27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet tmtiyaz sahibi: Berin Nadi GenelY'ayınYönetmenı:ÖzgenAcar#GenelYa\ın • Görsel Yönetmen: Ali Acar •Dış Haberler: Er- Ankara Temsilcısi. Mustafa Balba> •Haber Mudurü: Doğan Akın AlatürkBul- Müe^sese Müdürü: ErolErkut •Koordinatör: Koordinatörü: Hikmet Çetinkaya • Gencl Yaym gun Balcı • Ekonomi Daruşmanı: Orfıan Erinç •Yazıişlen Müdürlen. Istıhharat: Valçın Çakır İbrahim Yıldız. Dinç Tayanç (Sorumlu). •Haber Saraç • Makaleler: Sami karaören • Spor: Abdiil- Telex: 5235°. Fax: 4419117 • AdanaTemsilcısi:Çetin Mğenoğlu İnönüCd. 119 S. Merkezi Müdürii. İpek Çahşlar Abdurrahman Yıldırun • Yurt Haberlen: Mehmet kadir Yücelman • Düzeltme- AbdulIaJı Yazıcı vanNo.l25.Kat:4.Bakanlık!ar-AnkaraTd.4195020(7 Hal).Telc.\:4:344,Fax- Ahmet Konıban • Muhasebe: Bülent Yener 44195027 »İzmir Temsilcısi: Serdar Kızık, H Zı_\a Blv. 1352 S.2 3 Tel.4411220 «Iddre: HüseyinGürer • İşletme:önderÇeük • Bilgı-I»lem: Nail Inal #Bilgisa>ar Sistem: Mürüvet Çiler 9 Reklam: Reha IşrtmanNo: 1 Kat: 1. Tel: 3522550-3522601-3522492, Telex: 62155. Fax: 3522570 Ya}unla)aııveBasajı: Yenı Gün Hdber Ajansı. BaMn \e Yd>ınahk A Ş TurkncağıOıd 39 41 Cağaloğlu 34334 Ist PK 246UunbıîlTel (0 ;i2)5l2O5O5(2OhaılTdc\ 22246. Fax 212)5138595 15ŞLBATI994 İmsak:5.27 Güneş:6.52 Öğle: 12.25 İkindi: 15.16 Akşam: 17.45 Yatsı: 19.05 -3- Başbakan Sülevman Demi- rel'in yıllann tecrübesiyle söylediği "Tayinleri ve zam- lan geeiktirmeyin" sözü ha- vada kalmıştı. "Halka kötü mü olunız? Zamları bakan mı açıklasın? Müsteşara mı açıklattıralım?" tartışmalan ile günlerce ge- ciktirilen KİT zamlan sonun- da peş peşe sıralanmış, bu arada aralık ayının sonuna gelinmişti. Yapılan zamlann aralık ayı endeksine ginnediğini, "bembeyaz bir sayfa" olarak görmek istedikleri 1992 yılının ilk ayına yansıyacağını öğrenen Çiller telaşlandı. DIE Başkanı Prof. Orhan Güvenen'i "makamT'na çağırttı: - Orhan Bey, bu zamları aralık ayı endeksinde gösterin ki ocakta yeni bir sayfa açalım. Ocak ayına sarkı- tmayın bu zamları. Olur mu? OECD'de önemli görevler- de bulunmuş, dünya ekono- ınetri ve istatistik çevrelerinin yakından tarudığı, bilim çev- relerinde ağarlığı olan DİE Başkanı Prof. Güvenen: - Sayın Bakan, böyle bir uygulamada bulunabilmem maaJesef mümkiin değil. - Neden? - Çiinkü bu zamların aralık endeksine girebilmesi, yapıldıkları tarih itibanyla mümkiin değildir. - Ama siz isterseniz yapabi- lirsiniz. Sanki, bizden önceki hükümetler bunu yapmadı mı? - Benittı bulunduğum sürede böyle bir şev yaşanmadı efen- dim. - Ama ben şimdi istiyorum. Yapacaksınız işte... - Sayın Bakan, bu bilim dtşı bir davrantş olur, Türkiye'yi dünya çapında zedeler, esasen benim şerefim ve meslek so- nımluluğum ve bilime olan saygun böyle bir talimatı yeri- ne getirmeme engeldir. Bu itirazı duyan ve hayret- ler içinde kalan Devlet Ba- kanı, tiz bir sesle haykırdı: - Emrediyorum, ben ba- kanım, yapacaksınız! Aşın kibarlığı ve nezaketi ile lanınan Prof. Güvenen. kendi- sini şaşırtan ve sarsan bu sahne karşısında "Müsaade- nizie efendim" diyerek Çiller'- in makamından aynldı. Yüzü Kipkırmıa olmuştu, büyük bir gerginlik yaşıyordu, bu yüzden paltosunu bile Çiller'- in makamında bırakarak dışan çıktı. Dışanda kar serpiştiriyor- du. lOOmetreötedekiDİEbi- nasına yürüyerek döndü. Ruslarla diplomatik skandal Prof. Güvenen"in "hızla" terk ettiği makama. dışanda bekleyen Rus ticaret heyeti alındı. 4-5 kişilik heyet, o sıra- da ağır ekonomik sorunlann yaşandığı Rusya'ya yardım istemek üzere gelmişti. Çil- ler'e 500 milyon dolarbk kre- di talebini ilettiler. Bakan ise: şu teklifte bulundu: - Krediyi bilmiyorum, ama size şeker verelim. Önemli stoklarunız var. Çiller'in bu teklifıne şaşıran Sovyet heyeti makamdan aynldı. Aynı dakikalarda. Çiller'in özel kalemi DİE'den arana- rak Prof. Güvenen'in "palto- sunu unuttuğu" bildirilmişti. DİE Başkanı'nın. "Söylemesi çok ayıp ama, Paris'ten almışrım, kaşmir, lacivert ku- maştandı" diye tanımladığı palto epey arandı, ama bulu- namadı. Aramalar sırasında. "Acaba paltovu Ruslar almış olabilir mi? Lzerleri dökülü- yordu" varsayırru da günde- me geldi, ama "diplomatik skandal olur" gerekçesiyle he- yete paltonun akıbetinin so- rulmasından vazgeçildi. Demirel devreye giriyor Tansu Çiller'in Bilinmeyen 5iyasetRomanı Nursun Erel .4li Bilge ^ ^ iller'den sert tepki alan ilk bürokrat DİE ğ Başkanı Prof. Orhan Güvenen oldu. \ y ANAP'ın geciktirdiği KİT zamlannı 3 ^ zamanında açıklayamayan Çiller, Güvenen'i makamına çağırarak, "Bu zamlan aralık ayı endeksinde gösterin ki, ocakta beyaz bir sayfa açalım" dedi.. Prof. Güvenen, bu talimata direnince Çiller kestirip attı: 'Emrediyorum,yapın!' 'Gayrimenkul zenginı birekonomi r_ projesoru - 1 - Haber Merkezi - Anadolu'nun birçok yöresinde olduğu gibi Milas ve Muğla bölgesinde de eski aileler "lakaplarıyla" tanınırlar. Lakaplar ise ya o ailedeki önemli bir kişinin yaptığı işten, ya karak- terlerini yansıtan davranışîanndan ya da toplumla olan ilişkilerinden kaynaklanır. Örneğin "Kurusıkılar", "Yağcüar", "Cakırağalar" gibi... Malvarlığı arasında, Milas'ta 13 dö- nümlük bir zeytinliğin "veraset inrikalin- den" gelen yüzde 25'lik bir hissesı de bulu- nan Tansu Çiller de yine o yörenin deyi- şiyle "Telgrafçılar 1 ın Nuri Efendiler" aiîe- sinden. Daha doğrusu, Nuri Efendi'nin oğJu olan Hüseyin Necati Bey'in sevgili kızı... Şerif Efendi ile Ayşe Hanım'ın oğullan Nuri Efendi. 1850 yılında Milas'ta doğ- muş. Aydın bir genç olarak yetişmış ve yine Milas'ta "telgraf müdürii" olmuş. Pembe Hanım'la evlendikten sonra da bu evlilikten Hüseyin (Necati). Zeliha ve Mensure adlannda üç çocuk dünyaya gelmiş. Ailenin tek oğlu olan Hüseyin Ne- cati 1895 yılında doğmuş. Milas'ta Rüş- tiye'yi bitirdikten sonra, "Telgrafçılar" ailesi lstanbul'a taşınmışlar. Hüseyin Necati Bey. Istanbul'da öğre- nimini tamamladıktan sonra bazı gazete- lerde gazetedlik yapmaya başlar. Nüfus kayıtlanna göre 1325 Selanik doğumlu olan Vluazzez Hanun'la yine İstanbul'da evlenir. Bu evlilikten de 23 Ekim 1944'te "Tansu kız" dünyaya geür. Cumhuriyet Muğla muhabiri Ozcan özgür'ün sap- tadığı şekliyle. Muğla ili - Milas ilçesi - Hisarbaşı MahaUesi - Cilt 1 - Sayfa 12 - Hane 47'de nüfusa kayıtlı. Milas'ın Telg- rafçılar Sülalesi'nden geleceğin başbaka- nı ve "ekonomi profesörü" Tansu Çiller... "Gazeteci kızı" Tansu kızın babası Hüseyin Necati Çil- ler, gazeteciliği seven ve bu mesleği o yı- 1larda Anadolu'da yapmak isteyen, aydın bir kişiliğe sahip. Bu isteğini uygulamak için 1925'lerde Muğla'ya geri dönüyor. Muğlalı araştı- rmacı ve halen Devrim gazetesini günlük olarak yayımlamakta olan Ünal Türkeş'- in arşiv kayıtlanna göre, 29 Ekim 1925 ta- rihinde "Akyol" gazetesini çıkarmaya başlıyor. Akyol, Cumhuriyet dönemiyle birlikte. Muğla kentinin modern şehircilik an- layışına göre planlanan ve düzenlenen ilk geniş bulvannın adı. Bugün de kentin batıya doğru uzanan ana arterini oluştu- ruyor ve aynı adla anılıyor. O yıllardan beri. Muğla'da tüm bayramlarda ve özel- likle Cumhuriyet bayramlannda. "Ak- yol'da fener alaylan" düzenlenıyor. Hüseyin Necati Bey'in, gazetesine"Ak- yol" adını secmesi, onun Cumhuriyet'in yenilikçi düşüncelerine olan bağlılığını gösteriyor. Yine, Ünal Türkeş'in arşivlerinden, Akyol gazetesini iki yıl süreyle ve günlük olarak 12 Ocak 1927 yılına kadar kesinti- siz çıkardığı anJaşılıyor. Ne var ki, döne- min Belediye Başkanı olan Ragıp Bey'le tersdüşüyor vehatta biryaasından ötürü kentin ortasmda kavga ettikleri, bu kav- gadan sonra da Necati Bey'in hem gaze- teyi, hem de Muğla'yı bıraktığı söyleni- yor. Hüseyin Necati Çiller'in bundan son- raki yaşamı da Tansu Çiller'in bugünkü zenginliğine "kaynak oluşturmayacak" Yıl 1984... Ekonomi Profesörü Çiller, acaba 10 yıl sonrasını düşünebilir miydi?.. Te ar Sülalesi'nden birgazeted kızı düzeyde bir sadelik içinde geçer. 1930'larda yeniden İstanbul'dadır ve beledi\ede "muhasip" (hesap memuru) olarak çalıştığı biliniyor. Geçim zorlu- ğundan olacak, Tansu kız dünyaya gel- dikıen sonra, 1950lere doğru anne Mu- azzez Hanım'ın da memurluk yaptığı an- laşılı\or. Birdönem. İstanbul'da beledi>e reisliğine de \ekalet eden Hüseyin Necati Çiller. memurluğunun son yıllannda Bi- lecik \'aliliği'nde yine memur olarak gö- rev yapı\or. 1953'tede buradaki görevin- den emekliye a>rılı>or. Tansu Çiller'in babası Hüseyin Necati Çiller. 1953'ıen sonraki "politikacı" \a- şamında ise kızı kadar başanlı bir grafik çizemi) or. 1954 yılında. Muğla Valisi Recai Göre- li, Di\arbakırlı Ekonomi Bakanı Vedat Dicleli \ e Zonguldaklı sosyolog Prof. \'e- diyi Barkın ile birlikte. CHP'den Muğla millet\ekilliğine ada\ oluyor. DP'nin bü- tün ülkede üstün başan elde ettiği bir dö- nemde. Hüseyin Necati Çiller'in "CHP adayltğını yeğİemesi", Muğlalı siyasetçile- rin özellikle dikkat çektikleri bir "siyasi kararlılık" olarak anlatılıyor. Nitekim bu kararlılığı, onun politikada da özlediği yere eelememesine neden oluyor. Sadece Hüseyin Necati Be> değil. hiçbir CHP adayı seçilemiyor \ e o dönem Muğla'dan DP yedi milletvekilliğinin tümünü kaza- nıyor... Böylesi bir aile geçmişine bağlı olarak. Tansu Çiller'in bugünkü mal varlığı ıçeri- sinde kendisine miras kalan kesimi. ol- dukça düşük biryüzdevi oluşturuvor. ...Ve kalabilen miras Babası Hüseyin Necati Çiller'den inti- kal edenler. İstanbul Ataköy'de bir arsa ile Milas'ta Ahmet Gazi Mahallesi'nde çok hisseli 13 dönümlük birzeytinlik ara- zınin ° o 25'lik veraset pa\ ı. Çiller'in, bun- lar dışındaki tüm gayrimenkulleri \e zen- ginliği. "kendi çabalarının \e birikimleri- nin" ürünü. Yine. Muğla muhabirimiz Özcan Öz- gür'ün araştırdığına göre bugün Milas'ta Telgrafçılar Sülalesi'nden artık kımse kalmamış. Sadece Tansu Çiller'in Zeliha Halası'nı gelin alan Hacı Mehjnet AğaAilesı'nın üçüncü kuşaktan üyelen yaşıyor. Bunlar- dan birisi de Şakir Yağcı. Şakır Yağcı. Baba Hüseyin Necati Çiller'in Milas'a en son 1954'te geldiğini \e doğduğu e\ i satın alamadığı için üzülerek aynldığını anlatı- yor. O e\ ise hala duruyor; ve Milaslılar. Tansu Çiller'in belki "babasının doğduğu e>i satın almak isteyebileceğini" konuşu- yorlar... YARIN: Gayrimenkul zenginliği' Prof. Güvenen, bağlı bulunduğu Devlet Ba- karu ile yaptığı "dehşet verid" görüşmeden ay- nldıktan hemen sonra. Başbakan Süleyman Demirel'den randevu istedi. "Devletin iriban zedelenmemeli" diye düşünüyordu. Başbakan Demirel, DİE Başkam'na, ertesi gün yeni Baş- bakanbk Binası'nın birinci katında randevu verdi. Prof. Güvenen, Çiller'in taiimatını kısaca özetledikten sonra Demirel'e: - Sayın Başbakanım müsaade ederseniz, bu şartlar altında size istifamı arz etmek istiyorum. Demirel: - Hayır kardeşim. Biz senden memnunuz. Gö- revine devam edeceksin. O teknik hususlarda ise sen doğru bildiğini yaparsın. Benden sana des- tek... Prof. Güvenen. Çiller'in makamının bir kat altındaki Başbakanlık kabul şalonundan aynlı- rken huzura kavuşmuştu. Üstelik kaybolan paltosunu da aynı gün bulabildi. Bu olay Çiller e ilk darbeydi. Bürokratına ye- nik düşmüş. Başbakan tarafından da rencide edilmişti. Yakın çevresine şö>le dıvordu: - Bu DİE Başkanfyla ben ne yapacağım? Adam Erdal İnönü'den Fransa Başbakanı'na. Turgut Özal'dan Çetin Altan'a kadar bir dostluk ağı kurmuş. Tanımadığı kimse yok. Demirel de buna inandı. Ne yapalun, Mehmet (Kaytaz) DİEM biraz daha beklevecek... Çiller'e genelge darbesi Başbakan Demirel'ın ekonomik kurumlann hangi bakanlara bağlı olacaklannı belirle^en genelgesi de Çiller'i düş kmklığına uğrattı. Merkez Bankası. kamu bankalan ve Kamu Or- taklığı İdaresi Başbakanlığa bağlı kalmış, Dev- let Bakanı'na DİE, SPK, DPT ve Hazine veril- mişti. Genelgenin ardından danışmanları Çıl- ler'i uyardılar: - Hazine size bağlı, ama Ha/ine'nin sahip ol- duğu bankalar başka tarafta. Böyle bir durumda sizin ekonomiyi idare etmeniz çok güç. - Evet. hiç olmazsa Kalkınma ile Exim bize bağlansa. Hadi, gözünüzü seveyim. siz bir lobi \apin. Çillerin Merkez Bankası Başkanı Rüşdü Sa- racoğlu ile arası zaten iyi değildi. İlhan Kesici ile hükümet programının ve koalisyon protokolü- nün hazırlanması sırasında hiç anlaşamamış. Kesici buna rağmen Demirel tarafından DPT Müsteşarlığı'nın başına konulmuştu. Çiller. henüz Ankara"da istediği gibi bir ev bulamamıştı. Hilton'da kaldığı birkaç ay için ödediği 150 milyon liralık fatura can yakıcıydı. Halefi durumundaki ANAP'lı bakanlar îşın ÇeJebi, Ekrem Pakdemirli lojmanlanndan çı- kmamakta ısrarlıydılar. Hilton'dan Ankara Oteli'nin süitlerinden birine taşındı. Neyse. günlük otel hesabını 40 bin liraya düşürmüştü. Çiller, bakanlık koltu- ğundaki ilk aylannda bürok- rasiyi dışlıyor, bürokratlann büyük bölümüne güvenmi- yor, sık sık çatışmalara düşü- yor ve dediklerini yaptıramı- yordu. Eşi Özer ÇiUer. bu gergin- liklerde sık sık devreye gire- rek. "arabuluculuk" rolü üst- lendi. diyordu ki: - Tansu çok irtsan kırar. Za- ten benim hayatım, onun kırdtklarını toplamakla geç- miştir... Danışmanlan ve bazı bü- rokratlarla geceyanlanna de- ğin süren çalışmalar zaman zaman Büyük Ankara Oteli'- ne de taşındı. Otelin "asma kat"ındaki "pembe salon"da \apılan toplantılara çoğu kez eşi özer Uçuran Çiller de kaülıyordu. Özer Çiller. de- neyimleri ve yumuşak üslubu ile insan ilişkilerinde eşinden daha başanlıydı. Saracoğlu İJe yemek Rüşdü Saracoğlu ile eşinin ilişkilerini "düzeltme" karan alan Özer Çiller. Merkez Bankası Başkanı'nı Ulus'takı makamında zivarete bile git- ti. Bankacılık \e fınans üze- rinde yoğunlaşan sohbet sı- rasında Ozel Çiller. sürekli "Şükriicüğüm" diye hitap et- tiği Saracoğlu'na. "Eşleri ile bir akşam yemeğinde buluş- mayı" teklif etti. Karar he- men uygulandı. Gaziosman- paşa'daki Fransız mutfagı ile ünlü "Biz Restoran"a gidildi. Nurdan-Rüşdü Saracoğlu ile Özer Çiller'in neşeli görün- dükleri ve ABD'deki okul yı- llanndan söz ettikleri yemek- te. ekonomi hiç konuşul- madı. Zaten Tansu Çiller. yorgun \e keyifsizdi. "Çiller'- le Saracoğlu arasındaki buz- lann eritildiği" mesajının ve- rilmek ıstendiği buluşma. ga- zetelere de duyuruldu. Düzel- miş gibi görünen Çiller-Sara- coğlu ilişkisi kısa zamanda yeniden bozuldu ve bir daha da hiç düzelmedi. Çiller bu durumu "önüne gelene" şöyle özetliyordu: - Burnundan kıl aldırmavan bu adam, kendisine bataklıkta gül bahçesi yapmak istiyor. Kendini ne sanıyor? Çiller'in tek sorunu bürok- ratlarla geçinememesi değil- di. Kabine arkadaşlan ile de arası açıldı. Cavit Çağlar. açık açık Çiller alevhine de- meçler vermeye başlamıştı. Demirel'e de. "Bunun gözü yükseklerde" yorumunu götüren ilk o oldu. Çiller artık "Baba" ile eskisi kadar sık görüşemiyordu. Bu duru- mu bir gazeteciye şöyle an- lattı: - Ben Demirel'e hep sorun götürdüm. İşte Türkiye'nin meseleleri, enflasyon ne ola- cak? Kara delikleri ne ya- palun \s.. Buralarda sabahla- ra kadar çalışarak ortaya pro- jeler çıkararak takdir ediiece- ğimi umuyordunı. Meğer bu hayalmiş. Halbuki Cavit ne kadar akıllı. Demirel'e hiç so- run götürmüyor, tam tersine eğlendiriyor. Birlikte viski içi- yorlar. rahatlatıyorlar onu. Davos'ta yapılan "Dünya Ekonomik Forumu" toplantı- lan buraya Türki>e Başba- kanı olarak katılan Turgut Özal'a büyük popülante sağ- lamıştı. 1992 şubatında ise toplantılara Demirel ve Çiller davet edildiler. Çiller daveti kabul ede- cekti ki Demirel tarafından çağrıldı: - Tansu Hanım, bu toplantılara ikimiz birden gitmeyelim. Ya sen git ya ben katılayım. Bir eko- nomik paket hazırladığımız şu sıralarda senin Türkiye'de kalmanda yarar var. Çiller. üzennde "soğuk duş" etkisi >aratan bu sözler üzerine daveti reddetti. Ancak a>nı gün- lerde Başbakan Demirel'le birlikte Davos'a gi- decek heyet açıklandı. Devlet Bakanı Cavit Çağlar da Demirel'le gidiyordu. üstelik Çiller'e bağlı bulunan tüm ekonomik kuruluşlann yö- neticıleri de Başbakan tarafından Çiller'e nazire yaparcasına resmi heyete dahil edilmişlerdi. Devlet Bakan: Çiller, kamuoyu önünde ren- cide edildiği hissine kapıldı. kendisini şöyle sa- vunmordu: - Eğer Davos'a gitseydim, büyük bir ilgi odağı olacaktım.. Demirel bunu istemedi. YARIN: * Sen benim lozımsın' Sfenksin kaderi si\asileriııelinde • Kültür Bakanı Fikri Sağlar. Boğazköy sfenksinin Almanlann elinden alınacağını söyledi. AJmanlarla yapılan görüşmelerin olumlu geçtiğini belirten Sağlar, sfenksin Türkiye'ye ait olduğuna ilişkin belgeler bulunduğunu ve bu belgelerin Alman yetkililer tarafından değeriendirilmesinin iki ülke arasındaki siyasi ilişkilere bağlı olduğunu vegirişimleri sürdüreceklerini bildirdi. ANKARA (ANKA) - Boğaz- köy sfenksinin Türkiye'ye iade- si konusunda geçen günlerde Berlin'de yapılan görüşmeler- den sonra sfenksin geleceğini si- yasetçiler belirleyecek. Kültür Bakanı Fikri Sağlar. görüşme- lerin olumlu geçtiğini belirte- rek. "Sfenksi alacağız" dedi. Kültür Bakanı Fikri Sağlar ANKA'ya yaptığı açıklamada sfenksin Türkiye'ye ait olduğu- na ilişkin belgeler bulunduğunu ve bu belgelerin Alman yetkili- ler tarafından değeriendirilme- sinin iki ülke arasındaki siyasi ilişkilere bağlı olduğunu ve giri- şimleri sürdüreceklerini bildir- di. Berlin'deki görüşmelerde Türkiye heyetinin başkanlığını yapan Anıtlar ve Müze Müdü- rü Prof. Engin Özgen de eserin temizlenmek ve onanlmak üze- re Almanya'ya gönderildiğine ilişkin belgelerin. Berlin Devlet Müzesi yetkililerince de kabul edildiğini ve yetkililerin Alman- ya İçişleri Bakanhğı'na. sfenk- sin Türkiye'ye ait olduğu yö- nünde bir rapor vereceklerini söyledi. Özgen. "Biz elimizdeki belgeierie eserin Türkiye'ye ait olduğunu ispatiadık, karşı belge- leri yok ve yetkililer de kabul ettiler. Bundan sonrası politikacılara kaldı" dedi Özgen. sfenksin şu anda bir duvara monte edilmiş durumda olduğunu ve duvardan çıkanlmasmın çok güç olduğunu söy- ledi. Özgen. "Sfenks buraya yüzlerce parça halinde gelmiş. Bu iş- lem 50-60 y ıl önce yapıldığı için de kimse içinin ne olduğunu bilmi- yordu. Ama anlaşma sağlanırsa ja düzgün bir şekilde çıkarmaya çalışacağız y a da her parçayı numaralayıp fotoğraflarını çekece- ğiz ve Türkiye'de yeniden yapacağız. Sfenksi mutlaka Türkiye'ye getireceğiz" dive konuştu. Boğazköy sfenksi Berlin Devlet Müzesi'nde. Fransa'danTürkiye'ye kalkınmakredisiANKARA (AA) - Fransa Cumhuriveti'nin. Türk hükü- metinin kalkınmada öncelikli projelerinin fınansmanı ama- cıyla mali destekte bulun- masmı öngören protokol onaylandı. Resmı Gazete'de bugün ya- yımlanan protokole göre Fransa'dan sağlanacak fı- nansman. Mersin 3. su antma tesisi. Divriği-İskenderun de- miryolu hattının elektrifikas- yonu. Alanya atık su antma tesisi. Balıkesir su antma tesisi ve İstanbul organize deri sana- yii çamur yakma tesisi projele- rinin fınansmanı için kullanı- lacak. Buna göre Fransa hüküme- ti. Türk hükümetine. söz ko- nusu projelerin gerçekleştiril- mesi için gerekli Fransız orijin- li mal ve hizmetlerin Fransa'- dan satın alınabilmesini temi- nen. azami 302 milyon 200 bin Fransız Frangı tutannda bir mali yardım sağlayacak. Kredinin 140 milyon 523 bin Fransız Frangı tutan Fransız hazine kredisi olarak, 161 milyon 677 bin frangı ise Fransız sigorta kurumu tarafı- ndan garanti edilen kredi şek- lindesağianacak. Fransız hazine kredisinin vadesi, 10 yılı ödemesiz dönem olmak üzere 30 yıl olarak be- lirlendi. Faizi yıllık yüzde 0.5 olacak olan kredi. altı aylık eşit ve birbirini izleyen 40 tak- sitte geri ödenecek. Faizler. ödenmemiş bakiye ana para üzerinden hesaplanacak. Basındakiuzlaşmaya Show TV dekabldı İstanbul Haber Senisi - Basın Konseyi'nin çağnsı üze- nne. medya yöneticileri arası- nda. 31 Ocak 1994 tarihinde imzalanan 'Basında L'zlaşma Bildirisi'ne Shovv TV de katıldı. Böylece. bildiriyi im- zalayanlann sayısı 12'\e yük- seldi'. Shovv TV' Genel Müdürii Nuri Çolakoğlu. dün Basın Konseyi'ne başvuruda bulu- narak Basında Uzlaşma Bildi- risi'ne katılma karan aldı- klannı bildirdi. Basın Konseyi Genel Sekre- terliği'nden yapılan yazılı açı- klama ile de Shovv TV'rün katılma karan kamuoyuna duyuruldu. Böylece daha önce Anadolu Ajansı. Ulusal Basın Ajansı, Hürriyet, Milliyet. Sabah. Türkiye ve Zaman gazeteleri- nin yanı sıra ATV, Kanal D, TGRT ve TRT'nin imza attığı 'Basında Lzlaşma Bildirisi'm imzalayan. medya kuruluş- lannın sayısı da 12'ye yüksel- miş oldu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle