Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURIYET 28 ŞUBAT1994 PAZARTESt
OLAYLAR VE GORUŞLER
Demokrasideuzlaşma-zıtlaşma
Demokrası, ülkemızde ancak laık bır anlayışla ırk ve dın
aynmına yer vermeyen partıler ve sıyaset adamlan elıyle
gelişebilecektır. Laıkhğı reddederek, kökten dıncı bır anlayışla,
demokratık sıstemı yürütmek ve yaşatmak mümkün değıldır.
Prof.BEDÎ N.FEYZİOĞLU
udan kavbedeceğını anlayan Demok-
rat Partı. Cumhunyet Halk Partısı ıle
muştereken kurulan bır komısyonda
Seçım Kanunu'nun 'nispi temsil' esası-
na gore tadılını ongoren komısyon
teklıfıne ıübar etmemış \e muhalefetı
tenkiT volu ıle susturma>ı denemek
ıstemıştır
Burada, bır nebze, 1950 \e 1960 vıl-
lannda seçım kanunlannda yapılması
ongorulen ve fakat gerçekleşünleme-
yen ıkı onemlı >anılgıya ışaret edelım
1950 mart-nısan avlannda Seçım
Kanunu değışıklığı ıle ılgıb komısyon-
da muhalefette olan Demokrat Partı,
ruspı temsil sıstemını onermekteydı
Bu goruşu ıktıdardakı Halk Partısı'ne
kabul ettıremedı
Sonuçta çoğunluk usulu ıle yapılan
seçım Demokrat Partı'ye beş yuz uye
kazandınrken Halk Partısf ne ıse sa-
dece 62 mılletvekılı bırakmıştı Nıspı
temsil usulu uv gulanmış olsa ıdı % 52'-
>e karşı %47 cıvannda ov alan Halk
Partısı'nın 350">e karşı 250 kadar mıl-
letvekılı olacakü 1954 ve 1957de bu
fark daha da azalacak ve Meclıs'te ık-
tıdar ve muhalefet daha dengelı bır
T
urkıye'de, Terakkıperver
Cumhunyet Fırkası ıle
Serbest Fırka denemelen-
nı ayn tutarsak demokra-
tık sıstemın uygulaması-
run 1946 seçımlen ıle
başladığını kabul etmek olasıdır
Gerçekten, İkıncı Dunya Savaşı so-
na ennce, Avrupa'da parlamenter-
demokratık anavasalara dayanan sıs-
temlenn yenıden oluşup gelışmesı akı-
mına uymak ısteyen zamanın Cum-
hurbaşkanı İsmet Inönü. ülkemızde de
demokrasının temel koşullannın ger-
çekleşmesı yolunu ozumsemış ve bır
muhalefet partısının kurulmasıvla se-
çımlere katılması yolunu açmıştır
Şaıbelı geçtığı ılen surulen 1946 seçı-
knnden sonra 1950 mayısında yapılan
genel seçımde muhalefet partısı olan
Demokrat Partı'ye ıktıdan buyuk bır
olgunlukla devır ve teslım etmış, 1954
ve 1957 genel seçımlenru de ka\ betme-
sıne karşın İsmet Inonu, C Halk Par-
tısı Başkanbğı'nı ve muhalefet hderlı-
ğını vakarla yûrutmesını bılmıştır
1960 ılkbahanna gehndığınde, o sı-
ralarda yapılacak yenı bır seçımde ık-
çahşma olanağına kavuşabılecekü
Bo>le bır Mechs'te, muhalefeü ten-
kıl ıçın bır 'tahkikat komisyonu' kuru-
lamavacağı ahetle. 27 Mayıs ıhtılal
hareketıne de neden ve yer kalmaya-
caktı
Daha önce, başka bır v azıda behrt-
tığımız uzere (1) Demokrat Partı'nın
ıkı onemb hatasından bın Hrtica>a ta-
viz >ermesi' oburu 'ihtilale sebebiyet
vermesi' olmuştur
Halk Partısı'nın ve Ismet İnonu'nun
1950'de yaptığı gıbı 1960 nısanında
yapılacak bır seçımle, Demokrat Partı
de avnı centılmenlıkle ıktıdan devre-
debılse ıdı ne 27 Mayıs Ihtılalı, ne 1971
12 Martı ne de 1980'ın 12 Eylul hare-
kaü vuku bulurdu
İşte ülkemızde demokratık sıstemın
yerleşmesınde husule gelen aksamalar,
netıce ıtıbanyla partılenn ve lıderlen-
nın kendılennı muhalefete geçme ola-
sılığına ahştıramamalanndan ılen
gelmıştır denebılır
Gerçekten, ıktıdarda ıken olduğu
kadar (12 Temmuz bıldınsı) muhale-
fette de olgun devlet adamı nıtelığmı
yıtınneyen Ismet tnonu. obur sıvaset
adamlanmıza da omek olmalı ıdı
Ne yazık kı 1950-60 donemı ıktıda-
nnca bu olgunluk gostenlememış ve
tahkikat komisyonu kurulması ve ten-
kiT talımatı ıle 27 Mayıs Ihülalı'ne
sebebıyet venlmıştır
Demokrasının 12 Mart ve 12 E>lul
hareketlen> le kesıntıye uğraması da
27 Mayıs'la açılan bır usulun depreş-
mesı sayılabılecektır Şu anlamda kı
1960'ta da 1950'd olduğu gıbı, ulkede
ıküdar değışıklığının seçımle v e yalnız-
ca seçımle olabıleceğı kanısı yerleşebıl-
se ıdı, bu ulkede bır daha ıhtılal ya da
darbe>e yer olamazdı
Demokrası bır uzlaşma \e kompro-
mı rejımıdır Değışık göruşler. serbest
tarüşma ve serbest seçımle ıktıdar yo-
lunu arayacakür İster asken olsun,
ıster dınden, ıster ırktan koktencı ne-
denlerle olsun darbelere, demokratık
sıstemlerde asla yer yoktur
Bu nedenledır kı demokrası, ülke-
mızde ancak laık bır anlayışla ırk ve
dın aynmına yer vermeven partıler ve
sıyaset adamlan elı ıle gelişebilecektır
Laıkhğı reddederek, kokten dıncı bır
anlayışla, demokratık sıstemı vurut-
mek ve yaşatmak mumkun değıldır
Zıra şenat vesaır dın kurallan ozgur
duşunceje ve ozgur davranışlara ızın
vermez Ozgur duşunce ozgur basın ve
vayınla ulaşılacak v ıcdan, ınanç ve dın
ozgurluğu ancak gerçek demokraside
sağlanabılecektır
Sıvasal kışılenn uzlaşması ya da zıt-
laşması nasıl demokrauk rejımın oluş-
masına va da aksamasına sebebıyet
venvorsa, kokten dıncı bır partı ya da
anlayış da demokrasıvı hayat hakkın-
dan mahrum eder O halde ulkemız
ancak "fikri hiır, irfanı hiir, vicdanı
hür" kımselenn sevk ve ıdaresınde vu-
celebılecektır
O halde günumüzde bu ılena. Ata-
turkçu ınsanlara duşen gorev nedır9
195O'de ve 1960'ta olduğu gıbı, bu-
gun de ulkeyı ısabetlı bır yola koyabı-
lecek yıne uygun bır seçım kanunudur
O donemlerde ıktıdarda olanlar, mu-
halefetın seçım sıstemıyle ılgıh onenle-
nnı reddetmek hatasına duşmuşlerdır
1987"den ben uygulanan seçım ka-
nunlan ıse % 35-38 cıvannda oy alan
bır partmın tek başına ıktıdar olması-
na yetmektedır Genye %62-65 oy
alan partılere ıse muhalefet gorevı duş-
mektedır Oysa yerel seçımlerde olsun,
genel seçımlerde olsun ıkı kademeh bır
sıstem uygulandığı takdırde azınlık
oylan ıle ıküdara gelınmesı onlenecek
ve ıktıdara mutlaka %50'den fazla oy
alan partı adaylan seçılmış olacaktır
İkı kademeb sıstemın asıl yaran. sıva-
sal eğıhm bakımından bırbınne yakın
goruşte olan seçmenlenn, ılk kademe-
de seçılemeyen aday yenne ona yakın
partıden bır adayı seçebılmelennde
gorulecektır Bu savede seçmen ov lan-
nın, gereksız ve yararsız bır bolunme-
ye uğramadan. sağ ya da sol eğılımlı
orta partılerde toplanması ımkanı ha-
sıl placaktır
Ülkenın sıyasal bır ısükrara kavuş-
masına bağlı bulunan ekonomık den-
gesı ve gelışmesı de ancak bu sa>ede
gerçekleşebılecektır
" (1) Feyzıoğlu (BN) Kanzmalı
Başbakanlar. Mılhyet, 20 Eylul 1987
Sll
ARADABIR
Prof. Dr. MUSTAFA ALTBNTAŞ
Öğretım Üvelerı Demeğı Başkanı
Cumhurbaşkanı iie
Parlamenterlere
Sayin Baylar
Abant Izzet Baysal Unıversıtesı Iktısat Bolumu oğretım uye-
lerınden Doç Dr Rkret Başkaya, Kasım 1991 de yayımladığı
Batılılaşma Çağdaşlaşma Kalkınma Paradıgmanın Iflası
Resmı Ideolojinın Eleştırısıne Gınş adlı kıtabından oturu
DGMtarafındanyargılanmış onceaklanmıs aklamakararının
yapılan ıtıraz uzerıne Yargıtay tarafından bozulması sonrasın-
da, yapılan ıkıncı duruşma sonucunda 20 ay hapse ve 50 mılyo-
na varan para cezasına çarptırılmıstır 22 12 1993 te Yargıtay
9 Daıresı tarafından onanmış bulunan bu hukum, şu sıralar ın-
fazı beklemektedır Doç Başkaya ıse şu sıralar cezaevıne
gırmek ıçın kendısıne yapılacak çağrıyı gozlemektedır
Sayın Baylar
Kıtabından oturu yargılanan ve mahkum edılen Doç Başka-
ya, bır bılım adamıdır ve halen unıversıtesınde gorevını sur-
durmektedır Bılım adamının başta gelen gorevı ıse bılımsel
araştırma ve ıncelemeler yapmak ve bunların sonuçlannı ka-
muoyunun bılgı ve değerlendırmesıne sunmaktır Bunu yap-
ması, kaynaklarını kullandığı toplumuna karşı yerıne getırme-
sı gereken bır gorevıdır Yapılan araştırma ve ıncelemenın
sonuçlarının kamuoyuna açıklanması gorevden ote bılımsel
erdemlılığın ve doğruluğun da bır gereğıdır Bılımsel bır yapı-
tın en buyük yargıcı ıse, bu yapıtı ınceleme ve eleştıncı bır
yaklaşım ıle ırdeleyecek bılım adamlarının benzer alanda or-
taya sereceklen farklı goruş duşunce ve bulgularıdır Savcıla-
nn ve yargıçların yırmı bırırtcı yuzyıla altı kala, bılımsel yapıt-
ları ınceleme kovuşturma ve yargılama durumunda bırakıl-
maları, toplumumuzun hak etmedığıne ınandığım bır ayıp
ozellığını taşımakta ve faşıst duzenlerı çağrıştırmaktadır
Bılımsel bır yapıt, Terorle Mucadele Yasası nın kapsamına
sokularak teror aracı ve bu bılımsel yapıtı ortaya koyan Doç
Başkaya ıse terorıst olarak nıtetenmış yargılanmış ve mah-
kum edılmıştır Anılan yasada teror tanımlanarak açıklığa
kavuşturulmuştur Buna gore teror baskı, cebır veşıddet,kor-
kutma, yıldırma, sındırme ya da tehdıt yontemlerınden bın ıle
gınşılecek her turlu eylerrt dır Oysa kı bılımsel bır yontemle
bır konuyu ışlemek ve bu konuda duşunce urunu olan bır yapıt
ortaya koymak hıç kımseyı baskı cebır sıddet korkutma yıl-
dırma, sındırme ya da tehdıt altına alıcı bır eylem olarak tanım-
lanamaz ve yorumlanamaz Parası bızzat alıcısı tarafından
verılerek satın alınan bır bılımsel kıtabın, ınsanlar uzerınde
baskı, cebır ve şıddet yaratarak onları korkuttuğunu yıldırdığı-
nı, sındırdığını ılen surmek, olsa olsa engızısyon donemlerı
ıçın bır anlam taşır ancak gunumuz açısından asla Bır bılım-
sel yapıtn -ıçerıgıne katılıp katılmamak okuyanın bıleceğı bır
şeydır- terorıst bır eylem olarak ve bu yapıtın yazarının terorıst
olarak suçlanması ve yargılanarak mahkum edılmesı, hıçbır
topluma onur kazandırıcı bır sonuç sağlamaz
Sayın Baylar,
TBMM'nın guvenoyuna mazhar olmuş DYP-SHP ortak hu-
kumetlerının programlarının ekı olan Demokratıkleşme Pa-
ketı nde Doç Başkaya nın mahkum edrimesıne neden olan
Terorle Mucadele Yasası Temel hak ve ozgurluklerın ozune
dokunulamaz ılkesıne uymamakla suçlanmakta, 'unıversıte-
lerın, tum goruş ve dusuncelerın serbestçe ıfadesını bulduğu
bır bılım mabedıne donusturuleceğı, unıversıtenın duşunce ve
goruşlennı dışa açıklayabılmesıne olanak sağlanabılmesı
ıçın, tum demokratık olanakların sağlanacağı soylenılmekte-
dır Yıne TMY Tasarısının TBMM ye sunulan gerekçesınde bu
yasanın dusunceyı ıfade ve orgutlenme ozgurluklennı kısıtla-
yan yasalar ıle hukumlerı yururlukten kaldırmayı, bunların
yerıne, şıddetı arac kılmayan dusunceyı açıklama ozgurluğu
ıle bu duşunceler çevresınde orgutlenme ozgurluğunu sağla-
mayı amaçladığı ılerı surulmektedır Yaşadıklarımız ıse hem
hukumet programında dıle getırılenlenn ve hem de TMY'nın
gerekçesının gerçek olmadığını aldatıcı olduğunu ortaya koy-
maktadır
Sayın Baylar,
Doç Başkaya hakkındayurutulen davave verılen karar, tum
benzerlerı gıbı, terorle mucadele teroru onleyıcı ve ortadan
kaldırıcı sonuç doğurmamış tam tersıne, duşunen araştıran
ve toplumuna bu alanda gorev yapmaya çalışan aydınlarımız
unıversıte oğretım uyelen uzerınde baskı, cebır şıddetvekor-
ku' salma sonucunu doğurmuş onların yıldırılması sındırıl-
mesı ve tehdıt edılmelerıne neden olmuştur Bılımsel bır çaba-
• nın, bu denlı acımasızca bır davaya konu edılmesı var olan bır
yasanın onaylanmış hukumet programında dıle getırıldığı gıbı,
'temel hak ve ozgurluklerın ozune dokunması', bızlerı terorıze
etmış, gerçekte fazla uretken olmayan unıversıtelerımızın ve
bılım yaşamımızın daha daçolleşmesıne kuraklasmasınakat-
kıda bulunmustur Amaçlanan bu ıse bu yasa ve bu karar
amacına ulaşmış bulunmaktadır Bu ıse topluma ve bılım ya-
şamımıza katkıda bulunmayacak tam tersıne onlara kotuluk-
ler edecektır Toplum, az kalan bılım adamlarını, duşunen
yaratıcı beyınlerını araştıran ve sorgulayan ınsanlarını yıtırır
bır konuma suruklenecektır 'Kelaynak kusları benzerıbırdu-
ruma suruklenecek beyınsel guçlerımızın bu turlu Teror Ya-
sası na dayalı bır mahkumıyetle terorıze edılmesı toplumun
yıtıme uğraması sonucunu doğuracak ve toplumumuz beyın-
sel değerlerını yıysn bır yaratık durumuna duşurulecektır
Toplumumuzun buna layık olmadtğı duşuncesını ve ınancını
taşımaktayım Hanı ozgurluğu sağlayan yasa
1
Demokrasının
bır yaşam bıçımıne burunmesı kuşkusuz topluma ve bıreye
kazanımlar sağlayacak, demokrasının kurumlaşması başta
parlamento ve cumhurbaşkanlığı makamına onur ve guç kata-
caktır
Not Cumhurbaşkanına Ûğretım Uyelerı Derneğı olarak Doç
Başkaya ıçın, yaptığımızbaşvuruyayanıtaldık Sayın Cumhurbaş-
kanı 271 1994 gunve 62-644 sayılıyazılannda afyetkılerınınmut-
lak olmadığını, Doç Başkaya ıçın verılen kararın kesınleşmedığını
(Ne demekse?), yasama yetkısının TBMM ye aıt olduğu nu belırt-
mışlerdır
îlan Edilmemiş Savaş ve Boyutları
HAYDAR TUNÇKANATAfflÂ'Mye.H, TabiiSenatör
Turkı>e uzun bır suredır, terore karşı
ılan edilmemiş bır savaş surdurmektedır
Gelrruş geçmış hukumetler, teroru onemse-
medıklen ve de gereklı onlemlen zamarun-
da almak becen ve cesaretıru gostereme-
dıklen ıçındır kı, dıştan ve ıçten destekle-
nen teror gıderek guçlenmış ve ulkenın en
onemlı sorunu durumuna gelmıştır
Şımdı, bır turlu ılan edılemeyen bu sa-
vaşta gorevlendınlen kuvvetlere goz atarak
olayın boyutlannı belırlemeye çalışahm
Sa>ılan 250 bıne varan (asker, jandarma,
polıs ve korucu) bır kuvvet, yoğunluğu
Doğu ve Guneydoğu'da olmak uzere, tum
yurt düzeyınde, ulkenın bolunmesını onle-
mek. vatandaşlann can ve mal guvenlığını
sağlamak ıçın canlan ve kanlan pahasına.
gunün her saatınde teror ve doğarun acı-
masız koşullan altında savaşıyorlar Ay-
yıldızh bayrağımıza sanlmış şehıtlenn ta-
butlan, her gun vurdun her yennde buyuk
acılar ıçınde toprağa venhyor Ya yarah-
lar
1
Onlan da dıkkate aldığımızda, bu sa-
vaşın gerçek yuzunu gorebılır ve boyutlan-
nı kestırebılınz
İlan edilmemiş savaş ıle ılan edılmış sa-
vaş arasında asken açıdan çok ınce ve ınce
olduğu kadar da onemlı bır fark vardır
İlan edılmış bır savaşta askerler savaşı, sa-
vaşın koşullanna gore yaparlar İlan edıl-
memış bır savaşta ıse guvenlık guçlennın
elı kolu bağlıdır Inısıyatıfve avantaj hıçbır
kural tanımayan, vur-kaç taktığmı uygula-
yan terordedır
Gelmış geçmış hukumetlenn hemen
hepsı bu gerçeğı kavrayamadıklan >a da-
kavramak ıstemedıklen ıçındır kı yıllardan
ben terorun koku kazınamamış, vatan ev-
latlan boş yere telef edılmıştır Olağanustu
hal ılaru ve uygulaması ıle terorle başa çıkı-
lamadığı açıktır Teror 1980'den once de
vardı, daha guçlenmış olarak bugun de
var Bundan çıkanlacak sonuç, uygulama-
nın başansız olduğudur
Bıraz da ılan edilmemiş sav aşın gıderlen-
nı belırlemeve çahşalım Bır tabancanın fı-
yatı 10-20 mılyon, bır tek mermırun de
10-20 bın hra arasında olduğunu soylersek,
bu savaşta yıllardan ben sarf edılen. top,
roket, mermı, bomba. vb tank. zırhlı araç
ve uçaklann kullandıklan yakıt gıderlen-
nın yılhk tutannın buyukluğu kolayca tah-
mın edılebılır Hukumetler, şımdıye kadar
bu gıderlenn hesabını yapmadıklan ıçın de
savaşın yılhk malıyetını bılmek olası değıl-
dır Teroru kuçumseyen hukumetler, bu-
nun sona erdınlmesı ıçın yeterb odenek
ayırmadıklan gıbı, gerekb olan başka on-
lemlen de almamışlardır Olağanustu Hal
Bolgesf nde gorev yapan guvenhk guçleny-
le, memurlara aybklan dışında tazmınat
odenır 80 bın korucunun aybklannın yıl-
hk tutannı da bunlara eklemek gerekır Yıl
ıçınde teronstlerce yakılan. yıkılan koylere
vapılan vardımlar da oldukça buyuk bır
toplam oluşturur A>nca bızım sadece
prestıj ıçın Mogadışu'ya gonderdığımız
bırlık, Adnyaük Denızı'nde bır savaş ge-
mısı ve İtalya'da bır F-16 fılomuz vardır
Bunlann da gıderlennı dıkkate aldığımız-
da. ılan edılmemış savaşla, prestıj ıçın yurt-
dışına yollanan savaş bınmlennın gıderle-
nnın ne kadar yuksek olacağını tahmın
etmek kolaylaşır
Para obnadan savaş yapılamaz Bu ka-
dar buyuk bır guvenlık gucune. savaşı sur-
durmek ıçın 1994 butçesınden 200 tnlyon
hra avnhiuştır Bu mıktar, savaşın bır ya
da ıkı aylık gıderlennı ancak karşılayabıbr
Bır kısım malzeme ve cephane, stoklardan
karşılandığı ıçın hesaplarda gorunmeyebı-
br Fakat. tukenen stoklann yenne konul-
ması ıçın de para gerekbdır Bunlann çoğu-
nu da dışandan dovızle satın alma zorunlu-
luğu vardır 880 tnlyonluk 1994 butçesı,
180 tnlyon açıkla bağlanmışür Terorle sa-
vaşın başanyla surdurulmesı ıçın, yıl ıçınde
en az 400 tnîyon bra daha gereklı olacaktır
Bu nereden ve nasıl karşılanacaktır
9
Karşı-
lanmadığı takdırde, savaş 1995 ve daha
sonrakı yıllara sarkacaktır Şımdıye kadar
uv gulanan yontem bu olduğu ıçın 70'b yıl-
larda başlayan teror, guçlenerek gunümu-
ze gelebılmışür Hele, terorle savaşı, de-
mokrası ıçensınde surdurmek gıbı bır
duşuncenın yen yoktur Bu, terore odun
vermektır
Tum yurt yuzeyıne yayıbnış olan bu te-
roru etkısız hale getırmek ıçın yıllardır su-
ren ılan edilmemiş savaşı ılan etmek gere-
kır Kısmı seferberbk zorunlu olabıbr,
ulkenın guç ve kavnaklannın buyuk bır
bolumunun bu savaşta kuUanılabılmesı
ıçın de, savaş ekonomısıne geçıh^eb ve sıkı
bır tasarrufa geçılerek halen surmekte olan
savurganlık ve lukse son venhnebdır Ta-
sarnıf seferberbğıne once, savurganbğın en
yaygın olduğu Cumhurbaşkanbğı TBM
Mecbsı ve bakanlıklar butçelennden baş-
lanmahdır Savaş vatandaşlardan buyuk
özven ıster, savaş sona ennceye kadar. hat-
ta savaş sonrasında da uzun bır sure ulusça
buyuk sıkıntılar çekıbr ve yokluklara go-
ğus genlır, savurganhğa ve lukse musaade
edılmez
Dış ve ıç borç batağında boğulmak uzere
olan ülkemızde, durum bunun tam tersı-
dır Gunumuzun parolası, çalışmadan ko-
şe>ı donmek ve uretmeden tuketmektır
Enflasyon ve pahablık, halkı canından bez-
dınrken enflasyon ve hayab ıhracat zengın-
lennın pahalı otellerdekı gorkemb duğûn-
lennde devlet buyuklennın boy gösterme-
len ne kadar acıdır Ülke bolunme tehlıke-
sıyle karşı karşıva gelmış, ekonomı ıflasa
süruklenıyor, pazarlanmızı yabana mallar
ışgal etmış, ıhracat ıthalaü karşüamaktan
uzak. mal ve can guvenbğı kalmamış
Cumhurbaşkanı, bakanlar, eskı bakanlar,
muvazzaf ve emekh general ve subavlar.
hâkımler savcılar, gazetealer, daha bır-
çoklan korunmasız gezemıyorlar Ya gü-
nün her saatınde teronstlenn kor bır kur-
şununa >a da bombasına hedef olan vatan-
daşlann can ve mal guvenlıklen nasıl
sağlanacak
9
Böyle bır ulkede rahat uyu-
mak mumkun mudûr
0
Başta ıktıdar olmak
uzere muhalefet ve herkes, şunu lyıce anla-
malıdır kı. ulke çok cıddı tehlıkelerle karşı
karşıyadır Bu tehhkeyı, kısa surede etkısız
duruma geünp, savaşın gerektırdığı on-
lemlen kısa surede bırhk ve beraberhk ıçın-
de goğuslemezsek. çok yakın bır gelecekte.
ülkemızde de bır Bosna-Hersek dramıru
yaşamak kaçınılmaz olacaktır
Sonra bızı ne beledıye ve ne de genel se-
çımler kurtarabılır
PENCERE
TARTIŞMA
Mezarolara geçit yok!
*^A ^ r ~ ustafaKemal
Im # 1
Atatürk
'
u
I ^ / 1 yıtırdığımız
I ^ / I yılvegünde
I ^f I onyaşında
**- T
- ^ ~ ılkokul
dordüncu sınıf oğrenasıydım
29 Ekım anmalannda toren
yennde bulunamavışı.
sa>nlığırun ağırlaştığının
kanıtıydı Günluk raporlan
ızlenmektevdı Karahaber
okulun salonunda radvolardan
ulaştınldı O acılı du> gularla
eve geldığımde. Ulusal
Kurtuluş Savaşı'nda ıkı
oğlunu. bır \ etışkm kızını
yıtıren yureğı v anık
buyukannemı hıçkınklar
ıçınde. O'mın ruhuna Kuran
okurken buldum Doksanaltı
yaşında vıtırdığımız Kıtapçı
Haa Resul'un kızı
buvaıkannem. heryıl 10
Kasım'larda Ataturk'un
ruhuna Hatım ındınr. resmını
operek başına kovarken. "O,
Gazıemır'den kahraman
Mehmetçık'le Izmır e gırerek
Yunan bandırasını ındınp
av'yıldızlı Turk bayrağını
Hukumet Konağı'na
çekmeseydı bugun ne bız ne de
Turk ulusu kalmıştı Bu ezanlar
ve kutsal kıtap da O'nun
sayesınde ayakta kaldı" derdı
Aılem Azen kokenlı, Izmır
yerleşımlıydı Guzel Izmır'ın
ışgahnı, kurtuluş kalkışmasını,
cumhunyet devnmlennı
damarlannda duyarak
v aşamış. yaşamlan boyunca da
bu canlı anılan çev relenne ve
ozellıkle de bana
anlatmışlardır Benımvebenım
kuşağımın hamuru bu
gerçeklerle v oğnümuştur
Bu hamuru. MEZARCI ve on
bır yandaşının çağa, ozgurlüğe.
demokrasıye ozellıkle laıklığe
olan duşmanca tepkılen yok
edemez Ohamurkabarmışve
pışmıştır Bu çağdışı duşunceler
>enı değıldır
Tanzımat tan ben
suregelmıştır 1923'te
Cumhunyet'ınılanı, 1924"te
Hılafetın kaldınlışı. 3 mart
Oğretım Bıriığı Yasası, gıderek
şer'ı hukumlenn yennı uygarhk
yasalannın ahnası, bellı bır
zumrenın sanalanna neden
ohnuştur Bunlann beyınlen
gehşmemışür Ruhlan
hastadır AzızAtatûrk'eve
saygıdeğer annesı Zubeyde
Hanım'a kufurlen,
ınançsızhklannın kanıtıdır
İslam toresınde mezarda talkın
ana adıyla venbr Çunku
kışının 'veled-ı zına' olup
olmadığını annesı bıhr
Mezarcı'nın Batum kokenb
oluşu, helal olup olmadığını
kanıtlamaz, o, anasından
sorulmahdır Ataturk'le babası
Ah Rıza Bey'ın resımlen yan
yana gehnce onun helal ev lat
olduğu açıkça gorulmektedır
Mezarcı'nın, Osmanlıyı
Ingılızlerle bırleşerek
arkasından vuran Araplarla
ıbşkısını herkes bu
beyanlannda açıkça
gonnektedır
Boy le çağdışı, mıde bulandıncı
tanhı gerçeklere aykın onerge
vebıldınlerde, Islam
dunyasının tek laık ulkesı
Turkıye Cumhunyetı'ne
duşmanhk yatmaktadır Bu
oğe, 1950'lerde, ezanın
Turkçeden tekrar Arapçaya
çev nbşı ve sıyasetın dıne
sığınması ıle başlamışur Bu
yıkıcıhğın onderlen, Allah'ı,
Peygamber'ı, Kutsal Kıtabı
siyasete alet eden çıkara
polıtıkacılardır Mezara, bu
bınkımlenn curetb urunüdur
Oyle ıse laık. Cumhunyetçı,
Ataturkçu çağdaş goruşlen
taşıyan bız yurtseverler bır
araya gelerek tum gucumuzle
dını sıyasete araç edenlenn
karşısına dıkılmebyız Bu
ışlenn kokenınde Mılb Eğıum
olduğuna gore gereksınımın
çok ustundekı dın adamı
yetıştıren, kızlanmızı dahı
şenat çarkına ko> arak
şartlandıran ımam haüp
okullan yenne. çağımıza uygun
duşen meslekı teknık okullann
açılmasmı sağlamabyız
Yuzyıllann uyuşukluğunu
besleyen gencı fıkır ve
kurumlannı devam etürmek
ısteyen yayın organlanyla
medyanın duzeltıhnesını
ongören yasalann ıvedıbkle
çıkmasını sağlamabyız Bırde
parlamentodakı vekıllenmızın
nıcelık ve nıtebklennın çağa
uygun olmasuuısteyelım Her
şeye karşın bu vatan
haınlennden korkmayahm
İlencı-Ataturkçu meşale
gençbğın ebndedır Sonsuza
dek yurdumuzu aydınlatmayı
surdurecektır
Perihan Ergun
Emeklı yazın öğretmenı
KemaHzm, Halkımmn
Yaşam Bîçfmiclir...
Ruyanın halk dılmdekı karşılığı 'duşi ' Insan uyurken
duş gorebılır, ancak bır de uyanıkken ruya gormek var,
bır tur 'yanılsama'dır bu
•
Turk Dıl Kurumu 1932'de "Turk Dılı Tetkık Cemıyetı"
adıyla kuruldu, devletın dışında bır dernektı Atatürfc ol-
dukten sonra onun vasıyet ettığı bır gelırle yetınerek yı-
ne devletın dışında çalışmasını surdurdu
1950'de Demokrat Partı serbest seçımle ıktıdara geçtı,
ılk ışı mınarelerden Turkçe okunan 'ezan'ı Arapçalaştır-
makoldu,' halkboyle ıstıyor"dedıler, ardından guzelım
"Anayasa"y\ "Teşkılat-ı Esasıye Kanunu"r\a donuştur-
duler
Turkıye, çok partılı rejıme geçmış, ama, demokrasıye
kavuşamamıştı
1950'den başlayarak 1994 e değın, çok kısa sureler dı-
şında, ulkemız dıl devrımıne duşman sıyasal ıktıdarlarla
yonetıldı, devlet gucu, dılde gerıye donuş ıçın kullanıidı,
bu yolda elden gelen her şey yapıldı Ancak yazarlar,
gazetecıler, romancılar, şaırler, oykuculerdıl devrımını
savunuyorlar, halk benımsıyordu, genye donuş şoyle
dursun, Turkçe, Osmanlıcayı gun geçtıkçe dışlayıp aşa-
rak gelıştı
"Devlet zoruyla dılde devrım" suçlaması yalandır,
duştur, yanılsamadır, uyanıkken ruya gormektır
Dıl devrımı, aydınla halkın el ele vererek gerçekleştır-
dığı bır olgudur Bır halkın dılını hıçbır kuvvet zorla de-
ğıştıremez Tutucu ve gerıcı ıktıdarların devlet zoruyla
durdurmak ıstedığı devrıme halk sahıp çıktı
•
Kemalızm'ı halk benımsedı çağdaş yaşam bıçımı ola-
rak ozumsedı Çunku Kemalızm uygarlığın dılınde ' Ay-
dınlanma ' denen devrımın Turkçe adıdır
Mustafa Kemal 1938'de gozlerını yaşama kapadı Ara-
dan yarım yuzyılı aşkın bır zaman geçmıştır, 1950'den
bu yana Kemalızm e karşıt sıyasal ıktıdarların bın gel-
mış, bırı gıtmıştır En başta laıklık olmak uzere Ataturk
devrımlerını yok etmek ıçın devlet gucu alabıldığıne kul-
lanılmıştır Halk yıne de Mustafa Kemal'ı bağnna basar,
çunku 'Kemalızm'çağdaş yaşam bıçımının ıdeolojısıdır
Pekı ya12EyluP
Ataturkçu değıl mı''
Hayır
Okullara zorunlu dın derslerını koyarak Atatürk'ün
' 1924 Öğretım Bıriığı Devrımı nı çığneyen bu rejım, Ke-
malızm mduşmanıdır Çunku laık oğretım, 'Aydınlanma
Devrımı'n\n "olmazsa o/maz"kuralıvetemelıdır 12Ey-
lul tepedenınmezorlamalarıyla 'Kemalızm'ı yok etme-
ye yoneldı
Başaramadı
"Turk-lslam sentezı" 12 Eylul asken faşızmının "dev-
let ıdeolojisı"dır laıklığe ters bır dunya goruşu, devlet
zoruyla halka benımsetılmek ıstendı, ama, aydınlarla
halkın dırenışı bu oyunu bozdu
•
Devletı ele geçıren tutucu ve gerıcılerın tum çabaları-
na karşın halk kıtlelerı dıl devrımıne, laıklık ılkesıne,
Aydınlanma felsefesıne Kemalıst yaşam bıçımıne sa-
hıp çıkıyorsa, sevınmek gerekmez mı?
Hayır
Kımılerı sevınemıyorlar
Kaygılanıyorlar
Çunku uyanıkken ruya goruyorlardı, bır yanılsama
ıçındeydıler, Kemalızm ı toplumdan soyut bır devlet
ıdeolojısı sanıyorlardı
Oysa ıdeolojısı Kemalızm olan bır devlet, Hazıne'den
yatırım yaparak medrese açar mı
1
?
Şenat eğıtımını temel oğretıme donuşturup Aydın-
/anma'nıntemelınedınamıtkoyar mı'
65 bın camısı bulunan Turkıye'de yarım mılyon ımam
yetıştırıp bır ruhban sınıfı oluşturur mu
?
KAMUOYUNA
I DunyaSavaşı'ndanyenıkçıkan.tersanelerı ışgal
edılmış, orduları dağıtılmış bır ulusu ayağa kaldırıp,
yokluk ıçınde dışıyle,tırnağıyla, onuruyla
dırenmesını orgutleyen bır lıdere, o gunlerde Ulusal
Kurtuluş Savaşı'na katılmak şoyle dursun, Ingılız
hımayesıne gırmeyı savunan, vatanı ıçın
savaşanların 'katlı vacıptır' fetvaları ıleonunu kesen
kafaların, Suudı ve Lıbya paraları ıle beslenıp, sıyası
boşluklardan faydalanıp bu gun palazlanınca,
varlığımızınsebebı, Kurtuluş Savaşı nınyığıtonden,
MUSTAFA KEMAL'e dıl uzatanları esefle kınıyoruz
TÜRKİYE ELEKTRİK KURUMU,
İSTANBUL
AVCILAR, BAKIRKÖY, BAYRAMPAŞA,
BEYAZIT, GÜNGÖREN, SARIYER MÜESSESE
MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞANLARI
"..., demokratik ve laik cumhuriyete ve
Atatürk ilke ve inkılaplanna bağlı
kalacağnna..." diyerek Türk Ulusu
önünde namus ve şeref sözü vererek,
"Millet>'ekili" olmaya hak kazanıp,
mazbatalannı ellerine alır almaz ettikleri
bu andı unutarak, "Gaflet, Dalalet ve
Hatta Hıyanet" içinde bulunan kişileri
şiddetle kınıyor, yeminlerine sadık
kalanlan duyarlı olmaya çağınyoruz.
Devlet eliyle laiklik, aydınlanma ve
Atatürk düşmanı kadrolann
yetiştirilmesine son verilmesini talep
ediyoruz.
Tuncay, Meziyet, Ulaş, Özgürcan SUNATA
Turgut, Nurhan DURGUN
Turhan, Figen, S. Taylan DURGUN
Ali, Perihan, Alican, Cansu EDEOĞLU