Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8MART1994SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Kcaayalçm:
Türldye'im
pusulası
SHFdir
• Karayalçın, Erzincan
mitinginde yaptığı
konuşmada yurttaşlara
"Cumhuriyetçiler. oylanruzı
bölmeyin, gücünüzü
bölmeyin" çağnsında
bulundu.
TÜREY KÖSE
ERZİNCAN- SHP Genel
Başkanı, Başbakan
Yardımcısı Murat
Karayalçın. Türkiye'de çok
parti bulunduğunu, ancak
"laik cumhurivetin,
demokrasinin. insan haklanıun
tek pusulası olduğunu"
vurgulayarak, "O da SHP.
pusulasını şaşıraniar SHP'ye
baksınlar"dedi. Karayalçın
aynca. > urttaşlara
"Cumhuriyetçiler, seçimlcrde
oylarınızı bölmeyin, gücünüzü
bölmeyin" çağnsında
bulundu.
Karayalçın. Devlet Bakanı
Ennan Şahin ile birlikte dün
özel bir uçakla Erzincan'a
geldi. Önce Vali Recep
Yazıcıoğlu'nu ziyaret eden
Karayalçın. kentin sorunlan
hakkında bilgi aldı. Ardından
Cumhuriyet Alanı'nda
düzenlenen mitinge katıldı.
Miting alanında "Yobazüğa,
yolsuzluğa geçit yok",
• "Yaşasın gre> li
toplusözleşmeli sendikal
mücadelemiz", "Pancar parası
peşin ödensin" pankartlan
dikkat çekti. Karayalçın,
Güneş-2 otobüsünün
üzerinden yaptığı
konuşmada, öncelikle
hükümetin depremden sonra
yaptığı çallşmalan anlattı ve
tümTürkiye'nin Erzincan'ın
yanında yer aldığını
vurguladı. Karayalçın,
Türkiye'de çok parti
bulunduğuna dikkat
çekerken. "Laik
cumhuriyetin, demokrasinin,
insan haklarının tek pusulası
var, o da SHP. Pusulasını
şaşıraniar SHP'ye baksınlar"
dedi.
Karayalçın, konuşmasında
özellikle ANAP ve RP'ye
yüklendi. ANAP'ın bu
seçimlere girerken yeni
bulduğu tehdidin RP
olduğunu vurgulayan
Karayalçın. "RP'nin adil
düzeninden bahsetmeyeceğim.
Neresinden bahsedeyim? Ben
adil düzenin neresini
eleştireyün?" dıye konuştu.
Bu arada yurttaşlar, "Mezarcı
mezara" sloganlan atınca
Karayalçın, "Tepkinize yazık.
'Türkiye laiktir, laik kalacak'
diye bağınn. Ne yapacaksınız
Mezarcı'yı" uyansında
bulundu.
CHFdenSHPye
'ahıok'davası
ECETEMELKURAN
ANKARA - CHP, kendi amb-
lemini kullandığını iddia ettiği
SHP'ye karşı dava açtı. Anka-
ra 1. Asliye Hukuk Mahke-
mesi'nde avukat Metin Gün-
day'ın dün açtığı davada
SHP'nin "güneşinin" aslında
"alö ok" olduğu iddia edi-
liyor. Dava dilekçesinde,
"durumun aciliyeti" nedeniyle
. "haksız tecavüzü önleyici ka-
raralmması"ıstcndı. Mahke-
menin CHP lehine karar ver-
mesi durumunda SHP. yerel
seçimler öncesi amblemsız ka-
lacak. CHP, dün Ankara 1.
Asliye Hukuk Mahkemesi'ne
açtığı davayla SHP'nin güneş
ve zeytin dalından oluşan
ambleminin. aslında CHP'nin
altı oku olduğunu iddia etü.
Yargıya yapılan başvuruda.
SHP'nin Kasım 1985'te yapı-
lan kunıltayında belirlenen
tüzük maddesine dikkat çeki-
lirken SHP'nin amblemindeki
güneşin anlamını açıklayan 1.
maddesi dile getirildi. SHP'-
nin ambleminde bulunan gü-
neşin, tüzüğün 1. maddesinde
açıklandığı üzere, CHP'nin
altı okunda olduğu gibi "cum-
huriyetçilik, milliyetçilik,
halkçüık, devletçilik, laiklik,
devTİmcilik" ılkelenni simge-
lendiğinin belirtildiği dava di-
lekçesinde, SHP'nin bu an-
lamı "gizlemek" için amble-
minde zeytin dalı kullanarak
"kanundan kaçtığı" da öne sü-
rüldü.
Yılmaz, Çiller'in ülkeyi yönetmek için doğrudan milletten yetki almadığını söyledi
'Çülerkongrebaşbakanı'• Yılmaz," Seçimlerden sonra
ortaya çıkabilecek tabloyla bu
hükümetin devam
etmeyeceğini görmek için
deneyimli siyasetçi olmaya
gerek yok. Ama bu tabloya
rağmen sayın Çiller direnirse en
hafif ifadesiyle vatanserverlikle
bağdaşmaz"dedi.
MERÎH AK
İZMİR- ANAP lideri Mesut Yılmaz.
Başbakan Tansu Çiller'in seçimlerden
sonra çıkabilecek tablo karşısında hü-
kümeti sürdürmeye inat etmesinin ">a-
tanseverükle" bağdaşmayacağını söyle-
di. Anayol konusunda Çiller'in açıkla-
malanna da sert tepki gösteren Yılmaz.
"Kendi partisini bir arada tutamayan Sa-
yın Çiller, Anayol'un başına geçmesi du-
rumunda akibet aynı olacaktır" dcdı
Yılmaz. şu an Türkiye'yi "kongre baş-
bakan ve kongre başbakan yardımcısı"-
nın yönettiğini belirterek, Türkiye'nin
kötü gidişine "dur" demeye hazır olduk-
larnı söyledi.
Yılmaz, İzmir'deki seçim çahşmalan-
nı dün de sürdürdü. Karşıyaka, Borno-
va ve Konak'ta çarşı gezisine katıldı.
Burada yurttaşlarla söyleşen Yılmaz.
kendilerine destek vermelerini istedi.
Yılmaz, burada yaptığı konuşmalarda
da hükümete çattı.
Yılmaz gazetecilerle yaptığı görüşme-
de de önceki gün Başbakan Tansu Çil-
ler'in "Mesut Yılmaz rahatsız" yolunda-
ki açıklamalanna sert tepki gösterdi.
Oldukça sinirli olduğu gözlenen Yıl-
maz, "Türkiye'nin bugünkü durumuna
özellikle ekonomik durumuna bakıp da
rahatsızlık duymayan bence aslında ra-
hatsız demektir. Elbetteki rahatsızlık du-
yuyoruz. Sayın Çiller'in ülkeyi getirdiği
ANAP'ın İzmir
Büvükşehir
Belediye Başkan
adayı Işm
Çelebi'yle birlikte
dolaştığı Bomova
ve Konak'ta esnaf
ve vatandaşla
sohbet eden
Mesut Yılmaz,
Karşıyaka'da da
fotoğrafçıian
kırmayarak
ayakkabısını
böyattı.
(Fötoğraf:
AA KENAN
ÇİMEN)
bu durumdan rahatsızız. Sadece ben ra-
hatsız değilim, sanıyorum Türkiye'deki
herkes rahatsız" dedi. Çiller'in "AnayoF-
un önündeki engel" olarak kendisini gös-
termesini de eleştiren Yılmaz. "Sayın
Çiller, bu konuda konuşmaya en az
hakkı olan kişi. Sayın Çiller'in söyledik-
lerine artık kendi partisinin, hatta kendi
hükiimetinin üyeleri dahi inanmamak-
tadır. Sayın Çiller Doğru Yol'u bu hale
getirmiştir. DYP'yi bu hale getiren kişi
Anayol'a liderlik yapması halinde Ana-
yol'un akibeti aynı olacaktır" diye ko-
nuştu.
Ecevit:
Hükümet
bitkisel hayatta
ÖMEB YURTSEVEN
DENİZLİ/TORBALI - DSP
Genel Başkanı Bülent Ecevit,
iktidar ortaklannı. RP'yi ve
ANAP'ı eleştiri yağmuruna
tuttu. Konuşmasına köy gerçe-
ğinden başlayan Ecevit, nüfiı-
sun yüzde 50'sinin köylü oldu-
ğunu kaydederek. "Biz kalkı-
nmanın köyden başlayacağmı
yıllarca söyledik. Türkiye'de ile-
rici ve solcu geçinenler köylüyü,
tarımı dikkate almadan sanki
sadece büyük kentlerin sorunlan
varmış gibi hareket ediyor. Oy sa
köylü ihmal edilmeseydü. ne göç
olurdu ne de büyük kentlerdeki
sorunlar" dedi. İktıdara gelme-
leri durumunda köylüyü güçlü
demokratik kooperatiflerle
kalkındıracaklannı savunan
Ecevit, "İktidar, kooperatifçili-
ğin anlamını bile bilmiyor. Şimdi
de büyük kooperatifleri satacak-
lannı söylüyorlar. Kimin malını
kime satıyorsunuz? Kooperatif
yönetimlerini kendi arpalığınız
gibi kullanmasaydınız zarar
ederier miydi?" dedi.
İlerici geçinenlerin kentleri
kutsallaştırdığını ifade eden
DSP Genel Başkanı. "Kentjer-
de ilericiliğin yanı sıra gericilik
de gelişiyor. Oyle olmasa ne işi
vardı RP'nin İstanbul'da" dedi
Halkı RP'nin tuzağından kur-
tardıklanru belirten Ecevit.
"Çok şükür şimdi tehlikeyi te-
mizkdik. Atatürk'ün kurduğu
cumhuriyet, Erbakan kafalılara
teslim olmaz" şeklinde konuştu.
Hükümetin bitkisel yaşama
girdiğini. ortaklann hiçbir te-
mel konuda anlaşamadığını
vurgulayan Ecevit, "SHP, hü-
kümet ortaklığı serumu üe ayak-
ta kalabiliyor. Yoksa hemen
dağılacak. DYP ise parampar-
ça. Bu partinin rutkalı Demirel'-
miş" dedi.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
ADALBT'ARKADAŞ
BAKANI- ONU PA
ÜCRETÜ İZNE
Ç/KARTMl^LAR!,.
Çiller'in 2.5 yıldır ekonomi sorunlan-
nı teşhis ettiğini belirten Yılmaz şöyle
konuştu:
"Türkiye kimsenin deneme tahtası de-
ğil. Sayın Çiller 1991 kasımında getirdiği
ekonomik politika uygulamaya konula-
madı. Çünkü bu uygulanabilir bir prog-
ram değildi. 2.5 yil Çiller'in ekonomiyi
yönetiminde ve basbakaniığında Türk
ekonomisi ihtiyaç duyduğu tedbirlere ta-
ban tabana zıt tedbuier nedeniyle bu nok-
taya getîrUmiştir. Bugün Türkiye'de bu
ekonomik durumdan, ülkenin çıkarılma-
sı için fazla yaratıcılığa, fazla fantaziye,
bilgiye gerek yoktur. Aşağı yukarı alın-
ması gereken tedbirler bellidir. Eksik
olan bu tedbirleri uygulayabilecek, mil-
letten güç alan, millete güven veren ka-
rarlı bir başbakan ve kararlı bir hükü-
mertir. Türkiye'nin eksiği budur. Sayın
Çiller bu eksikliğin kendisinden kaynak-
lığını görememektedir. Görmek isteme-
mektedir. Görenlere de unuttumıaya giz-
lemeye çaltşmaktadır."
Çiİler'ın Türkıye'nin gelecekteki kay-
naklannı da harcadığını savunan Yıl-
maz. "Türkiye'nin geleceği ipotek altına
aluııyor" dedi. Yılmaz. "Sayın Çiller
apaçık ortada olan gerçeği milletten giz-
lemek için her şeyi istismar etmekte, gün-
demi değiştinmeye çalışmakta. Bu eko-
nomik tabloyu milletten kaçırmaya çalı-
şıyor. Ama böyle sonuna kadar gidemez-
ler. Bütün planları alt üst oldu. Tünı plan-
ları seçimden sonraydı. Ancak deniz bit-
miştir, kendisi dmara dayanmıstır. Va-
pabileceği fazla bir şey yoktur. Seçimler-
den sonra beyaz bir safa açmak istiyor.
Eğer milletimiz 2 tane beyaz sayfayı kap-
kara yapmış birisine 3. bir beyaz sayfa
açma yetkisini verirse, o zaman bunun so-
nucuna da katlanmak zorundadır" dedi.
Çiller'in kendi kendiyle çeliştiğini sa-
vunan Yılmaz. "Bugün üçlü bir koalis-
yondan bahsediyor. Ama bir süre önce se-
çimlerden birinci parti olarak çıkacağını
söylüyordu. Seçimlerden sonra
ortaya çıkabilecek tabloyla bu
hükümetin devam etmeyeceğini
görmek için deneyimli siyasetçi
ounaya gerek yok. Ama bu tab-
loy a rağmen sayın Çiller bu hü-
kümete de\am etmekte direnirse
ve aynı politikaları uygulamaya
de>am ederse bu en hafif ifade-
siyle \atansenerlikle bağdaş-
maz" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demirel'in Çiller'i kendi döne-
mindeki uygulamalan tartı-
şmaya davet etmesini "olumlu"
bulan Yılmaz şunlan söyledi:
"Bu tavnnı insani buluyonım.
Sayın Çiller ülkeyi yönetmek
için doğrudan doğnıy a milletten
yetki almış değildir. Sayın Çil-
ler, Sayın Demirel'in aldığı yet-
kivi kullanmaktadır. Yetkivi
devraldığı halde onun yükümlü-
lükleriyle kcndini bağımlı say-
mamaktadır. Yetki almakta. so-
nımluluğu almamaktadır. Bu
kadar egoist bir tutuma karşı ta-
rafsız konumdaki Cumhurbaş-
kanı'mn bile tepki göstermesini
samimi karşılıyorum."
ANAP iktidannda unutulan
bazı kavramlann yenidenorta-
ya çıkmaya başladığını öne sü-
ren Yılmaz, devalüasyon ve
darbenin koalisyon hükümeti
tarafından ortaya atıldığını
söyledi.
Başbakan Çiller, dokımulmazlıklar konusunda ANAP'ı suçladı.
'ffizikitioymyanlavdandeğiüz'
ŞEBNEMGÜNGÖR
YAŞARAKKAMIŞ
BİLECİK - Başbakan Tansu Çiller, 8 mil-
letvekilinin dokunulmazlığının kaldınldığı
TBMM görüşmelerindeki tutumu nede-
niyle ANAP'ı "ikili oynamakla" suçladı.
Çiller. "Biz varız diyeceksin, sonra Meclis'-
te ounayacaksın. Olur mu?" dedi.
Çiller. seçim miünglerine dün Bilecik.
Kütahya ve Eskişehir'de devam etü. Çiller.
son gezilerinde olduğu gibi dün de doku-
nulmazlıklann kaldınlması konusunda va-
tandaşlann nabzını yokladı. İlk olarak Bi-
lecik'e giden Çiller. burada babasının vali-
liği döneminde eğitimini sürdürdüğü Şeyh
Edebali Okulu'nu ziyaret etti ve burada
öğretmeni Semiha Hamamcıoğlu'nun elini
öperek kendisine çıçek verdi.
Çiller 82 yaşındaki ilkokul öğretmeni ve
bazı sınıf arkadaşlanyla sohbet etti. Çiller
daha sonra hükümet meydanından halka
hitap etti. Miting meydanında "Hain eller
bizi PKK'ya sattı, Tansu PKK'yı Meclis'ten
attı", "PKK'yı Meclis'ten atan anamız,
bacımız, Başbakanımız" ve "Yeter medya!
Söz milletin. Çiller bu işi götürecek" pan-
kartlan dikkat çekti. Çiller, "Baba yadigarı
Bilecikliler" diyerek başladığı konuşması-
nda ağırlıklı olarak terör konusuna değin-
di. Türkiye'de her türlü bölücülüğün
karşısında olduklannı belirten Çiller'in.
"PKK Meclis içerisinde kalmalı mıydı" so-
rusuna Bilecikliler. "Kahrolsun PKK" slo-
ganlanyla karşılık verdiler. Çiller.
ANAP'a yönelik suçlamalar içeren şu ko-
nuşmayı yaptı:
"Biz öjle veya böyle diye îkili oynayan-
lardan değiüz. Meselenin arkasına düştük ve
PKK'yı Meclis'ten attık. Biz ANAP da de-
ğüiz. Biz varız diyecekler, sonra Meclis'te
olmay acaklar. Bu olmaz. Size somyomm;
PKK ile mücadeleye her yerde, Meclis'te de
devam edelim mi"
SEÇİM NOTLARI/CELAL BAŞLANGIÇ
Dh'ARBAKIR - Korucubaşı beledi-
ye başkanlığına aday olmuştu. Yoğun
bir propaganda dönemi yaşanıyordu.
Kürsüye çıkıp halka vaatlerini sırala-
maya başladı:
- Beldemizde çok gürültü olmaktadır.
Bundan sonra bütün 'keleş'lere susturu-
cu taktınp gürültü kirliliğini önleyece-
ğim. Çevreyi kirleten herkesi temizleye-
ceğiın'. Toplu ulaşım sorununu çözmek
için kentin bir ucundan diğer ucuna
ulaşımı 'konvoy'larla sağlayacağım.
Toplu konut alanına yanaçık cezaevi
yaptıracağım. Beldemize daha çok ko-
rucu kadrosu getirtip. hakkaniyet öl-
çülerinde dağıtacağtm. Beldemizin çağı
yakalaması için eski model kaleşinkof-
lar yerine modcrn otomatik tüfekler, ro-
ketatarlar getirteceğim...
Bu ve benzeri espriler bu seçim döne-
minde Doğu ve Güneydoğu'da çok
yaygın. 'Konıcu aday'lara gecmeden
önce biz Demokrasi Partisi Şanlıurfa İl
BaşkanhğTnın hazırladığı raporun "Bu-
cak korucuları tarafından kaçınlan ve öl-
dürülen kişiler" bölümüne göz atahm:
Faik Evci: 1966 doğumlu. Ali ve
İslim'den olma. Siverek Erebuk nüfusu-
na kayıtlı. Viranşehir Atatürk mahalle-
sinde oturur. Bakkallık yapar. DEP Vi-
ranşehir Yönetim Kurulu üyesi. 8
Arahk 1993 tarihinde bakkallık yapuğı
dükkanından korucular tarafından gö-
türüldü. Annesi, Bucak koruculan nez-
Korucular aday oldu (3)
dinde girişimlerde bulundu. Bucak
koruculan (DYP milletvekili Sedat Bu-
cak'ın ailesine mensup korucular) Faik
Evci'nin ellerinde olduğunu kabul eder-
ier. Ancak onu güvenlik güçlerine tes-
lim ettiklerini söylerler. Faik Evci bugü-
ne kadar hala kayıp.
Şefık Geçgel: 1954 doğumlu. Siverek
Yılanlı köyü nüfusuna kayıtlı. Aynı yer-
de oturur. 11 Kasım 1993 günü köyİeri-
ne gelen jandarma üsteğmeni emnndeki
Bucak aşiretine mensup korucular ta-
rafından köylerine baskın düzenlenir.
Bu baskında Şefık ve kardeşi gözaltına
ahnırlar. Ailesi jandarma nezdinde Şe-
fik Geçgel'in akıbetini öğrenmeye
çalışır. Jandarma üsteğmeni. ailesine
Geçgel'in koruculann elinde olduğunu
söyler. Bucak koruculan ise Geçgel'in
jandarmada olduğunu sövlüyor. Bugü-
ne kadar kendisinden haber alınamadı.
Ahmet Kalpar: Siverek doğumlu.
Mehmet Şükrü oğlu. Siverek nüfusuna
kayıtlı. Siverek DEP üyesı. 7 Arahk
1993 günü 14.00 sulannda çalıştığı ek-
mek fınnından korucular tarafından
alınıp götürüldü. Siverek Emniyet Mü-
dürlüğü. aüesine "B«de böyle bir kişi
yok" diyor. Alındığı günden beri kendi-
sinden haber yok.Liste böyle uzayıp gi-
diyor. Hepsinin de başlangıç ve sonuç
bölümleri aynı:
"... korucular götürdü... kendisinden
haber alınamıyor..."
'Gönüllüler' dışında sayılan elli bini
aşan korucular. sadece günlük yaşamda
değil, bölgedeki siyasi yapılanmada ve
seçimlerde de iyice ağırlıklannı duyur-
ma\a başladılar.
Bugüne dek bir 'korucubaşı' belediye
başkanı olmuştu. Siirt'in Güçlükonak
ilçesinden Bahartin Aktuğ... Bu bile
yadırganmıştı da "Baho Ağa" korucu-
luğu bırakmıştı. ANAP'tan belediye
başkanı seçildikten sonra.
27 Mart yerel seçimlerinde ise tam bir
'konıcu aday patlamasf yaşanıyor. Sap-
tayabildığimiz verlerdeki 'konıcu aday'-
lardan örnekler verelim:
Şırnak'ta Tatar ailesi koruculuk yapı-
yor. İl merkezinde 'mevzilenen' Tatar
koruculan içinden bu seçimlerde çok
sayıda aday çıktı. Beşir Tatar ANAP'-
tan, Rahman Tatar RP'den. Reşit Tatar
MHP'den aday. Şımak'a bağlı Kum-
çatı'da da Tatar ailesinden bir aday var.
Ramazan Tatar RP'den aday. Karşısı-
ndakı ANAP adayı da "korucubaşı"
Osman Demir.
Cizre'de "korucubaşı" Kamil Atak
RP'den aday. Dargeçit'te ANAP'ın ko-
rucu adayı Şerif Çelebi. Nusaybin'de
Fikret Aslan MHP'den. Kazun Aslan da
RP'den aday. Midyat'taki "konıcu-
başı" Feremez Aslan da DYP adayı.
Bunlar korucu ya da "korucubaşı"
olarak bilinenler. Bir de kendisi korucu
olmamakla birlikte. koruculann yoğun
desteğini alan adaylar var. Görüldüğü
gibi, geleneksel yapılann ağalan. beyleri
ve şıhlanndan önce PKK ağırlığını İcoy-
muştu bölgedeki siyasete: şimdi korucu-
lar "biz de varız" diyorlar.
Türkiye'nin batısında, Ankara'da,
İstanbul'da "askeri çözüm mü, siyasi çö-
züm mü" diye tartışıladursun, Doğu'da,
Güneydoğu'da korucular sırtlannda
devletin silahı, kendilerince "siyasi çö-
züm"e ulaşmışlar bile.
Koruculann kimi DYP'den. kimi
ANAP'tan. kimi RP'den. kimi de
MHP'den aday. "Geçici köy korucu-
lan" bölgenin kentlerini "yönetmeye"
aday. Demek ki bunca zamandır
tartıştığımız 'Kürt sorununa siyasi çözüm'
böyle olacakmış; "geçici köy konıcu-
lan"nı belediye başkanı yaparak...
BİTTİ
POLTriKA GUNLUGU
HİKMET ÇETÎNKAYA
27 Mart Öncesi İzmir
Refah Partisi İstanbul ve Ankara'da neden başa güre-
şiyor da İzmir'de "seçim minderi"ri\n dışında kalıyor?
İstanbul ve Ankara'nın varoşlarında oturan yılgın in-
sanlar niçin "kurtuluşu Refah'ta" arıyor da İzmir'deki
varoşlarda oturan yurttaşlar "adildüzen"diyen Refah'a
"haydi başka kapıya" yanıtını veriyor?
Ortada gözle görülür bir çelişki bulunuyor. Yukarıdaki
soruların yanıtını elbet siyaset bilimcileri verecektir,
ama bir gerçeğin altını çizmekte yarar görüyoruz. Re-
fah, İstanbul ve Ankara'da güçlü, İzmir'de deyim yerin-
deyse nal topluyor. Refah Partisi kamuoyu araştırmala-
rında yüzde 5'in üzerine çıkamıyor.
İzmir yerel seçimlere kendine özgü bir çizgide hazır-
lanıyor. Iki parti arasında (SHP-ANAP) "kırankırana"bir
savaşım gözleniyor. İlk bakışta SHP'nin Yüksel Çak-
mur'dan kaynaklanan atağı da dikkat çekiyor.
Televizyon programlarında Izmirli adayları izlediniz.
Sanırım adaylar arasında "zekice" bir tartışma gözledi-
niz. Ama izmir'de bunun dışında bir savaşım var. Bü-
yükşehirde Yüksej Çakmur, 30 yıllık politik deneyimin-
den yararlanıyor. Üstüne gidildikçe puan topluyor.
Yüksel Çakmur, izmir'de seçimi bizim gözleyebildiği-
miz kadarıyla kazanacak. Üstelik SHP örgütünün bece-
riksizliğine ve politikaya "bireycibakışına"karşın, Çak-
mur ipi göğüsleyecek.
Acaba neden şanslı Yüksel Çakmur?
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Yüksel Çakmur,
tuttuğunu koparan bir politikacı ve belediye başkanı.
1989 yılında beş yıl süreyle başkanlık koltuğuna oturan
Çakmur, izmir'i kent havasına sokmuş.
Yanlışları yok mu?
Elbet var. Kişisel hırsı onu oldukça yıpratmış. Baro
başkanından mimarlarodası başkanınadek "aydmçev-
releri ve demokrat kesimleri" karşısına almış, zaman
zaman kendi partisinin yöneticileriyle ters düşmüş, hır-
çın ve kavgacı bir kişilik sergilemiş...
Yüksel Çakmur'a bu eleştirileri yaptıktan sonra, bele-
diye başkanı olarak hakkını da vermek gerekir. Çünkü
Çakmur, izmirlilere bir çağdaş kent armağan etmiş. Bu
yaptıkları az iş değildir. O yüzden de Çakmur, salt SHP'-
lilerin değil; DYP, ANAP, CHP ve DSP'lilerin de oyunu
alacak 27 Mart Pazar günü yapılacak yerel seçimlerde.
İki gün süreyle İzmir'de nabız tuttuk, Ege politikasının
önde gelen adlarıyla konuştuk. Özellikle Karşıyaka'da
konuştuğumuz DYP'lilerin açıklaması şöyleydi:
"Büyükşehir belediye başkanı için oylarımız Yüksel
Çakmur'a. Karşıyaka 'da ise kendi adayımıza..."
Konak'ta ise Ahmet Sarışın, Yüksel Çakmur kadar
şanslı. SHP'li Sarışın için "kimi savlar" olsa bile o da
DYP'li ve ANAP'lı adayların önünde götürüyor yarışı.
Yazımızın başında Refah'ın neden İzmir'de başa gü-
reşemediğini sormuştuk. Bu soruyu kimi RP'lilere yö-
nelttik. Aldığımız yanıt ilginçti:
"Biz vitrine saygın biradkoyduk, ama çevre düzenle-
mesini eskilerle yapmak zorunda kaldık.".
izmir'de takkeli, sarıklı, çember sakallı RP'liler dolaşı-
yor. Ankara ve Istanbul'un tam tersi bir görüntü sergile-
niyor. Yani RP'nin İstanbul ve Ankara'daki "yenilikçi
maskesi" İzmir'de yok. Yani hem çağdaş hem demokra-
tik hem de şeriatçı kimliği İzmir'e yansımamış.
İzmir'de RP'liler açık oynuyor:
"Adil düzen masal, bizşeriat düzeninigetireceğiz..."
RP adayı Süleyman Akdemir, bu yüzden "adil düze-
ni" anlatmaya çabalıyor, biliyor ki işi oldukça zor. Yığın-
lar umutsuz ve yılgın, ama bilinçli. RP'nin yerel yönetim-
lere gelmesinin faturasının ağır olacağı hesabını önce-
den yapmışlar.
Fethullah Hoca'nın sağ kolu, aynı zamanda "bohçacı
kadın" Bahri Koru'nun "kadim dostu" DYP'li Burtian
özfatura şimdiden havlu atmış durumda. Bahri Koru'-
nun kayınpederi Süleyman Karagülle Kırgızistan'dan
İzmir'e her gün faks geçip Özfaturaya "ne yapması"
gerektiğini söylerken Bahri Koru da "kurban derisi" pa-
zarlkjını yürütüyor, cebine girecek milyarların hesabını
yapıyor.
Hangi taşı kaldırsan altından çıkıyor Bahri Koru. Bu-
günlerde yine laik cumhuriyete karşı kin dolu. Ama öd-
lek olduğu için de Hasan Mezarcı'ya hem karşı çıkıyor
hem de sırtını sıvazlıyor. Konu bulamadığı zaman da
"ona buna" bulaşıyor. Yaşamı "avanta üzerine" kurulu
şeriatçı Bahri'nin yüzündeki demokrasi maskesini indir-
diğimizde de görüyoruz ki zıvanadan çıkıyor.
Burhan Özfatura'nın "malum gazete"ile ilişkisi ve ya-
kınlığı Fethullah Hoca, Süleyman Karagülle ve Bahri
Koru ilişkisi DYP tabanında yankılara neden oluyor. O
nedenle İzmir'de hem ANAP hem de SHP, DYP'nin oyları-
nı topluyor...
CHPIIderlBaykal:
Koalisyontıkandı
kadrolaşmayanlış
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu)- CHP Genel Başkanı
Deniz Baykal koalisvondaki
tıkanıklığın, Türkiye'yi par-
çaladığına dikkat çekerek, 27
Mart'ta >apılacak seçimlerin
'genel' yerel seçim olduğunu
sö)ledi. Yerel seçim sonuçla-
nndan hükümetin gerekli
dersleri çıkarması gerektiğini
belirten Baykal. "Tansu Ha-
nun çekilsin, gerisine bakanz"
dedi.
CHP liden Baykal. dün
CHP Ankara İl Başkanlığı'-
nda, CHP'nin yerel seçim bil-
dirgesini açıklamak amacıyla
yaptığı basın toplantısında. se-
çimlere yaklaşırken Türkiye'-
deki siyasi olaylann bir değer-
lendirmesinin yapılmasının
gerekliliğjne değinerek. koalis-
yondaki bunalım ve >erel se-
çimlerin durumu nasıl etkile-
yebileceği konulan üzerinde
durdu. Yerel seçimlere yakla-
şırken bir "dürüstlük krizi" ya-
şandığını belirten Baykal, ye-
rel seçimin "adaylar sürtüş-
mesine" dönüştüğünü söyledi.
Partilerin yerel yönetimlere
ilişkin \eni bir model önerme-
diklerini sövleven Baykal. se-
çim sürecinin "bir öğrenme sü-
reci" olduğuna dikkat çekti.
Koalisyon hükümetinin verel
seçim sonuçlannı önemseme-
yen açıklamalannı eleştiren
Baykal, yerel seçim sonuçlan-
nın Türki>e'nin tercihini yan-
sılacağını açıkladı. Koalisvon-
daki tıkanıklığın umutsuzluğa
neden olmaması gerektiğini
dile getiren Baykal. "Yapama-
yan gider. Hükümetin Tür-
kiye'yi vönetemiyor olması
Türkiye'nin yönetilemeyeceği
anlamına gelmez" dedi. Çö-
zümsüzlüğün öngörülemeye-
ceğini söyle>en Baykal. seçim
sonrasına ilişkin olumsuz ön-
görüleri cleştirerek. "Türkiye'-
yi yönetecek kadrolar vardır.
Secimden sonra çıkanlacak
dersleıie onlar iş başına geie-
cektir" dedi. Başbakan Tansu
Çiller'in erken seçime vönelik
görüşlerine değinen Baykal.
erken seçimin gerekliliâi görü-
şünü dile getirdi.
Yerel yönetimlere getirdik-
leri yeni yaklaşımdan söz eden
Baykal. CHP'nin seçim bildir-
gesinde yer alan "Semt beledi-
yeciliği" kavramını da açıkla-
dı. "Halka dokunabilecek ka-
dar yakın bir belediyecilik an-
layışını benünsediklerini'" söy-
leyen Baykal, partilenn kendi
çıkmazlannı adaylann arkası-
na gjzlediklerini belirtti. Yerel
seçimleri "gladyatörler dövü-
şüne" benzeten Ba>kal. stan-
dart bir yerel yönetim an-
layışının seçim sürecine ege-
men olduğunu dile getirdi.
Doğu ve Güneydoğu illerin-
de adavlara yönelik baskılara
ilişkin bir soruyu, "Adaylan-
mız baskılara boyun eğmeye-
cektir" diye yanıtlayan Bay-
kal, DEP mılletvekillerinİn
dokunulmazlıklannın kal-
dınlmasını "demokrasiye vu-
nılmuş ağır bir darbe" olarak
değerlendirdi.