06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURIYET 28 ŞUBAT1994 PAZARTESt OLAYLAR VE GORUŞLER Demokrasideuzlaşma-zıtlaşma Demokrası, ülkemızde ancak laık bır anlayışla ırk ve dın aynmına yer vermeyen partıler ve sıyaset adamlan elıyle gelişebilecektır. Laıkhğı reddederek, kökten dıncı bır anlayışla, demokratık sıstemı yürütmek ve yaşatmak mümkün değıldır. Prof.BEDÎ N.FEYZİOĞLU udan kavbedeceğını anlayan Demok- rat Partı. Cumhunyet Halk Partısı ıle muştereken kurulan bır komısyonda Seçım Kanunu'nun 'nispi temsil' esası- na gore tadılını ongoren komısyon teklıfıne ıübar etmemış \e muhalefetı tenkiT volu ıle susturma>ı denemek ıstemıştır Burada, bır nebze, 1950 \e 1960 vıl- lannda seçım kanunlannda yapılması ongorulen ve fakat gerçekleşünleme- yen ıkı onemlı >anılgıya ışaret edelım 1950 mart-nısan avlannda Seçım Kanunu değışıklığı ıle ılgıb komısyon- da muhalefette olan Demokrat Partı, ruspı temsil sıstemını onermekteydı Bu goruşu ıktıdardakı Halk Partısı'ne kabul ettıremedı Sonuçta çoğunluk usulu ıle yapılan seçım Demokrat Partı'ye beş yuz uye kazandınrken Halk Partısf ne ıse sa- dece 62 mılletvekılı bırakmıştı Nıspı temsil usulu uv gulanmış olsa ıdı % 52'- >e karşı %47 cıvannda ov alan Halk Partısı'nın 350">e karşı 250 kadar mıl- letvekılı olacakü 1954 ve 1957de bu fark daha da azalacak ve Meclıs'te ık- tıdar ve muhalefet daha dengelı bır T urkıye'de, Terakkıperver Cumhunyet Fırkası ıle Serbest Fırka denemelen- nı ayn tutarsak demokra- tık sıstemın uygulaması- run 1946 seçımlen ıle başladığını kabul etmek olasıdır Gerçekten, İkıncı Dunya Savaşı so- na ennce, Avrupa'da parlamenter- demokratık anavasalara dayanan sıs- temlenn yenıden oluşup gelışmesı akı- mına uymak ısteyen zamanın Cum- hurbaşkanı İsmet Inönü. ülkemızde de demokrasının temel koşullannın ger- çekleşmesı yolunu ozumsemış ve bır muhalefet partısının kurulmasıvla se- çımlere katılması yolunu açmıştır Şaıbelı geçtığı ılen surulen 1946 seçı- knnden sonra 1950 mayısında yapılan genel seçımde muhalefet partısı olan Demokrat Partı'ye ıktıdan buyuk bır olgunlukla devır ve teslım etmış, 1954 ve 1957 genel seçımlenru de ka\ betme- sıne karşın İsmet Inonu, C Halk Par- tısı Başkanbğı'nı ve muhalefet hderlı- ğını vakarla yûrutmesını bılmıştır 1960 ılkbahanna gehndığınde, o sı- ralarda yapılacak yenı bır seçımde ık- çahşma olanağına kavuşabılecekü Bo>le bır Mechs'te, muhalefeü ten- kıl ıçın bır 'tahkikat komisyonu' kuru- lamavacağı ahetle. 27 Mayıs ıhtılal hareketıne de neden ve yer kalmaya- caktı Daha önce, başka bır v azıda behrt- tığımız uzere (1) Demokrat Partı'nın ıkı onemb hatasından bın Hrtica>a ta- viz >ermesi' oburu 'ihtilale sebebiyet vermesi' olmuştur Halk Partısı'nın ve Ismet İnonu'nun 1950'de yaptığı gıbı 1960 nısanında yapılacak bır seçımle, Demokrat Partı de avnı centılmenlıkle ıktıdan devre- debılse ıdı ne 27 Mayıs Ihtılalı, ne 1971 12 Martı ne de 1980'ın 12 Eylul hare- kaü vuku bulurdu İşte ülkemızde demokratık sıstemın yerleşmesınde husule gelen aksamalar, netıce ıtıbanyla partılenn ve lıderlen- nın kendılennı muhalefete geçme ola- sılığına ahştıramamalanndan ılen gelmıştır denebılır Gerçekten, ıktıdarda ıken olduğu kadar (12 Temmuz bıldınsı) muhale- fette de olgun devlet adamı nıtelığmı yıtınneyen Ismet tnonu. obur sıvaset adamlanmıza da omek olmalı ıdı Ne yazık kı 1950-60 donemı ıktıda- nnca bu olgunluk gostenlememış ve tahkikat komisyonu kurulması ve ten- kiT talımatı ıle 27 Mayıs Ihülalı'ne sebebıyet venlmıştır Demokrasının 12 Mart ve 12 E>lul hareketlen> le kesıntıye uğraması da 27 Mayıs'la açılan bır usulun depreş- mesı sayılabılecektır Şu anlamda kı 1960'ta da 1950'd olduğu gıbı, ulkede ıküdar değışıklığının seçımle v e yalnız- ca seçımle olabıleceğı kanısı yerleşebıl- se ıdı, bu ulkede bır daha ıhtılal ya da darbe>e yer olamazdı Demokrası bır uzlaşma \e kompro- mı rejımıdır Değışık göruşler. serbest tarüşma ve serbest seçımle ıktıdar yo- lunu arayacakür İster asken olsun, ıster dınden, ıster ırktan koktencı ne- denlerle olsun darbelere, demokratık sıstemlerde asla yer yoktur Bu nedenledır kı demokrası, ülke- mızde ancak laık bır anlayışla ırk ve dın aynmına yer vermeven partıler ve sıyaset adamlan elı ıle gelişebilecektır Laıkhğı reddederek, kokten dıncı bır anlayışla, demokratık sıstemı vurut- mek ve yaşatmak mumkun değıldır Zıra şenat vesaır dın kurallan ozgur duşunceje ve ozgur davranışlara ızın vermez Ozgur duşunce ozgur basın ve vayınla ulaşılacak v ıcdan, ınanç ve dın ozgurluğu ancak gerçek demokraside sağlanabılecektır Sıvasal kışılenn uzlaşması ya da zıt- laşması nasıl demokrauk rejımın oluş- masına va da aksamasına sebebıyet venvorsa, kokten dıncı bır partı ya da anlayış da demokrasıvı hayat hakkın- dan mahrum eder O halde ulkemız ancak "fikri hiır, irfanı hiir, vicdanı hür" kımselenn sevk ve ıdaresınde vu- celebılecektır O halde günumüzde bu ılena. Ata- turkçu ınsanlara duşen gorev nedır9 195O'de ve 1960'ta olduğu gıbı, bu- gun de ulkeyı ısabetlı bır yola koyabı- lecek yıne uygun bır seçım kanunudur O donemlerde ıktıdarda olanlar, mu- halefetın seçım sıstemıyle ılgıh onenle- nnı reddetmek hatasına duşmuşlerdır 1987"den ben uygulanan seçım ka- nunlan ıse % 35-38 cıvannda oy alan bır partmın tek başına ıktıdar olması- na yetmektedır Genye %62-65 oy alan partılere ıse muhalefet gorevı duş- mektedır Oysa yerel seçımlerde olsun, genel seçımlerde olsun ıkı kademeh bır sıstem uygulandığı takdırde azınlık oylan ıle ıküdara gelınmesı onlenecek ve ıktıdara mutlaka %50'den fazla oy alan partı adaylan seçılmış olacaktır İkı kademeb sıstemın asıl yaran. sıva- sal eğıhm bakımından bırbınne yakın goruşte olan seçmenlenn, ılk kademe- de seçılemeyen aday yenne ona yakın partıden bır adayı seçebılmelennde gorulecektır Bu savede seçmen ov lan- nın, gereksız ve yararsız bır bolunme- ye uğramadan. sağ ya da sol eğılımlı orta partılerde toplanması ımkanı ha- sıl placaktır Ülkenın sıyasal bır ısükrara kavuş- masına bağlı bulunan ekonomık den- gesı ve gelışmesı de ancak bu sa>ede gerçekleşebılecektır " (1) Feyzıoğlu (BN) Kanzmalı Başbakanlar. Mılhyet, 20 Eylul 1987 Sll ARADABIR Prof. Dr. MUSTAFA ALTBNTAŞ Öğretım Üvelerı Demeğı Başkanı Cumhurbaşkanı iie Parlamenterlere Sayin Baylar Abant Izzet Baysal Unıversıtesı Iktısat Bolumu oğretım uye- lerınden Doç Dr Rkret Başkaya, Kasım 1991 de yayımladığı Batılılaşma Çağdaşlaşma Kalkınma Paradıgmanın Iflası Resmı Ideolojinın Eleştırısıne Gınş adlı kıtabından oturu DGMtarafındanyargılanmış onceaklanmıs aklamakararının yapılan ıtıraz uzerıne Yargıtay tarafından bozulması sonrasın- da, yapılan ıkıncı duruşma sonucunda 20 ay hapse ve 50 mılyo- na varan para cezasına çarptırılmıstır 22 12 1993 te Yargıtay 9 Daıresı tarafından onanmış bulunan bu hukum, şu sıralar ın- fazı beklemektedır Doç Başkaya ıse şu sıralar cezaevıne gırmek ıçın kendısıne yapılacak çağrıyı gozlemektedır Sayın Baylar Kıtabından oturu yargılanan ve mahkum edılen Doç Başka- ya, bır bılım adamıdır ve halen unıversıtesınde gorevını sur- durmektedır Bılım adamının başta gelen gorevı ıse bılımsel araştırma ve ıncelemeler yapmak ve bunların sonuçlannı ka- muoyunun bılgı ve değerlendırmesıne sunmaktır Bunu yap- ması, kaynaklarını kullandığı toplumuna karşı yerıne getırme- sı gereken bır gorevıdır Yapılan araştırma ve ıncelemenın sonuçlarının kamuoyuna açıklanması gorevden ote bılımsel erdemlılığın ve doğruluğun da bır gereğıdır Bılımsel bır yapı- tın en buyük yargıcı ıse, bu yapıtı ınceleme ve eleştıncı bır yaklaşım ıle ırdeleyecek bılım adamlarının benzer alanda or- taya sereceklen farklı goruş duşunce ve bulgularıdır Savcıla- nn ve yargıçların yırmı bırırtcı yuzyıla altı kala, bılımsel yapıt- ları ınceleme kovuşturma ve yargılama durumunda bırakıl- maları, toplumumuzun hak etmedığıne ınandığım bır ayıp ozellığını taşımakta ve faşıst duzenlerı çağrıştırmaktadır Bılımsel bır yapıt, Terorle Mucadele Yasası nın kapsamına sokularak teror aracı ve bu bılımsel yapıtı ortaya koyan Doç Başkaya ıse terorıst olarak nıtetenmış yargılanmış ve mah- kum edılmıştır Anılan yasada teror tanımlanarak açıklığa kavuşturulmuştur Buna gore teror baskı, cebır veşıddet,kor- kutma, yıldırma, sındırme ya da tehdıt yontemlerınden bın ıle gınşılecek her turlu eylerrt dır Oysa kı bılımsel bır yontemle bır konuyu ışlemek ve bu konuda duşunce urunu olan bır yapıt ortaya koymak hıç kımseyı baskı cebır sıddet korkutma yıl- dırma, sındırme ya da tehdıt altına alıcı bır eylem olarak tanım- lanamaz ve yorumlanamaz Parası bızzat alıcısı tarafından verılerek satın alınan bır bılımsel kıtabın, ınsanlar uzerınde baskı, cebır ve şıddet yaratarak onları korkuttuğunu yıldırdığı- nı, sındırdığını ılen surmek, olsa olsa engızısyon donemlerı ıçın bır anlam taşır ancak gunumuz açısından asla Bır bılım- sel yapıtn -ıçerıgıne katılıp katılmamak okuyanın bıleceğı bır şeydır- terorıst bır eylem olarak ve bu yapıtın yazarının terorıst olarak suçlanması ve yargılanarak mahkum edılmesı, hıçbır topluma onur kazandırıcı bır sonuç sağlamaz Sayın Baylar, TBMM'nın guvenoyuna mazhar olmuş DYP-SHP ortak hu- kumetlerının programlarının ekı olan Demokratıkleşme Pa- ketı nde Doç Başkaya nın mahkum edrimesıne neden olan Terorle Mucadele Yasası Temel hak ve ozgurluklerın ozune dokunulamaz ılkesıne uymamakla suçlanmakta, 'unıversıte- lerın, tum goruş ve dusuncelerın serbestçe ıfadesını bulduğu bır bılım mabedıne donusturuleceğı, unıversıtenın duşunce ve goruşlennı dışa açıklayabılmesıne olanak sağlanabılmesı ıçın, tum demokratık olanakların sağlanacağı soylenılmekte- dır Yıne TMY Tasarısının TBMM ye sunulan gerekçesınde bu yasanın dusunceyı ıfade ve orgutlenme ozgurluklennı kısıtla- yan yasalar ıle hukumlerı yururlukten kaldırmayı, bunların yerıne, şıddetı arac kılmayan dusunceyı açıklama ozgurluğu ıle bu duşunceler çevresınde orgutlenme ozgurluğunu sağla- mayı amaçladığı ılerı surulmektedır Yaşadıklarımız ıse hem hukumet programında dıle getırılenlenn ve hem de TMY'nın gerekçesının gerçek olmadığını aldatıcı olduğunu ortaya koy- maktadır Sayın Baylar, Doç Başkaya hakkındayurutulen davave verılen karar, tum benzerlerı gıbı, terorle mucadele teroru onleyıcı ve ortadan kaldırıcı sonuç doğurmamış tam tersıne, duşunen araştıran ve toplumuna bu alanda gorev yapmaya çalışan aydınlarımız unıversıte oğretım uyelen uzerınde baskı, cebır şıddetvekor- ku' salma sonucunu doğurmuş onların yıldırılması sındırıl- mesı ve tehdıt edılmelerıne neden olmuştur Bılımsel bır çaba- • nın, bu denlı acımasızca bır davaya konu edılmesı var olan bır yasanın onaylanmış hukumet programında dıle getırıldığı gıbı, 'temel hak ve ozgurluklerın ozune dokunması', bızlerı terorıze etmış, gerçekte fazla uretken olmayan unıversıtelerımızın ve bılım yaşamımızın daha daçolleşmesıne kuraklasmasınakat- kıda bulunmustur Amaçlanan bu ıse bu yasa ve bu karar amacına ulaşmış bulunmaktadır Bu ıse topluma ve bılım ya- şamımıza katkıda bulunmayacak tam tersıne onlara kotuluk- ler edecektır Toplum, az kalan bılım adamlarını, duşunen yaratıcı beyınlerını araştıran ve sorgulayan ınsanlarını yıtırır bır konuma suruklenecektır 'Kelaynak kusları benzerıbırdu- ruma suruklenecek beyınsel guçlerımızın bu turlu Teror Ya- sası na dayalı bır mahkumıyetle terorıze edılmesı toplumun yıtıme uğraması sonucunu doğuracak ve toplumumuz beyın- sel değerlerını yıysn bır yaratık durumuna duşurulecektır Toplumumuzun buna layık olmadtğı duşuncesını ve ınancını taşımaktayım Hanı ozgurluğu sağlayan yasa 1 Demokrasının bır yaşam bıçımıne burunmesı kuşkusuz topluma ve bıreye kazanımlar sağlayacak, demokrasının kurumlaşması başta parlamento ve cumhurbaşkanlığı makamına onur ve guç kata- caktır Not Cumhurbaşkanına Ûğretım Uyelerı Derneğı olarak Doç Başkaya ıçın, yaptığımızbaşvuruyayanıtaldık Sayın Cumhurbaş- kanı 271 1994 gunve 62-644 sayılıyazılannda afyetkılerınınmut- lak olmadığını, Doç Başkaya ıçın verılen kararın kesınleşmedığını (Ne demekse?), yasama yetkısının TBMM ye aıt olduğu nu belırt- mışlerdır îlan Edilmemiş Savaş ve Boyutları HAYDAR TUNÇKANATAfflÂ'Mye.H, TabiiSenatör Turkı>e uzun bır suredır, terore karşı ılan edilmemiş bır savaş surdurmektedır Gelrruş geçmış hukumetler, teroru onemse- medıklen ve de gereklı onlemlen zamarun- da almak becen ve cesaretıru gostereme- dıklen ıçındır kı, dıştan ve ıçten destekle- nen teror gıderek guçlenmış ve ulkenın en onemlı sorunu durumuna gelmıştır Şımdı, bır turlu ılan edılemeyen bu sa- vaşta gorevlendınlen kuvvetlere goz atarak olayın boyutlannı belırlemeye çalışahm Sa>ılan 250 bıne varan (asker, jandarma, polıs ve korucu) bır kuvvet, yoğunluğu Doğu ve Guneydoğu'da olmak uzere, tum yurt düzeyınde, ulkenın bolunmesını onle- mek. vatandaşlann can ve mal guvenlığını sağlamak ıçın canlan ve kanlan pahasına. gunün her saatınde teror ve doğarun acı- masız koşullan altında savaşıyorlar Ay- yıldızh bayrağımıza sanlmış şehıtlenn ta- butlan, her gun vurdun her yennde buyuk acılar ıçınde toprağa venhyor Ya yarah- lar 1 Onlan da dıkkate aldığımızda, bu sa- vaşın gerçek yuzunu gorebılır ve boyutlan- nı kestırebılınz İlan edilmemiş savaş ıle ılan edılmış sa- vaş arasında asken açıdan çok ınce ve ınce olduğu kadar da onemlı bır fark vardır İlan edılmış bır savaşta askerler savaşı, sa- vaşın koşullanna gore yaparlar İlan edıl- memış bır savaşta ıse guvenlık guçlennın elı kolu bağlıdır Inısıyatıfve avantaj hıçbır kural tanımayan, vur-kaç taktığmı uygula- yan terordedır Gelmış geçmış hukumetlenn hemen hepsı bu gerçeğı kavrayamadıklan >a da- kavramak ıstemedıklen ıçındır kı yıllardan ben terorun koku kazınamamış, vatan ev- latlan boş yere telef edılmıştır Olağanustu hal ılaru ve uygulaması ıle terorle başa çıkı- lamadığı açıktır Teror 1980'den once de vardı, daha guçlenmış olarak bugun de var Bundan çıkanlacak sonuç, uygulama- nın başansız olduğudur Bıraz da ılan edilmemiş sav aşın gıderlen- nı belırlemeve çahşalım Bır tabancanın fı- yatı 10-20 mılyon, bır tek mermırun de 10-20 bın hra arasında olduğunu soylersek, bu savaşta yıllardan ben sarf edılen. top, roket, mermı, bomba. vb tank. zırhlı araç ve uçaklann kullandıklan yakıt gıderlen- nın yılhk tutannın buyukluğu kolayca tah- mın edılebılır Hukumetler, şımdıye kadar bu gıderlenn hesabını yapmadıklan ıçın de savaşın yılhk malıyetını bılmek olası değıl- dır Teroru kuçumseyen hukumetler, bu- nun sona erdınlmesı ıçın yeterb odenek ayırmadıklan gıbı, gerekb olan başka on- lemlen de almamışlardır Olağanustu Hal Bolgesf nde gorev yapan guvenhk guçleny- le, memurlara aybklan dışında tazmınat odenır 80 bın korucunun aybklannın yıl- hk tutannı da bunlara eklemek gerekır Yıl ıçınde teronstlerce yakılan. yıkılan koylere vapılan vardımlar da oldukça buyuk bır toplam oluşturur A>nca bızım sadece prestıj ıçın Mogadışu'ya gonderdığımız bırlık, Adnyaük Denızı'nde bır savaş ge- mısı ve İtalya'da bır F-16 fılomuz vardır Bunlann da gıderlennı dıkkate aldığımız- da. ılan edılmemış savaşla, prestıj ıçın yurt- dışına yollanan savaş bınmlennın gıderle- nnın ne kadar yuksek olacağını tahmın etmek kolaylaşır Para obnadan savaş yapılamaz Bu ka- dar buyuk bır guvenlık gucune. savaşı sur- durmek ıçın 1994 butçesınden 200 tnlyon hra avnhiuştır Bu mıktar, savaşın bır ya da ıkı aylık gıderlennı ancak karşılayabıbr Bır kısım malzeme ve cephane, stoklardan karşılandığı ıçın hesaplarda gorunmeyebı- br Fakat. tukenen stoklann yenne konul- ması ıçın de para gerekbdır Bunlann çoğu- nu da dışandan dovızle satın alma zorunlu- luğu vardır 880 tnlyonluk 1994 butçesı, 180 tnlyon açıkla bağlanmışür Terorle sa- vaşın başanyla surdurulmesı ıçın, yıl ıçınde en az 400 tnîyon bra daha gereklı olacaktır Bu nereden ve nasıl karşılanacaktır 9 Karşı- lanmadığı takdırde, savaş 1995 ve daha sonrakı yıllara sarkacaktır Şımdıye kadar uv gulanan yontem bu olduğu ıçın 70'b yıl- larda başlayan teror, guçlenerek gunümu- ze gelebılmışür Hele, terorle savaşı, de- mokrası ıçensınde surdurmek gıbı bır duşuncenın yen yoktur Bu, terore odun vermektır Tum yurt yuzeyıne yayıbnış olan bu te- roru etkısız hale getırmek ıçın yıllardır su- ren ılan edilmemiş savaşı ılan etmek gere- kır Kısmı seferberbk zorunlu olabıbr, ulkenın guç ve kavnaklannın buyuk bır bolumunun bu savaşta kuUanılabılmesı ıçın de, savaş ekonomısıne geçıh^eb ve sıkı bır tasarrufa geçılerek halen surmekte olan savurganlık ve lukse son venhnebdır Ta- sarnıf seferberbğıne once, savurganbğın en yaygın olduğu Cumhurbaşkanbğı TBM Mecbsı ve bakanlıklar butçelennden baş- lanmahdır Savaş vatandaşlardan buyuk özven ıster, savaş sona ennceye kadar. hat- ta savaş sonrasında da uzun bır sure ulusça buyuk sıkıntılar çekıbr ve yokluklara go- ğus genlır, savurganhğa ve lukse musaade edılmez Dış ve ıç borç batağında boğulmak uzere olan ülkemızde, durum bunun tam tersı- dır Gunumuzun parolası, çalışmadan ko- şe>ı donmek ve uretmeden tuketmektır Enflasyon ve pahablık, halkı canından bez- dınrken enflasyon ve hayab ıhracat zengın- lennın pahalı otellerdekı gorkemb duğûn- lennde devlet buyuklennın boy gösterme- len ne kadar acıdır Ülke bolunme tehlıke- sıyle karşı karşıva gelmış, ekonomı ıflasa süruklenıyor, pazarlanmızı yabana mallar ışgal etmış, ıhracat ıthalaü karşüamaktan uzak. mal ve can guvenbğı kalmamış Cumhurbaşkanı, bakanlar, eskı bakanlar, muvazzaf ve emekh general ve subavlar. hâkımler savcılar, gazetealer, daha bır- çoklan korunmasız gezemıyorlar Ya gü- nün her saatınde teronstlenn kor bır kur- şununa >a da bombasına hedef olan vatan- daşlann can ve mal guvenlıklen nasıl sağlanacak 9 Böyle bır ulkede rahat uyu- mak mumkun mudûr 0 Başta ıktıdar olmak uzere muhalefet ve herkes, şunu lyıce anla- malıdır kı. ulke çok cıddı tehlıkelerle karşı karşıyadır Bu tehhkeyı, kısa surede etkısız duruma geünp, savaşın gerektırdığı on- lemlen kısa surede bırhk ve beraberhk ıçın- de goğuslemezsek. çok yakın bır gelecekte. ülkemızde de bır Bosna-Hersek dramıru yaşamak kaçınılmaz olacaktır Sonra bızı ne beledıye ve ne de genel se- çımler kurtarabılır PENCERE TARTIŞMA Mezarolara geçit yok! *^A ^ r ~ ustafaKemal Im # 1 Atatürk ' u I ^ / 1 yıtırdığımız I ^ / I yılvegünde I ^f I onyaşında **- T - ^ ~ ılkokul dordüncu sınıf oğrenasıydım 29 Ekım anmalannda toren yennde bulunamavışı. sa>nlığırun ağırlaştığının kanıtıydı Günluk raporlan ızlenmektevdı Karahaber okulun salonunda radvolardan ulaştınldı O acılı du> gularla eve geldığımde. Ulusal Kurtuluş Savaşı'nda ıkı oğlunu. bır \ etışkm kızını yıtıren yureğı v anık buyukannemı hıçkınklar ıçınde. O'mın ruhuna Kuran okurken buldum Doksanaltı yaşında vıtırdığımız Kıtapçı Haa Resul'un kızı buvaıkannem. heryıl 10 Kasım'larda Ataturk'un ruhuna Hatım ındınr. resmını operek başına kovarken. "O, Gazıemır'den kahraman Mehmetçık'le Izmır e gırerek Yunan bandırasını ındınp av'yıldızlı Turk bayrağını Hukumet Konağı'na çekmeseydı bugun ne bız ne de Turk ulusu kalmıştı Bu ezanlar ve kutsal kıtap da O'nun sayesınde ayakta kaldı" derdı Aılem Azen kokenlı, Izmır yerleşımlıydı Guzel Izmır'ın ışgahnı, kurtuluş kalkışmasını, cumhunyet devnmlennı damarlannda duyarak v aşamış. yaşamlan boyunca da bu canlı anılan çev relenne ve ozellıkle de bana anlatmışlardır Benımvebenım kuşağımın hamuru bu gerçeklerle v oğnümuştur Bu hamuru. MEZARCI ve on bır yandaşının çağa, ozgurlüğe. demokrasıye ozellıkle laıklığe olan duşmanca tepkılen yok edemez Ohamurkabarmışve pışmıştır Bu çağdışı duşunceler >enı değıldır Tanzımat tan ben suregelmıştır 1923'te Cumhunyet'ınılanı, 1924"te Hılafetın kaldınlışı. 3 mart Oğretım Bıriığı Yasası, gıderek şer'ı hukumlenn yennı uygarhk yasalannın ahnası, bellı bır zumrenın sanalanna neden ohnuştur Bunlann beyınlen gehşmemışür Ruhlan hastadır AzızAtatûrk'eve saygıdeğer annesı Zubeyde Hanım'a kufurlen, ınançsızhklannın kanıtıdır İslam toresınde mezarda talkın ana adıyla venbr Çunku kışının 'veled-ı zına' olup olmadığını annesı bıhr Mezarcı'nın Batum kokenb oluşu, helal olup olmadığını kanıtlamaz, o, anasından sorulmahdır Ataturk'le babası Ah Rıza Bey'ın resımlen yan yana gehnce onun helal ev lat olduğu açıkça gorulmektedır Mezarcı'nın, Osmanlıyı Ingılızlerle bırleşerek arkasından vuran Araplarla ıbşkısını herkes bu beyanlannda açıkça gonnektedır Boy le çağdışı, mıde bulandıncı tanhı gerçeklere aykın onerge vebıldınlerde, Islam dunyasının tek laık ulkesı Turkıye Cumhunyetı'ne duşmanhk yatmaktadır Bu oğe, 1950'lerde, ezanın Turkçeden tekrar Arapçaya çev nbşı ve sıyasetın dıne sığınması ıle başlamışur Bu yıkıcıhğın onderlen, Allah'ı, Peygamber'ı, Kutsal Kıtabı siyasete alet eden çıkara polıtıkacılardır Mezara, bu bınkımlenn curetb urunüdur Oyle ıse laık. Cumhunyetçı, Ataturkçu çağdaş goruşlen taşıyan bız yurtseverler bır araya gelerek tum gucumuzle dını sıyasete araç edenlenn karşısına dıkılmebyız Bu ışlenn kokenınde Mılb Eğıum olduğuna gore gereksınımın çok ustundekı dın adamı yetıştıren, kızlanmızı dahı şenat çarkına ko> arak şartlandıran ımam haüp okullan yenne. çağımıza uygun duşen meslekı teknık okullann açılmasmı sağlamabyız Yuzyıllann uyuşukluğunu besleyen gencı fıkır ve kurumlannı devam etürmek ısteyen yayın organlanyla medyanın duzeltıhnesını ongören yasalann ıvedıbkle çıkmasını sağlamabyız Bırde parlamentodakı vekıllenmızın nıcelık ve nıtebklennın çağa uygun olmasuuısteyelım Her şeye karşın bu vatan haınlennden korkmayahm İlencı-Ataturkçu meşale gençbğın ebndedır Sonsuza dek yurdumuzu aydınlatmayı surdurecektır Perihan Ergun Emeklı yazın öğretmenı KemaHzm, Halkımmn Yaşam Bîçfmiclir... Ruyanın halk dılmdekı karşılığı 'duşi ' Insan uyurken duş gorebılır, ancak bır de uyanıkken ruya gormek var, bır tur 'yanılsama'dır bu • Turk Dıl Kurumu 1932'de "Turk Dılı Tetkık Cemıyetı" adıyla kuruldu, devletın dışında bır dernektı Atatürfc ol- dukten sonra onun vasıyet ettığı bır gelırle yetınerek yı- ne devletın dışında çalışmasını surdurdu 1950'de Demokrat Partı serbest seçımle ıktıdara geçtı, ılk ışı mınarelerden Turkçe okunan 'ezan'ı Arapçalaştır- makoldu,' halkboyle ıstıyor"dedıler, ardından guzelım "Anayasa"y\ "Teşkılat-ı Esasıye Kanunu"r\a donuştur- duler Turkıye, çok partılı rejıme geçmış, ama, demokrasıye kavuşamamıştı 1950'den başlayarak 1994 e değın, çok kısa sureler dı- şında, ulkemız dıl devrımıne duşman sıyasal ıktıdarlarla yonetıldı, devlet gucu, dılde gerıye donuş ıçın kullanıidı, bu yolda elden gelen her şey yapıldı Ancak yazarlar, gazetecıler, romancılar, şaırler, oykuculerdıl devrımını savunuyorlar, halk benımsıyordu, genye donuş şoyle dursun, Turkçe, Osmanlıcayı gun geçtıkçe dışlayıp aşa- rak gelıştı "Devlet zoruyla dılde devrım" suçlaması yalandır, duştur, yanılsamadır, uyanıkken ruya gormektır Dıl devrımı, aydınla halkın el ele vererek gerçekleştır- dığı bır olgudur Bır halkın dılını hıçbır kuvvet zorla de- ğıştıremez Tutucu ve gerıcı ıktıdarların devlet zoruyla durdurmak ıstedığı devrıme halk sahıp çıktı • Kemalızm'ı halk benımsedı çağdaş yaşam bıçımı ola- rak ozumsedı Çunku Kemalızm uygarlığın dılınde ' Ay- dınlanma ' denen devrımın Turkçe adıdır Mustafa Kemal 1938'de gozlerını yaşama kapadı Ara- dan yarım yuzyılı aşkın bır zaman geçmıştır, 1950'den bu yana Kemalızm e karşıt sıyasal ıktıdarların bın gel- mış, bırı gıtmıştır En başta laıklık olmak uzere Ataturk devrımlerını yok etmek ıçın devlet gucu alabıldığıne kul- lanılmıştır Halk yıne de Mustafa Kemal'ı bağnna basar, çunku 'Kemalızm'çağdaş yaşam bıçımının ıdeolojısıdır Pekı ya12EyluP Ataturkçu değıl mı'' Hayır Okullara zorunlu dın derslerını koyarak Atatürk'ün ' 1924 Öğretım Bıriığı Devrımı nı çığneyen bu rejım, Ke- malızm mduşmanıdır Çunku laık oğretım, 'Aydınlanma Devrımı'n\n "olmazsa o/maz"kuralıvetemelıdır 12Ey- lul tepedenınmezorlamalarıyla 'Kemalızm'ı yok etme- ye yoneldı Başaramadı "Turk-lslam sentezı" 12 Eylul asken faşızmının "dev- let ıdeolojisı"dır laıklığe ters bır dunya goruşu, devlet zoruyla halka benımsetılmek ıstendı, ama, aydınlarla halkın dırenışı bu oyunu bozdu • Devletı ele geçıren tutucu ve gerıcılerın tum çabaları- na karşın halk kıtlelerı dıl devrımıne, laıklık ılkesıne, Aydınlanma felsefesıne Kemalıst yaşam bıçımıne sa- hıp çıkıyorsa, sevınmek gerekmez mı? Hayır Kımılerı sevınemıyorlar Kaygılanıyorlar Çunku uyanıkken ruya goruyorlardı, bır yanılsama ıçındeydıler, Kemalızm ı toplumdan soyut bır devlet ıdeolojısı sanıyorlardı Oysa ıdeolojısı Kemalızm olan bır devlet, Hazıne'den yatırım yaparak medrese açar mı 1 ? Şenat eğıtımını temel oğretıme donuşturup Aydın- /anma'nıntemelınedınamıtkoyar mı' 65 bın camısı bulunan Turkıye'de yarım mılyon ımam yetıştırıp bır ruhban sınıfı oluşturur mu ? KAMUOYUNA I DunyaSavaşı'ndanyenıkçıkan.tersanelerı ışgal edılmış, orduları dağıtılmış bır ulusu ayağa kaldırıp, yokluk ıçınde dışıyle,tırnağıyla, onuruyla dırenmesını orgutleyen bır lıdere, o gunlerde Ulusal Kurtuluş Savaşı'na katılmak şoyle dursun, Ingılız hımayesıne gırmeyı savunan, vatanı ıçın savaşanların 'katlı vacıptır' fetvaları ıleonunu kesen kafaların, Suudı ve Lıbya paraları ıle beslenıp, sıyası boşluklardan faydalanıp bu gun palazlanınca, varlığımızınsebebı, Kurtuluş Savaşı nınyığıtonden, MUSTAFA KEMAL'e dıl uzatanları esefle kınıyoruz TÜRKİYE ELEKTRİK KURUMU, İSTANBUL AVCILAR, BAKIRKÖY, BAYRAMPAŞA, BEYAZIT, GÜNGÖREN, SARIYER MÜESSESE MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞANLARI "..., demokratik ve laik cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplanna bağlı kalacağnna..." diyerek Türk Ulusu önünde namus ve şeref sözü vererek, "Millet>'ekili" olmaya hak kazanıp, mazbatalannı ellerine alır almaz ettikleri bu andı unutarak, "Gaflet, Dalalet ve Hatta Hıyanet" içinde bulunan kişileri şiddetle kınıyor, yeminlerine sadık kalanlan duyarlı olmaya çağınyoruz. Devlet eliyle laiklik, aydınlanma ve Atatürk düşmanı kadrolann yetiştirilmesine son verilmesini talep ediyoruz. Tuncay, Meziyet, Ulaş, Özgürcan SUNATA Turgut, Nurhan DURGUN Turhan, Figen, S. Taylan DURGUN Ali, Perihan, Alican, Cansu EDEOĞLU
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle