08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet tmtivaz sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yöneımeni. Özgen Acar • Gcnel Yav ın Koordinatörir Hikmet Çetinkaya • Gcnel Yayın Daruşmanı: Orhan Erinç • Yazıışlen Müdürlen tbrahim Yüdız, Dinç Tayanç (Sorumlu).* Haber Merkezi Müdürü: Hakan Kara • Görsel Yönetmen: Ali Acar ©Dış Haberler: Er- gun Balcı • Ekonomı: Abdurrahman Yıldırım • Istıhbarat: Yalçın Çakır • Yurt Haberlerv Mehmet Saraç • Makaleler: Sami Karaören • Spor: Abdiil- kadir Yücelman • Düzeltme: Abduliah Yazıcı Ankara Temsilcisi: Mustafa Balbay • Haber Müdürü: Doğan Akın AtatürkBuI- van No:125, Kat: 4. Bakanlıklar-Ankara Tel: 4195020 (7 Hat).Telex: 42344. Fax: 4195027 •İzmır Temsilcisi: Serdar Ktnk, HZı>a Blv 1352 S.2 3 Tel:4411220 Telex: 52359, Fax: 4419117 • Adana Temsilcisi: Çetin Ytğenoğlu İnonü Cd. 119 S. No: 1 Kat: 1. Tel: 3522550-3522601-3522492, Telex: 62155, Fax: 3522570 Müessese Müdürü Erot Erkut •Koordına'.ör: Ahmet Kondsan •Muhascbt. Bülent Yener • Idare Hüseyin Gürer • lşlctme önder Çefik • Bilgi-tşlem N»il Inal • Bılgisayar Sistrm: Mürüvet Çiler • Reklam Reha Işıtnun YtytntâjtBtt StsatL YenıGün Haber Ajdnsı, Basın ve Yayınolık A Ş TürkocapCad 39 41 Cağaloğlu 34334 tst.PK 246tstanbu!Tel (0 2i:>5l2O5O5(2Ohdl)Tele\ :2246. FJX (I) 2i;)5HXS'>? 17NİSAN1994 İmsak: 4.43 Güneş:6.15 Öğle: 13.11 İkindi: 16.53 Akşam: 19.52 Yatsı: 21.18 Bata'dan çocuk ayakkabıları • Haber Merkezi - Dün> anın en büyük ayakkabı organizasyonu olan BATA, Türkiyede Cankurtaran Holdıng ile yaptığı franchisınganlaşması çerçevesinde büyümeye devam ediy or. En son Akmerkez'de açtığı mağazası ile toplam 5 mağazaya ulaşan BATA (Türkiye), piyasada gerçekithal İıalyan ayakkabılanndan oluşan en geniş koleksiyon ile hizmet verme özelliğini sürdürüyor. Geçen iki yıl içinde dünyanın ünlü markalan Gallery. King Street, Panama Club, j H NVatson, Accent. Marie Claire, J J Lester. Ne\ ada, VVeinbrenner gibi markalan erkek ve bayan müşterilerine sunan BATA bu yıl Bubble Gummers. Nelly Allen. Weinbrenner ve ortopedik Primigi çocuk ayakkabılannı da koleksiyonuna ekledi. Kan vepme alışkanlığı • ADANA (AA) - Türkiye'de kan verme alışkanlığinın yeterince kazanılmadığı belirtilerek sorunun köklü çözüme kavuşturulması için özellikle gençlere büyük sorumluluk düştüğü bıldırildi. Adana Kızılay Kan Merkezi Müdürü Dr. Turhan Sevindık. yaptığı açıklamada. Türkiye'de özellikle son yıllarda kan verenlerin sayısında artış olduğunu, ancak istenilen düzeye ulaşılamadığını söy ledi. Türkiye'de toplanan kanlann nüfusa oranının yüzde 1.2 olduğunu. gelişmiş ülkelerde ise bu oranın yüzdc 8-10 seviyesine ulaştığını belirten Dr. Sevindık. "Türkive'de kan ve kan ürünü ihtiv acının tam olarak karşılanabilmesi için nüfusun yüzde 5"inin düzenli olarak kan vermesi eerekir" dcdı. Ceptelefonu aboneleri artıyor • ANKARA(AA)-Cep telefonu kullanan abone sayısı, hızmete gırdiği İstanbul. Ankara, İzmir ve Antalya'da 15 bine ulaştı. Edinilen bilgiye göre yaklaşık ikı ay önce hizmete giren cep telefonu için her gün İstanburda 400, Ankara ve İzmir'de 100 \ e Antalya'da da 50 yeni aboneye isim kartı veriliyor. İthafedilmesinden dolayı fıyatı dolara endeksli olduğu bildirilen cep telefonu cihazlannın fıyatlannın da giderek arttığı öğrenildi. Cep telefonu aboneleri için telefon kullanma ücretlen de son yapılan fıyat ayarlamasıyla arttı. Cep telefonu aboneleri. bulunduklan şehirde ya da şehirlerarası görüşmelerde her bir kontörlük konuşmayı beşinci kademe üzerinden yapıyorlar. Buna göre 80 sanıyelik cep telefonundan yapılan görüşme karşılığı 13 bin lira ödeniy or. Kansızlık depresyona yol açıyor • KONYA (AA) - Yetersiz beslenmeden kaynaklanan kansızlık ve vitamin eksikliğinin, depresyona neden olduğu bildirildi. Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim görevlisi psikiyatrist Dr. Nazmiye Kaya, AA muhabirine yaptığı açıklamada. depresyonun, çağin hastalığı olarak nitelendirilen stres ve bunahma neden olan olaylann bir uzantısı olarak görülebileceğini belirtti. Kaya, "Ancak. ruhsal dengenin bozulmasını özellikle strese bağlamak yanlış bir düşüncedir. Depresyonun yetersiz beslenmeyle de yakın ilgisi \ardır" dedi. İnsanlar tarafından ıyi bilınmeyen hastalıklann da depresyona neden olduğunu kaydeden Kaya, "'Depresyonun ana faktörlerinden biri de kansızhktır. Depresyon beynin ve dolayısıyla organizmanın kansız kalmasıyla da kendini göstermektedir" dedi. Özel TVlervetobekliyorCem Şaşmaz: Yasa Anayasa'ya aykın. Cumhurbaşkanı Mahmut Tali Öngören: Yasa, kamusal yayıncılıga kapalı. ticari tarafından veto edilmezse Anayasa Mahkemesi reddeder. yayıncılıga açık. Başbakan"ın yayın durdurma yetkisi sakmcalı. Osman Ataman: Yasa eksik olabilir ama orman kanunundan Doğan Kasaroğlu: Üst KuruPun tarafsızlığı kamuoyunda çok iyidir. Üst Kurul üyelerinin çoğunu iktidann ataması sakıncalı. tartışılacak. Bu kurul kolay kabul edilemeyecek bir yapıya sahip. TV Servisi- TBMM Genel Kurulu ta- rafından önceki gece yeniden Meclis gündeminde tartışılarak kabul edilen Ozel Radyo-TV Yasası, Cumhurbaş- kanlığı'nın onayından geçmeden açık- landığı için özel TV'lerde tepkiyle karşı- landı. Özel TVler, genel olarak yasanın Cumhurbaşkanlığı tarafından veto edil- memesi halınde Anayasa Mahkemesi'- ne^itme karanndalar. Özellikle siyasi partiler, dernek, vakıf, belediyeler, bankalar, kooperatifler, pa- zarlama, ithalat-ihracat kuruluşlannın radyo-TV kuramaması hükmünü geti- ren 29. madde, bütün özel televizyon kanallannı ciddi boyutlarda ilgilendir- diği için tepki aldı. Özel televizyon yetkilileri. henüz TBMM'den resmi bir açıklama alma- dıklan için görüş bildirmek istemezken arv adına konuyla ilgili sorulanmızı ya- nıtlayan Cem Şaşmaz, "Yasa, Cumhur- başkanlığı onayından geçmeden açıklan- dı. Bu yasanın pek çok maddesi >eto edi- lecek. Ben yasa önerisinin karşı maddele- rinin hazırlanma aşamasında çalıştım. Yasanın 29. maddesine göre bankalar ve gazetelerin radyo-TY kuramaması dunı- munu açıklamaya yetkili değilim. Fakat bu maddenin değişeceği kanısındayım. Radyo-TV Üst Kurulu'na yüzde 4 pay kesilmesi hükmünde biz yüzde 3 önermiş- tik onlar yüzde 5 derken yüzde 4'te karar verdiler. Yasa Anayasa'ya aykın. Cum- hurbaşkanlığı tarafından veto edilmezse Anayasa Mahkemesi tarafından redde- dilir. Yasada aynca teknik maddelcrde çelişkiler var. 10-12 yeni gecici madde eklenmiş" görüşüne yer verdi. Özel Radyo Televizyon Yasası, ileti- şim uzmanlarınca da "kısmen yetersiz" ve hatalı bulundu. Özellikle yasada yer alan Üst Kurul üyelerinin çoğunlukla siyasi iktidar tarafından atanması, ka- nunun aksaklığı olarak tanımlandı. Konu ile ilgili görüşünü aldığımız Radyo Televizyon Sahipleri ve Yayıncı- lan Derneği Başkanı Osman Ataman, "Yasa eksik ve hatalı olabilir ama orman kanunundan daha iyidir" görüşüne ver verdi. Frekans tahsisi yetkisinin Üst Kurul'a verildiğini hatırlatan Ataman. yine yasada yer alan hükümlere göre. frekanslann ancak telif hakkı anlaşması yapmış olan kuruluşlara verileceğine dikkat çektı. Mahmut Tali Öngören ise yasayı: ka- musal yayıncılıga kapalı, ticari yayıncı- lıga açık olarak yorumladı. Öngören "Kamusal yayıncılığın da desteklenmesi gerekirdi " diyerek. şu anda farklı bir yasaya sahip bulunan TRT'nin de yeni bir yasal düzenlemeye ihtiyaç duyduğu- nu ifade etti. Yeni Radyo Televizyon Yasasf nın, ticari radyo ve televizyonla- nn kaderini siyasetçilerjn eline terk etıi- ği görüşünü savunan Öngören, Başba- kan'a yayın durdurma yetkisinin venl- mesinin ise son derece sakıncalı olduğu- nu söyledi. Öngören, Avrupa Sınırötesi Televizyon Yayınlan Sözleşmesi'nin hükümîerini içermesi, tekeldliğe son vermesi ve özellikle cevap hakkının ta- nınması açısından ise yasayı olumlu karşıladığinı belirtti. TRT Eski Genel Müdürü Doğan Ka- saroğlu da "Olmayan bir müeyyide, olan müeyyidelerin hepsinden kötüdür" şeklinde bir yorum getirerek, kanunun bütün aksaklıklanna rağmen yararh olacağını söyledi. Kasaroğlu, Üst Ku- rul'un kuruluş şeklini eleştirerek, "Bu kurulun tarafsızlığı kamuoyunda çok tartışılacak. Üst Kurul kolay kolay kabul edilemeyecek bir yapıya sahip." dedi. Kasaroğlu, yasanın kabulünden sonra oluşturulacak Üst Kurul'un kendi tü- ründe ilk olacağını ve bir geleneğe öncü- lük edeceğjni ifade etti. Kasaroğlu, ya- sada yer alan yayın ilkelerinin açık bir dille yazılmamış olmasının da bir di- ğer aksaklık olduğunu belirtti. Gorbaçov, Batı'yı dünyadaki ve Rusya'daki yeni duruma uygun davranmaya çağınyor: Rusya 'Küçükkardeş' olamaz HAKAN AKSAY Gorbaçov. iktidardan düşü- rülüşü, Rusya'nın içinde bulun- duğu durum ve Batı ile ilişkiler konulanndaki sorulanmızı da şöyle yanırtadı: - Sovyetler'de iktidar geçici de- ğikli ki! Liderler. iktidarlannı ölene kadar konuiardı. -Evet, ama öyle davranıp so- nuna kadar yönetme yolunu seçseydim, reform yapamaz- dım. Halkımızın başka tarzda bir yaşama gereksinim duydu- ğunu biliyordum. Ülkemizin başka bir gelişme yoluna özlem duyduğunu; öz- gürlük yoksunluğundan oksijensizlikten boğul- mak üzere olduğunu görüyordum. Bu ncdcnle reform yo- lunu seçtim. Bu nedenle demokratikleşme süreci- ni başlatüm. Serbest se- çimlere gittim. Geçenlerde Japonya'- da öğrenciler şunu sor- dular; 'Demokrasinin bü- tün liderlerin ayağinı kaydırabilecek bir şey ol- duğunu bilmiyor muydu- nuz? Sizi de koltuğunuz- dan edebilecek bir şey ol- duğunu görmüyor muy- dunuz?' Onlara, evet, de- dim, ben de koltuğumu kaybederim; ama on yıllardır halkın sırtında oturan bürokrasi de epeyce kayıp verir bu yolla. Bırakahm, kime güveneceğini halk kendi- si seçsin. Kurallar böy- leyse, ben de buna uy- malıyım. Aynca, baştan söyle- miştim. Eğer iş Sovyetler Birliği'nin yıkılmasına vardınlırsa, benden paso! Öyle de yaptım ve istifa ettim. -Sizden sonraki dönem de, önemli ölçüde sizle il- gili geüşmelere bağlıvdı. Ben özelUkle 1987-1988'- deki geüşmeleri anımsıyorum da... Yelt- sin'i örneğin, bir Afrika ülkcsine büyükelçi olarak sürebilirdiniz. - Elbette. elbette! Hatta kendisi emekliye sevke- dilmek istemişti... -O zaman bütün gelişme seyri değişebilirdi. Pis- man değil misiniz? —Haklısınız. Ama o za- man ben Gorbaçov ola- mazdım. Demokrat ve reformcu olamazdım. Kararb bir demokrat olarak davranmam gere- kiyordu; öyle de yaptım. Ancak, Rusya halkı daha sonra bir yılda mu- cizeler vaadeden Yelt- sin'e inandı. Kısa sürede ve hiçbir şey yapmadan Rusya'nın dünyanın en zengin ülkelerinden biri haline getirile- bileceğini sandı. Bu yalancı bir hayaldi. Böyle bir şey olamaz. Olmadı da zaten. Bolşevik ideolojisiyle, her şe- yin bir hamlede, sıçramalarla halledilebileceğini, alınan ka- rarlarla ve ilan edilen seferber- liklerle değişebileceğini sanan- lar yanıldılar. Öte yandan size hak veriyo- rum. Bugünkü Bağımsız Dev- letler Topluluğu ülkeleri, o za- man yerleştirdiğimiz değerlerle yaşıyorlar: Özgürlük, politik çoğulculuk, serbest basın- yayın, seçim özgürlüğü, ekono- mik reform.. Bütün bunlar Gorbaçov zamanında başlatıl- dı... —Asıl reformculuk. bu herhal- de. Zam yapılması değil... -Elbette öyle! Şimdi bırakalım insanlar uygulanan politikanın sonuçlannı değerlendirsinler. Tabii bu politikayı uygulayan- lann da onun sorumluluğuna katlanmalan gerekir. -Sizin istifa errikten sonra söy- lediğiniz ilginc bir cümleyi hiç unutmuyorum: "Mutlu reform- cu yoktur!" demiştiniz. Gerçek- ten de istifanız sonrasında. Kremlin'deki odanızın ve koru- manızın anında elinizden alı- nması olsıın, sonraki dönemlerde sıradan insanlar arasında yaptığımz pek çok şeyin unutul- benzer ve birbirinden güç alır. Ve bugün bunlar ellerindeki tüm olanaklarla, basın-yayın kuruluşlanyla Gorbaçovu sus- turmaya çalışıyorlar. Ama ba- şaramıyorlar. Ve başaramaya- caklar da. -Benzeri bir sonıyu da Batılı ülkelerle ilgili sormâk istiyorum. Bir zamanlar, Batı sizden sevgi ve övgüyle söz ederdi. Sonra bir- den değişti... —Bilemiyorum. Şimdi ben pek çok ülkeyi geziyorum ve her yerde binlerce kişi beni görmek için toplanıyor. Halkın ve basının ilgisi bitip tükenmiyor. -Va Batılı liderler?.. önce hiçbir şey yapılmamış gibi davranıyorlar. Sankı silahsız- lanma. Âvrupa süreci. pek çok anlaşma olmamış gibi. 'soğuk savaş' bitirilmemiş. du\ arlar yı- kılmamış gibi davranıyorlar. İktidara geldıler ve 'soğuk sa- vaş' yöntemlerine başvurmaya başladılar. Böyle şey olmaz. Ben bunu açıklamaya çalışıyo- rum. Eğer birileri yeni durumdan ve geçici koşullardan yararlan- mak, kendi çıkarlannı başkala- nnkinin üzerinde tutmak, ken- di etki alanını genişletmek ça- basmdaysa, doğru yoldan git- miyordur. Dünya artık değiş- X)atıda iktidara gelen bazı politikacılar, sanki kendilerinden önce hiçbir şey yapılmamış gibi davramyorlar. Sanki silahsızlanma, Avrupa süreci, pek çok anlaşma olmamış gibi, 'soğuk savaş' bitirilmemiş. duvarlar yıkılmamış gibi davranıyorlar. X-/ski yöntemler, polislik,jandarmalık dönemigeçti. 'Soğuk savaş' araçlanna dönülemez. Rusya, hiçbir zaman, ensesine vurulup küçük görülecek, 'küçük kardeş' sayılacak bir ülke olamaz. • A ktidarda kalmak için istesem çok şey yapabilirdim. Ama o zaman ben Gorbaçov olamazdım. Demokrat ve reformcu olamazdım. Kararb bir demokrat olarak davranmam gerekiyordu; öyle de yaptım. ması olsun, epeyce üzücü geliş- nı€ yaşadınız. Tüm bunlardan dolayı bir kırgmlık hissediyor musunuz? —Aslında bütün insanlar unut- muyor. Mektuplar, telefonlar özellikle şu sıralarda çoğahyor. Onun için kendimi kınlmış, ezilmiş görmüyorum. Sıradan insanlara. halka herhangı bir dargınlığım yok. İlgisizlik yok 1991 ağustosunda darbe ya- panlar da Sovyetler'i yıkıp BDT'yi kuranlar da beni ka- muoyuna farklı göstermeye ça- hşıyorlar. Aslında her iki grup da ülkeyi parçalayanlardır. Sağ ve sol maceraalık birbirine ~Onlar da öyle. Clinton dı- şında hepsiyle göriiştüm. Örne- ğin, geçenlerde İngiltere'ye git- miştim. Major'la. Thatcher'la. bakanlarla görüştüm. Bir tek Kraliçe'ylegörüşemedik. Dedi- ğiniz tarzda bir ilgisizlik hisset- miyorum. -Son zamanlarda bazı ma- kalelerinizde dikkatimi çeken bir şey var: Zaman zaman eski- sine göre daha sert çıkıyorsunuz Batı'ya. Bu, Batı karşıtı bir çiz- giye yöneldiğinizi mi gösteriyor? "Hayır. ben Batı'ya karşı de- ğilim. Ben onlara. dünyadaki ve Rusya"daki yeni durumu an- lamalan için yardım etmeye ça- lışıyorum. Çünkü kısa süre önce iktidara gelen baa politi- kacılar, sanki kendilerinden miştir. 'Soğuk savaş' sonra- sında izlenecek yol bu değildir. Benim kaygım buna dayanıy or. Yoksa anti-Batı çizgi izlemek amacında değilim. Batı'ya. yeni durumu anlamasında yardımcı olmaya çalışıyorum. Soğuk savaşa dönülemez Eski yöntemler, polislik. jan- darmalık dönemi geçti. 'Soğuk savaş' araçlanna dönülemez. Oysa Avrupa sürecini izlemek yerine, N ATO'yu bu yolda kul- lanmaya çalışıyorlar. Rusya ile ilgili olarak da aynı şey söz konusudur. Rusya, hiç- bir zaman, ensesine vurulup küçük görülecek, 'küçük kar- deş' sayılacak bir ülke olamaz. Rus psikolojisi bunu asla kaldı- ramaz. Bunu anlamazlarsa hiç- bir şey olamaz. Rusya işbirliğine haardır, Kendini dünyaya daha uyumlu kılmak için çeşitli değişikliklere girişmiştir. Bunu görmek ve bu çabayı selamlamak gerekir. Ama eğer bulanık suda balık avlamak isteyenler varsa, onla- ra hiçbir şey elde edemeyecekle- rini söylemek isterim. Hem zaten bu yumuşama sü- recine girişirken katlandığımız özverilerin bedeli olmamalı. Tarihsel şans kaçınlmamalı. Eğer eski çatışmalann. kamplaşmalann yerine yenileri gelirse bundan kimse bir şey kazanmaz. 'Soğuk savaş'ın galibı ol- mamıştır. 'Soğuk savaş'- ın bitmesiyle ise herkes kazanmıştır. İşbirliği olanaklan doğmuştur. Rusya gibi dev bir po- tansiyeli, eski Sovyet ül- kelerini dünya ekonomi- sine bağlama fırsatı çıkmıştır. En önemlisi de güvenlik sorununu çöz- me şansı belirmiştir. Bu, herkesin çıkannadır. - Sözünü ettiğiniz bu değişikliklerin arifesinde herkes farklıydı. Siz de öyle. Komünisttiniz. Ko- münistlerin lideriydiniz. Bunca değişiklikten sonra kendini/i komünist sayı- yor musunuz, yoksa artık sosyal demokrat oldu- ğunuz yolundaki iddialar doğru mu? - Ben sosyalist değerle- re karşı bağlılığımı koru- yorum. Ama liberal teo- rilerin önemini de anlı- yorum. Bence insanhğın yakın geleceğinde seçim, kapitalizmle sosyalizm arasında değil. bunlann sentezinde yakalanacak. Bence yüzyılımız bu ko- nularda yeterince öğreti- ci derslerle doludur. Ge- leceğin toplumunda libe- ral görüşlerin de sosyalist görüşlerin de savunucu- lanolacaktır. Dini görüşlerin. genel insani değerlerin yandaş- lan olacaktır. İşte tüm bunlann sentczi, gclece- ğin toplum modelini ya- ratacaktır. Şimdilerde Batı'da. kapitalizm. sosyalizm gibi kavramlar da yeni- den ele alınıyor. Alman- ya. Karl Marks'ın Al- manyası değil artık. Bambaşka bir toplum söz konusudur. Devletin sosyal işlcvi vardır, cko- nomiyi. sosyal sorunlan göz. önündc bulundur- maktadır. Liberalizm kuşkusuz ekonomiye it- kiler kazandırmaktadır, ama de\letin denetleyici, vönlendirici rolü de bu- lunmaktadır. Sınıf savaşımının tehlikeli sonuçlara yol aç- maması için korunma çabası vardır. Dünya tümüyle değişmiştir. Eski değerlerle bugünü ölçeme- yiz. Bize düşen. yeni uygarlığı. ona özgü yeni değerleri bul- makiır. İnsanhğın çeşitliliğini, zenginliğini uyum içinde yaşat- maktır. Şunu açıkça söyleyeyim: Ne komünist ideoloji ne de kapita- list-liberal ideoloji, zamanın ge- reklerine uygun yanıtlar üre- tebilmiştir. Yeni değerler ve yeni arayışlar gerekiyor. Yeni model demiyorum; yeni değer- ler diyorum. Sürecek Turizm Haftası 'nda bakandan umut dolu açıklama: Ateş: Turizmde 94 hedefiniz gerçekîeşecek • Turizmciler sezona karamsar girerken, Bakan Ateş, turizmin iyi yolda olduğunu ve 4.5 milyar dolarlık döviz girdisi hedefıne ulaşılacağını söyledi. YUSUFÖZKAN ANKARA - Tunzm Bakanı kaydeden Ateş, şunlan söyledi: "Bu yılın ilk 3 ayında Türkiye'- ye gelen turist sayısı 963 bin 576 Abdülkadir Ateş, rakip ülkelerin olarak gerçekleşti. Geçen yıl bu tüm engellemelerine karşın, rakam 829 bindi. Yani yüzde 16. Türk turizminin 1994 yılı için he- 23'lük bir artış oldu. Yılın ilk 2 deflediğı 4.5 milyar dolar döviz ayında sağlanan döviz girdisi de, girdisi ve 7.5 milyonluk turist sayısına ulaşacağım vurguladı. '1994 yılında turizm bitti" görü- vıla oranla vüzde 16.23geçen arttı." Turizm Bakanı Ateş. RP'nin şünün asılsız olduğunu söyieyen yerel seçimlerden iktidar olarak Ateş, Türkiye'ye gelen turist çıkması ve gerici akımlann baş- sayısında yılın ilk 3 ayında geçen lattıklan eylemlere ilişkin görüş- yıla oranla yüzde 16.23'lük bir lerini de açıkladı. Ateş, şöyle ko- artış olduğunu belirtti. Bakan nuştu: "Şüphesiz, turizm banş Ateş, 1994 yılının ilk 2 ayındaki tu- rizm gelirleri- nin ise, 1993 yılına oranla yüzde 24.5 oranında arttığına dik- kat çekti. Ateş. ba- kanlığı döne- minde Tür- kiye'nin tu- rizm pa- zannın da ge- nişledığinı kaydetti. f ürk tu- Turizm Bakanı Ateş, tüm nzmcılen. olumsuzluklara karşın ilk üç 15-22 nisan avda gelen turist sayısınınge- tarihleri arası- çen yıla göre yüzde 16 oranı- ndagerçekleş- nda "arttığını sö\ ledi. tınlen "Tu- ortamı ister. Tu- rist, hangi kök- ten. hangi inanç- tan olursa c* ,uı hoşgörii ve mt»a- fîrperverlik ister. Insanları inanç- larına, ırkına göre ayırmak tu- rizme zarar verir. 27 Mart sonrası yerel iktidar de- ğişti. Ama anaya- sa ortada, değer- ler ortadadır. Bu- nun dışına çıkda- mayacağını sade- ee biz değil, tüm dünya biliyor. En- dişeye gerek yok- tur. " Bakan olarak görev yaptığı 2 vıI süresince rizm Haftası" na buruk gırdiler. Türk turizminin pazannı geniş- Ancak, turizmcilerin tüm ka- lettıklerini sö\leyen Abdülkadir ramsarlığına karşın, Turizm Ba- kanı Abdülkadir Ateş. sezondan Ateş. "Anapazarımız olan Batı Avrupa'yı koruyarak, yeni pazar- son derece umutlu olduğunu be- lara açıldık" dedi. Ateş. sözlerini lirtti. Tunzm Haftası nedenhle şöyle sürdürdü: Cumhunyet'in sorulannı yanı- "Açtığunız yeni tanıtma bü- tlayan Ateş. 1994 yılında 4.5 mil- rolarıyla planlı bir tanıtım ger- yar dolarlık döviz girdisi ve 7 milyonluk turist hedefıne ulaşı- çekleştirdik. L'zakdoğu'dan ülke- mize gelen turist sayısında yüzde lacağını söyledi. "1994 sezonun- 33'lük artış oldu. Daha önce 20 da Türk nırizmi bitti" yolundaki bin olan İsrailli turist sayısı görüşlerin inandıncı olmadığını 1993'te 250 bin oldu. Bu j ılın ilk 3 savunan Bakan Ateş. "1993 yı- ayında İsrail'den Türkive'ye ge- lında da benzer şeyler söylendi. len turist sayısında ise, yüzde Ama biz 1993'ü yüzde 8.8Tik ge- 650'lik bir "artış gerçekleşti. lir artışıyla kapattık" dedi. 1994 ABD, Güne> Amerika ve Günev yılının ilk 3 ayında Türkiye've Afrika'da da tanıtım atağunızı gelen turist sayısı ve döviz girdi- sürdürdük. 1991'de 72 bin olan birsinde, bir önceki yıla oranla önemli ölçüde artışlar olduğunu ABD'li turist sayısı geçen yıl 250 bini aştı." zehir Cemlsl yükünü bosalttı Zehirli atıklar için yeni sefer kuşkıısu • Euro Tradergemisi, İngiltere'deki yeşiller ve yerel çevreci gruplann karşı koymasına karşın İncirlik Üssü'nden aldığı yükünü, Felixtowe limanına boşalttı. Zehirli atık sevkıyatını yapan Harvest Shipping gemi acentesinin toplam dokuz sevkıyat için anlaşma yaptığı belirlendi. İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - İncirlik tesislerinden aldığı zehirli kimyasal atıklan Mersin Limanı'ndan götüren Euro Trader gemisi. İngiltere'- dekı yeşiller ve yerel çevreci gruplann karşı koymasına karşın yükünü, Felixtowe li- manına boşalttı. Bu arada ze- hirli atık sevkıyatını yapan Harvest Shipping gemi acente- sinin toplam dokuz sevkıyat için anlaşma yaptığı belirlendi. İngillere'nin en çok satan ulu- sal Daily Mirror gazetesinin 14 mart tarihli sayısının man- şetinde. gemi acentesinin diğer sekiz sevkıyat kontratını iptal etmeyi kabul ettiği belirtilerek. "Zehirli atık gemisi, son öliim- cül kargoyu taşıdı" denildi. İngiltere ve Türkiye'deki yeşil- ler. bundan sonraki sekiz sevkıyatın kim tarafından ve nereye taşınacağını araştırma- ya başladılar. Mersin Limanı'ndan aldığı toplam 120 ton PCB ve çözücü zehirli kimyasal atık taşıyan Bahama bandıralı Euro Trader gemisi. Ingiltere'nin Felixtowe limanına ulaştı. Güney Gal Bölgesi'ndeki zehirli atılrlan dönüştüren Rechem F <("ri- kası'na götürülecek atıklann sevkıyatını önlemek amacıyla liman kapısında toplanan Greenpeace üyeleri ve çevreci gruplann protestolanna karşın. "Her şeyin yasalara uy- gun olması" nedeniyle zehirli atık vükü limana indirildi. -m İN VEÜfilMefl SAHh C2Al'l SAY6IYİA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle