09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17NİSAN1994PA2AR HABERLER Koalisyon tartismalan • ANKARA (UBA) - Doğru Yol Partisi'nin "Koalisyon bozuldu. bozulacak"' söylentHerini sona erdirmek istediğini belirten DYP Genel Sekreteri Hasan Peker. hükümetin uyumlu bir çalışma içinde olduğunu söyledi. "Hiçkimsebu hükümet bozulacak diye beklemesin" diyen Hasan Peker. Başbakan Tansu ÇillerveMHPGenel Başkanı Alpaslan Türkeş'in Amerika Birleşik Devletleri'ne beraber gitmelerini de şöyle değerlendirdi: "Bunun altında bir şeyler aranmasın. Bu birseyahattir. Bugüne kadar, bir başbakana, başka bir parti liderinin eşlik etmesi görülmemiştir. Bu doğrudur, ancak bizdeğişimciyiz. Bu değişimin sonunda gerçekleşen bir olaydır. Atatûpk büstûne saldınya tepki • ANKARA (AA)- Elazığ Fırat Üniversitesi Senatosu, milli birlik ve beraberlik içinde olmamızı gerektiren en önemli tehlikenin "demokrasi ve Atatürk düşmanlığının vasıta olarak kullanılarak milletin kamplara bölünmesine yönelık çabalar" olduğunu bildırdi. üniversite senatosu, bir duyuru yayımlayarak kampus içinde bulunan Atatürk büstüne karşı gerçekleştirilen saldınyı, sert birdillekınadı. RektörProf. Dr. Eyüp G. Işbir tarafından açıklanan duyuruda, son günlerdeTürk demokrasisine. Türkiye Cumhuriyeti'ne ve kuracusu Atatürk'e karşı menfur saldınlann artmasının büyük üzüntü ve kaygıyla izlendiği belirtildi. Sağlar:'Devleti soyansanatçı yok' • ANKARA (ANKA)- Kültür Bakanı Fikri Sağlar gerek tiyatro gerek opera ve bale sanatçılannın görev yapmadıklan halde para aldıklanna ilişkin iddialan yalanladı ve "Devleti soyan sanatçı yok" dedi. RP Erzurum Milletvekili Lütfı Esengün'ün tstanbul Devlet Tiyatrosu ve Balesi'nde bazı sanatçılann görev yapmadıklan halde para aldıklanna ilişkin soru önergesini yanıtlayan Fikri Sağlar, bu tür iddialann doğru olmadığını söyledi. Sağlar. İstanbul Devlet Tiyatrosu'nda 195sanatçmın bulunduğunu belirterek 1993-94 repertuvanndaki 10 o> undan 7"sinin ilan edıldiğini ve bunlardan 95 oyuncunun görev aldığını bildirdi. Sağlar. 3 oyunun daha açıklanmasıyla görev yapmayan sanatçı kalmayacağını kaydetti. Alınak'tan çagrı • ANKARA (ANKA)- Ankara Merkez Kapalı Cezaevi'nde bulunan Şırnak Bağımsız Milletvekili Mahmut Alınak bir çağn yaparak halkı dini ve etnik kökenini kullanarak bölmek isteyenler bulunduğunu. buna karşı çok dikkatli olunması gerektiğini bildirdi. Mahmut Alınak, yaptığı açıklamada, çok karanlık ve tehlikeli provokasyonlarla karşı karşıya olunduğunu, buna karşı dini ve etnik yapısı ne olursa olsun herkesin gönül birliği içinde olması gerektiğini söyledi. Alınak, "Bizi birbirimize düşürmeye ve sonrasında daha da kanh bir yönetim kurulmaya çalışılmaktadır" dedi. Tüm emekçilerin birlik olması gerektiğini ifade eden Alınak, iktidardan muhalefete halkın sözcülüğüne soyunanlann emekçi ve sorunlanyla hiçbir ilgisi olmadığını söyledi. Alınak, oyunlara gelinmemesini veçok dikkatli olunmasını da istedi. Demtpci: Çlftçi zorda • ANKARA (AA)-RP Genel Başkan Yardımcısı Musa Demirci, zirai girdilerin çiftçinin tahammül edemeyeceği düzeye yükseldiğini öne sürerek gübre ve akaryakıtta çiftçilere sübvansiyon uygulanmasını istedi. Musa Demirci. düzenlediği basın toplantısında izlenen politikalar nedeniyle Türkiye'nin gıda maddeşi ithal eder duruma geldiğini, bunun önlenmesinin ancak zirai üretimin arttınlmasıyla mümkün olabileceğini söyledi. Demirci," Çiftçiler mesleklerini terk eder hale geldi" diye konuştu. Izzet Çetin, solun aydınlar ve işçi sınıfı ile birliğe gitmek zorunda olduğunu söyledi: Tavanakarşıyeııi bir olıışum rürk Harb-İş Sendikası Genel Başkanı, "Tavanda birleşme olmayacaksa tavandaki aşılmalı. işçi sınıfı ve diğer emek cephesini oluşturan kesimler laik cumhuriyeti yaşatabilecek, demokrasiyi geliştirebilecek yeni bir sosyal oluşuma doğru yol almak zorundalar" dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Türk Harb-lş Sendikası Genel Başkanı İzzet Çetin. sol partilerin tavanında bir- leşme olmayacaksa. tavandakılerin aşı- larak. işçi sınıfı ve diğer emek cephesini oluşturan kesimlerin. laik cumhuriyeti yaşatabilecek. demokrasiyi geliştirebile- cek yeni bir sosyal oluşuma doğru yol alma zorunluluğu üzerinde durdu. 12 Eylül ile bırlikte aydınlann. sendi- kacılann, bilim adamlannın, polıtıkacı- lann ezildiğini ve bastınldığını anımsa- tan Çetin, Sovyetler Birliği'nin dağılma sürecıne girmesi ile bırlikte Türkiye'dekı solda bir suçluluk duygusunun egemen olduğunu ifade etti. Çetin, solun dünya- yı yorumlayamadığını ve dolayısıyla dağılma sürecine girdiğini aktardı ve şöyle konuştu: "Her şeyden önce, 12 Eylül döneminde çıkarılan anavasa >e yasaların getirmiş olduğu hukuksal düzen içerisinde, bırakı- nız sosyalist, işçi sınıfına davalı bir parti- yi, gerçek anlamda bir sosyal demokrat partinin bile kurulmasına izin vermeye- cek şekilde sivaset yasaklan genişletildi. Bilim adamına, sendikacılara, emek cep- hesine, \ani toplumun aktif kesimlerine siyaset yasaklamnca, ister istemez parla- mentonun. seçilen milletvekillerinin de kalitesi düştü. Bu süreç içinde, sosyal demokrat ya da sol partiler 12 Eylül döneminden kalan antidemokratik yasalan değiştirme vaa- diyle yola çıktıklannı unuttular. Sol, son yerel seçimlerde, kendilerine güvenme yerine, isimlerine, ideolojilerine, düşünce- lerine güvenme yerine, cazibeli isimlerin arkasına saklanarak politika yapmayı tercih eder oldular. Yani sosyal demokrat partiler, esas dayanması gereken emek dünyasına da\ anma yerine, diğer merkez sağdaki partiler gibi sermaye kesimine yaslanmayı tercih eder oİdular. Do- İajısıyla SHP'nin DYPden, CHPnin ANAP'tan farkı kalmadı. Böyle olunca kitleler ister istemez sosyal demokrat partileri tercih etme gibi bir yükümlülük görmediler kendilerini." Bir sosyal demokrat partinin gençlik- siz. işçisiz. köylüsüz, memursuz, esnaf- sız düşünülemeyeceğini kaydeden Çe- tin. "Gençliğe dayanmadıklarını, sandı- ğa sahip çıkamayarak ortava koydu sos- yal demokrat partiler. Sandıklarda kay- bettiler seçimleri" dedi. Çetin. herkesin son 15 yılda solun geldiği noktada pay sahi- bi olduğunu savundu ve şunlan söyledi: "12 Eylül'e karşı diren- meyen işçi sınıfının da, 12 Eylül cuntacılanna karşı mücadeleyi tercih eden siyasal liderlerine sa- hip çıkamayan sosyal demok- ratlann da, sen-ben kavgasına düşmüş siyasal parti liderlerinin de, herkesin takkesini önüne ko- yup düşünmesinin zamanı geldi, geçti. Hiç kimsenin şahsi kapri- si, ihtirası, çok bilmişliği: Türki- ye'deki solun önünde engel ola- maz. Sosyal demokrat partiler böyle devam ettikleri takdirde, bunlar bir kenara bırakılarak Türkiye'deki sol kesim, yeni arayışlar, yeni oluşumlar için avdınlaria. işçi sınıfı ile birliğe girmek zorunda. SHP ve CHP'nin içinde bulunduğu tüm dağınıklığa, rutarsrzlığa rağmen; geçmiş- te birtakun sosyal demokratlann kuş- kuyla baktıklan Sayın Ecevit'in tutarlı bir politika y a da tek başına ileri sürdüğü fikirierde ısrariı, kararlı olması somıcun- da, hemen hemen bugün hepsinin önüne geçmiş olması da, sol için bir şans olarak gözüküyor. Bence, eğer tavanda bir bir- leşme olmayacaksa, tavandaki aşılmalı. İşçi sınıfı ve diğer emek cephesini oluştu- ran kesimler; laik cumhuriyeti yaşatabil- mek, demokrasiyi, insan haklannı gelişti- rebilecek yeni bir sosyal oluşuma doğru yol almak zorundalar." Türk İdareciler Derneği Başkanı Bor, Ecevit'in liderliğinin sol güçleri toplayacağını söyledi: Soldabirliğinadresi CHP olmah ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Türk İdareciler Derneği Genel Başkanı \e eski CHP milletvekiii Yılmaz Cemal Bor. CHP'nin. solda birliğin adresi olması gerektiğini beliıterek. "Sayın Bülent Ecevit'in liderli- ğinde oluşacak bir sol partinin, tüm sağlıklı sol güçleri toparla- yacağına, ilk genel seçimlerde iktidara yürüyeceğine inancım tamdır" dedi. Türkıve'nın toplumsal den- geleri ve iç dinamiklerinin çok hızlı ve sağlıksız kentleşme ile temelinden sarsıldığını. gece- kondularda. ne köylülüğünü atabilmiş ne de kentli olabilmış insanlann veterince sahiplenil- mediği görüşünü >ineleyen Bor, RP'nin camileri kullana- rak, bu insanlann dinci kesi- S olun iktidar olması için DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit liderliğinde birleşmesi gerektiğini söyleyen Yılmaz Cemal Bor, bu birliğin ülkenin geleceğini de belirleyeceğini ileri sürdü minden destek görürken DSP'- nin ise. dini siyasete alet etme- ycn gerçek Müslüman kesimi vanına almayı başardığını dile gctırdı. Bor. şu görüşlere yer verdi: "Bundan sonra siyasette belir- leyici olan ve ekonomik yapısı itibariyle sol bir partide yer al- ması gereken bu kesimin deste- ğini kazanabilmek için. birleşik giiçlü bir sol partinin. akılcı, tu- tarlı ve üretken politikalarla bu insanlara yaklaşmalan vesorun- larına çözüm aramaları gerekir. 1950'den bu vana sol partile- rin kısa ömürlü koaüsyon dö- nemleri bir tarafa bırakılacak olursa, 44 yıldır ülkeyi yöneten sağ iktidarlar, ülkeyi altından kalkılamayacak dış ve iç borca sokmakla kalmamış, Türk hal- kını devamlı tüketime pompala- mış, üretmeden tüketme>i, emeksiz kazancı, köşe dönmeci- liği topluma hakim anlayış ola- rak yerleştirmiştir. Böyle bir or- tamda halkın güvenini kazanmış ciddi bir sol parti iktidarı, inandırıcı olabilir ve Türk hal- kından ülkemizin ekonomik ba- ğımsıziığı için bir defa> a mahsus olmak üzere, herkesin ekonomik gücü ölçüsünde devlete destek olmasını istevebilir \e ülkeyi düzlüğe çıkartabilir." 12 Eylül askeri yönetiminin din derslerini mecburi hale ge- tiımesinin. imam hatip mezun- lanna üniversitelerin kapısını açması sonucu. cğitim ve öğre- tim birliğinin bozulduğunu kaydeden Bor. şeirat devleti öz- lemlerini kendi yanlannda yer alan gazete \ e dergilerle her gün dile getiren siyasal partileri frenlemenin tek çözüm yolu- nun soldaki partilerin birlikteli- ği olduğunu söyledi. Bor, şöyle konuştu: "Sonuç olarak DSP, CHP'- nin çattsı altında yer almalı ve solda birleşme CHP'de olmalı- dır. CHP'nin liderliğini; bilgisi, İster almadan önce ister aldıktan sonra Ürünlerimiz, modellerimiz ve ödeme koşullarıyla ilgili sormak istediğiniz her şey için. VESTEL TUKETICI DANIŞMA MERKEZI 0800 211 4<T76^ 77 0800 211 40 87 T Ü R K İ Y E ' N İ N H E R Y E R I N D E N Ü C R E T S I Z A R A Y A B İ L İ R S İ N İ Z . VESTEL dürüstlüğü, siyasal birikimi, uluslararası ünü, halk katındaki yeri ve CHP'nin 12 Eylül ihtila- İinden önceki son genel başkanı sıfatıyla Sayın Bülent Ecevit üst- lenmelidir. Sayın Bülent Ecevit'- in genel başkanlığı kabul etmesi halinde özveriye hazır olduğunu sandığım CHP Genel Başkanı, değerli siyaset adamı Sayın De- niz Baykal'ı, birleşmeye gönül- den verdiği destekten dolayı yü- rekten kutluyorum. Türkiye'de siyasetçi kolayca yetişmiyor. Tepeden inme devletin başına oturan siyasetçilerin ülkeyi ne duruma getirdikleri ortada. Sayın Bülent Ecevit'in liderli- ğinde oluşacak bir sol partinin, tüm sağlıklı sol güçleri toparla- yacağına, ilk genel seçimlerde iktidara yürüyeceğine inancım tamdır. Bu birleşme, cumhuriyet rejiminin ve demokrasinin gele- ceğini belirleyecektir. Bu; hem Türk halkı hem sol partiler hem de Sayın Bülent Ecevit için tarihi fırsattır." Yetkln: Birliğin alternatifi ışbırlıgı ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Türkiye Ziraatçılar Der- neği Genel Başkanı fbrahim Yetkin, sosyal demokrat parti- ler arasında sürdürülen görüş- melerden bir birliğin çıkması- nın çok zor olduğu kanısını ileri sürerek kısa vade için sol güçle- rin sıkı bir işbirliği içine girmesi- ni öncrdi. Birlik söylemine en yatkın parti olarak göriinen SHP'nin aslında yakın dönemdeki uygu- lamalanyla sol parti kimliğini yitirdiğini aktaran Yetkin. bu- nun sonucu olarak da gelenek- scl oylannı hızla yitirdiğini sa- vundu. Yetkin. bu durumda. başı- ndan beri SHP ile birleşme fik- rinc karşı son dcrcce katı bir tu- tum takınmış olan DSP lideri Ecevit'in. tavnnı daha da sert- lcştirmcsinin bcklendiğine işa- rct ctti. Yetkin. şöyle dedi: "Sayın Ecevit, kendi partisin- de, tam bir kişisel yönetim tarzı tutturmuştur ve tabandan gele- cek herhangi bir zoriama söz ko- nusu değildir. CHP ise, taşıdığı tarihsel etikete karşın, SHP'den ayrılmış bir partidir ve ayrılan- ların yeniden birleşmeleri kolay olmaz." Kısa vade için sıkı bir işbirliği programı gerçekleşmesini iste- yen Yetkin, bu işbirliğinin. yal- nız bu üç partiyi değil, diğer sol güçleri ve kitle örgütlerini de kapsaması gerektiğine dikkat çekti. Yetkin, şunlan söyledi: "Türkiye'de, sağın bir kesimi, aslında uzun süredir bu tür bir iş- birliğini gerçekleştiriyor. Sağın içgüdüsel bir şekilde gerçekleş- tirdiği bu olayı, çok daha rasyo- nel davranma iddiasında olan so- lun gerçekleştirememesi acıdır. Böyle bir işbirliği sürecinin sol arasmdaki ortak noktalan ön plana çıkaracağı, yapılmakta olan bazı hatalan örilevecek bir tür denetim sağlayacağı ve za- manla önyargıları ortadan kal- dıracağı kantsındaytm." HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Yapılacak Şey Çok, Ama Devlet Adamı Var mı? Olayı, Tufan Türenç çok önceleri köşesinde aktarmış- tı. Çeyrek yüzyıl kadar önce -artık barışmış olan- İsmet inönü ile Celal Bayar arasında şu konuşma geçer: Bayar "Benim kanaatime göre Türkiye için en büyük tehlike, beynelmilel ihtilalci komünizmdir." İnönü: "Hayır, hayır... Türkiye için en büyük tehlike komünizm falan değildir, irticadır. O konuda çok dikkatli olunması gerekir, Bunu hiç unutmayalım. komünizm Türkiye'de bir şey yapamaz, ama irtica başımızın her zaman belasıdır." Bayar "Ben sizin gibi düşünmüyorum efendim. Bu kanaatimde ısrar ediyorum." Ve bu konuşmanın tanığı olup da aktaran kişi, kendi düşüncesini de şöyle özetler: "O gün ben de Bayar gibi düşünüyordum ve Inönü'- nün söylediklerine inanmıyordum. Hatta, 'İnönü de kafa- sını irticaya takmış' diye değerlendiriyordum. Ama bu gün, rahmetli Inönü'nün ne kadar haklı olduğunu ne ya- zık ki anladım." Bu sözler, yarım yüzyıllık bir siyaset ve devlet adamı- na, bugün DYP milletvekili olarak Meclis'te bulunan Sayın Münif İslamoğlu na ait... ••• Yeşil bayrak çekip, "Laik diktatörlüğü yıkıp şeriatı ge- tireceğiz!'' diye Taksim'e yürüyenlere karşı polisin Atatürk Anıtı'nı koruduğu noktaya iki günde gelmedik. Önce "Siz isterseniz hilafeti bile getirebilirsiniz!" di- yen Bayar-Menderes çizgisi girdi devreye. Türkçe ezan kaldırılıp, Arapça ezan yeniden geldi. Türkçe gitti, Osmanlıca yeniden geldi.. T/can/'lerin Ata- türk'ün heykellerine saldırmaları dönemi yaşandı.. Dev- rimler, 'halkın kabul ettikleri ve etmedikleri' olarak ikiye ayrıldı. Arkasından Demirel dönemi başladı. imam-hatip okulları çığ gibi Anadolu'ya yayıldı.. Tari- katların sırtını sıvazlamak, Said Nursi'nin 'itibarının ia- desi' için kolları sıvamak 'siyasalkurnazlık'sayıldı.. De- mirel, "Türkiye laikliği dinsizlik olarak anlamış, yanlış tatbikatlar yapmıştır" diye ilan etti.. Derken 12 Eylül geldi. 'Türk-lslam Sentezi' resmi ideoloji oldu.. Devlet 'Rabı- ta' ile işbirliği yapma yoluna girdi.. Zorunlu din dersi' anayasada yer aldı.. Devrim Tarihi' bile, adı da değişti- rilerek sağcı ve dinciler tarafından okutulmaya başlan- dı.. Ve özal dönemi açıldı. Bu; aynı zamanda imam-hatiplilere üniversite kapıla- rının da açılmasıydı; Milli (!) Eğitim, içişleri, Sağlık ba- kanlıkları başta olmak üzere, devlet içinde 'şeriatçı' kad- roların köşe başlannı ele geçirmesiydi; 1K3'üncü mad- denin kalkmasıydı; devletin geçmişte 'şapka giymeyen- leri astığı' iftirasının, bizzat Cumhurbaşkam'nın ağzı- ndan yapılmasıydı; İkinci Cumhuriyetçiliğin' resmi ide- oloji olmasıydı... ••• Bugün adım adım gelinmiş olan nokta, 'Kemalizm'e karşı politikaların iflasıdır! Menderesciliğin, Demirelciliğin, Evrenciliğin, özalcı- lığın iflasıdır.. Kemalizmin haklılığının kanıtıdır.. Bugün Türkiye'de üç endüstri meslek lisesine, iki imam-hatip lisesi düşüyor. Bir sağlık meslek lisesine 3.5 imam-hatip lisesi düşüyor. Son yirmi yılda genel liselerde öğrenci sayısı, üç kat ve teknik liselerde 4.9 kat artarken imam-hatip liselerin- de 13.4 kat arttı. Din eğitimi görenlerin sadece yüzde 10'u dinle ilgili görevler üstleniyorlar. Geri kalanlar, hızla 'laik' devlet kadrolarına yerleşiyorlar. Devlet, her yıl daha fazla sayıda genci 'din devletinin gerekleri'ne göre yetiştiriyor. Her yıl daha fazlasına, laik devletin iplerini teslim ediyor!.. ••• Henüz iş işten geçmiş değil! İlk yapılması gereken şey, imam-hatip okullarmın sa- yısını 'din adamı gereksinmesi' ile sınırlandırmaktır. Orta kısımlarını tamamen kaldırmaktır. Ve geri kalanla- rını da 'meslek liseleri'neçevirmektir. İkinci yapılması gereken şey de devlet örgütünü, adım adım, 'şer/afç/'işgalinden kurtarmaktır.. Toplumun büyük çoğunluğunu, bir azınlığın 'dikta'- sına terk etmemek için yapılacak çok şey var, ama bun- ları yapabilecek çapta devlet adamı var mı? Asıl sorun bu!.. Kadınlardan imza kampanyası r Hürriyet Mahallesi'nde oturan üç partiye mensup kadınlar CHP ilçe binasuıda toplandı. (Fotoğraf: HÜLYA TOPÇU) "ToplaııtıJai' fatilıavla açıhyor; solda birlik şart9 İstanbul Haber Senisi - Ga- ziosmanpaşa Hürri>et Ma- hallesi'nde oturan ve kendile- rini sol görüşlü olarak nitelen- diren bir gnıp kadın: SHP. CHP ve DSP'nin solda birleş- meleri için imza kampanyası başlattılar. Refah Partisi'nin yerel seçimlerde aldığı sonuç- lann ürkütücü olduğunu söy- leyen kadınlar, sol partilerin birleşmemeleri halinde önü- müzdeki seçimlerde oylannı boş kullanacaklannı açıkladı- lar. Hürriyet Mahallesi'nde oturan DSP, SHP ve CHP sempatizanı bir grup kadın, dün Gaziosmanpaşa Cumhu- riyet Halk Partisi ilçe binasını ziyaret ederek sol partilerin birleşmeleri için başlattıklan imza kampanyasına destek verilmesini istedi. Yerel seçim- lerde Refah Partisi'nin fazla oy almasını sol partilerin bö-' lünmesine bağlayan kadınlar; "Türkiye'nin geleceği için sol- da birleşme şarttır. Bugün meclLs toplantılan, Istiklal Marşı yerine Fatiha Suresi okunarak açıhyor. Bu gidişe dur demek için SHP. CHP ve DSP'yi solda birleşmeye çağı- nyoruz" dediler. Gaziosmanpaşa CHP İlçe Başkanı Mehmet Polat. Hür- riyet Mahallesi'nin başlattığı imza kampanyasını destekle- diklerini" vurgulayarak "Sol- da birleşme olacaksa istifa etmeye hazırun. Yeter ki bu partiler birleşsin" dedi. Solda birleşme olmadığı takdirde önümüzdeki seçimlerde boş oy kullanacaklannı söyleyen kadınlar, imza kampanyalan- nı tüm yurtta yaygınlaştıra- caklannı vurguladılar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle