25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 21 NİSAN1994 PERŞEMBE LO DIZIYAZI 12 Eylül'ün en ateşli günle- xi. Necmettin Erbakan ve IMSP yöneticileri. AJparslan Türkeş ve MHP yöneticileri. CHP milletvekillerinden Er- Cuğrul Günay ve Temel Ateş. Sosyalist Türkiye İşçi Köylü Partisi yöneticileri, Ankara'- da Merkez Komutanlığı Tü- tukevi'ndeler. Daha sonra bu( tutukevine CHP lideri Bülent Ecevit de getirilecek ve yargı- lanacaktır. Erbakan ve arkadaşlan bu dönemi çok sıkmtıh geçirdi- ler. Kenan Evren'in kendileri- ni de hedef alan konuşmalan onlan endişeye sevk ediyor- du. Cezaevindeki siyasi tu- tuklular arasında en çok üze- rinde gülünen esprilerden bi- risi. Erbakân'm ünlü "Ka- dayıfın altı daha kızarmadı" cümlesiydi. 12 Eylürden önce, ara se- çimlerde başansızlığa uğra- yan Ecevit yönetimindeki CHP hükümeti istifa etmiş ve onun yerine AP lideri Süley- man Demirel'ın Başba- kanlığı'nda bir aanlık hükü- meti kurulmuştu. Erbakan, 1975-77 yıllan arasında Demirel, Feyzioğlu ve Türkeş'le birlikte Millıyet- ;i Cephe hükümeti içerisinde yer almış, bu koalisyon sırası- nda Demirel'ıe ciddi aynlı- klara düşmüş ve sonunda ko- ilisyonun bozulmasına ne- ien olmuştu. 'O gün öyle gerekiyordu' 1979 yılında kurduğu aztnlık hükümeti sırasında Demirel, Erbakan ve Tür- keş'i koalisyona almamıştı. Hükümet programı okunup oylamaya geçildiğinde herkes Erbakan ve arkadaşlannın tutumunu merak ediyordu. Erbakan, Demirel hükümeti- ne oy vererek herkesi şaşırtmışh. Demirel'i neden destekle- diğini açıklamak için yaptığı basın toplantısında da Erba- kan bu desteğinın amacını şöyle açıklamıştı: "Demirel'i destekledik, çiinkii henüz ka- dayıf pismedi, biz bu arada ka- dayrfın altının kızarmasını bekleyeceğiz." Erbak'an'ın bu sözleri söylemesinin üzerin- den çok zaman geçmeden 12 Eylül askeri darbesi gerçekle- şir» Erbakan da kadayıfın altının kızarmasını beklerken başka bir kaderle yüz yüze ge- lir. . Tutukevinde birlikte kaldığı o zamanki CHP Mil- letvekili Ertuğrul Günay, Er- bakan'a geçmiş günleri anı- msatır: "Hoca, hani kadavıfın I ı> \ I t ,-j I .\ •} -ı J /l J J J J /l JJ örünürde şeriatçı akımlara da karşı olan ve MSP yöneticilerini yargı önüne çıkaran 12 Eylül yönetimi, uygulamalanyla dinci akımlara geniş bir çalışma ortamı yaratmıştı. Refah Partisi 1984'tenitibaren katıldığı her seçimde oylannı adım adım arttırarak bunurı meyvelerini topladı. 12Eylülharmanında tohumlaryeşeriyor.., MSP yöneticileri 12 Eylül'ün ilk dönemlerinde oldukça sıkuıtılı günler yaşadüar. Ancak kötii günler çabuk aşıklı; yargı önüne çı- kanlan MSP yöneticileri beraat etti. ardından Refah Partisi kuruldu ve nihayet 1987'de Erbakan yeniden partinin başına geçti. altı kızarıyordu. Sonunda hep birlikte kızarıp buraya geldik. Demirel'i kerhen destekleme tu- tumunuz olmasaydı, belki de bu- giin burada olmazdık." Erba- kan her zamanki hazır ce- vapblığıyla karşıhk verir: "Muh- terem kardeşim, o zaman öyle icap ediyordu. Demirel kendi keıidjne vorulsun diye öyle yapı- yorduk." On ay çok zor geçti. O günler- de yeniden siyasi arenaya çı- kacağını düşünmüyordu bile. Ama aradan çok geçmedi. Er- bakan'ın arkadaşlan, siyasi partilerin kurulmasına izin ve- rilir verilmez, Refah Partisi'ni kurdular. Yıl 1983. Erbakan o zaman Milli Güvenlik Konse- yi'nin çıkardığı bir yasa nede- niyle yasaklıdır. RP'ye veto engeli l§6Jseçimlerine RefaftParti- si katılamadı. Çünkü MGK. partinin kurucu yeter sayısına ulaşarak seçimlere katılmasına olanak vermemek amacıvla ku- rucu adaylaırveto etti. 1983 se- çımlerine vetolan aşabilen valnızca üç parti katıldı. Turgut Ozal'ın Anavatan Partisi (ANAP), Necdet Calp'ın Halk- çı Partisi (HP). emekli general Turgut Sunalp'ın Milliyetçi De- mokrasi Partisi (MDP). Bu se- çimlere Erdal İnönü'nün Sosyal Demokrasi Partisi (SODEP) ve AP'nin devamı niteliğindeki DYP de vetolar engelini aşama- dığı icin katılamadı. Erbakan'ın icazet alarak si- yasete atıldığı İskender Paşa Camii imamı Nakşibendi şeyhi Mehmet Zahid Kotku, 12 Ey- lül'ün hemen ilk günlerinde ya- şamını yitirdi. Kotku'nun yeri- ni damadı Prof. Esad Coşan aldı. Ama Coşan, caminin ba- şında değildir. Ankara'dadır. Coşan. 1983 seçimlerine RPka- tılamayınca cemaatine ANAP'ı desteklemeleri talimatını verdi. ANAP içindeki birçok" Nakşi kökenli milletvekili. bu dönem- de partiye girdiler. Bir çoğu da daha sonra RP'ye dönmedi ve iktidann nimetlerini bırakmak istemedikleri için politikayı ANAP'ta sürdürdü. 1983 genel seçimlerine katıla- mayan RP, örgütlenmesini ta- mamlayarak 1984 yerel seçim- lerine katıldı. Ve oylann yüzde 5'ini kazandı. Askeri yönetimin varlığının sürdüğü koşullarda, RP geleneksel oy tabanının, an- cak yansına ulaşabilmişti. Buna rağmen Şanlıurfa ve Van'da belediye başkan- lıklannı kazandı. Aynca beş il- çenin yerel yönetimi de RP'lile- rin eline geçti. Refah start alıyor 1983 ve 1984 seçimleri, RP için yeni bir başlangıç oldu, 12 Eylül onlara başlangıçta bazı yasaklar getirse de oldukça el- verişli bir zemin hazırlamış, uy- gun bir ortam yaratmıştı. De- mokratik örgütlenmeye getiri- len yasaklar, düşünce özgür- lüğünü hedef alan baskılar sivil muhalefete ağır darbeler indir- mişti. Fakat, örgütlenme ve kültürel yayılma alanı olarak camileri temel alan dinci siyasi akım, güç toplamış ve uygun ortamı kollamaya başlamıştı. Şimdi adım adım, bu geliş- menin ürünlerini toplamak za- manı gelmişti. Necmettin Er- bakan'ın siyaset yasağı diğer parti liderleri gibi 1987 yılına kadar sürdü. 1987 yılında bir referandumla yasağın kalkması üzerine Necmettin Erbakan doğal koltuğuna yeniden ka- vuştu. Oylar yükseliyor RP, 1987 genel seçimlerine Erbakan önderliğinde katıldı. Bu kez oylannı yüzde 7.16'ya çıkardı. Ama yüzde 10'luk ba- rajı aşamadığı için milletvekili Çikaramadı. 1987 seçimleri RP için önemli bir adımdı. Gele- neksel oylanna adım adım yak- laşıyordu. Partinin ilk önemli başansı 1989 yerel seçimlerinde gerçek- leşti. Bir önceki yerel seçimlerde yüzde 5 olan oy oranını nere- deyse ikıye katlayarak yüzde 9. 78'eyükseltti. Bu arada beş ilin ve 15 ilçcnin yerel yönetimini ele geçirdi. Daha sonra MHP adını alacak Türkeş'in MÇP'sinin oy oranı ise 1989 yerel seçimlerinde yüz- de 4.14'tü. Refah'ın oylan adım adım yükseliyordu. 1984 seçimlerin- de yüzde 5, 1987 seçimlerinde yüzde 7.16, 1989 seçimlerinde yüzde 9.78. Beş sene boyunca sürekli bir yükseliş söz konu- suydu. YARIN:1991 seçimleri ve modernlesme Şeyh Coşan'la 'derviş'Erbakan'uıyoUanaynhyor Erbakan üzerinde çok büyük etkisi bulunan ve MSP'nin ortaya çıkması ve gelişmesine önemli katkılarda bu- lunan İskender Paşa İmamı Şeyh Za- hit Kotku Kasım 1980'de ölünce. ye- rine damadı Profesör Esat Coşan geç- mişti. Esat Coşan özellikle 12 Eylül koşullannda, Erbakan ve arkadaşlan hapiste iken bu camiayı ayakta tuta- bilmek amacıyla ciddi gayretler gös- terdiğini çevresine anJaüyordu. O günün koşullannda, yani 12 Ey- lül'ün MSP'lileri yargıladığı koşullar- da Erbakan'la Esat Coşan arasında bir sorun yoktu. Ancak Erbakan'ın hapisten çıkması ve RP'nin hızla ör- gütlenmesiyle oirlikte, ilişkilerde sı- kıntılar ortaya çıktı. Coşan taban arav ışında Esat Coşan, Erbakan'ın bir Nakşi- bendi tarikatı mensubu olarak kendi- sine bağlı hareket etmesîni istiyordu. Profesör Coşan, Dergah'tan gelmi- yordu. Bu yüzden bir cami cemaatına sahıp değildi. İslamcı bir akademıs- yendi. Kotku'nun damadı olması ve onun yerine geçmesi, eski ilişkilerin ayru şekilde devam etmesi için yeterli değildi. Erbakan, Kotku'ya gösterdiği bağ- lılığı Coşan'a göstermiyordu. Esat Coşan, cemaat eksikliğini gidermek ve kendi çevresinde bir güç yaratmak amacıyla 1983 yılı Eylül'ünden itiba- ren ayhk "İslam" dergisini çıkarmaya girişti. Dergi, baş- langıçta Nakşi- bendi tarikatının taraftarlan arası- nda ilgiyle karşı- landı ve önemli bir okuyucu kitlesı kazandı. RP'nin 1987 se- çimlerinde barajı aşamayarak Mec- lis'e girememesi, Coşan'ın Erba- kan'a yönelik eleş- tirilerinin su yüzü- ne çıkmasına ne- den oldu. Bu eleş- tirilerden de görül- düğü gibi Coşan, Erbakan'a uzunca bir süredir kızıyor- du. Seçim ba- şansızlığı bir fırsat olmuştu. Erbakan, Esat Coşan'a biat etmiyordu ve bir otorite olarak kabullenmiyordu. Ve çevresi- ne Coşan'ın dini yetersizliğini anlatı- yordu. Bu çekişme alttan alta olgun- laştı ve sonunda etkisini yitirdiğini anlayan Esat Coşan'ın kavgayı açığa dökmesine yol açtı. Esat Coşan'ın 1990 yılında yaptığı ve basına yansı- yan konuşması aynlığı su yüzüne çıkardı. Coşan. Milli Nizam Partisi'- nin kuruluşundan beri Nakşi Der- gahı'nın kanatlan altında olduğunu Mehmet Zahit Kotku'nun ölümündcn sonra yerini alan damadı Coşan'la Erbakan arasında 12 Eylül sonrası başlayan soğukluk, zamanla kavgaya dönüştü. Esat Coşan Erbakan'ın bir Nakşibendi tarikatı üyesi olarak kendisine bağlı hareket etmesini istiyor ve "Deniş, şeyhinin sözünü dinle- mezse, dervişliği nerede kalır?' diyordu. belirtti. Şöyle diyordu Coşan: "Efendim, destekleme hocamızın- (Zahit Kotku) zamanından beri oldu. Parti -parriyi kastediyorum genel ola- rak partileri değil- dergahımızın belli bir aksi) onu olarak başladı. Hocamıza belli kişiler geldiler. dediler ki; 'Ho- cam, böyle böyle şeyler vapalım mı?'- (Zahit Kotku) emir buyurdu, istikamet gösterdi, yapın buyurdu. Aynca ele- man verdi.. .Böylece bizim dergahımı- zın bir aksiyonu olarak politik çalışma başladı. Hocamız destekledi. Ben An- kara'daydım ama zaman zaman beraber olduk." Coşan, uzun yıllar tekkenin Erbakan'ı destek- lediğini dile getiri- yor:"Böylece tek- kemizin bir aksiyo- nu olması do- layısıyla tepeden tı- rnağa destekleye- rek devam etmiş- tik. Öyle zamanlar oldu ki siyasi olay- larda hocamızın ikazarı oldu, nasi- hatları oldu, tavsi- yeleri oldu." Esat Coşan, 12 Eylül öncesi Şeyh Zahit Koktu'nun, Erbakan'ı parti başkanlığından aynlması konusunda uyardığını belırtıyor. "Sonra bir ara başındaki şahsa, "Söylcyin Necmi'ye partinin başkanlığından aynlsın" de- diğini hatırlıyorum. Bunu temin için ka>ınbiraderi Osman Çataklı'nın gö- revlendirildiğini, bir sebeple bizzat kendisinin gidip sö> lediğini biliyomm. Fakat oradan ayrılmadılar." Esat Coşan. kendi etkinliğini arttı- rabilmek ve aralanndaki sorunlan tartışmak amacıyla bir şura toplan- masını önerir. Bu öneriyi, Erbakan reddeder ve Milli Gazete'de bu şura- ya karşı \azilar yazdınr. Erbakan'ın bu çıkışına iyice sinirlenen Coşan onu şımarmakla suçlar: "Şimdi birçok insan hesap sor- madığı için şımarıyor, çünkü bazı in- sanlar değişiyor, şımarıyor. Değişen ben değilim. 1990 yılının ocak ayına kadar bütün kusurlarıyla bu kardeşle- rimizi destekledim, adam olurlarsa ile- ride de desteklerim, doğru yolda git- mezlerse babam olsa dinlemem, sizi de dinlemem. doğru bildiğim şeyi ya- panm...Şuraya dil uzatmak İslami ha- reket değildir.'" 'Deniş şeyhini dinlemez mi?' Coşan. Erbakan'a yönelik eleştiri- lerini daha da sertleştiriyor ve onu ve- fasızlıkla suçlamayı sürdürüyor: "40 yıldır tanıdığımız insan, 40 yıldır tanışıru, 40 yıldır desteklediğimiz in- san. Beslediğimiz insan, varlığunızın her çeşidiyle katıldığımız insan, kar- deşlerimizin parasıyla bütçesi kabar- mış, şişmiş insan... Sen "bizim yolu- muz tekke adabıdır" demiyor mu>- dun? Derviş. şeyhin sözünü dinlemezse dervişliği nerede kalır? Öyle saçma şey olur mu?" Coşan'la Erbakan arası- ndaki soğukluk ve aynlık daha sonra da sürüp gıtti. Ancak Erbakan güç- lendikçe, Coşan'ın çıkışlannı fazla ciddiye almadı ve bildiği yolda yürü- meve devam etti. İLAN GEMLİK ASLİYE HLîKUK MAHKEMESİ DosyaNo: 1993 827 Davacı Necati Girgin tarafından mahkememize açılan çek iptali davasımn verılen ara karan gereğınce: Davaa Necati Girgin, Gemlik Garanti Bankası şubesinin 62000059 1 nolu hesabından almış bulunduğu, 43311 seri nolu çek- ten, 43326 seri nolu ceke kadar olan toplam 15 adet boş çekini kay- bettiğini. bu çeklerin iptalini# talep ettiğinden dava konusu çekleri elinde bul.unduranlann ilan târihinden itibaren 3 a\ içerisinde mah- kememizin 1993'827 esas nolu dosyasına müracaat etmeleri, aksi takdirde çeklerin iptaline karar verileceği ilan olunur. Basın: 47251 T.C. DEVTLİKADASTRO MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 1993 129 Davacı Emine Çelik tarafından davalı Mustafa Şahin aleyhine açılan tespitin iptali ve tescil davasımn yapılan >argılaması sırasında verilen ara karan gereğınce: Develi ılçesı Gümüşören Köyü'nde kain. 2911 no'lu parsel hakkın- da davaa Emine Çelik tarafından davalı Mustafa Şahin aleyhine tes- pitin iptali ve tescil davası açılmış olup duruşması 8.6.1994 günü saat 09.00'a bırakılmışür. Davalı Mustafa Şahin'e dava dilekcesi yerine kaim olmak üzere belirtilen gün ve saatte mahkemede hazır bulunması ilan olunur. Basın: 47276 ELAZIĞ AŞLÎYE1. HUKÜK İŞ MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİNDEN DosyaNo: 1993,200 Davacı Huseyin Yıldınm ile davablar SSK Genel Müdürlüğü, Selim Baysal arasındakı tespıt davasımn yapılan duruşmalan sonun- da davanın kabulüne. davaanın 1.11.1968 tarihinde davalı Selim Baysal'a ait işyerinde sigortalı olarak çalışmaya başladığı hususunun tespitine ve davaa tarafından yapılan 658.000- TL. masrafın davalı Seüm Baysal'dan ahnmasına. 250.000 - TL. maktu ücreti vekaletin davalı Selim Baysal'dan ahnmasına dair verilen 10.2.1994 tarih ve 1994 56 sayılı karar. davalı Selim Baysal'a tebliğ edılemediğlnden. karar yerine geçmek üzere ilanen tebliğ olunur. Basın: 47200 İLAN T.C. DEVELİ KADASTRO MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 1993 129 Davacı Emine Çelik tarafından davalı Mustafa Şahin aleyhine açılan tespitın iptali \e tescil da\asının yapılan yargılaması sırasında verilen ara karan gereğince: Develi ılçesi Gümüşören Köyü'nde kaın. 2911 nolu parsel hakkın- da davacı Emine Çelik tarafından davalı Mustafa Şahin alejhine tes- pitın iptali ve tescil da\ası açılmış olup duruşması 8 6.1994 günü saat 09.00'a bırakılmışür. Davalı Mustafa Şahın'e dava dilekçesı yerine kaim olmak üzere belirtilen gün ve saatte mahkemede hazır bukınması ilan olunur. Basın: 47276 T.C. İZMİR BİRİNCİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1993 901 Esas Davaa Arzu Baycan tarafından davalı Mustafa Baycan aleyhi- ne açılan boşanma davasınm mahkememizde vapılan yargılaması sırasında: Davalı Mustafa Baycan'a gönderilen davetiyeye rağmen ve zabıta- ca yapılan araştırmaya göre adresi tespit edılemediğinden. 3.5.1994 günü saat 09.00'da mahkememizde hazır bulunması veya bir vekille kendisini temsil ettirmesi, bulunrnadığı takdirde yargılamaya yoklu- ğunda devam edileceği ve dava dilekçesinin bir örneğinin mahkeme divanhanesine asıldığı hususu ilan olunur 23.3.1994 Basın: 24672 SASON ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN 1993,740 Davaa Sason ilçesi Orta Mahalle'den Ali İhsan Ava'nın davalı- lar Hazine ve belediye başkanlığj aleyhlerine mahkememizde açmış olduğu tescil davasımn yapılan açık duruşması sırasında verilen ara karan gereğince; Dava konusu yer Sason ilçesi Yeni Mahalle mevkiinde kain, doğu- su dere, batısı tepe, kuzeyi yol ve güneyi M. Halit Toparh'nın evi ve tepe ıle çevrili tarlanın; Medeni Kanun'un 659. maddesi uyannca davaa Ali thsan Avcı adına tapuya tesciline karar verileceğinden, bu yerle ilgisi olanın ka- nuni 3 ayhk süre içerisinde itirazlannı mahkememize bildirmeleri ilan olunur. 18.01.1994 Basm- 47159 ANKARA NOTLARI MUSTAFA EKMEKÇİ Erbakan'ın Tefecileri... 3 Aralık 1992günlü "^Wue/"dergisinde, "Erbakan'ın Tefeci- teri" başlıklı birhaberyayımlanır. Bu haberi, "HangiErbakan" adında bir kitap yazan gazeteci Soner Yalçtn, yapıtına almış. Soner Yalçın, "Baş kahraman yine Beşir Darçm'dı"diyor. So- ner Yalçın, Beşir Darçın'ı şöyle tanıtıyor: "Beşir Darçın arkasına RP'yi almazsa trilyonu geçen mal- varlığına kavuşamazdı herhalde. Öyle ya, 19S0'in başına ka- dar Ulus'ta terzilik yapıyordu. Ankara 1 No'lu Sıkıyönetim Mahkemesi'nde MSP'nin gizli kasası Mazhar Bayatlı 'ya şirketleri nasıl kurduğu, binaları na- sıl aldığı sorulduğunda Bayatlı, 'Borç aldım' yanıtını vermişti. Üstelik borç aldığı kişilerin tek tek isimlerini de veriyordu! Türkiye'de öyle bir sistem yok ki, borç verdiğini söyleyen şahsa, 'Sen nereden buldun' diye sorulup araştırılsın. Beşir Darçın'a da, 'Bu kadar parayı terzilikten rmkazandın' diye sorsanız, kuşkusuz borç aldığını söyleyecektir. Beşir Darçın adım 'Erbakan'ın gizli kasası' diye 8 Kasım 1992 tarihinde 2000'e Doğru dergisinde yazdık. Van der Zee Şirketi 'nin sahibi olduğunu, yurtiçinde veyurtdışında hacı tica- reti yaptığını belirttik..." Soner Yalçın, bu konuları iyi araştırmış. Kitabının girişine de,''Daha az Uğur Mumcu yduk düri/Daha çok Uğur Mumcu '- yuz şimdi"diye yazmış. Gelelim tefecilik öyküsüne: Çınarlar, Konya'nın en köklü zengın ailelerinden biridir, çev- relerinde yardımseverlikleriyle tanınırlar, bir de dini bütünlük- leriyle. Necmettin Erbakan'ı destekleyıp Konya'dan bağımsız milletvekili seçilmesini sağlamakla kalmamışlar, MSP ile RP'- ye bütün varlıklarıyla bağlanmışlardır. Çınar ailesinin büyüğü Süleyman Çınar, 1990 yılında nakite sıkışır. ivedi 1 milyar lira gerekmektedir. Bankalardaki işlem- ler için bile zaman yoktur Ancak parayı bulmanın kolay yolunu bilir. "Beşir Dayı'ya, Beşir Darçın'a gider. Konuşurlar, anla- şırlar. Beşir Darçın, Osman Akgün adında bir dönem Erba- kan'ın şoförlüğünü ve korumasını yapan birini daha devreye sokar. Üçü arasında bir protokol hazırlanır Protokole şunlar yazıltr Osman Akgün, Süleyman Çınar'a 1 milyar lira borç ve- recektir. Süleyman Çınar, 30 gün sonra, Osman Akgun'e 1 mil- yar 104 milyon lira olarak ödeyecektir Yani, ayhk yüzde 10 faiz alınacaktır. Süleyman Çınar, 1 milyar lirayı alıp Konya'ya dö- ner. Buraya dek olanlar bir tefecilik öyküsüdür, ancak olaylar biraz değişiktir. Süleyman Çınar, bir ay sonra, 1 milyar 104 milyon lirayı geti- rip Osman Akgün'e teslim eder Ancak, sonra yine nakit para- ya sıkışır. Aynı biçimde, Beşir Darçın ve Osman Akgün'den 1 milyar lira daha alır. Bir kez, iki milyar lira alıp. faizi ile birlikte 2 milyar 208 milyon lira öder. Sonunda Süleyman Çınar tökez- ler, 800 milyon lira almıştır, ancak ödeyememektedir. Çınar ailesinin durumu oldukça kötüleşmiştır. Beşir Darçın ile Os- man Akgün, Çınarlara bir iyilik daha yaparlar. 1990 yılının Ağustos ayının 2'sinden başlayarak, ızleyen ayların 8,13,21'- inde ve son Aralık ayının 8'inde imzalanan protokollerle Çınar ailesinin 800 milyonluk borcu, 2 milyar 800 milyon liraya ulaşır. Süleyman Çınar, aldığı borcun faizlerini ödeyebilmek ve bu arada ticaret yapıp işlerini toparlayabilmek için açıldıkça açı- lır Sonunda ipin ucunu iyice kaçırıp yeniden başkalarına da borçlanır. Korkut Ozal ile Mustafa Topbaş'ın ortakları arasın- da olduğu Bem Dış Ticaret'e 15 taşınmaz mal (gayrimenkul) karşılığı 11 milyar 125 milyon, Faisal Finans Kurumu, Al Bara- ka Türk özel Finans Kurumu, Esbank, Halkbank, Vakıflar ve Garanti Bankasına ise toplam 35 milyar lira. Çınar ailesinin 41 parça taşınmazı ile Toroslar Un Fabrikası 1991 yılında iyiden iyiye tehlike çanlarını çalmaya başlar. Süleyman Çınar, partili arkadaşlarına, özellikle kendine güvenmektedir. Alacaklarını toplamaya, un fabrikasının üretimini arttırmaya çalışır. Işte o günlerde Beşir Darçın, Süleyman Çınar'ı arar: - Mallarını korumak için bize bir genel vekaletname ver. Bu- nalımı atlatana kadar hiç olmazsa malına, mülküne bir şey olmasın, biz sahip çıkalım. Bu arada fabrikayı da işletiriz, işleri yoluna koyup bize olan borcunu aldıktan sonra ne zaman is- tersen yine sana döndürürüz! der... Süleyman Çınar, bu öneriyi hemen benimser Beşir Darçın gibi partilisine güvenmeyip de kime güvenecek? Ailenin öbür bireyleri: - Yardım edecek olan yardım eder, niye malımızı mülkümü- zü elimizden alıyorlar? diye uyarırlarsa da dinlemez Süley- man Çınar: - Hepsi Müslüman, partili insanlar, bunlardan bize zarar ge- lir mi? der. Dava arkadaşlarına güvenmektedir özellikle de Erbakan Hoca'ya. Partililerin, özellikle mali konularda Erbakan Hoca'- dan habersiz hiçbir davranışta bulunmayacaklarını çok iyi bi- lir. Üstelik Erbakan Hoca, onun en yakın dostudur. Erbakan'ın geçmişe dayanan bir vefa borcu vardır kendisine. Konya'dan bağımsız milletvekili seçilmesi için çok çahşmış, paralar akıt- mıştı. Süleyman Çınar, bir alacağını almak için gittiği Ayvalık'ta trafik kazasında ölür. Süleyman Çınar ölür ölmez, daha Çınar . ailesi taze acılarıyla perişanken Beşir Darçın ile Osman Ak- gün, aileye aittaşınmazları satarlar, Toroslar Un Fabrikası'nın üstüne otururlar! Adını da değiştirip. Konya Un Fabrikası ko- yarlar. 31 Aralık 1991 günlü 2935sayılı Ticaret Sicili Gazetesi'- nde yayımlanan şirket ana sözleşmesinde bu fabrikanın iki ortağı vardır: Beşir Darçın ile Osman Akgün. Çınar ailesi çok üzgündür. İki acı olay üst üste gelmiştır. - Biz mutlu bir aileydik, ama şimdi yaşıyor mayuz, yoksa ölü- yor muyuz belli değil. Fabrikamızı çaldılar. Bize hiç haber ver- meden hırsız gibi evimize girdiler. Süleyman Çınar'ın özel eşyalarına varana dek topladılar. Bize gelip, "özel eşyalarını- zı alın" bile demediler. Bizim ağınmıza giden bu. Onlardan birini çağırdık: "Bak, Erbakan'a mı, Beşir'e mi kime söylersen söyle, Süleyman Çınar'ın özel eşyalarını istiyoruz" dedik, hiç cevap vermediler... Onlara çok saygı duyardık, inanırdık, gü- venirdik, şimdi düşünüyoruz, kim bunlar? Bankacı mı, tefeci mi.. kim? Çınar ailesi Erbakan'a mektup da yazar, başlarına gelenleri anlattıktan sonra. "Bırakın faizi, o karalanan 'batıl' bankaların faizlerinden ve haciz yöntemlerinden kat be kat acımasız bir faiz uygulandığını" belirtirler. Hiçbir yanıt alamazlar. BULMACA SOLDAN SAĞA: 1/ Bilgiçlik taslayan kim- se, ukala. 2/ Yapılmış. gerçekleşmiş iş... Cehen- nem. 3/ Uçaklann, roket ve güdümlü füzelerin hız- la fırlayarak ivme kazan- ması için özel olarak düzenlenmiş eğik düz- lem... Bedenin yaşama 6 gücü. 4/ "Dinle sana bir -, edeyim /Hatırdangö- nülden geçici olma" (Ka- 8 racaoğlan). 5/ Kıbns'm g Yunanistan ile birleşmesi dileğini belirtmekte kullanılan si- yasal terim... Bir nota. 6/ Yapma- cıklı davranış... İtalya'da bir ır- mak. 7/ Küçük gemi... Kenar süsü. 8/ Akarsu debisinin yıl bo- yunca gösterdiği değişikÜklerin tümü... En kaim erkek sesi. 9/ Es- kiden kökboya bitkisinden, bugün ise bireşim yoluyla elde edilen kır- mızı boya maddesi. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1/ Ayn ailelerden iki erkeğin, bir- birlerinin kız kardeşini alarak yaptıklan evlilik... Eski Mısır'da güneş tannsı. 2/ K.az Dağı'nın mitolojik dönemlerdeki adı... Dinamiti bulan ünlü İsveçli kimyacı. 3/ Gölleri inceleyen bilim dalı. 4/ Briçte, bir löveyi üstün bir kâğıtla almayıp daha aşagı bir kâğıtla alma... Ince ve keskin ses. 5/ Bileşimindeki hidroje- nin yerine maden alarak tuz oluşturan hidrojenli bileşik... Su. 6/ Bir gıda maddesi... Eski Mısır inanışında ana tannça. 7/ Zo- runlu gereksinme maddeleri için devletçe saptanan fıyat... Gö- rünüşte zararsız gibi duran bir nesnenin içine yerleştirilen ve dokunulduğunda patlayan bomba. 8/ Dalgah panltılar veril- miş olan bir tür kumaş... Lahza. 9/ Aşın istekli, tutkulu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle