Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
tmtivaz sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yöneımeni. Özgen Acar • Gcnel Yav ın
Koordinatörir Hikmet Çetinkaya • Gcnel Yayın
Daruşmanı: Orhan Erinç • Yazıışlen Müdürlen
tbrahim Yüdız, Dinç Tayanç (Sorumlu).* Haber
Merkezi Müdürü: Hakan Kara
• Görsel Yönetmen: Ali Acar ©Dış Haberler: Er-
gun Balcı • Ekonomı: Abdurrahman Yıldırım •
Istıhbarat: Yalçın Çakır • Yurt Haberlerv Mehmet
Saraç • Makaleler: Sami Karaören • Spor: Abdiil-
kadir Yücelman • Düzeltme: Abduliah Yazıcı
Ankara Temsilcisi: Mustafa Balbay • Haber Müdürü: Doğan Akın AtatürkBuI-
van No:125, Kat: 4. Bakanlıklar-Ankara Tel: 4195020 (7 Hat).Telex: 42344. Fax:
4195027 •İzmır Temsilcisi: Serdar Ktnk, HZı>a Blv 1352 S.2 3 Tel:4411220
Telex: 52359, Fax: 4419117 • Adana Temsilcisi: Çetin Ytğenoğlu İnonü Cd. 119 S.
No: 1 Kat: 1. Tel: 3522550-3522601-3522492, Telex: 62155, Fax: 3522570
Müessese Müdürü Erot Erkut •Koordına'.ör:
Ahmet Kondsan •Muhascbt. Bülent Yener
• Idare Hüseyin Gürer • lşlctme önder Çefik
• Bilgi-tşlem N»il Inal • Bılgisayar Sistrm:
Mürüvet Çiler • Reklam Reha Işıtnun
YtytntâjtBtt StsatL YenıGün Haber Ajdnsı, Basın ve Yayınolık A Ş
TürkocapCad 39 41 Cağaloğlu 34334 tst.PK 246tstanbu!Tel (0 2i:>5l2O5O5(2Ohdl)Tele\ :2246. FJX (I) 2i;)5HXS'>?
17NİSAN1994 İmsak: 4.43 Güneş:6.15 Öğle: 13.11 İkindi: 16.53 Akşam: 19.52 Yatsı: 21.18
Bata'dan çocuk
ayakkabıları
• Haber Merkezi -
Dün> anın en büyük
ayakkabı organizasyonu
olan BATA, Türkiyede
Cankurtaran Holdıng ile
yaptığı franchisınganlaşması
çerçevesinde büyümeye
devam ediy or. En son
Akmerkez'de açtığı mağazası
ile toplam 5 mağazaya ulaşan
BATA (Türkiye), piyasada
gerçekithal İıalyan
ayakkabılanndan oluşan en
geniş koleksiyon ile hizmet
verme özelliğini sürdürüyor.
Geçen iki yıl içinde dünyanın
ünlü markalan Gallery. King
Street, Panama Club, j H
NVatson, Accent. Marie
Claire, J J Lester. Ne\ ada,
VVeinbrenner gibi markalan
erkek ve bayan müşterilerine
sunan BATA bu yıl Bubble
Gummers. Nelly Allen.
Weinbrenner ve ortopedik
Primigi çocuk ayakkabılannı
da koleksiyonuna ekledi.
Kan vepme
alışkanlığı
• ADANA (AA) - Türkiye'de
kan verme alışkanlığinın
yeterince kazanılmadığı
belirtilerek sorunun köklü
çözüme kavuşturulması için
özellikle gençlere büyük
sorumluluk düştüğü bıldırildi.
Adana Kızılay Kan Merkezi
Müdürü Dr. Turhan
Sevindık. yaptığı açıklamada.
Türkiye'de özellikle son
yıllarda kan verenlerin
sayısında artış olduğunu,
ancak istenilen düzeye
ulaşılamadığını söy ledi.
Türkiye'de toplanan kanlann
nüfusa oranının yüzde 1.2
olduğunu. gelişmiş ülkelerde
ise bu oranın yüzdc 8-10
seviyesine ulaştığını belirten
Dr. Sevindık. "Türkive'de kan
ve kan ürünü ihtiv acının tam
olarak karşılanabilmesi için
nüfusun yüzde 5"inin düzenli
olarak kan vermesi eerekir"
dcdı.
Ceptelefonu
aboneleri artıyor
• ANKARA(AA)-Cep
telefonu kullanan abone
sayısı, hızmete gırdiği
İstanbul. Ankara, İzmir ve
Antalya'da 15 bine ulaştı.
Edinilen bilgiye göre yaklaşık
ikı ay önce hizmete giren cep
telefonu için her gün
İstanburda 400, Ankara ve
İzmir'de 100 \ e Antalya'da da
50 yeni aboneye isim kartı
veriliyor. İthafedilmesinden
dolayı fıyatı dolara endeksli
olduğu bildirilen cep telefonu
cihazlannın fıyatlannın da
giderek arttığı öğrenildi. Cep
telefonu aboneleri için telefon
kullanma ücretlen de son
yapılan fıyat ayarlamasıyla
arttı. Cep telefonu aboneleri.
bulunduklan şehirde ya da
şehirlerarası görüşmelerde her
bir kontörlük konuşmayı
beşinci kademe üzerinden
yapıyorlar. Buna göre 80
sanıyelik cep telefonundan
yapılan görüşme karşılığı 13
bin lira ödeniy or.
Kansızlık
depresyona
yol açıyor
• KONYA (AA) - Yetersiz
beslenmeden kaynaklanan
kansızlık ve vitamin
eksikliğinin, depresyona
neden olduğu bildirildi.
Selçuk Üniversitesi Tıp
Fakültesi öğretim görevlisi
psikiyatrist Dr. Nazmiye
Kaya, AA muhabirine yaptığı
açıklamada. depresyonun,
çağin hastalığı olarak
nitelendirilen stres ve
bunahma neden olan
olaylann bir uzantısı olarak
görülebileceğini belirtti. Kaya,
"Ancak. ruhsal dengenin
bozulmasını özellikle strese
bağlamak yanlış bir
düşüncedir. Depresyonun
yetersiz beslenmeyle de yakın
ilgisi \ardır" dedi. İnsanlar
tarafından ıyi bilınmeyen
hastalıklann da depresyona
neden olduğunu kaydeden
Kaya, "'Depresyonun ana
faktörlerinden biri de
kansızhktır. Depresyon
beynin ve dolayısıyla
organizmanın kansız
kalmasıyla da kendini
göstermektedir" dedi.
Özel TVlervetobekliyorCem Şaşmaz: Yasa Anayasa'ya aykın. Cumhurbaşkanı Mahmut Tali Öngören: Yasa, kamusal yayıncılıga kapalı. ticari
tarafından veto edilmezse Anayasa Mahkemesi reddeder. yayıncılıga açık. Başbakan"ın yayın durdurma yetkisi sakmcalı.
Osman Ataman: Yasa eksik olabilir ama orman kanunundan Doğan Kasaroğlu: Üst KuruPun tarafsızlığı kamuoyunda çok
iyidir. Üst Kurul üyelerinin çoğunu iktidann ataması sakıncalı. tartışılacak. Bu kurul kolay kabul edilemeyecek bir yapıya sahip.
TV Servisi- TBMM Genel Kurulu ta-
rafından önceki gece yeniden Meclis
gündeminde tartışılarak kabul edilen
Ozel Radyo-TV Yasası, Cumhurbaş-
kanlığı'nın onayından geçmeden açık-
landığı için özel TV'lerde tepkiyle karşı-
landı. Özel TVler, genel olarak yasanın
Cumhurbaşkanlığı tarafından veto edil-
memesi halınde Anayasa Mahkemesi'-
ne^itme karanndalar.
Özellikle siyasi partiler, dernek, vakıf,
belediyeler, bankalar, kooperatifler, pa-
zarlama, ithalat-ihracat kuruluşlannın
radyo-TV kuramaması hükmünü geti-
ren 29. madde, bütün özel televizyon
kanallannı ciddi boyutlarda ilgilendir-
diği için tepki aldı.
Özel televizyon yetkilileri. henüz
TBMM'den resmi bir açıklama alma-
dıklan için görüş bildirmek istemezken
arv adına konuyla ilgili sorulanmızı ya-
nıtlayan Cem Şaşmaz, "Yasa, Cumhur-
başkanlığı onayından geçmeden açıklan-
dı. Bu yasanın pek çok maddesi >eto edi-
lecek. Ben yasa önerisinin karşı maddele-
rinin hazırlanma aşamasında çalıştım.
Yasanın 29. maddesine göre bankalar ve
gazetelerin radyo-TY kuramaması dunı-
munu açıklamaya yetkili değilim. Fakat
bu maddenin değişeceği kanısındayım.
Radyo-TV Üst Kurulu'na yüzde 4 pay
kesilmesi hükmünde biz yüzde 3 önermiş-
tik onlar yüzde 5 derken yüzde 4'te karar
verdiler. Yasa Anayasa'ya aykın. Cum-
hurbaşkanlığı tarafından veto edilmezse
Anayasa Mahkemesi tarafından redde-
dilir. Yasada aynca teknik maddelcrde
çelişkiler var. 10-12 yeni gecici madde
eklenmiş" görüşüne yer verdi.
Özel Radyo Televizyon Yasası, ileti-
şim uzmanlarınca da "kısmen yetersiz"
ve hatalı bulundu. Özellikle yasada yer
alan Üst Kurul üyelerinin çoğunlukla
siyasi iktidar tarafından atanması, ka-
nunun aksaklığı olarak tanımlandı.
Konu ile ilgili görüşünü aldığımız
Radyo Televizyon Sahipleri ve Yayıncı-
lan Derneği Başkanı Osman Ataman,
"Yasa eksik ve hatalı olabilir ama orman
kanunundan daha iyidir" görüşüne ver
verdi. Frekans tahsisi yetkisinin Üst
Kurul'a verildiğini hatırlatan Ataman.
yine yasada yer alan hükümlere göre.
frekanslann ancak telif hakkı anlaşması
yapmış olan kuruluşlara verileceğine
dikkat çektı.
Mahmut Tali Öngören ise yasayı: ka-
musal yayıncılıga kapalı, ticari yayıncı-
lıga açık olarak yorumladı. Öngören
"Kamusal yayıncılığın da desteklenmesi
gerekirdi " diyerek. şu anda farklı bir
yasaya sahip bulunan TRT'nin de yeni
bir yasal düzenlemeye ihtiyaç duyduğu-
nu ifade etti. Yeni Radyo Televizyon
Yasasf nın, ticari radyo ve televizyonla-
nn kaderini siyasetçilerjn eline terk etıi-
ği görüşünü savunan Öngören, Başba-
kan'a yayın durdurma yetkisinin venl-
mesinin ise son derece sakıncalı olduğu-
nu söyledi. Öngören, Avrupa Sınırötesi
Televizyon Yayınlan Sözleşmesi'nin
hükümîerini içermesi, tekeldliğe son
vermesi ve özellikle cevap hakkının ta-
nınması açısından ise yasayı olumlu
karşıladığinı belirtti.
TRT Eski Genel Müdürü Doğan Ka-
saroğlu da "Olmayan bir müeyyide,
olan müeyyidelerin hepsinden kötüdür"
şeklinde bir yorum getirerek, kanunun
bütün aksaklıklanna rağmen yararh
olacağını söyledi. Kasaroğlu, Üst Ku-
rul'un kuruluş şeklini eleştirerek, "Bu
kurulun tarafsızlığı kamuoyunda çok
tartışılacak. Üst Kurul kolay kolay kabul
edilemeyecek bir yapıya sahip." dedi.
Kasaroğlu, yasanın kabulünden sonra
oluşturulacak Üst Kurul'un kendi tü-
ründe ilk olacağını ve bir geleneğe öncü-
lük edeceğjni ifade etti. Kasaroğlu, ya-
sada yer alan yayın ilkelerinin açık bir
dille yazılmamış olmasının da bir di-
ğer aksaklık olduğunu belirtti.
Gorbaçov, Batı'yı dünyadaki ve Rusya'daki yeni duruma uygun davranmaya çağınyor:
Rusya 'Küçükkardeş' olamaz
HAKAN AKSAY
Gorbaçov. iktidardan düşü-
rülüşü, Rusya'nın içinde bulun-
duğu durum ve Batı ile ilişkiler
konulanndaki sorulanmızı da
şöyle yanırtadı:
- Sovyetler'de iktidar geçici de-
ğikli ki! Liderler. iktidarlannı
ölene kadar konuiardı.
-Evet, ama öyle davranıp so-
nuna kadar yönetme yolunu
seçseydim, reform yapamaz-
dım. Halkımızın başka tarzda
bir yaşama gereksinim duydu-
ğunu biliyordum. Ülkemizin
başka bir gelişme yoluna
özlem duyduğunu; öz-
gürlük yoksunluğundan
oksijensizlikten boğul-
mak üzere olduğunu
görüyordum.
Bu ncdcnle reform yo-
lunu seçtim. Bu nedenle
demokratikleşme süreci-
ni başlatüm. Serbest se-
çimlere gittim.
Geçenlerde Japonya'-
da öğrenciler şunu sor-
dular; 'Demokrasinin bü-
tün liderlerin ayağinı
kaydırabilecek bir şey ol-
duğunu bilmiyor muydu-
nuz? Sizi de koltuğunuz-
dan edebilecek bir şey ol-
duğunu görmüyor muy-
dunuz?' Onlara, evet, de-
dim, ben de koltuğumu
kaybederim; ama on
yıllardır halkın sırtında
oturan bürokrasi de
epeyce kayıp verir bu
yolla. Bırakahm, kime
güveneceğini halk kendi-
si seçsin. Kurallar böy-
leyse, ben de buna uy-
malıyım.
Aynca, baştan söyle-
miştim. Eğer iş Sovyetler
Birliği'nin yıkılmasına
vardınlırsa, benden
paso! Öyle de yaptım ve
istifa ettim.
-Sizden sonraki dönem
de, önemli ölçüde sizle il-
gili geüşmelere bağlıvdı.
Ben özelUkle 1987-1988'-
deki geüşmeleri
anımsıyorum da... Yelt-
sin'i örneğin, bir Afrika
ülkcsine büyükelçi olarak
sürebilirdiniz.
- Elbette. elbette! Hatta
kendisi emekliye sevke-
dilmek istemişti...
-O zaman bütün gelişme
seyri değişebilirdi. Pis-
man değil misiniz?
—Haklısınız. Ama o za-
man ben Gorbaçov ola-
mazdım. Demokrat ve
reformcu olamazdım.
Kararb bir demokrat
olarak davranmam gere-
kiyordu; öyle de yaptım.
Ancak, Rusya halkı
daha sonra bir yılda mu-
cizeler vaadeden Yelt-
sin'e inandı. Kısa sürede
ve hiçbir şey yapmadan
Rusya'nın dünyanın en zengin
ülkelerinden biri haline getirile-
bileceğini sandı. Bu yalancı bir
hayaldi. Böyle bir şey olamaz.
Olmadı da zaten.
Bolşevik ideolojisiyle, her şe-
yin bir hamlede, sıçramalarla
halledilebileceğini, alınan ka-
rarlarla ve ilan edilen seferber-
liklerle değişebileceğini sanan-
lar yanıldılar.
Öte yandan size hak veriyo-
rum. Bugünkü Bağımsız Dev-
letler Topluluğu ülkeleri, o za-
man yerleştirdiğimiz değerlerle
yaşıyorlar: Özgürlük, politik
çoğulculuk, serbest basın-
yayın, seçim özgürlüğü, ekono-
mik reform.. Bütün bunlar
Gorbaçov zamanında başlatıl-
dı...
—Asıl reformculuk. bu herhal-
de. Zam yapılması değil...
-Elbette öyle! Şimdi bırakalım
insanlar uygulanan politikanın
sonuçlannı değerlendirsinler.
Tabii bu politikayı uygulayan-
lann da onun sorumluluğuna
katlanmalan gerekir.
-Sizin istifa errikten sonra söy-
lediğiniz ilginc bir cümleyi hiç
unutmuyorum: "Mutlu reform-
cu yoktur!" demiştiniz. Gerçek-
ten de istifanız sonrasında.
Kremlin'deki odanızın ve koru-
manızın anında elinizden alı-
nması olsıın, sonraki dönemlerde
sıradan insanlar arasında
yaptığımz pek çok şeyin unutul-
benzer ve birbirinden güç alır.
Ve bugün bunlar ellerindeki
tüm olanaklarla, basın-yayın
kuruluşlanyla Gorbaçovu sus-
turmaya çalışıyorlar. Ama ba-
şaramıyorlar. Ve başaramaya-
caklar da.
-Benzeri bir sonıyu da Batılı
ülkelerle ilgili sormâk istiyorum.
Bir zamanlar, Batı sizden sevgi
ve övgüyle söz ederdi. Sonra bir-
den değişti...
—Bilemiyorum. Şimdi ben pek
çok ülkeyi geziyorum ve her
yerde binlerce kişi beni görmek
için toplanıyor. Halkın ve
basının ilgisi bitip tükenmiyor.
-Va Batılı liderler?..
önce hiçbir şey yapılmamış gibi
davranıyorlar. Sankı silahsız-
lanma. Âvrupa süreci. pek çok
anlaşma olmamış gibi. 'soğuk
savaş' bitirilmemiş. du\ arlar yı-
kılmamış gibi davranıyorlar.
İktidara geldıler ve 'soğuk sa-
vaş' yöntemlerine başvurmaya
başladılar. Böyle şey olmaz.
Ben bunu açıklamaya çalışıyo-
rum.
Eğer birileri yeni durumdan
ve geçici koşullardan yararlan-
mak, kendi çıkarlannı başkala-
nnkinin üzerinde tutmak, ken-
di etki alanını genişletmek ça-
basmdaysa, doğru yoldan git-
miyordur. Dünya artık değiş-
X)atıda iktidara
gelen bazı
politikacılar, sanki
kendilerinden önce
hiçbir şey yapılmamış
gibi davramyorlar.
Sanki silahsızlanma,
Avrupa süreci, pek
çok anlaşma olmamış
gibi, 'soğuk savaş'
bitirilmemiş. duvarlar
yıkılmamış gibi
davranıyorlar.
X-/ski yöntemler,
polislik,jandarmalık
dönemigeçti. 'Soğuk
savaş' araçlanna
dönülemez. Rusya,
hiçbir zaman, ensesine
vurulup küçük
görülecek, 'küçük
kardeş' sayılacak bir
ülke olamaz.
•
A ktidarda kalmak
için istesem çok şey
yapabilirdim. Ama o
zaman ben Gorbaçov
olamazdım.
Demokrat ve
reformcu olamazdım.
Kararb bir demokrat
olarak davranmam
gerekiyordu; öyle de
yaptım.
ması olsun, epeyce üzücü geliş-
nı€ yaşadınız. Tüm bunlardan
dolayı bir kırgmlık hissediyor
musunuz?
—Aslında bütün insanlar unut-
muyor. Mektuplar, telefonlar
özellikle şu sıralarda çoğahyor.
Onun için kendimi kınlmış,
ezilmiş görmüyorum. Sıradan
insanlara. halka herhangı bir
dargınlığım yok.
İlgisizlik yok
1991 ağustosunda darbe ya-
panlar da Sovyetler'i yıkıp
BDT'yi kuranlar da beni ka-
muoyuna farklı göstermeye ça-
hşıyorlar. Aslında her iki grup
da ülkeyi parçalayanlardır. Sağ
ve sol maceraalık birbirine
~Onlar da öyle. Clinton dı-
şında hepsiyle göriiştüm. Örne-
ğin, geçenlerde İngiltere'ye git-
miştim. Major'la. Thatcher'la.
bakanlarla görüştüm. Bir tek
Kraliçe'ylegörüşemedik. Dedi-
ğiniz tarzda bir ilgisizlik hisset-
miyorum.
-Son zamanlarda bazı ma-
kalelerinizde dikkatimi çeken
bir şey var: Zaman zaman eski-
sine göre daha sert çıkıyorsunuz
Batı'ya. Bu, Batı karşıtı bir çiz-
giye yöneldiğinizi mi gösteriyor?
"Hayır. ben Batı'ya karşı de-
ğilim. Ben onlara. dünyadaki
ve Rusya"daki yeni durumu an-
lamalan için yardım etmeye ça-
lışıyorum. Çünkü kısa süre
önce iktidara gelen baa politi-
kacılar, sanki kendilerinden
miştir. 'Soğuk savaş' sonra-
sında izlenecek yol bu değildir.
Benim kaygım buna dayanıy or.
Yoksa anti-Batı çizgi izlemek
amacında değilim. Batı'ya. yeni
durumu anlamasında yardımcı
olmaya çalışıyorum.
Soğuk savaşa dönülemez
Eski yöntemler, polislik. jan-
darmalık dönemi geçti. 'Soğuk
savaş' araçlanna dönülemez.
Oysa Avrupa sürecini izlemek
yerine, N ATO'yu bu yolda kul-
lanmaya çalışıyorlar.
Rusya ile ilgili olarak da aynı
şey söz konusudur. Rusya, hiç-
bir zaman, ensesine vurulup
küçük görülecek, 'küçük kar-
deş' sayılacak bir ülke olamaz.
Rus psikolojisi bunu asla kaldı-
ramaz. Bunu anlamazlarsa hiç-
bir şey olamaz.
Rusya işbirliğine haardır,
Kendini dünyaya daha uyumlu
kılmak için çeşitli değişikliklere
girişmiştir. Bunu görmek ve bu
çabayı selamlamak gerekir.
Ama eğer bulanık suda balık
avlamak isteyenler varsa, onla-
ra hiçbir şey elde edemeyecekle-
rini söylemek isterim.
Hem zaten bu yumuşama sü-
recine girişirken katlandığımız
özverilerin bedeli olmamalı.
Tarihsel şans kaçınlmamalı.
Eğer eski çatışmalann.
kamplaşmalann yerine yenileri
gelirse bundan kimse bir
şey kazanmaz. 'Soğuk
savaş'ın galibı ol-
mamıştır. 'Soğuk savaş'-
ın bitmesiyle ise herkes
kazanmıştır. İşbirliği
olanaklan doğmuştur.
Rusya gibi dev bir po-
tansiyeli, eski Sovyet ül-
kelerini dünya ekonomi-
sine bağlama fırsatı
çıkmıştır. En önemlisi de
güvenlik sorununu çöz-
me şansı belirmiştir. Bu,
herkesin çıkannadır.
- Sözünü ettiğiniz bu
değişikliklerin arifesinde
herkes farklıydı. Siz de
öyle. Komünisttiniz. Ko-
münistlerin lideriydiniz.
Bunca değişiklikten sonra
kendini/i komünist sayı-
yor musunuz, yoksa artık
sosyal demokrat oldu-
ğunuz yolundaki iddialar
doğru mu?
- Ben sosyalist değerle-
re karşı bağlılığımı koru-
yorum. Ama liberal teo-
rilerin önemini de anlı-
yorum. Bence insanhğın
yakın geleceğinde seçim,
kapitalizmle sosyalizm
arasında değil. bunlann
sentezinde yakalanacak.
Bence yüzyılımız bu ko-
nularda yeterince öğreti-
ci derslerle doludur. Ge-
leceğin toplumunda libe-
ral görüşlerin de sosyalist
görüşlerin de savunucu-
lanolacaktır.
Dini görüşlerin. genel
insani değerlerin yandaş-
lan olacaktır. İşte tüm
bunlann sentczi, gclece-
ğin toplum modelini ya-
ratacaktır.
Şimdilerde Batı'da.
kapitalizm. sosyalizm
gibi kavramlar da yeni-
den ele alınıyor. Alman-
ya. Karl Marks'ın Al-
manyası değil artık.
Bambaşka bir toplum
söz konusudur. Devletin
sosyal işlcvi vardır, cko-
nomiyi. sosyal sorunlan
göz. önündc bulundur-
maktadır. Liberalizm
kuşkusuz ekonomiye it-
kiler kazandırmaktadır,
ama de\letin denetleyici,
vönlendirici rolü de bu-
lunmaktadır. Sınıf savaşımının
tehlikeli sonuçlara yol aç-
maması için korunma çabası
vardır.
Dünya tümüyle değişmiştir.
Eski değerlerle bugünü ölçeme-
yiz. Bize düşen. yeni uygarlığı.
ona özgü yeni değerleri bul-
makiır. İnsanhğın çeşitliliğini,
zenginliğini uyum içinde yaşat-
maktır.
Şunu açıkça söyleyeyim: Ne
komünist ideoloji ne de kapita-
list-liberal ideoloji, zamanın ge-
reklerine uygun yanıtlar üre-
tebilmiştir. Yeni değerler ve
yeni arayışlar gerekiyor. Yeni
model demiyorum; yeni değer-
ler diyorum.
Sürecek
Turizm Haftası 'nda bakandan
umut dolu açıklama:
Ateş: Turizmde
94 hedefiniz
gerçekîeşecek
• Turizmciler sezona karamsar girerken, Bakan
Ateş, turizmin iyi yolda olduğunu ve 4.5 milyar
dolarlık döviz girdisi hedefıne ulaşılacağını söyledi.
YUSUFÖZKAN
ANKARA - Tunzm Bakanı
kaydeden Ateş, şunlan söyledi:
"Bu yılın ilk 3 ayında Türkiye'-
ye gelen turist sayısı 963 bin 576
Abdülkadir Ateş, rakip ülkelerin olarak gerçekleşti. Geçen yıl bu
tüm engellemelerine karşın, rakam 829 bindi. Yani yüzde 16.
Türk turizminin 1994 yılı için he- 23'lük bir artış oldu. Yılın ilk 2
deflediğı 4.5 milyar dolar döviz ayında sağlanan döviz girdisi de,
girdisi ve 7.5 milyonluk turist
sayısına ulaşacağım vurguladı.
'1994 yılında turizm bitti" görü-
vıla oranla vüzde 16.23geçen
arttı."
Turizm Bakanı Ateş. RP'nin
şünün asılsız olduğunu söyieyen yerel seçimlerden iktidar olarak
Ateş, Türkiye'ye gelen turist çıkması ve gerici akımlann baş-
sayısında yılın ilk 3 ayında geçen lattıklan eylemlere ilişkin görüş-
yıla oranla yüzde 16.23'lük bir lerini de açıkladı. Ateş, şöyle ko-
artış olduğunu belirtti. Bakan nuştu: "Şüphesiz, turizm banş
Ateş, 1994
yılının ilk 2
ayındaki tu-
rizm gelirleri-
nin ise, 1993
yılına oranla
yüzde 24.5
oranında
arttığına dik-
kat çekti.
Ateş. ba-
kanlığı döne-
minde Tür-
kiye'nin tu-
rizm pa-
zannın da ge-
nişledığinı
kaydetti.
f ürk tu- Turizm Bakanı Ateş, tüm
nzmcılen. olumsuzluklara karşın ilk üç
15-22 nisan avda gelen turist sayısınınge-
tarihleri arası- çen yıla göre yüzde 16 oranı-
ndagerçekleş- nda "arttığını sö\ ledi.
tınlen "Tu-
ortamı ister. Tu-
rist, hangi kök-
ten. hangi inanç-
tan olursa c* ,uı
hoşgörii ve mt»a-
fîrperverlik ister.
Insanları inanç-
larına, ırkına
göre ayırmak tu-
rizme zarar verir.
27 Mart sonrası
yerel iktidar de-
ğişti. Ama anaya-
sa ortada, değer-
ler ortadadır. Bu-
nun dışına çıkda-
mayacağını sade-
ee biz değil, tüm
dünya biliyor. En-
dişeye gerek yok-
tur. "
Bakan olarak
görev yaptığı 2
vıI süresince
rizm Haftası" na buruk gırdiler. Türk turizminin pazannı geniş-
Ancak, turizmcilerin tüm ka- lettıklerini sö\leyen Abdülkadir
ramsarlığına karşın, Turizm Ba-
kanı Abdülkadir Ateş. sezondan
Ateş. "Anapazarımız olan Batı
Avrupa'yı koruyarak, yeni pazar-
son derece umutlu olduğunu be- lara açıldık" dedi. Ateş. sözlerini
lirtti. Tunzm Haftası nedenhle şöyle sürdürdü:
Cumhunyet'in sorulannı yanı- "Açtığunız yeni tanıtma bü-
tlayan Ateş. 1994 yılında 4.5 mil- rolarıyla planlı bir tanıtım ger-
yar dolarlık döviz girdisi ve 7
milyonluk turist hedefıne ulaşı-
çekleştirdik. L'zakdoğu'dan ülke-
mize gelen turist sayısında yüzde
lacağını söyledi. "1994 sezonun- 33'lük artış oldu. Daha önce 20
da Türk nırizmi bitti" yolundaki bin olan İsrailli turist sayısı
görüşlerin inandıncı olmadığını 1993'te 250 bin oldu. Bu j ılın ilk 3
savunan Bakan Ateş. "1993 yı- ayında İsrail'den Türkive'ye ge-
lında da benzer şeyler söylendi. len turist sayısında ise, yüzde
Ama biz 1993'ü yüzde 8.8Tik ge- 650'lik bir "artış gerçekleşti.
lir artışıyla kapattık" dedi. 1994 ABD, Güne> Amerika ve Günev
yılının ilk 3 ayında Türkiye've Afrika'da da tanıtım atağunızı
gelen turist sayısı ve döviz girdi- sürdürdük. 1991'de 72 bin olan
birsinde, bir önceki yıla oranla
önemli ölçüde artışlar olduğunu
ABD'li turist sayısı geçen yıl 250
bini aştı."
zehir Cemlsl yükünü bosalttı
Zehirli atıklar için
yeni sefer kuşkıısu
• Euro Tradergemisi, İngiltere'deki yeşiller ve yerel çevreci
gruplann karşı koymasına karşın İncirlik Üssü'nden aldığı
yükünü, Felixtowe limanına boşalttı. Zehirli atık sevkıyatını
yapan Harvest Shipping gemi acentesinin toplam dokuz
sevkıyat için anlaşma yaptığı belirlendi.
İZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) - İncirlik tesislerinden
aldığı zehirli kimyasal atıklan
Mersin Limanı'ndan götüren
Euro Trader gemisi. İngiltere'-
dekı yeşiller ve yerel çevreci
gruplann karşı koymasına
karşın yükünü, Felixtowe li-
manına boşalttı. Bu arada ze-
hirli atık sevkıyatını yapan
Harvest Shipping gemi acente-
sinin toplam dokuz sevkıyat
için anlaşma yaptığı belirlendi.
İngillere'nin en çok satan ulu-
sal Daily Mirror gazetesinin
14 mart tarihli sayısının man-
şetinde. gemi acentesinin diğer
sekiz sevkıyat kontratını iptal
etmeyi kabul ettiği belirtilerek.
"Zehirli atık gemisi, son öliim-
cül kargoyu taşıdı" denildi.
İngiltere ve Türkiye'deki yeşil-
ler. bundan sonraki sekiz
sevkıyatın kim tarafından ve
nereye taşınacağını araştırma-
ya başladılar.
Mersin Limanı'ndan aldığı
toplam 120 ton PCB ve çözücü
zehirli kimyasal atık taşıyan
Bahama bandıralı Euro Trader
gemisi. Ingiltere'nin Felixtowe
limanına ulaştı. Güney Gal
Bölgesi'ndeki zehirli atılrlan
dönüştüren Rechem F <("ri-
kası'na götürülecek atıklann
sevkıyatını önlemek amacıyla
liman kapısında toplanan
Greenpeace üyeleri ve çevreci
gruplann protestolanna
karşın. "Her şeyin yasalara uy-
gun olması" nedeniyle zehirli
atık vükü limana indirildi.
-m
İN VEÜfilMefl SAHh C2Al'l SAY6IYİA