Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CumhuriyeC
İmtiyaz sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenı: özgeı Acar •Genel Yayın
Koordinatörü: Hikmet Çetijıkaya • Genel Yayın
E>aruşmanı: Orhan Erinç • Yazıişlen Müdürleri.
tbrshini YıMız, Dinç Tayanç (Sorumlu),» Haber
Merkezi Müdürü: Hakan Kare
• Görsel Yönetmen: Ali Acar #Diş Haberler: Er-
gun Bakı • Ekonomi: Abdurrahmaıı YıJdırun •
Istihbarat: Yalçın Çakır • Yurt Haberlen: Mehmet
Saraç • Makaleler: Sami Karaören • Spor: AbdüJ-
kadir Yücelman • Düzeltme: Abdullah YazKi
Ankara Temsilcisi: Mustafa Balbav •Haber Müdürü: Doğan Akuı AtatürkBul-
van No.125, Kat: 4, Bakanlıklar-Ankara Tel: 4195020(7 HatJ. Telex 42344, Fax:
4195027 • Izmir Temsilcisi: Serdar Kızık, H.Zİ>a Blv. 1352 S.2 3 Tel:44l 1220
Telex: 52359, Fax: 4419117 «Adana Temsilcisi. Çetin Yiğenoğlu İnönü Cd. ! 19 S.
No: 1 Kat: 1, Tel: 3522550-3522601-3522492, Telex: 62155, Fax-3522570
Müessese Müdürü: Erol Erkut •Koordinatör:
Ahmel Korufcan • Muhaset*. Bötent Yener
• Idare Hüseyin Gürer • Işletme: önder Çeük
• Bılgı-lşlem: Nail Inal •Bilgısayar Sistem:
Mûriivet Çiler •Reklam: Reh» Işrtman
Yıyaırfıyan rt Beuc Yenı Gûn Haber Ajansı, Basın vc Yavıncılık A.Ş.
TürkocağıCad 39 41 CağaloğJu 34334 Ist PK 246IstanbulTel (0 2l2)5l2O5O5(2Ohal)Telex 22246. Fa» (0 2I2)51?K595
2INİSAN1994 İmsak:4.35 Güneş: 6.09 Öğle 13.10 İkindı: 16.54 Akşam: 19.56 Yatsı: 21.24
Yeşillepden
İstanbul'a destek
•STRASBOL RG (AA)-
Avrupa Parlamentosu'ndaki
Yeşil Grup üyesi
parlamenterler tarafından
hazırlanan bir karar
tasansında, İstanbul
Boğazı'ndan petrol ve
kımyevi madde taşıyan
gemilerin geçişinin
yasaklanması istendi.
Avrupa Parlamentosu'nun
bugün yapılacak "aciller
gündeminde" tartışılarak
oylanması beklenen karar
tasansında, 12mart
tarihinde meydana gelen
tanker kazası sonucunda 18
kişinin hayatını kaybettiği ve
İstanbul'un büyük bir tehlike
atlattığı hatırlatılıyor.
Sekreterler
stres attı
• İstanbul Haber Servisi- İş
ve ekonomi dünyasınm
\ azgeçilmez. ancak
görünmeyen kahramanlan
olarak nitelendirilen
sekreterler The Marmara
Otcli'nde, kendilen için
düzenlenen kokteylde stres
attılar. The Marmara
Oteli'nin, sekreterler
arasındaki sosyal
dayanışmayı güçlendirmek
amaayla otelin Taksim
Salonu'nda düzenlediği
••Sekreterler Günü"nde,
ayrıca AyşeTakı Galerisi'nin
Meksikalı ünlü kadm ressam
Frida Kahlo'nun arusına
hazırladığı "Frida'nın
Gözyaşlan" temalı takılarda
sergilendi. (Fotoğraf:
MUHARREM A YDIN)
Çocuk
ihtiyaçları fuarı
• İstanbul Haber Servisi -
İhlas Fuarcıhk tarafından
düzenlenen Uluslararası
Çocuk İhtiyaçlan Fuan
(Çocuk "94) dün açıldı.
Mecidiyeköy FM Kültür
Merkezi'nde düzenlenen
fuann açıhşında, Özel Şevkat
İlkokulu öğrencileri, mehter
marşı gösterisi yaparken
fuarda türbanlı çocuklann
çokluğudikkatçekti.
Elektronik'94
toplantısı
• Haber Merkezi - Yeni
Günaydın gazetesi
tarafından düzenlenen
'" Elektronik "94 toplantısı"
yapıldı. Toplantıda bir araya
gelen elektronik sektörü
temsilcileri. ekonomide son
dönemde yaşanan krizin
elektronik sanayine etkilerini
ve çözüm önerilerini
tartıştılar. Toplantıya Vestel,
Netaş, Siemens
temsilcilerinin yanı sıra
birçok elektronik
firmasından temsilciler
katıldı.
Macaristan'a
Kanuni anıtı
• ANKARA (AA)-
Heykeltıraş Metin Yurdanur
tarafından yapılan "Kanuni
Sultan Süleyman Anıtı".
Kanuni'nin 500. doğum
gününe rastlayan eylül ayının
îîk haftasında Macaristan'ın
Zigetvarkentindeki
Türk-Macar Dostluk
Parkı'na yerleştirilecek.
TÜRKSAT
temmuzda
• ANKARA (AA)-
TÜRKSAT 1B haberleşme
u> dusu, 12 temmuz salı günü
Fransız Guyanası'ndan
Arine füzesiyle uzaya
fırlatılacak. TÜRKSAT
I B'nin uzaya fırlatısında "yol
arkadaşı" BRASILSAT Bl
haberleşme uydusu olacak.
Her iki haberleşme uydusu,
Ariane füzesinin 66.
fırlatılışında uzaya
gönderilecek ve daha
önceden belirlenen
yörüngelerine oturtulacak.
Taksim'e cami projesi, siyasi amaclı
OKTAYEKİNCt
/
mar hukukumuza
göre bütün yapılarla
birlikte cami inşaatı
da 'ruhsata tabidir.'
Yani, belli imar ku-
rallan içerisinde
yapılabilir ya da yapılamaz-
lar.
Bu kuraliar arasında en
önemlisi ise inşaat yapılmak
istenen arsanın 'imar durumu-
dur'. Yani. o kentin ya da o
bölgenin imar planında. yine
o arsa için öngörülen kul-
lanım karannın ne olduğu-
dur. Eğer -sözgelimi- yeşil
alanda kalıyorsa. imar du-
rumu 'bina yapılamaz' demek-
tir. Ya da -yine sözgelimi-
ticaret, sanayi vb. gibi kullanı-
mlar için aynlmışsa. bu kez de
imar durumu "konut, cami,
okul vb. yapılamaz" anlamına
gelir.
İmar planlan, bir kent ya da
bölgedeki tüm arsa ve arazile-
rin. öncelikle 'kamu yararı
gözetilerek' kullanılabümesi-
ne dönük imar koşullannı be-
lirlediğinden. imar durumuna
uygun' inşaat yapmak da
•sağlıklı kentleşme için vazge-
çiimez bir ön koşuldur. Kent-
lerin kişisel ya da 'siyasal' bek-
lentilere göre değil. uygarlığın
gereklerine ve toplumun genel
çıkarlanna göre gehşebilmesi
de ancak bu ilkeleri gözeten
imar planlanyla sağlanabi-
lir...
Ne var ki bu genel ve 'yasal'
kuraliar, yüzde 50'sinden
fazlası kaçak yapılaşan kent-
lerimiz için artık geçerli değil.
Hele İstanbul gibi, SİT alan-
lan bile ruhsatsız inşaatlara
acıkça teslim edilen bir metro-
polde, toplum yaranna ve uy-
garca bir imar düzeninden söz
etmenin, neredeyse olanağj
bile kalmamış durumda.
Özellikle son yerel seçimlerin
hem önçesinde hem de son-
rasında İstanbul. ruhsatsız in-
şaatlann 'kent bütiinünde' ege-
menliklerini ilan ettikleri bir
yasadışı yerleşmeye dönüştü.
'Ruhsat'. yani İzin' kuralı
çoktan unutulduğundan.
'imar durumu' kavramı da
artık terk edildi. Dolayısıyla,
'planlı kentleşme' denen. o bir
türlü erişemediğimiz çağdaş
anlayışton da tümüylc uznk-
laşılmaya başlandı...
Şimdi. böyle bir kentte.
yönetimi yeni devralan bir be-
lediyenin önüne ilk sürülen
proje "Taksim'e cami" olu-
yor. Daha doğrusu. gündeme
getınlen ilk imar planı dfizen-
lemesi', Taksim Meydanı'na
büyük bir cami yapılmasını
öngörüyor.
İlk 'nıhsath' cami
TENEKE MİNARELİ GİRİŞİM - Taksim'e ca-
mi projesinin öncü tasarımını, meydanın hemen ke-
narında mescid olarak kullanılan binanın çatısına
dikilen bu "teneke minare" oluşturuyor(solda).
Taksim Camisi projesi için de bugün açık otopark
olarak kullanılan yer düşünülüyor.
IŞeriat
zafer
anıtıistiyor!I
Aslına bakıhrsa, eğer Tak-
sim'e büyük bir cami yapılır-
sa, bu belki de son yıllarda
İstanbul'da inşa edilen ilk ve
tek ruhsatlı cami yapısı' ola-
cak. Çünkü İstanbul, sadece
kaçak yapılaşmanın değil.
'kaçak cami inşaatlarının' da
patlama gösterdiğı bir döne-
mi yaşıyor. Üstelik, çevrele-
rindeki ruhsatsız binalann da
'güvencesT olarak 'önceden'
dikilen ve onlan laik devlete
karşı 'koruyan' cami inşaatla-
nyla...
Ne var ki Taksim Meydanı.
ne Yenibosna'ya benzer ne
Sultanbeyli'vc ne de Kağıt-
hane'ye. İstanbul'un bu 'her
yönûyle planlannuş' ve herke-
sin gözünün önünde duran
kent merkezine. elbette ki 'ka-
çak cami' dikmek oldukça
zor. Mutlaka yasal kurallara
uymak gerekiyor. İmarla ilgili
belediye yetkilerini. yine yasal
kurallara uygun olarak kul-
lanmak gerekiyor. Ve eğer şe-
hircilik ilkeleri. imar hukuku
ve planlama kararlan böylesi
bir projeye olanak sağla-
mıyorsa, Sazgeçmeyi' de şim-
diden göze alabilmek. kabul-
lenmek gerekiyor.
Kuşkusuz, Taksim'e cami
projesi. aslında kentsel bir ge-
reksinmenin ürünü değil. Yö-
rede hem yeterince cami var
hem de bu camilerin çoğu cu-
ma namazlannda bile zor do-
luyor.
Aslında bu proje -tıpkı
Ayasofya'nın ibadete açılması
gibi- 'siyasi bir proje'. Nite-
kim, onca cami varken son
birkaç yıldır cuma günleri
açık otoparkın çıkışındaki
'sokakta" ısrarla namaz kılınması. bu si-
yasetin gösteriye dönüşmüş tezahürünü'
oluşturuyor. Aynı yerdeki küçük mesci-
din damına dikilen. tenekeden yapılmış
'minare makeri' ise görenlerin şöyle dü-
şünmesini bekliyor:
"Demek ki burada bir camiye ihriyaç
var. Böyle uydurma minareyle değil, Tak-
sim'e yaktşır bir camiyle bu isteği karşıla-
mak lazım..."
Neden Taksim Meydanı?
Projenin 'siyasi içeriğini' gösteren geliş-
meler, elbette ki sokak ortasında kılınan
toplu namaz ya da giderek Taksim Me> -
danı'na egemen olmak isteyen 'namaz
gösterileriyle' sınırlı değil.
• Demokrasiye ve laikliğe düşmanlık besleyen çevreler,
İstanbul'da cumhuriyeti ve ilkelerinisimgeleyen Taksim
Meydanı 'nagöz diktiler. Böylesi bir süreçîe cami
projesinin temel işlevide ibadet değil 'işgal olacak...
Şeriatçılann siyasi amaçlı olarak "Taksim'e cami" eylemleri
yıllar önce başladı. 1989 yılında sular idaresinin arkasındaki so-
kakta toplu namaz kılanlar bunun göstergelerinden biriydi...
kuşkusuz tek başına yeterli ve
etkili olmayacaktır. Bir yan-
dan imar kurallanna uygun
davranılması için gerekli hu-
kuksal duyarlılık gösterilirken
öbür yandan Taksim'e cami
projesinin 'siyasi hedeflerini' de
önemle dikkate almak gereki-
\or.
'İşlevV ne olacak?
Taksim'in 'Cumhuriyetçi
kimliğini' yok etmek amaayla
"mejdana hakim' bir cami inşa
etmek ısteyenlerjn göz diktik-
leri arsa. Sular İdaresi'nin ta-
rihi duvan arkasındaki açık
otopark alanı. Bu arsa, imar
planında da otopark görünü-
>or; \ani 'imar durumu' şımdi-
îık bir camive olanak tanımı-
>or.
Olası değil
Öte >andan. imar yasasın-
daki kurallara uyulması duru-
munda. imar planının 'otopark
>erine cami' şeklınde değıştiril-
mesi de pek olası görünmüyor.
Çünkü yasal bir kural olarak.
uopark-yeşil alan \b. gibi kul-
anımlar, 'Yakın çevrede eşde-
ğer ölçülerde yenisi düzenlen-
meden' imar planlanndan
kaldınlamıyor. Hele bir de bü-
\ ük bir camiyle ortaya çıkacak
'ek otopark ihtivacının' da yine
aynı \erde karşılanması yasa
gereği...
Bu düşünce. özellikle 1 Mayıs 1977*-
deki katliamın ardından. ülkedeki hemen
tüm ilerici kesimlerin Taksim'i '1 Mayıs
Meydanı' olarak anmaya başlamasından
sonra öne çıkmaya başladı. Yine Tak-
îim'in aynı anda 'Cumhuriyet Meydanı'
Dİması: İstanbul'da cumhuriyeti. Atatürk
Lkelerini. L'lusal Kurtuluş Savaşımızı ve
laik-demokratik-hukuk devletı ilkelerini
"birlikte simgeleyen' anıtın da burada bu-
lunması: bütün bu değerlere karşı olan şe-
riatçı kesimlerin "Taksim'i ele geçirme
'"düşlerini" belli başlı 'siyasi hedefleri' hali-
ne getirdi. Taksım'e cami projesi de bu
hedefın 'zafer anıtı' olarak görülmeye
başlandı...
Şimdı. bö\lesı bir aşamada. "Acaba
imar mozuatı ne diyor?" tartışması da
Evet. Taksim'e cami \apmayı İstanbul'-
un en önemlı ve 'öncelikli' projesi olarak
görenler. sonunda ya 'kaçak inşaat' >olu-
nu seçecekler; (bu olamayacağına göre) y a
da 'kdıfına uydunıp'. yok ettikleri otopark
olanağını proje kapsamı içinde çözmeye
uğraşacaklar.
Ama bu. böyle bir projenin 'siyasi
amaçlanm' hiçbir zaman örtemeyecek;
gizleyemeyecek.
Bu nedenle ve hele Taksim'deki son şe-
riat gösterilerine de tanık olduktan sonra.
asıl tartışılması gereken 'projenin mimarisi
ya da güzelüği' değil. 'amacı ve işlevi' ol-
malı.
Bu koşullarda Taksim'e yapılacak bir
caminin işlevi. kesinlikle 'cami' olmaya-
caktır...
Antalya 'daki ikizi, Amerika 'danyarın .
uçaklagetirilecek Girlandlı lahitibekliyor
Lahit,Antalya
Miizesfne verflsin• Cumhuriyet'in yayını üzerine Amerika'daki Türk vakfına
bağışlanan dört tonluk mermer lahit, "süresiz" sergilenmeküzere
yann Türkiye'ye gönderiliyor. Şimdi, Kültür Bakanlığı'na düşen
görev, bu değerli eseri Antalya'daki ikizinin yanına koymak...
ÖZGEN ACAR
_^^ _ ^ ^ er şey Damon Mezzacappa'nın
"W~ W beklediği doerultuda eıderken 28
# # Eylül 1990'da Cumhuriyet'te ve
ğ B E'kim 1990'da Nevv York'ta yayı-
M M mlanan "Connoisseur" dergisinde
- * • "^*" lahitin kaçınlış öyküsüne ilişkin
haberlerım ortalığı kanştırdı. Bu haberler üzerine
zamanın Kültür Bakanı Namık Kemal Zeybek,
"Karun Hazinesi" ve öteki davalarda Türkiye'yi
temsil eden Nevv York'taki Amerikan avukatları-
na talimat göndererek lahitin geri alınması konu-
sunda gerekli çalışmalan başlattı.
Bu aşamada. Türkiy e'nin önünde henüz çözüm-
lenmemiş çok önemli bir sorun vardı. Lahitin bı-
limsel olarak Anadolu'dan çıktığı ve esen Telli-
Spıer ikilisinin pazarladığı kanıtlanıyordu. Ancak
en önemli zorluk. bu lahitin Yunanıstan ve İtalya-
dan gelme olasılığını çürütecek bir kanıtın henüz
ele geçirilememiş olmasıydı. Bu nedenle Türk hü-
kümetinin Nevv York'taki başanlı avukatlan dava
açmakta tereddüt ıçındeydıler.
Mezzacappa'nın kampında panik
Bununla birlikte bu haberler Mezzacappa'nın
kampında bir panik yarattı. Lahıtı 2 milyon dolara
satmak ya da 10 milyon dolara vergiden düşüp
para kazanmak olasılıklan bir yana. lahitin satın
alınmasında harcanan 1 milyon doların üzenne bir
bardak soğuk su içme tehlikesi de
ortaya çıkmıştı. Aynca bir o ka-
dar da mahkeme boyunca harca-
nacak avukatlık ve dava masraf-
lan da ışin cabasıydı
Danışmanlan Mezzacappa'ya.
bu işten kurtulmak için lahiti
Brooklyn Müzesi'ne ba-
ğışlamasını ve bunu vergiden
düşmesini önerdiler. Mezzacap-
pa. Brooklyn Müzesi'ne bağış
için başvurd'u.
Bunu öğrenince hemen. müze-
nin yönetim kurulu üyelerinden
iki kişiyi uyardım. Bunlardan bi-
nni kendim tanıyordum. Bir baş-
ka üye için de hatın sayılır bir or-
tak dostumuz olan bir Amen-
kalıyı devreye soktum.
Brooklyn Müzesi Yönetim
Kurulu'na bu iki saygın üye
aracılığıvla şu mesajı ilettim.
"Lahit, Türkiy e'den kaçırılmış
bir eserdir. Henüz bu gerçek sap-
tanmamış dahi olsa, antika piy a-
sasının değimiyle, 'sıcak' bir eser-
dir. Türkive. lahit üzerinde hak id-
dia ettiği için Mezzacappa, bu du-
rumdan kurtulmak amacıyla mü-
zeyi kullanmak istiyor. Yönetim
kurulu, bağışı kabul ettiği takdir-
de, daha sonra Türkiye ile başı be-
laya girecektir. Türkiye'nin aça-
cağı bir davada, Brooklyn gibi
saygın bir müze, kaçırılmış eseri
banndırmak ve almak gibi bir suç-
lahit ıçın vergi indinminc esas değerini 12 milyon
dolar (yaklaşık 385 milyar TL) olarak gösterdiğı
bildınliyor. Türk hükümetinin mali danışmanı
Damon Mezzacappa. 1987'de I milyon dolara
aldığı lahıtı. 1991'de 12milyondolaraeldençıkara-
rak beş vılda 11 milyon dolarlık bir kazanç sağ-
layıp mali danışmanlığının gücünü de kanıtlamış
oldu.
Nisan I992'de. Kültür Bakanı Fikri Sağlarve
Anıtlar Müzeler Genel Müdürü Prof. Engin Öz-
gen'ı Brooklvn Müzesı'ne götürerek o ana kadar
görmedıklen bu lahiti kendilenne gösterdim. Ga-
nptir kı. şu ana kadar genel müdürlükte lahit ile il-
gili tek bir fotoğraf bile bulunmamaktaydı.
Amenkan vergı yasalannın öngördüğü süre dol-
duğu için lahitin mülkiyetine sahip "American -
Turkısh Socıetv" adlı vakıf, "geçici ödünç sergile-
me" yenni BrookKn'den alarak Türkiye'deki bir
müzeye"'süresiz ödünç verdi. Lahiı bu nedenle
vann uçakla İstanbul'agetırilivor.
Burada Kültür Bakanlığı'nın önemli bir karar
alması gerekiyor.
Bu da. lahiti ikizkardeşinin yanına. yapıldığı
topraklar olan Pamfilya'va ve dolayısıvla AntaKa
Müzesi'negöndeımektır. Antalyalılann da. Pam-
filya sanatının bu değerli eserine sahip çıkacaklan
anlaşılıyor.
Looser"
28 Eylül 1990tanhliCumhunyet'teGırlandhla-
hıtın kaçınlışı hakkındakı oy kuy ü anlatırken, Nev-
Türkiye'den Amerika'ya kaçırılan Girlandlı lahit, son dakikada
bir değişiklik olmazsa yarın ait olduğu yere kavuşacak.
TA. u
Brooklyn bağışı reddetti
Yönetim kurulu. ilk toplantıda , » , ,
başvuru hakkında karar almada bağlŞİayaraK 1 1
çekingenlık gösterdi. Kurul. Hniariilc V a ^ a n r
daha sonra yaptığı ikinci top- uv-'mı ıııv. r\.cii^aıı\f
lantıda. Mezzacappa'nın. bu cö-
mert bağışını reddettı.
Böylece Türkiye. istediğim şu sonucu elde etmiş
oldu:
Brooklyn gibi saygın bir müzenin böylesinegör-
kemli ve çok değerli bir tarihsel ve sanatsal esen
bağış olarak kabul etmediğini. Amenka'daki tüm
müzeler. özel koleksıyoncular ve antıkacılar duy-
muş oldu. Böylece arlık hiç kimse bu lahite talip
olamayacak. satın almak ıstemeyecekti.
Bu durumda Mezzacappa'ya yapılacak iki şey
kalıyordu: Ya dört tonluk mermer lahiti alıp evıne
sokmak ve Türkiye'nin açacağı davayı beklemek
ya da bunu Türkıye'ye geri vermekti.
Brooklyn Müzesi yönetımindekı tanıdığım üye
aracılığıvla Mczzacappaya dolay lı olarak şu habe-
n ilettim "Lahiti Amerika'daki bir Türk vakfına
bağışlayıp güncel değerini vergi-
den düşmek, kendisi için en ka-
zançlı yol olacaklır."
Bu aşamada. Nevv York'tan
Türkiye'yedönmüştüm. Nasıl bir
gelışme olacağını merakla bekli-
yordum.
Bir süre sonra beklediğim ha-
ber. Ankara'ya ulaştı. Mezzacap-
pa'nın avukatı Nevv York'takı
Türk Başkonsolosluğu'na başvu-
rarak "müvekkilinin lahiti Ameri-
ka'da. vergi indiriminden vararla-
nan bir Türk vakfına bağışlamaya
hazır" olduğunu bildirmişti.
urgut Özal döneminden bu yana
T û r k hükümetininmali damşmanlığını
yapan ve lahitin sahibi olan Amerikalı
Damon Mezzacappa, eseri Türk Vakfına
g
zat Telli ile Londra'da 1989'da "Babylon" adlı
tekstil firmasında yaptığım konuşmaya da yer ver-
miştim.
Bu konuşmanın bir paragrafı şöyleydi:
"Nevzat, bir keresinde işitehdide kadar götürdü.
Bir başka kez İngilizee olarak " Looser' dedi. Boşu-
na kürek çekiyorsun. sen bu işi zaten kaybetmişsin"
anlamında konuştu."
Eğer Nevzat Telli. bu yazıyı okuyorsa. "Looseı*"
olmadığımı bir kez daha anlamıştır. Büyük ağabe-
yi rahmetli Nizamettin Telliağaoğlu'nun kaçın-
İmasında rol oynadığı "Karun Hazinesi" ni de
"Looser" dediğı kişi geri getirmedi mi?
BİTTİ
Amerika'da Türk vakfı
Ancak sürenin kısalığından ve
o andaki koşullardan dolayı yeni
bir vakfın kurulamayacağı anla-
şıldığından. .\hmet Ertegün'ün
başkanlığını yaptığı Nevv \'ork'-
taki "American Turkish Sociery"
devreye sokuldu.
Nevv York'takı Türk
Başkonsolosluğu'nun diplomat-
lan ile Türk hükümetinin başanlı
avukatlan; Türk vakfının ve
Mezzacappa'nın avukatlan ile
birlikte günlerce çalışarak bağış
anlaşmasını hazırladılar.
Anlaşma. vergi indirim süresi-
nın geçinlmemesi için 1991
yılının son günü yani 31 aralıkta
ımzalanabıldi. Lahitin mülkıyeti
bu vakfageçti.
Bu arada Nevv York antika pi-
yasasında. Mezzacappa'nın bu