14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet70. YllSAYI 24983 S A N A T K U L T U R M A G A Z İ N T E L E V İ Z Y O N 12MART1994C0MMTESİ Freudkuramlan 'sıradan'a ulaşamadıRuhsal sağaltım için ne kadar para harcandığını tam oJarak bilme- yebiliriz. Ancak yapılan araştırma- lar, bu yöntemin son derece yaygın olduğu yolunda sonuçlar veriyor. örneğin geçen yıl içinde İtalyanlann ruhsal sağaltım ıçin >aptığı harca- malar. eğlence ve spora aynlan mik- tara denk. Medyarun ruhsal çözüm- lemenin babası sayılan Freud'un kurarrüannın güvenilirliği konusun- daki saldınlan ışığında ruhsal sa- galtım, bir sağlık hizmeti olmaktan çok, bir eğlence ya da spor gibi mi yorumlanmalı? Kalifomiya Üniversitesı İngiliz Dılı profesörlerinden Frederick Crews, Freud"un yorumlannın ben- merkezci ve acımasız olduğunu ve nesnel gerçekleri yansıtmadığını ile- ri sürüyor. Dahası Crews, Freud'un basansız olduğunu bile bile. birçok soruna gerçek bir çözüm getırdiği iddiasında bulunduğunu dıle getiri- yor. Çözümlediğini ileri sürdüğü bir durum 70"!i yıllarda gazeteciler ta- rafından araştınlmış. hasıası Sergei Pankeev'in sağaltımının bir "fiyas- ko" olduğu. hastanın ilk Freud"a başvurduğu durumdan farklı olma- dığı belirlenmiş. Çağdaş ruhsal sa- ğaltımın tümünün Freud'un ruh çö- zümleme ılkelerine dayandığı gö- rüşü çok yaygın olduğundan. Freud ile ilgili huzursuzluk bu konuda ge- nf:l bir olumsuz yargıya >ol açtı. Böylece ruhsal sağaltım. gerçek so- runlan olamayacak denli varlıklı sayılan orta sınıf için gereksiz görü- Iürken. sokaklarda elini kolunu sal- layarak dolaşan gerçek sorunlular. kendilerine yardım edilemeyecek denli hastalıkhydı. Eğer ruhbilımcı- ler gerçekten de hastalanyla çocuk- luk dönemi cinsellikleriyle ilgili ko- nuşmaktan başka bir şey yapmıyor- sa bu mesleğin ciddi ruhsal sorunlan olan hastalara hiçbiryaran olmaya- Ruhlanmızın prensi hala tartışılıyor. Freud'un yorumlannın acımasız ve benmerkezci olduğunu savunan ABD'li Prof. Crews, çözümlemelerin nesnellik taşımadığını söylüyor. Freud'un sorunlannı ortaya koyduğunu ileri sürdüğü orta sınıflann pek fazla sorunu olamayacağı varsayımından yola çıkılarak, gerçekte üstadm sokaklarda elini kolunu sallayarak dolaşan gerçek hastalar için bir anlam taşımadığı savunuluyor. caktır. Ovsa kı günümüzde bu tür hastalara uygulanabilecek çoğu Freud karşıtı, davanış. biliş, grup, aile ve çift terapileri ile türlü ilaçlar \ar. Bu yöntemlerin uygun bir alaşımı hastalarda, çağdaş kardiyo- loji denli etkili olabilir. Psikiyatri: psikoloji, psikoterapi ve psikanaliz- den farklı birdal olduğundan. öteki tıp dallanyla karşılaştırma yapı- lması son derece önemlıdir. Ruhbı- lım alanında yalnızca psikıatrlann ilaç verme yetkisi vardır. Psikolog- lann akademik geçmışi davranı- şlann bilimsel bir biçimde gözlen- mesine dayandığından. sağaltım sü- reci içinde hastalar sorunlan ûzenn- de konuşmaktan çok. kendilerine yararlı olacak ışlemleri yerine gcti- rir. Buna karşın psikoterapistler ko- nuşmaya dayanan vegiderek ulusal sağlık ölçütlerinden uzaklaşılan yöntemler uyguluyor. Ruhsal çö- zümleme (psikanaliz) konuşmaya dayanan bu yöntemlerden yalnızca biri. Kökü Freud kuramlanna da- yanan bu yöntem. hasta ile terapist arasındaki yıllar süren derin ilışkı içinde gelişir. Bu durumda iyi bir te- rapi, kuramın gücünden çok tera- pistin gücüne bağlıdır. Ruhsal çö- zümleme. Freud'un bılınçaltı. cınsel dürtüler görüşüne karşı çıkan farklı Freud sonrası akımlan da içermek- tedir. Melanie Klein'ın geliştirdığı Kleıncılar. erken çocukluk dönemi ve bunu ızleyen dönemlerdeki belirli ilişkilere ağırlık verir. Jungcular, ın- san doğasının tınsel bo>utunu ırdeler. Çağdaş psikiyatri. epidemoloji, genetik ve nörofarmakoloji gibi çe- şitli bilim dallan tarafından destek- lendığinden. Freud. bilim adamla- nndan çok. halkın ilgisini çekmek- tedir. Düşiin adamı Wittgenstein ruhsal çözümlemenın bir bilim ol- maktan çok bir söylen olduğunu ile- ri sürer. Zıra çözümlemeye getınlen yorumun doğruluğunun tek ölçütü deneğin onamıdır. Bu da Wittgens- tein'a göre bir buluştan çok, bir gö- rüştür. Yine de Freud kuramlan dertop edilip bir yana atılmadan ön- ce, kımı görüşlerin doğruluğunu Aydın Aksakal, tırmanıp dafotoğraflamaya doyamadığızirvelerdeyaşıyor Kaçkar Dağlanbeyazbir mezaroldıı HATÎCETUNCER "Dünyanın en zorlu zinelerinden birine ilk kez ulaşan dağcı. zafer heyecanını yaşarken karşısında kendisini bekleyen fotoğrafçıyı bulur." Fotoğrafçılann yaşam felsefesini en iyi bu fıkra anlatır. Photoglobe Dergisi fotomuhabiri Aydm Aksakal'ı kar altında Kaçkarlar'a tırmandıran da dağlardaki bir değişik an, birdeğişik renk. daha önce çekilmemiş bir değişik kare yakalama isteğiydi. Ama Kaçkar Dağlan'nın 3937 metrelik zirvesinden dönerken, 25 şubat giinü Öküzyatağı mevkiinde uçuruma yuvarlandı. Fotoğrafçılar ve onu tanıyanlar. asla pişmanlık duymadığını biliyorlar. Aydın, objektiflerini tüm fotoğrafçılar gibi sevgilisinin güzel gözleri kadar severdi. Tüm fotoğrafçılar gibi dünyaya hep bir vizörden kadrajlayarak bakardı. Aydın, geçen yıl temmuzayında Çoruh Nehri üzerinde vapılan Dünya Akarsu Şampiyonası'nı izlerken hep en iyisini yakalamak için kayalardan kayalara atladı. Çoruh Nehri'nin azgınsulannagirdi. Raftingyapma olanağı bulduğunda. sevincinı gölgeleyen tek şey bir sualtı kamerası olmamasıydı. Ondaki fotoğraftutkusunugören yıllann gazetecisi Coşkun Aral, sualtı kamerasını sadece birkaç gündür tanıdığı Aydın'a kullanması için vermektetereddütetmemişti. İlk kez denediği raftingdearkadaşlannın tehlikeli olduğu uyanlanna karşın o rafting yapabilen tek Türk gazeteci olarak meslektaşlannjatfatmanın keyfini yaşadı. Kampta çeşitli ülkelerden fotoğrafçılann dia gösterileri yaptığını gören Aydın, kendi fotoğraflannı da göstermek istedi. Fotoğraflannı tstanbul'dan Yusufelı kampına getirterek Tü^kiye'den tek dia gösterisinı düzenledi. En güzel fotoğrafları Kaçkarlar'dandı. Ama "Bu kış yine çıkacağun" diy ordu. Aydın Aksakal nice karlannı. bulutlannı. tepelerini fotoğrafladığı Kaçkarlar'ın koynunda bizlere veda etti. Genç vaşına karşın çektiei binlerce kare fotoğrafta. ışıl ışıl yeşıl gozlennın izlerini hep göreceğiz. kanıtlayıcı bulgular elde edilmişlir. Örneğin kışılikle ilgili çoğu görüşle- rin doğru olduğu kanıtlanmıştır. Freud'un anal kişilik sınıfına soktu- ğu inatçı ve direngen kişilerin, ileri yaşlarda cimri ve aşın düzenlı ol- duklan görüşü de bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Freud'un bastırma kuramının bır parçası olan. kişinin kendi kendine bir sansür mekaniz- ması geliştırdiği görüşünü de des- tekleven bilimsel veriler var. Londra Cniversitesi Psikoloji Bölümü, de- neklere sunulan sözcüklerin parlak- lışnı denetleyen bir aygıt geliştirdi. Bö>lece sözcükler. görüş düzeyinin hemen alündaki bır düzeyde sergile- nebiliyor. Duygusal açıdan insanı tedirgin eden. "penis" ya da "oros- pu" gibi sözcükler bilınçaltında su- nulduğunda deneklerin. bu sözcük- lenn görüş düzeyine gelmeden. her zamankınden daha parlak olmalan- nı istediklen görüldü. Bu ve benzeri araştırma sonuçlan. birey usunda bılınçsızce bir sansür mekanizması uygulandığı yolunda güçlü birer ka- nıt niteliğini taşıyor. Aynca kimi bi- reylerin en yakınlanna bile sezdir- meden garip cinsel uygulamalan için ıçin desteklemeleri de ancak bu basurrna mekanizması ile açıklana- bılir. İnsan yaşamının paradoksal doğasını kavramaya çalışırken kar- şılaşılan güçlükler, olaylara Freud'- un bakış açısından yaklaşmamızı zorunlu kılacaktır. Yine de ruhsal çözümleme. kendi- mizı tanımamıza yardımcı olsa da acılanmızı dindirebilır mi? Jşte psi- kanalızın en güçsüz kaldığı nokta da bu Ruhsal çözümleme. milyonlarca ınsanın neden ruhsal sorunlan oldu- ğuna bır yanıt getıremiyor. Yalnız îngıltere'd'e yılda 20.000 kişi intihar. uyuşturucu ve alkol gibi ruhsal so- runlara bağlı nedenlerden yaşamını vıtırnor. Bu umutsuz salgının önü- ne geçmek üzere 5500 ruhbilimci ve dokıor ordusu hazır bekliyor. An- cak bunlann kısa sürede ve ucuza, etkılı olacak sağaltım yöntemleriyle donanmış olmalan gerekivor. Fre- ud da ruhsal çözümlemeyı basit bir sağaltım yönteminden çok. kişinin kendisini anlama \e açıklık kazan- dırmada etkili bir \ol olarak değer- lendınyordu Ruhsal açıdan sağîıkh olan. >ine de kişiliğivle ilgili yeni bir şeyler keşfetmek istej en binlerce kişi -var. Bu eğilimin. kişinin narsistik is- teklenni karşılama amaçlı olduğu belırtıliyor. Kısacası, \ arlıklı bır toplumda binlerce kişinin maddı gereksinimle- ri karşılanabilse de feminizm \e eş- cinsel haklan türünden akımlar. bir- çok kışının yüz yüze geldiğj siyasal güçlüklen ortadan kaldırmaya çalışıy or olsa da yaşamda derin boş- luklar olabilir. İşte psikoterapi. eko- nomi ve sıvasetın açtığı bu denn ge- diği kapamayı amaçlıyor. Ruhsal sağaltım görenlerin ortak özellığı. tümünün de bır kişilik kar- maşası içinde olduğu. Burada akla. neden kendımize bu denli yabancı- laştığımız sorusu gelıyor. Kişılığımı- zin karmaşık ve karanlık yönlerinin açık açık tartışılmasına Batı kültür- lennde pek sıcak bakılmıyor. En yakınlanmız olsun. çok özel sorun- İanmızı paylaşmak istediğimızde kaşlannı çatıp burun kıvınyor. Bu durumda bır ">craltı" \a da "tabu" meslek. kişinin boşalma ve rahatla- ma gereksinımını verine getıriyor. Frcud'dan bıze kalan en doğru görüşün. kendimizi ciddı bır biçim- de anlamava çalışmak olduğunu sövlersek belkı de çağımız vaşamını biraz daha dayanılır kılabiliriz. Independent MESELADEDIK ERDALATABEK Mübarek Şeker Bayramı'nı idrak etmiş bulunuyoruz. cemi cümleye hayırb olsun. gönüller neşeyle dol- sun. Bugün arife günü olup herkesın şeker-cokolat dükkanlanna dolup bayramlık alışverişini yapmasıyla durgun piyasa az biraz kıpırdaya- caktır. Bizim gönlümüzden de size şeker ikram etmek geçtiyse de buna maddeten imkan bulamadığımız- dan şekerli bir "mesela dcdik". mü- essesemizin ikramı olsun. Bavram şekeri Bayramlarda el öpmelere gidilip bir köşeye oturulduktan sonra ik- ram edilen şekerdir. İyice yıkanıp te- mizlenmiş bir şekerliğe konmuş kanşık şekerler çocuklann önüne geldiğinde. masum yavrulann bü- tün açgözlülüğü ortaya çıkar. Ev sa- hibesinin ısrarlı tahriklerine daya- namayıp ondan da bundan da şun- dan da alan masumlar, evden çıkıl- dığı zaman annelerinden arsızlık ve terbiyesizliklerine dair sık sık işittik- leri azarlan göze alırlar. Zira ki o azar her gün vardır, ama bayram şe- keri bir daha kimbüir ne zaman ge- lecektir. Evde de ne şekerler vardır ya her zaman olduğu gibi "başkası- nın şekeri" daha tatlıdır. Çocuklar şekere dayanamazlar da büyükler dayarur mı sanki? Onlann dayana- mayıp şekerleme yapmasma ne buy- rulur? Şekerleme Şöyle oturduğunuz yerde hafıfçe kaykılıp içinizin geçtiği olmadı mı? Bayram şekeriniznasıl olsun? Olmadıysa yazık doğrusu. Zira bu "şekerleıne" adı verilen uyuklama pek dinlendinci olup sizi gevşetir. Gözlerin süzülüp yavaş yavaş ka- panmasıyla gövdenizin yanlaması, rehavet içine girdiğinizin delilidir. Öyle beklenmedik zamanlarda gelir ki siz de şaşarsınız. Uzun süren bilimsel konferans- lar, içinizin geçtiği ağır tempolu fılmler, mecburi gidilen toplantılar, bu iş için bire birdir. Ancak oralarda gövdeyi kaykıltmadan oturmak daha münasip olduğundan gözleri kapayıp başı öne düşürüp sanki de- rin düşüncelere dalmış da öy le dinli- yormuş gibi yapmak uygun düşer. Başınız iyice düşüp de sıçrarsanız ya da hafiften horlamaya başlarsanız kalkıp yüzünüze su çarpmanız iyi olur. Fakat bu şekerleme tipi uykucuk- lann. geceleri yatakta debelenip durmaktan çok daha dinlendirici ol- masına ne buyrulur? Bizden size dost tavsiyesi. "şekerleme fırsatını buldunuz mu kaçırmayın". İyi şeker- lemeler. Nöbet şekeri Vatanın bölünmez bütünlüğü, milletın birlik ve beraberliği tehlike- ve düşüyor gibi olunca ortaya çıkan şekerdir. Etkililer ve yetkilıler şeker- leme yaparken "ti" borusuyla sıçra- yıp dikilince önlerinde bir tabağa konmuş nöbet şekerinı bulurlar. Hem nöbet şekeri yerler hem de "ca- nım, ben bildimdi", "ben gördümdü". "ben dedimdi" gibisinden mınlda- rurlar. Nöbet şekerinin ateşi düşür- me. hummayı kesme gibi faideleri varsa da sık sık vendiğinde nöbetı yeniden tutturması gibi komplikas- yonlan da bilinmektedır. Bunun iyı- si nöbet şekerinin nöbette kalması olduğundan sıyaset erbabının tahte- revalli oynarken şekerleme yapma- ması münasip düşer. Pudraşekeri İnce toz haline getirilmiş şekerdir ki, dilberlerin yanağına pudra diye sürülür. Ol dilberlerin yanağı hafıfçe öpüldüğünde dudakta şeker tadı kalırki. tarifi mümkünsüzdür. Edep hanci kımselenn fırsat bu lirsatur dıye "smarç" sesi çıkaracak bıçımde vantûz misali vapışmalan halinde çaresız kalan bavan. önce kolonyalı bır mendille yanağını siler. sonra da pudraşekerini zarif bir ponponla ve- niden yanağında gezdirır. Bu arada görgüsüz baya hafıf küskün bakış- lar atmavı da ihmal etmez. Ne ya- parsınız kı bizim memîekette "el etek öpmek" pek gelişmış bır sanat- tır. ama bavanlara nasıl davranmak gerektiği pek öğretilmemiştir. Öp- mek meselesi de menfaat zemininde geliştiğindenişineyarayacakolanla- nn olmadık verlerini öpmekten aşınmış dudaklar. işin geri vanını öğrenememişlerdir. Sahi "Bu düzen nasıl değişecek?" Ne soru ama. Şeker hastalığı Şekerlere düşkün olanlara musal- lat olan bir hastalıktır "ne şeker şey" diye onun bunun tadına bakmaya meraklı olanlar sonunda şekerli şey- lenn yasaklanmasıyla kendilerine gelirler. Artık kaçamaklarla idare etmek zorunda kalırlar ya, şekerle- rin pek düşkünü olduklanndan bundan da gerı kalmazlar. Bir şeye pek düşkün olanlann sonu da hep böyle olur zaten. Ama haklannı ye- memek gerekır kı "ne şeker şe\" me- rakhlan da ağızlannın tadını bılen- lcrdir. Hayat doludurlar. neşclidir- ler. biraz göbek falan vapsalar da maşallah pek çeuktirler. oldukça hızlıdırlar. Şckcr yemeleri yasakla- nınca başka tatlandınalarla ağız tadını bozmazlar. Onlar için şeker- dcn başka scvlerle hazırlanmış her türlü tatlı vapılmıştır. Biraz dikkat ederek yaşarlar. havatın keyfini de çıkanrlar. "Ne şeker şe>" hastalan- nın Şeker Bavramı'nı bılhassa kut- luvoruz. Kesmeşeker Efendim. bu şeker de tatlı tatlı ke- serkcn ağızbrdan bal akması de- mektir. Kesersinız kesersiniz, bol keseden kesersiniz. havaya atar ke- sersinız. tavada tutar kesersiniz. bir kesme kı değme gitsın. Bütün işler hallolur da sıkıntılar yok olur da aman her şey bir güzel olur da \eter ki siz onu seçin. Ah benim canlanm. güzel kesmeşekerlerim. hep sizleri seçmedik mi? İnce-uzun dedik seç- tik, kısa-kalın dedik seçtik. doğru kesilmiş dedik seçtik. eğri biçilmiş dedik seçtik. Sizi başımıza taç ettik. Sabah oldu çayımıza koyduk. ak- şam oldu kahvemize koyduk, gece oldu dolaba koyduk. Biz elimizden geleni yaptık. ama ağzımızın tadı bir türlü yerine gelmedi. Artık şekerle- rin tadı mı değışti. yoksa bizim ağzı- mızın tadı mı kalmadı bilemem. Gene de bu bayram gününde tath yiyelim. tatlı konuşalım. Hepimizin bayramı kutlu. gönlü mutlu olsun.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle