25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5NİSAN1994SAU SAYFA 12 BELEDİYECİLİKTE CUMHURİYET İLKELERİ v«V>nınunı 11-1 DİZİ YAZI 1 Şehremaneti'nden Büyükşehir BeJediveleriftt,^ (1854^9944 1930 tarihli Belediye Yasası TBMM'de görüşülürken, başkanın 'emriyle' belediye meclisinin toplanacağı hükmü büyük tepkilerlekarşılanmış, bunun yerine 'başkanın davetini' öngören yasa maddesi alkışlarla kabuledilmişti. Halkçı,laikve demokratbelediyecilik 140 Yİİ11K 3ÜMMST OKTAY EKİNCI Cumhuriyet dönemindeki ^ belediyecilik anlayışının temel ilkeleri, Osmanlı'nın son yılla- nndaki Baülılaşma çabalannın ürünü olan 'modern belediyeci- lik' anlayışma 1925 ve 30'lu yıl- larda 'halkçılık ve Iaiklik' gö- riişlerinin eklenmesiyle belir- lendi diyebiliriz. Bu sürecin en önemli aşamasını ise, 'atama' ile gelen belediye görevlileri ye- rine, 'secimle gelen' başkan ve meclis üyelerinin benimsenmesi oluşturmuştur. Denebüir ki, 'Anadolu İhtilali' ve onu izleyen 'Cumhuriyet Devrimi' ile birlik- te, monarşik devlet düzeninin kurallann. içeren belediye ör- gütlenmesi. yerini, 'demokratik hukuk devletinin' kurallannı ta- şıyan çağdaş bir yapıya terk etmiştir. 1877 tarihli 'Vilayet ve Der- saadet Belediye Kanunu', imar. aydınlatma. çarşı, pazar deneti- mi, çöp vb. gibi bugün de yerel yönetimlerin görev alanJan içe- risine giren kentsel hizmetleri bejediyelere bağlarken. özellik- le İstanbul'un Belediye Başkanı ve Belediye Meclis üyelerinin yine 'atamayla' belirlenmesini öngörüvordu. Oysa, dizimizin önceki bö- lümlerinde de yer verdiğimiz 1864 tarihli 'Vflayet Nizamna- mesi'. sancak ve kaza merkezle- rinde 'seçilmiş' üyelerden olu- şan bir 'meclis-i belediye' orga- nını gündeme getirmişti. Osmanlı merkeziyet İstanbul için Osmanlı devleti- nin 'seçimi' benimsememesi, bu nedenle salt 'monarşik' yapıdan kaynaklanmıyor. Kimi siyaset tarihçilerinin yorumlanna gö- re, ekonomik ve politik sıkıntı- lardan ötürü iıasta adam' du- nımuna düşen Osmanlı, beledi- yecilikte Batılı kurallan benim- semeye başlanrşsa _ da, 'pay-ı 'Anadolu İhtilali' ve onu izleyen 'Cumhuriyet De\rimi' ile birlikte, monarşik düzenin kurallannı içeren belediye örgütlenmesi, yeri- ™' 'demokratik hukuk devletinin' kurallannı taşıyan çağdaş bir yapıya terk etti. Artık ts'anbul için de yeni bir dönem başlıyordu. TBMM - trBuna karşınmeclisin nasıl 'öncüsö' olası kent v vönetimine için, hem başkanı, hem de mec- lis üyelerini 'atamayla' beürle- meyiyeğlemişti. Nitekim. I. ve belediyelerin kuruluşlan ve >a- yecilik çabalannın da pılanmalanna ilişkin değişikük- olmuştur. tere pek giremedi. O yıllann en Beledive daha ilk vıhnda onemlı ve Şaşamsar sorunu olan ekonomi ve kalkınma ko- nulannda, belediyelerin de salt 'güçlenmesi' için bir dizi yasal önlem ahnmakla yetinildi. He- ^ men anlaşılacağı gibi. bu ön- kanİığfna bağlandı; izleyen yıl- Yıl 1930. Martayı. TBMM - - tır.Buna karşın,meclisin nasıl de. aym yılın 3 nisan tarihindc toplanacağ. lconusu, Beledıye l d i l k l bugün dekabul edilecek olan ve bugün de -ı t t -ı. halen yürürlükte bulunan '1580 eıeKinK ^ ^ B e l e < ü y e K a nunu' için ha- zırlanmış taslak metin tartışıh- su hizmetleri ise y° r 'Tek Parti' dönemindeki bu Bayındırhk Ba- t u r tartısmalar. 'siyasi parti çe- p ğ y Yasası nın en çok tarüşılan ™ddes.nı oluşturur. Çunku, TBMM ye sunulan tasakta, belediye mechslennın'belediye i ril'lafe lemlerin hemen tümü de 'gelir î^r'dâ" Ankafa kaynaklannı düzenleyen' yeni kurulabildi yasa! kurallardı. d.; izleyen y.l- ^ ^ t h h f.nnmda Sular tdaresi >asıgonışfa^üüdarmın da ç su Kuşkusuz, hem 'başkent' ol- 'emir' kurahnın vasigörüşfarklılıkiarımn aa su a r t >k 'hukukta yer almaması' yüzüneçTkmasınaortamhazır- & T ^™^ eĞİT - , . J TBMM tutanaklanna gore, madde okunduktan son- dir. Bakanın eleşürüere yarutı şöyledir: "Böyle bir kanunda, 'emriyle' demek hukuki ve ilmidir. ÇOnkü belediye reisi, meclisin de reisi- dir. Bu her yerde böyledir. Dave- tivle demek doğru değüdir...' TBMM'deki diğer baa üye- lerin de katıldıklan bu tartışma oldukça ilginç açıklamalarla sürdükten sonra maddenin oy- lamasına geçilir ve 'emir yerine davet sözcüğünü savunanlann' isteği olur; kanun metni de bu- na göre yeniden düzenlenir. Bugün. büyükşehir belediye- len dışında, 27üü'e yakın ıl, ilçe ve belde belediyelerinin temel yasası' olan 1580 sayılı Belediye Kanunu, işte halka ve demok- rasiye karşı böylesine 'duyarlı' bir dönemin, deyim yerindeyse cumhuriyet ilkeleri açısından İnce eleyip, sık dokuyarak'- belirlediği kurallan içeriyor. Hemen her maddesinde 'kente, demokrasiye ve hukukun iistün- lüğüne' olan saygısından ötürü de, yine aynı yasa tam 64 yıkbr uygıılanabiüyor. Nitekim, 1930 yıb Mart ayın- daki TBMM'de yapılan benzer tartışmalann bir ürünü olarak, yasanın ilerleyen maddelerinde de 'emir yerine davet' sözcüğü- nü savunan, halkın temsilcileri- ne 'saygılı' bir yerel demokrasi kültürü etkin olmuştur. Reisin sorumluluğu Örneğin. yasanın 64. madde- sindeki aynı anlayışa dayalı bir düzenlemeyle, 'belediye reisi be- lediyeye ait işlerden meclise la- zım gelen izahatı ve sorulan sual- lerin cevaplarını vermeye mec- bur' tutulur. Benzer şekilde bu kez 81. maddesinde, yine 'belediye reisi, beldenin umumi muamelat (ge- nel ışlemler) \e idaresinden mec- lise karşı mesuT k.lın.r... Bu anlayış. yani belediye rei- sini bir 'kumandan' ve 'süper güç' olarak görmeyen, tam ter- sine 'halkı temsil eden' belediye meclisinı daha çok önemseyen ve başkanı da meclise (yani hal- ka) her zaman iıesap verir' bir konumda tanımlayan demok- ratik anlayış, aslında 1580 sayılı yasanın söyleminde ve 'nıhun- da' variığını sürdürüyor. Ve yine bu demokrat anlayış, aynı anda cumhuriyetin temel ilkelerinin belediyeciliğe yansı- tılmasının da önemli bir kuralı- nı oluşturuyor. Ne var ki özellikle 80'li yıllar- dan sonra ve hele son 27 Mart 1994 seçimleriyle birlikte. gerek 'resmi söylem' gerek poliükacı- lar ve siyasi partiler gerekse de kamuoyunun oluşmasında bü- yük etkileri olan 'medys krail»- n' cumhuriyetin o demokrat belediyecilik anlayışını bir ke- nara bıraktılar, sadece 'belediye başkanının' önemsendiği ve de- ğer verildiği bir yerel yönetim kültürünü egemen kıldılar. Meclisin önemi ıddeyi şiddetle eleştire- zennuc MM U.. — u _ rek şöyle konuşur: 'merkeziyetçi' baskı rejiminin kurulmasında, dogrudan cum- özellikle'kaynak aktarma'ko- a e ^ " C h " " T " r ı T " " "Beledive reisinin emriyle de- uygulanması da, aynı nedene hunyetın temelılkelennınyaşa- nusunda Ankara Belediyesi'ne ^ oldukça "uygar birnıteiiK ta- ^ ^ ^ U ed e n i l m e ü d i r ( j bağlanabilir. örneğin, 1910 ta- ma gecirileceği bır yeni beledı- hcp'ayrıcalıklı'davranmıştır. W or Halktan intihap edilen (seçılen) nhli 'Dersaadet Belediye Kanu- yecilik anlayışı için de özel Iti- Örneğin. 1927de belediyenin Tasannın 44. maddesi 'bele- bir meclise emir verilmemesi ge- nu'ile bu baskı daha da arttınl- na' göstermiştir. Denebılir ki, gelirleri. ülkedeki diğer belediye diye mecUslerinin toplanma şek- rekir..." mış. aynca 1922 tarihli 'Teşki- Ankara'nın 'başkent' olmasın- gelirleri ortalamasından 15 kat li'ile ilgilidir. Önceki maddeler- Tasanyı hazırlayan ekibin lat-ı Belediye-i " " f — ' - ->• ^-f— «„ ımnnohilprie.hem beledive reisının, hem başkanı konumundaki 'Dahili- Muvakkat' ile de tüm ler, saraya bağlı merkezi li 'Teşki- Ankara'nın 'başkenf olmasın- gehrleri ortalamasından 15 kat li ile ilgilidir. Önceki maddeler Tasanyı hazırlayan e i Kanun-i dan sonra 1924 yılındakurulan fazlaydı. Nüfus ise 100.000 bile de. hem belediye reisının, hem başkanı konumundaki'Dahili- belediye- belediye örgütü, ilk 'devrimci' olmamıştı... Benzer şekilde yine de meclis üyelerinin'belde hal- ye Vekili'(İçişleri Bakanı) Şük- rkezi bir belediye olarak Cumhuriyefın Ankara Belediyesi'nin 1927 yıh kının oylanyla' seçileceği alkış- ni Kaya Bey, ise bir yandan h l da 'gelirinin iki ka lar arasında kabul edilmiş. tasanyı savunurken. öbür yan- İ ler, saraya bağh merkezi bir belediye olarak Cumhuriyefın Ankara Belediyesinn y yy örgütlenmenin sıkı denetime ve 'bilimselliğe ve planlamaya harcamalan da 'gelirinin iki ka- lar arasında kabul edilmiş. tasanyı savunurken. ü y baskıya dayanan iıiyerarşisi' önem veren'yani sıra'halkçı \e n' olmuş, ancak bu açıgı da demokrasi yolunda önemli bir dan da kendi'demokrasi anİayı- lklri b i bledi l aşa h rid b k l ' h k h ö t m e k istemekte baskıya dayanan iıiyerarşisi' içinealınmışü... Dizimizin yukandaki bölümle- rinde de belirttiğimiz gibi, 1923 " yılında Türkiye arük cumhuri- yet rejimine kavuşurken, ülke- de Osmanlı'nın son kanunlan- na göre kurulmuş olan ve arala- nnda 19. yüzyıhn sonlanndan. beri faaliyette bulunanlar da yer alan 389 belediye vardı. Sıddık Tümerkan'ın 'Tür- kiye'de Belediyecüer' adlı kita- bında, bu 389 belediyeden sade- ce 20 tanesinde 'düzenli içme suyu' olduğu yazılıdır. Aynı kaynağa göre elektrik tesisaü sadece 4 belediyede, mezbaha tesisi 17 tanesinde, pazar yeri gibi geleneksel bir hizmet alanı bile ancak 40 tanesinde bulunu- yordu. laik' ilkeleri benimseyen beledi- hükümet karşılmıştı.. ç ğ ş ni Kaya Bey, ise b y kabul edilmiş. tasanyı savunurken. öbür yan- demokrasi yolunda önemli bir dan da kendi'demokrasi anİayı aşama daha geride bırakılmış- şını'hakh göstermek istemekte Temelilke:Halkasaygı...ı > :~.n x;n U,r- L-sınım mptni fİP İlk 'devrimci' belediye Ankara'da Cumhuriyet hükümeti, dö- nemin başlangıç yıllannda bu 1930yılında 1850 sayıh yasa görüşülürken ilginç bir olay yasanır. TBMM tutanaklarına göre, Belediye Meclisi'nin toplanmasma ilişkin tasarı madde okunduktan sonra ilk sözü Ağaoğlu Ahmet Bey Ağaoğlu Ahmet Bey alır. Maddeyi şiddetle eleştirerek şöyle konuşur: "Belediye reisinin emriyle değil, daveti ile denilmelidir (...) Halktan intihap edilen (seçilen) bir meclise emir verilmemesi gerekir..." rıl^^.,^. o Tartısmalar dan sonra oylamaya geçilir ötürü de, yine aynı yasa tam 64 yıldır ve sonuçta 'emir yerine davet sözcüğünü uygulanabiliyor. savunanlann' isteği olur; kanun metni de buna göre yeniden düzenlenir. Bugün, Büyükşehir Belediyeleri dışında, 2700 'e yakın il, ilçe ve belde belediyelerinin temel yasası'olan 1580 sayıh Belediye Kanunu, işte halka ve demokrasiye karşı böylesine duyariı' bir dönemin, deyim yerindeyse cumhuriyet ilkeleri açısından "mce eleyip. sık dokuyarak' belirlediği kurallan içeriyor. Hemen her maddesinde 'kente, demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne' olan saygıstndan Böylesi bir 'monarşizme he- veslenüen' propaganda ve poli- tika kampanyalan sonucunda ise yine özellikle 27 Mart 1994 secimleri öncesinde, belediye meclisi kavramı tümüyle unu- tuldu ve başkan adaylan sanki 'imparatorluk adaylan' gibi tek adam' anlayışıyla ortaya çıkar- tıldı. Şimdi. böylesi bir çağdışı 'ko- şullandırmanui' arkasından, si- > asi görüş olarak 'monarşizme' en yakın olan bir partinin açık- ça 'şeriatı savunan' adaylan be- ledivelerin başına gelmiş du- rumda. Acaba bu başkanlar, 'krallığı değil demokrasiyi' temel alan cumhuriyet yasalanyla özledik- leri ve savunduklan 'şehrema- neti dûzenini' yaşama geçirebi- lirler mi? Ya da, çağdaş kentin sorun- lannı 'akla ve bilhne' dayanan, yan. sıra 'laik yönetim aniayişt- nı' temel alan kurallar yerine şeriata, yani salt 'dinsel buynık- lara' bağlı bir anlayışla acaba çözebilirler mi? Bu sorulann yanıtlannı, 1980'li yıllann, -ne yazık ki- de- mokrasi yerine 'yerel monarşiyi' benimseyen yasal düzenlemeîe- rini de irdelikten sonra tartış- mamız daha doğru olacak... Yarın: Yerel ve merkeziyetkllerde çıkarçatısması ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKŞİ Günümüzün Konuları... Eski CHP'nin Muş eski MtHetvekili Tekin iteri Dikmen, NuretHn Sözen'e şu faks metfubunu yollamıştı: '•Sizinle hiç tanışmadık. Benı tanıdığınızı da sanmıyo- rum. Belediye başkanlığınız süresince sizden bir isteğim de olmadı. Ayrıldığınız şu son saatlerde hakkınızdaki görüşle- rimi bildirmeyi bir görev saydım. 'Çağdaş, demokrat, laik vecumhuriyetçi seçkin aydınla- rımızdan birisiniz.' Görevinizi 1yi hizmet vererek dürüst ve onurlu bitiriyor- sunuz. Son olarak Ismet Inöoü'nün bır tümcesini (aklımda kaldığı kadarıyla) herkesin aklmda tutmasını istiyorum. 'insanın değeri bir mevkiye geldıği andaki şaşaasıyla değil, gittiği zamandakl itibarıyla ötçülür.' Sizi candan sevgi ve saygıyla selamlıyorum." • • • Ayvalık'tan Z.C. şu mektubu göndermiş: "Sevgili Ekmekçi, Yetmişli yıllarda, 'Umudumuz Ecevit' dediler. inandık. Dağlara, taşlara yazdık. Arkasından MC'leri yaşadık. 12 Eylül'ü gördük. Ecevit, Inönü, Baykal derken arkasından Karayalçın. Şimdi bu beyler yüzde 25 lik sol oyun üstüne laik, demokrat ve dürüst kişilikleri adına yumuldular. Yedi milyon sosyal demokrat oyun üstünde, güzel ülkem adına, gözleri bantlı 'körebe' oynadılar. Uyanmamaya vebirbirle- rinin gözlerini oymaya devam etsinler. Biz artık umut yor- gunuyuz. Yorgunluğumuza bir de -laik cumhuriyet adına- huzursuzluk eklendi. Kaygı eklendi. Bu huzursuzluk ve kaygınm yaratılmasına fırsat verenle- re elbette sıcacık bir merhabam olamaz. Merhaba cumhuriyetçiler! Merhaba Kuvayı Milliyeciler! Merhaba Samsun'a yeniden çtkmaya hazırlanan Mustafa Kemaller' Merhaba aydınlık yüzlü EkmekçL' (Yüzünün ren- gini bilmiyor değilim.) Sevgilerimle." Lüleburgaz'dan B.T. de şunları yazmış: "Sayın Ekmekçi, Adamın lakabı 'Eşek Ahmefm/?. Eşi, eşine yakıştırılan bu lakaptan utanır, rahatsız olurmuş. Bunu fark eden Ah- met, arkadaşlarına, 'Torun tosun sahibi oldum. Eşim ve çocuklarım bu lakabımdan rahatsızlar. Lütfen bu lakabımı kullanmayın' demiş. Bunun üzerine arkadaşları: - Bize mükellef bir sofra hazırlat, sonra lakabını değiştiri- rız! demişler. Ahmet, konuyu eşine aktarmış, eşi gerçekten güzel bir sofra hazırlamış, Ahmet'in arkadaşlarına sunulmuş. Yeni- lip içildikten sonra, Ahmet sormuş: - Lakabımı değiştirdiniz mi, ne oldu? diye. - Tabiı, demişler, yeni takma admın 'Sıpa Ahmet! 1 oldu- ğunu söylemişler. Hemen koşup, mutfaktaki eşine müjdeyi vermiş. Eşi: - Ulan herif, gözün kör olsun! Büyüye büyüye yine eşek olacaksın! demiş. Her seç/m öncesı büyük umutlar yaşanz. (Özellikle, 12 Eylül döneminden sonra) ve seçim sonrası boyumuzun öl- çüsünü alırız. Şimdi sol partiler, parti meclislehni toplaya- caklar, laf ebeliği yapacaklar. Sonunda değişen bir şey olmayacak. Ben aslen Kayseriliyim, yirmi yıldır Trakya '- dayım. Burada kullanılan güzel bir söz var: - Düğün bitti, gelin sevildi! diye. Artık lütfen soyut sözler- den uzaklaşsınlar, somutçözüm getirsinler. Olmuyor. Ecevit, iki ay öncesıne kadar Refah Partisi'nin savun- manlığını yaparken, birdenbire saf değiştirip, Refah'ı yer- den yere vurmaya başladı. Bilmem ANAP'la mı yoksa sermaye ile mi anlaştı? Öyle ya, bir taşla iki kuş vuracaktı. Refah'ı karşısına almakla, SHP'nin oylarını bölecek, öte yandan Refah'ın oyları ANAP'a kayacaktı. Bir bakıma, ya- rarlı oldu partisine ve kendisine... Ya sosyal demokratkar? Onun umurunda değil sanırım... Bilmem yanılıyor muyum? En içten dileklerle saygılarsunarım..." • • • Olay, 2 nisan cumartesi günü, Gölbaşı-Ankara arasında işleyen 06 N 8044 numaralı belediye otobüsünde geçti. Saat 18.30 sıralarında Gölbaşı'ndan kalkan otobüs, Ankara'ya gelmiş, Mıllı Kütüphane'yi geçince durakta durmuştu. Yol- cular inerken, otobüsün şoförü - önde adı yazılıydı, Cemal Demirci diye- arka sıralarda oturan biri kız biri erkek iki genci otobüsten zorla indirdi. Ikisine de sille tokat girişti. Olayı -adı, telefonu bende- Cumhuriyet okuru şöyle anlattı: "Cumartesi günü akşam altıbuçukta, Gölbaşı'ndan An- kara 'ya giden belediye otobüsünde, belediye otobüsü şofö- rü, 18-19 yaşlarında genç bir çocuk ve genç bir kızı, vatan- daşların gözleri önünde tekme tokat vurarak dışan attı! Arabanın numarası belli, adamın adını da aldım. Araba- nın önünde şoförlerin adı yazıyor ya, adını aldım: Cemal Demirci. Otobüsün plakası 06 N 8044, 45-50 yaşlarında şo- för, gözüdönmüş, böyle kan kusarbirtipte... Çocuklar biri- birlerine yakın oturuyorlarmış veya el ele tutuşuyorlarmış diye gençleri tekme tokat dışan attı; otobüste herkes de al- kış tuttu. Müdahale edecek bir ben vardım, edemedim. Sı- vas o/ay/anndafcı gibi, gözü dönmüş bir hali vardı adamın. Bunu size bildirmek istiyorum. Çocuklar, Gölbaşı'na eğlen- meye gelmişler, genç çocuklar sonuçta; sohbet ediyorlar, gülüyorlar, falan. Belki el ele tutuşmuşlardır, belki çocuk kafasını kızın omuzuna yaslamıştı. Burilar çok olağan şey- Ier... Ben 40 yaşındayım. Cumhuriyet okuruyum. Halen elim kolum titriyor üzüntüden..." BULMACA Galeri • Atolye 293 8978 (3 hat) M. AÜ MERİÇ Resim Sergisi R,dvanpaşa Sok Na2i G6n Tef (0-2161 MS 00 15 Koleksiyonkjrdan NEDİM GÜNSÜR Galeri Lebriz Eytom Cad Açık Hova Apt. No. 16/2Nişanta5 ı Tel-0-212-240 22 82 HOBİ sanat «alerisi ZEYN^P SARIOGLU R e s l m S e r g i s i i Nisan 1994-18 Nisan 1994 Yallkonagı Cad. Pasa) 73-Nişantaşı TeKfr-212) 225 23 37-225 2İ 31 TANĞrÜL AKAKINCI Resım Sergısi 22 Mart-13 Nisan 1994 İş Bankası Parmakkapı Sanat Galensı |Tel 0 212 244 20 21 OMER ULUÇ 6 Nisan/30 Nisan 1994 Düzenleyen: Yahşi Baraz Atatürk Kültür Merkezı -Taksım 251 5600 T H I S - O R D Î R VAHAP AVŞAR 5 - 3 0 N İ S A N 1 9 9 4 TYT SANAT GALERİSİ LAPIS PLAZA, BUYUKDERE C. MASLAK MEYD\M N0:37 80670 AYAZAfİA/lST\NBUl. TEL: (0212) 285 23 23 İLAN OSMANİYE KADASTRO MAHKEMESİ I993 112 199385 1993 86 Osmaniye Yarpuz K.öyü Saray mevkiinde kain 397 m2 yüzölçümlü 109 ada, 20 parsel ile 441 m2 >üzölçümündeki 113 ada. 7 parsel sayıb taşınmazlann yapılan kadastro tespitlerine Hüseyin Eroğlu tarafın- dan. Yarpuz Köyü Aydoğan mevkiinde kain 3513 m 2 yüzölçümündeki 139 ada. 39 parsel sayılı taşınmazın yapılan tespitine Aziz Kızar tara- fından itiraz-edilmiş olup mahkememızin 1993 112, 1993)85 ve 1993/86 esas sayılı dosyalan ile davalı olduğu, bu davalarda adına tespit vapılan davalı K.adir Eroğlu tüm aramalara rağmen adresi tes- pit edilip. adma duruşma gününü bıldirir tebligat yapılmadığından adı geçenin tayin olunan 10.5 1994 günü saat 09.00"da mahkememiz- de yapılacak duruşmada tüm delilleri ile birlikte bizzat veya kendisini temsil edecek bir vekille haar bulunması. aksi takdirde gpyabmda du- ruşma yapılıp karar verileceği hususu HUMK'nın 509-510. maddele- n gereğmce ilanen tebliğ olunur. Basın: 46999 SOLDAN SAĞA: 1/ İlgi çekmek için deği- 1 şik şekillerde katlanmış broşür. 2/ Oylumlu... 2 Güneydoğu Asya'da ya- « şayan bir maymun cinsi. 3/ Bır renk... İskambil 4 oyunlarında kâğıt atma c sırası... Buzul kökenli blok kil. 4/ Orta Ana- 6 dolu'da. zengin bir kuş -j yapısına sahip oluşuyla ünlü göl. 5/ Ateşi kanştı- 8 racak demir kol. 6/ Eski g bir ağırlık ölçüsü... Ses- siz, uslu. 7/ Eski Mısır'da güneş, tannsı... Kutsal ışık... Yön göster- mek için belli yerlere konulan işa- ret. 8/ Bir tür domino oyunu... Zaviye. 9/ Hile. düzen... Çok ve- rimli olan. YUKARIDAN AŞAClYA: 1/Bir halkın ya da bir kavmin dünyaya yayılması. 2/ Enerji... Vaktinde kıbnmayan namazı ya da tutulmayan orucu sonradan ye- rine getirme. 3/ Matematikte kul- lanılan sabit bir sayı... Yüksek Öğretim Kurumu'nun kısa yazı- lışı... Hollanda'nın plaka işareti. 4/ Zonguldak'ın bir ilçesi. 5/ Fizıksel bir olayı kendiliğjnden saptayıp çizen aygıt... Kimliği be- lirlenemeyen uzay cisimlerine verilen ad. /6 Şaşma belirten bir söz... Bacağın alt bölümünü ve ayakkabının üstünü örten kumaş ya da köseleden yapılmış tozluk. 7/ Ahlak... Gümüşün simgesi. 8/ Erişmış. ulaşm.ş... Direkler üzerine yüksekte kunılmuş zahire amban. 9/ İki çöküntü alanını birbirine bağlayan, boğaz biçi- minde dar vadi... Bıçak, kılıç gibi kesici araçlann kabı. ÖZGÜRLEŞME EYLEMİ: KÖY ENSTİTÜLERİ Mehmet Başaran 40.000 (K.DVıçınde) Çağdaş Yaymlan Türkocağı Cad. 39-41 Cağabğlu-Istanbul Ödemdigönderihnez
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle