04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyel1BNJSMM994CUMARTBİ S A N A T K Ü L T Ü R M A G A Z İ N T E L E V İ Z Y O N 7 B . Y l . S A Y l W t n Başta u çağ(kşambalaf'malzemelerikirletiyordoğayı;plastik, naylon vebenzeripetroltürevlerinin doğa tarafındanyokedilebilmesi500yılalıyor Dünyamızı,çöplüğedöndürdükÇeviri Servisi-1991 yılı içerisinde başlatı- lan "Griine Punkt* (Yeşil Nokta) hareketi- nin, atık ve çöplerin imha edilmesi konu- sunda ne kadar başanh olduğu, diğer Avrupa ülkelenni de kapsamma alan geniş bir tartışma ortamı yaratıyor. AJmanya"da özellikle ambalajlann, büyük boyutlarda birikiminin önüne geçebilmek için birtakım önlemler alınrruştı. Çevre Ba- kanı Klaus Töpter, ambajlann yeniden kullanılmak üzere ışlem görmesı amaa çer- çevesınde "Ambalajlarm sancılara iade edilmesi" uygulamasını başlatmıştı. Almanya'nın çabalan Endüstn alanmdakı fırmalar böyle bir girişimi fınanse etmek ıçin kendi bölgele- rinde "Duales System Deutschland" (DSD)adı altında bir organizasyon kurdu- lar. Çöp ve ambalaj atıklanrun toplan- masını ve yeniden kullanımını garanti altı- na alan bu ginşim. ambalaj başına alınan 'bir katma değer vergisı sayesinde ayakta •duruyordu. Bu arada her Alman ailesinin payına dü- şen, 500 marklık vergi de bu organizasyo- nun fınans kaynaklanndan birini oluşturu- yordu. Horozun çöplüğü! Tüm bu girişimlere rağmen Almanya, geçen iki yıl boyunca başta Fransa olmak üzere birçok ülkeye çöplerini satmaktan ahkoymamıştır kendisini. zehirleyecek gazlar içermekte. özellikle. bünyesinde alüminyum banndıran maddeler, yeniden kullanıma hazırlanma işlemleri sırasında bile havaya zehirli gazlar saçmakta. "Boğulduk" feryatlan 1992 yılının Ağustos ayında Alman bası- nı, Fransa'nın "Çöp ve atık maddelere bo- ğulduk" uyansı üzerine. sessiz bir bıçımde çöpleri komşulannın kapısına koymak ve yığmakla iığraşan' DSD organizasyonunu suçlama yoluna gitti. Yine 1992 yıhnın sonbahannda. Green- peace örgütünün bir açıklaması Roman- ya'ya, 500 ton araba lastiği atığı, Endonez- ya'ya 120 bin ton plastik atığı gönderildiğı- ni ortaya koyuyordu. Buna benzer olaylara çeşitli ülkelerde rastlanırken tonlarca atık ve ambalajın üzerinde, sık sık "Griine Punkt" imzasına rastlandığı da ilen süriilüvordu. Bu olay- lardan sorumlu tutulan DSD'nin yanı sıra DSD'nin anlaşmalar yaptığı fırmalardan da kuşkulanılıyor. Geçen eylül ayında, Alman DSD organi- zasyonu iflasın eşiğinde buldu kendini. 700 mılyon marklık bir açığı olan DSD, büt- çesini dengeleyebılmek üzere, ödeneklerin yükseltilmesi talebinde bulundu. Fakat. önümüzdekı kasım ayı içerisinde. aralannda Münıh. Dresden ve Hanover'ın de bulunduğu 16 büyük şehir, DSD'ye taz- minat davası açacaklannı bildirdiler. Fransa'nın kurtuluşu! Fransa'nın ambalajlara ilişkin sorunlar karşısında aldığı önlem, endüstriyel firma- lardan çok topluma yönelik. Çevreyi koru- yucu ambalajlama için her ürüne konulan bir katma değer vergisi var. Öngörülen ödenek, ürüne göre farklılı- klar göstenyor. Şişelere 1 cent, camın kilo- suna 5 cent, plastik veya alüminyum içeren ürünlerin kilosuna 50 cent gibi fiyat fark- lan uygulanıyor. Bugün 5 bin fırma, "Çevreyi konıyucu ambalajlama" adına konulan vergısinı dü- zenli bir biçimde ödüyor. 1993 yılı içerisinde 44 milyon frank gibi cV^Xöpl •^düny dünyamıziçin toplumsal sorun mu? Bu boyutun çok ötesinde artık çöp sorunu. Toplumlann ortak sorunu olmakla kalmadı; çözüm üretmek zorunda bırakıldı belki de. Kendi ülkesinde başlattığı çevre temizli- & adına tonlarca atık, çöp ve ambalajı di- ja ülkelerin kapısına yığmakla, yeryüzü- nün sağlık sonınuna ne ölçûde yardımı do- kunmuş olabileceği tartışma götürür. Oysa Alman vatandaşlan kendi üzerlen- ne düşen görevi büyük bir titizlikle yerine getirmişlerdi: her birey çöpünü özenle ayı- rarak belirli amaçlara aynlmış kutulara aüyor, ambalaj ve şişeler yıkanarak tekrar kullanıma hazır hale geüriliyordu. tmzalanan anlaşmalar Dığer yandan, DSD organizasyonu da fırmalarla, kendi ambalaj ve atıklannı top- lamalan için anlaşmalar imzalıyordu. Tüm bu sağlık önlemlerinin alınmasma öncülük yapmış olan Klaus Töpfer ıse "Hiçbir mad- de yok olmadığı gibi yenisi de firetilmiyor. Var otan her şey yeniden değeriendmliyor" savı alünda. görünürde işlevını, öngörül- düğü şekilde yerine getiren uygulamalarla övünüyordu. Operasyonun. vaat ettiği ölçüde gelişme- diği, kısa bir sürede ortaya çıktı. 1993 yılında toplanan 400 bin ton plastik ambalajın ancak yansı tekrar değerlendir- meyealındı. Yetkilileri dehşete düşüren boyutlardaki £Öp birikintileri, çevre sağlığını tehdit et- menin yanı sıra yangın anında tüm çevreyi Fransa'da atık madde oranlannın dağılımı AM&ALAÜ 2.1 Meraller (alûminytmi ve DİĞERLERİ Kağ)t - Karton : 5,1 Organik maddeler Tahta : 0,"8 " Tekştil: 0,4 GeriKalan:2 Toplam 20,5 (milyon ton) bir miktar bütçeye girmiş ise de bu uygula- ma için gerekli olan. yıllık 2.25 milyann toplanabilmesı için, hem ürünlere getirilen KDV 3 katına çıkartılmalı hem de endüstn alanmdakı firmalann da katılımı şartı getı- nlmelıdir. Ama bu katılımın gerçekleştirilmesi yine bir yıllığına ertelenmış durumda. Çöplerin imhası Çöplenn ımha edılmesıne ılışkın çözüm önerileri gündeme geldığinde ise Fransız yetkililer, artıklann çoğunun yakılması ta- raftan olduklannı behrtiyorlar. Kısmen yakılması planlanan atık veçöp- ler, bınalann ısıtılması işlevini görürken dı- ğer kısmı ise tekrar kullanılmak üzere işle- metabitutulacak. Burada en önemli sorunu oluşturan un- surlar plastik, kağıt ve kartonlann imhası Özellikle. 19% yılı içerisinde ışlem gör- mesi öngörülen plastik artıklannın şu an- dakı mıktan olan 40 bin tonun, iki yıl bo- yunca binkecek olan toplam miktann sadece yüzde 2'sini oluşturduğu göz önüne alındığında. bırkaç PVC kaplamanın kaldınlmasıyla sorunun altından daha ra- hat kalkılamayacağı açıkça görülüyor. New York, New York İnsanlann bırbırleri ile birçöpyüzünden kavga edebıleceklenni düşündüğünüzoldu mu hıç? Böyle bir yer hayalden öte dünya- nın çok güçlü bir devîetinde var; New York. A Toplanançöpleryakılsın 2002 yüına kadar gerçekleştirilmesi planlanan önerinin içeriği şöyle: Tüm artık ve çöpler kapaiı bir alanda toplanarak yüzde 75'i yakılsın. Fransız yetkililerin, neden özellikle ambalajlar üzerinde bu kadar önemle durulduğuna yönelik bulabildiği tek yanıt var. Çünkü, geçen 30 yılbk bir dönemde ambalaj sayısı 3 katma çıkmıştır. Günümüzde, var olan çöp ve atıklann yansından çoğunu ambalajlar oluşturuyor. vrupa'da Almanya ve Fransa; Amerika'da ise ABD çöp sorununu en yoğun yaşayan "sanayileşmiş ülkeler." Her birinin kendine göre ürettikleri çöp sonınuna çözüm önerileri var. Çöplerin toplanması sırasında, bir şeyler bulabilmek amaa ile kendini bu yığınlann ıçıne atan ınsanlarla. bolluktan bunalıp çöplerin arasında kaybolup gıtmeye layık olmayan birçok nesneyi fırlatıp atan insan- lann alış verişı... Her gün 26 bin ton atık maddenin topar- landığı New York'ta, şehir belediyesim ılgılendıren bunun sadece bir bölümü. Endüstri ve ticari firmalann çöpleri ile bu fırmalar kendıleri uğraşmak zorunda bırakılıyorlar. FBI denetiminde izin "The Association of Trade Waste Rcmo- vers" (Ticari Atıklan Toplama Kuruluşu) tarafından temsıl edılen 350 fırma. kendile- rine verilecek bir resmi izin belgesi araolığı ile girişımlerde bulunabiliyorlar. Fakat bu kuruluşun. FBI tarafından iki defa yargılanan James Failla gibi bir kişi- nın ıdaresı altında bulunduğu düşünülürse. çevre sağlığı adına ne derecede ginşimJerde bulunulabılece&ne şüpheli bakmak gere- kır. Vergi dairesini dolandırdığı gerekçesi ile tutuklanarak 5 milyon dolar ödeyip özgür- lüğüne kavuşan Failla'nın, çöp toplama iş- lerinden sorumlu ve New York'taki 5 bü- yük mafya örgütlerinden bin olan Gambi- no ailesi ile ışbirhği yaptığı ileri sürülüyor... M E S E L A D E D İ K ERDALATABEK avalar pek tuhaf ısınıver- di. Hayra alamet sayılmaya.cak sı- caklar başlara vurmadan vantila- törleri çalıştırmak daha iyi olacak. Zira sıcak vurmuş başlar dönmeye başladı mı çaresi zor bulunur. Kimi- leri pazar günleri meydanlara dolu- şup bağnşır, kimileri ensesini kaşı- maya başlar, kimileri başlanıu iki el- leri arasma alıp düşünmeye çalışır. Bir tuhaf ısınmış hava bir de kötü kokmaya başlarsa başa gelecek bir şeyler var demektir. Onun için şimdiden vantilatörlerin bakımını yaptırmalı, dönme devirlerini ayar- lamalı, hafıften çahştırmaya başla- malı. Bir yandan da öteki töriere bir göz atmah. Eliminatör: ağznnı tutayım da başıma bir iş geJ- mesin" diyenlerin rahat ettiği sessiz vadilere dönüşmüştür. Sonra başka bir 'eliminatör' gelmiş, o da elmalan yallah edip ambara tıkarken armut- lara baş köşeyi vermiştir. Çocuklu- ğumuzdan beri oynadığımız "ebna dersem çık, armut der- sem çıkma" oyunu da o zamanlardan kalmıştır. Şimdilerde kimlerin elma kımlerin armut sayılacağı gene kanşmıştır, çünkü devran yenı 'eliminatör'leri sulann başına getirmiştir. Bakalım bu kez kimler ambara istif edilecek, kimler sofralara kurulacak? Numeratör: Vantilatörlü günlergelince PV»-' * - ^ mek olıır hesap bir kıtap, insanlar düştü bi- ' u da 'aymcı' demek oluyor ki 'bu bizdendir, buraya gel', 'bu on- lardandır, kapıdtşan' diye ayınr. Böylece elmalarla armutlar birbirin- den aynlmış olur. Elmalar sofraya kurulup baş köşeye otururken çare- siz armutlar birbirine yaslanıp baş- lanna ne geldiğini anlamaya çalışı- rlar. Bu memleket hep böyle 'elinii- natör'lerin elinde aynla aynla sus- kun insanlar diyan olmuş, "aroan -*—^ unlann işi gücü de 'numara yapmak'tır. öyle güzel numaralar yaparlar ki ağızlar açık seyredilir de doyum olmaz. Bunlann pek ustalan "aman sıkmtıdayız. kemerleri sıkın" derler, bir de bakarsınız herkes ke- merini sıkmaya başlamıştır. Hoş pek size de bırakmazlar ya, biraz sallanırsanız yanınıza gelip İce- merinizi sıkıverirler. "her şey iyiye gidiyor, ışığın görûlmesine az bişey kaldı" derler, seyredenler birbirini dürtüp "bak orada galiba" dıye umutlanırlar. 'Numeratör'ler bütün ' ir tuhaf ısınmış hava bir de kötü kokmaya başlarsa başa gelecek bir şeyler var demektir. Onun için şimdiden vantilatörlerin bakımını yaptırmalı, dönme devirlerini ayarlamalı, hafıften çalıştırmaya başlamalı. Bir yandan da öteki 'tör'lere bir göz atmah. numaralan bilir, sıfırdan başlayıp yüze kadar beşer beşer çıkıverirler, sizi de yüz numaraya götürüp ferah- latırlar. Bu numara bildiğiniz gibi değildir canım. Ortahkta dolaşma- ya başladılar mı yeni bir numaranın yapılacağını anlarsınız da hemen iyı seyredijecek bir yer kapmaya koşar- sınız. Ünlü bir numara olan 'okus pokus' da cebinizdeki parayı değişti- riverir. 'Numeratör' gelir, şöyle bir dolaşır, seyredenlere "Şimdi havaya bakm, kuş nasıl uçuyor" der, sız şöy- le bir başınızı kaldınrsınız ki ne gö- resiniz.. cebinizdeki para pul olu- vermiştir... O zaman da pul koleksıyonculu- ğuna başlarsınız. ara sayar-hesap yapar', de- mek olur ki hemen herkesın bunu öğrenmesi gerekir. Ama herkesin sayacağı parayla yapacağı hesap birbirinden farklıdır, bu da gayet ta- biidir. zira beş parmak bir olmaz, para da beş parmakla sayılmaz. Ki- mileri dolar sayar. mark sayar. ki- mılen de otobüs bileti alacağı parayı sayar. Kimilen Singapur üzennden uçarsa Uzakdoğu'ya varacağı za- manı sayar. kimılen de Kurban Bayramf nın kaç gün tatıle rastlaya- cağını sayar. Kimileri sağdakı sıfırlan sayarken kimileri de soldaki sıfırlara dehşetle bakar. Sayı sayma- hesap yapma işlemi herkesin baş uğ- raşı olmuştur ki insanlar 'kalküla- tör'lere dönüşmüşlerdir. Herkesin hayatı hesap çizelgelerine yazılmıştır. Memurlar aybaşında dırilir. ay sonunda ölürler, yeni aybaşı gelince gene dirilirler. Işciler de aydan aya ölüp ölüp dirilirler. Emekliler üç ayda bir on gün kadar yaşar. geri kalan zaman da uyumaya çalışırlar. Parasının hesabıyia uğraşmayanlar da Amerika yolculuğuyla Trinidat tatili arasındaki zamaru nasıl geçire- ceklerini hesaplarlar. Işsizlerin neyi hesapladıklanna ilişkin bilimsel çalışmalar henüz bitmediği için bu konuda bir şey bihnmemektedir. Bir Rskı eserleri onanp da günü- müzde yaşatmayı ış edınenlere de- nır. Osmanlı dönemine ahlar vahlar çekip "gene o gûniere dönsek M gü- zel oturdu" diyenler de bu yolun yolculandır. Şöyle padişahlı. halifc- li, şeyhülislamlı, fetvalı. "vur kcfiesi- ni şumın" emirli günler hasretle anılır. O günlere dönülürse herşeyin nasıl güllük gülistanlık olacağı an- latılır kı milletin agzının suyu akar. Hazinede para bitince küfTar üzeri- ne sefer düzenleyip fethedilen yerlen bir güzel hızaya getürüp, ahalisini haraca bağladıktan sonra mchter marşıyla gen dönüp çubukian yakıp sefa sürmek ne güzel olur. Eyidür hoşdur ya. bu kefere mılktı de bunca zaman boş durmayup yeni silahlar icat eylemiştir. Eylemiştir ya. boşunadır. Onlann gavur kat- lan Osmanlı'nın savleti karşısında nasıl duman olup dağıldıysa gene aynısının tıpkısı olacaktır. Osmanlı nizamı avdet edecek, Viyana bu se- fer fethedilecek, orada da kalunma- yup Paris. Berlin ve hatta Londura da Osmanlı diyanna katulup "fe- fah'a kavuşturulacaktır. Biz de bu duaya amin diyelim, bu faslı da burda keselim.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle