23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet70.YILSAYI25017 S A N A T K U L T Ü R M A G A Z I N T E L E V İ Z Y O N 5NİSAN1994SALI Bosna'daki kadm gazeteciler, cinsiyetlerinin bu bölgede bilgi toplamak ya da saklanmak gibi işlerde artı puan olduğunu söylüyorlar Ateş atondakikadıngazetecilerKaber Merkezi - Belgrad'tan kal- kan otobüse, annelerle ağlaşan ço- cuklardan başka bir de kırmızı saçlı kadının bindiğıni kimse farketme- mişti. İrlanda pasaportu taşı- masının dışında. üzerindeki açık renkli çiçekli elbisesıyle dikkat çeki- yordu. Deneyimlerine dayanarak, savaş- ta, hafıf bir dişiliğin insanı ölümden kurtaracağını bılıvordu.Otobüs, Bosna'daki ölüm tarlalanna yak- laştıkça trafik azalıvordu. Kadın. kontrol bölgesinde, bir alay dolusu yabancı gazetecinın (hepsi de erkek- ti)aşağı ındırilip. üstlerininaranışını izledi Yolcular. soruşturmadan sonra geri çevnldi. Kadın, bir oh çekti. Bir kez daha savaş muhabırleri arasından aynhp, soruşturmalardan sıynlmayı başar- mıştı. Guardıan muhabiri Maggie O'Kane, gazetecilik stratejisini şöyle pzetliyor: "Kadınım. Bu yüzden kimse bana dikkat etmiyor." Gıderek daha fazla sayıda kadın, dünyanın savaş bölgelerine (Bal- kanîar, Azerbaycan, Somali ve da- ha önce Körfez Savaşı) akın ediyor. Vahşetın vekaosun hüküm sürdügü Bosna'da. kadınlann ve erkeklerin evlerine üzücü haberler gönderme riski aynı derecede yüksek. Çağdaş kadın gazeteciler , erkek meslektaşlanndaki cinsiyetçi man- G,iderek daha fazla sayıda kadın, dünyanın savaş bölgelerine (Bal kanlar, Azerbaycan, Somali ve daha önce Körfez Savaşı) akın ediyor. Çağdaş kadın gazeteciler, erkek meslektaşlanndaki cinsiyetçi mantıkla savaşmalan gerektiğini söylüyorlar. tıkla savaşmalan gerektiğini söylü- yorlar. Bazı erkekler. ateş altında kadınlann erkekler kadar dayanıklı olduğunu kabul ediyor. Bosna'daki Maggie O'Kane: Kadınım. Bu vü/den savaş bölgesinde kimse bana dikkat etmiyor. kadınlar. cinsiyetlerinin bu bölgede Ancak tartışılan asıl konu, kadın- dezavantaj değil. aksine bilgi topla- lann savaş hakkında erkeklerden mak ya da saklanmak gibi işlerde daha farklı yazıp yazmadığı. Bazı birliklerin manevralannı anlatan daha tipik savaş makalelerine göre, kadın gazetecilerin yazılannda in- nidüşünüyor. Kimilerine göreyse, bu denli ciddi bir ayınm yok ortada. Medya Araştırmalan Enstitüsü'nden ha- bercilikte ve yazıda cinsiyetin etkisi konulu araştırma yapan Don Fry. kadınlann ve erkeklerin yazılannm farklı olduğunu söylemenin cinsi- yetçi bir yaklaşım olduğunu ileri sü- rüyor. Psikolog Joseph Kvitkoviç, yaşam boyu edinilmiş kültürel beklentile- rin, kadîhiann ve erkeklerin haber- cilik tarzına etki edebileceği görü- şiinde: "Erkekler, savaş bölgelerinde ken- dilerini. duygulannı bastumak zo- runda hissedebilir. Daha nykü nite- liğindeki haberleri, çok yumuşak ya da çok kadınsı olduğu gerekçesiyle göz ardı edebilir." Balkanlar haberiyle Pulitzer Ödü- lü kazanan Gutman. Maggie O- Kane'in, savaş öyküleri dalında en iyi muhabirlerden biri olduğunu dü- şünüyor. O'Kane, geçen yıl, İngiltere'de "Yıhn Gazetecisi" unvanını ka- zanmışü. Ulusal Radyo'dan Sylvia Poggio- li; CNN'den Chiristiane Amanpour ve Jackie Shymanski; Sunday Ti- mes'dan Janine di Giovanni: AP'den Maude Beelman; Los Angeles Ti- me'dan Carol VV'ilIiams: Financial artı bir puan olduğunu düşünüyor. gtzeteciler ve editörler ceset sayılan, san öğesine daha fazla yer verildiği- Times'dan Judy Dempsey ve serbest muhabir Anna Husarka. savaş ha- berleri hazırlavan ötckı muhabirler arasında. O'Kane, haber mcrkezle- rinden medet umsalar. kadın savaş muhabirlennin sayısının fazla olma- yacağınıdüşunüvor Önccleri kendisi de serbest olarak çalışıp haberlerini Insh Times'a gönderivormuş O'Kane. "Bahsegi- rerim Bosna'daki pek çok kadın işe serbest muhabir oiarak başiamıştır" dıvor. SunddN Tımes ıçın çalışan Dı Gı- ovannı. Batı Şeria ve Nikaragua'da bulunmasına karşın. Balkanlar'a gı- debılmek için çok çaba harcadığını sö>lü>or. "Erkek editörler. başta çok direnç gösterdi." Kadınlann seyahat etmesi Pekı kadınlann se>ahat etmesi er- keklere göre daha mı zor'.' O'Kane'- ın yanıtı şu: "Erkek de olsanız kadın da olsanız, cephede tuhaf duruvorsu- nuz. Kadınsanız daha bir garip görü- nü>orsunuz.' 1 O'Kane. çıçeklı elbıse- sini de hıç yanından avırmıvor: "Yolda yüriirken karşıma bir as- kcr çıktığında. üzerimde haki elbise varsa, ateş etmesi çok daha vüksek bir olasılıktır. Ama savaş bölgesinde, * üzerinde çiçekli elbiselerle yürmen bir kadın göriince. tetiği çekmeden önce insan biraz duraklar. Erı azın- dan şimdi\e dek işe varadı." Turizmcinin• • • • gozu Doğu Avrupa'da ANTA YA (AA) - Turizmde Batı Avrup pazanna bağımlılıktan kurtulmak isteyen turizmciler. yeni pazarlara yönelmeve başladılar. Son yıllarda Japonya'ya yönelik çalışmalar yapan turizmciler, şimdi de Macaristan. Bulgaristan, Çekoslovakya ve Rusya gıbi. eski Doğu Bloku ülkelerinden turist çekmek için girişimlerde bulunuyorlar. Turizmciler. JTB Berlin ve Moskova gibi önemlı turizm -. aarlannda bu >ıl yenı pazarlarla bağlantılaryaptılar. AA muhabınnın Akdeniz Tunstik OtelcılerBirhğı(AKTOB)Genel Sekreten Turgay Alp'ten aldığı bilgiv e göre. mart ayında > apılan ITB Berlin Turizm Borsası'nda turizmciler. Batı Avrupa ülke turizmcilennin yanı sıra Macar. Bulgar \e Çekoslovak turizmcilerle de görüşmelerde bulundular. Geçen hafta yapılan Moskova Turizm Fuan'nda ise hedef Rus tunstlerdı. Turizmde çok yeni bir pazar olan Rusya'nın özellikle Türkiye. Yunanistan ve Kıbns Rum Kesımi'ne yönelik büyük taleplerde bulunduğunu söv leyen Alp. "Türkive Moskova'da tam bir Antalya çıkarması gerçekleştirdi. Ruslar için egzotik bir hav ası olan Antalya, bu ülkeden büyük bir talep beklemektedir"dedi. Bu \ ıl ilk kez Bulgaristan'dan Antalya'va dırekt charter seferleri yapılacak. 23 haziranda başlav acak ve yaz boyunca devam edecek seferlerle çok sayıda Bulgar • uristingünev sahillerinegelmesi bekleniyor. Klasık Batı Avrupa pazanna bağımlılığm. zaman zaman olum- suz olaylar yaşattığını ve sektörü sıkmtı\ a soktuğunu ifade eden tu- rizmciîer. yeni pazarlar bulma konusunda görüş bırliğı ıçındeler. Son v ıllarda Japon pazanna önem veren turizmciler. harcama gücü yüksek Japon turisti Türkiye'ye çekmek için çalışmalar yapıv orlar. Hayallervebulutlar Ürkütmesin gökyü/ünün rengi. Hav allerinde istediğin renge çevirirsin nasılsa bulutlann rengini. Gözlerini kapa ve bağır sonrasııida, gözlerinin içine griji sokma. Kötülükleri de at bir tarafa... l mutlarını değil, umutsuzluk- larını meze yap gökyüzüne kurduğun aşk sofrasına...(Fotoğraf: İZZET KERİBAR) Bakırdağlan' nm en büyük üyesi olan Tunçdağı, tırmananlara olağanüstü manzaralar sunuyor Kızılrenkli dağın doruğuna zevklibiryolculuk KEMAL GLINEŞ Tunçdağı. Konyaaltı Plajı'nın ar- kasında. batı v önünde yükselen bü- yük dağdır. Aynı zamanda bir Oly- mpos'tur. Yan yana 3 doruğu vardır. Sırasıyla 2616. 2649, 2648 metrehk zirvelerinin dışında en do- ğuda 2519 metrelik 'Bereket Doru- ğu' isimli bir yükseltisi daha göze çarpar. Tunçdağı'na ismıni veren olay. yaz ya da bahar a> lannda gündoğu- mu esnasında bakıra çalan kızıl ren- ge bürünmesi olayıdır. Eğer havada sis yoksa daha beİirgin biçimde göz- lemek mümkündür. Bakırdağlan'nın bütün üyeleri gi- bi Tunçdağı da yeni yeni dağcılığı- mıza kazandınlmaya başlanmıştır. Yazın Antalya'da Santral Garaj ya- kınlannda. dağın kuzey yüzünün hemen altındaki "Karçukunı Yay- lası"na dolmuş kalkar. Özel bir dol- muştur ve hareket saatleri kesınlikle belli değildir. "Bahtılı Yaylası" veya "Yukarı Doyran Yaylası" da deni- len >aylaya gelen dolmuşlar tama- men Bahtılı ve Doyran köylülerine hizmet ederler. Kalkış yerleri de de- ğişir. Bu dolmuşlara binmek isteye- cek dağa gruplannın yer sorunu ne- deni>le birkaç kişiyi geçmemeleri tavsiye olunur. Yerli halkın "Akdağ", "Kemikli Dağ", "Kırboğazı Dağı", "Fesleğen Dağı", "Bereket Dağı", "Beydağı", "Develi Dağı" gibi değışık adlarla andığı TunçdağYna bir diğer ulaşım da Saklıkent Kayak Merkezi'ne gel- mekle olur. Saklıkent'ten doğuya doğru giden 7 km'lik dağyolu izle- nerek de Karçkuru'na vanlabilir. Yayla, denizden 2030 m. yükseklik- tedir. Dik ve keskin kayalıklar Güneyinde Tunçdağı'nın dık ve keskin kayalıklan yükselır. Aralan- nda da dağcılar için tırmanış ko- laylığı sağlayan boğazlar \ardır. Kışın yağan karlann bırikmeleri so- r.ucu 'karboğazlan' dıye adlandın- lan boğazlardan yaylaya en yaicın olanından 3 saat süreli çıkışla ana- doruğa ulaşıhr. Zaten klasik rotası burasıdır. Doğusu dik ve kayalıktır. Bu karboğazının kayalık eğimleri- nin bıttiği yerde irtifa, aniden düşer ve ikincı bir boğaz meydana gelir. Burası dağın ikinci rotası olmakla birlikte ilkine göre daha uzun oldu- ğu ıçın pek tercih edilmez. Gene de çıkarken Akdeniz sahillerini seyret- mek isteyenlere önerebılirim. Birinci boğaz maalesef böylesi manzaradan yoksundur. Her iki karboğazının bıttiği yerde 3 zirve olduğunu söylemiştik. Adı geçen doruklann aralannda düz- lükler vardır. Çadır kurmaya elve- nşli böylesi platolann varlığı yüksek irtifa kamplan için uygun olduğun- dan Antalyalı dağalar tarafından yazın kullanılmaktadırlar. Güney cephesi çok sarp ve uzun rotaya sahiptir. Pek önerilmemekle birlikte uzun zaman periyodu ve ye- terli ekipman alınmak suretiyle de- nenebilir. Tunçdağı günümüzde Antalya dağcılığının en çok ılgi gösterdiği verlerin başında gelmektedır. Antal- yalı dağcı Mehmet Bozyiğit, "Tunç- dağı bir başka, orasını hiçbir yere de- ğişmem" derken haksız değildir. Çünkü dağ. tırmanıcılanna hariku- lade manzaralar sunar. Geçmişine bakış Tunçdağı'na ilk kez 1970 yılının Temmuz avında, Türkiye Dağcıhk Federasyonu'nun III. Üniversitele- rarası. Akademiler ve Yüksekokul- lararası Dağcıhk Temel Eğitim Kampı'nda çıkılmış. Anılan çıkışta ilk defter, zirveye bırakılmış. Bu çı- kışı gerçekleştirenler Tuncer Gürdil, Lçman Stıngur, Volkan Alposkay, Özcan AJbuz, Mustafa Ya\ıu, Özde- mir Güt, Zeki Sal ve Efbem Gök- türk. Zirveye yerleştirilen defter sa- yesinde. 4 yıldır çıkış vapanlann kayıtlan düzenli biçimde tutulu\or. Ortadoğu Teknik Unıversitesi dağ- cılannın kalabalık gruplar halinde zirveye ulaşmalannı takiben 1990"lı yıllarda İzmir Sürnerspor Dağcıhk Kulübü. Boğaziçi Üniversitesi Dağ- alan, Çekoslovak Çesk\ Raj Kulü- bü üyeleri çıkışlannı gerçekleştirdi- ler. Aynca dağın 2648 metrelik do- ruğuna. Ağn kış tırmanışında ya- şamıru yitiren Recep Çatak adına bir defter; 2616 metrelik v ükseltisıne de trafik kazasında hayatından olan İzmir Dağcıhk İl Temsilcisi Adnan Kayatepe adına defter bırakıldı. Bursa Ovası üzerinebir araştırma BLRSA(AA)-Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi tarafından vapılan bir araştırmada. Bursa Ovası"nm dörtte bırinin amaç dışı kullanıldığı v e Bursa'da son 20 v ıl içinde kişi başına düşen toprak mik tarının da \ üzde 68 azaldığı bejırlendi. UÜ Ziraat Fakültesi Öğretim üyesi Prof. V'ahap Katkat, ımar planlannın olmaması. denetim ve kontrol vetersizliğı nedenıvle Bursa Ov ası'nda amaç dışı toprak kullanımının hızla arıuğına dıkkatı çekti. Araştırmavla Bursa'da 1970 v ılında kışı başına düşen tanm topraa mıkıarının 4.4 hektar. 1983 Cılında }.5 hektar. 1990 v ılında da 3 hektar olarak tespit edildiğini anlatan Prof. Katkat. amaç dışı toprak kullanımı nedeniv ledoğal ka> nakların hızla azakıldığına işaret etti. Prof. Dr. Katkat. fıziksel arazi kullanım planının olmaması ve hızlı nüfusartışı gibi nedenlenn Bursa'da plansız sanayileşme ve çarpık kentleşmeve neden olduğunu belırterek. şunlan sövledi: "Bursa'nın dört bir yanında sanayileşme de> am edi\ or. Sanajileşmeve paralel olarak hızlı nüfus artışı »e kaçak \apılaşma nedeniv le Bursa Ovası'nın dörtte biri amaç dışı kullamlmaktadır. Son 20 > ıl içinde ise kişi başına düşen toprak miktarı. yüzde 68 oramnda azalmıştır." BurbaOvası'ndakıtahribatın önlenmesı amacıvla tanmsal varlıklan koruma vasası çıkanlması ve bu konuda bir kurumsaldüzenlenmevapılmasını isteven Prof. Dr. Katkat. oluşturulacak kuruluşta. ünıversıte. meslek kuruluşlan ıle yerel vönetim temsilcilcrinin yer alması gcrektığını sözlenneekledi. Mevlana Müzesi'neçevre düzenlemesi KON YA (AA) - Konv a'dakı Mevlana Müzesı'nın çev resı Kültür Bakanlığınca venıdcn düzenlenivor. ODTÜ M'imarlık Fakültesi öğretim üyelerinden Prof.Dr. Gönul Eryapan tarafından hazırlanan projenin u>guianmasına başlandı. KonvaKultürveTabiat Varhklannı Koruma Kurulu Başkanı Doç. Dr. Haşim Karpuz, müzeçevresindeki bazı tarihı yapılann binavı korumak ve açığa çıkarmak amacıv la yıkıldığının anlaşıldığını. bunlar arasında 2. Selım İmaretı. Türbe Hamamı, Beledıve Medresesi ve Çelebı konutîannın da yer aldığını belırterek "Sağlıklı bir kültür bilincinin kazandırılmasında tarihi v apıların asiına uv gun olarak konınması şarttır. Bu korumanın mimari ve estetik açıdan da büyük önemi vardır" dedı. İlk aşamada kütüphaneve tuv aletlenn yapılacağını, çev rede bulunan tanhi bınalann restore edıleceği bildirildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle