27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 18 NİSAN1994 PAZARTESf OLAYLAR VE GORUŞLER Koalisyon hükümetine öneriler... Mali dengeleri bir düzene koyacak ve istikran sağlayacak yeni paketlere gerek vardır. Koalisyon hükümetinden, dengeli bir bütçe için akılcı bir yeni paket çahşması yapmasını bekliyonız. Dr. NEZİH H. NEYZİ Ulaştırma Bakanlığı Emekli Danışmanı K oalisyon hükümeti yerel seçimlerden sonra hiç- bir bakan değiştırme- den eskisi gibi devam etme karan aldı. Buna bir istikrar öğesi olarak bakabiliriz. Yerel seçimler hıç olmazsa bir hükümet bunahmı getirmeden ic- raatına devam edebilecek. Acı paket: Enflasyon, mart a>ında % 8 arttı \e genel olarak fıyatlar yılda % 78 yükseldi.Hükümetbu gidişeçare anyor, fakat etkisiz kalıyor. Açılan paket. fıyat ve vergi artışlan getirdi. Sonuç olarak fiyatîar daha da arta- caktır. İster istemez yük, sabit gelirli vatandaşın sırtına binecektir. Memur, emekli ve öbür bordrolu gelirliler enf- lasyon altında daha da ezilecektır. Hü- kümetler ^enellikle talebi kısmak için ya da KIT'leri bataktan kurlarmak için zam yaparlar. Ancak bu uygula- ma sonucu fıyatlar daha da artar ve enflasyon kısırdöngüsü sürer gider. Bütçe açıklan: Enflasyon bütçe açı- klan yarattı. Bütçe açıklan dört ne- denden kaynaklanır: l) Vergi toplaya- mamak, 2j Masraf ve yatınmlan kar- şılayacak gelir elde edememek, 3) Açık veren (zarar eden) KÎT'ler, 4) Alınmış olan iç ve dış borçlann faız ödemeleri. Koalisyon hükümeti öncelikle denk bir bütçe yapmalıdır. Memur maaşla- nnı dondurmak gibi söylentiler bü- rokrasi çarklannı daha da yavaşlatır. Memur, enflasyon karşısında zaten ezilmektedir. Devlet ve yerel yönetim- ler. özellikle memur maaşlannı enflas- yona paralel olarak her altı ayda bir ayarlamahdır. O zaman memurdan yerimli bir çalışma bekleyebilirsiniz. İşçinin sendikası vardır ve sendikal haklan ile iki yılda bir hakkını talep edebilir ve greve gidebilir. Memurun ve emeklinin böyle bir söz hakkı yok- tur. Paketten çıkanlar: Karabük ve Zon- guldak. büyük zarar eden ve verimli hale sokulamayan kuruluşlardır. Ko- alisyon hükümeti bu iki kuruluşu göz- den çıkardı. Sosyal sorunlan önlemek için çeşıtli önlemler alıyor. Ümit ederiz kı bu önlemler bütçe açığını hafıflet- mek ıçın yararlı olur. Özelleştirme kapsamına giren Pet- kim. DB Nakliyat, Ditaş gibi kuruluş- lar birkaç >ıl öncesine kadar kâr eden ve kilit kuruluşlardı. Petkim'i ele ala- cak olan özel sektör kuruluşu tekel (monopol) durumda olacaktır ve bir- çok sanayi yatınmının girdilerinin fi- yatını kontrol altına alacaktır. Bu ku- ruluşlan elden çıkarmak. hükümetleri ıleride zor durumda bırakabilir. Haliç, Camialtı ve Alaybey tersanelerinin ka- patılması, Türkiye'nin denizcilik sana- yiine büyük bir darbe olacaktır. Bu kuruluşlar denizcilik sanayiinin belke- mığidir. Haliç'teki havuzlar. tornalar ve frezeler, hepsi değerh varlı- klanmızdır. Camialtı'ndaki şotblas- ting tesısi. gemi üretiminde kullanılan çelik levhalann hazırlanması için ger- çekleştınlmiş büyük bir yatınmdır. Kızak ve vinçleri şimdi yapmak büyük meblağlar gerektirir. Gemıcihk Sana- yiı Genel Müdürlüğü zarar vermekte ve bütçeye yük olmaktadır. Bunun ça- resi bu kuruluşlan kapatmak değildir. Türkiye"nin ticari ve askeri gemilere büyük gereksinimı vardır. Savunma BakanlığYnın mayın ta- rama gemileri siparişleri bu tersanelere verilebilir ve üretimini arttırarak ve- rimli olarak işletilmesini sağlayabilir. İstinye tersanesi kapandı. ne oldu? Sa- varona"ya bağlama yeri oldu. Verimli çahşabılen bir onanm tersanesi yok oldu. Şımdi bu tür bir tersane için ge- rekli yatınmı ne devlet ne de özel sek- tör gerçekleştirebilir . Bu örneği unutmamak gerekir; ter- sanelenmizi acele ile elden çıkarmak büyük bir hata olur. Alaybey Tersane- si, Türkıye'nin Ege Denizi'nde yegane tersanesidir. Bu işletmeyi kapatmak denizcılikte geri adım atmak demektir. Burası da. römorkör ve şehir hattı ge- mileri siparişi vererek kalkındınlabilir. Denizcilik sektöründe satış ve pazarla- ma bölümleri kurarak dışandan da si- parişler ahnabilir. Karabük: Karabük Demir Çelik Te- sisleri'nı kapatmak büyük bir hata olacaktır. Karabük, yerli demir made- nini işleverek ınşaat demiri ve profıl yapmaktadır. İzdaş ve Asil Çelik gibi haddehaneler, ıthal hurda demirden çelik üretmektedir. Bu iki sistem ara- sında çok büyük fark vardır ve Kara- bük'ün esas zaran. fınansmandan do- ğan faiz ödemelennden gelmektedır. Gerekirse bir Karabük \ergisi çıkanp bu milli tesisimiz kurtanlmalıdır. Ka- rabük'ü il merkezı vapmak. oraya bir üniversıte kurmak karşılığında kritik bir ulusal üretim tesısını yok etmek. olacak ış değildir. Aynca Karabük'te bir teknik güç gelişmiştir ve köprü. vınç gibi çelik gerektıren tesıslerin mü- hendisliğini üe üstlenebilmektedir. Bu gibi bir tesisi gözden çıkarmak büyük bir yanılgı olacaktır. Yeni gelir kaynakları: Paketten çı- kan yeni gelir kav naklan bir tür emlak vergisi gıbidir ve aslında yeni kaynak bulunmuş değildir. Kurumlar vergısı alınmakta. fakat temettüden hiç vergi alınmamaktadır. Sonuçta. parası olan daha fazla para sahıbı olmakta ve enf- lasyonun kaynağını oluşturmaktadır. Adaletsiz bir gelir dağılımı küçük bir azınlığın elınde sonsuz bir satın alma gücü oluşturmaktadır. Fıyatlar artsa bıle bu sektör tüketımini kısmamakta ve kısmaya gerek görmemektedir. Ambargonun Türkiye'ye zararı: Irak savaşında Türkiye, petrol boru hattını pek acele tutumla kapatmış ve hudut ticaretini önlemıştir. Amerika, Türkiye'nin vaptığı bu fedakârlığı karşılayacak bir uygulamaya gitmedi. Türkive. öz çıkannı düşünerek Ker- kük boru hattını kendı ihtıyaçlan ıçın acmalıdır. Amerika'ya bu kadar borç- lu durumda olunca herhalde Irak'ın başka ülkelere ihracatını sağla>a- mayız, ancak kendı ıhtıyacımızı ucuz ham petrol ile karşılayabılınz. Kâr eden KİTIen Tüpraş.^ Petrol Ofısi. Havaş ve Ditaş gibi kâr eden KİTleri satmak büvük hata olur Ya- ratacağı sosyal huzursuzluk da tamın olanaksız yaralar açacaktır. Zarar eden KİTlerin tasfıyesi ve devleti. bı- na üretimi kâbılinden alanlardan çı- karmak ile petrol dağıtımı ve üretimi gibi kritik dallar birbirine kanştınlma- malıdır. KİT'ler özelleştinlirken mo- nopol olan alanlara özellikle dikkat edilmelidir. Örneğin otomobil lastiği alanı uluslararası birkaç şirketin mo- nopolündedir. Petlas da ucak lastiği alanında bir monopol yaratabilir. Et Balık Kurumu gibi devrini dol- durmuş kuruluşlann tasfıye edilme- sinde bir sakınca yoktur. Fakat TEK ve PTT gibi müesseseler bakanlıklann önemli uygulama kuruluşlandır ve çok titiz davranmak gereklıdir.ITT- nin PTT'ye oynadığı telefon rehben işini hiç unutmamak gerekir. Yıllardır PTT'nin çıkardığı telefon rehberi vayınını üstlenen ITT. işi yanda bırakıp kaçmış ve Türkiye bir telefon rehberinden yoksun kalmıştır. Yeni paket: Paket tekrardan gözden geçirilmelidir. Bürokrasinin üst kade- mesinde > apılan son atamalar, bu pa- keti hazırlayanlar ile politikacılann görüş aynlığını ortaya koymaktadır. Tüketimi teşvik ile kalkınmanın ger- çekleşmediği gözler önüne serilmiştir. Tüketici kredilerini bankalar kendileri kesmişlerdir . Genel kredilerin durdurulması para arzını frenlemiştir. Türk Lirası, yitırdiği değerin bir bölümünü geri ka- zanmıştır. Mali dengeleri bir düzene koyacak ve istikran sağlayacak yeni paketlere gerek vardır. Koalisyon hü- kümetinden. dengeli bir bütçe için akılcı bir yeni paket çahşması yap- masını beklivoruz. TARTIŞMA Egemenlik, demokrasi ve Devlet Tiyatrolan E gemenlik ve demokrasi birbiriyle bağdaşmayan ve zıtlaşan kavramlardır. Nerde bir egemenlik varsa orda gerçek demokrasi kurulamaz. Çünkü toplumda bir kesimin egemenliğı, demokrasının eşıtlik. katılımcılık veçoğulculuk ilkelerinın en geniş kapsamıyla . uygulanmasına izin vermez. Egemen olanlar üstündür. Ayncalık taşırlar. En doğru, en yararlı kararlan ancak onlar verebilir. Egemenlik altında kalanlar ise güçsüzdür. yetersızdır, yeteneksizdır. Yönetim kaüna hiçbir zaman çıkamazlar. Egemen yöneticilerin buyruklanna uymak zorundadırlar. Devlet Tiyatrolan'nın kuruluşundan beri, özellikle konservatuvarçıkışlı oyuncular yöneümde ağırlıklannı koymuşlar, etkili ve yetkili olmuşlar, kurumun kendi isteklen doğrultusunda yönetılmesini sağlamışlardır. konservatuvardan gelenlerin egemenliği, üniversitelerin tiyatro eğitımi veren bölümlerinde yetişenlerin bile yıllarca dışlanmasına, küçümsenmesine neden olmuştur. Oyunculukla bırlikte tiyatro yapıtımn yaratılmasında azımsanamayacak katkılar gerçekleştirenler ise her zaman arkaya itilmiştir. Başkaldınyı önlemek amaayla da tıyatroda çalışacak elemanlar saptanırken hep oyuncu egemenliğine kayıtsız koşulsuz bo> un eğebilecek durumda ve yapıda olanlar yeğlenmiştir. Bugün Devlet Tiyatrolan'nda oyuncularla oyuncu olmayanlar arasındaki ekonomik. sosyal ve kültürel uçurumun kaynağı bu egemenlik politikasıdır. Egemenlik geri kalmışhk ve geri bırakılmışlıkla beslenir. Devlet Tiyatrolan'nda bu a> nlık ve aykınlık özenle korunmuş ve kasıtlı olarak yaşatılmıştır. Oyunculann kurum yönetimindeki egemenliği. onlan denetlemek olanağını yok etmektedir. Denetim olanaksızlaşınca. her alanda kendini gösteren haksızlıklann. düzensizliklerin ve savurganlıklann yanı sıra oyunculann kendi kişısel çıkarlan doğrultusunda davranmalan da kolaylaşmakiadır Işte oyunculann kendilerinden birini genel müdür olarak seçme konusundaki aşırı duyarlılıklannınnedeni buçıkar politikasıdır. Bu yöntemi yasallaştırarak egemenliklerini kesintısiz sürdürmek ve güvence altına almak istemektedirler. Devlet denetıminden kaçıp kurtulmak amacıyla bir demokrasi oyununu sahneye koymuşlardır. Kültür Bakanımız da ne yazık ki oyunculann yazıp yönettıği bu oyuna konuk sanatçı olarak katılmıştır. Kültür Bakanımızın özel ilışkilen nedeniyle oyunculara sempatisı. kamu yarannın öncelığıne ve üstünlüğünegölge düşürmemeliydi. Devlet Tıyatrolan'nda, padişahlıİctan cumhuriyet dönemine gecilebilmesi için kurum yöneüminde taht kuran padişah suiatesinin. oyuncu • oligarşisinio£genıenliğıne soa verilmelidir. Devlet Tiyatrolan'nı devletin yönetmesine ve denetlemesine olanak tanınmalıdır. Cumhurivetıvedemokrasıvi padışahlar getıremez. Dev let Tıv atrolan'nın ışleyişınde bozulma, sapma ve tıkanma v arsa kurumun v apısını nesnel bir yaklaşımla incelemek. irdelemek ve eleştirrnekle işe başlamak gerekir. Önyargılarla, acelecılikle. taklıtçılıkle doğru ve gerçekçı çözümler üretilemez. Yoksa şımdi olduğu gibi demokratik züppelıklerle Tıvatrosevırcıyle bırlikte varatılır. Dev let Tiyatrolan'nı yönetecek kişiler sevırciler arasında aranmalıdır. Sevırciler içinde. tıyatroyu. insanı. yurdunu sev en ve sayan, demokrasinin eşıüık, katılımcılık veçoğulculuk iikçKrini içtenlikle benımsemi^ve özutflseiTiiş. özgürl ük v e özerkliğin temel altyapibinı kuracak ve kurumlaştıracak. hak veyetkılerinıüleştırmekve örgutlemekten çekinmeyen. modern yöneticılık sanatmı gerçekleştırmek için bunun gereğıne ınanan, alçakgönüllü bilgekışılermutlaka vardır Eğer v oksa, 70 yıllık cumhuriyet tiyatrosu böyle insanlar yetiştirememişse. o zaman hiç boşuna uğraşmayalım ve Devlet Tıvatrolan'nı hemen kapatalım. Ancak umutsuz ve karamsar olmaya hiç hakkımız yok. ünutmayalım ki 1978-1981 döneminde, Devlet Tiyatrolan kurum dışından atanan bir genel müdür döneminde içe ve dışa dönük yararlılık açısından en yüksek, demokratıkleşme vönünden de en aydınlık çağını yaşamıştır. Ediz Baysal İstanbul Devlet Tiyatrosu Sahne Amiri PENCERE Sanrılar Yıkılırken... Tarih Baba, zamanın akışını serinkanlılıkla seyreder, sabırlıdır, gün görmüştür, olayları izlerken sıcağı sıcağı- nayorum yapmaz... Niçin? Çünkü yaşanan bir olayın anlamını, daha sonra yaşa- nacak bir olayın vereceğini iyi bilir. Tarih Baba "Sovyetler yıkıldıktan sonra tarihin sonu gre/d/"diyenleregülüyor; çünkü bir devletin sonu, insan- lığın sonu değildir, ama kimi zaman insanlar arasında bu tür sannlara kapılanlar çıkabilir. "Sanrı" insana özgüdür. • Ne var ki kimi zaman sanrıya kapılan, bir toplum da olabilir. Nitekim ülkemizde 1989 yılının ardından gerçek- le düşlemi birbirine karıştıranlar çoğalmıştı... 1991 de Sovyetler'in yıkılması değer yargılarını allak bullak etmişti; Orta Asya'dan Kafkasya'ya uzanan coğ- rafyadaki "Türki" cumhuriyetler, bağımsızlıklarını ilan ettiler... AmanTanrım!.. Düş mü görüyorduk?.. "Adriyatik'ten Çin Seddi'ne Türklük dünyası" uyanı- yordu, rüyamızda görsek inanamayacağımız bir olay kendiliğinden gerçekleşmişti. Bu coğrafyaya bir de lider gerekmezmiydi?.. Lider ülke Türkiye idi... Türkiye'nin başında kim vardı?.. Özal! "Aman yavaş olun, düşlere kapılmayın, ayağınızı ye- resıkıbasın"demeye kalmadı; böyle konuşanlara "viz- yondan yoksun"damgasını vurarak uçan halıya bindik; nutuk, yorum, söylev, palavra, atmasyonla sanrı laşan dünyamızda Azerbaycandan başlayarak Turan'a dek ülkeleri fethettik... Ta ki Rusya 1991 depremini atlatıp kendine gelinceye dek... Moskova, kısa sürede kendisini toparladı; katı gerçek- lerin altını çizdi; Kafkasya'da Ankara'ya darbeyi vurdu; Orta Asya'daki Türki cumhuriyetleri elinin altına topladı; Anadoluda etnik çatışma ile şeriatçılık -ne raslantı!..- alevlendi; kendi içimize dönmek zorunda kaldık... Sanrının sonu gelmişti. • Türkiye'de ekonomi ne zaman dağılsa -ne raslantı!..- bir askeri müdahaleyle toparlanır; sonra "sözde sivil" yönetimler, bu mirası "seçim ekonomisi"y\e yerler. 12 Eylül faşizmi "24 Ocak Kararlan"n\ halkı ezerek uygulamaya koyunca, Türkiye'nin ekonomik göstergeleri düzelmişti. Ne var ki kimse kendi kendisini aldatmasm; bir gelişmiş -ya da gelişmemiş- ülkede eko- nomik göstergeler düzelebilir, bozulabilir. Bu ayrı şey- dir, toplumun üretim gücü ve sanayileşme kapsamında- ki düzeyi ayrı şeydir. Askeri yönetimin Başbakan Yardımcısı özal, 12 Ey- lül'ün ekonomik mirasını üç dört yılda yedi... Bitirdi... Türkiye kişi başına ulusal geliri dolar olarak "2000'ler- de" dolaşan bir ülkeydi. Askeri yönetimin Başbakan Yardımcısı, 1987yekadarsiyasal yasaklarladonatılmış bir ülkede har vurup harman savurduktan sonra, 1989- da gerçekler Türkiye'nin kapısını çaldı; Ozal'ın partisı yüzde21edüştü... Sanrının sonu gelmişti. • özgürleşme ve demokratikleşme sürecinde sanrılar dağılır, toplum gerçekleri algılamaya başlar; acıdır, ama eğiticidirbu açılım... Arkası 15. Sayfada Son 1 S yılda, dünyada gerfekleştirilen en büyük yapım Kurtuluş Savaşımızın Destanı 19 Nisan Salı (Yarıri) Saat:21.OO TRT1 Yönetmen : Ziya OZTAN Senaıyo : Turgut ÖZAKMAN Müzik : Muammer SUN Yapım : TRT Rutkay AZIZ... Mustafa Kemal Savaş Dinçel... Ismet Paşa AydaAKSEL...Halide Mahmut CEVHER.. .Fevzi Paşa
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle