27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CumhuriyelS A N A T K Ü L T U R M A G A Z İ N T E L E V İ Z Y O N 18«İSAM1W4PA2ABTESİ Asuman Kafaoğlu, tekerlekli sandalyeye bağımlı ama neredeyse her istediğini yapabiliyor, bağımsız yaşam sürdürebiliyor Akhnı kullan, başkabirşeyinönemiyokFİGEN ATALAY Geçirdiği trafık kazasından son- ra bacaklannı kullanamaz hale gel- diğinde, hocası Prof. Teo Grünberg Asuman Kafaoğlu'na sorar: "Felsefe yapabiliyor musun?" Olumlu yarut alınca da ekler: "O zaman sonın olan ne? Aklını kullanabiliyorsan başka bir şeyin önemi yok." Asuman Kafaoğlu, o zaman de- ğilse bile şimdi yaşama bu açıdan bakabiliyor. Tekerlekli sandalyeye bağımlı ama neredeyse her istediğini yapabildiği, çahşabildiği bağımsız bir yaşam sürdürebiliyor. Yükseköğrenimini ABD'de gö- ren Asuman Kafaoğlu, kazadan önce Boğaziçi Üniversitesi Felsefe bölümünde asistandır. Yüksek li- sans tezini haarlamaktadır. 1987 yılında trafık kazası geçirir. Omur- gası kınlmıştır. Bir yıî hastanede kahr. Çıktığında bacaklanru kulla- namaz durumdadır. Belki birkaç aybğma belki ömür boyu. Spor yap- masını, tek başına sinemaya gitme- yi, gezmeyi çok seven Asuman Ka- faoğlu, birdenbire engellenmiştir. Hele çok sevdiği üniversiteden ayn- lmak ona en zor gelenidir. O günleri anlatırken "Kendimi çok kaybolmuş bjssediyordum. 30 yaşındasınız. Başımza böyle bir şey geüyor ve ne yapmanız gerekriğini bilmiyorsunuz" diyor. "Bu yaşamın sonu değil. Bu dunım başıma geldi ve ben böyle ya- şamasını öğrenmeliyim" diye yineler kendı kendıne. Ama buna gerçekten inanması ve yaşama geçirmesi o ka- dar kolay olmaz. Örneğin, tekerlekli sandalye ile ilk kez sokağa çıktıgında. yoldan geçen iki kadı- ndan biri diğerine kendisini göstere- rek. "bak kız bak" deyince o an bir daha hiç dışan çıkmak istemediğini düşünür. Asuman Kafaoğlu, yeni durumu- na uyum sağlamaya çalışırken önce iki katlı evinden bir apartmanın gi- riş katına taşırur. Sonra Nişantaşı'- nda bir kırtasiye dükkanı açar. iki yıl sonra bu işi bırakır. Şimdi hafta- da iki gün Mutlu Sanat Odası'nda felsefe ve edebiyat dersleri veriyor, kitap çeviriyor, özürlüler için rehber hazırlıyor, sinemaya gidiyor, yolcu- luklara çıkıyor, ahşveriş yapıyor, kı- sacası yaşıyor. "Bu durumda olmak hiçbir şeye engel değil" dıyor ve ekliyor: "Sevgi- liniz olmasına. yolculuk yapmamza, kitap okumanıza, müzik dinlemeni- ze, insanlara bir şeyler vermeye engel değil." Bunlan söylerken bir yıl önce evlendığıni anlatıyor. Ancak başka engeller var. Hani tekerlekli sandalye kullananlara "dur" diyen, "sokağa çıkma yoksa seni pişman ederim" diye tehdit eden yüksek kaldınmlar, uygun olmayan tuvaletler, asansörler, binalann giriş A suman Kafaoğlu, haftada iki gün felsefe ve edebiyat dersleri veriyor, kitap çevi- riyor, özürlüler için rehber hazırlıyor, sinemaya gidiyor, yolculuklara çıkıyor, alışveriş yapıyor, ktsacası yaşıy or.( GARBİS ÖZÂTAY) çıkışlan, merdivenler gibi engeller. Sizin farkında bile olmadığınız ama tekerlekli sandalyeli biri için yaşa- mını çok büyük ölçüde kısıtlayan engeller bunlar. Aslında çok fazla bir şey istemiyorlar. "Var olan bina- larda değil ama hiç olmazsa yeni ya- pılan kimi otel, lokanta, dinlenme yeri gibi tesislerde özel tuvalet olma- lı" dıyor Asuman Kafaoğlu ve şöyle devam ediyor: "En büyük sorun tuvalet. Çok az Kafaoğlu, sokağa çıktıgında en büyük sorunun tuvalet olduğunu söylüyor. Çok az yerde özel tuvalet var ve bunlar da standarda uygun değil. Kafaoğlu yüksek kaldınmlann, asansörlerin, bina giriş çıkışlannın ve merdivenlerin de engel oluşturduğunu belirtiyor. yerde özel tuvalet var ve bunlar da standarda uygun değil. Örneğin Atatürk Havalimanfndaki tuvaleti kullanabiimek mümkün değil. 1yi ni- yetJe yapıldıkları kuşkusuz, ancak standarda uygun yapılmadığı zaman işe yaramıyor. Kimi tuvaletler de Ce- mal Reşit Rey salommda olduğu gibi 'Nasılsa kullanılmıyor" diye düşünü- lerek depo olarak kullanıldığı için gi- rilemiyor. Girişleri, asansörieri ne- deniyle pek çok binanın kullanılması mümkün değil. Örneğin İstanbuTda gidebileceğim müze oiduğuraı sanmı- yorum." Asuman Kafaoğlu, ailesinin eko- nomik olanaklan nedeniyle birçok kişiye göre daha avantajlı olduğunu biliyor. Ve öğrendiklerini, deneyim- Ierini aynı durumda olan kişilerle paylaşmak istiyor. Isviçre'de tedavi gördüğü hastanede her hafta bir uz- manın kendilerine bilgi verdiğine dıkkat çekıyor. Örneğin, bir sekso- log nasıl bir cınsel yaşam sürdürebi- leceklerini, bir ürolog bağırsak ve mesanenın çalıştınlmasıru anlatı- yor. Kafaoğlu, Türkiye'de de teker- lekli sandalyedekilerin nasıl daha rahat bir yaşam sürebileceklerine ilişkın toplantılar düzenlenebilece- ğjni, bilgi ve deneyimlerini birbirle- rine aktarabileceklerini söylüyor. Durumunu sakatlık değil, hasta- lık gibi gören ve hızla ilerleyen bili- min bu duruma bir gün çözüm bula- cağına inanan Kafaoğlu, bugünler- de, tekerlekli sandalyede yaşamı ko- laylaştıracak bilgiler veren, uyanlar- da bulunan bir kitabı Fransızcadan Türkçeye çevirmekle meşgul. Asu- man Kafaoğlu, bu durumdaki kişi- nin kendisine çok dikkat etmesi ge-. rektiğıni vurguluyor. Çünkü hiç akla gelmeyecek kazalar olabiliyor. Örneğin. bacaklannız kolayca ya- nabilivor- Ya da bacağınızın altında unuttuğunuz bir anahtarlık. yara açarak kemiğe kadar ilerleyip ölü- me bileyol açabiliyor. Kafaoğlu, bu tür kazalan önlemek için sık sık ay- nayla tüm vücudu kontrol etmek gerektiğini belirtiyor. Asuman Kafaoğlu'nun yaşamıru tekerlekli sandalyede sürdürenler için yaptığı birçalışma daha var. Bu, hangi mekanlara rahatlıkla gidilebi- leceğinı, yani hangi otel, lokanta. müze. alışveriş merkezi, sinema, ti- yatro \e konser salonunda özel tu- valet, oda gibi yerlerin bulunduğu- nu. ginşlerin tekerlekli sandalye için uygun olduğunu gösteren bir reh- ber. Kafaoğlu, bu rehber için me- kanlannı tekerlekli sandalyeli kişilfer için girilebilecek hale getirmış ya da getirmek isteyenlerin kendısıyle bağlantı kurmasını bekliyor. Aslında Asuman Kafaoğlu, ken- disiyle aynı durumda olanlara yaşa- mıyla bir mesaj veriyor: "Tekerlekli sandalyede birkaç ay da kaiabilirsi- niz, ömür boyu da. Bu dünyanın sonu demek değil. Bunu bir olgu olarak kabul etmek >e bu durumda yaşama uyum sağlamak gerek. Önemli olan aklınızı kullanabilmektir. Tekerlekli sandalye hiçbir şeye engel değildir." Kalbiniz içüıkırmızı şarapiçin \ll DICAI I K I I H M Kırmızı şarap ve sarmısakb yiyecekleri sevenleryaşadı. Bir araştırma yukanda sözü edılen her iki maddenin de kalbı sağlıklı tutmaya yaradığını ortaya koyuyor. Daha ince yapılan araştırmalarda kırmızı şarabın, özellikle Fransız şarabının kalbi koruyucu etkisi olduğunu göstermişti. Son araştırma, şarabın "iyi huylu" HDL kolesterol oranını yükseltip, "kötü huylu" LDL kolesterol oranını 'üşürdüğünü ortaya koymakla ..almıyor, aynı zamanda damar tıkanıkhğına neden olan pıhtılaşmayı da engellediğini gösteriyor. îki bardak şarap, hayvanlarda olduğu denli ınsanlarda da damar tıkanıkbğmı önlüyor. Araştırma sonucunda, kırmızı şarabın etkisinin, beyaz şarap ve biraya kıyash iki kat daha fazla olduğu görüldü. Bunun nedeni, kırmızı şarabın yapılış yönteminden kaynaklanıyor olabilir. Beyaz şarapta, üzümler ezilir ezilmez, sap, çekirdek ve zardan oluşan posa alınarak suyu mayalanmaya bırakıbyor. Buna karşılık, kırmızı şarapta bu poza mayalanma süreci sırasında da bırakılıp sonradan ahnıyor. Araştırmayı yürüten Dr. Folts, kalbe yararb olan polifeol ve flavonoid gibi maddelerin bu posada bulunduğunu ileri sürüyor. "Öaç alacaksanız bunu birkaç yudum şarapla almak son derece keyif vericiolabilir"diyen Folts, bu önerinin abartılmaması •konusunda bireyleri uyanyor. Kalbin sağlıklı kalması için bir başka öneri de birçok kişinin pek sıcak bakmadığı sarmısak. Folts"a göre sarmısağın etkisi de aynı şarabın etkisi gibi olumlu. Hele hele kırmızı şarapla birlikte sarmısak etkıyi daha da güçlü kıbyor. Peki, ya içkiden hoşlanmıyor, sarmısaktan nefret ediyorsanız? O halde, telaşlanmayın; bol bol ananas suyu için. KraUara saygının simgesi: Gömlek Chanel'in 1994 yılı için hazırladığı bir gömlek modeli. NECLÂSEYHUN Çağın giysisi ne o. ne bu.. Çağın giysisi gömlek. Çağın simgesi bir yerde. Kökeni çok gerilerde olsa da... Bugün gömlek, gardıroplann en önemli parçası. İster erkek, ister kadın. Bırgömlekle24saat şık olabilirsiniz. 24saat şık ve rahat... Pamuktan, ketenden, yünlüden secebilirsiniz, ipekten yapabilirsiniz gömleklerinizi. İsterseniz vualden, organzadan, taftadan yapıp, bir büyük gece davetine bir pantolon ya da uzun eteğin üstüne bir gömlek giyerek gıdebilirsiniz. Belinize saten bir kemer, boynunuza şık bir kolye takar, en pahah gece kıyafetlenne meydan okuyabilirsiniz rahatlıkla. Üstelik de modası geçercinsten değil. Kim derdi bunca giysi arasında gömleğin yıldıa böylesine parlayacak diye. İlk, erkeİderin sırtında girdi moda dünyasına gömlek. 12asırönce. Ogün bugündür inişleri çıkışlan oldu belki. Ama hiç vazgeçilmedi ondan. Bir zamanlar krallara saygının bir simgesiydi gömlek... Büyük, gösterişli törenlerde krallara bir prens tarafından tantanayla sunulurdu. İlk renkler 1860'lı yıllara doğru girdi gömlek modasına. Gök mavileri, su yeşilleri, baygın sarılar, tatb solgun pembeler... Ama sonralan ne renklerde yapılmadı ki gömlekler?.. Uşağın biri sağ kolunu gıymesine yardıma olur, öteki sol kolunu giy- dirirdi. Birgösterikı,demeyingitsin!.. Şimdi alıp sırtımıza şıppanadak geçirdiğimize bakmayın. Her şeyin bir yolu yordamı vardır. Gün oldu gömlek en güzel, en ince işlemelerle, dantellerle bezendi. Kimi zaman saygı olarak, kimi zaman sevgi simgesi olarak sunuldu. Genç kızlar nışanlılanna elleri ile işlenmiş gömlek yollama geleneğini sürdürüyorlar hala.Orada, burada. Dantelli. kolalı. yumuşak, pliseh yakalarla bezendi gömlekler zaman zaman. Çok süslüleri, göstenşlilen deoldu: sapsade. düpedüz modaya meydan okuyanlan da.. Bugün bir seyahate çıkarken. y alnızca bir kat kostüm koyabilirsiniz \ alizinize. Ama ağırlık, çeşitleme mutlaka gömleklerinizde. Alabildiğinizce alın yanınıza. Önceleri beyazdı gömlekler. bembeyaz. İlk renkler 186O'lı yıllara doğru gırdı gömlek modasına. Korkak, yumuşak. Gök mavileri, su yeşilleri. baygın sanlar. tatlı solgun pembeler... Ama sonralan ne renklerde yapılmadı ki gömlekler?.. Ne desenler bezemedi gömleklenmizi son yıllarda, dalga dalga. İster düz, ister çizgili, ister kareli, ister emprime... Sade, spor. fantezi.. Geldi, geçti.. gelecek geçecek. Gecmeyecek olan gömleğin yeri. İnsanoğlu gömlekten geçemez. Gömlek. çağdaş giyimin simgesi!.. Su tüketimi 40yüda2 katarttı GAZİANTEP (AA) - Dünya genelinde su kullanımının son 40 yılda 2 katına çıktığı, bu mıktann 2000 yılında 2 kat artmasının beklendığı bildınldı. Çevre Bakanlığı'nın, "Çevre Sorunları ve Kirliliğinin Önlenmesi" konulu raporunda, canlı hayat ağırhğının yüzde 75"ını oluşturan, dünyanın dörtte üçünü kapsayan, yeraltı veatmosfer kaynaklan da göz önünde tutulduğunda önemi açıkça ortav a çıkan suyun, giderek azalma ve kirlenme durumunda oldueu belirtildi. Dünya nüfusunun yüzde 40'ını banndıran 80 ülkenin şimdiden su kıtbğı çektiğine işaret eden raporda. şu görüşlere yer \en!dı. "Su miktanmn çeşitli kuilanımlar için giderek azalması, nüfusun artması, sürdürülebilirliği aşan ürerim, rükerim ve bunlardan etkilenen iklim değişikliğine bağlanabilir. Miktarın ötesinde, kullandabilir nitelikteki suların kaüte itibarıy la da giderek bozulması ise kentleşme, endüstriyel ve tanmsal ürerimin yarattığı denetlenmeyen ya da denetlenme boyutlanm aşan atık ile artıklardan oluşmaktadır." Türkiye'de. toplam kullanılabilir su potansiyelinin yılda 111 milyar metreküp dolayında olduğu belirtilen raporda. bu miktann ortalarna yüzde 12'sinin içme ve kullanmada, yüzde 78"inin tanmda, yüzde 10'ununda sanayıde kullanıldığı kaydedildi. Gelişen hayat standardıyla birlikte tüketilen su miktannın da arttığı bildirilen raporda. şöyle denikfı: "Ulkemizde, eskiden kişi başına tüketilen su miktan 20 litre ch arında iken güni>müzde bu miktar 200 litrey e yükselmiştir. 2000 yılında ise, su gereksiniminin 74 mil\ ar metreküpü bulması beklemnektedir. Artan su gereksjnimine karşılık, kirletici kaynaldara bakıldığında geleneksel smıflama yeniden >apdmaktadır. Buna göre evsel, endüstriyel \e tanmsal kirlilikler ön plana çıkmaktadır." 1988 yılında piyasaya çıkmasıyla birlikte, bir anda dünyanın en çok satan anti-depresif ilacı oluverdi Pfozac denen minik, yeşil-beyazkapsülHaber Merkezi - Yedi yıl öncesine dek Amerika, Prozac'ı değil kullan- mak, adını bile bilmekten yoksundu. Günümüzde ise dostlannız arasında bu ilaca tapan en az bir kişi kesinlikle vardır. 1988 yüında piyasaya çıkışıyla Prozac, bir anda dünyanın en çok sa- tan anti-depresif ilacı oluverdi. Buna koşut olarak, hemen her gün basında bu ilaçla ügib yan ve istatistiksel bilgi- ler göze çarpar oldu. Artık her 40 Amerikabdan biri Prozac kullanıyor. Hekimler, hastalanna sürekli bu ilacı öneriyor. Prozac kullanan her üç has- tanın ikisini kadmlar oluşturuyor. Peki, Prozac'a bu denli ilgi neden? Hasta ve hekimler, Prozac adb bu minik, yeşil-beyaz kapsülün depres- yon, beslenme bozukluğu, çekingen- lik, kaygı, paranoya, bir konuya odaklanmada güçlükten tutun da sah- A rtık her 40 Amerikalıdan biri Prozac kullanıyor. Hekimler, hastalanna sürekli bu ilacı öneriyor. Prozac kullanan her üç hastanın ikisini kadmlar oluşturuyor. ne korkusuna dek hemen hemen her tür sorunu çözüme ulaştırdıgı konu- sunda ortak bir görüşe sahıp. İlacı kullananlann çoğu kendilerini "yeni- lenmiş" hissettiklerini dile getiriyor. "Prozac, yaşama ayak uydurmamı sağlıyor. Prozac ile yaşamın yükü alö- nda ezümckten kurtuluyorum." Prozac ile ilgili basında çıkan olum- suz haberlerin ise giderek ardı arkası kesilmekle birbkte, hala ilaca karşı çı- kanlar var. İki yıl önce Amerikan tele- vizyonlannda, ilaan etkisiyle canına kıyan ya da çeşitb suçlar işleyen kişile- ri konu alan şiddet öykülerinden gecil- miyordu. Ancak, Prozac'ın son derece tehlikeb yan etkileri olabileceği savı çürütüldü. Prozac'ın günümüz ruhbi- Ûmcileri tarafından en çok yeğlenen ilaç olması, yan etkilerinin yok dene- cek denli az oluşundan kaynaklanı- yor. Psikiyatr Kenneth Weus, tüm an- ti-depresif ilaçlann etkisinin hemen hemen aynı olduğunu, ancak hasta- lann Prozac'a daha kolay uyum sağ- ladıklannı belirtiyor. Bu arada med- yanın yürüttüğü araşürmalar da ilaan olumlu etkisi olduğu yönünde sonuç- lar verirken eleştirmenler de mutluluk veren ve kişinin kendisine saygınbk kazandıran bu ilaan, uzun dönemde ortaya çıkabilecek olumsuzJuklannı tartışıyor. Prozac, insanın ruhsal durumunu etkileyen serotonin adb bir kimyasabn beyindeki etkisini düzenliyor. Beyin- deki sinir uçlan bu kimyasallarla duy- gu, düşünce ve anılanmız olarak orta- ya çıkan elektrik sinyallerini üretiyor. Prozac, temel hedefi olan depresyon dışında da kullanılıyor. İlacın son günlerde en yaygın kullanım alanı sü- reğen bitkinlik durumu. Bunun dışında, henüz onaylanmamakla bir- bkte, Prozac kafanın dağınıklığını gi- dermek ve uyanık kalmak için de öne- riliyor. Tıp çevresı Prozac ile ilgili olarak bir kutuplaşma ıçinde. Prozac olsun, yeni yeni ilaçlar olsun, piyasaya yayıl- makla birlikte, depresyon hala yete- rince ele ahnmıyor. Araştırmalar, gü- nümüzde ciddi depresyonlu has- talann yalnızca yansının tedavi gör- düğünü ortaya koyuyor. Genellikle eğitim düzeyi daha yüksek olan has- talar, tedaviye daha yatkın. Ne yazık ki, ruhsal tedavinin açıkça tartışıldığı günümüzde bile, ruhsal sağlık konusu bir tabu olmayı sürdürüyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle