Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 2 5NİSAN1994SALI
KULTUR
13. ULUSLARARASIİSTANBUL FİLM FESTİVALI
İki farkh kültürün sıradışı örnekleriKültür Senisi - Festıvalde günün
önemli filmlerinden "Yağan Taşlar"
(Rainıng Stones) İngılız atasözü "Gök-
ten kaya yağsa haftanın vedi günii işçi-
nin kafasına düşer"den yola çıkan, ış-
sizliğın gerçek yüzünü anlatan bır çalı-
şma.
Kahramanlar Manchesler'lı Kato-
lik işçiler. Bu insanlar kentin kenar
mahallelerinde son derece basit ev ler-
deyaşıyorlar. İşsizlık yakalannı bırak-
madığından yakıt \e elektrik fatura-
lannı ödeyemıyorlar. gerksiniminı
duyduklan birçok eşyayı alamıyorlar
hatta Katolikler ıçin büyük önem taşı-
yan komünvonda giyilen beyaz elbise-
yi bile...
Yönetmen Kenneth Loach'un karı-
yerine bakıldığında fazla "güncel" bır
sanatçı olmadığı görülüyor. Loach.
1972'de "Family Life" ile aşın polıtize
olmuş kitle tarafından keşfedilip sevil-
mişti. Yirmi vıl sonra "Riff-RafT'-
tan(1992) başlâyıp "Yağan Taşlar"la
süren yeni bir politık atağa kalkıyor
Loach. 70'li yıllann heyecanlı or-
lanunda ağır mesajlar veren yönet-
men. 90'lann fikirsel karmaşasında
yine aynı öyküyü. yani kapitalızmin
egemenliği altında ezılen bir işçıyi an-
latıyor. Bunun yanında, çekinmeden
Batılının unutmaya yüz tuttuğu "dev-
rim" gıbı temalan da telaffuz edıyor.
Ken Loach. Hollyvvood'un ağzına
bile almadığı, Avrupa sınemasının da
es geçtiği böyle bir konunun ınsani y ö-
nünü derinlemesine ınceliyor. Filmin
başından sonuna dek işçi olmanın ve
işsiz kalmanın ne demek olduğunu yü-
reğinızde hissediyorsunuz.
"Yağan Taşlar"ın geçen yıl Can-
nesdan Jüri Özel Ödülü'y le ev ıne dön-
mesının sırn da bu. A\rupa sinema
çevreleri, 2000'e gırerken ınsanın lop-
lumdaki yalnızlığını yansıtan yapıtla-
ra özel ilgı gösteri>or. Bu sorunu ha-
berci gözüyle belgeleyen filmler yenne
derine ınerek hatta bazen ileri gidip
çözüm de üreterek ınceleyen filmlere
daha çok pnm venlıyor.
Loach. fılmde kara mızah kalıplan-
nda işsiz insanın gün be gün nasıl ken-
dinı >itirdiğini, işi nasıl çalmava kadar
götürdüğünü. çoğu profesyonel ol-
mayan ve gerçek yaşamlannı oynayan
insanlarla işliyor.
Filmin senaristı Jim Allen ile 1975
yılından beri birlikte çalışan Loach.
"Jim'in senaryosunda ilgûni en çok çe-
ken. karakterlerin gücü ve derinliğiydi.
l nlii İngiliz
yönetmen
Kenneth Loach'ın
issi/lik sorununu
irdelediğj filmi
•\ağanTaşlar"
(üstte,solda)ile
«enç yönetmen
Tran Anh
Hung'unSO'U
yıüarın
Vietnamı'na ilginç
biraçıyla
yaklaştığı filmi
'^eşil Papayanın
Kokusu' (altta),
İstanbul Film
Festivali'nde
günün en dikkat
çekici
filmlerinden...
Bu insanlar inanılmaz bir dayanma gü-
cüne sahip. Dünya paramparça olurken
bile, özsaygılanm yitirmiyorlar" diyor.
"Yağan Taşlar". dramatik ama aynı
zamanda eğlendinci bir film. tşsizliğin
ne kadar "ağır" bir yaşam tara ol-
duğunu v eren Loach ve başrol için seç-
tiği, asıl mesleği süt pastörize etmek
olan Bruce Jones'un başanlı bir per-
formans sergiledikleri söylenebilir.
'Yeşil Papayanın Kokusu'
Vietnamlılar geleneklerine bağlı in-
sanlardır. Her Vietnam evinin avlu-
sunda papaya yetiştirilir. yeşılken bu
bitki sebze olarak kullanılır. Yctiştiril-
mesiyle. toplanmasıyla evin kadınlan
ılgilendiğinden papayanın kokusu,
kadın kokusuyla özdeşleşır o top-
raklarda.
"Yeşil Papayanın Kokusu"nu (L'ode-
ur de Papaya Verte). günümüz Fran-
sası'ndan 50'li yıllann Vıetnamı'na
bakış olarak özetleyebiliriz. 1962 do-
ğumlu yönetmen Tran Anh Hung, ilk
sinema deneyiminde hiç bilmedıği
Saygon günlerini, Mui'nun dört duvar
arasında yaşadıklannı anlatıyor bizle-
re.
Vietnam 1950; Mui on yaşında bir
köylü kızı. Evinden aynlıp Saygon'a
hizmetçilik yapmaya gidiyor. Yeni
evinde mutfağın ve hizmetçiliğin sırla-
nnı. ailenin dışa pek yansımayan iç di-
namiğini, tasarruf etmeyi kısacası
sevgi hariç her türlü deneyimi öğreni-
yor. On yıl sonra da yaşamına evin
oğullanndan birinin müzisyen arka-
daşı Khuyan giriyor...
Geçen yıl 46.Cannes Film Festivali'-
nde ilk filmini çekenlere verilen Altın
Kamera ödülünü kazanan Tran Anh
Hung, kadın gözüyle, Mui'nın vaşa-
dıklannın yardımıyla (on ikı yaşında
kente gelmesinden, on yıl sonra aşkı
keşfetmesine dek) eski Vietnam'ı ver-
meyi deniyor seyirciye. Filmin ilk bir
saati duygusuyla, günlük yaşamın bü-
yüttükleri ve küçülttükleriyle. döne-
min esprisini ve tadını iyi yansıtmasıy-
la bir başyapıt. Ancak işin içıne sevgı
girince ikinci yan tam anlamıyla
klasikleşiyor. o sade anlatım yok olu-
yor.
Fransa'da teknik adamlarca elden
geçirilen "Yeşil Papayanın Kokusu"-
nda çok hareketli olaylar abartılan
duygular yok ama seyircınin kalbı ve
gözleri yınededoluyor. Papaya koku-
suyla metafor oluşturan Muı'nin harc-
ketleri. mutfaktaki sessiz başansı. hiz-
metçi olarak çalıştığı evin bireyleri ve
onlann özellikleri. biraz geç tattığı aş-
kın aklını başından alması gibi her
sahne rutin bir anlatımın iirünii: ya-
şam hep aynı. Ancak bunun ıçinde
küçük dramlar seyircınin ilgisini sıcak
tutuyor. sinekaveri kesinlikle
sıkmıyor.
Fransa'da kodlu yayın yapan TV
istasyonu Kanal Plus'un da fınanseet-
tiği film. yaşamı söz yerine görüntüyle
anlatıyor. Bu nedenle görüntü yönet-
meni Benoit Delhomme'un yönetmen-
den daha öne çıktığı rahatükla söyle-
nebilir. Festivalde "Yeşil Papayanın
Kokusu"nun neden seçilebileceği so-
rusunun yanıtı ise Vietnam patentli bu
çalışmanın türünün son örneklerinden
biri olması.
İngiliz yönetmen Adrian Brine, İstanbul Devlet Opera ve Balesi'nde yeni bir müzikal komedi sahneliyor
istanbul opemsına 'bir tenor aranıyor'
ASü MARO
İstanbul Dev let Opera ve Balesi'nde
pek çok ilk'ı biinvesinde toplayan
yepyeni bir deneyım v aşanı> or bugün-
lerde. Son derece dinamik ye vaptığj
işi çok seven "Türk dostu" İngiliz vö-
netmen Adrian Brine ve opera sanatçı-
lanndan oluşan ekıbı. 5 haftalık bir
çalışmayla ortaya çıkan "Bir Tenor
Aranıyor" adlı müzikal komedının ız-
leyicıyle buluşmasının keyfıni ve heve-
canını yaşıyor. 'Yepyeni' bır denevım
bu. çünkü ilk kez opera sanatçılan.
Devlet Opera ve Balesı'nın
bünyesınde bır tıvatro ovunu
sahneliyorlar. Adrian Brine
için de yepyeni; çünkü. bir tı-
yatro yönetmeni olarak ilk kez
opera sanatçılarıyla. hatta bır
de balerinle çalışıyor.
Sevgi Sanlı'nın Türkçesivle
sahnelenen ovunun müzik yö-
netmeni Serdar \ alçın. Dekoru
Erkut L'zelli. kosıümü Şanda
Zıpçı. ışık düzenı ise Metin
Koçtürk tarafından gerçekleştı-
rilen "Bir Tenor .\ranıyor"da
Faruk Göker, Müjgan Ozçay,
İlhami Uyanık, Bülent Atak, Ti-
mur Doğanay, Ayşe İktu, Nur-
sel Çelik ve Serap Aksoy rol ah-
yor.
Gençlereyönelik opera
"Bir Tenor Aranıyor",
Atatürk Kültür Merkezi Kon-
şer Salonu'nda sahnelenecek.
İstanbul Devlet Opera ve Balesı
Müdürü ve Genel Sanat Yö-
netmeni Yekta Kara. oyunun
nitelığinişöyleaçıklıyor:"Etkin-
liklerimizi iki ayn mekânda sürii-
düriiyonız. Büyük Salon'da ope-
ra repertuvarının başyapıtı'
olarak nitelendirilen büyük pro-
düksiyonları sahnelerkcn. kon-
ser salonunda ise özellikle genç-
lere ve operavla bugüne kadar
yoğun bir temas kurmamış se-
yirciye yönelik farklı etkinlikler
düzenliyonız. Bunlar opera *e
bale sanatlarını sevdirmeye,
yaygınlaştırmaya yönelik pro-
düksiyonlar. Bu bağlamda
Rossmi'yi Sever Misiniz?' \e
"Çavkovski'den Bir Mektup Var'ı ser-
giiedik. Çok büyük ilgi gördü. Operay a
gelip bu gösterileri izlcycnler. ikinci
üçüncü gelişlerinde Büyük Salon'daki
eserleriıtıizi de seyretmek ve benimse-
mek için yüreklendirildiler bir anlam-
da. Şimdi, gene aynı amaçla "Bir Tenor
Aranıyor'u sahneliyonız."
İngiltere'dekapalı gişe
"Bir Tenor Aranıvor", ikı yıldır
İngiltere'de kapalı gişe izlenen bir tı-
yatro oyunu. Dünyaca ünlü bir İtal-
yan tenorun. davet edildiği küçük şe-
hirdc kaybolması ve yenne başka biri-
nin alelacele hazırlanıp sahneye çıka-
nlmasıyla başlayan komik olaylar zin-
cirini konu alıyor. Oyunu geçen yaz
okuyan ve çok seven Yekta Kara,
"Bir Tenor Aranıyor"u repertuv ara al-
maya karar vermiş: "Doğrudan opera
dünyasını anlattığı için, bunun bizim
kurumumuz tarafından başanyla ko-
tarılabileceğini düşündüm. Ancak, bu-
nun bir müzikii komediye dönüştürül-
mesi zonınluydu. Tiyatro olmadığunıza
göre, özgün haliyle bu eseri oynaya-
mazdık. Bir müzikal dramaturji yaptık
"Hangisi Karısı" adlı oyunu sahneye
koyan Brine. öneriyi hemen kabul et-
miş. Gerçek anlamda bir "Türk dos-
tu" olan ve bunu yakasında taşıdığı
Atatürk rozetiyle belli etmekten çekin-
meyen Adrian Brine'ın Türkiye'ye ge-
lişiyle de "Bir Tenor Aranıyor"un se-
rüveni başlamış.
Sanatlar kaynaşıyor
Bir tiyatro adamı olarak opera sa-
natçılanyla çalışmanın ilginç olduğu-
nu dile getiriyor Brine: " Aslında ope-
ra, tiyatro, sinema çok kesin çi/gilerle
şaşırdım, çünkü çok güzeldi."
Başta da belirttiğimız gıbı. "Bir Te-
nor Aranıyor" pek çok iFk'i bir araya
getiriyor. Bunlardan biri de. İstanbul
Devlet Opera ve Balesi'nin bünyesin-
de yaşanan yatay geçiş: Bale sanatçısı
Serap Aksoy. opera sanatçılannın
ağırlıkta olduğu bır 'müzikal komedi'-
de rol alıyor ve böviece sanatlar arası-
ndaki duvarlar yıkılmış oluyor. Adri-
an Brine, sonuçtan son derece mem-
nun. Tüm ekiple sürekli bir uyum ve
mutluluk havası içinde çalışıldığını ve
bunun doğal olarak oyuna yansıdığını
belirtiyor. Ama elbette opera sanatçı-
zik belirlerken bu oyunda sözcükler ve
oyunun kendi iç dinamiği belirliyor. Bu
da bir dönüşüm gerektirdi. Üstelik bu
tür bir oyunda en önemli şey tempo.
Çünkü bu tip komedilerde herkes panik
halindedir. Biri dolaba sakianır, biri ge-
lir, bir olay olur...
Sürekli bir koşuşturma vardır. Tem-
po düştüğü anda oyunun bir esprisi kal-
maz.
İlk okuma provasında öyle hızlı baş-
ladılar ki ben takip edemez oldum ve
ya\aşlatmak zonında kaldım. Sonra
sahneye çıktığımızda da tekrar hı-
zlandırmam gerekti. Bu bir hızlı konuş-
"Bir I enor Aranıyor" da opera sanatçıları Faruk Göker, Müjgan Ozçay, İlhami Uyanık gibi isimlerin yanı sıra bale sanatçısı Serap Aksoy da rol alıyor.
\e oyunun belli yerlerine oyunla bürün-
leşecek şekilde müzikler ekledik. Sonuç
olarak da'Bır Tenor Aranıv or' bir mü-
zikli komedyaya dönüştü. İstanbul
Devlet Opera >e Balesi ilk kez bu tür bir
oyunu deniyor. Onun için çok başanlı
sahnelenmesi gerekiyordu ki ardından
diğer ömekler de bunu izley ebilsin. Bu
amaçla da bu türiin uzmanı olduğuna
inandığım Adrian Brine'ı davet ettim."
Bu davetı alan Adrian Brine. ilk iş
olarak ovunualıpokumuşveokurken
de trende kahkahalara boğulmuş.
Daha önce Dormen Tivatrosu'nda
ayTilmıştır dört bir yanda. .Ama İstan-
bul Devlet Opera ve Balesi, bu çizgileri
kaldırarak birbiriyle kaynaştırıyor. bu
sanatları. Bunun yansıması seyirciye de
olacaktır.
Opera sey ircisi de tiyatro seyircisi de
gelecektir. Seyirci için de böyle kesin
bir ayrım var. Tiyatro seyircisi, opera
izlemeve gitmiyor örneğin, o eşikten
atlamayı göze alamıvor. Ben küçük-
ken. ailem de bana aynı şey i söy lcrdi.
Operay a gitme, sevmezsin derlerdi.
Yıllarca hep tiyatroyu gittinı, operay a
gitmedim. Operay a gidince de çok
lanyla tivatro yapmanın belli zorluk-
lan olduğunu da ekilıyor: "Aktörlerle
çalıştığınızda, bazı şeyier konuşulmaz:
zaten biliniyordur. Bir iki ipucu verirsi-
niz, hallolur.
Operacılarla çalışırken bazen başka
noktalara göndermeler yapmak gerek-
ti. Ayrıca operacılar. aşağıda hep bir
ma meselesi değil, hızlı düşünme me-
selesi. Çünkü panik halinde bir insan
hızlı düşünür. Bunu yakalamak çok
önemli."
Son olarak. 'Türk sanatçısıyla çalı-
şmaktan memnun musunu/' diye sor-
duk Adrian Brine'a. Şövlecevap ver-
dı: "Türk sanatçılarla çalışmaya
orkestra şefı görmeye alıştıkları için bayılıyorum. Türkiye'vi. Türk in-
sahneye çıktıklarında seyirciye dönük
oynama eğilimi gösteriyorlar. Oysa ki,
bu bir oyun: yüz yüze oy namay ı gerek-
tiriyor.
Bir de, operada oyunun ritmini mü-
sanını, Türk sanatçılannı seviyonım.
Oyuncular benimle çalışmaktan çok
mutlu olduklarını, benden çok şey öğ-
rendiklerini söylediler, ben de onlardan
çok şey öğrendim."
FESTIVALDE BUGUN
Beyoğlu Emek: Güz Meluabı (12.00. 18 30),
Yağan Tıtilar (15.00. 21.30)
Beyoğlu Atlas: Crpenüer( 12.00. 18.30),
Be'vaz Geceler (15.00. 21.30)
Beyoğlu Alkazar: Pnaımtı Vurun(\2M. 18.30)
Bıişlangn ve Son (15.00. 21.30)
Beyoğlu A\rupa: A$k i'stüne Tokvo (12.00)
SonSınıri 15.00. 21.30)
Glenn Gould Czerme JJ Kna Film (18.30)
Beyoğlu Beyoğlu: hkıplı Atıj Hota (12.00)
40ÖDarbe( 15.00)
AyVakti( 18.30)
Kadıköy Reks: Ye}il Papayanın Kokusu (12.00)
Manlıatnm Manzandan (15.00)
Seks Hcıkkmda Öçrenmek İstediğmiz... (18.30)
Laneihler (21 30)'
FESTIVALDE YARIN
Beyoğlu Emek: Alambnıdo (12.00. 18.30)
Insan Yüreğinm Haritas\ (15.00. 21.30)
Beyoğlu Atlas: Kııdumıuşlar {12.00. 18.30)
Diijman Kardeşler (15.00. 21.30)
Beyoğlu Alkazar: Jııles ve Jmı (12.00. 18.30)
Ayrdmai 15.00. 21 30)
Beyoğli! A»rupa: Dığen (12.00)
Öz'gürlüğümü \ er( 15.00. 21.30)
Yazçmm Kralhğı (18.30)
Beyoğlu Beyoğİu: Yalaııa (12.00)
Ya: Yağmuru (15 00)
Kızıhrmak-Karakovun {18 30)
Bir Sohbahar Hikaveşı (21.30)
Kadıköy Reks: A)k Ö\ kiilerı Genellıkle Kötü Bıter (12.00)
ZorwduA}k (15.00)
Şakadan (18.30). İki İngiliz Kızı (21.30)
Sinema Fotoğraflan Beyoğlu'nda
Kültür Senisi-13. Uluslararası İstanbul Film Festivali
kapsamında. Beyoğlu Av rupa. Bevoğlu Beyoğlu ve
Beyoğlu Emek sinemalannda bır "Sinema Fotoğraflan
Sergisi"gerçekleştirilivor. Fotoğraf sanatçısı Cemal
Çıkıntaş'ın yirmiyedıyıllık bırikimivlegerçekleştinlen
sergide, Türk sinemasına katkıda bulunmuş olan
yönetmenlerin filmlerinden altmışa y akm orijinal fotoğraf
sergılenecek. 17 nısan tanhıne kadar açık kalacak olan
sergıdeki fotoğraflann satışından elde edilen gelir ise Türk
sinemasının gelışımıne katkîda bulunmak üzere İstanbul
Kültür ve Sanat Vakfı'na bırakılacak.
Carmina Burana'da konuk sanatçı
Kültür Senisi - İstanbul De\ let Opera ve Balesi
repertuvannda yer alan v e dört v ıldır kapalı gişe ov nayan
Carmina Burana'nın varın saat 20.00'de verilecek
temsilinde şefliğini Mıchel Sasson yapıvor. soprano
partisiniAlmanva'nınvıldusanatçılarındanDeborah
Sassonyorumluyor. Yuzyılımızın önemh yaratıcısı Carl
Orffun Carmina Burana oratorv osunu v önetecek olan
Michel Sasson. daha önce de "Uçan Holİandah" ve
Verdi'nin"Requiem"ıvlesanatseverlennkarşısına
çıkmıştı.
Yüce
y
nin naifvesimleri İzmir'de
Kültür Senisi - Ressam Hüsevın Yücenın sergısi İzmir
Mazhar Zorlu Sanat Galensı'nde 9 nısana kadar dev am
ediyor. 1928 doğumlu Yüce. Kütahya'da küçük bir köyde
yaşamını sürdüriiyor. Doğduğu köyle bağlannı
koparmamı v e naif resımde kendıne özgü ustahklan olan
Yüce'nin resımlen. gerçek halk sanatından izler taşıyor.
Naif resmin kurallanndan say ılan saf ve kendiliğinden
tarzlanna ister istemez bağlı kalan sanatçı. y öresinin çağın
fabrikalaşma olgusundan uzak olması nedeniy le resmini
bozmamışvegeliştirerek bugüne taşımış. Kişısel
sergilerinin yanı sıra > urıdışı v e y urtiçi karma sergilere
katılan sanatçı Dev let Resim \ e Hey kel sergilerinde iki kez
ödül aldı.
Yaşayan Beyoğlu
• Kültür Senisi- Bev oğlu Güzelleştırme v e Koruma
Derneği tarafındanvavımlanan. "Yaşavan Beyoğlu"
dergisinin sekizınci sayısı çıktı. Dergınınyeni sayısında, bu
yıl Beyoğlu'nu merkezedınen İstanbul Film Festivali'yle
ilgili "32. KısımTekmılı Bırden Beyoğlu'nda" başlıklı bır
yazı. Şair-yazar Attila İlhan ile Bevoğlu. şıir ve roman
üzerine birsöyleşi. Murat Belgenın kaleminden
"Tanzimattan Günümüze Tünel". Vedat Nedim Tör
Müzesi'ni tanıtan bir yazı. "Çeşmelen ile Beyoğlu" üzerine
bir araştırma y er alıy or.
Sabri A ItınelŞiiv Ödülü
Kültür Senisi - Şaır Sabrı Altınel'in anısını yaşatmak. Türk
edebıy atına y cnı adlar v e > apıtlar kazandırmak, şiiri
gundemde tutmak için Balıkesir Belediyesi ile İl Kültür
Müdürlüğü tarafından düzenlenen "Sa'bri Altınel Şiir
Ödülü Yanşması"nın ıkıncısi yapılıyor. Yanşmaya
katılmak ıstey enlen n makine y'azısıyla y azılmış
dos\alanndan altı^ar adet hazırlay ıp gerçek adlanyla.
ozgeçmişlen \ e bır fotoğrafla birlikte yollamalan gerekiyor.
Bınncıye5mılyon. ıkıncıve4mıl\on. üzüncüyeıse3
mily on lira para ödülü venlecek > anşmanın seçici kurulu
M.Yaşar Bılen. Prof.Dr Mustafa Durak. İbrahim
Oluklu (İl Kültür Müdürlüğü temsılcısi). Vecihi Timuroğlu
ve Hüsevın Yurttaş'unoluşuvor. Yanşmaya son katılma
tarihi 1 temmuz. Ödül törenı Sabri Altınerınölüm
v ıldönümü olan 19 ekım tarıhinde y apılacak.
AD Tde nisan etkintikleri
ADANA(AA)-Adana DevletTıyatrosu(ADT). nisan
avında kendı oy unlannın vanı sıra Ankara Devlet
Tiyatrosu'nun bir ov unuy'la da perde açacak.
ADT Müdürü Erhan Gokgücü yaptığı açıklamada. bir
suredırsahnelediklerı "Gözlerimı Kapanm Vazifemi
Yapanm" adlı ov una Adana'da ara vereceklerini. oyunu
6-7nısandaHatav'da. 13-14nısandada Mersin'de '
iahneleyeceklenni söv ledı Adana"da. 5 nısandan itibaren
Ankara Dev let Tiyatrosu'nun "Bır Kadın BirErkek
Vardı" adlı oy ununun seraleneceeini bildiren Gökgücü,
kendisinin yazdığı "İkı Kaİas Bir Heves"in prömiyerinin
12 nısanda yapılacağını kaydetti. Gökgücü, "İki Kalas Bir
Hev es adlı oy unun, 25-26 nisanda Kahramanmaraş'ta,
29-30 nısanda da Hatav "da sahneleneceğini sözlerine
ekledı.