Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8MART1994SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
PoJiskıyafetiepi
renk
değiştiriyop
•ANKARA(ANKA)-
Içişleri Bakanİığ Emniyet
Genel Müdürlüğü'nde
görevli personelin resmi
kıyafet renklerideğişiyor.
îçişleri Bakanlığı, "Emniyet
Hızmetlen Sınıfı Mensuplan
Kıyafet YönetmeliğTnde
yapılan değişıklıkle resmi
kıyafetlerin rengi koyu
lacivert olacak. Resmi
Gazete'de yayımlanan
değişiküğe göre, emniyet
hizmetleri sınıfı
mensuplanndan resmi
kıyafede görev yapanlara
verilecek mont, kazak,
ceket, pantolon, etek, kep,
yağmurluk, kravat ile
pardesülerin renkleri koyu
lacivert olarak değiştirildi.
Ayakkabı, uzun konçlu bot
ve çizmelerin renkleri ise
siyah olacak.
İHD'ninşubat
paporu
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - tnsan haklannın
çiğnenmesindekı yoğunluk
nedeniyle raporlannı ayhk
olarak yayunlamaya
başlayan Insan Haklan
Derneği (İHD). şubat ayı
içerisinde, düşüncelerini
yazıya döken yazar ve
gazetecilere toplam lO9ay
hapis. l milyar 114milyon
520 bin bra para cezası
verildiğini saptadı. İHD'nin
şubat raporuna göre, yazar
ve yayıncılara, mahkemeler,
bir ayda 664 ay hapis, 1
milyar 58 milyon para cezası
istedi. Cezaevindebulunan
gazeteti sayısı 68"e ulaşırken,
yurdun ceşitli yerlerinde
meydana gelen 39 cinayetin
"faili mechul" kaldı. İHD'ye
şubat ayı içinde, 16
gözalünda ölüm ve yargısız
infaz, 29 gözaltında kayıp
bilgisi ulaştı. 18 adet yayın
"suç" sayılarak toplatılırken,
4demekkapatıldı.
Ggrencilerden
gözaltı iddiası
• İstanbu) Haber Servisi -
Bağcılar Dr. Kemal Naci
Ekşi Lısesı'ndeson biray
içerisinde kısa aralıklarla 11
öğrencinin Liselı Öğrenciler
Birliği'ne üye olduklan
terekçesıyle gözaltına
ihndıgıbtklirildi.İHD'dc
conuya ilişkın bır açıklama
rapan öğrenciler,
ırkadaşlannın okuldaki
öğrenci hareketinden
rahatsız olan ıdare
tarafından polıse ihbar
edildiklennı vurgulayarak,
bu türbaskılann kendilerini
yıldıramayacağmı söylediler.
Şon bir hafta içinde
gözalülann daha da
yoğunlaştığma dikkat çeken
öğrencıler, üç arkadaşlannın
halen gözalünda olduğunu
belirttiler.
Yaşasın
Kadınlar!
Feminist
hareketin
lO.yılında
Beyoğlu'ndayız.
Biz kadınlar,
8Martsaatl7.00'de
Tramvay'da
. buluşuyoruz.
Yaşasın
8 Mart!
Diinva Kadınlar
Ğünü'nü
kutluyoruz.
Dinçer Erdoğan
ve
Grubuile
Q1T1Restaurant
Cafe - Bar
251 00 00
İStMDEĞİŞİKLİĞİ
Bakırköy 2. Asliye Hukuk
Mahkemesi'nin 14.2.1994
tarihli ve 1994-39 numarah
karan ile Döndü olan adrm.
DİLEK DÜZGÜN olarak
değiştirilmiştir.
Romanlannız ve
ansiklopedileriniz
yerinizden alınır.
Tel:5540804
Bayındır Şubesi THK Başkanlığı'na kurban derilerinin toplanmasıylailgili rapor sundu
'Dini çevrelerzararveriyor'
CEINİGİZ YILDIRIM
Türk Hava Kurumu (THK)
Bayındır Şubesi, kurumun Teftış
Kurulu BaşkanlığVna sunduğu
raporda, "Dini çevrelerin, THK
için büyük tehlike arzettiğini"
vurguladı. Raporda, "THK'-
nun can damarı olan kurban de-
risi toplama yetkisinin, hüküntet
nezdinde iyi anlatılması ve mut-
laka kurum lehine değişririlmesi
gerektiği, aksi halde bu yıl top-
lanacak derinin. toplama gider-
lerini bile karşılayamayacak du-
ruma geleceğj" belirtildi.
Bayındır Şube Başkanlığı-
nca. THK Teftiş Kurulu'na su-
nulan raporda, 1993 yılında il-
çede tahminen 8 bin adet kur-
ban kesıldığıne dikkat çekildi.
THK'yayiizde
20'si kalıyor
Raporda. bu miktann en az
yüzde 50'sinin toplanabilmesi
amaçiandığı halde yetkisi ol-
mayan kişi ve kurumlann kur-
ban derisı toplaması nedeniyle
yüzde 20 dolayında deri topla-
nabildiği bildirildi. Deri topla-
manın, köy muhtarları için
risksiz. zahmetsiz bir olay oldu-
ğu anlaulan raporda, şö>le de-
nildi: "Topladıkları derinin tab-
Yardım Toplama Yasası yetklyltlllC' navertyor
Izinsizderitoplayanaceza
Haber Merkezi- İzmır'in Bavındır ilçesi
Sulh Ceza Mahkemesi'nde "Izinsiz kurban de-
risi topladıklan" gerekçesiyle ayn ayn yargıla-
nan Yusuf özece 3 a\ hafif hapis. 37 bin 500
lira para; imam Hasan Çünentay ıse 6 ay hapis
ve 120 bin lira hafif para cezasına mahkum ol-
dular. Mahkeme, Özece'nin. Çırpı Şehitler
îlkokulu'na, imamlık yapan Çimentay'ın da
Fatih Öğrenci Yurdu'na izinsiz kurban derisi
topladıklannm tespit edildiğini bildirdi.
Yardım Toplama Yasası gereğince, kurban
derisi ile fitre ve zekat zarfı dağıtmak süretiyle
yardım toplamak yetkisi Türk Hava Kuru-
mu'na (THK) verildiği halde, 1993 yılının ha-
ziran ayında "tzinsiz kurban- derisi topladı-
kları" öne sürülen üç kişi hakkında Bayındır
Sulh Ceza Mahkemesi'nde ıkı ayn dava
açılmıştı. İlk davada yargılanan sanıklar Yu-
suf Özece ve Süleyman Hancı savunmaları-
nda, kapı kapı dolaşıp kurban derisi topladı-
klan iddialannı reddetmişlerdi.
Tanıklan dinleyen mahkeme ise yaptığı in-
celemeden sonra sanık Süleyman Hancının
"suçu işlediğine yönelik kuvvetli deiil bulun-
madığı" gerekçesiyle beraatine .karar verdi.
Mahkeme, dığer sanık Yusuf Özece'nin ıse
Yardım Toplama Yasası'na aykın hareket et-
tiğinin ifadesiyle ve tanıklann anlatımlanyla
da kanıtlandığını belirterek ilgili yasa uyan-
nca 3 ay hafif hapis. 37 bin 500 lira hafif para
cezası ile cezalandınlmasına karar verdi. An-
cak mahkeme. Özece'nin sabıkasız oluşunu
dikkate alarak cezasını erteledi.
Bayındır Sulh Ceza Mahkemesi'ndeki diğer
davada yargılanan imam Hasan Çımentay ise
Eylül 1993 tarihinde "Fatih öğrenci Yurdu'na
izinsiz kurban derisi topladığı" savıyla yargı-
lanıyordu. Çımentay. yaptığı savunmada,
suçlamalan reddetti. Mahkeme, Çimentay'ı 6
ay hapis ve 120 bin lira para cezasına mahkum
etıi. Daha sonra da cezasını 3 ay hapis ve 60
bin lira hafif para cezasına indirdi.
minen yüzde 10'unu kuruma,
yüzde 20'sini köy sandığına.
yüzde 70'ini kendîne avırmak-
tadır. Bugün 150 kurbandan
aşağı kesen köylerimiz bemen
yok gibidir. Kimi köylerimizin
600 kurban kesriği tespit edil-
miştir. Tüm bu şartlar gözönüne
alındığında muhtarların şahsi
gelirinin büyüklüğü ortaya çı-
kmaktadır. Bayındır şubesi ola-
rak 2860 sayılı yasayı ihlal eden
başta ilçe müftüsü olinak iizere 3
imam, 5 şahıs, 1 yurt yönericisi,
10 köv muhtarı hakkında Cum-
huriyet Savcılıgı, mülki antirlik
nezdinde suç duyurusunda btılu-
nulmuş, neticeler aynca genel
başkanlığımıza arzedilecektir."
15 Haaran 1993 tarihli raporda
aynca, Kurban Bayramı nede-
niyle rlçede deri toplama faali-
yetini gösteren kurum ve kuru-
luşlar da şöyle sıralandı:
-Müftü ve Köy İmamlan,
-Öğrenci yurtlan.
-Okul koruma demekleri,
-Hastane koruma demekleri,
-Siyasi partiler,
-Türkiye gazetesi,
-Köy muhtarlan.
Sözİconusuraporun, "Müftü-
lük ve Köy İmamlan Faaliyeti"
bölümünde, ilçede yapılacak
olan müftülük sitesi için başta
ilçe müftüsü olmak üzere köy-
lerin tümündeki cami imam-
lannın bayram öncesı cuma na-
mazında ve bayram namaanda
verdiklen hutbelerde ilçede
kurban derilerinin kendılerine
verilmesini telkin ettikleri kay-
dedildi. İlçe müftüsünün söz-
konusu bağışı isterken alenen
THK'nu karşısına alarak "Her
nasılsa kanunen deri toplama
yetkisi THK'ya veribniştir. Ne
hikmettir bilinmez" diye kuru-
mu sankı dine karşı imiş gibı
gösterdiği de belirtildi.
ProtokoKi(hşlayan '
Yılmaz Güney'in Türkiye'den kaçınlmasında önemlibir rol oynayan Melina Mercouri,
'Pazarları Asla fılmiyle ünlenmişti. Ne çarekibir pazargünühansereyenildi
ÖZGEN ACAR
Melina Mercouri' nin yaşı 68
ile 71 arasında değişir...
30yıl Atına Belediye Başkan-
lığı yapmış tutucu dede Spiro'-
nun Yunanca "bal" anJamına
gelen "Meli"den esinlenerek
kendisıne taktığı adı taşır. "Cı-
va" anlamındaki "Mercouri"
ıse soyadını oluşturur. Bu du-
rumda Melina Mercouri bal
gibi bir dişi, cıva gibi politikacı,
militan ve sanat insanıydı.
Kendismı uluslararası üne
kavusturan "Pire jÇocukları''
fîlmi Ingilizceye "Pazarları,As-
la" diye çevnlmişti. Ne çare ki o
asla dediği bir pazar günü öldü.
Melina'run yaşamında Tür-
kiye ile ilgili önemli günler var-
dır.
Bunlann arasında hiç kuşku-
suz Türk sinemasının ustalann-
dan Yılmaz Güneyin Türkiye-
den kaçınlmasında oynadığı
rol, en başta gelir.
Güney, bayram tatili gerek-
çesiyle çıktıjb cezevinden sonra
soluğu Antalya'nın Kaş ilçesin-
de ve ardından da karşıdaki
Yunan Meis Adası'nda almıştı.
Güney'in kaçtığı 10 Ekim
1981 pazar günü. Melina'nın
yaşamında oldukça önemli bir
gündür. Çünkü o gün Yunanis-
tan'da Andreas Papandreu'nun
PASOK'u seçimi kazanmış ve
kendisine Kültür Bakanlığı yo-
lu açılmıştır.
Seçimden bir iki gün sonra
Atina'nın ünlü ulusal resim
müzesi "Pinotek"te yapılan
PASOK'un kutlama törenine
ben de katılmıştım. Melina'yı
tanımayanlar o geceki telaşını
"secinı zaferinin sarhoşluğuna"
yorumlamışlardı. O>sa Me-
lina'nın telaşının nedeni çok
farklıydı.
Güney'le kucaklaşma
Melina, Meis'ten Rodos
Adasfna helıkopterle getirttiği
Güney çiftinin Atina'da o gece-
ki törene yetişip yetişemeyece-
ğinin merak ve telaşı içindeydi.
Törenin sonuna doğru Gü-
ney, yanında eşi ve sinema dün-
yasının sayılı yönetmenlerinden
Jules Dassin olduğu halde Pi-
notek'ın merdivenlerinde gö-
ründü. Melina'nın Yılmaz Gü-
ney'e doğru basamaklardan
ikişer ikişer atlayarak nasıl koş-
tuğunu bugün bile çok iyi anım-
sanm.
Bu coşkun kucaklaşmayı pek
çok meslektaşım ile birlikte ben
de göriintülemeye çalışıyor-
dum. O an Melina'nın şu sözle-
ri de kulağımdan çıkmayacak:
"Biz seçimi, sen de özgürlöğü-
nü kazandın. Benim için bundan
güzel bir doğum günü bediyesi
olamazdı..."
Resmi kayıtlara göre 18
Ekim 1925'te doğan Melina
• Mercouri'nin gerçek doğum ta-
rihinin 10 Ekim olduğu söyle-
nır. Nitekim, o gece tanık oldu-
ğum bu konuşma da bu gerçeği
doğrulamaktadır.
Uzun boylu. doğal sanşm.
yeşil gözlü, sigaranın kartlaştır-
dığı, derinden gelen seksi bir
sese sahip olan Melina Mercou-
ri hakkında Nevv Yorklu bir
eleştirmen, şu benzetmeyi
yapmıştı:
"Melina, güneşin yıkadığı
Ingrid Bergman'ın görünüşüne,
Lauren BacaH'ın çekiciliğine ve
Anna Magnani'nin ihtirasına
18O4'te Atina'da Parthenon'dan British Musetım'a kaçırılan Elgin Mermerleri'nin Yunanistan'a
geri getirilmesi için Melina Mercouri 'nin başlattığı kampanya unutulacak gibi değildir.
sahip bir kadın..."
Melina, I959'da İstanbul'da.
eşınin yönetiminde çekilen
"Topkapı" filminde başrolü oy-
namıştı.
Türk turizmı ve Türkiye'nin
tanıtımı için şimdıye değın ya-
pılmış en önemlifilmdi.Denile-
bilir ki dünya turistlerinin göz-
leri ancak bu fılmden sonra
Türkiye'ye dönmüştür.
Ammsayacağınız gibi fılmde
Peter Ustinov, Maximillien
Schell ve Melina Mercouri Top-
kapı Sarayı'ndan, bu fılmden
sonra daha da ünlenen, züm-
riitlü hançeri çalmaya çalışır-
lar..
Sevgiden düşmanhğa...
Ancak. fılmde ilgınç bir sah-
ne vardır... Soygun ile ilgili ça-
lışmalarından fırsat buldukça
İstanbul'u gezen kafadarlar
İnönü Stadyumu'nda yağlıgü-
reş karşılaşmalanna giderler.
İrikıyım yağlıgüreşçileri seyre-
derken, Melina'nın ısteri krizi
gecirip orgazma doğru yol aldı-
ğj, yakın plan çekim mimikle-
rinden anlaşılır.
Gerçekte fılmın yönetmeni
olan eşi Jules Dassin, bir başka
Amerikalı yönetmen ve eşınin
başından geçen olaylardan
esinlenerek bu sahneyi filme
koymuştur.
Amerikalı film oyuncusu ve
yönetmen John Derek. o zaman
henüz sinemaya geçmemiş olan
İsveçli eşi Ursula Andress ile
Türkiye'ye gelmışlerdi. John
Derek, ermeydanında güreşçi-
lerin fotoğraflannı çekerken,
seks kraliçesi eşi Ursula And-
ress de tribünlerde isteri krizine
tutulmuştu. Dassin. bu sahne
ile Andress'i ti'ye almıştı...
Daha sonra yayımladığ "ya-
şam öyküsü"nde Melina, İstan-
bul günlerini şövle anlatır:
"Bu film çekilirken duvdu-
ğum mutluluğu asla unutamaya-
cağım. İstanbul'a aşık olmuş-
tum. Orada buiunduğum zaman
iki toplum arasındaki düşmanlı-
ğın ne kadar boş olduğunu gör-
düm. İstanbul'da Türklerie
Rumlaruı ne kadar güzel yaşa-
dıklarına tanık oldum. (...) Siya-
setin iki toplum arasındaki düş-
manlığı vaşatmaya çalışmasına
karşın bu insanlar arasındaki
sevgi ve saygıyı gördüm."
Ancak Papandreu'nun izle-
diği "Türk düşmanlığı" politi-
kası nedeniyle Kültur Bakanı
Mercouri de kendısini ister iste-
mez aym çizgi içinde bulur.
1981-88 yıllan arasında Melina
bu çizgiden aynlmaz.
"Davos Süreci" ile başlayan
Atina-Ankara arasındaki ya-
kınlaşmanın ilk somut adımı
olarak Melina, Ankara'ya ge-
len ilk Yunan bakanı olur.
Buaradazamanın Kültür Ba-
kanı Tınaz Titiz'le yan vana
otururken eüni Türk bakanının
bacaklan üîerinde dolaştırması
kimilerince yadırganırsa da ço-
ğunluk Melina'nın "protokolü
dışlayan bir Ak-deniz-kızı
n
ol-
duğu görüşündedir.
Ankara'cla televizyon kame-
rası önünde- "Türkleri seviyo-
nım" diyecek kadar duygusal-
laşması, acaba onun gerçek
inancı mıydı?
Yunanistan'ın Jan Dark'ı
Yunan cuntasının ışbaşında
olduğu 1967-74 tarihleri arasın-
da Melina. New York - Pans
başta olmak üzere ABD ve Av-
rupa'da askeri yönetime karşı
bayrak açmış bir Jan Dark ro-
lündedir.
Bu arada Yunanistan özle-
mıni gidermek için gittiği tek
yer Kuşadası'dır Kuşadası'-
nda eşi ile birlikte tatil yapar-
ken başta Hülya Koçyiğit ol-
mak üzere pek çok Türk sanat-
çıyla dostluklar kurar.
Koçyiğit'in daha sonra poli-
tikaya özenmesinde bu dostlu-
ğun etkisi olduğu söylenir.
İşin ilginç bir başka yanı, o
günlerde Kuşadası'nda bir baş-
ka Yunan da sürgündedir. Bu-
gün Avrupa Birlığı ile ilgili ılış-
kılerden sorumlu Yunan Dışiş-
leri Bakan Yardımcısı Theodo-
ros Pangalosda Kuşadası'nda-
dır.
Daha sonra PASOK'un ağır
toplanndan olacak ve bakanlık
koltuğuna oturacak bu iki Yu-
nan'dan Pangalos'un da gözü
Ege Denizi'ndedir.
Dedesi 1915'te İzmir'e çıkan
Yunan birliginin başkomutanı
olan Pangalos'un babası da o
sırada Yunan ordusunda bır
generaldır. Sürgündekı oğul ile
ıktidardakı general baba ara-
sındaki özlem. Kusadası'ndakı
gizh buluşmalarla gıdenlir.
Ancak, Melina'nın Yunanis-
tan ile özleminin giderilmesi
için Türkiye'nin Kıbns'a mü-
dahalesı gerekecektır Melina
da ancak bundan sonra sür-
günden ülkesine döner.
Melina'nın, o ana kadar hiç
karşılaşmadıgı. tanımadığı Yıl-
maz Güney'i, o günkü Türkiye
duygulannın etkisiyle kurtardı-
ğı. daha sonraki günlerde söyle-
necektir.
Özgürlük ve sanat
simgesi
Yunan askeri yönetimıne
karşı mılıtanca uğraşılan, onu
en az filmleri kadar bir kez da-
ha ünlü yapar.
Papandreu'nun kendisini
Kültür Bakanlığı koltuğuna
oturtmasının ve hiçbir biçimde
görevini değiştirmediği tek ba-
kanı olmasının önemli bir nede-
ni yardır.
Örneğın, Yunan Dışişleri Ba-
kanı, VVashıngton'a gittiğinde
Ulusal Basın Kulübü'nde dü-
zenlediği yemekli basın toplan-
tısına 30 Amerikalı gazeteci
katılıyorsa, Melina aynı kulüp-
te konuştuğu zaman 300 Ame-
rikalı gazeteci yemekte hazır-
dır.
Kırılan potlar
Melina. Yunanistan'ın bir
anlamda özgürlük ve sanat
simgesi olmuştur.
1804'te Atina'da Parthenon'-
dan British Museum'a kaçın-
lan Elgin Mermerleri'nin Yu-
nanistan'a geri getirilmesi için
Melina'nın başlattığı kampan-
ya unutulacak gibi değildir.
Bu arada. Melina'nın kırdığı
bir potu da gülümseyerek anı-
msamakta yarar var... Melina,
dikkatleri çekmek için Lond-
ra'yagider.
Gazeteci ve televizyonculara
British Museum'da randevu
verir. Elgin Mermerlen'nin bu-
lunduğu salonda konuşmaya
başlar. Özetle "Biz, atalanmızm
bu mirasını geri götüreceğiz"der
ve bir eliyle de duvardaki bazı
mermer kabartmalan göstere-
rek "İşte bunları almaya gel-
dim" diye haykınr.
Ancak şaşıran İngiliz gazete-
ciler birkaç saniye sonra gülme-
ye başlarlar. Çünkü. Melina'-
nın gösterdikleri Elgin Mer-
merleri değil. başka mermer ka-
bartmalardır...
PASOK'un rakibi, ana mu-
halefetin lideri ve bir zamanlar
Atina Belediye Başkanlığı seçi-
mindeki rakibi Miltiade Evert,
Melina'nın ardından şöyle ko-
nuşacaktır:
"Heienizm, onun mükemmei-
liğini asla unutmayacaktnr."
ARAYIS
TOKTAMIS ATES
70 'Cenre Muiıtaç Olmak
Genç okurlarım bilmezler. Şimdiki Sayın Cumhurbaş-
kanımız, 1980 öncesinde bir gün "Memleketi 70 cente
muhteç duruma getirdiler"demişti. Hala bu 70centede-
biyatı sürüyor. Kendileri zaman zaman bu sozu hangi
bağlamda söylediklerini açıkladılar, ama bugün 70cen-
te muhtaç olmadığımızı sanan' bazıları, sıkıştıkça bu
sözü gündeme getirirler.
Televizyonlarda ekonomi ile ilgili tartışmaları 'hayret'
ve 'ibretle' izliyorum. Ya bizim kimi ekonomistlerimiz
iyiden iyiye 'ge/7ze/ra//'yadahalkı 'geri zekalı' sanıyor-
lar (Aslında bu da bir başka geri zekalılık tjrüdür ya)...
Türkiye'de 1980 öncesinde enflasyon % 100lerin üze-
rine çıkmış da... Türkiye'de 1980 öncesinde döviz darbo-
ğazı varmış da... Hani o günleri yaşamasam, bilmesem
'belki' diyeceğim. Türkiye'nin 1980 öncesinde ciddi eko-
nomik sorunları olduğu doğrudur, ama bugünlerin so-
runları o günlerin çok ötesindedir.
1970'lerde toparlanmış olan Türkiye ekonomisini 'te-
petaklak' eden üç husus vardır. Bunlardan birincisi,
'petrol şoku'ya da bir başka deyişle Petrol Üreten Ülke-
ler örgütü'nün (OPEC) petrol fiyatlarını bir yıl içinde ka-
demeli olarak üç kat arttırmasıdır. Bir an öyle bir nok-
taya geldik ki, tüm ihracat gelirlerimiz petrol faturasını
karşılayamaz oldu. Ikinci husus, Kıbrıs Barış Harekatı
1
-
nın ortaya çıkardığı faturadır Kimi birliklerin güneye
kaydırılması, çıkarma giderleri vs, o günlerin bütçesin-
de büyük yaralar açmıştı.
Üçüncü husus da, ABD'nin uyguladığı ve kimi mütte-
fiklerine uygulattığı 'silah ambargosu'dur. Türkiye kimi
yaşamsal askeri gereksinimlerini çok yüksek fiyatlarla
ikinci el piyasalardan sağlamak zorunda kalmıştı. Tabii
üç dört kat fiyat odeyerek.
Ve bu üç hususa ek olarak, aklın almayacağı bir terör
olmasına karşın, Türkiye'de 1970-1980 arası ortalama
enflasyon %30unaltındaidi.Enflasyonun % 100'ünüs-
tüne çıktığı yıl, 1980 olmuştur. Bunun nedeni de 24
Ocak'la gelen 'şok onlemler've döviz kurunun iki kat art-
tırılması idi.
24 Ocak Kararları, kendi kendine yetmeye çalışan bir
ekonomiyı, uluslararası ekonomiye 'entegre etmeye'
çalışan kararlardı. Kısmen de başarılı olundu. Nasıl mı
başarılı olundu? Toplumun bir kesiminin 'tüketim' norm-
ları, anormal bir biçimde yükseldı ve Batılı normlar dü-
zeyineçıktı. Eğer 'en/egrasyon' buysa entegre oldukde-
mektir. Ama bunu nasıl sağladı Türkiye? Üretimini arttı-
rarak mı? Hayır. Borçlarını arttırarak ..
Defalarca yazdım. Biz bugün ürettiğinden fazlasını tü-
keten bir toplum durumuna sokulduk. Tüketebilenler ha-
yatlarından memnun. Tüketemeyenler de, "Birgunsıra
bana gelır" umudu içinde... Inanılması güç bir aymazlı-
kla, hızla felakete'doğrugidiyoruz. Kimileri 'uyandt', gi-
dişatı dile getirmeye başladılar. Ama hala 24 Ocak
mantığını savunuyorlar Peki o halde bu gidişatın so-
rumlusu kim? Hangi 'yanlış' politikalar ekonomimizi bu
duruma getirdi
9
Eğer 1980 öncesinde Türkiye'ye. bugün akan dış bor-
cun yarısı verilseydi, ne 24 Ocak istikrar Önlemleri'ne
gerek kalırdı, ne 12 Eylül rejimi denen antidemokratik
dönemi yaşardık, ne de demokrasimiz böyle 'kuşa çev-
rilirdi'. Acaba amaçları bu muydu?
Türkiye ekonomisini bugünkü durumuna sokan ön-
lemler, şimdi yeniden gundeme getiriliyor (Zaten hep
gündemdeydi ya)... 'Buhrandan çıkmak için fedakarlık' ,
istşniyor Kimden isteniyor bu fedakarlık? Yıllardan be- ;
ri.'evât yıllardan beri fedakarlık istenen ve kimi zaman
zorbalıkla, kimi zaman da kandırılarak fedakarlık ettin-
len kesimlerden. Utanmazlık ve pişkinliğin bu kadarı ol-
maz.
Kamu fınansmanı çıkmaza girmiş. Elbette girer. 300
trilyonun üzerinde iç borç, 60 milyar doların üzerinde dış
borç yaparsanız, elbette çıkmaza girersiniz. Ne yapıldı
bu borç paralarla? Atatürk Barajı, telekomünikasyon ve
otoyolların dışında, devlet hangi alanlara ciddi yatırım-
lar yaptı?Sonradan görme 'tufeyli'bir zengin sınıf yarat-
manın dışında ne yapıldı yıllardır? Bugünkü 'rantekono
misinin' ardında neler yatıyor? Büyük kentlerimızde
gayrimenkul fiyatları Londra'dan, Paris'ten yüksek. Kim
ödüyor bu paraları, kimler ödüyor?
Bankalardaki mevduat hesaplarının yarıdan fazlası
'döviz hesabı 'olmuş. Yarın bu hesapsahipleri 'paraları-
nı almak için' kuyruğa girdikleri zaman görürsünüz kaç
cente muhtaç olduğumuzu. "Yetmiş cente muhtaç'oldu-
ğumuz günleri bile ararsınız.
Ve kafalarını kuma gömen kimileri, 'günü kurtarmak'
için özelleştirmeye sarılıyor Son yıllarda adam gibi yü-
rütülen tek ekonomik çabanın ürünü olan telekomüni-
kasyon, öncelikle pazarlanacakmış. Ekmek almak için
kanını satan adam misali..
Ve kimileri hala 24 Ocak mantığını savunuyor ve "Baş-
ka çare yok" diyor. Parlakbircılanınaltındakı.çurümüş-
lük ve çöküntünün sarsıntılarını duymak istemiyor.
ihtfsalen zlmmet
Gökneller aîlece
yargılandı
İstanbul Haber Senisi- İSKİ
eski Gene! Müdürü Ergun
Göknel. eşi Ferav Göknel vc
oğullan Demir \e llhan Göknel
hakkında "ihtisalen zimmet"
ve "mal beyanı yasasına aykın
davranmak" suçlamasıyla açı-
lan davaya devam edildi.
İstanbul 5"inci Ağır Ceza
Mahkemesi'nde dün yapılan
duruşmaya sanıklardan Ergun
Göknel ile eşi Feray Göknel ve
müdahil Nurdan Erbuğ katıldı.
Bilirkişi raporunun tartışıldığı
duruşmada Nurdan Erbuğ.
boşanma tazminatı olarak eskı
eşi Ergun Göknel'den aldığı ve
mahkeme larafindan emancıc
alınan 8 mıl\ar liranın iadesini
istcdı.
Mahkeme. Nurdan Erbuğ'-
un istemini. daha üncckı ara
kurarlannda reddettığı gerek-
çesiyle kabul etmczkcn ISKİ'-
nın bılgısavar kavıtlanndaki
silinmenın davanın esasını ilgi-
lendirip ılgilendirmediği ko-
nusundaki bilirkişi raporunun
genışletilmcsi karanna vardı.
Ergun Göknel'in tutuksuz yar-
gılandığı davada mahkeme, ek
bilirkişi raporunun beklenmesi
için duruşmayı ıleri bir tarihe
erteledi.
Gürcüyönetmen
TengizAbuladze öldü
MOSKOVA (AA)- Gürcis-
tan'ın ünlü film yönetmeni
Tengiz Abuladze. öncekı gün
memleketi Tiflis'te öldü.
ITAR-TASS ile Interfax
ajanslan, 71 yaşındaki eskı
Sovyet Parlamentosu Millet-
vekili Abuladze'nin uzun süre-
dir devam eden hastahğı sonu-
cu öldüğünü bildirdiler. Stalin-
döneminı anlattığı "Piş-
manlık". Gorbaçov'un değişim
atılımının simgelerinden biri
halinegelmişti. I984yapımıbu
filmde Gürcü gizli polis şefinin
gerçeküstü anlatım tckniğine
dayalı öyküsü, Sovyet halklan
arasında Gorbaçov'un açıklık
ve yeniden yapılanma siyaseti-
nin adeta "bildüisi" niteliğine
kavuşmuştu. 1953 yılında ilk
filmını çeken Lenin Sanat
Ödülü'ne sahip Abuladze'nin
en ünlü filmleri arasında "Di-
lek Ağacı" ve "Savunma" yer
alıyor.