Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 ŞUBAT1994 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Dalyan'agönderilenparanerede?
Muğla Valisi Lale Aytaman, Almanya'dan Dalyan'a gönderilen 8 milyon marklık çevre yardımının
Dalyan için harcanmadığını söyledi. Aytaman I989'dan beri Dalyan için hiçbir şey yapılmadığını bildirdi
ASUMAN ABACIOĞLU
İZMİR- "Mmanya'dan Dalyan için
harcanmak ûzere gönderilen paranın bu
amaçla kullanılmadığı ortaya çıktı.
Muğla Valis; Lale Aytaman Ozel Çevre
Koruma Bölgesi ilan edildiğî 1989 yı-
hndan bu yana Dalyan'a hiç bir yatinm
yapılmadığını beürterek," Almanya'dan
geİen 8 milyon marklık çevre yardımının
Dalyan için harcandığına ilişkin sonıuf hiç
bir şey yok. Vardım. Ozel Çevre Koruma
Kunımu'nun kuruluş aşamasında gelmiş
ve kurumun bilgisayar, otomobil gibi ihti-
yaçları için harcanrntş"dedi.
Türkıye'nm ılk Özel Çevre Koruma
Bölgesi olan Köyceğiz- Dalyan'da koru-
ma önlemlerinin hiçe sayılmasını ve çev-
re tahribatını bir raporla belirleyen Al-
man çevre kuruluşlan. Almanya'dan
Dalyan için göndenlen milyonlarca
markbk yardımın amacına aykırı kul-
lanıldığı gerekçesiyle ilgılı Türk kuruluş-
lanna suçlamalarda bulunmuşlardı.
Dalyan'daki çevre tahribatının so-
rumluluğunu ise Türkiye'de üzerine
alan hiç bir kuruluş bulunamadı. Yöre-
de koruma çalışmalan yapan gönüllü
çevre kuruluşu Doğal Hayatı Koruma
Derneği, Dalyan'da koruma önlemleri-
nin uygulanmamasından belediye ve
Özel Çevre Kurumu'nu sorumlu tut-
muştu. Muğla Valisi Lale Aytaman, Al-
man çevre kuruJuşlannın eleştirilerine
ilişkin olarak. "Sadece eleştirmek kim-
seyi bir yere götürmüyor. Vapıcı tenkit-
lere ise her zaman açığız" dedi.
Dalyan'la ılgilı sorunlann gıdcrilmesı
için almması gereken önlemlenn başta
kanalizasvon >apımı konusu olmak
ûzere belediye ve valilığın olanaklannı
aştığını vurgulayan Avtaman. Çevre
Bakanlığı'nın ve Özel Çevre Koruma
Kunımu'nun kendilenne maddi destek
sağlaması gerektiğıni bildirdi.
Yardım ÖÇKK'ya gittf
Alman çevre kuruluşlannın "Amacı-
na aykırı kullamldığını" ileri sürdüklen
8 ve 3 milyon marklık yardıma da değı-
nen Valı Aytaman. şu bilgileri verdi:
"Bizim Ozel Çevre Koruma Kurumu'-
ndan edindiğimiz bilgilere göre, bu 8 mil-
\on marklık çevre jardımı. kurumun ku-
ruluş aşamasında gelmiş ve daha çok ku-
rumun bilgisay ar. otomobil gibi üıtiy açla-
rı için harcanmış. Bu paranın Daİvan'a
harcandığı konusunda somul hiçbir şey
yok. Dalyan'a bu paradan bir şey
vapilmış olsa görmüş olurduk. Dalyan'a,
Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan ediidiği
1989 yılından bu yana hiçbir yatırun
yapılniadı. Bir de ayrıca Alman çevre ku-
ruluşu »etkilileri 3 milvon marklık yardı-
mdan söz ediyorlar. Bu konuda da hiçbir
bilgimiz yok.
Zaten bize direkt olarak \ urt dışından
para gelmez. bakanlık kanalnla gelir.
Bugüne kadar Dalyan'la ilgili bir para
V aliliğe gelmedi. Çevre Bakanlığı'nın ve
Özel Çevre Koruma Kurumu'nun Dal-
yan'da çok daha fazla yatırım yapması
gerekir. ÖÇKK'ndan bize yalnızca her
yaz, çöp toplamak için biraz para gelir.
" Dalyan'a Alman turizm kuruluşlan-
nca uygulanacak bir boykotun
"haksız" olacağını vurgulayan Valı
Aytaman, Alman çevre kuruluşlanna
Dalyan'a sahip çıkma konusunda iş-
birliği önererek. "Finans sorunları nede-
niyle kanalizasvon yapılamadıysa, eğer
iyi niyetliyseler boykot yerine, tam tersi-
ne bize daha çok yardım etmeyi önerir-
ler" diye konuştu.
Çiller'i Bosna'ya uğurlayan Erzurumlu Naim Hoca.il müftülerinin İzmir'de düzenlenen toplantısına katıldı
Naim Hoca: Türkiye'de zaten şeriat var
• Naim Hoca, Türkiye'de
şeriat tartişmalanna ilişkin
göriişlerini açıklarken, 'Şeriat
kelimesi ayıp bir sözdür.
Çünkü şeriat zaten gelmiştir.
Hazreti Muhammed ahir
zaman peygamberi değil mi,
peygamber gelmjş, şeriatın
gelmesi bitmiştir' dedi.
İZMtR(Cumhuriyet Ege Bü-
rosu)- İl müftülennin Izmir'-
deki toplantısında. İslam dün-
yasının Batı karşısında geri-
lemesinin nedenlerinden biri
olan "bidatler ve hurafeler" tar-
tışıhyor. Toplantıya Başbakan
Tansu Çiller'i Bosna'ya uğurla-
yan Erzurumlu Naim Hoca da
katıldı. Naim Hoca şeriat gelsin
diyenleri cahillikle suçlarken,"
Türkiye'de zaten şeriat var"-
dedi. Diyanet İşleri Başkaru
Mehmet Nuri Yümaz da. inanç-
la ilgılı olan "bidatler". yani İs-
lam dinine sonradan giren ve
halk arasında yerleşiklik kaza-
nan uygulamalann "çok tehli-
keh"' olduğu konusunda müf-
tüleri uyararak. "kafaların tsla-
hatına ihriyaç var. Bu da hurafe-
lerden. batıl inançlardan zihinle-
rin temizlenmesidir" dedi.
Türkiye çapında il müftüleri-
nin İzmir'de yapılan toplantısı,
K.urârî'oTaiınarak j^Jffd^Top;
lantının açış kqnuşmâsınf"yâ-
pan Diyanet İşleri Başkanı
Mehmet Nuri Yılmaz. İslam
dünyasının batı karşısında geri-
Türkiye çapında İl müftülerinin İzmir'de yapılan toplantısında. 'bidatler ve hurafeler' tartrçıldı.
lemesinin nedenlerinı. "Ceha-
let, atalet yani tembellik, tefrika
yani aynlıkçtlık ve İslamın gü-
zelliğini gölgeleyen bidatler ve
hurafeler" diye sıraladı. Bu top-
lantıda hurafelerin ele alınması;
zörunTûTûğunün." ""Tîâlk ârasîrP^
da inançla ilgili olan bidat ve hu-
rafelerin yaygınlığından" kay-
naklandığını vurgnlayan
Yılmaz. bunlarla mücadele
edeceklerini söyledi. "İtikatleil-
güi bidatlerin çok tehlikeli" ol-
duğu konusunda müftiilen
uyaran Yılmaz. "Bunun için si/
muflirülciitnizden ünan mesele-
leri üzerinde çok durrnanızı ıstf-
yorum. " dedi. Diyanet İşleri
Başkanı Yılmaz. daha sonra
gazetecilerin sorulannı >anı-
tlarken. "dinde reformun söz
konusu olmadığım" bclırterek.
"din deforme olmamış ki, re-
form olsun. Yalnız kafaların
ıslahatına ihtivaç var" görüşü-
nü savundu İToplantrva Erzu-
rum'da PKK terörilrtü prbtcsto
eden ve Kürt mahallelerine
doğru yürüyüşe geçen halkı
yatıştıran kışı olarak tanımla-
nan ve Başbakan Tansu Çiller'i
dualarla Bosna'ya uğurlayan
"dini lider" Erzurumlu Naim
Hoca da katıldı. İzmir'deki top-
lantıva katılma nedenini yakın
çe\ resınce." Ba riir toplantılaria
ilgisine" bağlahâ'n Naim Hoca.
Türkıye'nın dört bıryanını gez-
diğıni belırtti."Erzurum'un do-
ğal lideri" olarak da tanımla-
nan Naim Göller. Erzurum'-
daki olaylan kendine özgü ko-
nuşmasıyla şöyle anlattı: "Evde
televizyon seyrediyordum.
Baktım ki, bir hadise var, kö'ylü-
lere sordum. İş ağıriaşınca ora-
daki amirler telefon ettiler, he-
men gel dediler. gittim. Ben Er-
zurum'un yerlisiyim. Halk beni
tanır. Particiliğim de yokrur.
beni sevdiren de bu olmuştur.
İslamda der ki. partiler, siyaset
kürsüye giremez, çünkü girdiği
vakit tahribatı büyük olur."
"Benim hocalığım azdır, umu-
mi kültürüm de yoktur" diyen
Naim Hoca. İslam dünyasında
reform gerekli mı sorusunu.
"dinde reform olur mu, obnaz"
diye yanıtladı. Naim Hoca.
Türkiye'de şeriat tartışmalan-
na ilişkin göriişlerini de şöyle
anlattı: "Şeriat kelimesi ayıp bir
sözdür. Çünkü şeriat zaten gel-
miştir. Hazreti Muhammed ahir
zaman peygamberi değil mi,
peygamber gelmiş, şeriatın gel-
mesi bitmiştir. Hırsızlık vapanın
kolu kesilsin gibi şey ler bizi ala-
kadar etmez, o devlet işi. "
Türkiye'ye şenat gelsin di-
yenler için ise Naim Hoca. "
Bunlar akılsız ben ne yapayım,
Allah kimsevi cahif etmesin.
Bunlar İslamı bilmiyorlar, İsla-
mı bihe şeriat gerireceğiz der mi.
şeriat gelmiş kardeş. Allah'a şü-
kür. Türkiye gibi devlet var mı?
Türkiye'de her şey( serbest"-
görüşünü savundu.
interpol Cenel Sekreterl:
PKK uyuşturucu
ticaıeti yapıyor
STRASBOL'RG (AA) - In-
terpol Genel Sekreteri Ray-
mond Kendall. bölücü terör ör-
gütü PKK'nm. Avrupa'da
uyuşturucu ticareti yapüğını
doğruladı.
Kendall. diğer terörist örgüt-
ler gibi PKK'nın da gelir sağla-
yabilmek için uyuşturucu tica-
retine girdiğini bildirdi.
Interpol Genel Sekreteri.
PKK'lı teröristlerin, Avrupa'-
Menteşe'den
Avrupa'ya
PKKdosyası
STRASBOLRG (AA) -
İçişleri Bakaru Nahit Men-
teşe, Avrupa Konseyi bün-
yesinde uyuşturucu trafiği
ile mücadele konusunda
oluştunılan 'Group Pompi-
dou' toplantılan sırasında.
yasadışı bölücü örgütün
uyuşturucu ticareti ile ilgili
faaliyetlerini içeren dosyayı,
Avrupah meslektaşlanna
verdi.
A\ rupa Konseyi'nde, di-
ğer ülkelerin uyuşturucu
kaçakçılığı ve kullarumı ile
mücadele için yapüklan ça-
lışmalarla birlikte dağıtılan
dosyada. bölücü örgütün
1990-93 yıllan arasında ya-
pılan 53 ayn uyuşturucu
kaçakçılığında parmağı bu-
lunduğu belirtilerek, bu
baskınlarda toplam 3 ton
750 kilo eroin ele geçirildiği-
ne dikkat çekiliyor.
Bölücü örgütün. uyuştu-
rucu kaçakçılığı ile ilgili faa-
liyetlerinin Türk polisinin
yani sıra, Avrupah emniyet
yetkilileri tarafından da tes-
pıt ediidiği kaydedilen dos-
yada. PKK'nın üst derece-
deki üyelerinin yaptığı ka-
çakçıhk dışında. diğer uyuş-
turucu kaçakçısı örgütler-
den de pay aldığı kaydedili-
yor.
İçişleri Bakanı Menteşe'-
nin sunduğu dosyada bölü-
cü örgütün bazı uyuşturucu
faaliyetlerine yer veriliyor.
daki uyuşturucu ticareti faalı-
yetleri ile ilgili somut deliller bu-
lunduğunu belirterek konmu
daha yakından ' izlediklenni
kaydetti.
Terörist örgütler ve uyuştu-
rucu ticareti yapanlar arasında
önemli ilişkiler bulunduğunu
kaydeden Interpol Genel Sek-
reteri Raymond Kendall."Terö-
rist örgütler, y ıllarca, bazı ülke-
lerden ekonomik yardımlar
aldılar, şimdi bu yardımlar ke-
sildiği zaman, keıidilerine, silah
ve lojistik araç ve gereçleri sağ-
lamak için, en kolay ve çabuk
yol olan uyuşturucu ticareti ni
tercih ediyorlar" diye konuştu.
Türkiye ve Interpol arasında-
ki ilişkilcre değinen Kendall.
uyuşturucu ticaretinin önlen-
mesi konusunda Türkiye'nin
kendilenne çok önemli yardı-
mlarda bulunduğunu söyledi.
Ankara ve İstanbul'da büro-
lan olduğunu belirten Kendall,
Türkiye'nin. Interpol'ün çalı-
şmalanna katkı sağlayan en
önemli ülkelerden biri olduğu-
nu kaydetti.
Avrupa Konseyi bünyesinde
uyuşturucu trafiği ile mücadele
konusunda "Grup Pompidou"
toplantılanna katılmak üzere
Strasbourg'da bulunan Ken-
dall, soğuk savaş döneminde.
ülkelerin birbirleri aleyhine kul-
landığı istihbarat birimlerinin,
bütün Avrupa için sorun olan
uyuşturucu trafığinin önlenme-
si amacıyla ortak çahşması ge-
rektiğini savundu.
"Dcmokrasileri de
tehdit ediyor"
Eski Yugoslavya'daki savaş
yüzünden, uyuşturucu trafiği
yolunun. Doğu Avrupa'ya
kaydığını kaydeden Kendall.
giderek artan uyuşturucu tica-
retinin, bu bölgede gelişmekte
olan demokrasilen de tehdit et-
tiğini sövledi.
Kendall. Hollanda'da u>-
gulamasma geçilmek istenen,
uyuşturucu bağımlılan için az
miktarda uyuşturucu satılması-
na izin verilmesi uygula-
masının, kesinlikle karşısında
olduğunu belirterek bu konuda
daha serbest davranılması ge-
rektiğini savunanlan eleştirdi
TV5 10 SENEDEN BERİ AVRUPA'DA
GALAXIETV5
TY5 EUROPE'UN ONUNCU
YILDÖNÜMV NEDENİYLE DÜZENLENEN
TELEVIZYON YARIŞMASIFransızcayı şevenlerin uluslararası televizyonu
TV5 uzay ve uydular konusunda bir yarışma
düzenleyerek 28 milyon yuvasıyla birlikte doğum
yildönümünü kutlamak istiyor.
5 şubat'tan 4 mart'a kadar her gün bir
Philips RENKLİ TELEVİZYONU
KAZAMNIZ
Her gün bir soru, her gün bir talihli
En fazla sayıda yarışma sorusunu tam olarak
yarutlayan bir seyircimiz
Fransız Guyanasında bulunan
Kourou'ya
Eutelsat tarafından armağan edilen muhteşem
bir seyahat kazanacaktır
Her gün TV5 Europe'u izleyiniz, yarışma sorusu 18:55 ile 21:30'da
hava durumundan sonra ve 23:30'a doğru son haber bülteninden sonra sorulacaktır
Yarışma tüzuğu Parıs'te Mubâşır Bay CABOUR'a tevdi edılrruştır.
Daıuşmak ısteyenlenn aşağıdakı adrese yazmaları nca olunur : TVS, 15 rue Cognacq Jay, 75007 PARIS
Cevaplann aşağıdaki adrese gonderılmelerı gerekmektedır :
JEU CONCOURS GA1AXIE TV5 - CEDEX 2044
99204 PARIS CONCOURS
Kazanan talıhlıler doğru cevap gönderen izleyıcıler arasmdan kurayla belirlenecektir.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Laiklik ve Refah
Yüzlerce kez yazdım. Yüzlerce kez daha yazacağım.
Laiklik, sadece "Din ve devlet işlerinin birbirinden aynl-
masıdır" gibisinden, fazla bir anlam da taşımayan cüm-
leyle tanımlanamaz. Laiklik, 'yönetme yetki ve hakkını'
tanrıdan aldıklarını iddia eden monarklara karşı, 'ege-
menliğinesahip çıkmak isteyen'halkın, bu talebiyle bir-
likte ortaya çıkmış bir anlayıştır. Tanrı egemenliğine
karşı, halk egemenliği kozunun ileri sürülmesinin bir
sonucudur. Ve bu nedenle her laik düzen bir demokrasi
olmasa bile her demokrasi laiktir, laik olmak zorunda-
dır. Aksi düşünülemez
Laiklik talep ve iddiası, burjuvazinin gelişmesine pa-
ralel bir biçimde ortaya çıkmış ve guçlenmiştir. Zira bur-
juva2i, ekonomik gücü eıe geçirdikten sonra yönetime
de katılmak istemiştir. Oysa ki eski yönetim yapısı vefel-
sefesı ıçinde burjuvaziye yer yoktu. Tüm roller belirlen-
miş ve dağıtılmıştı. Ve bu düzen tanrının vaaz ettiği bir
düzen olarak düşünüldüğü için, değişmesi de mümkün
değildi.
İşte burjuvazi, insanlar arasında 'yöneten-yönetilen
eşitsizliğine' dayanan bu düzene karşı, ınsanların do-
ğuştan 'eşitliği' ilkesini getirdi ve yönetimde 'halk ege-
menliği' kavramını ileri sürdü. 'Aydınlanma'dan günü-
müze dek yüzyıllarca bunun kavgası verildi ve hala veri-
liyor.
Osmanlı toplumu, burjuvası olmayan bir toplumdu.
Osmanlı Imparatorluğu'nda sermaye birikiminin ve bur-
juvazinin oluşamamasının nedenlerine hiç girmiyoruz.
Ancak şu kadarını söyleyelim ki, aynı nedenle Türk dev-
rimi, sınıf temeline dayanmayan bir devrimdir. Ve Batı1
-
dagördüğümüzdevrimlerin arkasında hep 'sınıflar'var-
ken Türk devrimi, tüm ulusçu güçlerin bir araya gel-
mesiyle; önce dış düşmana karşı bir bağtmsızlık savaşı
ve sonra da çağdaş yeni bir devletin kurulması biçimin-
de gerçekleşmiştir. (şin 'lokomotifi' asker-sivil bürokrat
ya da Osmanlı'nın üniformalı ve üniformasız bir avuç
aydını olmuştur. Kendi türünün ilk örneğidir.
Batı'daki toplumsal değişmeler, yeni ortaya çıkan ya
da güçlenerek yeniden örgütlenen sınıfların, aşağıdan
gelen talepleriyle gerçekleşmiştir. Bizim toplumumuz-
da bu böyle olmamıştır. Aşağıdan herhangi birtalep gel-
memesine karşın, o gün için çağdaş olan ne varsa, top-
luma yukarıdan aşağıya verilmeye çalışılmıştır. Laiklik
de böyle gelmiştir, kadın hakları da yasalarönünde eşit-
lik de .
Cumhuriyeti kuran kadroların getiremedikleri şey 'de-
mokrasi' olmuştur. Zaten getirmeleri de mümkün değil-
di. Zira bir demokrasinin işleyebilmesi için gereken kimi
temel koşullar vardır. Eğitim ve kültür düzeyi yüksek bir
toplum, gelişmiş bir iletişim ağı. belli bir gelir düzeyi, ör-
gütlenme vb. İşte bunlardan hiçbiri olmayan bir toplum-
da demokrasi olmazdı. Ve bu nedenle 'demokrasi bir
hedef olarak alındı ve ilk aşamada bunun koşulları sağ-
lanmaya çalışıldı. vatandaşlık bilinci'nm verilmesine
çalışıldı. Doğal olarak yukarıdan aşağıya'...
Türkiye Cumhuriyeti vatandaş oluşturma işini başar-
mıştır. Ister kısa vadeli düşünsünler, ister uzun vadeli,
bu toplumun insanları 'haklarını', vatandaş olarak, va-
tandaşlık hakkı olarak talep etmektedirler. Günümüzün
Refah Partisi dahil olmak üzere.
Refah Partisi, Milli Nizam Partisi'yle başlayan ve Milli
Selamet Partisi ile devam eden bir misyon'un günü-
müzdeki uzantısıdır. Kökü çok daha eskilere kadar uza-
tılabilir. Çağdaşlığa karşı gibi görünmesine karşın çağ-
daş teknikleri en iyi kullanan ve çağdaş bilimsel bulgula-'
rı en ciddi bir biçimde değerlendiren partidir.
Refah Partisi'nin güçlenmesi. Türkiye'nin laikçevrele^*'
rinin bir kısmını rahatsız etmekte ve korkutmaktadır
Ama korkunun ecele faydası yoktur. Yapılması gereken
Refah'taki güçlenmenin nedenlerıni doğru bir biçimde
açıklayabilmektır.
1980 öncesi MSP'si küçük kent-kasabalıya dayanan
bir partiydi. özellikle Orta Anadolu'daki 'reaksiyon Sun-
ni oyları' toplayarak kendine bir taban oluşturmuştu.
Ama 12 Eylül'le birlikte tam anlamıyla gün doğdu.' Belli
parasal destekler de sağlayarak hızla örgütlenmeye ve
özellikle büyük kentlerde güçlenmeye başladılar.
Bu kez dayandıkları taban, büyük kent yaşamına ve
temposuna ayak uyduramayan insanlardı. 'Uyum sağla-
ma zorluğu' içindeki bu insanlar, 'katılarnadıklan' bu dü-
zene karşı reaksiyon duyuyorlar ve alternatıf arıyor-
lardı.
Bu insanlara doğal olarak 'so/'bir alternatif sunulma-
lıydı. Ancak 12 Eylül 'so/'a öyle bir darbe vurmuştu ki,
değil başkalarına umut vermek, eski kadrolarını bile
elinde tutamıyordu. Refah Partisi içindeki akıllı 'yenilik-
çiler' bu boşluğu gördüler ve hızla bu alana yöneldiler.
Refah içindeki radikaller' şimdilik susmaktadırlar.
Ama uygun bir fırsat kolladıklarından kuşku duymamak
gerekir. Kendilerini çok rahatsız eden 'modern vitrine',
iktidar olma umuduyla katlanmaktadırlar. Ama çatışma
uzak değildir.
Türkiye'deki laik güçler çok dikkatli olmak zorundadfr.
Refahtaki (samimi olduklarına kuşku duymadığım) 'ye-
nilikçilere' bakarak. değerlendirme yapmamalıdırlar.
"Sol'u siliyoruz" diye bayram eden kımi 'laikler', neyin
önünü açtıklarını görmek zorundadır.
Nehire atlayan anne ve oğlu kayıp
SAKARYA(AA)Gcçırdıği
bunalım sonucu üççocuğu
ilebirlikteSakarya
Nehri'ne atlay an Jale
Öznan(31)ile6yaşındaki
oğlu Muhammet'in
cesetleri bulunamadı.
Çevreden yetişenlerin
yardımlanyla kurtarılan
11 yaşındaki İlknurilc
akıntıya kapılarak kıyıya
sürükîenen 8 yaşındaki
Pınar ise olayın şokunu
vaşıvorlar. 12 yıldırevli
olduğu eşiyle aralarında
hiçbir sorun olmadığım
belirten İsmafl Özhan
"Evde (intihanmdan
hiçkimse sorumlu değildir.
Bileziklerim cenaze
masraflanma yeter) diye
yazılı not bırakmış. Bu
çılgınlığı niçin yaptı
bilcrniyorum"dcdi.
TV'de değişiklik
TV Servisi- TRT'nin son an-
da yaptığı birdeğişiklikle "Satır
Arası" programı ay boyunca
cumartesi günlennin yayın akı-
şından çıkartıldı. Program pa-
zar günJeri gündüz kuşağmda
yayımlanacak. Buna eöre TRT
l'in yannki 10.00 - T2.30 ara-
sjndaki yayın akışı şöyle ola-
cak:
10.00 Haberler
lO.IOMüzikPınan
10.30 Yerli Fılm: Ula UlaNİ-
yazi
12.00KameraSizde
12.30 Dizi: Acil Çağn.
Öteyandan. fnterstar'ın yaptığı
değişikliğe göre 23.45'te \ayim-
lanması gereken "Sapık 3
(Psycho 3)" adlı fılm yayından
kaldınlarak yerine "tftira" adlı
gerilim filmi akışa alındı. Dear
Parsott'un yönetmenliğindel-'
fılm daha önce 10 Kasım'da aj--
nı kanalda yayımlanmıştı. Fil-
mi n başrollerini Jeff Goidb-
lumm. Christin Scott Thomas
paylaşıyorlar.