Katalog

1MAYIS1994PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Karayalçın, Sosyalist Eıternasyonal'de • ANKARA (ANKA) - Devlet Batanı ve Başbakan Yardımcısı SHP Genel Bajkanı Murat Karayalçın, lOmayıstaTokyo'da yapılacak Sosyalist Enıernasyonel toplantısına katılmak üzere 8 mayısta Japonya'ya gidecek. Karayalçın, 9 mayista Sosyalist Enternasyonal başîcanlık divanının Sosyalist Enternasyonel üyesi parti liderlerine vereceği yemeğe kaülacak. Bu arada, 11 mayısta Türkiye'ye dönecek olan Karayalçın'a bu kez ŞHPOnursal Başkanı Erdal înönü'nün eşlik etmeyeceği öğrenildi. Sosyalist Enternasyonal Başkan Yardımcısı görevini de yürüten İnönü'nünçeşitli randevulan nedeniyle Türkiye'de kalmayı uygun gördüğü belirtildi. OSPveCHP • ANKARA (ANKA) - Radyo ve televizyonlann kuruluş ve yayınlanru düzenleyen yasanın anayasaya aykın olduğuna ilişkın CHP tarafından hazırlanan ıptal dılekçesinı • DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit de imzaladı. CHP Genel Sekreter Yardıması Veli Aksoy, yasanın keyfıliği açık, baskıcı ve sansürcü bır anlayışla hazırlandığını beh'rterek yasanın 4., 6. ve 25. maddelennin anayasaya kesin aykınlık taşıdığını söyledi. DYP'deörgüt çafışmaları • ANKARA (UBA) - Doğru YolPartisı (DYP) yerel seçimlerinden sonra örgüte yönelik çalışmalannı hızlandırdı. UBA muhabirininedindiği bilgjye göre DYP ve tüm siyasi partilen ilgilendiren haberlerden oluşan birarşiv de hazırlayan DYP basın bürosu, böyle birçalışmayla tüm il ve ilçe örgütlerini gelişen olaylar hakkında bilgilendirmeyi amaçlıyor. DYP'yi ve diğer tüm siyasi partilen ilgilendiren konulannyanı sıra Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Başbakan Tansu Çiller, TBM M Başkanı Hüsamettin Cindoruk, dış haberler, anarşi, ekonomi ve köşe yazarlan için de ayn bir dosya bulunan arşiv, genel başkan yardımcılannın da oldukça işine yanyor. ANAP,küskün peşinde • ANKARA (UBA) - ANAP. yerel seçimler sonrasmda partinin tabanında olan dajhlmayı önlemek amaayla harekete geçti. ANAP. bu amaçla partinin kapısının herkese açık olduğu mesajının verilmesi içın öncelikle Sakarya'da "üye seferberliği" başlatma karan aldı. ANAPiçinde, muhafazakar kanadın seslerini duyurmaya başlamasıyla birlikte, tabandan gelen sıkıntılan hafifletmek için farklı politikalar uygulanarak dağılan parti tabanını kazanma çalışmalan yürütülüyor. üstkupulda yaş tartışmasj • ANKARA (ANKA) - TBMM Genel Kurulu"nda, radyo ve televizyon üst kurul adaylığı için yapılacak seçim öncesinde, "yaş" tartışması başladı. ANAP TBMM Gnıp Başkanvekili Hasan Korkmazcan, ANKA'nın somsunuyarutlarken Radyo ve Televizyon Yasası'nın 6. maddesinde üst kurul üyelerinin seçimi ve görev sürelerinin düzenJenırken üst kurul üyeleri için "Devlet memuru olma niteliğine sahıp" hüküm bulunduğunu anımsattı. Korkmazcan, bu hülme göre devlet memurlan için yaş sınırlaması bulundugunu, 18 yaşın altında, 65 yaşın üstünde olmaması gereküğini bildirdi. ANAP yeni hükümet için, koalisyonım geleceği hakkında karar verilmesini bekliyor ANAPın gözü koalisyonda • Toplumun Meclis dışında ya da radikal partilerde çözüm arayışlanna yönelebileceğini savunan Hasan Korkmazcan, 'Meclis içinde çare tükenmediği, hayal kınklığına uğrayan çevrelere, alternatifsiz olunmadığı' mesajını vermek istediklerini söyledi. • DYP'li Cavit Çağlar'la hükümet formülleri üzerinde konuşan ve tüm partilerin devlet çevresinde toplanması gerektiğini söyleyen Kamran İnan 'Böyle formülleri yüksek sesle konuşursanız hiçbir netice alamazsınız' diye konuştu. Kaya Erdem ise 'Ülke şartlan yeni oluşumları zorunlu kılıyor' dedi. OSMANAYDOĞAN ANKARA - ANAP. siyasetin günde- mine oturan yeni hükümet senaryolan için DYP ve SHP'nin koalisyonu sürdü- rüp sürdürmeme konusunda kesin ka- rar vermesini bekliyor. Hükümetin, kendisine duyulan tüm güveni yitirdiğı- ni savunan Hasan Korkmazcan, toplu- mun radikal çözümlere yöneJmesini en- gellemek istedikleri belirterek "Meclis içinde çare tükenmediğini ortaya koy- mak istiyonız" dedı. DYPIi Cavit Çağ- lar iie yeni hükümet formülleri üzerinde konuşan Bitlis Milletvekili Kamran İnan "formüllerin yüksek sesle konuşulması halinde sonuç alınamacağını" söyledi. Eski TBMM Başkanı Kaya Erdem ise Türkiye'nın içinde imlunduğu koşul- lann "yeni oluşumları zorunlu kıldığuu" savundu. ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz ın. hükümet bunalımı doğması durumunda partisinin sorumluluktan kaçamayacağını: ANAP ya da DYP - nin azınlık hükümeti kurmasmdan. partıler üstü mutabakat hükümeti oluş- turulmasına uzanan öneriler dizisiyle somuüaştırması, ANAP milletvekilleri tarafından olumlu karşılandı. Cumhu- riyet'in sorulannı yanıtlayan ANAP Grup Başkanekili Hasan Korkmazcan, Yılmaz'ın çağhlannın bir model önerisi olarak değerlendirilmemesi gerektiğini söyledi. Ekonomik krizin daha da derinleşe- ceğine ilişkin görüşlerinin doğruluk ka- zandığını savunan Korkmazcan, hayal kınkJığına uğrayan çevrelere, "alterna- tifsiz olunmadığı" mesajı vermek iste- diklerini belirterek "Kamuoyunda yeni atn< i c a r l ı m l i i n v 1 f i İstanbul Haber Servisi - ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz. Türkiye- , g C H V I Ş İ M U U l l U U i y u i ^ düzlüğeçıkarabilecek birçözümûn bir an öncehayata geçinlmesi ge- rektiğini belirterek "Bu hükümetten ne kadar çabuk ûmit kesilirse o kadar Türkiye'nin hayrmadır" dedi. İşadamlanyla gö- rüşmelenni sürdüren Mesut Yılmaz dün de Genç Yönetici ve İşadamlan Derneği (GYIAD) Yönetım Kurulu üyeleriyle görüştü. Svvıss Otel'de saat 10.20'dan 13.00'e kadan süren görüşme sonrası gazetecilenn yeni hükümet arayışlanyla ilgili sorulannı yanıtlayan Mesut Yılmaz. "Türkiye şu anda bir arayış içerisindedir. Arayışta olmamızın nedeni şu andaki yöne- tiroden ümidin kesilmis oimasıdır. Bu süreç ne kadar hızlanırsa iilkenin o kadar yarannadır" dedi. (HATİCE TL NCER) bir hükümet arayışı var. Şimdi bize dü- şen, hükümetin kendisini alternatifsiz olarak göstermesini engellemek. Top- lumda, bir hükümet krizi doğarsa daha büyük dalgalanmalar olur endişesini sil- mek. Meclis içi çöziimlerin tükenmediği- ni ortaya koymak. Bu hükümet ayrılırsa boşluk daha güzel biçimde doidurulabilir; alternatif tek değildir" dedi. Korkmazcan. bugünden hükümet oluşturmak \e bakan isimleri sırala- mayı ise "spekülasyon" olarak niteledi. Tüm önerileri ve "özverileri"nden sonra görevın iktıdar partilenne düştüğünü söyleyen Korkmazcan, "Hükümetle ilgili desteklerini devam ettirip eüirmeye- ceklerine onlar karar verecekler. Bir hükümet meselesi ortaya çıktığında, bi- zim konumumuzu açıkça biliyorlar. Çö- züm önerilerini ortaya koyduk. Bu hükü- met dağılırsa üzerimize düşen sorumlulu- ğu yerine getiririz. SHP ve D\ P'den ka- rar vermelerini bekliyoruz. Kamuoyu bekliyor" diye konuştu. DYP"li Cavit Çağlar'la hükümet for- müllerini konuşan milletvekilleri ise Türkiye'nin yeni oluşumlara gereksi- nim duyduğunu belirttiler. Yılmaz'ın göruslerine katıldığını söyleyen Kam- ran inan, Çağlar'la görüşmelerine iliş- kin açıklama yapmazken "Bunları yük- sek sesle konuşursanız hiçbir netice ala- mazsınız. Böy le olursa hiçbir fornıül ba- şarılı olamaz. Bunlar açıkta )apılmaz bir uzlaşmadır, insanları ikna metodudur, ama son günlerde parlamentonun büvük çoğunJuğunda bu görüşler su yüzüne çıkıyor" dedi. Kaya Erdem ise, polıti- kanın çözüm yeri olduğunu ve koşul- lann yeni oluşumlan dayattığını belirte- rek "*DYP'li ve öteki dostlarun aynı gö- rüşte" dedi. Çagjlarhareketegeclyor Yeni hükümetgirişimi vergi yasasından sonra HAKKI ERDEM ŞEBNEMGÜNGÖR ANKARA - Son günlerde yeniden başlayan "geniş ta- banlı hükümet" arayışlanyla ilgili girişimlerin, eko- nomik paket kapsamındaki vergi yasalannın TBMM'den geçmesinden sonra yoğunlaş- ması beklenıyor. Geniş tabanlı hükümet konusunda ortaya atılan "geçici teknokratlar hü- kümeti" görüşü ise DYP içinde benimsenmedi. DYP Genel Başkan Yardımcısı Esat Kıratl- loğlu. bu görüşleri "profesjonel ara rejim arayışlan" olarak ni- telerken, "İt ürür kervan yürür" dedi. DYP'de geniş tabanlı hü- kümet göriişünün başını çeken- lerden eski Devlet Bakanı Cavit Çağlar da teknokratlar hükü- metini "Sacma" olarak değer- lendirdi. Çağlar, Türkiye'nin eko- nomik istikrar paketini uygula- mak için güven verici bir hükü- mete gereksinimi olduğunu vurgularken, bu konuda kendisini arayan ANAP'blarla görüşmeler yaptığını söyledi. Çağlar, güven verici hükümetin DYP-ANAP formülüyle ger- çekleşebileceâi gibi DYP- ANAP-SHP" ortakhğının da olabileceğini bildirdi. Çağlar. "Vergi yasaları çıkmadan bu konulan açmam" sözleriyie. gj- rişimin zamanlaması konusun- da işaret verdi. "Ben bir bölen obnak istemiyorum" diyen ve Çiller ile de görüştüğünü, kaygılannı dile getirdiğini belir- ten Çağlar. parti yetkili organ- lannda bu konuyu ne zaman tartışmaya açacaklan sorusu- nu, "Vergi yasası çıkmadan bunları açmam. Ben bir bölen ol- mak istemiyorum''' diye ya- nıtladı. Çağlar, vergi yasasının önemine dikkat çekerken de, "kendisini cezalandıracak" bir yasanın çıkması için TBMM'de gece yanlanna kadar calıstığını sövledi. "Anavol" formülü ve geçici teknokratlar hükümeti modelını '*nafile arayışlar" olarak niıelendiren Kıratlıoğlu da. "Profesyonel ara rejim arayışçılarıvla yüz yüzeyiz. E)emokrasive ve metnlekete ihanet içindeler" dedi. Hükümet arayışlarıııa SHP tepkisi • SHP Genel Sekreteri Fikri Sağlar: Parlamento dışında hiçbir arayış içine girilemez. Sağlar. Genelkurmay Başkanı Orgeneral Doğan Güreş'in, işadamlan ile toplantı yapıp yapmadığını açıklamasını istedi. belirterek. "Parlamento dışında kümct kurulması vönünde te-IŞIK KANSU ANKARA - Parlamento dışı hükümet arayışını formüle eden "teknokratlar hükümeti" önerisi. SHP'den tepkı aördü. SHP Genel Sekreteri Fikri Sağ- lar. Genelkurmay Başkanı Or- general Doğan Güreş'in işa- damlan ile toplantı yapıp yap- madığını açıklaması gerektiğini hiçbir araytşa girilemez" diye konuştu. Fikn Sağlar. dün Cumhun- yet'e yaptıgı açıklamada. bazı :ş çevreleri ile askeri erkan men- suplannın bir araya gelerek Ankarada, İstanbulda bazı toplantılaryaptıkları, eski Mer- kez Bankası Başkanı Rüşdü Sa- racoğlu başkanlığında bir hü- ÇİZMEDEN YUKARI / MUSA KART maslarda bulunduklan yönün- deduyumlar aldıklarını belirte- rek, şunlan söyledi: "Bu duyumların ne kadar doğru olup olmadığını bilenıiyo- ruz. ama bunlara şiddetle karşı çıkıyoruz. Böyle bir duyumu biz de aMık. bunu çok ciddive almı- yoruz. Kunımları zedelemekten başka bir şey değildir. Böyle bir toplantıya, Genelkurmay Baş- kanı katılıp katılmadığını açık- lamak /orundadır. Başbakan, en azından bunun hesabını sormak zorundadır. Çünkü biz. demok- rasiyi özümseyen insanlarız. Ül- kenin rejimi, parlamenter de- mokratik sistemdir. " saygıstzlık' Sağlar. DYP-ANAP birleş- mesini ya da bu partilerin ortak hükümet kurmalannı ifade eden "Anayol" arayışlannın yoğunluk kazandığının anım- satılması üzerine. şu görüşleri dile getırdı: "Parlamentonun içinde yeni oluşum arayışlan, iki sene önce de bir sene önce de vardı. Bugün de var, bundan sonra da sürekli olacaktır. O, parlamenter de- mokrasi içerisinde olabilecek şeydir. Yeni oluşum arayışları, parlamentonun içinde olabilir. Ama parlamentonun dtşından kurtancılar getirerek, "Teknis- yenler' diye söyleyerek arayışlar içine girilmesi, parlamentonun dışındaki işadamlan ve askeri erkan bir araya gelerek, böyle bir aravışı dillendimüşler gibi gösterilmesi. Türkiye'nin de- mokratik sistemine yapılan en büyük saygısızlıktu-. Türkiye için büy ük bir talihsi/liktir. Hele hele. parlamenter olanlar. siyasi partilerde böyle arayışlann içe- risine girerlerse onlar için de son derece acı olduğunu, daha büyük talihsizlik olduğunu söylemek is- tiyorum. Bazı sivasi partiler de teknisyenler hükümeti kurulma- sından yana gözüküyor. Bu, ta- lihsizlik, kendi kendini inkardır. Kendisine saygsızlıktır." ÜGÜPOLTTİKA GÜNLÜGÜ HİKMET ÇETÎNKAYA 1 Mayıs... Bugün 1 Mayıs... işçinin ve emekçinin bayramı. Tüm dünya işçîlerinin, birlik, mücadele, alınteri ve dayanışmasını simgeleyen bir gün. işçinin ve emekçinin varoluşunu, kendi kimliğini kanıtlayışını, siyasal bilincini vurgulayan 1 Mayıs bugün. İşçinin ve emekçinin yükselen bayrağının dalgalandı- ğı, sermayeye karşı yüreğinin gümbür gümbür ses ge- tirdiği, kapalı salonlarda değil alanlara taştığı bir tarihi selamlıyoruz. Ayakta kalmanın mutluluğunu, işçinin ve emekçinin kendi öz değerlerini alkışlıyoruz. Bugün 1 Mayıs.. Tarihin derinliklerinden gelen anlamlı bir gün bugün. Amerika işçi Federasyonu'nun (AFL) sekiz saatlik iş- günü için 1 Mayıs 1886'da açıkladığı genel grevin yoğun- laştığı ve bir bakıma ilgi odağına dönüştüğü Chicago'da polisin göstericilere ateş açması sonucu meydana ge- len olayların 108. yıldönümü. Evet 108 yıl önce bugün Chicago'da kanlı olaylar ya- şandı. işçiler ve emekçiler kendi kimliklerini, siyasal bi- linçlerini kanıtlamak için 108 yıl önce Chicago sokakla- rında ölümü göze aldılar. Tutuklanan sekiz işçiden dör- dü elektrikli sandalyede can verdi. Diğer dördü ağır ce- zaya çarptırıldı. Tüm bunlara karşın AFL yılmadı, direndi... 1888 yılında yaptıgı toplantıda şu karan aldı: "Sekiz saatlik iş günü kabul edilene dek her yıl 1 Ma- yıs 'ta gösteriler yapılacaktır..." Sekiz saatlik iş günü daha sonraki yıllarda çoğu uygar ülkelerde kabul edildi... 1 Mayıs salt Amerika'da değil, dünyanın diğer uygar ülkelerinde de işçilerin ve emekçilerin bayramı olarak kutlanmaya başlandı... Bugün 1 Mayıs... işçinin ve emekçinin bayramı... 1 Mayıs'ın Türkiye'de de anlamlı ve önemli bir konu- mu var.. 1908-1912 yılları arasında bazı kentlerimizde kutlandı 1 Mayıs bayramı. Yıl 1921'di ve istanbul işgal altındaydı. Tüm yasaklamalara karşın Şirket-i Hayriye, tersane ve tramvay işçileri 1 Mayıs günü gösteriler yaptı. O tarihten itibaren 1925'e dek tüm ülkeye yayılan bir gelenek başa- dı. 1925 yılında ise bir yasaklama geldi. O tarihte çıkarı- lan bir yasa ile bayramın adı değiştirildi: '1 Mayıs Bahar ve Çiçek Bayramı...' 1935 yılında çıkarılan bir yasayla da bu bayram resmi tatiller arasına girdi... 1968 yılından başlayarak bugüne dek 1 Mayıs izinli ve izinsiz kimi zaman meydanlarda kimi zaman salonlarda kutlandı... 1976'da ilk kitlesel kutlama Taksim Alanı'nda yapıldı. Bir yıl sonraki kutlamalarda DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler kapanış konuşmasını yaparken Taksim Alanı kana bulandı. 1979da sıkıyönetim 1 Mayıs gösterilerini yasakladı. 12Eylül'ünardından '1 Mayıs BaharBayramı', 27Mayıs Hürriyet ve Anayasa Bayramı' ile birlikte kaldırıldı Bugün 1 Mayıs... işçinin ve emekçinin bayramı... Tüm dünya işçilerinin birlik, mücadele, alınteri ve da- yanışmasını simgeleyen bir gün... Biz 1994 yılını yaşıyoruz.. Doya doya ve özgürlükleri kucaklaya kucaklaya alan- ları doldurabildik mi? Biz işçileri ve emekçileri 'yükselen c/eder/er'karşısın- da hak ettikleri yere getirebildik mi? içimde çığlık çığlığa bir sevinç... Içimde buruk bir duygu... Her ikisini birden yaşıyorum bugün... Kırlarda değil meydanlarda olmak var... Omuz omuza yürümek ve bir sevda türküsünün yal- nızlığına asla gitmemek... Dayanmak, zorluklara göğüs germek en acımasız en- gellere... Güneşe doğru yürümek... Bugün 1 Mayıs... işçinin ve emekçinin bayramı... Geride kalan bir yüzyılın tarihi. Geride kalan bir kimli- ğin, siyasal bilincin tarihe geçişi. . Bizde sadece yasaklar kalmış, her şey kimi aldatışla- rın içinde yitip gitmiş... Bugün gelin birlikte haykıralım. Bugün gelin meydan- ları dolduralım. Bugün sadece coşkuyu, birlikteliği kanıt- layalım... Var mısınız? Necmettin Erbakan: Hiçbîrhükümetteyokuz ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)- RP Genel Başkanı Nec- mettin Erbakan. yeni hükümet senaryolannın Türkiye'nin so- runlanna çözüm getirmeyece- ğini söyledi. Hiçbir hükümet oluşumunda yer almayacakla- nnı belirten Erbakan. "Tür- kiye'nin kaybedecek vakri kal- madı. ya düzclrin ya bize verin" dedi. RP il başkanlanyla il müfet- tişlerinin katıldığı seçim so- nuçlannı değerlendirme top- latısında bir konuşma yapan Necmettin Erbakan, yeni hü- kümet tartışmalanyla ilgili açı- klamalarda bulundu. Türki- ye'nin sorunlannın çözümü için bu hükümetin gitmesı ge- rektiğini söyleyen Erbakan. "Ama yerine de rastgele bir hü- kümetin gelmesi asıl çözümü sağlamaz" diye konuştu. Er- bakan. şunlan söyledi: "Batı taklitçisi'hangi hükü- met kombinezonumı kurarsanız kurun, yürümez. Türkiye'nin meselelerini çözmez. Buradan sesleniyonım: Ya düzeltin ya bize verin. Daha önce de söyİe- dim. İkiniz yetmiyorsunuz, üçü- nüz birleşin. Ama artık vakit kalmadı. Ayın 11 'inden sonra Hazine bonolarının ödemeleri- nin durdunılacağına ilişkin ri- vayetier var. Bu iflas demektir. Gemi karaya oturmuştur. İlacı, halkımız 27 Mart'ta göstermiş- tk." Bir Yerel Secimin Mesajı ve Erbakan Hoca'nın Adil Ekonomik Düzeni -1 GericiHğingüçlenmenedeni,laikeğitimdensapma Prof. Dr. C AHTT TALAS Başkalanrun haklanna ve özgürlüklerine saygılı olmayan insanJann ve kurumlann hak ve özgürlük düşüncelerinden nasıl kuş- ku duyulmaz? Bunu, 1500 yıl öncesinın ku- rallan ile günümüz toplumlannı yönetmek ve onlan zorla kabu) ettirmek yanlışına ka- pılanlar için söylüyorum. A ymazlıklar dizisi Umanz ki 27 Mart yerel seçiminin sonuç- lan. devlete ve Türk toplumuna uyan olur. Böyle bir uyanya kesin gereksinim vardı. Neden bu sonuçlaroluştu? Kuşkusuz birden çok neden var. Bize göre başta gelen neden- ler şunlar olabilir: Devletin dinsel ağırlıkh eğitime bilinçü-bilinçsiz önemli kackılan. eğitimin her düzeyde laık niteliğinden sap- malanna neden olmuştur. Milli eğitim poli- tikalan. 1940'lı yıllann sonundan itibaren Şemsettin Sirer ve Tahsin Banguoğlu'nun Milli Eğitim bakanlıklan döneminde. hızla gelişen ve halkın dinsel duygulannı sömü- ren. kabartan Demokrat Parti'ye karşı bir önlem almak üzere. önce Köy Enstitüleri'ne dönük olumsuz yaklaşımlar ile başlamış, sonra karma ilk imam-hatip lisesi açılmıştır. İslamda kadmlann imamlık görevi söz ko- nusu olmadığı halde, bu liselere kızlann da kabul olunmasının başta gelen nedeni, din eğitimi görmüş, şartlanmış annelerin güdü- münde çocuklann şeriata yatkın olarak ye- tıştirilmelendır. Demokrat Parti iktidara ge- lince (1950), bu oluşum ve gelişme hızlan- mıştır. 1937 ve 1938 yıllannda başbakanlığı döneminde. yani ulu Atatürk ölmeden önce "Şef diyor ki" deyişini ağzından düşürmeyen Celal Bayar. oy uğruna Atatürk devrimleri- ne. laik cumhuriyete ters düşen icraatfa işe başlamış ve ilk olarak Türkçe okunmakta çlan ezanın yenne Arapça ezanı getirmiştir. İmam-hatip liseleri de hızla artmaya başla- mıştır. Cumhunyet Halk Partisi yöneticileri. dinsel duygulan siyasal amaçlar için kuüan- ma konusunda. Demokrat Parti ile yanşa- yamayacaklan gerçeğini bir türlü anlamak istememiş ve bu yanhşı sürdürmüşlerdir. Bu- gün de aynı yanlış başka partiler tarafından sürdürülmektedir. Refah Partisi, Türk şeri- atçılannın partisidir. Bu parti yanlısı insan- lar, yani şeriatçılar. tam militan. bir bakıma kendilenni Refah Partisi'ne'adamış durum- dadırlar. Böyle olduğu halde. Sayın Süley- man Demirel ve merhum Turgut Özal, Atatürk devnmlerine ve Atatürkçü düşün- ceye yeterince sahip çıkamamışlardır. Daha çok, oy kaygısı ile laiklik ilkesinden ödünler vermişlerdir. Sayın Demirel'in son hüküme- tınin Milli Eğitim Bakanı. basına yaptıgı bir açıklamada. yeni açılacak 70 imam hatip li- sesınin heyecanını yaşadığını söyleyebilmiş- tir. Ne yazık ki. şimdi Sayın Başbakan da yaşasaydı Atatürk'ünde sevinç duyacağı uy- gar. laik görümünü ile hiç uyum taşımayan kimi sözcükleri sık sık kullanabilmekte ve kendisinden öncekilerin yanhşlannı yinele- yebılmektedir. Düşünülmüyor ki, bugünkü siyaset arenasında hiçbir parti, şeriatçı kesi- min oylannı -ne kadar ödün verirse versin- kendi tarafına çekemez. Bu yanlış, 1950'ler- den bu yana değişik biçimler içinde yinelen- mektedir. Yanlıştaki bu ısrann en açık so- mut örneği, sağcı-liberal-dinci partilerin, TBMM'de yeterli üçte iki çoğunluğa sahip bulunduklan halde ilk ve ortaöğretimdeki zorunlu din dersi hükmünü anayasadan çı- karmaya bir türlü yanaşmamalandır. Ashn- da anayasanın 24. maddesi, düzeltilmesi ge- reken bir maddedir. İlk ve orta eğitimde zo- runlu kılınan din kültürü ve ahiak olduğu halde. durum din eğitimi ve öğrenimine dö- nüşmüştür. Bu yanlış. bütün yönetim kadro- lanna dinci kesimin egemen olduğu Milli Eğitim Bakanlığı'nın ısran ile sürüp gitmek- tedir. Laik nitelikli bir devlette. cumhuriyet- te zorunlu din dersi olur mu? 12 Eylüî ve Özaî yönetimlerinin Atatürkçü düşünceyi ve onun devrimlerini yıkmaya dönük politika- lan ve yanlış uygulamalan. günümüzde şeri- atçı akımlann altyapısını hazırlayıcı gelişnıe- lere dönüşmüş bulunuyor. SÜRECEK