Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8NİSAN1994CUMA CUMHURİYET SAYFA
DUNYADAIV
Afganistan'da ateşkeshayalTartışmanın kilit noktasında Devlet Başkanı Burhcmeîtin Rabbanınin isüfası var, ancakbu da beklenmiyor
Komünistler ülkeden
uzaklaştınldığından bu yana
mücahitlerle aralıksız
sürdürülen ateşkes görüşme-
lerine paralel olarak saldın-
lardasürüpgitti.
•w-v irleşmiş MiJJetlere bağJı üst
I J düzey bir yetkilinin, baş-
i 3 kent Kabil'de sürekli ateş-
kes sağlama girişimleri başansızlı-
kla sonuçlandı. Afganistan'da iki yıl
önce komünistlerin ülkeden atı-
lmasıyla sonuçlanan savaştan son-
ra. 1992 yılının nisan ayından bu
yana mücahitler arasmda patlak ve-
rcn iktidar mücadelesinde 12 bin
kişi öldü. başkent Kabil'de taş taş
üzerinde kalmadı.
Tunus eski Dışişleri Bakanı Mah-
mut Mestiri. BM temsilcisi olarak
Afganistan'a yaptığı ziyarette. ülke-
nin sözde Başbakanı Gulbiddin Hik-
metyar ile göriiştü. Başbakan aylar-
dır Kabil'i bombardıman ederek ra-
kibi Devlet Başkanı Burtıaneddin
Rabbaniyi istifa etmeye zorluyor.
Mestiri'nin Afganistan'da bulundu-
ğu süre içerisinde iki taraf ateşe uya-
caklannı bildirdi. Geçtiğimiz pazar
günü Rabbani, sürekli ve koşulsuz
bir ateşkes anlaşmasına uyacaklan-
na söz verdi.
Ne var ki, Hikmetyar oldukça
üstü kapalı bir demeç vererek dura-
mu şöyle değerlendirdi:"Biz kendı
açımLzdan ateşkesi kabul etmiş
bulunuyoruz. Ancak karşı taraf
ateşkesi ihlal ediyor. Aynca. banş ve
uzlaşrna sağlanabilmesi için Rabba-
ni'nin istifa etmesi gerekiyor."
Kabil'den 25 kilometre uzaktaki
karargahında konuşan Hikmetyar,
BM'in başkentte bulunan tüm agır
silahlann toplanması konusundaki
rolünü kabul etmemekte direniyor.
Afgan banş heyeti ise, iki tarafın da
ağjr silahlannı teshm ederek, Ka-
bil'in yönetimini Afganlı komutan-
lardan oluşan bir konseye bırakma-
sını tavsiye ediyor. Köktendinci
Hizbi İslami örgütü lideri, yabancı-
lara silahlannı teslim etmeye hiç ni-
yetleri olmadığıru belirterek. "Biz
Afgan mücahitierin etkili olduğu alanlardan biri de Birleşmiş Milletler tarafından yapüan gıda yardımlarının aç haika ulaşmasuıı önlemek oluyor.
Afganlılar kendı meselelerimizi hal-
ledebılinz. Yabanalann işlerimize
burnunu sokmasını istemivoruz "
diye konuşuyor. Mestiri. Rabbanf-
nin emrindeki Başkomutan Ahmet
Şah Mesut ile görüştükten sonra
Pakistan'a gitmeyi planlıyor. Mesti-
h'nin aıeşkesi sağlama konusunda
gösterdiği başansızlık bir anlamda
düşkınklığı yarattı. Ancak, BM iki
tarafın liderleriyle görüşmelere de-
vam ederek, baskı yoluyla biranlaş-
ma sağlamaya kararlı.
1 ocaktan sonra Hizbi İslami ör-
gütü lideri Abdiilreşid Dostumun
Hikmetyar saflanna geçerek. hükü-
mete karşı başlattığı saldınlarda bu-
güne kadar yaklaşık bin kişi ya-
şamını yitirdi. Aynca Dostum. Ka-
bil'in hükümet yönctıminde bulu-
nan kısmına yapılan gıda yardımını
tümüyle engelleyerek. insanlann
açlıktan ölmelerine neden oldu.
BM.Kabil'de bulunan askerlerini
ocak ayında geri çekti. Devlet baş-
kanlığı resmi sözcüsü Aziz Murat,
BM'in çekilmesı\le gmenilirlığini
yiîirdiğini belirtiyor. BM güçlerinin
başkent Kabil'etekrargerigelipgel-
mcvecekleri henüz bilinmivor. An-
cak Devlet Başkanı Rabbani'nin
temmuz ayında başkanlık süresi
biti.ıeeve kadar kanşıkhğın devam
edeceğine kesin gözüyle bakılıyor.
Sözcü Murat, çatışmaların devam
etmesi halinde, başkanlık süresi-
nin uzatılacağını da bu arada kay-
Raymond Whitaker
TheIndependent
tjgcaristcııı
ATye üyelik
başvurusu3
; H
.;
Doğu Bloku ülkelerinden ATye
üyelik başvurusu yapan ilk ülke
Macaristan oldu. Macaristan'ın
muhafazakarhükümeti 1 nisanda
başvuru dilekçesini Avrupa
Bakanlar Kurulu'na başkanlık
yapan Yunanistan'a iletti.
J>oğu Bloku'nundağılmasının
üzerinden tam dört yıl geçti. Bu süre
içinde birçok eski Doğu Bloku
ülkesinin. başta Polonya olmak
üzere ATye başvurusu gündeme
geldi. Amailk başvuran Macaristan
oldu. Başvurudilekçesi Macaristan
Dışişleri Bakanı Geza Jeszenszk)
tarafından, Yunanistan Dışişleri
Bakanı Theodoros Panglos a
iletildi. Macaristan'ın
başvurusu 18 nisanda toplanacak
dışişleri bakanlan kurulu
tarafından incelenecek.
Başvurunun kabul edilebilmesi için
1992'de AT ile imzalanan ortaklık
antlaşmasınm yürürlüğegirmesi
gerekli. Bu anlaşmayı Macaristanla
beraber Polonya ve eski
Çekoslavakya da imzamıştı. Ama
Polonya ve eski Çekoslavakya
ATye girmeden önce taraf
değiştirmenın zorluğunu çekiyor ve
henüz kesin karar vermediler.
Macaristan'ın bu başvuruyu
yapmasındaki neden-ler arasmda
politikaöneçıkıyor. 1990'danbeni
iktidarda bulunan muhafazakarlar,
gelecek ayki genel seçimler
3ncesinde puan kazanmaya
calışıyor. Seçimlerde büyük
olasılıkla iktidara sosyalislerin
geleceği belirtilirken. iktidann bu
tutumunun Avrupa'ya
yakınlaşmak vedestek sağlamak
amacını güttüğü belirtiliyor.
Bu başvuru gerek Budapeşte'de
gerekse Brüksel'de sembolik olarak
karşılandı.
Macaristan'ın şimdilik sembolik
olarak tanımlanan başvurusu,
ATin, yeni üyeleri için şimdiden
belirli haarlıklaryapması
gerektiğini tekrar gündeme getirdi.
Yves-Michel Riols
LeMonde
BatıBosna'yıonaracak, ama..Sırp vahşettyin yaraîtığı yıkmtılann eski haline getirilmesiyaklaşık 22 milyar dolargerektiriyor
" yvosna-Hersek'in baş-
#^kentinde silah seslen
JU kesilir kesilmez başla-
yacak onanmlann hayali
Batılılan heyecanlandınyor.
Uzmanlann yaptığı hesaplara
göre yaklaşık 22 milyar do-
larlık bir pasta. Politik denge-
ler göz önünde tutularak veri-
lecek ihaleler için Fransızlar.
İngilizler ve Amerikahlar ade-
ta yanşıyorlar.
Saraybosna'nın onanmı mı?
Uzmanlara göre "enfr&striik-
türler dahil üç aşağı beş yukarı
22 milyar dolarldc iş." Yıkık bir
köprü 17 milyon, 1 km'lik ana-
yol 700.000 S... Başkentten
Tuzla'ya giden 120 km'lik yolu
yeniden yapmak için milyan
geçmek gerekiyor.
Bu fiyatlarla BM'ye katkıda
bulunanlar aralannda küçük
bir ekonomik savaş başlayabi-
lir. İlk çatışmalar başladı bile.
Hatta BM'nin bünyesinde ku-
rulan ve "bir ülkenin normal
yaşam şartlarına dönnıesinin in-
celendiği" komisyonlarda bu
tartışmalar hararetle süriiyor.
Bu komisyonlann en eskisi
Uluslararası İşletme Grubu'-
nun ilgi alanı tüm Bosna top-
raklannı kapsıyor. Saraybos-
na'da ateşkes iİan etme çaba-
lan esnasında bu komisyon,
çabalan başkentle sınırlı ve "ge-
lecekteki yöoeticinin calışma-
larını hızlandırmakla" görevli
ICBO adında küçük bir kuru-
luş doğurdu. Halbukı, ulusla-
rarası korumada olan Saray-
bosna bölgesi 2000'den fazla
askeriyle daha çok Fransız
bayrağı altına sığınıyor.
Böylece ICBO'nun şehrin düzen-
lenmesi için oluşturduğu 13'ten fazla
komis\ondan altısı Fransızlar'ın elı-
ne kaldı: Elektrik. kamu araçlan, yol
enfrastrüktürleri, yollar, havaalan-
lan ve telekomünikasyon. "Gelecek
baharda başlayacak olan çaltşmalar-
dan önce durumun belirlenmesi evre-
sandeviz. Ama daha şimdiden uzman-
lann gerekli incelemeleri yapmaları
Bosna'nın yeniden imarında bu şehrin insanlarıyla birlikte BM askerlerine de iş
düşüvor. Şimdi ellerinde silah yerine matkap var.
gerekiyor. Yoksa çok gec kalınabilir.
Rekabet Kuveyt'te olduğu gibi çok
çekişmeli olacak." Durumun farkına
erkenden \ anp hemen işe koy ulma-
lanna rağmen Fransızlar. hiç bek-
lenmedik bir muhalefetle karşılaştı-
lar.
Asker sayılannın çok daha az ol-
masına rağmen İngilizler ve Amen-
kalılar, bu pastadan büyük bir pay
koparma umudunu yitirmiyorlar.
Su ve gaz sektöründe çok yararlı
araştırmalar vaptılar bile... Fransı-
zlar'ın kendilerinı çok güçlü sandı-
klan çok yönlü vardım sektöründe
önemli atılımlar yaptıklannı da
unutmamalı.
John Major. geçen haftalarda
Bosna-Hersek'e yaptığı gezıde 20
mil>on S'lık elektnk ve su onanmı
yardımında bulundu. Bu kargaşada
15 uzmandan oluşan Amenkan ve
İngiliz delegasyonu, US UK Jo-
int Civil Mission, başkentte 3
haftalık bir araştırma programı
başlattı. Bu delegasyonun Lond-
ra ve Washington'a bağlı ol-
masına rağmen BM'den onay
aldı.
Güvenlik Konseyi verdiği bir
kararda "BM'nin tüm olanak-
lanndan yararianabileceklerini"
bildirdi. Bir uzmanın tabınyle"2
farklı politika çatışıyor; Fransa,
Saraybosna'daki si>il yönetim ve
şehrin her iki bölümünde >etki sa-
hibi olacak bir yönefim projfsi or-
ta\a ko>u>or. Paris, şehrin yeni-
den düzenlenmesinde Sırplar'ın
veto \etkisini gözardı edemeyece-
ğini söylüyor. Amerikahlar ve
İngilizler aksine bu bölgenin tek
hakiminin Bosnaldar olduğunu
düşünüyor ve yöneticinin bir proje
koordinatörü obnasını tercih
ediyorlar." Bosnalı şirketlerin
kendi kendilerine karar almalan
savaş nedeniyle imkansız oldu-
ğundan verilecek kararlar hükü-
met tarafından alınacak yani po-
lıtik olacak.
Uluslararası işlerde uzman-
laşmış, Energo Invest'in Başkanı
Muhammed Cico, Bosna- Her-
bck pazannın yarattığı kargaşa
karşısında gülüyor. "Saraybos-
na'nın yeniden düzenlenmesi ko-
nasunda askerleriniz ve gazeteci-
leriniz sanayicilerinizden çok
daha fazla heyecanlı. Bosna-Her-
^k Kuveyt değil. Bizler kötü
Müslumanız. Bizde petrol yok.
I ransız elektrik şirketi bize uz-
nıan kadrolar göniermeyi fcklif
etti. Biz Çad'da değiliz. Gerekli
adamlarımız \ar. Bize gerekli
olan malzeme ve finansman. BM'ye
gelince onarun için projelerini
arttırıvor. Ama savaş öncesi ortak-
larımızla görüşebilmenıiz için bile
Sara> bosna'>ı terk edemiyoruz.
L lusiararası topluluk bize gerçek-
len de yardım etmek istiyorsa
bıraksın kendi işlerimizi kendimiz
ele alalım." _
Dıdıer Françoıs
Le Monde
Çin'in 92yaşındaki lideri Deng'in, günleri sayılı
1976 yıhnda Mao'nun ölümünden hemen
önce Çin basını onun Pakistan Başbakanı
Zülfıkar Ali Butto ile göriişürken çekilmiş bir
resmini yayınlamıştı. Bunun amacı, halkı Çin
Halk Cumhuriyeti'nin kurucusunun yakında
gerçekleşecek ölümüne haarlamak ve bekle-
nen son geldiğinde doğabilecek herhangj bir
kanşıklığı önlemekti.
Geçtiğimiz Şubat ayında ise Çin televizyo-
nu, 89 yaşındaki liderieri Deng Şiaoping'i
ekonomik reformlannın bugün en belirgin ol-
duğu kent olan Şangay'da düzenlenen Yeni
Yıl festivallerine katılırken gösterdi. Bir
yıldan sonra ilk defa halkın karşısma çıkan
Deng, oldukça halsiz gözüküyordu. Yürüme-
sine yardımcı olan iki kızından biri, Deng'in
ağzında mınldandığı cümleleri aktanyordu.
Mesaj çok açık gözüküyordu: Çin deyaşanan
ekonomik büyümenin mimannın günlen git-
gide azalıy ordu. Görme ve işitme duyulannda
ve konuşmasında belirgin bir güçsüzlük far-
kedilebiliyordu.
Ancak gerçekten de verilmek istenen mesaj
bu muydu? Bu yaymın üstünden geçen hafta-
lar boyunca Deng'in yaşına karşın hala ga\et
sağhklı olduğunu göstermek için birçok çaba-
>a girişildi. Aynı zamanda sekreterliğini ya-
pan kızı Deng Rong, yaşlı Çinlf nin Pekin'de
her gün üç saat >üriiyüş yaptığını, açık deruz-
de yüzdüğünü. düzenli olarak briç oynadığını
vegündeiki saatini ayırarak lOgazeteokudu-
ğunu söylüyor.
Buna karşın Deng, Çin'in parlamentosu
olan Ulusal Halk Kongresi'nin vıllık top-
lantısına katılmadı. Kızı bunun üzerine
Deng'in önceki halsiz görüntüsünün \ arattığı
endışelen yatıştırmaya hevesli Çin basınına şu
açıklamaya yaptı: "Ulusal Halk Kongresi'ne
yaşından dolayı katılamadı, ancak gelişmeleri
çok yakından takip edi\or. Doğai olarak taş-
landıkça eskisi kadar iyi olanmor. Ama genel
anlamda neredeyse 90 yaşında olan birisi için
hala oldukça iyi dunınıda." Ülkedeki vabancı
dıplomatlardan biri. \apılan açıklamalann
"hepimizin gördüğü manzarayı düşünürsek ol-
dukça inamlmaz" olduğunu söyledi. Ancak
güvenilir kaynaklardan alınan bilgive göre
Deng'in herhangi bir ölümcül hastalığı bulun-
muyor, tek sorunu yaşlıhk.
Liderlikte Deng'ten daha yaşlı kimseler de
bulunuyor. Örneğin Pekin'in eski Belcdiye
Başkanı Peng Zhen. 90'ın epe\ üstünde. Yine
eskilerden, çok saygın \e güç sahibi biri olan
muhafazakar Çen Yun 88 yaşına ve bağlı ol-
duğu tekerlekli sandalyeye karşın oldukça
canlı gözüküyor. Bazı elçiler. iki parti liderinin
televizyonda gösterilmesinin Çenin destek-
levicılen tarafından ayarianmış bir komplo
olduğunu öne sürüyorlar. Buna da neden ola-
rak Çen'in Deng'den daha sağhklı görünüyor
olmasını gösteriyorlar. Ancak bu tür teoriler
ülkedeki çoğu gözlemciler tarafından benim-
senmiyor. Çin için benimsedikleri ekonomik
modellerin aynlığına karşın her ikisinin uzun
politik kariyerleri boyunca birbirlerine büyük
bir saygj beslemiş olduklan bilinıyor. Deng'in
son yedi \ıldan bu yana Yeni Yıl festivallerine
katılırken televizyonda gösterildiğini ve aksi-
nin öldüğü anlamında yorumlanacağı belirti-
livor. _, „.
The Tımes
James Pringle
ydi ülkede
kalacaktı, nişanlısı
ölünce 'git' dendi
Cezayirligenç, şimdi neyapacağını
bilememeninşaşkınhğı içinde.
İngüîere 'den ayrılmakla, yenibirgelin
adayı bulmak arasmda bocalıyor
/
nsanlann kendilerine scçü'k-
leri yaşam çevresi ve koşullan
bazen ne kadar entipüften ge-
rekçelerle değişebiliyor. Ustelik bu
değişmede kişisel iradesınin hiçbir
rolü olamıyor. Öyle olunca da ister
istemez insanın aklına iradenin etki-
sizliği geliyor. Bu durumdaki bir ki-
şinin robotton farkı nedir acaba?
Böyle sorular sıralamak yerine tab-
loyu bir örnekle somutlaşürmak ye-
rinde olmaz mı dersiniz?
Bir İngılizle nişanlı olduğu için.
İngiltere'de kalmasına izın verilen
Cezayirli Said Mecitdoub (33),
nişanlısının ölmesi üzerine. sınırdışı
edilme tehlikesiyle karşı karşıya
kâldı.
Tracy Murphy(I9) ile üç yılhk
ilişkisi göz önüne alınarak Said'c
geçen eylülde ülkede kalma izni
verilmişti. Çift, ocak ayında
evlenmeyi planlıyordu, ne var ki,
Murphy. Hull'daki birlikte >aşadı-
klan dairede kuşkulu bir
karbondioksit zehirlenmesine
kurban ejderek, Kasım 1993"tc can
verdi. Önce ülkeyi 28 gün içinde terk
etmesi istenen Mecitdoub'un,
sonra, soruşturma için ağustos ya
da eylüle kadar ülkede kalmasına
izin verildi.
İşçi Partisi'nin Hull milletvekili
Kevin McNamara. konuyla ilgili
olarak şunlan söyledi: "Bu çok
trajik bir olay. Onu, öylece ülkeden
atıvermek çok zor. Nişanlısının
ailesi, şimdiden oğulları gibi görmeye
başlamış ve ülkede kalabilmesi için
her türlü güvenceyi vermeye hazır
olduklarını söylüyorlar. Neyse ki, bu
tür olavlar sık gelmiyor başımıza.
Ama gördük ki, elimizde,
kararlarımızı dayayabileceğimiz
başka bir örnek yok."
Mecitdoub, Ingiltere'ye 1985'te
gelmiş ve Hull Üniversiteşi'nde
işletme masten yapmıştı. Öğre-
nimıne doktora yaparak devam
etmek istiyordu, ancak gerekli
bursu sağlayamadı. Çift, 1990'da
Hull'da bir lokantada çahşırken
tanıştı.
Tracy'nin babası Trevor Murphy,
"Benim için öz oğlumdan farksız. Ö
ailenin bir parçası" di>or. İçişleri
Bakanlığı. Mecitdoub'u vize
süresinin dolduğu gerekçesiyle,
geçen yıl sınırdışı etmeye kalkmıştı.
Alü ay tutuklu kaldıktan sonra. böl-
gede milletvekıllerinin çabalany-
la, Murphy ile evlenebılmek üzere
serbest bırakıldı. Çift, biriktirdikleri
bin sterlini, evlilik hazırlıklan için
harcadı. kiralamayı düşündükleri
daıreden vazgeçerek daha ucuz bir
dairc taşındı.
Geçen hafta, statüsüyle ilgili bir
takım pürüzleri halletmek için
Londra'ya gitti, döndüğündeyse
nişanlısının cesetini buldu.
Göçmenlerin refahı için Birleşik
Kurul'dan Nirmala Rajasingam,
"Bu çok acı bir olay. Bu kızla uzun
süreli bir ilişkileri olmuş, şimdi geri
göndermek hiç de insanca değil'*
dıvor.
The Independent
ispanya
Basklılann Euskera'ca
kitaplan basılıyor
Yasaklı dilde yazılmış, bugüne kadar da.
hiçbir baskısı yapılmamtş pek çok kiîap
[
bulundu ve bunlar arasmda romanlar, şiir
ve çocuk kitaplan da var
/
spanyol yazar Bernardo At-
xaga. en eski Avrupa dille-
rinden birinde yaayor kıtap-
lannı. Basklı yazann bir zamanlar
yasak olan anadilinde yazdığı yedi
romaru,20 çocuk kitabı. şiirleri ve
şarkı sözleri bulunuyor.
Atxaga'nın yetişme vıllannda
tüm öğretmenler Franko yanlısıydı
ve Basklılar kendi dilleri olan Eus-
kera'yı konuştuklannda ceza-
landınlırlardı.
1951 yıhnda Asteasu adındaki
küçük bir köyde dünyaya gelen
Atxaga, çalıştığı okuldan Basklı ol-
duğu için atılan öğretmen annesi ve
marangoz babasıyla evde Euskera
dili konuşarak
büyüdü.
Ispanya'nın dağ
köylerinde kullanı-
lan Euskera. Hint-
Avrupa dil ailesine
ait olmayan Avru-
pa'daki dört dilden
biri. Dilin de, bu dili
konuşan insanlann
da kökeni bilinmi-
yor. Euskera dilin-
deki ilk kitabın. ince
bir şiir kilabı, 1545
yıhnda yayınlan-
masına karşın. bu
dil genelde konuşma
dili olarak kaldı.
Tüm tarih boyunca
bu dilde yayı-
nlandığı bilinen İci-
tap sayısının 25 bin-
den. az olmasına
karşın 1994 yıhnda
basılması planlanan
965 kitap var. Bu
965 kitabın yaklaşık
üçte biri Basklı ya-
zarlar tarafından
yazılmış.
Baskça yazılmış
kitaplan okuma
oranı bugüne kadar
görülmemiş biçimde
hızla artmakta vc
Atxaga gibi >azarlar
yeni bir edebiyatın
öncüleri olma şansı-
na sahipler.
Bu durum bazı
zorluklar yaratmı-
yor değil. Euskera dilinde gündelik
kullanımda geçmeyen bazı sözcük-
Ier bulunduğundan Atxaga. bu söz-
cüklerin anlatımın akışını bozma-
lanndan endişe duyuyor. Ancak öte
yandan dilinin ifade ve uyum açısı-
ndan son derece zengin olduğunu
belirtiyor.
Franko'nun aşın milliyetçiliği
Bask kimliğinin her türlü dışavuru-
munu şiddetle bastırdığı için Euske-
ra açıkça konuşulamıyordu. 1960"-
lann sonlannda susturulan Basklı-
lar yeniden isyan etmeye başladılar.
Silahlı militanlar (ETA) gibi radikal
gruplar belirmeye başladı. Atxaga o
yıllar için. "Yıllarca Bask toplumu
bir patates gibi yeraJtındaydı. 1960'-
larda ise yeni bir Bask ulusu doğdu"
diyor.
Atvaga. Bilbao'da ekonomi eğiti-
mi görürken ilk defa Euskera dilin-
de politik protesto anlamı içeren
şarkılar. türkülerduymaya başlar.
İlk defa 20 yaşındayken anadilin-
de yazılmış bir roman okur \e ye-
raltı gruplanyla buluşmaya baş-
layarak kendi dilinde yazma>ı öğre-
nir. Solcu aydınlar bu arada Euske-
ra Batua adı verilen ve farklı lehçele-
ri birleştıren modern bir Bask dili
Bernardo Atxaga yazdığı gibi konuşan, konuştuğu
gibi yazan bir Basklı. Kitaplarından hem en yeni,
hem en eski dilde yazılmış yapıtlar diye söz ediyor
yaratırlar.
Bugün Basklılann yerel hükü-
metleri ve kendi emniyet güçleri var.
Yol tabelalan Euskera dilinde. Eus-
kera dilinde yayınlanan bir Bask ga-
zetesl ve başka küçük yerel günlük
gazeteler var. Avrupa ve Amerika'-
dan klasikler ve çok satan romanlar
düzenli olarak çevriliyor. Okullarda
ögrencilere İspanyolca ve Euskera
dili arasında seçme şansı tanınıyor.
Intemational Herald Tribune
Mark Kurlansky