25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 21 MART1994 PAZARTESİ OLAYLAR VE GORUSLER |b 'Iktidar' mı?Sayın iktidar mensuplan; biraz soğukkanlı olarak düşünmenin ve "hatada ısrann gaflet ve dalâlef olduğunu anımsamanın zamanıdır. Bu gidişte ısrar. sadece partilerinizi silecek değildir. Demokrasiye geçiş umutlannı da ortadan kaldıracaktır. Daha da vahim olan, bu gidişin Türkiye'yi çok daha büyük iç vedış bunalımlara sürüklemekte olduğudur. Prof.Dr. TUNCER GÜVENÇ S on günlerde Atatürk ilkele- rinden birine karşı yapılan açık saldınlar Türkive'nin nerelere sürüklenmek is- tendiğini göstermektedir. Atatürk'e yapılan saldın- lardan. Alalürk gibi tarihin de Türk ulusunun da ender yetiştirdiği bir kişi- nin yara alması söz konusu olamaz. Asıl hedef Atatürk'ün kendisi değil. ortaçağı geri getirmek isteyenlerin asıl hedefı, onun ve cumhuriyetın ilkele- rinden biridir. Fakat yıllardır süren dinin politıka- ya alet edilmesi, seçim önceleri politi- kacılann tarikatçılarla. dini ticaret ve siyaset aracı olarak kullanmaya çalı- şanlarla işbirliklenni sürdürmeleri. eğitimin amaandan saptınlmasına bi- le bile göz yumulması. büyük güçlerin kendi işlerine gelen Müslüman ülkele- ri fslami bir rejim altında ve kendi yanlannda ve hatta onlan ve savaşla- nnı fınanse edecek durumda tutma politikasına alet olunması ve hatla gerçekleri bile bile. iktidar sahiplerinin bu ülkelerin komşulanmızda. Tür- kiye'nin ve cumhuriyetin geleceğini sarsacak politikalanna alet olmalan. içerde kime hizmet ettikleri bile açıkla- namayan ortaçağ engizisyon kafası ile insan yakmalan hafîfe almalar sonun- da sanki ilk kez cumhuriyet ilkelerine bir saldın olmuş gibi bir düğıneye ba- sılarak. aniden harekete geçen ve Atatürk ilkelerini sadece laiklik ilkesi olarak görüp hekimlik zavallı bir kişi- nin gerçekten çok akılsızca söylediği çirkin sözleri bahane edip yerel seçim- leri etkilemek için ülkeyi harekete ge- çirmek her yönüyle yanlış. eksik ve geç, ancak aciz ve ne yapacağını bil- mez günlük politikacılann üriinüdür. Bu yetmiyormuş gibi ortaya "Acaba iktidar kimin elindie" sorusunu sordu- racak bir hukuk devleti skandalı değil de bir yasa devleti skandalı ortaya çı- karmak ve fırsat bekleyen sevgili dost ve müttefıkJerimize. beklemedikleri anda Türkiye'ye karşı bir hareketi başlatma fırsau vermek. Türkiye'de devJet adamı yokluğunu karutlamak- tan başka bir şey değildir. Bu tip politikacılann. özellikle son yıllarda Chicago ve Washington"da kendilerine verilen ve hiç de anlaya- madıklan reçetelerle enflasyonu yüzde onlara düşüreceğiz diyerek \ üzde yet- mişlere çıkaranlar. yüzde kırklara in- direceğiz diye yüzde yüzlere vardıran- lar ve bu gidişle yüzde iki vıizleri geçeceğini gösterenler. hızla ülke eko- nomisini iftasa sürüklediklerini gör- meyenler ve görmemekte ısrar edenler. zarar ediyor diye (hangilerinin \e ne- den zarar ettiklerini \e bundan kimle- rin sorumlu olduğunu düşünmekten aciz olarak) ulusun kuruluşlarını ulusa sormadan özelleştirmeye kalkanlar, kendilerinin ileri sürdükleri amaca bile ters düşerek en kârlı kurumlan 'özel- leştirme' masraflannı zor karşılar şe- kilde yabancılara çok düşük fiyatlarla; halen yürürlükte olan antidemokratik yasalara bile ters düşen kararnameler- le devredenler Türkıve'yi nereye gö- türrnek istiyorlar? Önce 1980 öncesi olaylann hazır- lanrnasında. silah kaçakçılığında, V'e- şil Hilal politikasında. Sonnenfeld- Kissinger'in Sovyet stratejilerinin en az Türkiye'yi ilgilendiren kısımlannı biraz anımsadıktan sonra, on beş gün önce ABD ElçiliğTnin fürkiye'deki vatandaşlanna "Yakında Türkiye'de karışıklıklar çıkacağını, herhangi bir gösteriye rastlavanlann evlerine ya da ABD Elçiliği'ne gitmeleri ve Türkiye'- deki Amerikan polisine hemen haber vermelerini" isteyen duyurusu üzerin- de düşünün. Bunlar sizlere bir şey anınısatmıyor mu? Ülke ekonomisi hızla iflasa sürük- lenmektedir. Ülke. tarihinin en büyük iç \e dış borç yükü altındadır. Sahte Atatürkçülerin yaptığı darbe. bir yan- dan dini ticaret ve polıtika için kulla- nanlara ve hatta Rabıta'ya geniş ola- naklar sağlamış ve yetkiîilerin ağzın- dan ülke bir 'iç savaş" durumuna getirilmiştir. Dış politikada Kaf- kasva'da. Bosna'da. Kıbns'ta, Kuzey Irak'ta tüm gayretlere karşın büyük zorluklar önümüzdedir. Şimdi bunlar yetmiyormuş gibi hükümetin. yasa devletinin ilk koşullannı çiğneyerek haydi. Dışişleri buyurun cenaze nama- zına der gibi. Batı"da Türkiye karşıtı bir kampanya başlatılmasını sağlama- sının hangi akla hizmet ettiğini anla- mak mümkün değildir. Sayın iktidar mensuplan; biraz so- ğukkaniı olarak düşünmenin ve "ha- tada ısrarın gaflet ve dalâlet" olduğunu anımsamanın zamanıdır. Bu gidişte ıs- rar. sadece partilerinizi silecek değil- dir. Demokrasiye geçiş umutlannı da ortadan kaldıracaktır. Daha da vahim olan. bu gidişin Türkiye'yi çok daha büyük iç ve dış bunalımlara sürükle- mekte olduğudur. Bir ülkede TBMM'yi kapatan, hü- kümeti ve milletvekillerini tutuklayıp süren. anayasayı ortadan kaldıran ve kendi sözünü anayasa ve yasa yapan. Atatürkçülüğü içeriğinden boşaltıp bir frak, smokin ve silindir şapkadan ibaret bırakan Rabıtacı darbecilere eğer bir şey olmamışsa. bu ülkede her- kesin yaptığı yanma kalıyorsa. hiçbir kötülüğü ve yasa çiğnemeyi önleyemı- yeceğinizgibi. sizlerdeböyledavranış- İardan kurtulamazsınız. Eğer bu anayasayı kendi kurallan içinde değiştiremiyorsaruz. eğitim ve öğretimden Milli Eğitim Bakanı ve hükümet mesul değilse, ulusa verilen her türlü söze karşın YÖK. düzeni sü- rüyorsa, 'Eğitim Birliği Yasası'na kar- şın amacından ve cumhuri>et ilkele- rinden uzak, bir eğitim düzensizliğin- de ve karmaşasında ısrar ediliyor ise adalet mekanizmasının işleyişinden Adalet Bakanı ve hükümet haberdar ya da sorumlu değilse "iktidar" neye muktedirdir? İktidar bir"idare-i mas- lahat" kunımu değildir. İdare-i masla- hat hakkında Atatürk'ün sözlerini de hatırlayın. İktidar. vergi reformu bile yapamamak, bırkaç bin taksi sahibine TBMM kararlapnı kabul ettireme- mek de değildir. İktidar vergiyi sadece aylıklılardan alan. Türk vatandaşını gırtlağına kadar içe ve dışa (bugün do- ğan her bebek bin dolar dış borcu ola- rak doğuyor) borçlandırmak değildir. Gerçekleri görerek ya bu durumlan ve davranışlannızı hemen değiştirin ya da bu ülkede hâlâ genel seçim. referan- dum ve istifa gibi kurumlann varlığını anımsayın ve bunu Türkive için, de- mokrasi için, partileriniz için ve kendi- leriniz için yapın. Hatada ısrann gaflet ve dalâlet olduğunu da unutmayalım. İktidar bunalımını. devlet ve rejim bu- nalımı halinde kemikleştirmeye hiç- kimsenin hakkı olmamalıdır. ARADABÎR M. İSKENDER ÖZTURANLI Atatürkçü Düşünce Der. İzmir Şub. Baş. Çiller'in Kuran Sömürüsü Birkaç gün sonra yerel seçimler yapılacak. Tüm parti- ler yoğun bir çalışmanın içindeler. Koşuşmalar, konuş- malar, söyleşiler ve mitingler... llginç görüntüler ve düşündürücü eylemler... Sayın Başbakanımız, her gittiği yerde Türk bayrağına sarıh Kuran'ı öperek üç kez başına götürmekte, ondan sonra konuşmaya başlamaktadır. Hemen hemen her gün "Kuran, ezan, toprak vebayra/c"sözcüklerini birbiri peşi sıra yinelemektedir. Başka bir parti ise "adil dü- zen" diye anlamsız bir söylence tutturmuştur. Dinsel duyguları kıyasıya sömürerek. çağdaş devlet ve laik cumhuriyete aykırı davranışlar sergilemektedir. Bir olay üzerine Atatürkçü güçlerin şahlanması karşı- sında, vakit geçirmeden düzenlediği mitinge Cumhur- başkanı'nı bile televizyon ekranından çağıran, demok- ratik kitle örgütleriyle iletişim kurmayı düşünmeden tek başına Atatürk'ün adından yararlanmaya kalkışan Sa- yın Çiller'in dinsel sömürüye de başvurması, çok üzücü, ürkütücü ve düşündürücü bir olaydır. Her kesimi idare etme çabasıdır. Açıkçası, çifte standarttan öte, "her sa- MArkası 17, Sayfada TARTIŞMA Hadi canım sen de!..^ ^ ivasal iktidar. kuruculanveyöneticileri. Meclisimizdebulunanbir içinyazılıvegörselmedyadan K ^ Hasan Mezarcı'nın ülkeyi aydınhğa. toplumu siyasalpartiningörüşü yararlanmalannı. oy uğruna ^ ^ ^ Meclis'tcki önerisini çağd'aşlı'ğa kavuşturabilmek doğrulıusunda hareket oynananoyun.dine yapılan bir ^ ^ ^ veMeclisdışında içinbazıilkelergetirmişlerve etmektedirler. Bu.bilinenbir saldınolarakgörmemekolası k J yaptığı bunuyasalarla" gerçektir. değil. Arkadaşım Sayın ^•^ konuşmalannı söz pekiştirmişlerdir. Bu ülkeyi Milli Eğitim Bakanlığı. 1-7 MehmetGüIer'in (şimdi özel konusu ederek Taksim'dc bir yönetcnlcrin aymazjığı işte bu m a r t tarihlcri arasında "özel bir birokulda öğretmen) mitingdüzenledi. Bumitingle >asalarda\erdikleriödünle Atatürk haftasfdüzenlendiğini Cumhunyetgazetesindeki"İç istenileneldeedildimi başlamıştır. Bunlardan birincisi birgenelgeyletümokullara Karartıcı"başlıklı vazısında bilemiyoruz. Ama bilinen bir vebclkideenönemlisiöğrerim duCurmuştur. U>gulamalara değindığigibi dini'ledevlet gerçekvar:Biro\unovnanıvor birliği'nisağla>anyasadır. baktıkça.\apılm'akistenenin işlerinin birbirınden avnldığı ülkemizde. halkımız şu ve\a bu B ü f ) ü i k e m ı z d e toplumu dyalamaktan. geçici sözde laik ülkemizde bir Milli nedenlerlekandınlmaya. uygulanmakta olan iki tür birdoyumsağlamaktanöte Eğitim Bakanlığı'nın oyalanmaya çalışılıyor. Bu öğretiminvarlığını eörmemek giı'meyeceğini.toplumun bulunduğubinanın ülkedeesas sorunun dın sorunu için kör, imam okullanndan gözunün ıçıne baka baka bu koridorlanndnn ezan sesi olmad.gı. asl.nda laikliğın ve vetişenlenn çıkardıklan seslen güzelım ülken.n ınsanlann.n gllrvorsa O BaLnl.&n "özel demokrasinin karşıs.nda duymamak için sağır olmak kand.nlmaya çal.ş.ld.ğın. f S r k ^ e r i " S l e m T olanlanndınıbıraraç olarak gerekir. Bugün ülkemizde söylemek ıstenz. olmasına gülüp geçerler ve kullandıklanveesas sağlıklıbiraraştırmayapılsa, Bazı siyasilerimizin özel . . . . . . amaçlannmşeriat olduğunu imamokullanndayetişen yaşamlanndaçoğukez IsmetPaşa nınunlude>ış.yle her nedense devletimizi kimselcrin yüzde doksanından yapmadıklan dini hareketleri naaı canım sen ae aerıer yönetenler bir türlü görmek fazlasınmhemlaikliğinhemde (özellikle namaz. dua. kutsal ınsana. -.v.w,..». istemiyorlar. Açıkça hilafetinkaldınlmışolmasının kitabıöpme)halkönünde o •• K söyiediklerihalde!.. karşısındave Atatürk düşmanı yapmalannı. hatta bunlann c»aum Kara Gençcumhuriyetimizin olduğugörülür. Bunlar bugün gösterilebılmesini sağlamak Emekli Öğretmen PENCERE "KE Bebiş"in Geleceği?.. Geçen cuma günü, bu köşenin altında, pek sevimlı bir duyuru yayımlandı Çift sütuna, çerçeve ıçınde, karikatürlü bir doğum haberı!.. Çerçevenin sol köşesinde, saçlarını or- tadan ayırmış, yüzü gülücüklü, başı kurdeleli bir kız çocu- ğu; sağ köşesinde bir kalp resmi, ortada bır çıçek... Duyuru şöyle: "Bebeğ'inAdıYokL. (Ama tabiy ki şimdilik..} Dünya tatlısı bir kız bebiş.." Arzu ile Abdurrahman Yıldırım, bu duyuruyla mutluluk- larını dostlarıyla paylaşmak istemişler; bır kız çocukları dünyaya gelmiş... Negüzel!.. Kımbilir, bu yazı yayımlanıncaya değın Arzu ile Abdur- rahman Yıldırım. bebışe bir ad bulmuşlardır; Ayten mı. Lâle mi, Sumru mu, Sırma mı, Hatıce, Ipek. Ülfet, Mualla, Güzin, Mine, Fatoş, Sevim, Leyla, Gönül?.. Türkçe'de ad mı yok!. Beğen begendiğinı... Kız bebişe ad kondu mu?. Bebek hangı burçta doğdu?. Gözlerinın rengı?. Sağlığı? Uyusun da büyüsün!.. Duyuruda vurgulandığı gibi, "kız bebiş"ın "şimdilik"adı belli değildı; ama, gerçekten öyle miydi?.. Bebek alnında yazgısıyla doğmamış mıydı? Almanya'da doğsa bebek Protestan olacaktı, Fransa'da Katolik, Hındistan'da Hındu olmayacak mıydı?.. Bebış iran'da veya Suudı Arabıstanda doğsaydı?. So- mali'de dünyaya gelseydi?.. "Küreselleşme", çağımızın moda deyımlerınden birıdır. ülkemizde "vızyon'a merak var. sınırsız ve bayraksız bir düşüncenın özlemi duyuluyor: ama Türkiye de ya da bir başka ülkede kız bebışin adı. doğduğu an konmuştur. Nediradı?.. Kadın haklarının -hiç olmazsa yasalarda- çağdaş uygar- lığa göre uyarlandığı laik Türkiye Cumhurıyeti'ne gözlerini açıyor kız bebiş.. Ne var ki tehlikeler beklıyor kız bebışi... Kadını ıkınci sınıi yaratık sayan şerıatakımlarının gölge- si, kız bebişin üstüne düşmektedır; ellerınde karaçarşaflar- la, birtakım adamlar, kuytularda beklemektedir: bu çarşaf- ları bır hayvanın üstüne atılan ağ gıbı kullanıp kadınların başından aşağı geçırmek için pusudadırlar... Kız bebışin bundan haberı yok... Kız bebış uyuyor... Çöl şeriatının petrodolarları, kadınları çuvala sokmak için Türkiye'ye akıyor.. Kız bebiş mışıl mışıl... Büyük şaırımız Fazıl Hüsnü Dağlarca nın 1930'larda yaz- dığı "Rahatlık" adlı şııri kız bebışe nınnı gibi söyleyebılir miyiz' "Sen büyüdüğün vakitçocuğum, Yıne çıçekler açacak dallarda. Dallarda açan çiçekler gibi Yine çocuklar uyuyacak masallarda." Hayır... 21'incı yüzyıla yaklaşırken, Türkiye'de böy/e bır rahatlık yok!.. Kız bebışleri şeriatın saldırısına karşı kimler koruya- cak?.. Bu savaşım yengiye ulaşmazsa on yaşına varmadan sıyah çarşafın karanlığı kız bebışin başından aşağıya boca edılecek... "Gelin izın vermeseler de buna, Çocuklar, uyanmış çocuklar, Koşalım gecelerin sonuna." yılda, dünyada gerfekleştirilen en büyük yapım. Kurtuluş Savaşımızın Destanı Yönetmen : Ziya OZTAN Senaryo : Turgut ÖZAKMAN Müzik : Muammer SUN Yapım : TRT Rutkay AZIZ... Mustafa Kemal Savaş Dinçel... İsmet Paşa AydaAKSEL...Halide Mahmut CEVHER.. .Fevzi Paşa TÜT
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle