştıracağı kaydedildi. Çiller, Ünsal'danvazgeçemiyor Başbakanlık Müsteşarlığı'ndan alman Osman ÜnsaFın Başbakanlık Müşavirliği ve Eximbank Yönetim Kurulu üyeliği sürüyor ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Başbakan Tansu Çiller'- in. muhalefet partıleri ve DYP grubundan gelen ağır baskı üzerine. Başbakanlık Müste- şarlığfndan istifaya zorladığı Osman Ünsal, 1 ay süren görevi sırasında hiçbir resmi evraka imzaatamadı. Ankara kulislcrinde. kamu- da üst düzey görev alabilmek ıcin yeterli hizmeli olmayan Unsaİ'ın. sadece Başbakan Çil- ler'in imzası ile getinldiği Baş- bakanlık Müslcşarhğı görevin- den istifa cttıği. Başbakanlık Müşavirliği ve Eximbank Yö- netim Kurulu üyeliğınin sürdü- ğüne dikkat çckiliyor v e "Çiller- ler İ, nsal'ı vitrinden çekip, arka oda'ya almış oldular" yorumu yapılıyor. Başbakanlık Kanunlar Ka- rarlar Genel Müdürlüğü'nün Danıştay I. Dairesi'nden istedi- ği görüş üzerine gelen yanıtta, "Vekil atanmada da asiİ şartla- nnı taşıma zorunluluğu vardır, bu gibi görevlerde tedviren ata- ma olmaz" denmcsi, Ünsalın, 'tedviren' atandığı Başbakanlık Müsteşarlığı'nda hiçbir evraki imzalayamaması sonucunu do- ğurdu. Bürokratlar arasında, dün el- den ele dolaşan bir faks metnin- de Ünşal imzasıyla Başbakan'- ın eşi Özer Uçuran Çiller'e gön- derilen bir evrakın kapağı yer aldı. Kapak yazısında "Özer Çiller Beyefendi'ye" ibaresi yer abyor. Bürokrasi çevrelerinde "Özer Çiller ile Osman Ünsal iki iş ortağı kadar yakındılar" yorumlan yapılıyor. Osman Ünsalın Özer Uçu- ran Çiller'le "yıllar öncesine da- yanan bir tanışıklığı" bulun- duğu da anımsatılıyor ve Çil- ler in Hazinedeki Seven-Eleven başvurulannı Ünsal'ın takipet- tiği. hatta Özer Çiller'in Osman Ünsal adına çıkarttığı bir veka- letnamenin Hazine arşivinde bulunduğu da kaydediliyor. Ünsal'ın Eximbank'ta yöne- tim kurulu başkanhğına getıril- mesinin "gûç göriindüğü" ılen sürülürken Başbakan Çiller'e yakın bir kaynak. içinde bulu- nulan ortamda Ünsal'ın y urtdı- şında bulunmasında yarar gö- rüldüğünü savunup. "Osman Ünsal büyük olasılıkla KKTC- ye büyükelçi olarak ata- nacaktır" diye konuştu. Başbakaıılığa, yeni müsteşar • Baştarafi 1. Sayfada Müsteşarhğa vekaleten getin- len Hakim Aii Naci Tuncer'ın, yasalara aykın olarak birden fazla görevi uhdesinde bulun- durduğu öğrenildi. Tuncer'in. aynı anda yürüttüğü çok sayıda görev şaşkınlık yarattı. Yargı- tay üyesi olan Tuncer'in, aynı zamanda Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu Başkanlığı ve Başbakanlık Müsteşar Yardımcılığı'nı da yürüttüğü öğrenildi. Tuncer'in. geçici görevle getirildiği müste- şar yardımcılığında. Başbakan- lık Teşkilat \'asası'na göre al- maması gereken ek görev laz- minatından yararlandığı belir- lendi. Tuncer'in bu görevlerinin yanı sıra Finansbank. Vakıflar Bankası ve Emlak Bank'ın Fransızlarla ortak olarak kur- duğu Bank Of Bosphorus'un da yönetim kurulu üyesi oldu- ğu ortaya çıktı. Tuncer'in üstlendiği çok sa- yıda görev. anayasanın 140. maddesi. Hakimler ve Savcılar Yasası'nın da 48 maddesine aykınlıklar ıçcnyor Ana\asa- nın hakimlik ve savcılık mesle- ğini düzenleyen 140. maddesin- de. "Hakimler ve savcılar, ka- nunda belirtilenden baska. rc\m\ ve özel hiçbir görev alamazlar" denıliyor. Hakim ve savclann görevİcri dışında yapahıîcLCklc- n diğer işlen göstcren Hakıriikr \e Savcılar ^ asası'nda îsc "Ha- kim ve savcılar, yasalarda belir- lenenlerden başka, resmi ve özel hiçbir göre» alamazlar, kazanç getirici faaliy etlerde bulunamaz- lar. Eşlerinin, reşit olmayan veya kısıtlanmış çocuklarının kazanç getiren sürekli faaliy et- lerini, Adalet Bakanlığı'na 15 gün içinde bildirmekle yükümlü- dürler" hükmü yer alıyor Yılmaz'dan tepki Başbakan Tansu Çiller'in "beyninıin yarısı" dediği Os- man Ünsal'ın istifasını, "Artık geri kalan yansıyla yetinmek zorunda kalacak" biçıminde de- ğerlendiren Yılmaz, Ünsal'ın usulsüz olarak göreve getirildi- ğini ve istifasıyla bu durumun gizlenmek istendı.âini one sür- dü. Müsteşarhğa Tuncer'in ge- (rriîmesini de "usulsÜ7" •' T l. nıtcleycn "Bı. rat, anayasanın 140. nıatidesıne göre bu görevlendirme için geı e- ken şartları fşunıyor" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle