25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
26 ŞUBAT1994 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER DYP,Demipel Sgilıi düşünmüyor • ANKARA (Cumburiyet Bûrosu)-DYPGenel Sekreten Hasan Peker, Oımhurbaşkanı Süleyman Demirel 'in darbe söylentiterini hatırlatarak *"Ordu rahatsız" şeklinde "basında yeralan sözlerine .kaülmadıkJanru bildirdi. Peker. '"Biz ordunun rahatsız olduğu kanaatinde değiliz" dedi. Peker dün düzenlediği basın toplantısında, son siyasi gelişmelere ilişkin görüşlerini aktardı. Cumhurbaşkanı Demirerin sözlerinin hatırlatılması ûzerine. DYP yönetimi oiarak ordunun rahatsız olduğu düşüncesine katılmadıklannı belirten Peker, Türkiye'de demokrasinin tüm kurum ve kuruluşlanyla işlediğini ve kimsenin darbe istemediğini sö'yledi. Menteşe: Çöpe bomba koymak erkekçe değil • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İçişleri Bakanı Nahit Menteşe, PKK'ya karşı verilen mücadelenin sonuçlanmak üzere olduğunu söyledi. Menteşe. "Onun için büyük şehirlere sinsice gelmektedirler. Çöp tenekesine bomba koymak marifet degil. Bu erkekçe bir hareketdeğjl"dedi. Menteşe, Tuzla'da tren istasyonuna konan bombaya sevinenler çıktığını belirterek. DEP'lileri suçladı. Menteşe, Güneydoğu'da şehit olan Üsteğmen Tayyar Sümer'in, Keçiören'de oturduğu sokağa adının verilmesiyle ilgili düzenlenen törende yaptığı konuşmada, PKK'ya karşı verilen mücadelenin sonuçlanmak üzere olduğunu ifade etti. CHP'de huzursuzluk • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- İstanbul Milletvekili Mehmet Sevigen, Genel Sekreter Yardımcılığı ve PM üyeliği görevlerinden istifa etti. Genel Başkan Deniz Baykal'ın istifayı işleme koyrnadığı bildirildi. Edinilen bilgiyegöre, MYK'nın onayından geçen İstanbul Gaziosmanpaşa belediyemeclisüyesi adaylan listesine Genel Başkan Yardımcısı Hasan Fehmi Güneşitirazetti.. Güneş'in, listede DSP'den gelenlere yer verildiğini söylediği ve Sevigen'i de, "DSP şovenizmi yapmakla" suçladığj. Sevigen'in ise. "BurasıCHP.SHP'den. DSP'den gelen tartışması yersiz ve yakışıksızdır" karşıhğını verdiği öğrenildi. Bu taıtışmanın ardından Sevigen, aday belirleme çalışmalan yapmak üzere Yozgat'a giderken, Güneş, Gaziosmanpaşa listesini değiştirdi ve kendi istediği isimlerden oluşturdu. Listenin değiştirildiğini öğrenen Sevigen, görevinden istifa etti. Ağn atfayı, seçim kuruluna takridı • AĞRI (ANKA) - SHP'nin belediye başkan adayı Kerim Yıldız. sabıkalı olduğu gerekçesiyle ilçe seçim kurulu tarafından adaylıktan düşürüldü. ANKA'nın edindiği bilgiye göre, Kerim Yıldız 1983 yılında karşılıksız çek verme suçundan sabıkalı çıkınca, ilçe seçim kurulu, adayhğının düşürülmesini kararlaştırdı. SHP Genel Sekreteri Halil Çulhaoğlu, butür suçlann af kapsamına girmiş olması gerektiğini belirterek "Hukukçulanmız konuyuinceliyor. Adaysız kalmamız söz konusu değil. Sabıka kaydı engelini aşamazsak Kerim Yıldız'ın oğlunu aday gösteririz" dedi. KİT'lerteüst dûzey atamalar •ANKARA (ANKA) - Maliye Bakanlığı Emekli Sandığı Genel Müdürlüğu Yönetim Kurulu üyeliğine Mustafa Czelen, Devlet MalzemeOfisi Genel Müdürlüğü Yönetim Kurulu "ûyeliğine Erdoğan Celtemen ile Ahmet Vasil Tümer geü'rildi. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu Genel Müdürlüğü Yönetim Kurulu üyeleri Erol Tutal ve Recai Önder'in görev süreleri yeniden uzatıldı. Türkiye Selüloz ve Kağıt Fabrikalan Genel Müdür YardımcıkğYna İsmail Çatar getirildi. DEP seçimdençekildi PM, meşruiyeti kalmadığı için boykot karan alırken DEP'in hiçbir partiyi desteklemeyeceği açıklandı. Başbakan Çiller, 'Bu seçimden kaçıştır' dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Demokrasi Par- tisi, 27 martta yapılacak genel yerel seçimlere gir- meme karan aldı. DEP Genel Başkanı Hatip Dide. HEP ve de- vamı olan DEP'in bugüne kadar 70 şe- hit verdiğini, son günlerde partilerine yönelik saldınlann yoğunlaştığını belir- terek "Seçime önem vermemize rağmen. bu seçimin artık meşruiyerinin kalmadığı ve başkaca bir çıkış yolu bırakılmadığı üıancıyla bu kararı aldık" dedi. Seçim- lerde lierhangi bir partiyi desteklemeye- ceklerini açıklayan Dicle, çekilme kara- nnı Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) bildireceklerini söyledi. Başbakan Tan- su Çiller, "Bu bir kaçıştır" derken İçişle- ri Bakanı Nahit Menteşe. DEP'in kara- nnın "seçimleri kaybetme korkusuna dayandığını" savundu. Seçimlerden çekilme önerisini görü- şen DEP Parti Meclisi (PM). dün çalış- malannı tamamladı. 2 gün süren ve 36 PM üyesinin katıldığı ve çeşitli görüşle- rin ortaya konulduğu toplantıda, "öz- gür seçim koşulları bulunmadtğı" gerek- çesiyle seçimlerden çekilme karan alın- dı. ' DEP Genel Başkanı Dicle. düzenle- diği basın toplantısında. çekilme karannın gerekçelerinı şöyle dile getirdi: "Siyasi ikridar hiçbir zaman sesimize kulak \ermedi. Bizim barışçı siyasi bir güç olduğumuz gerçeğini gizleme gayret- leri içinde oldular. Salt kendileri gibi dü- şünmediğimiz için muhalefet partileri ile medyanuı çeşitli kuruluşJarı da en az si- yasi iktidar kadar DEP'i boğmak için kıyasıya bir çaba harcadılar. DEP ve HEP'in 4 yıllık çok kısa tarihinde. arala- nnda millervekili >e yöneticilerimizin de bulunduğu 70'in üzerinde demokrasi şe- hidi verdik. DEP Genel Başkanı. örneği- ne rastlanmay acak bir uygulamayla DGM'de y argilandı ve cezaevine kapatıl- dı. Binierce üye ve yöneticimiz gö/allına alındı. turuklandı. 20Nİ aşkın il ve ilçe bi- namız kullanılamaz hale getirildi. Cena- zetörenlerimiztarandı, engeUendi, daha- sı cenazelerimiz morgdan kaçırıldı." Dicle. bütün olumsuzluklara karşın özlenen banş ortamının yaratılması ve demokrasinin Türkiye'de kurumsallaş- ması için parti oiarak çalışmalara de- vam ettiklerini kaydederek şunlan söv- ledi. "Özel y asalarla yalıtüraış korucu, özel tim, asker ve polis baskısı altında kolu- muz kanadımız budanarak şeklen sokul- tnak istendiğimiz 27 Mart 1994 genel yerel seçünlerinden çekilmeyi, anride- mokratik uygulamalarıyla insanlarımı- zın iradesini ortadan kaldırmayı amaçla- yan bu potitikalara alet olmamayı \e adil olmay an bu v arıştan çekilmeyi büyük ço- ğunlukla kararlaştırmış bulunuyoruz. Seçime \erdiğimiz öneme rağmen, bu se- çimin artık meşnjiyetinin kalmadığı ve başka da bir çıktş yolu bırakılmadığı inancıyia bu karan aldığımıza inanıyo- nız."" Dicle, PM karannın "seçimi boykot" oiarak yorumlanmaması gerektiğini vurguladı. Çillen Bu bir kaçıştır Başbakan Tansu Çiller. "Bu bir kaçış- tır. Keşke seçime girmiş olsalar da sonuç- lan halkınuz ve bütün dünya kamuoyu görseydi" dedi. Karan Cumhuriyet'e değerlendiren İçişleri Bakanı Nahit Menteşe, DEP'in seçimlere katılmamak için hiçbir haklı mazereti bulunmadığını söyledi. Men- teşe, "Kaybetme korkusundan başka hiç- bir mazeretleri yoktur. Ben biliyordum böyle bir karar çıkacağını. Seçimlerde herhangi bir varlık göstermesi mümkün değüdi. Esasında oradaB parlamentova gelen miUetvekilleri var, ama onlar da vaktiyle bir başka partinin himayesinde oraya gelmişler. Bugün için bütün güçte- rini yitirmişlerdir. Katılmamalarından fevkalade üzüntü duvdum" dedi. SHP Genel Başkan Yardımcısı Önay Alpago, DEP'in karannı doğru bulma- dığını ve 'zaaf oiarak değerlendirdiğini söyledi. Mesut Vılmaz: SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, dün İstanbul'da partisinin Sanyer Uçe örgütümi ve büyükşehir belediye başkan adayı Zülfü Livaneli'nin seçim bürosunu ziyaret etti. SHP Sanyer adayı Şinasi Yalçın ve Gaziosmanpasa adayı Fuat Varol'u seç- menlere tanıtan Murat Karayalçın, ilçededolaşarak halkla sohbetetti. (Fotoğraf: ERDOĞAN KÖSEOGLU) Karavalçııı, teröre karşı birlik istedi SHP lideri, demokrasi dışı güçlerin seçim ortamını gerginleştirmeye çalıştığını I belirtti, partileri demokrasi ilkelerinde birleşmeye çağırdı. Karayalçın, DEP'lilerin dokunuJmazlığının kaldınlması konusunda SHP'Ûlerin serbest kalacağını söyledi. AYŞEYILDIRIM SHP Genel Başkanı ve Başbakan Yar- dımcısı Murat Karayalçın, demokrasi kar- şıtı güçlerin gergin olan seçim ortamını daha da gerginleştirmek istediğine dik-kat çekti. Karayalçın. siyasi partileri demok- rasi dışı güç odaklanna karşı demokrasi ilkeleri etrafında bütünleşmeye çağırdı. Bazı ziyaretleri gerçekleştirmek üzere dün İstanbul'a gelen Murat Karayalçın havaalamnda gazetecilerin çeşitli sonılan- nı yanıtladı. Karayalçın, DEP milletvekil- lerinin dokunulmazlıklannın kaldınlma- sıyla ilgili bir soru>n yanıtlarken SHP oiarak siyasi gerekçelerle dokunulmazlık- lann kaldınlmasına karşı olduklannı, bu durumun partinin bir ilkesi olduğunu söy- ledi. Karayalçın, ancak bu konuda bir grup karannın alınamayacağını, milletve- killerinin önlerine gelen her dosyayı kendi düşünce ve vicdanlanna göre değerlendir- me durumunda oldukiannı kaydederek şöyle konuştu: "Bu tür saldınlan, bu girişinıJeri yalnızca öfkemizi dindirmek için değil, iç \e dış siya- si gerekçelerle değerlendirmek durumunda- yız. Özellikle bölücü terör örgütü ve onlann uzantdanyla halk birbirinden kesinükle ay- rdmalıdır. Siyasi dokunulmazlıkların kal- dınlması, siyasi dokunulmazhklan kaldırı- lan kişilerin. övle anlaşılıyor ki mevcut sisteme göre derhai idam talebiyle y argüan- malarını getirecektir. Ama nasü sonuçlanu* bilemem. Bu dahi tek başına değerlendiril- diğinde Türkiye'nin geleceği açısından, çı- karları açısından, iç ve siyasi değerlendir- meler açısından ciddi olumsuzluklar yara- tabilecektir. Siyasetçiler öfke ve tepkiyle değil, alınan kararlann orta ve uzun vadeli sonuçlanna göre konulara yaklaşrna duru- mundadır." Dicle'nin açıklamasına tepki PKK ile sürdürülen mücadelede ıçeride ve dışanda çok büyük mesafeler alındığını da belirten Karayalçın. DEP Genel Baş- kanı Hatip Dicle'nin açıklamalanna ordu mensuplannın tepki duymasının olağan olduğunu söyledi. Karayalçın aynca, "Bu açıklamadan sadece ordu mensupları değil, hepüniz rahatsızlık duyduk" dedi. Kara- yalçın, kendisinin. "Darbe olacak" yolun- da bir açıklamada bulunmadığını, son günJerde hiçbir konuşmasında darbe ve Genelkurmay sözcüklerinin bir arada yer almadığını açıkladı. Planh ya da tesadüf art arda yaşanan birtakım ola>lann Türkiye'de zaten ger- gin olan seçim ortamını daha da gerginleş- tirdiğine dikkat çeken Karayalçın. "Bunu görmeliyiz. Bunun yaratabileceği sonuçları çok iyi değerlendirmeliyiz" dedi. Karayal- çın. siyasi partilerin içinde bulunduğumuz dönemde demokrasi dışı güç odaklannın konuyudaha ileri boyutlara taşıyabilecek- lerini gözönünde bulundurarak soğuk- kanlı biçimde. demokrasi ilkeleri etrafın- da bütünleştıklerini gösteren bir tavır sergilemeleri gerektiğini de vurguladı. Murat Karayalçın, Sanyer adayı Şinasi Yalçın'la birlikte ilçe merkezini de ziyaret etti. Sadece İstanbul'da değil. Türkiye ge- nehnde SHP'nın oylannı hızla yükselttiği- ne dikkat çeken Karayalçın. seçimleri büyük bir farkla kazanacaklannı savun- du. ANAP'ın yerel yönetim programını eleştiren Karayalçın, "Artık vitrin değeri çok yüksek sanılan adayların ortahkta do- laşmadığını" sö\ledı. "Sadece Zülfü Liva- neii dolaşıyor. Çünkü onlann söyleyecek sözleri kalmadı" dedi. Karayalçın daha sonra İstanbul adayı Zülfîi Livaneü ile birlikte kendi alanlann- da öne cıkmış 90 kadının katıldığı The Marmara Oteli'ndeki "kadın grubu" top- lantısına katıldı. JCamuoyu anketieri hava raporugibi ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz. Başbakan Tan- su Çiller'in TV'de kendisiyle tartışma önerilerini geri çevirdi- ğini belirterek. Çiller'in istediği konuda tartışmaya hazır oldu- ğunu bildirdi. Yılmaz. gazete- lerde yayınlanan kamuoyu araştırmalannı eleştırerek. "Ka- muoyu araştırmaları günlük hava raporlarına döndü" dedi. Başkanlık Divanı Partisinin Başkanlık Divanı toplantısında konuşan Mesut Yılmaz. ANAP'ın seçim strate- jisinin. "yerel seçimi ikridara karşı referanduma dönüştür- mek" olduğunu söyledi. ANAP'ın oylannda düşüş gö- rülen son kamuoyu araştırma- lannı eleştiren Yılmaz, "Son günlerde mahalli seçimlerle ilgili kamuoyu araştırmaları, günlük hava raporlarına döndü. Kamu- oyu araştırmalarının adaylar arasında yoğunlaşan tercihle il- gili olduğunu sanıyorum. Bu se- çimleri mahalli havada kabul et- mek mümkün değildir" diye ko- nuştu. Başbakan Yardımcısı Murat karayalçın'ın darbe söylentile- rine ilişkin sözlerine tepki gös- teren Yılmaz. Karayalçın'ın açıklık getirmeyerek konuyu bir muammaya dönüştürdüğü- nü kaydetti. Karayalçın'ın. ikti- darda mı, yoksa muhalefette mi olduğuna karar vermesi gerek- tiğini söyleyen Yılmaz. "Meclis- deki sözlerine göre, bir takını mihraklar, belü bir senaryo için- de çaba sarfediyorlar. Tuzla katliamı, DEP Genel Merkezi*- nin bombalanması. Adalar Bele- diye Başkanrnın öldüriilmesi, aynı zincirin halkası diyor. Karayalçın soru sormak yerine, olayları gerçekleri ortaya koya- cak olan hükümetin başbakan yardımcısıdır. Olaylann üzerine gitsin. Gidemiyorsa en hafif deyimiyle burada hükümetin ih- mâli sözkonusudur" dedi SEÇİM NOTLARI CELAL BAŞLANGIÇ Işyok,evyok,cangüvenEğiyok9göç var... DİYARBAKIR - Yeni "briket kon- du"lar, Dicle'nin doğusuna doğru taşmış. Eski briket evlere küçücük bri- ket eklentiler yapılmış. Daraak, eğri büğrü sokaklar çamur deryası. Kadın- lar, sırtlanna vurduklan plastik kaplar- da su taşıyorlar. ÇocukJar, oynarken çamur banyosu yapıyor. Bunlar, Diyarbaku"'ın yeni konukla- n. Şırnak'ın, Siirt'in, Mardin'in köyle- rinden göçmüşler. Biraz parası olan, kendine briketten bir ev konduruyor. İyice yoksullan, akrabalannın yanına sığınmış. Bir göz evde birkaç aile kalı- yor. Bölgedeki kentlerden Türkiye'nin ba- tısma, kırsal kesimden bölgedeki kentle- rin merkezine doğru amansız bir göç ya- şanıyor. Bölge kentlerinde sürekli bir "doldur-boşalt" var. Ancak, bölgedeki kent merkezlerine gelealer, gidenlerden fazla olduğu için, konuttan eğitime, sağ- lıktan altyapıya kadar, her geçen gün ağırlaşan sorunJar yaşanıyor kent mer- kezlerinde. Elbette göçün en büyük nedeni, terör ve can güvenliği. Bu göçün en ağjr darbe vurduğu kent, bölgenin merkezi konumundaki Diyar- bakır. Kentin üç yüz bin dolayındaki nüfusu, tahminlere göre bir milyonu çoktan aşmış neredeyse bir yıllık süre içerisinde. Çok kısa bir süre içerisinde Batman kent merkezine yüz elü bini, Siirt kent merkezine altmış bini, Bismil'e elli bini aşkın göçerin geldiği tahmin ediliyor. Terör ve can güvenliği. günlük yaşa- mı derinden etkileyen sorunlar. Ancak hemen ardından. konut sorunu ve işsiz- lik, yörede yakıcı bir durum almaya başlamış. Bölgedeki kentlerin zaten ye- tersiz olan istihdam, eğitim. sağlık ola- naklan, birkaç yıl öncesine göre daha da kötü bir duruma gelmiş. . Yerel yönetimlerden sorumlu Devlet Bakanı Erman Şahûı'in de katıldığı bir toplantı yapıldı dün Diyarbakır'da. Toplantımn amacı, göçün yaşandığı kent merkezlerinde konut sorununu. önemli ölçüde devlet ve belediye ola- naklanyla çözümlemekti. İlk etapta. artık gelen göçlerden taşma noktasında olan Diyarbakır, Siirt, Batman ve Bis- mil'e toplam yirmi bin konut yapılması planlanıyordu. Toplu Konut İdaresi Başkanı Yiğit Gülöksüz, yedi ay gıbi kısa bir sürede konutlann bitirilebileceğini. her birim konutun da en az üç kişiye bir yıl süreyle iş sağlayacağını anlattı. İşsizlik de büyük bir sorun Doğu'da. Güneydoğu'da. Diyarbakır Tekel Yaprak Tütün İş- letmesi'ne dört yüz kişi ahnacak. İş ve İşçi Bulma Kurumu'na başvunıp form almak gerekiyor. Kurumun önünde büyük bir izdiham yaşanıyor. Form alma kuyruğu kilo- metreleri buluyor. Birçok işsiz genç. ge- ceden sıraya giriyor. Sonuçta başvu- nılann sayısı on dört bini buluyor. Bun- lar, Tekel'e işçi olabilecek, kurumdan form alabilecek kadar kentli olanlar. Pekiyi. ya daha kente yeni gelmiş, he- nüz yerleşememiş, köyünde iîkokul bile görmemiş olanlar? Onlar, bu on dört bine dahil değil. Bölgedeki göçün niteliğini, kent mer- kezlerinde yaşanan "doJdur-boşalt"ı an- lamak için, îstanbul'a yerleşmek için hazırlık yapan bir kitapçımn anlatukla- nnı dinlemek yeter: - Kentin bürîin okumuşları. İstanbul'a, Ankara'ya, İzmir'e, Antalya'ya, Mer- sin'e göçtü. Ama yerlerine gelenler, gi- denlerden fazla. Ancak arada önemli bir fark var. Gelenler, doğru düriist okuma yazma bilmiyor. Kentin nüfusu üç yüz ilolayındayken daha fazla kitap satılıy or- du. Şimdi bir milyonu aştı. neredeyse hiç kitap satmıyoruz. Okullar kapalı, bu yüzden defter ve kalem de satılmıyor. Diyarbakır'ın işsizleri kaldınmlara vurmuş. Kimi ayakkabı boyama, kimi seyyar satıcılık yapma peşinde. At ara- balan, el arabalan. eksileceğine artıyor. Terör, baskı, faili meçhul, göç. can güvenliğinin yokluğu ile ıç içe yaşayan bölgenin kent merkezlerinde, şimdi de tüm bu sorunlara ek oiarak yakıcı bir konut sorunu, amansız bir işsizlik yaşa- nıyor. Üç yokJuğu birden yaşıyor bölge in- sanı: Çalışacak işyok... Başıru sokacak evi yok... Hepsinden de önemlisi, can güvenliği yok... Seçim mi? Sahi yahu. bir de öyle bir- şey olacaktı. Ama buralarda pek hisse- dilmiyor... ÜĞÜPOLTnKA GUNLUGU HİKMET ÇETİNKAYA 9 Yükseltin!.. Tüm çağdaş, laik, demokrat kurum ve kuruluşlar ne- den bu denli tepkisiz ve suskun? Karayobaz çeteleri laik, çağdaş, demokratik Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı eylemlerini artık TBMM'nin çatısı altında gerçekleştiriyorlar. Soyadına yakışır bir biçimde yaşamı olan bir 'mezarcı' Mustafa Kemal'e dil uzatıyor. Yurdun dört bir yanında laik cumhuriyetı yıkmak için sin- sice bir tezgah uygulanıyor. İmam hatip liselerinde artık öğrenciler "Biz bu düzeniyıkacağız"diyerek Atatürkçü öğretmenlere kafa tutuyorlar. Neden susuyorsunuz, niçin tepkisiz kalıyorsunuz? Bir öğrenci velisi arıyor dün sabah Çanakkale'nin Ezi- ne ilçesinden. Ezine imam Hatip Lisesi'nde olup bitenle- ri anlatıyor. Diyor ki: "Ezine İmam Hatip Lisesi son sınıfmda dün sabah bir olay yaşandı. 16yıllık bir öğretmen felsefe dersinde mo- dern aile' tanımlasını yaparken erkek öğrenciler ayak- landı..." Şaşırıyoruz... "Nasıl ayaklandılar anlatır mısınız?" Anlatıyor: "Öğretmen, öğrencilere kadın-erkek eşitliğinden söz ederken tepki toplamış. Erkek öğrenciler kadının erkek- Ie eşit olamayacağını söylemişler. Öğretmen nedenini sorunca şu yanıtı vermişler: Kadın erkekle eşit olamaz^ Çünkü Allah öyle buyurdu..." Soruyoruz: ''Sadece bu kadar mı?Hani erkek öğrenciler ayaklan- mıştı?" Öğrenci velisi "Daha bitmedi" deyip eMedi: "iş laik, çağdaş, cumhuriyete gelince; yasalardan söz edilince, erkek öğrenciler öğretmene şöyle bağırmışlar: Biz bu kanunları tanımayız. Bu devleti yıkıp kendi düze- nimizi, yani şeriatdüzenini kuracağız..." Ezine'de yaşanan bu olayın TBMM kürsüsünden sal- ya sümük Mustafa Kemal Atatürfc'e saldıran kişiyle iliş- kisi yok mu? Yaşları 18-19 olan köy çocukları okuyor Ezine İmam Hatip Lisesi'nde. Okul Müdürü Hüseyin Babacanoğlu, okuldaki kız öğrencilerin başörtüsüyle sınıfa girmeleri için yazılı buyruk çıkarmış. Yine İmam Hatip Lisesi'nde okuyan kız öğrenciler ulusal bayramlara katılmıyorlar Okul Müdürü'nün buyruğuyla. Laik, çağdaş ve demokratik Türkiye'yi kuşatan kara- yobaz çetelerine kim dur diyecek? Dün sabah 'malum gazete nin manşeti aynen şöyley- .di: "Darbeye sert tepki!" 'MezarKazıcı'mn Atatürk'le ilgili sözlerine 'TakkeliLİ- boş' niçin tek satır tepki göstermemişti? Devletten ihale alıp köşeyi dönen 'malum gazete' nedense kafasını dar- beye takmıştı. Bir kez daha söylüyorum: Karayobaz çeteleri, dönek sosyalistlerle birlikte kol kola olup, yüzlerindeki 'demok- rasi maskesiyle' laik, çağdaş, demokratik, Türkiye'yi yıkmak için işbirliği içindedirler. Bu kişiler ne gerçek Müslüman ne de gerçek demokrattırlar. Hepsi, ama hepsi sahtekar ve ikiyüzlüdürler. Bizim bunlardan korkumuz yok. Çünkü tümü de çıkar- cı ve işbirlikçidir. Bu ülkenin çağdaş, demokrat, ilerici güçleri ne karayobaz çetelerine ne de zengin sofraları- nın 7/öos'larına ödün verecektir. Korkmayın ve yılmayın bu zavallılardan... Korkmayın, çünkü bu ülkede çağdaş, demokratik, ile- rici güçlerşu anda yılgın ve umutsuz olsalar bile ayağa kalkacaklar; karayobaz çetelerini, onları demokrasi adı- na destekleyen 'liboş sürülerini' tükürükleriyle boğa- caklardır... Korkmayın, çünkü Atatürk'ün Türk gençliğine teslim ettiği laik, çağdaş ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti kol kola, omuz omuza verdiğimiz sürece dimdik ayakta kalacaktır. Bizler ve sizler yıllardır şöyle demiyor muyduk: "Siyasal iktidarlar, siyasi partiler karayobaz çeteleri- ne ödün veriyorlar; onlann güçlenip, palazlanmasını sağlıyorlar..." Şimdi demokrat, çağdaş, yurtsever, ilerici güçlere gö- rev düşüyor: Yılgınlığı, suskunluğu bir kenara itin. Ses verin, omuz omuza yürüyün. Türkiye'yi ortaçağın karan- lığına götürmek isteyen karayobaz çetelerine karşı tavır alın... Yükseltin sesinizi, yükseltin... ihraa istenen DYP-U nrcıt6flceii Yapılan sahtekârlık^ girişim cunta kafası HAKKIERDEM ANKARA - Atatürk sui- kastçılanna itibarlannın iade- si önergesini imzaladığı için partisinden ihraç istemiyle di- siplin kuruluna verilen DYP Erzurum Milletvekili Abdül- melik Fırat, ihraç girişimini "cunta kafası" oiarak niteledi. Başbakan Tansu Çiller ve siya- si partilere sert eleştiriler yö- nelten Fırat, medyayı da "şe- refsiz bir ağız kullanmakla" suçladı. DYP Yüksek Haysi- yet Divanı ve Müşterek Haysi- yet Divanı Başkanı Abdullah Uraz. savunmasını hazırla- ması için Fırat'a 7 gün süre ve- rileceğini bildirdi. Şeyh Sait'in torunu olan Fırat, RP'li Hasan Mezarcf- nın hazırladığı önergeye imza koyması nedeniyle kendisine yöneltilen eleştirileri ve disip- lin kuruluna sevk edilmesini hayretle karşıladığını söyledi. Fırat, Cumhuriyet'in soru- lannı yanıtlarken, Türkiye'nin fevkalade tedirgin ve edilgin bir noktada bulunduğuna dik- kat çekerek, "Bir milletvekili asılmış olan milletvekili ve ge- nerallerin durumunu araştıra- İDn diyor. Bu meseleyi niye böyle ters yörüngeye götürdü- ler anlamadım" dedi. Fırat. medyanın bu konudaki yayı- mlanyla ilgili oiarak "Bazı basın, medya diyor ki Türki- ye'den defolun', 'Pis ittifak'. Böyle şerefsJz bir medya ağzı da Türkiye'nin durumunu gös- teriyor" değerlendirmesıni yaptı. Türkiye'de devlet ve hükü- met yönetimini. 23 Nisan'lar- da çocuklann oluşturduğu sembolik yönetime benzcten Fırat. "Mesele bu kadar basit- leştirihnez ki. Türkiye eğer buysa vay Türkiye'nin haline" diye konuştu. Banştan yana olduğunu ve 35-40 yıllık siyasi hayatı boyunca hiçbir yerde Atatürk'ün aleyhine konuş- madığını bildiren Fırat. "Bunu kendime yaktştırmam" dedi. Düşüncesinde şamirni olan Atatürkçüye de. Hıristiyana da. ateiste de saygı duyduğunu anlatan Fırat. DYP yönetimi- nin kendisini ihraç istemiyle di- siplin kuruluna vermesini de "tek kelimeyle sahtekarlık" oiarak nitelendirdi. "Türkiye'- de bütün siyasi partilerin sahte- kar ve çifte standartlı olduğu- nu" behrten Fırat, "Herkes sahtekarlık yapıyor" dedi. Fırat, disiplin kuruluna sevk karanna ilişkin olarak da, şun- lan söyledi: "Bana bu takrirle ilgili soru soran kafa demokrat değildir, anti-demokratiktir. Cunta ka- fasıdır. Ben de cuntaya hesap vermem. Cuntaya ne desem asarlar. Onlann verdiği karar da benim için şeref anlamım taşır. DYP'nin tabam onlar gibi düşünmez." Fırat, ihraç istemiyle disiplin kuruluna verilmesine tepki gösterirken, DYP Yüksek Haysiyet Divanı ve Müşterek Haysiyet Divanı Başkanı Ab- dullah Uraz. savunmasını hazı- rlaması için Fırat'a 7 gün süre verileceğini bildirdi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle