Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 1MAYIS1994PAZAR
PAZAR YAZILARI
Gonzalez sorguya çekildiAdamı almışlar karşılanna. hesap soru-
yor, sağlı sollu saldımorlar. Her şeyin so-
rumlusu işte şu saçlanna aklar düşmüş
adam; işsizliklerin, yolsıızluklann baş so-
rumlusu o. Önce sağın lideri geliyor kür-
süye, işaret parmağını tabanca gibi doğ-
rultmuş, gözlerinde hiddet. yüreğinde belki
iktidarda olamamanın kıskançlığı, bağın-
yor: "Çek git artık!" Sonra komünistlerin
lideri Anguiıa geliyor kürsüye. O da sosya-
list hükümetin lideri Felipe'nin gitmesini
istiyor. Ama en azından daha saygılı bir
dille ve işaret parmağını dövecek gibi uza-
tarak değil.
Yılda bir kez, ülkenin içinde bulunduğu
durum mecliste iki gün süresiyle tartışılır.
Tüm partiler "Ne olacak mentleketin bu ha-
ü" sorusuna yanıt arar, suçlu arar, çözüm
arar.
Bu yılkı "metnleketin hali" tartışmalan-
nda da pani liderleri tek tek kürsüye çıkıp
Başbakan Felipe Gonzalez'i sorguya çekti-
ler. Gonzalez tek tek yanıtladı. Liderler ye-
niden yeniden hesap sordular. Gonzalez
yeniden yeniden memleketin halini açıkla-
maya çaîıştı.
Böyle toplantılar çok
önem taşır tspanya'da.
Her şeyden önce Gonza-
lez"in mecliste konuşması
da televizyona çıkması da
bir "olay"dır. Her gün bir
açılış yapmaz; oy toplama
kaygısıyla peşine televiz-
yon kameralannı takıp
orada burada laf olsun
diye konuşmalar yapıp dediğini her gün yi-
neleyip durmaz. Televizyonda haberlerin
ilk on beş dakikası cumhurbaşkanına, son
on beş dakikası da başbakana aynlmaz İs-
panya'da. Kral da -lspanya'da monarşi
var ya devlet başkanı olarak cumhurbaş-
kanı yok, kral var- çok nadir çıkar televiz-
yona. Bence doğrusu da liderlerin çok gez-
meleri yerine oturup da azıcık memleketin
somnlanyla uğraşmalandır. Çok gezen bir
lider. memleket için ayıracak zamanı nasıl
bulabilir ki?
Yapılan anketlere göre meclisteki "mem-
leketin hali" tartışmalannda sağın lideri
Aznar. Gonzaleze göre daha çok olumlu
puan topladı. Ama yine anketlere göre Is-
ALt
KIŞLAK
panyollar yine de Gonza-
lez'in görevine devam et-
mesini, istifa etmemesıni
istiyorlar. Demek ki sorun-
lann varlığına karşın baş
sorumlunun Gonzalez ol-
madığına inanıjorlar.
İspanyollar'ın en önemli
^ ^ _ ^ ^ ^ _ sorunlan işsizlik. İkinci
önemli sorunlan da yol-
suzluklar. İşsizlik de yolsuzluklar da günü-
müzün modası. Aslında siyah ve beyaz
renkler gibi pek modası geçmez işsizlik ve
yolsuzluğun. İşsizlik elimizde olmayan ne-
denlerle modadır. Yolsuzluk ise vazgeçe-
mediğimiz, çok sevdiğimiz için modadır.
Nüans farklan var albette, ama ne kapi-
talizm ne de sosyalizm işsizliği önleyemi-
yor. Bu belayı çekmek zorundayız. "Reka-
bet, rekabet diye diye işçiyi işçi> e düşürdü-
nûz, şirketleri şirketlere, iilkeleri ülkelere"
diyor komünist Anguita. Hani yalan da
söylemiyor. Şirketlere daha kolay işci çı-
karmalannı, çıraklık yasası adı altında as-
gari ücretten daha düşük ücretlerle işçi ça-
lıştırmalannı sağlayan yasalan çıkardı diye
Gonzalez artık sosyalist olarak değil de da-
ha bir liberal olarak görülüyor. "Ne yapa-
yım ki" diyor Gonzalez. kendisıni savunu-
yor: "Tüketeciler haklı olarak her malın
ucuzunu ve kalitelisini arıyor." Kaliteli ve
ucuz mal üretemeyen batıyor. Ama ben ış-
çiye karşı değilim, diyor. Rekabet, sosyal
refah. ve iş, üçgenin üç bacağını oluşturu-
yorlar. Sorun, bu üç bacağı dengede tut-
mak. Hani Gonzalez de yalan söylemiyor!
İspanyollar işsiz kalmaya devam ediyor-
lar. Ispanya'nın Avrupa Topluluğu'na gi-
rişiyle kaymak yemeye hücum eden yaban-
cı sermaye de "Dur gitme n'olur beni işsiz
bırakma" çağnlanna kulak asmadan kaçıp
gidiyor.
Gilette jiletleriylc Amerikalılar, Suziki
arabalanyla Japonlar. Seat arabalanyla
Almanlar yavaş yavaş sıvışıyorlar. Ya-
bancı sermayenin girişine de çıkışına da
dikkat etmek gerek. Hani. istedikleri gibi
girip çıkmasınlar. Gösterilerin ardı arkası
kesilmiyor. Suziki işçileri, Sevilla'dan
Madrid'e otuz günlük bir "mavi yüriiyüş"
başlattılar. İşsizlik moda. yürüyüşler mo-
da.
Vaatlerlede
doyarkannlarVaat rahatlatır. Vereni
de alanı da.
- Uslu çocuk olursan,
sana bisiklet alacağım!
- Ölene kadar yalnız
scni seveceğim!
- İyi çahşırsan yakında
maaşına zam yapacağım!
- Aydınlık gelecek! Bol-
luk. eşitlik, özgürlük!
Daha nice vaatlcr vardır. Sovyetler Birli-
ği'nde yıllarca ne vaatler verilmişti:
- 20 yılda komünizmi kuracağız! 80"lerde
ABD ekonomisıni geride bırakacağız!
Rusça. dünya dili olacak!..
Komünizmi ayakta tutan. vaatlerdi.
Artık vaat vermenin \e dinlemenin ola-
naksız hale geldiği anda yıkıldı her şey.
Vaatler yalnız komünizme mi koltuk
değnekliği yaptı?
Albert Camus. gelecekle ilgili yakla-
şımlan nedeniyle. komünizmle din arası-
nda paralellikler kuruyordu. Her ikisinin
de vaatler üzerinde kurulduğunu. bugünü
değil. yannı hedef gösterdiğini belirtiyor-
du.
Sezar'ın. Napolyon'un ve Hitler'in de
pek çok vaadini duydu tarih. Clinton ve
Yeltsin de epeyce vaat verdiler.
Rusya'da 1992 başında kemerler sıkıldı.
Sonba'hara dek sıkıntı bitecek, refaha erişe-
HAKAN
AKSAY
ceğiz, dediler. Sonbahar
erken geldi. Bu kez .gele-
cek bahara ertelendi vaat-
ler. Sonra birsonraki yıla.
Ardından "önümüzdeki
döneme."
Artık vaat vermenin
olanaksızlaşacağı aşama-
— - — — — ya doğoı yol alınıyor...
Eşinı ilk kez aldatan. daha doğrusu ilk
kez "suç üstü" yakalanan insan zor duru-
ına düşer:
- Hani ölene kadar yalnız beni sevecek-
tin?..
Durumu kurtarmak için yeni bir vaat zo-
runludur:
- Bu son billahi! Bir daha asla!
İkinci "suç üstü"nden sonra vaat vermek
güçleşir. Helc üçüncüden sonra...
Ama insan bu! Yalanlara \e vaatlere
inanma gereksinimı duyar:
- Belki bir daha yapmaz.. Bclki artık
yalnız beni sever..
- Belki bisiklet alır..
- Belki zamyapar.
- Belki bunalım biter..
Çiftçininkarnınıyarmışlankırktane "ge-
lecek yıl"çıkmış...
Böyiecc sürer gider yaşam...
Ta ki artık vaat vermenin olanaksızlaşa-
cağı ana kadar...
Sabıkalıbitki
kenevirsorunoldu
LONDRA
İngiltere'nin komşusu
İrlanda'da bir kamu kuru-
luşu olan Tarım ve Gıda
Geliştirme Kurumu. kene-
vir ekmek için hükümetten
izin istedi. Kenevir, esrann
kaynağı. Her tür kenevir
değil tabii. Hint keneviri
olacak. Dişi bitkısi olacak.
Bunun yeşilimsi san çiçekleri başverdiği
zaman, bunlar toplanıp da usulüne göre
elden geçirilirse ancak o zaman esrar olu-
yor. Yoksa. kenevir bitkisi kendi halinde
masum bir ot. Kenevir, sınai amaçla yetiş-
tirilirse bitkinin 3 metreye kadar büyüme-
si yararlı. Ama esrar elde etmck için kısa
boylu yeçok dallı olması gerek.
Işte İrlanda'nın. bizim bir tür Zıraı Do-
natım Kurumu'na eşdüşen bu tanm örgü-
tü, hükümete başvurdu ve kenevir ekimi
için izin istedi. Ama bilkinin çiçeklenme-
sinden önce ürünün toplanacağını da vaat
ctti. Ne de olsa sabıkalı bitki. Tıpkı afyon
gibi. Kötüye kullanılması kolay.
İrlanda tarım örgütü ncden durup du-
rurken kenevirekmeye karar vermiş? Hep
A\ rupa Birliği yüzünden. Avrupa Birliği'-
nin kimselen memnun edemeyen ünlü bir
tanm politikası var. En çok da Fransa'da
lepki görüyor. Son günlerde Fransız çift-
çiler yine güzelim çilckleri yollara döktü-
ler. Devietin mali desteklerine artık Avru-
pa Birliği hukukuizin vermiyor da ondan.
Hükümet, çileği daha
ucuza başka ülkelerden
ithal edince Fransız çift-
çiler de sokağa dökülü-
EDİP yor. Balıkçılar da. Çün-
EMİL kü başka yerlerin balı-
ÖYMEN klannı ithal etmek daha
ucuz ve karlı. Avrupa
Tanm Politikası yüzün-
den daha geçen hafta İspanyol ve Fransız
balıkçılar denizde birbirlerine girdiler.
Avrupa Birliği'nin tanm politikası
uyannca bazı gıdalann üretiminin de
kısılması gerek. Başta da süt ve tahıl ürün-
leri. Bu nedenle tanm alanlan başka ürün-
lere açılabilir. İrlanda Tanm Örgütü'nün
de aklına kenevir yetiştirmek gelmiş. Ke-
nevir lifleri sicim, halat, çuval. çadırbezi,
ketene benzer dokuma yapmaya yanyor.
Tohumlanndan da kimya ve gıda sanayi-
inde yağ, boya, vernik, yemeklik yağ üreti-
liyor.
Plastik Devrimi ardından bu tür ürünle-
rin modası geçmişti.. Ama İrlanda çok
lanm ülkesi. Tanm Örgütü şimdi bu her-
kesi hayrete düşüren karanna hükümet-
ten yanıt bekliyor. Olumlu yanıt alınırsa,
kenevir ekimine deneysel biçimde baş-
lanacak. Herhalde tarlanın kenarına bir
de polis karakolu kurulur. Çünkü İrlanda
Cumhuriyetçi Ordusu'nun, bu kenevir
tarlasını, bir esrar tarlasına dönüştürmeye
can atacağı kesin.
Islam mıajıgelişiyor
STOCKHOLM
Prens Edwar<Ta sürpriz Londra'nın ünlü Trafalgar
Meydanı geçcnlerde ilginc bir
çifti konuk etti. Prens Edward >e kız arka3aşı Sophie Rhys Jones'ın kuklaları. tüm
turist ve fotoğrafçıların ilgisini bir anda üzerinde topladı. Prens *e kız arkadaşına şa-
şılacak derecede benzeyen kuklaların yapımcıları da Prens'in hoşgörüsüne sığındı.
"Beyoğlu'nun göbeğin-
de bu zamana dek görme-
diğim kılıklarda. sarıklı,
kuşaklı, yeşilli, karalı in-
sanlar dolaşı\or" dcdi bir-
kaç gün önce Türkiye'den
dönen arkadaşım. "Bir
insanın kendini nasıl böy-
lesine çirkinleştirebileceği-
ni anlayamıyorum" diye ekledi. Dayana-
mamış kendini Ege'deki bir kazaya atmış.
çocukluğunun memleketine. "Tırmandım
tepeye, koca çamın oldıtğu yere" diye sür-
dürdü anlatmayı. "Aşağıya bakınca bütün
>amaç lale \e papatya. Öyle ekilmiş filan
değil. kendiliğinden. V attım sırt üstü, tam
iki saat gökyüzüne baktım, zaman zaman
da çiçekten oluşan halıya."
İçinden geçen tek şey arada bir gidıp
"Bir zamanlar suyundan san bir balık
çıkan \e hemen kıyıda, taşlann üzerinde
ateşte pişirildiği" köye uğramak. Mesleğı
gereğı elinde teyp. söyleşiler yapmak.
Onun tepkısi. Türkıye'y e daha önce gitmiş
olan ve şu sıralar gitmeyi düşünenlerinki-
ne çok benziypr. Garip ama I992'de ülke-
mize 120 bin İsveçli gelmişti. Geçen yıl ise
GÜRHAN
UÇKAN
80 bin. Şimdi işe Kapalı-
çarşı bombalan da girdi,
sanınm artık o kadar da
gelmez. Tur şirketlerinin
katologlannda Türkiye
var. ama gazete ilanlan-
nda pek yok. Bize gelme-
yenler. Yunanıstan'a ve
— ^ " ^ — ^ - ^ Tunus'a gidiyorlar. Tu-
nus'a. çünkü bu ülkenin "Islam imajı" he-
nüz Cezayir"inkine. Mısır'ınkıne benzemi-
yor. Bizim ise bu imajımız. yerel seçımler-
den sonra hızla gelişiyor. Yakında. kalan
turistleri ürkütmek için bombalara da ge-
rek kalmayacak.
İş arkadaşım Janne. İstanbul ve Alan-
ya'da bulunmuştu. Daha önce Tunus'a
gitmiş olduğu için iki ülkenin karşılaştın-
lmasına kızıyor. Gazetelerde. uyanldı-
klan halde örtünmedikleri için otobüs du-
rağında kurşunlahan Cezayirli iki genç
kızla ilgili haberi okumuş. Cezayir'in du-
rumunu zaten biliyor. Bu haber. aklında
yer etmiş. Bir ara. işe ara verip çay kahve
içtiğimizde ansızın konuşuyor:
"Yazık olacak Türkiye'ye, eğer bunJarla
gecikmeden baş edilmezse."
İSTANBUL DABUYUKOYUNLARA I M • l | | |%#^N l\ 5VAYK. DUNYANIN SON DURAĞINDA 7 Mtıyrs IW< 2M5 Taksim Sahncsi I02I2 249
M I V ^ 1 f l ^ 1 I y I 1 IJ ANTI&ONE"? V«Ü., littjı ,5 YunusEmreKulturMerl<eıi(02l2 66l I9JJ)
I I I I V AA I V I I \ M t\ CANLANAN MEKÂN 7 Mjrs /99< 18 JO Istınbul Sanat Mericni (0212 256 J75I)
13. Oluslararası İstanöııl Film
6 Mayıs'tan mtjanen
Beyoğlu Lale ve Bakırköy Avşar Sinemalannda
TOUR ?
Kındi ıtsisltiiİMİz,
| VADE FARKSIZ, formalitesiz, TAKSITLE,
Lüx Tesislerde, en büyük kontenjanlaria,
KURBAN BAYRAMI TATİLİ19/24 • 21/28 MAYIS
TURİST <,f lİlllN A< INIA,
EN büyük koNTENJANL\R,
EN ıyx,LN fiyAiUn,
KEMER SIDE ALANYA BELEK
MARMARIS BODRUM FETHIYE KAŞ
KUŞADASI ÇEŞME AYVALIK GÜMÜLDUR
ASOS KAPADOKYA PAMUKKALE KIBRIS
YIIIARIN GLVENİ
HİZMETİNİZDEYİZ
*LÖX OTObCslER VC
UÇAİt İ U SEVAhAT
ÖZEL FİYATLAR VE CENİŞ BİLCİ İÇİN
JOLLY TOUR'A DANIŞMADAN
TATİLE ÇIKMAYIN
FAZLA ÖDEMEYİN !...
MERKEZ: Valikonağı Cad. Başaran Apt 33/1 HARBİYE
Tel: (0 212)225 20 74-75/225 50 71 -72-73/225 21 59/225 2091
| PAZAR GÜNLERİ
MECİDİYEKÖY: ( 0.212 ) 283 00 85 ( 4 Hat)
ŞAŞKINBAKKAL: ( 0 216 ) 368 68 75 / 360 00 43
BAKIRKÜY: ( 0.212 ) 543 93 00 ( 3 HAT )
EFE TUR: ( 0.216 ) 414 15 80 / 414 04 14
KADIKOY: (0.216) 336 19 81 / 336 66 15
S. AHMET ESSA TUR: (0.212)516 05 85
KOSMOS: ( 0.216 ) 356 68 84 / 356 76 30
FEDERAL TURİZM: ( 0.216 ) 349 64 31
,,s 199< 24 00 Içmdrn Dalga Geçcn Tiyatro 10522 2IJ9e)7) ı
İstanbul Sinfonietta / Şcf: Erol Erdinç
CARLODOMEMCOM - AMADELS GİTAR İKİLİSİ
(Orta Şekerli (&itar JKonçertosu
onçertosu
Carlo Domeniconi / "Dünya Prömiyeri"
10 MAYIS 1994 SALI / 20.00
Mesa Şirketler Topluluğu 25. yıl Ozel Konseri"
11 MAYIS 1994 ÇARŞAMBA / 20.00
ASKERİ MÜZE KÜLTÜR SİTESİ KONSERSALONU HARBİYE
Gişeler: AKM 251 56 00/254 • VAKKORAMA Taksım 251 28 88
Suadiye3508742«Rumeü234 42 81
İstanbul Barosu
Başkanlığı
BILtMSEL TOPLANTI
Devalüasyon ve enflasyon ile beklenmedik
ekonomik kararlar üzerine borç
sözleşmelerinin revizyonu ve yabancı
parayla borçlananlann durumu
(Yükselen faizlerin, geçmişte kredi
alanlara yansıtılması olayı).
Oturumu yöneten: Av. Turgut Kazan
(İstanbul Barosu Başkanı).
Bildiriler ve tartışmalar: Prof. Dr. Haluk
Burcuoğlu, Prof. Dr. Ünal Tekinalp, Doç.
Dr. Atilla Altop. Doç. Dr. Turgut Oz
2.5.1994, Saat: 16.00-18.30
Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi
İstiklalCad. Beyoğlu
LİSAN
ÇÖZÜM
Bizımlelngılizce
sorununuzu çok kısa
zamanda
çözebilirsınız
Lütfen bizi arayın.
Tel: 349 59 38
Brfuuiye Cad. 62/3
Romanlannız ve
Ansiklopedileriniz
yerinizden ahnır.
Tel: 554 08 04
SATILIK
87 Doğan. temiz
Tel: 56968 10
İSTANBUL BELEDIYESI
=J ŞEHİR TİYATROLARI
10. GENÇLİKGÜNLERİ
BAŞLIYOR
(2-29 Mayıs 1994)
Harbiye Muhsin Ertuğrul-Kadıköy Haldun Taner
Açıkhava Tiyatrosu
E T K İ N L İ K L E R Ü C R E T S İ Z D İ R
S.S. MALTEPE HUKUKÇULAR VE
İDARECİLER KONUT YAPI
KOOPERATİFİ KONGRE İLANI
Sınırlı Sorumlu Maltepe Hukukçular ve İdarealer Konut Yapı Koo-
perdtıtTnin 1993 >ılı e\lcm ve hesaplannın inceleneceğı olağan genel
kurulu u^ağıdaki gündem gereğince 5 Hazıran 1994 Pazar günü saat
10.30da Kadıköv AcıbadcmCaddesi Kakülte Durağı. Hukukçular\e
İdarccılcr Sitesı Çev rc Koruma Demeği'nin Site Çarşısı'nda bulunan
lokalinin üst katında \apilacaktir.
Yukanda anılan günde ana sözleşmede yazılı çoğunluk sağlanamadı-
ğı takdırde \enidcn ılan yapılmaksızın 12 Haziran 1994 Pazar günü
avnı saatte vc a\nı \erdc vapılacaktır. (İlk toplantı çoğunluğu. ortakla-
nn 1 4"ünün şahsen veya temsilen hazır bulunması durumudur).
GÜNDEM:
a- Açılış ve saygı duruşu.
b- [Jaşkanlık dıvanı seçımi.
c- Gcnel Kurul topkıntı tutanaklannın genel kurul adına imzalanması
\etkisinm Dıvan Başkanlığı'na verilmesi.
d- Bılanço. Yönetım Kurulu Çalışma Raporu ile Denetim Raporıfnun
okunması. görüşulmesi ve aklanması.
e- Yönetim Kurulu"na eskıden venlmış vetkilerle yeniden verilecek yet-
kılerin görüşülmesi ve karara bağlanması.
f- İnşaatla ilgili göruşme açılması. vüklenıayle ılişkilerin görüşülmesi.
gereklı kararlann almması. bu konuda mevcut yetkılerine ek olarak ge-
rekli görülen yeni yetkilerin de yönetım kuruluna verilmesi konusunda
müzakere açılması. inşaatın hızlanması için gerekli önlemlerin alınma-
sı.
g- Tahmını bütçenın görüşülüp karara bağlanması.
h- Dılek. temenniler ve kapanış.
TEMSlLİVEKATILIMCI
DEMOKRASÎNİN KÖKENİ
Doç.Dr. Sami Selçuk
30.000 (KDVıçınde)
Çağikış Yaymlart Türkocağı Cad. 39-41 Cağaloglıı-lsnınbııl
Ödemeli gönderilmez