02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 5NİSAN1994SALI KULTUR 13. ULUSLARARASIİSTANBUL FİLM FESTİVALI İki farkh kültürün sıradışı örnekleriKültür Senisi - Festıvalde günün önemli filmlerinden "Yağan Taşlar" (Rainıng Stones) İngılız atasözü "Gök- ten kaya yağsa haftanın vedi günii işçi- nin kafasına düşer"den yola çıkan, ış- sizliğın gerçek yüzünü anlatan bır çalı- şma. Kahramanlar Manchesler'lı Kato- lik işçiler. Bu insanlar kentin kenar mahallelerinde son derece basit ev ler- deyaşıyorlar. İşsizlık yakalannı bırak- madığından yakıt \e elektrik fatura- lannı ödeyemıyorlar. gerksiniminı duyduklan birçok eşyayı alamıyorlar hatta Katolikler ıçin büyük önem taşı- yan komünvonda giyilen beyaz elbise- yi bile... Yönetmen Kenneth Loach'un karı- yerine bakıldığında fazla "güncel" bır sanatçı olmadığı görülüyor. Loach. 1972'de "Family Life" ile aşın polıtize olmuş kitle tarafından keşfedilip sevil- mişti. Yirmi vıl sonra "Riff-RafT'- tan(1992) başlâyıp "Yağan Taşlar"la süren yeni bir politık atağa kalkıyor Loach. 70'li yıllann heyecanlı or- lanunda ağır mesajlar veren yönet- men. 90'lann fikirsel karmaşasında yine aynı öyküyü. yani kapitalızmin egemenliği altında ezılen bir işçıyi an- latıyor. Bunun yanında, çekinmeden Batılının unutmaya yüz tuttuğu "dev- rim" gıbı temalan da telaffuz edıyor. Ken Loach. Hollyvvood'un ağzına bile almadığı, Avrupa sınemasının da es geçtiği böyle bir konunun ınsani y ö- nünü derinlemesine ınceliyor. Filmin başından sonuna dek işçi olmanın ve işsiz kalmanın ne demek olduğunu yü- reğinızde hissediyorsunuz. "Yağan Taşlar"ın geçen yıl Can- nesdan Jüri Özel Ödülü'y le ev ıne dön- mesının sırn da bu. A\rupa sinema çevreleri, 2000'e gırerken ınsanın lop- lumdaki yalnızlığını yansıtan yapıtla- ra özel ilgı gösteri>or. Bu sorunu ha- berci gözüyle belgeleyen filmler yenne derine ınerek hatta bazen ileri gidip çözüm de üreterek ınceleyen filmlere daha çok pnm venlıyor. Loach. fılmde kara mızah kalıplan- nda işsiz insanın gün be gün nasıl ken- dinı >itirdiğini, işi nasıl çalmava kadar götürdüğünü. çoğu profesyonel ol- mayan ve gerçek yaşamlannı oynayan insanlarla işliyor. Filmin senaristı Jim Allen ile 1975 yılından beri birlikte çalışan Loach. "Jim'in senaryosunda ilgûni en çok çe- ken. karakterlerin gücü ve derinliğiydi. l nlii İngiliz yönetmen Kenneth Loach'ın issi/lik sorununu irdelediğj filmi •\ağanTaşlar" (üstte,solda)ile «enç yönetmen Tran Anh Hung'unSO'U yıüarın Vietnamı'na ilginç biraçıyla yaklaştığı filmi '^eşil Papayanın Kokusu' (altta), İstanbul Film Festivali'nde günün en dikkat çekici filmlerinden... Bu insanlar inanılmaz bir dayanma gü- cüne sahip. Dünya paramparça olurken bile, özsaygılanm yitirmiyorlar" diyor. "Yağan Taşlar". dramatik ama aynı zamanda eğlendinci bir film. tşsizliğin ne kadar "ağır" bir yaşam tara ol- duğunu v eren Loach ve başrol için seç- tiği, asıl mesleği süt pastörize etmek olan Bruce Jones'un başanlı bir per- formans sergiledikleri söylenebilir. 'Yeşil Papayanın Kokusu' Vietnamlılar geleneklerine bağlı in- sanlardır. Her Vietnam evinin avlu- sunda papaya yetiştirilir. yeşılken bu bitki sebze olarak kullanılır. Yctiştiril- mesiyle. toplanmasıyla evin kadınlan ılgilendiğinden papayanın kokusu, kadın kokusuyla özdeşleşır o top- raklarda. "Yeşil Papayanın Kokusu"nu (L'ode- ur de Papaya Verte). günümüz Fran- sası'ndan 50'li yıllann Vıetnamı'na bakış olarak özetleyebiliriz. 1962 do- ğumlu yönetmen Tran Anh Hung, ilk sinema deneyiminde hiç bilmedıği Saygon günlerini, Mui'nun dört duvar arasında yaşadıklannı anlatıyor bizle- re. Vietnam 1950; Mui on yaşında bir köylü kızı. Evinden aynlıp Saygon'a hizmetçilik yapmaya gidiyor. Yeni evinde mutfağın ve hizmetçiliğin sırla- nnı. ailenin dışa pek yansımayan iç di- namiğini, tasarruf etmeyi kısacası sevgi hariç her türlü deneyimi öğreni- yor. On yıl sonra da yaşamına evin oğullanndan birinin müzisyen arka- daşı Khuyan giriyor... Geçen yıl 46.Cannes Film Festivali'- nde ilk filmini çekenlere verilen Altın Kamera ödülünü kazanan Tran Anh Hung, kadın gözüyle, Mui'nın vaşa- dıklannın yardımıyla (on ikı yaşında kente gelmesinden, on yıl sonra aşkı keşfetmesine dek) eski Vietnam'ı ver- meyi deniyor seyirciye. Filmin ilk bir saati duygusuyla, günlük yaşamın bü- yüttükleri ve küçülttükleriyle. döne- min esprisini ve tadını iyi yansıtmasıy- la bir başyapıt. Ancak işin içıne sevgı girince ikinci yan tam anlamıyla klasikleşiyor. o sade anlatım yok olu- yor. Fransa'da teknik adamlarca elden geçirilen "Yeşil Papayanın Kokusu"- nda çok hareketli olaylar abartılan duygular yok ama seyircınin kalbı ve gözleri yınededoluyor. Papaya koku- suyla metafor oluşturan Muı'nin harc- ketleri. mutfaktaki sessiz başansı. hiz- metçi olarak çalıştığı evin bireyleri ve onlann özellikleri. biraz geç tattığı aş- kın aklını başından alması gibi her sahne rutin bir anlatımın iirünii: ya- şam hep aynı. Ancak bunun ıçinde küçük dramlar seyircınin ilgisini sıcak tutuyor. sinekaveri kesinlikle sıkmıyor. Fransa'da kodlu yayın yapan TV istasyonu Kanal Plus'un da fınanseet- tiği film. yaşamı söz yerine görüntüyle anlatıyor. Bu nedenle görüntü yönet- meni Benoit Delhomme'un yönetmen- den daha öne çıktığı rahatükla söyle- nebilir. Festivalde "Yeşil Papayanın Kokusu"nun neden seçilebileceği so- rusunun yanıtı ise Vietnam patentli bu çalışmanın türünün son örneklerinden biri olması. İngiliz yönetmen Adrian Brine, İstanbul Devlet Opera ve Balesi'nde yeni bir müzikal komedi sahneliyor istanbul opemsına 'bir tenor aranıyor' ASü MARO İstanbul Dev let Opera ve Balesi'nde pek çok ilk'ı biinvesinde toplayan yepyeni bir deneyım v aşanı> or bugün- lerde. Son derece dinamik ye vaptığj işi çok seven "Türk dostu" İngiliz vö- netmen Adrian Brine ve opera sanatçı- lanndan oluşan ekıbı. 5 haftalık bir çalışmayla ortaya çıkan "Bir Tenor Aranıyor" adlı müzikal komedının ız- leyicıyle buluşmasının keyfıni ve heve- canını yaşıyor. 'Yepyeni' bır denevım bu. çünkü ilk kez opera sanatçılan. Devlet Opera ve Balesı'nın bünyesınde bır tıvatro ovunu sahneliyorlar. Adrian Brine için de yepyeni; çünkü. bir tı- yatro yönetmeni olarak ilk kez opera sanatçılarıyla. hatta bır de balerinle çalışıyor. Sevgi Sanlı'nın Türkçesivle sahnelenen ovunun müzik yö- netmeni Serdar \ alçın. Dekoru Erkut L'zelli. kosıümü Şanda Zıpçı. ışık düzenı ise Metin Koçtürk tarafından gerçekleştı- rilen "Bir Tenor .\ranıyor"da Faruk Göker, Müjgan Ozçay, İlhami Uyanık, Bülent Atak, Ti- mur Doğanay, Ayşe İktu, Nur- sel Çelik ve Serap Aksoy rol ah- yor. Gençlereyönelik opera "Bir Tenor Aranıyor", Atatürk Kültür Merkezi Kon- şer Salonu'nda sahnelenecek. İstanbul Devlet Opera ve Balesı Müdürü ve Genel Sanat Yö- netmeni Yekta Kara. oyunun nitelığinişöyleaçıklıyor:"Etkin- liklerimizi iki ayn mekânda sürii- düriiyonız. Büyük Salon'da ope- ra repertuvarının başyapıtı' olarak nitelendirilen büyük pro- düksiyonları sahnelerkcn. kon- ser salonunda ise özellikle genç- lere ve operavla bugüne kadar yoğun bir temas kurmamış se- yirciye yönelik farklı etkinlikler düzenliyonız. Bunlar opera *e bale sanatlarını sevdirmeye, yaygınlaştırmaya yönelik pro- düksiyonlar. Bu bağlamda Rossmi'yi Sever Misiniz?' \e "Çavkovski'den Bir Mektup Var'ı ser- giiedik. Çok büyük ilgi gördü. Operay a gelip bu gösterileri izlcycnler. ikinci üçüncü gelişlerinde Büyük Salon'daki eserleriıtıizi de seyretmek ve benimse- mek için yüreklendirildiler bir anlam- da. Şimdi, gene aynı amaçla "Bir Tenor Aranıyor'u sahneliyonız." İngiltere'dekapalı gişe "Bir Tenor Aranıvor", ikı yıldır İngiltere'de kapalı gişe izlenen bir tı- yatro oyunu. Dünyaca ünlü bir İtal- yan tenorun. davet edildiği küçük şe- hirdc kaybolması ve yenne başka biri- nin alelacele hazırlanıp sahneye çıka- nlmasıyla başlayan komik olaylar zin- cirini konu alıyor. Oyunu geçen yaz okuyan ve çok seven Yekta Kara, "Bir Tenor Aranıyor"u repertuv ara al- maya karar vermiş: "Doğrudan opera dünyasını anlattığı için, bunun bizim kurumumuz tarafından başanyla ko- tarılabileceğini düşündüm. Ancak, bu- nun bir müzikii komediye dönüştürül- mesi zonınluydu. Tiyatro olmadığunıza göre, özgün haliyle bu eseri oynaya- mazdık. Bir müzikal dramaturji yaptık "Hangisi Karısı" adlı oyunu sahneye koyan Brine. öneriyi hemen kabul et- miş. Gerçek anlamda bir "Türk dos- tu" olan ve bunu yakasında taşıdığı Atatürk rozetiyle belli etmekten çekin- meyen Adrian Brine'ın Türkiye'ye ge- lişiyle de "Bir Tenor Aranıyor"un se- rüveni başlamış. Sanatlar kaynaşıyor Bir tiyatro adamı olarak opera sa- natçılanyla çalışmanın ilginç olduğu- nu dile getiriyor Brine: " Aslında ope- ra, tiyatro, sinema çok kesin çi/gilerle şaşırdım, çünkü çok güzeldi." Başta da belirttiğimız gıbı. "Bir Te- nor Aranıyor" pek çok iFk'i bir araya getiriyor. Bunlardan biri de. İstanbul Devlet Opera ve Balesi'nin bünyesin- de yaşanan yatay geçiş: Bale sanatçısı Serap Aksoy. opera sanatçılannın ağırlıkta olduğu bır 'müzikal komedi'- de rol alıyor ve böviece sanatlar arası- ndaki duvarlar yıkılmış oluyor. Adri- an Brine, sonuçtan son derece mem- nun. Tüm ekiple sürekli bir uyum ve mutluluk havası içinde çalışıldığını ve bunun doğal olarak oyuna yansıdığını belirtiyor. Ama elbette opera sanatçı- zik belirlerken bu oyunda sözcükler ve oyunun kendi iç dinamiği belirliyor. Bu da bir dönüşüm gerektirdi. Üstelik bu tür bir oyunda en önemli şey tempo. Çünkü bu tip komedilerde herkes panik halindedir. Biri dolaba sakianır, biri ge- lir, bir olay olur... Sürekli bir koşuşturma vardır. Tem- po düştüğü anda oyunun bir esprisi kal- maz. İlk okuma provasında öyle hızlı baş- ladılar ki ben takip edemez oldum ve ya\aşlatmak zonında kaldım. Sonra sahneye çıktığımızda da tekrar hı- zlandırmam gerekti. Bu bir hızlı konuş- "Bir I enor Aranıyor" da opera sanatçıları Faruk Göker, Müjgan Ozçay, İlhami Uyanık gibi isimlerin yanı sıra bale sanatçısı Serap Aksoy da rol alıyor. \e oyunun belli yerlerine oyunla bürün- leşecek şekilde müzikler ekledik. Sonuç olarak da'Bır Tenor Aranıv or' bir mü- zikli komedyaya dönüştü. İstanbul Devlet Opera >e Balesi ilk kez bu tür bir oyunu deniyor. Onun için çok başanlı sahnelenmesi gerekiyordu ki ardından diğer ömekler de bunu izley ebilsin. Bu amaçla da bu türiin uzmanı olduğuna inandığım Adrian Brine'ı davet ettim." Bu davetı alan Adrian Brine. ilk iş olarak ovunualıpokumuşveokurken de trende kahkahalara boğulmuş. Daha önce Dormen Tivatrosu'nda ayTilmıştır dört bir yanda. .Ama İstan- bul Devlet Opera ve Balesi, bu çizgileri kaldırarak birbiriyle kaynaştırıyor. bu sanatları. Bunun yansıması seyirciye de olacaktır. Opera sey ircisi de tiyatro seyircisi de gelecektir. Seyirci için de böyle kesin bir ayrım var. Tiyatro seyircisi, opera izlemeve gitmiyor örneğin, o eşikten atlamayı göze alamıvor. Ben küçük- ken. ailem de bana aynı şey i söy lcrdi. Operay a gitme, sevmezsin derlerdi. Yıllarca hep tiyatroyu gittinı, operay a gitmedim. Operay a gidince de çok lanyla tivatro yapmanın belli zorluk- lan olduğunu da ekilıyor: "Aktörlerle çalıştığınızda, bazı şeyier konuşulmaz: zaten biliniyordur. Bir iki ipucu verirsi- niz, hallolur. Operacılarla çalışırken bazen başka noktalara göndermeler yapmak gerek- ti. Ayrıca operacılar. aşağıda hep bir ma meselesi değil, hızlı düşünme me- selesi. Çünkü panik halinde bir insan hızlı düşünür. Bunu yakalamak çok önemli." Son olarak. 'Türk sanatçısıyla çalı- şmaktan memnun musunu/' diye sor- duk Adrian Brine'a. Şövlecevap ver- dı: "Türk sanatçılarla çalışmaya orkestra şefı görmeye alıştıkları için bayılıyorum. Türkiye'vi. Türk in- sahneye çıktıklarında seyirciye dönük oynama eğilimi gösteriyorlar. Oysa ki, bu bir oyun: yüz yüze oy namay ı gerek- tiriyor. Bir de, operada oyunun ritmini mü- sanını, Türk sanatçılannı seviyonım. Oyuncular benimle çalışmaktan çok mutlu olduklarını, benden çok şey öğ- rendiklerini söylediler, ben de onlardan çok şey öğrendim." FESTIVALDE BUGUN Beyoğlu Emek: Güz Meluabı (12.00. 18 30), Yağan Tıtilar (15.00. 21.30) Beyoğlu Atlas: Crpenüer( 12.00. 18.30), Be'vaz Geceler (15.00. 21.30) Beyoğlu Alkazar: Pnaımtı Vurun(\2M. 18.30) Bıişlangn ve Son (15.00. 21.30) Beyoğlu A\rupa: A$k i'stüne Tokvo (12.00) SonSınıri 15.00. 21.30) Glenn Gould Czerme JJ Kna Film (18.30) Beyoğlu Beyoğlu: hkıplı Atıj Hota (12.00) 40ÖDarbe( 15.00) AyVakti( 18.30) Kadıköy Reks: Ye}il Papayanın Kokusu (12.00) Manlıatnm Manzandan (15.00) Seks Hcıkkmda Öçrenmek İstediğmiz... (18.30) Laneihler (21 30)' FESTIVALDE YARIN Beyoğlu Emek: Alambnıdo (12.00. 18.30) Insan Yüreğinm Haritas\ (15.00. 21.30) Beyoğlu Atlas: Kııdumıuşlar {12.00. 18.30) Diijman Kardeşler (15.00. 21.30) Beyoğlu Alkazar: Jııles ve Jmı (12.00. 18.30) Ayrdmai 15.00. 21 30) Beyoğli! A»rupa: Dığen (12.00) Öz'gürlüğümü \ er( 15.00. 21.30) Yazçmm Kralhğı (18.30) Beyoğlu Beyoğİu: Yalaııa (12.00) Ya: Yağmuru (15 00) Kızıhrmak-Karakovun {18 30) Bir Sohbahar Hikaveşı (21.30) Kadıköy Reks: A)k Ö\ kiilerı Genellıkle Kötü Bıter (12.00) ZorwduA}k (15.00) Şakadan (18.30). İki İngiliz Kızı (21.30) Sinema Fotoğraflan Beyoğlu'nda Kültür Senisi-13. Uluslararası İstanbul Film Festivali kapsamında. Beyoğlu Av rupa. Bevoğlu Beyoğlu ve Beyoğlu Emek sinemalannda bır "Sinema Fotoğraflan Sergisi"gerçekleştirilivor. Fotoğraf sanatçısı Cemal Çıkıntaş'ın yirmiyedıyıllık bırikimivlegerçekleştinlen sergide, Türk sinemasına katkıda bulunmuş olan yönetmenlerin filmlerinden altmışa y akm orijinal fotoğraf sergılenecek. 17 nısan tanhıne kadar açık kalacak olan sergıdeki fotoğraflann satışından elde edilen gelir ise Türk sinemasının gelışımıne katkîda bulunmak üzere İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'na bırakılacak. Carmina Burana'da konuk sanatçı Kültür Senisi - İstanbul De\ let Opera ve Balesi repertuvannda yer alan v e dört v ıldır kapalı gişe ov nayan Carmina Burana'nın varın saat 20.00'de verilecek temsilinde şefliğini Mıchel Sasson yapıvor. soprano partisiniAlmanva'nınvıldusanatçılarındanDeborah Sassonyorumluyor. Yuzyılımızın önemh yaratıcısı Carl Orffun Carmina Burana oratorv osunu v önetecek olan Michel Sasson. daha önce de "Uçan Holİandah" ve Verdi'nin"Requiem"ıvlesanatseverlennkarşısına çıkmıştı. Yüce y nin naifvesimleri İzmir'de Kültür Senisi - Ressam Hüsevın Yücenın sergısi İzmir Mazhar Zorlu Sanat Galensı'nde 9 nısana kadar dev am ediyor. 1928 doğumlu Yüce. Kütahya'da küçük bir köyde yaşamını sürdüriiyor. Doğduğu köyle bağlannı koparmamı v e naif resımde kendıne özgü ustahklan olan Yüce'nin resımlen. gerçek halk sanatından izler taşıyor. Naif resmin kurallanndan say ılan saf ve kendiliğinden tarzlanna ister istemez bağlı kalan sanatçı. y öresinin çağın fabrikalaşma olgusundan uzak olması nedeniy le resmini bozmamışvegeliştirerek bugüne taşımış. Kişısel sergilerinin yanı sıra > urıdışı v e y urtiçi karma sergilere katılan sanatçı Dev let Resim \ e Hey kel sergilerinde iki kez ödül aldı. Yaşayan Beyoğlu • Kültür Senisi- Bev oğlu Güzelleştırme v e Koruma Derneği tarafındanvavımlanan. "Yaşavan Beyoğlu" dergisinin sekizınci sayısı çıktı. Dergınınyeni sayısında, bu yıl Beyoğlu'nu merkezedınen İstanbul Film Festivali'yle ilgili "32. KısımTekmılı Bırden Beyoğlu'nda" başlıklı bır yazı. Şair-yazar Attila İlhan ile Bevoğlu. şıir ve roman üzerine birsöyleşi. Murat Belgenın kaleminden "Tanzimattan Günümüze Tünel". Vedat Nedim Tör Müzesi'ni tanıtan bir yazı. "Çeşmelen ile Beyoğlu" üzerine bir araştırma y er alıy or. Sabri A ItınelŞiiv Ödülü Kültür Senisi - Şaır Sabrı Altınel'in anısını yaşatmak. Türk edebıy atına y cnı adlar v e > apıtlar kazandırmak, şiiri gundemde tutmak için Balıkesir Belediyesi ile İl Kültür Müdürlüğü tarafından düzenlenen "Sa'bri Altınel Şiir Ödülü Yanşması"nın ıkıncısi yapılıyor. Yanşmaya katılmak ıstey enlen n makine y'azısıyla y azılmış dos\alanndan altı^ar adet hazırlay ıp gerçek adlanyla. ozgeçmişlen \ e bır fotoğrafla birlikte yollamalan gerekiyor. Bınncıye5mılyon. ıkıncıve4mıl\on. üzüncüyeıse3 mily on lira para ödülü venlecek > anşmanın seçici kurulu M.Yaşar Bılen. Prof.Dr Mustafa Durak. İbrahim Oluklu (İl Kültür Müdürlüğü temsılcısi). Vecihi Timuroğlu ve Hüsevın Yurttaş'unoluşuvor. Yanşmaya son katılma tarihi 1 temmuz. Ödül törenı Sabri Altınerınölüm v ıldönümü olan 19 ekım tarıhinde y apılacak. AD Tde nisan etkintikleri ADANA(AA)-Adana DevletTıyatrosu(ADT). nisan avında kendı oy unlannın vanı sıra Ankara Devlet Tiyatrosu'nun bir ov unuy'la da perde açacak. ADT Müdürü Erhan Gokgücü yaptığı açıklamada. bir suredırsahnelediklerı "Gözlerimı Kapanm Vazifemi Yapanm" adlı ov una Adana'da ara vereceklerini. oyunu 6-7nısandaHatav'da. 13-14nısandada Mersin'de ' iahneleyeceklenni söv ledı Adana"da. 5 nısandan itibaren Ankara Dev let Tiyatrosu'nun "Bır Kadın BirErkek Vardı" adlı oy ununun seraleneceeini bildiren Gökgücü, kendisinin yazdığı "İkı Kaİas Bir Heves"in prömiyerinin 12 nısanda yapılacağını kaydetti. Gökgücü, "İki Kalas Bir Hev es adlı oy unun, 25-26 nisanda Kahramanmaraş'ta, 29-30 nısanda da Hatav "da sahneleneceğini sözlerine ekledı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle