29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8MART1994SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER PoJiskıyafetiepi renk değiştiriyop •ANKARA(ANKA)- Içişleri Bakanİığ Emniyet Genel Müdürlüğü'nde görevli personelin resmi kıyafet renklerideğişiyor. îçişleri Bakanlığı, "Emniyet Hızmetlen Sınıfı Mensuplan Kıyafet YönetmeliğTnde yapılan değişıklıkle resmi kıyafetlerin rengi koyu lacivert olacak. Resmi Gazete'de yayımlanan değişiküğe göre, emniyet hizmetleri sınıfı mensuplanndan resmi kıyafede görev yapanlara verilecek mont, kazak, ceket, pantolon, etek, kep, yağmurluk, kravat ile pardesülerin renkleri koyu lacivert olarak değiştirildi. Ayakkabı, uzun konçlu bot ve çizmelerin renkleri ise siyah olacak. İHD'ninşubat paporu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - tnsan haklannın çiğnenmesindekı yoğunluk nedeniyle raporlannı ayhk olarak yayunlamaya başlayan Insan Haklan Derneği (İHD). şubat ayı içerisinde, düşüncelerini yazıya döken yazar ve gazetecilere toplam lO9ay hapis. l milyar 114milyon 520 bin bra para cezası verildiğini saptadı. İHD'nin şubat raporuna göre, yazar ve yayıncılara, mahkemeler, bir ayda 664 ay hapis, 1 milyar 58 milyon para cezası istedi. Cezaevindebulunan gazeteti sayısı 68"e ulaşırken, yurdun ceşitli yerlerinde meydana gelen 39 cinayetin "faili mechul" kaldı. İHD'ye şubat ayı içinde, 16 gözalünda ölüm ve yargısız infaz, 29 gözaltında kayıp bilgisi ulaştı. 18 adet yayın "suç" sayılarak toplatılırken, 4demekkapatıldı. Ggrencilerden gözaltı iddiası • İstanbu) Haber Servisi - Bağcılar Dr. Kemal Naci Ekşi Lısesı'ndeson biray içerisinde kısa aralıklarla 11 öğrencinin Liselı Öğrenciler Birliği'ne üye olduklan terekçesıyle gözaltına ihndıgıbtklirildi.İHD'dc conuya ilişkın bır açıklama rapan öğrenciler, ırkadaşlannın okuldaki öğrenci hareketinden rahatsız olan ıdare tarafından polıse ihbar edildiklennı vurgulayarak, bu türbaskılann kendilerini yıldıramayacağmı söylediler. Şon bir hafta içinde gözalülann daha da yoğunlaştığma dikkat çeken öğrencıler, üç arkadaşlannın halen gözalünda olduğunu belirttiler. Yaşasın Kadınlar! Feminist hareketin lO.yılında Beyoğlu'ndayız. Biz kadınlar, 8Martsaatl7.00'de Tramvay'da . buluşuyoruz. Yaşasın 8 Mart! Diinva Kadınlar Ğünü'nü kutluyoruz. Dinçer Erdoğan ve Grubuile Q1T1Restaurant Cafe - Bar 251 00 00 İStMDEĞİŞİKLİĞİ Bakırköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 14.2.1994 tarihli ve 1994-39 numarah karan ile Döndü olan adrm. DİLEK DÜZGÜN olarak değiştirilmiştir. Romanlannız ve ansiklopedileriniz yerinizden alınır. Tel:5540804 Bayındır Şubesi THK Başkanlığı'na kurban derilerinin toplanmasıylailgili rapor sundu 'Dini çevrelerzararveriyor' CEINİGİZ YILDIRIM Türk Hava Kurumu (THK) Bayındır Şubesi, kurumun Teftış Kurulu BaşkanlığVna sunduğu raporda, "Dini çevrelerin, THK için büyük tehlike arzettiğini" vurguladı. Raporda, "THK'- nun can damarı olan kurban de- risi toplama yetkisinin, hüküntet nezdinde iyi anlatılması ve mut- laka kurum lehine değişririlmesi gerektiği, aksi halde bu yıl top- lanacak derinin. toplama gider- lerini bile karşılayamayacak du- ruma geleceğj" belirtildi. Bayındır Şube Başkanlığı- nca. THK Teftiş Kurulu'na su- nulan raporda, 1993 yılında il- çede tahminen 8 bin adet kur- ban kesıldığıne dikkat çekildi. THK'yayiizde 20'si kalıyor Raporda. bu miktann en az yüzde 50'sinin toplanabilmesi amaçiandığı halde yetkisi ol- mayan kişi ve kurumlann kur- ban derisı toplaması nedeniyle yüzde 20 dolayında deri topla- nabildiği bildirildi. Deri topla- manın, köy muhtarları için risksiz. zahmetsiz bir olay oldu- ğu anlaulan raporda, şö>le de- nildi: "Topladıkları derinin tab- Yardım Toplama Yasası yetklyltlllC' navertyor Izinsizderitoplayanaceza Haber Merkezi- İzmır'in Bavındır ilçesi Sulh Ceza Mahkemesi'nde "Izinsiz kurban de- risi topladıklan" gerekçesiyle ayn ayn yargıla- nan Yusuf özece 3 a\ hafif hapis. 37 bin 500 lira para; imam Hasan Çünentay ıse 6 ay hapis ve 120 bin lira hafif para cezasına mahkum ol- dular. Mahkeme, Özece'nin. Çırpı Şehitler îlkokulu'na, imamlık yapan Çimentay'ın da Fatih Öğrenci Yurdu'na izinsiz kurban derisi topladıklannm tespit edildiğini bildirdi. Yardım Toplama Yasası gereğince, kurban derisi ile fitre ve zekat zarfı dağıtmak süretiyle yardım toplamak yetkisi Türk Hava Kuru- mu'na (THK) verildiği halde, 1993 yılının ha- ziran ayında "tzinsiz kurban- derisi topladı- kları" öne sürülen üç kişi hakkında Bayındır Sulh Ceza Mahkemesi'nde ıkı ayn dava açılmıştı. İlk davada yargılanan sanıklar Yu- suf Özece ve Süleyman Hancı savunmaları- nda, kapı kapı dolaşıp kurban derisi topladı- klan iddialannı reddetmişlerdi. Tanıklan dinleyen mahkeme ise yaptığı in- celemeden sonra sanık Süleyman Hancının "suçu işlediğine yönelik kuvvetli deiil bulun- madığı" gerekçesiyle beraatine .karar verdi. Mahkeme, dığer sanık Yusuf Özece'nin ıse Yardım Toplama Yasası'na aykın hareket et- tiğinin ifadesiyle ve tanıklann anlatımlanyla da kanıtlandığını belirterek ilgili yasa uyan- nca 3 ay hafif hapis. 37 bin 500 lira hafif para cezası ile cezalandınlmasına karar verdi. An- cak mahkeme. Özece'nin sabıkasız oluşunu dikkate alarak cezasını erteledi. Bayındır Sulh Ceza Mahkemesi'ndeki diğer davada yargılanan imam Hasan Çımentay ise Eylül 1993 tarihinde "Fatih öğrenci Yurdu'na izinsiz kurban derisi topladığı" savıyla yargı- lanıyordu. Çımentay. yaptığı savunmada, suçlamalan reddetti. Mahkeme, Çimentay'ı 6 ay hapis ve 120 bin lira para cezasına mahkum etıi. Daha sonra da cezasını 3 ay hapis ve 60 bin lira hafif para cezasına indirdi. minen yüzde 10'unu kuruma, yüzde 20'sini köy sandığına. yüzde 70'ini kendîne avırmak- tadır. Bugün 150 kurbandan aşağı kesen köylerimiz bemen yok gibidir. Kimi köylerimizin 600 kurban kesriği tespit edil- miştir. Tüm bu şartlar gözönüne alındığında muhtarların şahsi gelirinin büyüklüğü ortaya çı- kmaktadır. Bayındır şubesi ola- rak 2860 sayılı yasayı ihlal eden başta ilçe müftüsü olinak iizere 3 imam, 5 şahıs, 1 yurt yönericisi, 10 köv muhtarı hakkında Cum- huriyet Savcılıgı, mülki antirlik nezdinde suç duyurusunda btılu- nulmuş, neticeler aynca genel başkanlığımıza arzedilecektir." 15 Haaran 1993 tarihli raporda aynca, Kurban Bayramı nede- niyle rlçede deri toplama faali- yetini gösteren kurum ve kuru- luşlar da şöyle sıralandı: -Müftü ve Köy İmamlan, -Öğrenci yurtlan. -Okul koruma demekleri, -Hastane koruma demekleri, -Siyasi partiler, -Türkiye gazetesi, -Köy muhtarlan. Sözİconusuraporun, "Müftü- lük ve Köy İmamlan Faaliyeti" bölümünde, ilçede yapılacak olan müftülük sitesi için başta ilçe müftüsü olmak üzere köy- lerin tümündeki cami imam- lannın bayram öncesı cuma na- mazında ve bayram namaanda verdiklen hutbelerde ilçede kurban derilerinin kendılerine verilmesini telkin ettikleri kay- dedildi. İlçe müftüsünün söz- konusu bağışı isterken alenen THK'nu karşısına alarak "Her nasılsa kanunen deri toplama yetkisi THK'ya veribniştir. Ne hikmettir bilinmez" diye kuru- mu sankı dine karşı imiş gibı gösterdiği de belirtildi. ProtokoKi(hşlayan ' Yılmaz Güney'in Türkiye'den kaçınlmasında önemlibir rol oynayan Melina Mercouri, 'Pazarları Asla fılmiyle ünlenmişti. Ne çarekibir pazargünühansereyenildi ÖZGEN ACAR Melina Mercouri' nin yaşı 68 ile 71 arasında değişir... 30yıl Atına Belediye Başkan- lığı yapmış tutucu dede Spiro'- nun Yunanca "bal" anJamına gelen "Meli"den esinlenerek kendisıne taktığı adı taşır. "Cı- va" anlamındaki "Mercouri" ıse soyadını oluşturur. Bu du- rumda Melina Mercouri bal gibi bir dişi, cıva gibi politikacı, militan ve sanat insanıydı. Kendismı uluslararası üne kavusturan "Pire jÇocukları'' fîlmi Ingilizceye "Pazarları,As- la" diye çevnlmişti. Ne çare ki o asla dediği bir pazar günü öldü. Melina'run yaşamında Tür- kiye ile ilgili önemli günler var- dır. Bunlann arasında hiç kuşku- suz Türk sinemasının ustalann- dan Yılmaz Güneyin Türkiye- den kaçınlmasında oynadığı rol, en başta gelir. Güney, bayram tatili gerek- çesiyle çıktıjb cezevinden sonra soluğu Antalya'nın Kaş ilçesin- de ve ardından da karşıdaki Yunan Meis Adası'nda almıştı. Güney'in kaçtığı 10 Ekim 1981 pazar günü. Melina'nın yaşamında oldukça önemli bir gündür. Çünkü o gün Yunanis- tan'da Andreas Papandreu'nun PASOK'u seçimi kazanmış ve kendisine Kültür Bakanlığı yo- lu açılmıştır. Seçimden bir iki gün sonra Atina'nın ünlü ulusal resim müzesi "Pinotek"te yapılan PASOK'un kutlama törenine ben de katılmıştım. Melina'yı tanımayanlar o geceki telaşını "secinı zaferinin sarhoşluğuna" yorumlamışlardı. O>sa Me- lina'nın telaşının nedeni çok farklıydı. Güney'le kucaklaşma Melina, Meis'ten Rodos Adasfna helıkopterle getirttiği Güney çiftinin Atina'da o gece- ki törene yetişip yetişemeyece- ğinin merak ve telaşı içindeydi. Törenin sonuna doğru Gü- ney, yanında eşi ve sinema dün- yasının sayılı yönetmenlerinden Jules Dassin olduğu halde Pi- notek'ın merdivenlerinde gö- ründü. Melina'nın Yılmaz Gü- ney'e doğru basamaklardan ikişer ikişer atlayarak nasıl koş- tuğunu bugün bile çok iyi anım- sanm. Bu coşkun kucaklaşmayı pek çok meslektaşım ile birlikte ben de göriintülemeye çalışıyor- dum. O an Melina'nın şu sözle- ri de kulağımdan çıkmayacak: "Biz seçimi, sen de özgürlöğü- nü kazandın. Benim için bundan güzel bir doğum günü bediyesi olamazdı..." Resmi kayıtlara göre 18 Ekim 1925'te doğan Melina • Mercouri'nin gerçek doğum ta- rihinin 10 Ekim olduğu söyle- nır. Nitekim, o gece tanık oldu- ğum bu konuşma da bu gerçeği doğrulamaktadır. Uzun boylu. doğal sanşm. yeşil gözlü, sigaranın kartlaştır- dığı, derinden gelen seksi bir sese sahip olan Melina Mercou- ri hakkında Nevv Yorklu bir eleştirmen, şu benzetmeyi yapmıştı: "Melina, güneşin yıkadığı Ingrid Bergman'ın görünüşüne, Lauren BacaH'ın çekiciliğine ve Anna Magnani'nin ihtirasına 18O4'te Atina'da Parthenon'dan British Musetım'a kaçırılan Elgin Mermerleri'nin Yunanistan'a geri getirilmesi için Melina Mercouri 'nin başlattığı kampanya unutulacak gibi değildir. sahip bir kadın..." Melina, I959'da İstanbul'da. eşınin yönetiminde çekilen "Topkapı" filminde başrolü oy- namıştı. Türk turizmı ve Türkiye'nin tanıtımı için şimdıye değın ya- pılmış en önemlifilmdi.Denile- bilir ki dünya turistlerinin göz- leri ancak bu fılmden sonra Türkiye'ye dönmüştür. Ammsayacağınız gibi fılmde Peter Ustinov, Maximillien Schell ve Melina Mercouri Top- kapı Sarayı'ndan, bu fılmden sonra daha da ünlenen, züm- riitlü hançeri çalmaya çalışır- lar.. Sevgiden düşmanhğa... Ancak. fılmde ilgınç bir sah- ne vardır... Soygun ile ilgili ça- lışmalarından fırsat buldukça İstanbul'u gezen kafadarlar İnönü Stadyumu'nda yağlıgü- reş karşılaşmalanna giderler. İrikıyım yağlıgüreşçileri seyre- derken, Melina'nın ısteri krizi gecirip orgazma doğru yol aldı- ğj, yakın plan çekim mimikle- rinden anlaşılır. Gerçekte fılmın yönetmeni olan eşi Jules Dassin, bir başka Amerikalı yönetmen ve eşınin başından geçen olaylardan esinlenerek bu sahneyi filme koymuştur. Amerikalı film oyuncusu ve yönetmen John Derek. o zaman henüz sinemaya geçmemiş olan İsveçli eşi Ursula Andress ile Türkiye'ye gelmışlerdi. John Derek, ermeydanında güreşçi- lerin fotoğraflannı çekerken, seks kraliçesi eşi Ursula And- ress de tribünlerde isteri krizine tutulmuştu. Dassin. bu sahne ile Andress'i ti'ye almıştı... Daha sonra yayımladığ "ya- şam öyküsü"nde Melina, İstan- bul günlerini şövle anlatır: "Bu film çekilirken duvdu- ğum mutluluğu asla unutamaya- cağım. İstanbul'a aşık olmuş- tum. Orada buiunduğum zaman iki toplum arasındaki düşmanlı- ğın ne kadar boş olduğunu gör- düm. İstanbul'da Türklerie Rumlaruı ne kadar güzel yaşa- dıklarına tanık oldum. (...) Siya- setin iki toplum arasındaki düş- manlığı vaşatmaya çalışmasına karşın bu insanlar arasındaki sevgi ve saygıyı gördüm." Ancak Papandreu'nun izle- diği "Türk düşmanlığı" politi- kası nedeniyle Kültur Bakanı Mercouri de kendısini ister iste- mez aym çizgi içinde bulur. 1981-88 yıllan arasında Melina bu çizgiden aynlmaz. "Davos Süreci" ile başlayan Atina-Ankara arasındaki ya- kınlaşmanın ilk somut adımı olarak Melina, Ankara'ya ge- len ilk Yunan bakanı olur. Buaradazamanın Kültür Ba- kanı Tınaz Titiz'le yan vana otururken eüni Türk bakanının bacaklan üîerinde dolaştırması kimilerince yadırganırsa da ço- ğunluk Melina'nın "protokolü dışlayan bir Ak-deniz-kızı n ol- duğu görüşündedir. Ankara'cla televizyon kame- rası önünde- "Türkleri seviyo- nım" diyecek kadar duygusal- laşması, acaba onun gerçek inancı mıydı? Yunanistan'ın Jan Dark'ı Yunan cuntasının ışbaşında olduğu 1967-74 tarihleri arasın- da Melina. New York - Pans başta olmak üzere ABD ve Av- rupa'da askeri yönetime karşı bayrak açmış bir Jan Dark ro- lündedir. Bu arada Yunanistan özle- mıni gidermek için gittiği tek yer Kuşadası'dır Kuşadası'- nda eşi ile birlikte tatil yapar- ken başta Hülya Koçyiğit ol- mak üzere pek çok Türk sanat- çıyla dostluklar kurar. Koçyiğit'in daha sonra poli- tikaya özenmesinde bu dostlu- ğun etkisi olduğu söylenir. İşin ilginç bir başka yanı, o günlerde Kuşadası'nda bir baş- ka Yunan da sürgündedir. Bu- gün Avrupa Birlığı ile ilgili ılış- kılerden sorumlu Yunan Dışiş- leri Bakan Yardımcısı Theodo- ros Pangalosda Kuşadası'nda- dır. Daha sonra PASOK'un ağır toplanndan olacak ve bakanlık koltuğuna oturacak bu iki Yu- nan'dan Pangalos'un da gözü Ege Denizi'ndedir. Dedesi 1915'te İzmir'e çıkan Yunan birliginin başkomutanı olan Pangalos'un babası da o sırada Yunan ordusunda bır generaldır. Sürgündekı oğul ile ıktidardakı general baba ara- sındaki özlem. Kusadası'ndakı gizh buluşmalarla gıdenlir. Ancak, Melina'nın Yunanis- tan ile özleminin giderilmesi için Türkiye'nin Kıbns'a mü- dahalesı gerekecektır Melina da ancak bundan sonra sür- günden ülkesine döner. Melina'nın, o ana kadar hiç karşılaşmadıgı. tanımadığı Yıl- maz Güney'i, o günkü Türkiye duygulannın etkisiyle kurtardı- ğı. daha sonraki günlerde söyle- necektir. Özgürlük ve sanat simgesi Yunan askeri yönetimıne karşı mılıtanca uğraşılan, onu en az filmleri kadar bir kez da- ha ünlü yapar. Papandreu'nun kendisini Kültür Bakanlığı koltuğuna oturtmasının ve hiçbir biçimde görevini değiştirmediği tek ba- kanı olmasının önemli bir nede- ni yardır. Örneğın, Yunan Dışişleri Ba- kanı, VVashıngton'a gittiğinde Ulusal Basın Kulübü'nde dü- zenlediği yemekli basın toplan- tısına 30 Amerikalı gazeteci katılıyorsa, Melina aynı kulüp- te konuştuğu zaman 300 Ame- rikalı gazeteci yemekte hazır- dır. Kırılan potlar Melina. Yunanistan'ın bir anlamda özgürlük ve sanat simgesi olmuştur. 1804'te Atina'da Parthenon'- dan British Museum'a kaçın- lan Elgin Mermerleri'nin Yu- nanistan'a geri getirilmesi için Melina'nın başlattığı kampan- ya unutulacak gibi değildir. Bu arada. Melina'nın kırdığı bir potu da gülümseyerek anı- msamakta yarar var... Melina, dikkatleri çekmek için Lond- ra'yagider. Gazeteci ve televizyonculara British Museum'da randevu verir. Elgin Mermerlen'nin bu- lunduğu salonda konuşmaya başlar. Özetle "Biz, atalanmızm bu mirasını geri götüreceğiz"der ve bir eliyle de duvardaki bazı mermer kabartmalan göstere- rek "İşte bunları almaya gel- dim" diye haykınr. Ancak şaşıran İngiliz gazete- ciler birkaç saniye sonra gülme- ye başlarlar. Çünkü. Melina'- nın gösterdikleri Elgin Mer- merleri değil. başka mermer ka- bartmalardır... PASOK'un rakibi, ana mu- halefetin lideri ve bir zamanlar Atina Belediye Başkanlığı seçi- mindeki rakibi Miltiade Evert, Melina'nın ardından şöyle ko- nuşacaktır: "Heienizm, onun mükemmei- liğini asla unutmayacaktnr." ARAYIS TOKTAMIS ATES 70 'Cenre Muiıtaç Olmak Genç okurlarım bilmezler. Şimdiki Sayın Cumhurbaş- kanımız, 1980 öncesinde bir gün "Memleketi 70 cente muhteç duruma getirdiler"demişti. Hala bu 70centede- biyatı sürüyor. Kendileri zaman zaman bu sozu hangi bağlamda söylediklerini açıkladılar, ama bugün 70cen- te muhtaç olmadığımızı sanan' bazıları, sıkıştıkça bu sözü gündeme getirirler. Televizyonlarda ekonomi ile ilgili tartışmaları 'hayret' ve 'ibretle' izliyorum. Ya bizim kimi ekonomistlerimiz iyiden iyiye 'ge/7ze/ra//'yadahalkı 'geri zekalı' sanıyor- lar (Aslında bu da bir başka geri zekalılık tjrüdür ya)... Türkiye'de 1980 öncesinde enflasyon % 100lerin üze- rine çıkmış da... Türkiye'de 1980 öncesinde döviz darbo- ğazı varmış da... Hani o günleri yaşamasam, bilmesem 'belki' diyeceğim. Türkiye'nin 1980 öncesinde ciddi eko- nomik sorunları olduğu doğrudur, ama bugünlerin so- runları o günlerin çok ötesindedir. 1970'lerde toparlanmış olan Türkiye ekonomisini 'te- petaklak' eden üç husus vardır. Bunlardan birincisi, 'petrol şoku'ya da bir başka deyişle Petrol Üreten Ülke- ler örgütü'nün (OPEC) petrol fiyatlarını bir yıl içinde ka- demeli olarak üç kat arttırmasıdır. Bir an öyle bir nok- taya geldik ki, tüm ihracat gelirlerimiz petrol faturasını karşılayamaz oldu. Ikinci husus, Kıbrıs Barış Harekatı 1 - nın ortaya çıkardığı faturadır Kimi birliklerin güneye kaydırılması, çıkarma giderleri vs, o günlerin bütçesin- de büyük yaralar açmıştı. Üçüncü husus da, ABD'nin uyguladığı ve kimi mütte- fiklerine uygulattığı 'silah ambargosu'dur. Türkiye kimi yaşamsal askeri gereksinimlerini çok yüksek fiyatlarla ikinci el piyasalardan sağlamak zorunda kalmıştı. Tabii üç dört kat fiyat odeyerek. Ve bu üç hususa ek olarak, aklın almayacağı bir terör olmasına karşın, Türkiye'de 1970-1980 arası ortalama enflasyon %30unaltındaidi.Enflasyonun % 100'ünüs- tüne çıktığı yıl, 1980 olmuştur. Bunun nedeni de 24 Ocak'la gelen 'şok onlemler've döviz kurunun iki kat art- tırılması idi. 24 Ocak Kararları, kendi kendine yetmeye çalışan bir ekonomiyı, uluslararası ekonomiye 'entegre etmeye' çalışan kararlardı. Kısmen de başarılı olundu. Nasıl mı başarılı olundu? Toplumun bir kesiminin 'tüketim' norm- ları, anormal bir biçimde yükseldı ve Batılı normlar dü- zeyineçıktı. Eğer 'en/egrasyon' buysa entegre oldukde- mektir. Ama bunu nasıl sağladı Türkiye? Üretimini arttı- rarak mı? Hayır. Borçlarını arttırarak .. Defalarca yazdım. Biz bugün ürettiğinden fazlasını tü- keten bir toplum durumuna sokulduk. Tüketebilenler ha- yatlarından memnun. Tüketemeyenler de, "Birgunsıra bana gelır" umudu içinde... Inanılması güç bir aymazlı- kla, hızla felakete'doğrugidiyoruz. Kimileri 'uyandt', gi- dişatı dile getirmeye başladılar. Ama hala 24 Ocak mantığını savunuyorlar Peki o halde bu gidişatın so- rumlusu kim? Hangi 'yanlış' politikalar ekonomimizi bu duruma getirdi 9 Eğer 1980 öncesinde Türkiye'ye. bugün akan dış bor- cun yarısı verilseydi, ne 24 Ocak istikrar Önlemleri'ne gerek kalırdı, ne 12 Eylül rejimi denen antidemokratik dönemi yaşardık, ne de demokrasimiz böyle 'kuşa çev- rilirdi'. Acaba amaçları bu muydu? Türkiye ekonomisini bugünkü durumuna sokan ön- lemler, şimdi yeniden gundeme getiriliyor (Zaten hep gündemdeydi ya)... 'Buhrandan çıkmak için fedakarlık' , istşniyor Kimden isteniyor bu fedakarlık? Yıllardan be- ; ri.'evât yıllardan beri fedakarlık istenen ve kimi zaman zorbalıkla, kimi zaman da kandırılarak fedakarlık ettin- len kesimlerden. Utanmazlık ve pişkinliğin bu kadarı ol- maz. Kamu fınansmanı çıkmaza girmiş. Elbette girer. 300 trilyonun üzerinde iç borç, 60 milyar doların üzerinde dış borç yaparsanız, elbette çıkmaza girersiniz. Ne yapıldı bu borç paralarla? Atatürk Barajı, telekomünikasyon ve otoyolların dışında, devlet hangi alanlara ciddi yatırım- lar yaptı?Sonradan görme 'tufeyli'bir zengin sınıf yarat- manın dışında ne yapıldı yıllardır? Bugünkü 'rantekono misinin' ardında neler yatıyor? Büyük kentlerimızde gayrimenkul fiyatları Londra'dan, Paris'ten yüksek. Kim ödüyor bu paraları, kimler ödüyor? Bankalardaki mevduat hesaplarının yarıdan fazlası 'döviz hesabı 'olmuş. Yarın bu hesapsahipleri 'paraları- nı almak için' kuyruğa girdikleri zaman görürsünüz kaç cente muhtaç olduğumuzu. "Yetmiş cente muhtaç'oldu- ğumuz günleri bile ararsınız. Ve kafalarını kuma gömen kimileri, 'günü kurtarmak' için özelleştirmeye sarılıyor Son yıllarda adam gibi yü- rütülen tek ekonomik çabanın ürünü olan telekomüni- kasyon, öncelikle pazarlanacakmış. Ekmek almak için kanını satan adam misali.. Ve kimileri hala 24 Ocak mantığını savunuyor ve "Baş- ka çare yok" diyor. Parlakbircılanınaltındakı.çurümüş- lük ve çöküntünün sarsıntılarını duymak istemiyor. ihtfsalen zlmmet Gökneller aîlece yargılandı İstanbul Haber Senisi- İSKİ eski Gene! Müdürü Ergun Göknel. eşi Ferav Göknel vc oğullan Demir \e llhan Göknel hakkında "ihtisalen zimmet" ve "mal beyanı yasasına aykın davranmak" suçlamasıyla açı- lan davaya devam edildi. İstanbul 5"inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün yapılan duruşmaya sanıklardan Ergun Göknel ile eşi Feray Göknel ve müdahil Nurdan Erbuğ katıldı. Bilirkişi raporunun tartışıldığı duruşmada Nurdan Erbuğ. boşanma tazminatı olarak eskı eşi Ergun Göknel'den aldığı ve mahkeme larafindan emancıc alınan 8 mıl\ar liranın iadesini istcdı. Mahkeme. Nurdan Erbuğ'- un istemini. daha üncckı ara kurarlannda reddettığı gerek- çesiyle kabul etmczkcn ISKİ'- nın bılgısavar kavıtlanndaki silinmenın davanın esasını ilgi- lendirip ılgilendirmediği ko- nusundaki bilirkişi raporunun genışletilmcsi karanna vardı. Ergun Göknel'in tutuksuz yar- gılandığı davada mahkeme, ek bilirkişi raporunun beklenmesi için duruşmayı ıleri bir tarihe erteledi. Gürcüyönetmen TengizAbuladze öldü MOSKOVA (AA)- Gürcis- tan'ın ünlü film yönetmeni Tengiz Abuladze. öncekı gün memleketi Tiflis'te öldü. ITAR-TASS ile Interfax ajanslan, 71 yaşındaki eskı Sovyet Parlamentosu Millet- vekili Abuladze'nin uzun süre- dir devam eden hastahğı sonu- cu öldüğünü bildirdiler. Stalin- döneminı anlattığı "Piş- manlık". Gorbaçov'un değişim atılımının simgelerinden biri halinegelmişti. I984yapımıbu filmde Gürcü gizli polis şefinin gerçeküstü anlatım tckniğine dayalı öyküsü, Sovyet halklan arasında Gorbaçov'un açıklık ve yeniden yapılanma siyaseti- nin adeta "bildüisi" niteliğine kavuşmuştu. 1953 yılında ilk filmını çeken Lenin Sanat Ödülü'ne sahip Abuladze'nin en ünlü filmleri arasında "Di- lek Ağacı" ve "Savunma" yer alıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle