Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17NİSAN1994PAZAR CUMHURtYET SAYFA
KULTUR
GÜNDEMDEKIKONU
ONAT KLTLAR
Onlantanıyormuyuz?Sanınm on yıl kadar önceydi. Balı-
kpazan'nda, Beyoğlu'nun Refahlı yeni
belediye başkanının ilk "kraatı" olarak
sokaktaki masalan, iskemleleri kal-
dırttığı Nevizade'nin hemen yakınında,
küçük bir lokantada birkaç dostumla
otırruyordum. Bir ara, karşı masada
oturan yaşlıca, iyi giyimli, babacan
tavırlı, azıcık bıçkın davranışlı adamın
dikkatle bana baktığını fark ettim. Bi-
raz sonra rakı kadehini kaldırdı, bana
bakarak yüksek sesle. "Arif Onat Kut-
lar!" dedi', "Nüfus kağıdnı nereder
Bir insan sadece iki cümleyle beni.
ancak bu kadar şaşırtabilirdi. Bir kez
tanımadığım bu adam, ismimi nerden
biliyordu? fkincisi. yalnızca kimliğimde
yer alan, kullanmadığım göbek adımı
nasıl öğrenmişti? Üçüncüsü, nüfus
kağıdımı neden soruyordu? Biraz sinir-
lenerek ben sordum: "Siz kimsiniz?"
Adam bir kuhkaha attı ve "Adnan"
dedi. "Beni tanımadın. Vfasana geiebilir
ntiyim?"
Az sonra giz çözüldü. Şimdi karşılıklı
kadeh tokuşıurarak sohbet ediyor. eski
günleri anıyorduk.
1950'lerin sonlannı. Benim öğrenci-
lik yıllarımı.
Vakin toplumsal ve edebiyat tarihi-
mize "Dram Hadisesi" başlığıyla yaa-
lan genç ve solcu yazarlann, Tepebaşı
Dram Tiyatrosu'ndaki bir "edebiyat su-
aresi'ni protesto ettikleri gecenin erte-
sinde birçok genç sanatçı arkadaşımla
birlikte ben de Sansaryan Hanı"nda. Bi-
rinci Şube'de gözaltında tutulmuş. sor-
guya çekilmiştım. Sorgu \e sıkıştırma
faslı bittikten sonra siyasi şube müdür
yardımcısının karşısına çıkanldım.
Babacan tavırlı polıs şefi Adnan Bey.
biraz öğüt verdi. Sonra da nüfus
kağıdımı alıkoyarak beni "ikametgaha
rapten" serbcst bıraktırdı. Odasından
çıkarken omuzuma biraz sertçe bir şap-
lak attı: "Bi daha gönnıyeyiın seni bura-
larda..." dedi.
Yıllar sonra karşılaştığım.
o Adnan Bey"di. Sonra birkaç
kez daha karştfaştık. dostça
selamlaştık.
Kendi kuşağımdan birçok
yazar çizer gibi, ben de bu po-
lis şefi tipini iyi tanıyorum.
Haialan ve sevaplan, düşün-
celeri ve duygulan ile
tanıdığımız. neler yapabilece-
ğini kestirebileceğimiz biri.
Şimdi ikinci bir tipi anlat-
mak istiyorum:
12 Mart sonrası olmalı. Po-
liste ve sıkıyönctimde, işkence
ve sorgu,da geçirdiği haftalar-
dan sonra arkadaşım Mnrİ?
:
Belge ile konuşuyorum. Bana
dikkatini çeken bir aynntıyı
anlatıyor: Ona gözü bağlı
iken işkence yapanlardan bi-
rinin bir ara dizi dokunuyor
Murat'ın dizine, Adam "par-
doo" diyor.
Anlamakta zorluk cekiyo-
rum. "Kim o adam?" "Bil-
mem" diyor Murat, "yüzümî
hiç görmedim..."
Son derece bilimsel yön-
temlerle. soğukkanlı bir bi-
çimde. kurbanına işkence ya-
parken dizi dokununca par-
don diyen bu polis şefi tipini
ben tanımıyorum. Ister polis,
isıer asker kökenli olsun. bu
adam bize aşina değil. Belki
de özel bir biçimde yetiştirildi.
Belki de dışarıda bir yerlerde
eğitim gördii. Herneise. Ama
onu iyi tanımıyorduk.
Sonralan çok düşündüm.
Onlan iyi tanımış olsaydık.
belki de Î2 Eylül ve Kenan E\-
ren rejimini tanımayacaktık.
Şimdi şu yaşadığımız
günlerinduvgulaniçinde.anı-
lann ırmağını kendi yatağı-
nda serbest bırakıyorum. Ne-
dense görünmez sular beni
hep aynı ülkeye sürüklüyor:
Çocukluğa.
Babam savaş yıllannda
yargıçlıktan istifa edincc,
tzmifden Antep'e göç ettik.
Kendi kentimize. Babam ye-
niden çiftçilik yapmaya baş-
ladı. Yaz sonuna rastlayan ra-
mazan ayının sonuna geünce
babam hazırlıklannı tamam-
lardı. Arife günü iftardan son-
ra kıyılan sırmalı ince maş-
lahını eiver. atına biner, beni
terkisine alarak kente doğru yola
çıkardı. Bütün bir gece at sırtında yan
uyur yan uyanık giderdik. Yalnızca yıl-
dızlann ışıttığı gecede. Karadağ"ı geçer-
ken dostlanmla karşılaşırdım: Tavşan-
lar, tarla farcleri. sincaplar, baykuşlar
ve tilkilerle. Sabah ezanına yakın. kente
ulaşırdık. Evde bir sevinç bir sevinç.
Anam bayram yemeklenni hazırlamış
olurdu. Babamla birlikte >ıkanır. bay-
ramlık giysilerimizi giyer. bayram na-
mazına giderdik. Yakındaki Selçuklu
Camii'nin müezzini. kızıl sakallı birder-
vişti. Geceleri zikrettiği. yanağına şiş
sapladığı söylenirdi. Imam ıVlehmet
Hoca ise kravat takan. düzgün giyimli.
beyefendi bir insandı. Miiziğe me-
raİclıydı. Sabah ezanını saba. 'öğle'nin
uşşak, "ikindi'nin hü-
seyni veya neva. ak-
şam ve "yatsı'nın rast
makamında okun-
masını isterdi. Aruz
vezniyle şiirler yazar,
Yahya Kemal'ı çok be-
ğenirdi.
Bu dinibütün insan-
lan iyi tanırdık.
diğim İsfahan makamı gibi. fsfahan
kentini. Şiraz'ı. Tebriz'i merak ettim.
Doğu'nun sonsuzlcüliürzenginlikleriv
le dolu gizemli kentleri.
Gecen yıllann birinde. Tahran Festı-
vali sırasında Esteqlal (eski Hilton)Ote-
li'nin lobby'sindeotururken birgörevli
gelerek beni festival direktörünün bek-
lediğini sö\ ledi. Direktörün gecici büro-
su. otel odalanndan birindeydi. Süitli
odanın bir yanında bekleyen sanşın.
genç. durgun bakışlı adamla tanıştı-
nldık. Tiim İranlı üsı vöneticiler gibi.
kravatsızdı.Oldukçagururlubirtavırla
bana Farsça "Hoşgeldiniz" dedi. Sonra
yandaki odaya geçtik. Masada yiyecek
bir şeyler hazırlanmıştı. Siyah ha\yar.
yumurta sansı. soğan, alkolsüz içecek-
"dindar"larla ilgisi yoktu. Başka bir
şeydiler.
Bu "şey"in ne olduğunn sonradan
düşündüğümde. bulduğum tek ipucu şu
oldu: Daha çok bazı Doğu Avrupalı
parti komiserlerine bcnziyorlardı.
Uzun süredir Türkive'deki. fran'-
daki. Mısır'daki. Cezayir'dcki şeriatçı
akımlar üstiine kitaplar okuşor. belge-
sel \e konulu filmler izliyorum. Onlan
anlamaya çalışiyorum.
Birçok kimseyle birlikte. özellikle ye-
rcl seçimler öncesi vc sonrasında.
'basırTda, TV'de Refah'ın adaylannı,
sözcüklerini. yandaşlannı dikkatle göz-
lemliyorum. O çok bilmiş çarşaflı. göz-
leri fıldır fıldır genç kadınlan. ceketli.
kravaılı. havalı mühendis. avukai aday-
• Ne zaman bir süper-ultra entelektüelimiz laik Türk
aydınının Müslüman halkla kopuk olduğunu, onları
anlamadığını ileri sürse dehşete kapılınm, asıl onu
anlayamam.
"İmam'ı da. "müezzin'i de komşumuz
Boyacı Hoca'yıda. İyi tanırvescverdik.
Onlar bizim dünyamızın insanlanydı.
Sonraki yıllarda yaşamın akışı. okudu-
ğum kitaplar. yaptığım işler beni başka
ırmak yataklanna. başka kentlere. baş-
ka ülkelere sürükledi. Ama o insanlara
olan yakınlığımı. sevgimi. aşinalık duy-
gulanmı hiç yitirmedim.
Bu nedenle ne zaman bir süper-ultra
entelektüelimiz laik Türk aydınının
Müslüman halkla kopuk olduğunu.
onlan anlamadığını ileri sürse dehşete
kapılınm. asıl onu anlayamam.
Şiraziı Hafız'ın Divanını çocuklu-
ğumda okuduın. Attar'ı. Hayyam'ı çok
crken yaşlarda tanıdım. İlk gençlik yı-
llanmda. "eski müzik'le ilgilenirken sev-
ler. Bir kısnıı sakallı. bir kısmı sanklı
birkaç genç insun daha vardı. Hepsi
saygnla dircktörün işaretini beklediler.
Oturduk. Ne konuşacağımızı mcrak
ediyordum. Sonunda bunun karşılıklı
bir konuşma olmadıeı. daha çok direk-
törün. beni öven bir konuşma yapmak
istediğı anlaşıldı. Amerikan tllmlerini
tümüyle yasaklamtş bulunan İran >ö-
neıimi. Türkiyede Hollyv\ood tekclîeri
konıısunda eleştirel vazılar yazdığım
için beni kutluyordu. Direktor. törensel
bir havayla beni övücü sözler sövledi.
sonra da birliktc ycmek yedik.
Gerek söylcv sırasında. gcrekse yc-
mekıc. bu ilginç insanlan anlamaya
çalışıvordum. Bu insanlann. benim
tanıdığını. >a da tanımayu çalıştığım
lan. eski transparan mankenlerle sanklı
marazi suratlı adamlan bir araya gelir-
mevi başaran "organizatör"leri. lümüy-
le solcu bir "jargoıTu şeriat iktidan
amaa\la kullanan saldırgan entclektü-
ellcri yakından incelivorum. Hepsi sü-
rekli olarak kendilerini deiçinedahil et-
tikleri "Mûsluman"lardan söz edijor-
lar.
Ben çocukluğumdan beri bir"Müslü-
manTürk insanrtanıvorum. Ama bun-
lara. asla benzemi\or.
Bazı süper-ultra aydınlanmız. bunda
bir keramct vehmedişorlar. Şeriatın
kendi entclcktücllerini vetiştirdiğini. bu
Müslümanlann bızim bıldiklcrimizden
"üstün" olduğunu ıleri sürü\orlar.
Bense çocukluğumun saf köylüleri
gibi düşünüyorum: Bunlar. dini dc ah-
lakı da geleneksel kültürü de ulusailığı
da "başka bir amaçja kullanıyorlar"
diye düşünüyorum. Öyle olmasa. bu-
gün bü>ük Selçuklu-Osmanlı-İslam uy-
garlığınm mimari mirasının araştı-
nlmasına. incelenmesine, korunması-
na, Cumhuriyet'in laik bilim adamlan.
aydınları değil. onlar sahip çıkarlardı.
Yani kitaplıklanmızı dolduran eser-
lerin altında onlann imzası olurdu.
Bana bir tane bile dikkate değer "şeri-
atçı sanat tarihçisi" gösterebilir misiniz?
Dönüp bir bakın Mimar Sinan'ın. Mi-
mar Kemal'in vaptığı camilerin mimari-
sine. bir de onlann şımdi yaptıklanna.
Gerçekten bu uygarlığın mirasçısı olsa-
lardı. Türkiye Cumhuriyeti'nin yetiştir-
diğı laik Türk miman V'edat Dalokay
değil. bir şeriatçı mimar yapardı isla-
mabad Camii"ni. Dönüp bir bakalım
kim yazmış en iyi "tslam tarihi'ni. Sel-
çuklu. Osmanlı tarihini? Mevlana'dan.
Yımus'tan Şeyh Galib'e kadar Türk-
fslam edcbiyatının tcmel yapıtlannı
kim ıneclemiş? Meragalı Abdiilkadir'-
dcn Itri'ye kadar temel müzik yapı-
tlannı? Hal ve ebru sanatının başyapıt-
lannı?
Ben kannca karannca bu büyük kül-
türel kalıtı da. onu bizlere armağan
edenleri de. incelcyenleri, koruyanlan
da tanıyorum. Onlann hepsi aşina
bana.
Ama kürsülerde bağıran. sokaklarda
saldıran. herkese ürküntü veren.ekran-
larda çok bilmiş. soğuk ve an düşünceli
vüzleriylc boy gösteren bu adamlan
tanımıyorum.
Benim bu kişısel bilgisizliğim vahim
olmayabılirai. eğer bu ülkenin gelcce-
ğindcn sorumlu siyasi liderler. siyasi
kadrolar. mcdya öndcrleri onlan vetc-
rince tanıyor \e önlcm alıyor olsalardı.
Ama Allahaşkına bir de onlann hali-
ne bakın...
13.ULUSLARARASIİSTANBULFİLMFESTİVALİ ..„„. ,
'Egzotik kelebek'le tııtkıdu aşk...
Külrtir Senis» - Datid Cronenberg ın en
başanlı olduğu alan rahatsızetmck. Ülke-
si Kanada'nın ilk korku filmlerini "Shi-
vers". "Scaraıers", "Videodromc". "The
Brood" çeken yönetmen, şiddel dolu
ıransmutasyon ve transseksülle konulu
filmleriyle toplum haysiyetini ayaklaraltı-
na almakla tanındı ve '."Kanlı Baron" la-
kabıyla anıJmaya başlandı. Şimdi kadı-
nlan mutasyona uğratan. erkekleri sıneğe.
bebekleri kana susamış katillere dönüşıü-
ren bu kült yönetmen Kanada'da baş tacı
ediliyor. Filmlerinden toplaann çizimler.
aletlcr vc yaralıklardan oluşan "Da\id
Cronenberg'in tutkusunun tuhaf objeleri"
başlıklı birsergidesergileniyor(Eylül. Ro-
yal Ontario Müzesi) Yeni filmi "M. Bııt-
terfly" ise avangard korku filmleriyle ta-
nınan yönetmen için biraz tuhaf görünse
de aslında yine bir transmutasyonu konu
alıy or ve en az diğer filmleri kadar raha tsız
edici olmayı başanyor.
David Henry Hwang°ın kendi oyunun-
dan senaryolaştırdığı •"M.Butterflv"ı ne-
den çekmeye karar verdiği sorulduğunda
"Çünkü ben Çinli bir travestiyim" diye
yanıtlıvor. Herkesin boyle bir itiraf yap-
masını beklediğini üstelik böyle bir itirafa
inanmaya hazır olduklannın bilinciyle.
"Tabii ki nayır, otobiyografik bir yanı yok
filmin. Ama film yönettiğin zaman. btitün
karakterieri öyk ö/ümsii\orsun ki, a>nı
masada yemek yemeye katlanamayacağın
insanlarla bütünleşi>eriyorsun. Da\id
Henry H»ang'ın senanosunu okuduğum-
da bunun tematik olarak benim çizgime u>-
duğunu gördiim ve bu yüzden çekmek iste-
dim."
Cronenberg bugüne kadar hep kendi
senaryolannı çekmiş ve Kanada dışında
çalışmamıştı. "M.Butterfly" ise bir Holl-
ywoodyapımı veÇin'deçekildi." M. But-
terfly" tipik bir Cronenberg filmi olmayı
başanyor: Klastrofobik, meşum ve Or-
wellvari. gölgeli bir ambiyans.
"Dead Ringers" ve "Nacked Lunch" ın
her birini tamamlamam ikişer \ıl aldı.
Artık işleri biraz hı/landırmam gerek diye
düşündüm, menajerime Hollvwood'da
marjinai sayılabilecek bir şeyler var mı diye
bakmasını söyledim. O da VVarner Bros
için "M.Butterfl_\"ın yapımcılığını üstlenen
Datid GrefTen ile tanışnnş. Onu filmi be-
nim çekmem gerektiğine inandırdım. Peter
Weir >e>a Stephan Fears'ı düşünüıoıiardı.
F.minim benim adım bile gecmemişti." Pc-
kin'ın arka bokaklarında filmi çekmek ol-
flr,S|
mu
'? Bunun bırind nçdeııı de
Hfffderi ızfnitoparrTİIakfı. " Bu
er için politik açtdan doğru bir film
değil. Çünkü onlar Çin'de ne casus, ne de
eşcinsel bulunmadığını iddia ediyorlar. Bu
film de eşcinsel bir casusu anlattığı için
'Bize filmin konusunu söylemey in ki biz de
hayır demek zortında kalma\ alım" ta\n
takındılar. ki bu da filmin konusu zaten."
onu yaşamla *e yapay yaşamlarla
tanıştırdı. > aşamında hiç kadın rolii o>na-
mamıştı \c Pekin'e geri dönüp, sahneve çı-
kmaktan çok korkuyordu."
"Çinliler casus olmadığını her kişinin
özellikle de \abancılar hakkında bilgi ver-,
mesinin göre>i olduğunu düyinınor. Bv
yüzden John'un canlandırdığı karakter
profesyonel bir casus değil. Ona kadın gibi
datranan bu adamı çekici buluyor, bundan
övünc duyuyor. Çünkü o bir oyuncu \e
adam oyununa inanıyor. Bu ilişkive girince
de bir bakıma aşık oluvor. Adama değil
ama onu görmek istediği biçimine aşık olu-
hep avangard olan Cronenbcrg'in birden
bire iş >apan sincmay la aynı noktaya diiş-
mesi ise oldukça ilginç. Çünkü "M. Buı-
terfiy". Neil Jordan'ın "Crying Game" fil-
nıınin lartijmalan henüz sönmcden ve
Chen Kaige'ın "gl\eda_Se\gilim" ilcuynı
zamanââ oOarcrime glrrîicsi bunun kifMiı.
Gerçek bir 5\l<üden yola çıkıkırak yazı-
lan "M. Butit'rtly" Bir Fransız diplomat
ile \anlışlıkla kadın olduğuna inandığı
Çinîi bir tra\esti arasında geçen öyküyü
anlatıyor. John Lone. inandıncı bir kadın
portresi cizmiyor. Filmi tuhaf vapan da
bu. Çünkü )erem> Irons'ın oynadığı dip-
David
Cronenberg'in
•M.Butterfly'
adlı fîlminde
Fransız
diplomat rolünü
Jeremy Irons
başarıyla
canlandırırken.
John Lone, Çinli
bir travestiyi
ovmıvor.
Çin'deki çalışmalar sırasında Hwang se-
naryoda bazı değişiklikler_\apmış. "Dawd
sadece Hong Kong'u tanıyordu ve bir Batılı
gibi >etiştirilmişti. Orada çaltştığımız süre
boyunca Çin hakkında yanlış görüşleri
olduğunun farkına tardı. Jobn Lone ise an-
nesi babası öldüğünde y ani 10 > aşından beri
Pekin operasının çocuğuvdu \e bu yaşamı
üzerinde korkunc bir etki bıraktı. Opera
yor.Yani yapavlığın üzerine >eni bir ya-
paylık bini>or." "Bence biz herşevi kendi-
miz >aratıyoruz. Bu insanlar >aşamlarının
operasını \azı\orlar. kendi Çin'lerini >a-
ratıyor. kendi cinselliklerini yaratıvorîar.
Tuhaf bir aşk övküsü bu ama bir bakımı
onlar aslında ideal çift."
Deği^im \e dönüşümün luıkulu uöz-
lemcısi ve beden zihiıı ikireiküüıni de^cıı
lomaım onun kadın olduğunu saıınıasını
ivice iııanılmaz kılıyor ve dığer vandan
Iron.s'ın kafasında yaratığı iıisana iııan-
maktaki ısrarını ortaya koymor. Irons
rolünü öylesine baş;ınlı oynuyor ki. bu
inancının gerçekliği lıiçbir \apa\lığa >er
bıraknıayacak kadar keMiıleşiyor. Diplo-
nıatın karısı rolünü ix.
-
Barbara Suko«a
ovnu\or.
'Nisa Serezli Tiyatroda Yılın Kadını' ödülü Tomris Oğuzalp ve Prof.Dr. Sevda Şener'e verildi
'Nisa şuandaki turnesindeçokmutludur'. Kültür Servisi - "Nisa Serezli Tiyatroda Yılın
Kadını" ödülü bu yılki sahipleri Tomris Oğu-
zalp ile Prof. Dr. Sevda Şener'e verildi. Ödülleri
vermek üzcre düzenlenen törene katılan Ba-
kırköy Belediye Başkanı AIi Talip özdemir,
Nisa Serezli ödülünün bundan böyle Bakırköy
Belediyesi bünyesinde resmileştirileceğini açı-
kladı.
Beyoğlu Papirüs'te düzenlenen "duyguJu" tö-
rende tiyatroda yılın kadını ödülü. Türk tiyatro-
suna katkılanndan dolayı Devlet Tiyatrolan sa-
natçısı Tomris Oğuzalp ile tiyatro alanında
yaptığı akademik çalışmalar nedeniylc Ankara
Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Ti-
atro Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Sevda Şe-
«cr"e verildi. Oğuzalp ve Şenerçok mutlu olduk-
lannı ve bu ödüle layık olmaya çahşacaklannı
söylediler.
Göksel Kortay'ın sunuculuğnu üstlendiği
törene Haldun Dormen, İsmet Ay, Metin Serezli,
Yekta Kara, Kerem Yıunazer, Ayşın Candan,
Fnsun Akatlı, Kartal Tibet, Selda Âlkor, Osman
Şeıçezer, Tolga Aşkıner, seçici kurul üyeleri ve
sanatçılar katıldı.
Bora Ayanoğlu'nun "Nisa'ya ithaf ettiğj"
"Canım" adlı şarkının dinlenmesiyle başlayan
törende Göksel Kor-
tay zaman zaman sesi
titreyerek yaptığı ko-
nuşmada yaşamı bo-
yunca Nisa Serezli"yi
sevgi ve saygıyla izle-
diğjni, onun dostlu-
ğunu kazanmış ol-
maktan dolayı çok
mutlu olduğunu söy-
ledi. Kortay. Serezli"-
nin Cumhunyet'in
ilk kuşak kadın
oyunculanndan ol-
duğunu ve bunu dai-
ma vekarla taşıdığını
da vurguladı.
Haldun Dormen de
"Nisa çok aydınlık bir
insandı. Adına konan
bu ödülün iki değerli
insana >erilmesinden
dolayı etninkn şimdi
bir yerlerden bakıp tatlı tatlı gülümsüyordur"
dedi.
İsmet Ay ise "Ben Nisa'nın aramızda olduğuna
Nisa Serezli
inanıyorum" diycrck
ştınkırı sö\ledi "Bi-
zim Karadeniz'de
se\diğimiz biri öldü-
ğünde "sakladık" de-
riz. Biz de Nisa'yı
sakladık. Nisa öl-
medi."
Ali Talip Özdemir
ise bazı şcylcrin dc-
ğerinin ancak yitiril-
dığinde anlaşıldığını
K^lirierek "Tolga'ya
(Aşkıner). hayat >e
sanat arkadaşım
gönlünde çok güzel
yaşattığı için saygı
duyuyorum" dedi.
Özdemir. belediye
olarak Nisa Serezli
adına sanatçılar için
bir dinlcnmc evi aç-
mak istediklcrini an-
cak. politikanın çirkin yüzünü göstererek sonra
gelen yönetim tarafından bunun engellendiğini
bildtrdi. Talip Özdemir. konuşmasının sonunda
"Cumhuriyet \c Atatürk ilkek'rinin değerinin de
kaybolmadan önce anlaşılarak sahip çıkılmasını
ve doanı ettirilmesini" diledi.
Tomris Oğuzalp: Biiıiin iklüller gii/cldir an-
cak bu ödiil benim için gerçekten çok onur \eri-
ci: ayn birönemi var. Çünkü Nisa Serezli'yle bir
dostluğumuz. iş ilişkimiz \ardı. Avnı sahncyi
pavlaştık. Sc\gi dolu. yaşam sevinci dolu bir in-
sandı. Oyıınlannda da hep bu tenıalan işlerdi.
Keşkc hayalta olsaydı da odülü onun elindcn al-
saydık.
Sevda Şener: Nisa Serezli çok scvdiğim bir sa-
natçıydı.
Onun adına konan birödiilü almak beni a\n-
ca çok mutlu etti. Hanımefendi kişiliği. içtenliği.
sc\imliliği\lc ve s;ınatçı >elencğini birleştirmiş
bir insandı. Yüreğimizdc her zaman ayn birycri
olacaklır.
Tolga Aşkıner: Önceliklc çok hcvecanlıyım.
Nisa'yı 35 vıllık sanat eizgisi içindc bu çizgiye
dcğer insanlan ödüllcndircrek anmak heyecan
vcmutluluk veriyor.
Enıinim ki Nisa da şu andaki turnesinde çok
mutludur. Benim için satıalçı. liyalrocu olanık
ve özellikle de insan olarak asla ycri doldurula-
maz.
'İçimizden Gelen Oyunlar
atrosu'
Kültür Servisi-JstanbuTda "İçimizden Gelen Ovunlar
Tiyatrosu" adıyla yeni bir tiyatro açıldı. 18 mart günü
resmen kurulan tiyalro "Genç Kız vc Deniz" adlı oyunuv la
Karaca Tiyatrosu'nda perdelerini açiı. Oy unu üvatronun
gencl sanatyönctmenliğıni deyapan İlhan Arkan
yönetiyor. Moskova Konservatuvarı vc Bakü Bale
Bölümü mezunu Melek Abaszade'nin rol aldığı tck kişilik
oyununyazan BülentSaka. Koreografisini Mikacl
Kithi'nin vaptığı oyunun dekorlannı da hcykeltıraş ve
tasanmcı Ali Biriergerçeklcşlirdi.
Okay Temiz BandHayal
Kahvesi'nde
Kültür Servisi - Okay Temiz Band salı-cuma günleri
arasında Hayal Kahvcsi"ndemüzikseverlerin karşısında
olacak. Klarnet. kanun.zurna. trompct.darbuka ile Okay
Temiz'ingeliştirdiğı özel ritm \ urmaİıçalgıianyla verel
Türk müziğindenJazz&Modcrnsound'a kadar uzanan
yorumuyla tanınan Oku> Temiz Band. Paris konserlerinin
ardından"BalıkPazan"'(Fish Markct) adlı yeni
çalışmasını ilk kez Türk scv ircisi önündc yorumlayacak.
Konscrlcre. 14albüm ile bir "dün\a mü/ik clçisi' olarak
nitelcndirilen vc "Piirpauke" grubunun kurucusu. klavye.
siiksofon ve flüt virtüözu Finlandiyalı Sakan Kukkoda
katılacak.
MSU Devlet Konservatuvarı
Orkestrası
J
nın konseri
Kültür Servisi- MimarSınan Üniversitesi Devlet
KonscrvatuvanOrkestrası buakşamsaat 19.0Ü"daCcnıaJ
Rcşiı Rcy KonscrSalonıfnda birkonscrverccck.
FahrettinKcrimov"un>öneteccğikonscrcsolist olarak
piyanislÖzgürTuncerkatılaL-ak.Orkestra. 1991 yılından
buyanaTürkiyc'debuluniin Fahrcttin Kerimov'un
yönclimindcçalışmalarını sürdürüyor. Moskova
Çaykovski Konscr\atu\an'nın kcman bölümündcvüksek
lisansvapan Kerimov.mczuniyeündcn hemen>onra
Azerbaycan Devlet Fılamıoni Senfoni Orkestrasrnın
başkemancılığıgörevinegeıirildi. Daha sonra Rimvki-
Korsakov Konservatu\a.rrndjjorkestr;|l^jf]iğj!çğiıinjı1,
görcn sanatçı Azerbcvcani Devlet OpcruitfıBuîesi vc Kfro\
Opera vc Balesi'nin orkestra şcfliğini vaptı. OrkcSlra
sanatçının y önetiminde bu ;ıkşam vereccği konscrdc
Schubcrt. Mozart \e Prokoflcv "in escrlcrıni seslendirecek.
Nesrin Çahka'mn resimleri
CRR Sergi Salonu
f
nda
Kültür Servisi - Rcssam Nesrin Çalıka vcni çalışmalannı 26
nisan tarihinekadar İstanbul Büvükşehır Beledivesı Cemal
Rcşil Rey SergiSalonu'ndaNcrgilivor. I985_\ılındaalıı
sanatçı arkadaşıy la "C Grubıı"nıı kuran sanatçının
resinılerinde figiir büv ük ver tııtuvor. Bu figünrlcr,ıra>ındu
karşımızagencldepaİ\aço\ea(Iarçıkı\or. Sanatçı bu
llgürleri yeryerdüşsel elemanlarla birlikte kıırgulayurak
izleviciyesunuyor. "Palyuço " bu resimlerdesalt bir (igür
olmanınboyutlannıaşıvor. İnsanmçcşilliruhsal
durumlannın birsimgesinedöniişüvor. Nesrin Çalıka
"resim. insanın karşısına geçtiğinde klasik bir müzik
dinlermişgibi içinedalıpgideceği. ona yaşamın farklı
tatlannı. farklı tonlarını. farklı tınılarınıduyıımsiHubilen
bir sanat" diyor.
'Dünya Banşı*konulu çocuk
resimyarışması sonuuçlandı
Kültür Servisi-YKM Çocuk Kulübü'nündüzenlediği
"Dünya Banşı" konulu çocuk resim vanşması sonuçlandı.
Çeşiıli illerden binin üsiündeçocıığun katıldı yarışmada
Escr Noyan. Engin Novan. Tanjıı Dcmirci. psikolog
BirscnÖzerve Doç.Dr. Giil İrepoğlu'ndanoluşanjüri
üyelerinin deeerlendirmesi sonucıında birinciliği
Antalva"dan Metin Tunçer.ikinciliği Ankara"danGizem
Ay tekin. üçünciilüğii iseyinc Aııkara'dan Tıığba
Turnaoğlıı kazandı.Özclötüillerle birlikte her ildcn bir
çocuk da mansivon ö<lülünedeğergörüldii. Jüri üyelerinin
vcyanşnıacılann katılacağı ödiil lörenı \c"Diinva Banşı
ResimScrgisi"ninaçılışı. btıgün Şişli YKM
Kafelervası'nda btıgün saat l5.(X)"tc\apılacak.
Parliament Superband Caz
Konserlerifestivaledönüşüyor
Kültür Senisi-AUivıldırdünvaca iinlücazsanatçılarını
Türk caz severlerle buluşturan "Parliament Superband"
cazkonscrlorigördüğü biiy ük ılgı ii/erine\edınciyılında
"Parliament Superband Jazz F«"«ıival "94" olarak daha
eenişkiılclereulaşmaamacı uişiyor. Ha/iranavında
Istanburdagerçekleşccekt^tivalecazdünvasının ıisialan
da\et ediliyor. Yedi yıldanbuyana: AhmedJanıal. B.B
King. Rav Charlcs. Diannc Recves.Gene Harrisve Dee
Dee Bridge\\atergibı ünlü sanaiçıları Türk izlevicisiyle
bııluşiııranyeikilliler. buyılfestivaldcdeiinlücaz
ustalannı konuk cdeccklcr.
ANKARA KİTAP FUARI'NOA BUGÜN
Cst salon
. 14.30-16.00 Şiirli Sövleşi: "Güniimüz Türk Şiirinin Sorunlan"
Yaştır Minıç.
16.30-18.30 Panel: "Eğitimde ve Edebiyatta Köy Enstitüleri"
Yöncten: Emin Özdemir
Talip Apaydın. Osman Bolulu. Niyaz.i Altunya
Düzenleyen: Edebiyatçılar Dernesi
16.00-18.00 İlhan Sclçuk kıtaplanhı imzalıyor
Yer: Cumhuriyet Kitap Kıılübü sıandı
Edebiyatçılar Derneği İmza Günleri
Yer: Ost salon- Edcbiyalçılar Derneği standı.
NadirGczcr. Bilal Kayabay. LütllycAydın. Nusrcl KcmalOt-
yam, Salih Bolat. Özcan Karabuluı. Muhsine Hclimoğlu Ya-
vuz
Türkive Yazarlar Sendikası İmza Günleri
Yer: L'st salon- Türkivc Yazarlar Sendikası standı
Erbil Tuşalp. Erdoğan Tanaltav. Suna Tanahay. Tahir Abacı.