07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURfYET 10NİSAN1994PAZAR 10 PAZAR KONUKLARI Solda birliky hangibahavaL.SUNUŞ: Türkiye 'de solya da daha net söylemekgerekirse sosyaldemokrasi, üç ayrı artiye bölünmüş durumda. A tatürk 'ün kurduğu CHP, 1980 darbesinde bütün siyasipartilerin yasaklanmasmdan sonra önce HP, ardından SODEP'idoğurdu. SODEP ve HP'nin birleşmesiyle SHP ortaya çıktı. 1970 lerin sosyal demokrat önderi Bülent Ecevit ise kendi partisini.yani DSP'yikurdu. İlginçtir, bukez sosyal demokrat değil, demokratik solsöylemini ortaya attı. Geçen yıl da CHP adının yeniden kullanılabilmesiyle birlikte Deniz Baykal önderliğindeki SHP 'liekip CHP 'yi oluşturdu. Sol tabandaki bütün eleştiriler, isteklere karşın sosyaldemokrat kesinıde bugüne kadar bir birlik sağlanamadı. Yerelseçimlere de bu bölünmüşlüklegiren sol, özellikle büyük kentlerde oylannı RP'ye kaptırdı. Bu gelişnıenin ardından şimdi yeniden solda bir birleşme siyasigündemin en üst sıralarma çıkarıldı. Bu konuda, İstanbulBüyükşehir Belediye Başkanlığı 'nayerel seçimlere oldukça kısa süre kala adaygösterilmeyen SHP 'li eski Belediye Başkam Prof. Nurettin Sözen ve eski CHP'nin öndegelen isimlerinden ve bakanlarından Necdet Uğur 'la konuştuk. Söyleşi Leyla Tavşanoğh Prof. Nurettin Sözen 1937'de Sıvas'tadoğdu. İstanbul Tıp Fakültesi'ni bitirdi. 1978 yılmdaprofesör unvamnı elde etti. Siyasalyaşamı 1954'lere daya- nan Sözen, 1989da SHP'den İstanbul Büyükşehir Belediye Başkam oldu. 1994 seçimlerindepartisinden aday gösterilmedi. ürkiye 'de solda şu anda 3 parti var. Hepsi de ayn ayrı sola sahip çıkıyor. Sizce aralanndaki ilkefarkı nedir? SÖZEN - Şu andakı en büyük sosyal demokrat parti SHP. Kökenleri CHP'ye ulaşıyor. Ülkemizde bir garip. Batı kaynaklı propaganda pompalanıyor. "Sovyetter'in parçalanmasından sonra sol bitti" deniliyor. Oysa biten bir şey yok. Çünku bu sınıfsal çelişkiler, sermaye-emek çelişkisi ol- duğu. dar gelirli insanlann çoğunlukta bulunduğu sürece sol biı- mez. Çünkü sosyal demokrasi daha çok bu geniş kesimin sorun- lanyla ilgili. O kesimlerin sorunlan bitmediğine göre sosyal demok- rasi de bitmez. Türkiye'de 1980'den sonra sosyal demokratlar arasında yapay bir bölünme ortaya çıktı. Şu anda üç tane sosyal demokrat parti var. Son yerel seçimlerde SHP'nin oyu yüzde 13. CHP'nin ise yüzde 4.5-5 cıvannda. Oysa CHP'nin tüm kadrolan bundan bir yıl önce SHP'nin içindeydı. Ya da DSP'nin Genel Baş- kanı 14 yıl önce bu partinın genel başkanıydı. Umut bekleyen dar gelirli insan da sol partilerin birleşmesıni istıyor. - - Peki sizce bu böatnmüşlük içinde birleşme miimkün mü? SÖZEN - Mümkün olacak. Çünkü geniş halk kitlelerinin ih- tiyaanı karşılayacak başka partiler yok. Taban ve halk, onlan Jurfıa zorlayacak. Burada ben bi- raz partileri tahlil etmek istiyo- rum. Tabii tek tahlilemuhtaçdu- rum da DSP'nin ki. DSP ta- mamıyla yapay olarak aynldı. Şimdi de ne zaman bir birleşme söz konusu olsa Ecevit değişik bir söylem kullanıyor ve "Biz sosyal demokrat değil, demokratik sol partiyiz" diyor. Oysa bizim sos- yal demokrasiyi yaygın olarak kullanmamızın nedeni Ecevit'tir. Bize sosyal demokrasiyi öğreten, yaygınlaşüran Ecevit'tir. Ecevit'- in boylesine bir kelime oyununun arkasına saklanmasını anlamak mümkün değil. Temelde program, kadro bakımından aynı olduğunu düşünüyorum. Sadece uygula- madan doğan bir fark var. Sayın Ecevit, özellikle Güneydoğu olaylanndan sonra çevremizde oluşan Saraybosna, Azerbaycan, hatta Abhazya olaylannın ardı- ndan herkese. şöven duygulan ve düşünceleri daha fazla savunur gözüküyor. Onun sosyal demok- rasi anlayışından sankı bazı sap- malar varmış imajı uyandınyor. Bütün bunlara rağmen lider kadrosu, düşünceler, programlar hep aynı. Sol parça parça ve güç- süz olunca sağ partiler bütün hü- kümlerini icra ediyorlar. Sermaye, örgütlenmesinin do- ruğunda. Büyük gazeteler ve baa özel televizyonlar aracılığıyla da örgütlenmesini en üst düzeye ge- tirmiş olan sermaye. çahşan sınıflann aleyhine gelişiyor. Çah- şan sınıflann da partisi yok. Çah- şan sınıflann partileri sosyal de- mokratlar. Sosyal demokrat par- tilerin güçsüzlüğü ve bölünmüş- lüğü tabii ki çalışan kesimlerde umutsuzluğa yol açıyor. Bir an- ket, bir araştırma yapılsa; DSP'- lisi, CHP'lisi, SHP'lisi, yüzde doksan birleşmeden yana çıka- cak. Sastl bir liderlik ya da yönetim formülü bulunabilir? SÖZEN - Peşinen o formülleri söyleyip bunlann etkisini azalt- mamak lazım. Ankara'da birleşmeyle ilgili bir belediye başkanlan toplantısı yapılmıştı. Oran meselesi vardı. Yüzde altmış mı, yetmiş mi olsun diye. Oysa bir birleşme olduktan sonra taraflar kalmıyor ki. Bu bir anonim şirket değil ki "Yüzde 511 benim, yüzde 49'u senin olsun" diyesiniz. Böyle bir mücadeleyi son derece yanlış ve tehlikeli buluyorum. Çünkü birleşmenin ertesi günü. ortak taban. ortak ku- rul, ortak üyeler tablosu ortaya çıkıyor. Yani o ortakhk ya da o oran. sadece bir saat, bir gün, bilemediniz bir ay için geçerlidir. Bir- leştiğiniz anda bütün sosyal demokrat tabana hitap edeceksiniz. Bir kongre olacaktır. tnsanlar bu kongrede harman olacak. potada eri- yecektir. Bir kongre sonra insanlar. "Sen CHP kökenlisin. Ben SHP kökenliyim, sen DSP kökenlisin" demeyeceklerdir. Onun için lider kadrolann. yönetici kadrolann özveriyle görevlerini yapma- lan gerekiyor. Bence tabanın bu amaçla yönetim kadrolannı zorla- ması lazım. SHP'nin aldığı yüzde 13, CHP'nin tarihi dahil görülme- miş bir orandır. Üstelik siyasal hayatımızda bir gerçek daha var. Örneğin CHP ile birleştiğiniz zaman oy oranınız 13 artı beş değildir. Bu, büyük ölçüde moral gücü verecektir. Etkinliği yapan insanla- nn, yönetim kadrolannın güçlenmesiyle yüzde 13 artı beşin üzerin- de birdeğerdoğacaktır. Onun için sol güçlenecektir, güçlenmelidir. Bütün aydınlar. kendilerini sosyal demokrat hissedenler birleşmeye katkıda bulunmahdırlar. - Sizinle Ugih' olarak, "Sözen bundan sonra SHP Genel Baş- kanlığYna sıvanarak çahşmaya başladı" deniyor. Bunun doğruluk derecesi nedir? SÖZEN - Ben 1955'te siyasete CHP Gençlik Kollan'nda baş- ladım. Bugüne kadar hep siyasetin içinde oldum. Çok genç yaşta idari ve siyasi makamlarda bulundum. Deyim yerindeyse doyuma Yok asbnda birbirinden farkı ^Sosyal demokrat partilerin güçsüzlüğü ve bölünmüşlüğü çalışan kesimde umutsuzluğa yol açıyor. Sol güçlenecektir, güçlenmelidir. Görev hepimizin. İstanbul'da RP, SHP'nin oylannı almıştır. ulaşmış bir politikacıyım. Özel bir beklentim, özel bir ihtirasım yok. Ama geçmiş 39 yıla saygım gereği ömrümün sonuna kadar da halkıma hizmetedevam edeceğim. Dolayısıyla bu birikimimi vede- neyimimi nerede bulunursam daha iyi değerlendinnm: o zaman orada bulunacağım. Parti genel başkanlığı, il yöneticılıği ya da ılçe yöneticiliği fark etmiyor. Şu anda hedef tespit etmiş değilim. - SHP bu koattsyon hükümeti içinde sağa kaydt deniyor. Sizce bu görüş doğru mu? SÖZEN - "Sağa kaydı" demek doğru değil de belki şu söylenebı- lir: Hükümet içinde SHP'den beklenilenler venlemedı. Bunun ma- zeretleri bulunabilir. "Azınlıktavız, istediğimizi yapamıyoruz" deni- lebılir. "Ama halk sizden bunu bekliyor. Eğer veremiyorsanız iktidar- da ne işiniz var" diye de sorar. Munalefet etmek de bir siyasi görevdır. Hükümette kalarak bız- dcn umut bekleyen insanlara hizmet veremıyorsak o zaman hükü- mette olmamamız lazım. Nıtekim, bu ekonomik önlemler paketin- den yine ücretliler zarar görecek, işsizler ordusu büyüyecek. SHP'- nin böyle bir duruma göz yummaması gerekirdi. Ne yaak ki ikti- darda kaldığımız ve hükümette olduğumuz ıçın bu paketin de or- tağı olduk. Ben bunu bir talihsizlik olarak görüyorum. - Sizce Türkiye'de sol, aherna- rifpolitika üretebildi miya da üre- tebihyor ntu? SÖZEN - Üretemiyor. Ürete- bilseydi RP gibi sadece manevi değerleri öne çıkaran, laik de- mokratik cumhuriyeti tehdit eden bir siyasi parti çok büyük kentlerde belediye başkanlıklan kazanmazdı. Ben inanıyorum ki birçok dar gelirli çevreler sosyal demokrat partilerin ya da sol partilerin çağdaş ve yeni yapısal projeler üretememelerinden kay- naklananduygularla RP'yi kendi partileri gibı görmüşlerdir. Ve mevcut partiler arasında bu par- tiyi RP olarak gördükleri için işçi kesimi. gecekondu halkı. dar ge- lirli insanlar, "Belki RP gelirse kaderimiz dcğişir" düşüncesiylc kendi kurtuluşlannı orada gör- dükleri için oylannı RP'ye ver- mişlerdir. Başka bir deyişle. İstanbul özelinde söy lemem gere- kirse RP, SHP'nin oylannı almıştır. SHP'ye oy verecek ke- simler RP'ye oy vermiştir. - Ecevit; sürekli olarak SHP'yi, DEP'i parlamentoya taşıdığı için eleştirdi. Bu eleştirilerindeki haklüık payı sizce nedir? SÖZEN - Ben hiç kuşkusuz Ecevit'i bu konuda haklı bulmu- yorum. SHP'nin ülkemiz adına, demokrasi adına yaptığı en hayırlı işlerden birisi budur diye düşünüyorum. Türkiye'nin en büyük sorunu olan Kürt ve Gü- neydoğu sorununu gerçekçi ola- rak ele almalc. o yöreden gelmiş insanlan parlamentoya sokarak meşru bir platformda, meşru kimliklerle buluşmak, tartışmak ve çözüm aramak hem demokra- tiktir hem de düşünüş olarak doğrudur. Fakat parlamentoya giren milletvekillen SHP'nin gös- terdiği bu iyi niyetli davranışı doğru değerlendiremediler. Yani isteklerini. sorunlannı demokra- tik yollarla bütün partilere anla- tamadılar, öneri üretemediler. Dolayısıyla Türkiye'nin bu bir numaralı sorununda çözüme doğru bir ilerleme de kaydedilemedi. Bu bir talihsizliktir. Ama düşünüş olarak SHP yurtseverce davranmış. çok özveri göstermiştir. Bu yüzden SHP'nin suçlanması son derece yanlış. Başımızı kuma so- kamayız. Şu anda en önemli sorun Kürt sorunudur. Bunu görmezlikten gelmek ya da sadece güvenlik güçleri aracıhğıyla çözümünü beklemek son derece yanlış bir yoldur. Tabii ki terör hareketine karşı güvenlik güçlen görevlerini yapacaklardır. Ama sorunun tek çözümü bu değildir. Buna ek olarak. uzlaşmacı, banşçı. müzakereci yollann denenmesi gerekiyor. SHP bu milletvekillerini parlamentoya sokarak öyle bir kapıyı aralamıştır. Ama maalesef parlamento bu şansını kullanamamıştır. - özetle söylemek gerekirse solda birleşme için neyaptlmab? SÖZEN - Gelmiş geçmiş çok tartışma var. Bir kere CHP'nin ne- den açıldığı tartışılabilir AP. aynı yasadan yararlanarak açıldı ve dedi ki: "DYP bizim devamunızdır." Böylece DYP. AP'nin devamı kabul edildi. iş bitti. Buna karşılık CHP açılmalı mıydı? Açılsa bile ayn parti olarak yaşamalı mıydı? CHP, ikinci bir parti doğmadan SHP'nin adı değiştirilerek devam edebilirdi. Bu konuda yanhşlar yapılmıştır Ama bu yanlışlara dönmenin bir yaran yok. Bu tartış- malan geride bırakarak bir uzlaşma içinde olmamız lazım. - Yani kişisel hrslar bir yana mı bırakılmah? SÖZEN - Hiç kuşkusuz. Eski tartışmalan tazeleyip insanlan üz- mek istemiyorum, ama o tartışmalarda da yeni bir parti olarak doğmak, o partide yeni kadrolar olarak görev almak bazı insanlar tarafından talep edilen bir durum oldu. Ama sadece bir solun birlikteliği olsaydı CHP'nin açılışmı SHP ile birlikte düşünmek mümkün olurdu. Bu da herhalde Türkiye solu için hayırlı olurdu. Necdet Uğur 1923 ydında Mecitözü'nde doğdu. 1944'te Siyasal Bilgiler Fakültesi'ni bitirdi. 1960 ihtilali sonrası güvenlik işleriyle sorumlu merkez valisi oldu. CHP 'den TBMM 'ye girdi. İçişleh ve Milli Eğitim Bakanlıkları görevinde bulundu. Evli. 3 çocuk babası. ürkiye'de solda şu anda üçparti var ve üçü de sola saJtip çıkı- yorlar. Bu partilerin aralanndaki ilkefarkı sizce nedir? L'ĞUR - Bence solda bölünmüşlüğün nedeni ilke fark- lanndan değil. Solda bölünmüşlüğün nedeni sol içinde bi- nncı planda politika yapanlann aralanndaki bir yanşma- dan kaynaklanıyor. Bir de uyumsuzluklardan çıkıyor. Yani bir doktrin farklılaşmasından kaynaklanmıyor. Daha çok toplum yapısının çeşitli kesimlennden gelenler. bir partınin içinde oluyorlar. Belırli bır görüş onlan bırleştiriyor. Bir süre sonra o bır- leştınci görüşün biraz daha yumuşadığı, biraz daha çeşitli y orumla- ra imkan verdığı durumlarda parçalanmaya doğru gidılıyor. Biliyorsunuz sol. bütün dünyada belırli bir dönüşüm geçiriyor. Aslında doğrusu her ülkenin, kendi toplum yapısına göre bulundu- ğu gelışmışlık düzeyıne göre bir sol üretebilmesidir. Türkiye'de bu iki faktör de solu ctkiledi Toplum yapısına göre solun poütikasını uydurabılmek, ıkınasi de dünyadakı referanslann çok dağılması, çözübnesi, kanşması sonrasında geçerli bir referansı oluşturabilme meselesiydi. Toplum yapısındaki değişikliğe de paralel olarak sol, bir dönüşümden geçiyor. Bızde solun siyasal partiler olarak ilk çıktığı dönemdeki toplum yapısına bır de şimdikıne bakarsak ıkisi arasında çok fark vardır - Sizce bu değişika'kler neler- dir? L'ĞUR - Türkiye'de bugün çok büyük ölçüde kent ölçeğın- de yapılıyor. Yani kırsal kesim ağırlıklı değildir. Oysa yakın geçrnişe kadar geleneîcsel politi- kalar kırsal kesım ağırlıklıydı. Şimdiyse kentsel kesim ağırİıklı politika üretiliyor. Kentsel kesimde de zorluk var. Çünkü kentsel kesim, der- ken bu kesimdekilerin büyük çoğunluğu kentli değil. Bunlar kentle kırsal kesım arasında bir geçiş yaşayanlardır. Bunun da doğru ölçüsünü belirgitı hatlar- la yapabilmek bir haylı zor. El yordamıyla yapacaksınız. Çok sıkı bir temas hissedeceksiniz. Bütün bu nedenlerle sol zor bir dönemden geçiyor. Bana so- rarsanız solun bundan sonraki asıl önemli tabanı. kentsel kesi- min yeni kentlilerindedir. Solun geleneksel çizgisı de bu oluşum- lann sözcülüğünü yapmaktır aslında. - Bu tam yapılabildi nû? L'ĞUR - Aslında henüz tam yapılamadı. Bunu RPyapmaya başladı. Üstelik desol söylemle- ri kullandı bunu yaparken. RP bunu ne kadar yapabilir? RP'- nın bunu yapmasında da an- laşılabilir bir neden \ar. Çünkü kentleşme başladığı zaman kentte yeni yaşayan insanlann çok önemli bir kısmı kent ya- şamının dışında kalıyordu. Kentteki kamuoyunun bir par- çası olamıyorlar: dışlanmışlık, itilmışlik içindeler. Türkiye'deki sol. geçmişte daha çok düzen vaat eden bır sol olmuştur. Bu karmaşa için- de nabız tutabilmek. yeni bir görüş oluşturabilmekte zor- landı. RP başka bir şey daha yaptı. RP. bu kesimin çok gele- neksel ve e\rensel söylemini kullandı. Umutsuz insanlara başka hiçbir çözüm götürmezseniz onlar da haklı olarak kendileri- ni böyle bir çözümle kurtarmak isterler. Eğer sol bu kentleşme olayından sonra yeni gelenlerin sorunlanna doğru yaklaşabilirse ve bu kesimin sözcülüğünü yapabilirse hem kendisi açısından varlık nedenine uygun bır politika yapmış olur hem de kente gelen insan- lann doğru sözcüsü haline gelir. Kente gelen insanlar bir aşama. bır sıçrama yapmak ıstıyorlar. Bunu yapamayıp da kenarda kaldı- klan. bir tesellı aradıklan için RP'ye gidiyorlar. - Peki, soldaki üçparti bunuyapabilıüler mi? UĞUR ; Aslında yapmak isterler. Ama, öncelikle bu kentleşme çok hızlı. İkıncisi, soldaki partiler de boylesine bir oluşuma hazır değillerdi. Önceleri bu, marjinal bir kesim izlenimini uyandınyor- du. Ama şimdi bunlar aslında büyük kentlerçoğunluğudur. Sanı- yorum solda bu kesimi hala kıyıda oturan insanlar olarak ele alma alışkanlığı var. Oysa solun şu anda dayandığı tabanın ağırlıklı kesi- mi odur. Ona göre bir politikayı tutturabilme meselesi var. Bu yep- yeni bir soldur. Bu tam yapılamadığı için de terk edilmiş. sahipsiz bırakılmış insanlann sığındıklan şey de yeryüzünde bulduklan din- dir. O insanlar ashnda yine dinlerine giderler. ama siyasal olarak gitmezler. Siz toplumsal çözümleri getirirseniz o zaman din o in- sanın kişisel meselesi olarak kalır. Ama o boşluğu bırakırsanız o zaman dinsel normlar o boşluğu doldurur. - Son yerel seçimlerde soldaki üç parti kendi aralarında toplam yüzdeyirminin üzerinde oy alnuşgörünüyorlar. RPise oylannıyüzde yedi civannda arttırnvş görünüyor. Bu da Türkiye'de hala bir solpo- tansiyel olduğunu göstemûyor mu sizce? Aynca bu üç partinin kendi aralarında birleşmeleri sizce mümkün görünmüyor mu? UĞUR - Bu olabilir tabii. Ama iki türlü olur. Öncelikle neden üçe bölünmüş olduklanndan başlamak lazımdır. Bu da çözüme gıden Asıl hedef'yeni kentliler' olmalı ^"Türkiye'de solculuk nedir" diye sorsanız, "Bu kente gelen insanlan kentli yapmaktır" derim. Ya kentlere doluşmuş köylü toplum olacağız ya da elimize gelmiş bu malzemeyi en kısa zamanda kentli yapacağız.^ yollann bir tanesidir. tkincisi de bu üç partinin ayn ayn o kesime Önerdikleri politikalar arasmdaki farklara bakmak lazımdır. Bu farklar aşılamayacak nitelikte midir? Yoksa aşılabilecek ve birlikte bır senteze vanlabilecek nitelikte midir? Yine o zaman bir karara vanlır. İşin özüne, esasına bakarsanız bu çözümsüzdeğildir. Bu çö- zümler iki türlü oluyor. Deneye deneye oluyor. ama bu yol vakit kaybettiriyor. Bir de öz\eriyle, olaylann üzerine çıkmakla oluyor. Hangisi tutar belli değildir. Ama bir süre sonra tayın edicı yol top- lum yapısı olacaktır. Yeni kentleşen ınsanlann RP'ye gitmesinin nedeni diğer partilerin onlara dünyevı bır çözümü getirememeleri- dir. Siz başka bir çözüm getirmezseniz RP uhrevi bir söylem içinde kendilerine düşeni yapıyor. Ama siz onlara çözüm getirme yoluna giderseniz bu kesim yine uhrevi ihtiyaçlannı tatmin edecektir, ama dünvevi çözümler konusunda sizinle birlikte olabilirler. Biz henüz kentleşmeyi bir ven olarak kabul edebilmiş değiliz. Biz son olarak bir kent politikası oluşturuyoruz, ama bu politikada duşünükn in- sanlar azınbkta kalmış. Kentlerde artık kırsal kesim insanlan ço- ğunlukta. Bu insanlann çok önemli kısmı da kendilerini yalruz kalmış hissediyor. RP onlann ihtiyaçlanna cevap veriyor. - Bugün Türkiye'de solda bir birSğin sağlaıunasınıngereka'a'ğipek çok kesim tarafından vurguüuu- yor. Bu noktada solda birlik stkıntılannda sorunun tabandan değil de tavandan kaynaklandığı belirtiliyor. Sizce birlik için nasıl bir liderlikformülü bulunabilir? UĞUR - Doğrusu bu soru ön- ceki yıllarda sorulmuş olsaydı buna yanıt verirken işe liderlerden başlamak gerekirdi. Ama şimdi boyle olduğu kanısında değilim. Artık kırsal alandan kente göç et- mış kesımden başlamak lazım. Bu kesimler ağırhktadır. Artık lıder- ler o kesimi alıp arkalanndan sü- rüklemiyorlar. Aslında o kesim birtakım insanlan önüne katıyor; katacaktır da. Şu anda hiçbir lide- rin kente göç etmiş insanlan pe- şinde sürükleme gücü yok. Bence çözüm bugün kentlerde çoğunluk olan yeni kentlilere sahip çıkabil- mek, onlann partisi olabilmektir. Bu da sola çok yakışan bir görev- dir. - Ama şöyle de bir sıkıntı var. SHP ve CHP bir süre önce birleş- me için birbirleriniyokladılar. An- cak bir liderlik ya da üst yönetim sorunu ortaya çıktığı için herhangi bir sonuca ulaşûamadı... UĞUR - 1994te olanlar 1970- ler Türkiyesi'nin yapısal sürtüş- rneleri ya da sorunlanyla oluşmuş olan birtakım odaklann bugüne kadar sürmesi meselesıdir. Bugün Çok değişik bir durum, çok değişik bir oluşum var. İnsanlann yak- 'aşımlan da her şey çok değişik. insanlar artık eski usul yaklaşıma hiçbir şekilde pnm vermiyorlar. Onümüzdeki RP ömeğini hiç akı- •dan çıkarmamak lazım. Aslında sadece kentlerin kaderini değil, Türkiye'nin kaderini belirleyecek kesimler bunlardır. Başka yerler- de üretilen politika geleceğe yöne- lık değildir, geçicidir. Ama doğru- su bu sürecin de yakalanabilmesi kolay değildir. Çünkü bu, son de- rece hareketli bir süreçtir Ağırlık tamamıyla kentlere gelmiştir. Dikkat ederseniz de artık Tür- kiye'nin nabzı kentlerde atıyor Türkiye çok değişti. İnsanlar bakımından da öyle. Kente göç etmemiş insanlar da artık yan kent- li. Çünku akrabalan burada. uinutlan burası. Bir yarı kentliler Türkiyesi var. Biz sosyal demokratlar olarak da bu yan kentliler Türkiyesi'ne yaklaşmaktayız. Bun]argecekondu yaptıklan için ya- sakhdırlar. iş bulamadıklan için kenardadırlar. Ama bir yandan da büyük kentlenn rengini veren. kimliğini yapan insanlardır. - SHP'nin koalisyon ortakbğı ile sağa kaydığı doğru birgörüş mü? UĞUR - Sağa kaymak, solda olmak kavramlan artık çok değiş- ti. Yalnız Türkive'de değil, dünvada da bu böyle. Bugün bana. "Türkiye'de solculuk nedir" diye sorsanız, "Bu kente gelen insanlan kentli yapmaktır" denm. Ya kentlere doluşmuş köylü toplum ola- cağız; bundan müthış enerjı \e si,yg ıniık kaybederiz ya da elimize gelmiş bu malzemeyi en kısa zamanda kentli yapacağız. Bu yolla bırden Batı'nın ileri gelen ülkeler, arasına gireriz. Sağ-sol meselesi artık doğru yere oturmalıdır. Eski geleneksel yargılardan kendimizi kurtarmamız lazım. - Bu bağlamda, sol sizce aüernatifbir politika üretebildi nû? UĞUR - Ashnda böyle bır oliişUrn içinde doğru teşhisler koy- mak. doğru politika üretmek öyle kolay bir şey değil. Solun ara- ması gereken çözüm kentlerde, baş ka yerde değil. Türk insanı müt- hiş bir dönüşüm geçınyor. Bu dönüşümün mutlaka başanlı olması gerekiyor. Türkiye'de solun bunJ n sözcülüğünü yapması, bunun politikasını oluşturması lazım. Y(,ksa e s ki ge|eneksel sol söylemler, doktnn-ya da edebıyatla hiçbir y^e vanlamaz. Bunlarla bugünkü Türkıye'deki yeni insanlar arasında hiçbir bağ yok. Sol, toplumda kenarda kalmış ve düzenin kendiferi için işlemediği kitlelere çözüm, politika götürmek zorunda. Bence solun yapması gereken şey, bu msanlan ıçine alan kentleşme ağı-hklı yeni bir politika üretmektir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle