23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 1MAYIS1994PAZAR PAZAR YAZILARI Gonzalez sorguya çekildiAdamı almışlar karşılanna. hesap soru- yor, sağlı sollu saldımorlar. Her şeyin so- rumlusu işte şu saçlanna aklar düşmüş adam; işsizliklerin, yolsıızluklann baş so- rumlusu o. Önce sağın lideri geliyor kür- süye, işaret parmağını tabanca gibi doğ- rultmuş, gözlerinde hiddet. yüreğinde belki iktidarda olamamanın kıskançlığı, bağın- yor: "Çek git artık!" Sonra komünistlerin lideri Anguiıa geliyor kürsüye. O da sosya- list hükümetin lideri Felipe'nin gitmesini istiyor. Ama en azından daha saygılı bir dille ve işaret parmağını dövecek gibi uza- tarak değil. Yılda bir kez, ülkenin içinde bulunduğu durum mecliste iki gün süresiyle tartışılır. Tüm partiler "Ne olacak mentleketin bu ha- ü" sorusuna yanıt arar, suçlu arar, çözüm arar. Bu yılkı "metnleketin hali" tartışmalan- nda da pani liderleri tek tek kürsüye çıkıp Başbakan Felipe Gonzalez'i sorguya çekti- ler. Gonzalez tek tek yanıtladı. Liderler ye- niden yeniden hesap sordular. Gonzalez yeniden yeniden memleketin halini açıkla- maya çaîıştı. Böyle toplantılar çok önem taşır tspanya'da. Her şeyden önce Gonza- lez"in mecliste konuşması da televizyona çıkması da bir "olay"dır. Her gün bir açılış yapmaz; oy toplama kaygısıyla peşine televiz- yon kameralannı takıp orada burada laf olsun diye konuşmalar yapıp dediğini her gün yi- neleyip durmaz. Televizyonda haberlerin ilk on beş dakikası cumhurbaşkanına, son on beş dakikası da başbakana aynlmaz İs- panya'da. Kral da -lspanya'da monarşi var ya devlet başkanı olarak cumhurbaş- kanı yok, kral var- çok nadir çıkar televiz- yona. Bence doğrusu da liderlerin çok gez- meleri yerine oturup da azıcık memleketin somnlanyla uğraşmalandır. Çok gezen bir lider. memleket için ayıracak zamanı nasıl bulabilir ki? Yapılan anketlere göre meclisteki "mem- leketin hali" tartışmalannda sağın lideri Aznar. Gonzaleze göre daha çok olumlu puan topladı. Ama yine anketlere göre Is- ALt KIŞLAK panyollar yine de Gonza- lez'in görevine devam et- mesini, istifa etmemesıni istiyorlar. Demek ki sorun- lann varlığına karşın baş sorumlunun Gonzalez ol- madığına inanıjorlar. İspanyollar'ın en önemli ^ ^ _ ^ ^ ^ _ sorunlan işsizlik. İkinci önemli sorunlan da yol- suzluklar. İşsizlik de yolsuzluklar da günü- müzün modası. Aslında siyah ve beyaz renkler gibi pek modası geçmez işsizlik ve yolsuzluğun. İşsizlik elimizde olmayan ne- denlerle modadır. Yolsuzluk ise vazgeçe- mediğimiz, çok sevdiğimiz için modadır. Nüans farklan var albette, ama ne kapi- talizm ne de sosyalizm işsizliği önleyemi- yor. Bu belayı çekmek zorundayız. "Reka- bet, rekabet diye diye işçiyi işçi> e düşürdü- nûz, şirketleri şirketlere, iilkeleri ülkelere" diyor komünist Anguita. Hani yalan da söylemiyor. Şirketlere daha kolay işci çı- karmalannı, çıraklık yasası adı altında as- gari ücretten daha düşük ücretlerle işçi ça- lıştırmalannı sağlayan yasalan çıkardı diye Gonzalez artık sosyalist olarak değil de da- ha bir liberal olarak görülüyor. "Ne yapa- yım ki" diyor Gonzalez. kendisıni savunu- yor: "Tüketeciler haklı olarak her malın ucuzunu ve kalitelisini arıyor." Kaliteli ve ucuz mal üretemeyen batıyor. Ama ben ış- çiye karşı değilim, diyor. Rekabet, sosyal refah. ve iş, üçgenin üç bacağını oluşturu- yorlar. Sorun, bu üç bacağı dengede tut- mak. Hani Gonzalez de yalan söylemiyor! İspanyollar işsiz kalmaya devam ediyor- lar. Ispanya'nın Avrupa Topluluğu'na gi- rişiyle kaymak yemeye hücum eden yaban- cı sermaye de "Dur gitme n'olur beni işsiz bırakma" çağnlanna kulak asmadan kaçıp gidiyor. Gilette jiletleriylc Amerikalılar, Suziki arabalanyla Japonlar. Seat arabalanyla Almanlar yavaş yavaş sıvışıyorlar. Ya- bancı sermayenin girişine de çıkışına da dikkat etmek gerek. Hani. istedikleri gibi girip çıkmasınlar. Gösterilerin ardı arkası kesilmiyor. Suziki işçileri, Sevilla'dan Madrid'e otuz günlük bir "mavi yüriiyüş" başlattılar. İşsizlik moda. yürüyüşler mo- da. Vaatlerlede doyarkannlarVaat rahatlatır. Vereni de alanı da. - Uslu çocuk olursan, sana bisiklet alacağım! - Ölene kadar yalnız scni seveceğim! - İyi çahşırsan yakında maaşına zam yapacağım! - Aydınlık gelecek! Bol- luk. eşitlik, özgürlük! Daha nice vaatlcr vardır. Sovyetler Birli- ği'nde yıllarca ne vaatler verilmişti: - 20 yılda komünizmi kuracağız! 80"lerde ABD ekonomisıni geride bırakacağız! Rusça. dünya dili olacak!.. Komünizmi ayakta tutan. vaatlerdi. Artık vaat vermenin \e dinlemenin ola- naksız hale geldiği anda yıkıldı her şey. Vaatler yalnız komünizme mi koltuk değnekliği yaptı? Albert Camus. gelecekle ilgili yakla- şımlan nedeniyle. komünizmle din arası- nda paralellikler kuruyordu. Her ikisinin de vaatler üzerinde kurulduğunu. bugünü değil. yannı hedef gösterdiğini belirtiyor- du. Sezar'ın. Napolyon'un ve Hitler'in de pek çok vaadini duydu tarih. Clinton ve Yeltsin de epeyce vaat verdiler. Rusya'da 1992 başında kemerler sıkıldı. Sonba'hara dek sıkıntı bitecek, refaha erişe- HAKAN AKSAY ceğiz, dediler. Sonbahar erken geldi. Bu kez .gele- cek bahara ertelendi vaat- ler. Sonra birsonraki yıla. Ardından "önümüzdeki döneme." Artık vaat vermenin olanaksızlaşacağı aşama- — - — — — ya doğoı yol alınıyor... Eşinı ilk kez aldatan. daha doğrusu ilk kez "suç üstü" yakalanan insan zor duru- ına düşer: - Hani ölene kadar yalnız beni sevecek- tin?.. Durumu kurtarmak için yeni bir vaat zo- runludur: - Bu son billahi! Bir daha asla! İkinci "suç üstü"nden sonra vaat vermek güçleşir. Helc üçüncüden sonra... Ama insan bu! Yalanlara \e vaatlere inanma gereksinimı duyar: - Belki bir daha yapmaz.. Bclki artık yalnız beni sever.. - Belki bisiklet alır.. - Belki zamyapar. - Belki bunalım biter.. Çiftçininkarnınıyarmışlankırktane "ge- lecek yıl"çıkmış... Böyiecc sürer gider yaşam... Ta ki artık vaat vermenin olanaksızlaşa- cağı ana kadar... Sabıkalıbitki kenevirsorunoldu LONDRA İngiltere'nin komşusu İrlanda'da bir kamu kuru- luşu olan Tarım ve Gıda Geliştirme Kurumu. kene- vir ekmek için hükümetten izin istedi. Kenevir, esrann kaynağı. Her tür kenevir değil tabii. Hint keneviri olacak. Dişi bitkısi olacak. Bunun yeşilimsi san çiçekleri başverdiği zaman, bunlar toplanıp da usulüne göre elden geçirilirse ancak o zaman esrar olu- yor. Yoksa. kenevir bitkisi kendi halinde masum bir ot. Kenevir, sınai amaçla yetiş- tirilirse bitkinin 3 metreye kadar büyüme- si yararlı. Ama esrar elde etmck için kısa boylu yeçok dallı olması gerek. Işte İrlanda'nın. bizim bir tür Zıraı Do- natım Kurumu'na eşdüşen bu tanm örgü- tü, hükümete başvurdu ve kenevir ekimi için izin istedi. Ama bilkinin çiçeklenme- sinden önce ürünün toplanacağını da vaat ctti. Ne de olsa sabıkalı bitki. Tıpkı afyon gibi. Kötüye kullanılması kolay. İrlanda tarım örgütü ncden durup du- rurken kenevirekmeye karar vermiş? Hep A\ rupa Birliği yüzünden. Avrupa Birliği'- nin kimselen memnun edemeyen ünlü bir tanm politikası var. En çok da Fransa'da lepki görüyor. Son günlerde Fransız çift- çiler yine güzelim çilckleri yollara döktü- ler. Devietin mali desteklerine artık Avru- pa Birliği hukukuizin vermiyor da ondan. Hükümet, çileği daha ucuza başka ülkelerden ithal edince Fransız çift- çiler de sokağa dökülü- EDİP yor. Balıkçılar da. Çün- EMİL kü başka yerlerin balı- ÖYMEN klannı ithal etmek daha ucuz ve karlı. Avrupa Tanm Politikası yüzün- den daha geçen hafta İspanyol ve Fransız balıkçılar denizde birbirlerine girdiler. Avrupa Birliği'nin tanm politikası uyannca bazı gıdalann üretiminin de kısılması gerek. Başta da süt ve tahıl ürün- leri. Bu nedenle tanm alanlan başka ürün- lere açılabilir. İrlanda Tanm Örgütü'nün de aklına kenevir yetiştirmek gelmiş. Ke- nevir lifleri sicim, halat, çuval. çadırbezi, ketene benzer dokuma yapmaya yanyor. Tohumlanndan da kimya ve gıda sanayi- inde yağ, boya, vernik, yemeklik yağ üreti- liyor. Plastik Devrimi ardından bu tür ürünle- rin modası geçmişti.. Ama İrlanda çok lanm ülkesi. Tanm Örgütü şimdi bu her- kesi hayrete düşüren karanna hükümet- ten yanıt bekliyor. Olumlu yanıt alınırsa, kenevir ekimine deneysel biçimde baş- lanacak. Herhalde tarlanın kenarına bir de polis karakolu kurulur. Çünkü İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu'nun, bu kenevir tarlasını, bir esrar tarlasına dönüştürmeye can atacağı kesin. Islam mıajıgelişiyor STOCKHOLM Prens Edwar<Ta sürpriz Londra'nın ünlü Trafalgar Meydanı geçcnlerde ilginc bir çifti konuk etti. Prens Edward >e kız arka3aşı Sophie Rhys Jones'ın kuklaları. tüm turist ve fotoğrafçıların ilgisini bir anda üzerinde topladı. Prens *e kız arkadaşına şa- şılacak derecede benzeyen kuklaların yapımcıları da Prens'in hoşgörüsüne sığındı. "Beyoğlu'nun göbeğin- de bu zamana dek görme- diğim kılıklarda. sarıklı, kuşaklı, yeşilli, karalı in- sanlar dolaşı\or" dcdi bir- kaç gün önce Türkiye'den dönen arkadaşım. "Bir insanın kendini nasıl böy- lesine çirkinleştirebileceği- ni anlayamıyorum" diye ekledi. Dayana- mamış kendini Ege'deki bir kazaya atmış. çocukluğunun memleketine. "Tırmandım tepeye, koca çamın oldıtğu yere" diye sür- dürdü anlatmayı. "Aşağıya bakınca bütün >amaç lale \e papatya. Öyle ekilmiş filan değil. kendiliğinden. V attım sırt üstü, tam iki saat gökyüzüne baktım, zaman zaman da çiçekten oluşan halıya." İçinden geçen tek şey arada bir gidıp "Bir zamanlar suyundan san bir balık çıkan \e hemen kıyıda, taşlann üzerinde ateşte pişirildiği" köye uğramak. Mesleğı gereğı elinde teyp. söyleşiler yapmak. Onun tepkısi. Türkıye'y e daha önce gitmiş olan ve şu sıralar gitmeyi düşünenlerinki- ne çok benziypr. Garip ama I992'de ülke- mize 120 bin İsveçli gelmişti. Geçen yıl ise GÜRHAN UÇKAN 80 bin. Şimdi işe Kapalı- çarşı bombalan da girdi, sanınm artık o kadar da gelmez. Tur şirketlerinin katologlannda Türkiye var. ama gazete ilanlan- nda pek yok. Bize gelme- yenler. Yunanıstan'a ve — ^ " ^ — ^ - ^ Tunus'a gidiyorlar. Tu- nus'a. çünkü bu ülkenin "Islam imajı" he- nüz Cezayir"inkine. Mısır'ınkıne benzemi- yor. Bizim ise bu imajımız. yerel seçımler- den sonra hızla gelişiyor. Yakında. kalan turistleri ürkütmek için bombalara da ge- rek kalmayacak. İş arkadaşım Janne. İstanbul ve Alan- ya'da bulunmuştu. Daha önce Tunus'a gitmiş olduğu için iki ülkenin karşılaştın- lmasına kızıyor. Gazetelerde. uyanldı- klan halde örtünmedikleri için otobüs du- rağında kurşunlahan Cezayirli iki genç kızla ilgili haberi okumuş. Cezayir'in du- rumunu zaten biliyor. Bu haber. aklında yer etmiş. Bir ara. işe ara verip çay kahve içtiğimizde ansızın konuşuyor: "Yazık olacak Türkiye'ye, eğer bunJarla gecikmeden baş edilmezse." İSTANBUL DABUYUKOYUNLARA I M • l | | |%#^N l\ 5VAYK. DUNYANIN SON DURAĞINDA 7 Mtıyrs IW< 2M5 Taksim Sahncsi I02I2 249 M I V ^ 1 f l ^ 1 I y I 1 IJ ANTI&ONE"? V«Ü., littjı ,5 YunusEmreKulturMerl<eıi(02l2 66l I9JJ) I I I I V AA I V I I \ M t\ CANLANAN MEKÂN 7 Mjrs /99< 18 JO Istınbul Sanat Mericni (0212 256 J75I) 13. Oluslararası İstanöııl Film 6 Mayıs'tan mtjanen Beyoğlu Lale ve Bakırköy Avşar Sinemalannda TOUR ? Kındi ıtsisltiiİMİz, | VADE FARKSIZ, formalitesiz, TAKSITLE, Lüx Tesislerde, en büyük kontenjanlaria, KURBAN BAYRAMI TATİLİ19/24 • 21/28 MAYIS TURİST <,f lİlllN A< INIA, EN büyük koNTENJANL\R, EN ıyx,LN fiyAiUn, KEMER SIDE ALANYA BELEK MARMARIS BODRUM FETHIYE KAŞ KUŞADASI ÇEŞME AYVALIK GÜMÜLDUR ASOS KAPADOKYA PAMUKKALE KIBRIS YIIIARIN GLVENİ HİZMETİNİZDEYİZ *LÖX OTObCslER VC UÇAİt İ U SEVAhAT ÖZEL FİYATLAR VE CENİŞ BİLCİ İÇİN JOLLY TOUR'A DANIŞMADAN TATİLE ÇIKMAYIN FAZLA ÖDEMEYİN !... MERKEZ: Valikonağı Cad. Başaran Apt 33/1 HARBİYE Tel: (0 212)225 20 74-75/225 50 71 -72-73/225 21 59/225 2091 | PAZAR GÜNLERİ MECİDİYEKÖY: ( 0.212 ) 283 00 85 ( 4 Hat) ŞAŞKINBAKKAL: ( 0 216 ) 368 68 75 / 360 00 43 BAKIRKÜY: ( 0.212 ) 543 93 00 ( 3 HAT ) EFE TUR: ( 0.216 ) 414 15 80 / 414 04 14 KADIKOY: (0.216) 336 19 81 / 336 66 15 S. AHMET ESSA TUR: (0.212)516 05 85 KOSMOS: ( 0.216 ) 356 68 84 / 356 76 30 FEDERAL TURİZM: ( 0.216 ) 349 64 31 ,,s 199< 24 00 Içmdrn Dalga Geçcn Tiyatro 10522 2IJ9e)7) ı İstanbul Sinfonietta / Şcf: Erol Erdinç CARLODOMEMCOM - AMADELS GİTAR İKİLİSİ (Orta Şekerli (&itar JKonçertosu onçertosu Carlo Domeniconi / "Dünya Prömiyeri" 10 MAYIS 1994 SALI / 20.00 Mesa Şirketler Topluluğu 25. yıl Ozel Konseri" 11 MAYIS 1994 ÇARŞAMBA / 20.00 ASKERİ MÜZE KÜLTÜR SİTESİ KONSERSALONU HARBİYE Gişeler: AKM 251 56 00/254 • VAKKORAMA Taksım 251 28 88 Suadiye3508742«Rumeü234 42 81 İstanbul Barosu Başkanlığı BILtMSEL TOPLANTI Devalüasyon ve enflasyon ile beklenmedik ekonomik kararlar üzerine borç sözleşmelerinin revizyonu ve yabancı parayla borçlananlann durumu (Yükselen faizlerin, geçmişte kredi alanlara yansıtılması olayı). Oturumu yöneten: Av. Turgut Kazan (İstanbul Barosu Başkanı). Bildiriler ve tartışmalar: Prof. Dr. Haluk Burcuoğlu, Prof. Dr. Ünal Tekinalp, Doç. Dr. Atilla Altop. Doç. Dr. Turgut Oz 2.5.1994, Saat: 16.00-18.30 Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi İstiklalCad. Beyoğlu LİSAN ÇÖZÜM Bizımlelngılizce sorununuzu çok kısa zamanda çözebilirsınız Lütfen bizi arayın. Tel: 349 59 38 Brfuuiye Cad. 62/3 Romanlannız ve Ansiklopedileriniz yerinizden ahnır. Tel: 554 08 04 SATILIK 87 Doğan. temiz Tel: 56968 10 İSTANBUL BELEDIYESI =J ŞEHİR TİYATROLARI 10. GENÇLİKGÜNLERİ BAŞLIYOR (2-29 Mayıs 1994) Harbiye Muhsin Ertuğrul-Kadıköy Haldun Taner Açıkhava Tiyatrosu E T K İ N L İ K L E R Ü C R E T S İ Z D İ R S.S. MALTEPE HUKUKÇULAR VE İDARECİLER KONUT YAPI KOOPERATİFİ KONGRE İLANI Sınırlı Sorumlu Maltepe Hukukçular ve İdarealer Konut Yapı Koo- perdtıtTnin 1993 >ılı e\lcm ve hesaplannın inceleneceğı olağan genel kurulu u^ağıdaki gündem gereğince 5 Hazıran 1994 Pazar günü saat 10.30da Kadıköv AcıbadcmCaddesi Kakülte Durağı. Hukukçular\e İdarccılcr Sitesı Çev rc Koruma Demeği'nin Site Çarşısı'nda bulunan lokalinin üst katında \apilacaktir. Yukanda anılan günde ana sözleşmede yazılı çoğunluk sağlanamadı- ğı takdırde \enidcn ılan yapılmaksızın 12 Haziran 1994 Pazar günü avnı saatte vc a\nı \erdc vapılacaktır. (İlk toplantı çoğunluğu. ortakla- nn 1 4"ünün şahsen veya temsilen hazır bulunması durumudur). GÜNDEM: a- Açılış ve saygı duruşu. b- [Jaşkanlık dıvanı seçımi. c- Gcnel Kurul topkıntı tutanaklannın genel kurul adına imzalanması \etkisinm Dıvan Başkanlığı'na verilmesi. d- Bılanço. Yönetım Kurulu Çalışma Raporu ile Denetim Raporıfnun okunması. görüşulmesi ve aklanması. e- Yönetim Kurulu"na eskıden venlmış vetkilerle yeniden verilecek yet- kılerin görüşülmesi ve karara bağlanması. f- İnşaatla ilgili göruşme açılması. vüklenıayle ılişkilerin görüşülmesi. gereklı kararlann almması. bu konuda mevcut yetkılerine ek olarak ge- rekli görülen yeni yetkilerin de yönetım kuruluna verilmesi konusunda müzakere açılması. inşaatın hızlanması için gerekli önlemlerin alınma- sı. g- Tahmını bütçenın görüşülüp karara bağlanması. h- Dılek. temenniler ve kapanış. TEMSlLİVEKATILIMCI DEMOKRASÎNİN KÖKENİ Doç.Dr. Sami Selçuk 30.000 (KDVıçınde) Çağikış Yaymlart Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloglıı-lsnınbııl Ödemeli gönderilmez
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle