Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET2 13 ŞUBAT 1994 PAZAR
KULTUR
Tuvalden taşankadınlarKültür Servisi - Yüksek bir
taburenin üzerinde iri bır ka-
dm. bacaklanru ovuşturup acı
mı şehvet m: belli olmayan bır
bakışla aşağı bakıyor. Âyakla-
nndaki bevaz ayakkabılar dı-
şında ûzerinde hiçbır şey yok.
Geniş açıyla çekilmiş bir fotoğ-
raftan >ola çıkarak tuvale akta-
nlan bu görüntüde yer alan
kadının dizleri ressamın yaptığı
deformasyon ve oynadığı ışık-
la, kocaman ve morarmış görü-
nüyor. Tuvalın üzerine "ayna"
yöntemiyle yazılmış bir vazıda.
"Bu aynılıkla konuşmayı sürdü-
rürsek, erkeklerin yıizyıllardır
konuştuğu gibi, >ine birbirimi/e
karşı \enik düşeceğiz..."
UtUCU
estetikçiler, genç bir
sanatçının sonunda
çıplak bir kadını
geleneksel
yöntemlerle tuvale
aktarması nedeniyle
övüyorlarJenny
Saville'i. Feministler
ise kadının imajını
erkeklerin bakış
açısından çıkartarak
tuvale yansıttığı için
tutuyorlar genç
ressamı.
Jennv Saville'in söz konusu
yapıtı. güzel sanatlara olduğu
kadar edebiyata da çeşitlı gön-
dermelerle dolu çıplak bır ka-
dın resmi. Taburenin üzerinde-
ki kadın. siyasal duyarlılıkla ele
alınmış bir Rubens çıplağı sayı-
labilir: Kendi kendının bilincın-
de olmayı. şışmanlığın bır femı-
nist tanışma konusu olduğunu
öğrenmiş bir kadın. Varlığı da
buna bağlı. Londra'nın ünlii
galerilerinden Saatchi'de bu ve
benzeri yedi yapıtının sergilendıği genç ressam
Saville'in resimlen. açıkça. izleyenı rahatsız et-
mesi için yapıimış. Gerek konusu. gerek bır fo-
toğraf gerçekçiliği veçarpıcılığı taşımalan ve ge-
rekse Saville'i Glasgovv Güzel Sanatlar Okulu'-
nun son sınıfında keşfeden Charles Saatehinın
desteği. Jenny Savılle'ı şu günlerde "İngiltere'nin
en çok konuşulan genç sanatçısı" yaptı. Koca-
man kadınlann kocaman resimieri olarak.
Jenny Saville'in yapıtlan korkunç bırçıplakhkla
izleyenıbirkarşıîaşmayaçağınyor. şışmanlıklan
ise avn bir korkunçluk \eriyor bu fıgürlere.
Jennv Savılle. "Belli sanat çetrelerindehalatuval
üzerine yağlıboya resim > apmak çok aptalca bu-
lunuyor. Ama ben bu yöntemin hala akıllıca bir
seçenek oluşturduğunu göstermek istiyonım" di-
yor.
Saville'in resimieri pek çok göreceli ya da ge-
rekli-gereksiz neden yüzünden sev ılıp sev ılmey e-
23 yaşındaki Jenny Saville
için her şey. Glasgow Güzel Sa-
natlar Okulu'nda örencivken
dünyaca ünlü koleksiyoncu
Charles Saatchı'nin kendisini
keşfetmesiylebaşladı. Üniversi-
tedeki son yılı. Saatchı'nın des-
teğiyle kirasını. geçımını düşün-
meden, en kahteli tu\allerle. en
kaliteli boyalarla resımleriyle
uğraştığı bir yıl oldu. Saatchı.
söz konusu sergı ıçın Saville'e
yedi resim ısmarlamıştı. "Saatc-
hi'nin desteğinin benim için bü-
yük bir başlangıç noktası ol-
duğunu itiraf etmeliyim. So-
nuçta ne olursa olsun, bu ola-
nağı iji değerlendirmem gereki-
vordu"dıvorSavılle.
2
Kocaman kadınlann kocaman resimieri, izleyeni bir karşılaşmaya çağırıyor, şişmanlıkları ise ayrı bir korkunçluk \eriyor
cek türde resimler. Tutucu estetikçiler. genç bir
sanatçının sonunda çıplak bir kadını geleneksel
yöntemlerle tuvale aktarması nedeniyle övüyor
onu. Femınisıler. kadının imajını erkeklerin
bakış açısından çıkartarak tuvale yansıttığı için
tutuyorlar Saville'ı. Sergi kataloğunda Sarah
Kent ımzab yazıda şöyle denıyor: "Çıplak kadı-
na bir nesne oluşunun v anı sıra bir konu olarak da
> aklaşarak, bizi etkisi altına alan öny argıları göz-
den geçirmeye zorluyor SaviUe. Onun ellerinde,
kadın, erkeklerin sohbetlerine konu olacak bir
nesne değil artık."
Ancak bu tip beğenıler, Saville'in sanatındaki
farklı özelhğin gözardı edilmesine neden oluyor;
ki bu. sanatçının bılınçli Hirtuozite'siyle yoğun
bır feminist ideolojinin evliliğinden oluşuyor.
Ancak bu evlilik. Saville'in resmini bir ölçüde
"bozuyor". kımi resimler kendilerini öylesine
ifade ediyorlar kı Saville'in ayna yöntemiyle
üzerlerine yazdığı yazılar gereksiz fazlalıklar
olarak resmin bütünlüğünü öldürüyor.
Ancak yine de 23 yaşındaki Saville'in önemli
bir başansı. belli bir tekniği çok iyi özümsemiş
olmasından kaynaklanıyor: belki henüz o tekni-
ği nerede kullanacağırun bilincınde o kadar ol-
masa da. Aslında tarzı. İngıliz resmine özgü ti-
pik bir gerçekçiliği yansıtıyor: Neşesız. sert bır
gözlem... Tabii Lucian Freud'un etkisi çok açı-
kça görülüyor.
Saville bir bakıma öğrendiği. bir bakıma ken-
di kendine bilincine v ardığı bir dünya görüşünü
yansıtıyor resimlerinde: İnsanlan birerhayvansı
yaratık gibi ele alıyor. ölümü bekleyen yaratı-
klar gibi. Ama onlara yüklediği bu anlamdan
ortaya çıkan yoğun kötümserlikle ne yapacağını
bilmezmiş gibi bir tavır içınde aynı zamanda Sa-
ville. Tuvale söz eklemesi. yapıtlannı bambaşka
boyutlara çekmek isteyişinden kaynaklanıyor.
3 yaşındaki
Saville'in önemli bir
başansı belli bir
tekniği çok iyi
özümsemiş
olmasından
kaynaklanıyor.
Aslında tarzı, Ingiliz
resmine özgü tipik
bir gerçekçiliği
yansıtıyor: Neşesiz,
sert bir gözlem.
Lucian Freud etkisi
de açıkça görülüyor.
îngiliz basınına bakılırsa. bu
olanağı fazlasıyla İyi' değerlen-
dırdi Saville. Saatchi Galerisi'-
nde "Genç İngiliz Sanatçıları"
başlıklı sergi açıldığından bu
yana her yerde Saville'in yapı-
tlan var. Genç sanatçı. şöyle
anlatıyor sanatını: "Bu tip fi-
giirier j apmamın nedeni, çıplak
kadın resimlerinin geleneksel
resmediliş tarzına karşı gelmek-
ti. Kadınlann vücudundaki faz-
lalıklar, 20. yüzyıJ resminde ge-
nelde hiç yansunaz tu>ale1 hep
gözardı edilir... Ben bu olaya belli bir duvguyla
yaklaşı>onım, aynca feminist bir çerçeve içinde
vermeye çalışıyorum."
Fotoğraftan çalışan Jenn) Saville. genelde
birkaç fotoğraftan yola çıkarak. çeşitli kadın vü-
cutlannı birleştırerek çalışıyor: "Ben kadın ko-
nusunda belli bir düşüncenin peşinde.v im. j alnızca
bir göriintü yansıtmak amacında değilim." Bu
arada resimlerinin çerçevelenerek galeriye ası-
Imasından da çok rahatsız olmuş Saville: "Bu
resûnlerin çerçeve içine girmemesi gerekiyordu.
Bütün sorun bu zaten, bu kadınlar tuvalden taşı-
yor, çerçeveyi aşıyor. Bu resimlere kenarlar koj-
mak, yanlış anlaşılmalarına neden olacaktır. Ben,
resûnlerin karşısına aynalar yerleştirilmesini ve
resimlerdeki yazılann öyle okurunasını istiyor-
dum. Ama resimlerim artık Saatchfye ait olduğu-
na göre, nasıl sergilenecekleri konusunda bir şey
sövlevemem."
Çin sineması avıl avıl, rengârenk...
u yılki
Rotterdam Film
Festivali'ne kırmızısı
ve sansıyla Çin
kıtasının renkleri
hâkimdi. Çinli
yönetmenler değişik
açılardan
bakıldığında,
sinemada
kendilerine özgü çok
önemli bir yer
edindiler.
MEHMETBASUTÇU
ROTTERDAM- Bu kış. kır-
mızısı ve sansıyla Çin kıtasının
renkleri hâkimdi Rotterdam
Festivali'ne. Çin kıtası diyorum.
Çünkü Güneydoğu Asya'nın
çok renklıliği içınde. dünya nü-
Olivier Assayas'ın 'Yeni Bir Yaşam' (üstte) ve W ang \iaoshuai'nin 'Günler' adlı fîlmlerinden.
fusunun dörtte birine rahatlıkla el ko-
yan Çinliler müthiş bir güç oluştur-
maktalar. Aynca hem politık \e eko-
nomik hem de kültürel açılardan. bir
değil. belki de iki kıtaya bedeller... Ve
Hong Kong'da, Tayvan Adası'nda ya
da eski adıyla Pekın. yeni adıyla Bei-
jing'deki yaşamı yakından tanımak; gı-
zemli Çinlileri. kafalannı kurcalayan
bin bir soruyla birlikte anlamaya çaba-
lamak ve Çin topraklannın değişik yö-
relerinde yaşayan insanlarla merhaba-
laşabilmek için en güzel olanak, kuşku-
suz Çin sinemasını ızlemekten geçiyor
1990'U yıllann yükselen Asya ülkele-
n sinemalan arasında bugüne dek
sınırlan dışma açılmakta güçlük çeken
Çinli yönetmenler. değişik açılardan
bakıldığında. yedinci sanat dün> asında
kendilerine özgü çok önemli bır yer
edinmiş durumdalar.
On yıldan bu yana Çin sinemasının
en özgün adalanndan biri olarak taru-
nan Chen Kaıge'nin geçen mayıs ayı-
nda Cannes Festivali'nde "Alrın Palmi-
ye"yi alması. ne bir rastlantırun ne de
moda sayılabilecek geçici bir alamın
sonucuydu. Toplumsai yaşamdaki bu-
nalımlara koşut olarak gelişen gerçek
bır sanatsal patlamanın kanıtıydı. Bır
\anda kıta Çın'i. öte yanda Ta\"van,
arada da Hong Kong! İşte size bol
renkli ve çok kokulu olağanüstü bir
toplumsai \elpaze ve birbırlerine taban
tabana at politik düzenler... Bir yanda
dünyaya açılan milyarbk bir tüketim
toplumunun başdöndürücü ivmesi.
esia olanla yeni olan arasındaki geçiş
döneminin bularukhğı: öte yanda Batı
modellenyle uyum sağlayarak Asya
ekonomisinin başoyunculan arasına
giren Ta\"van ve onlann ortasında. Çin
ile Ingiltere'nin pazarbk konusu yap-
tıklan Hong Kong...
Çin'iıı değişen koşullan
Yıllardır Amenkan sinemasının etki-
lerini taşıyan ürünler veren Tayvan ve
Hong Kong sinemalannda kültürel
köklen sağlam filmlerle sıvrilen Qara
Lavv va da Hou Hsiao Hsien gibi adlar
yanında. Çın'ın değişen koşuilannda
gehşıp serpılen sınema dünyasında.
diplomalannı aldıklan tarihe göre be-
şinci (I982'den sonra) ya da altına
(I989'dan sonra) kuşak genç yönet-
menler olarak anılan ve yepyeni sesler
getıren bir dizi sanatçı ilgınç filmler ger-
çekleştirmevi sürdüriiyor.
Bu arada. değişimin tüm öremıne v e
hızına karşın Çin Halk Cumhuriyeti-
nin dışına çıkmak. genç bir sinemacı
için büyiik bir macera olmayı sürdürü-
yorgahba... İşte. genç yönetmen VV'ang
Xıaoshuaı'ın. ılk filmi "The Days' (Gün-
ler) ile başına gelenler: İlk kez. birkaç ay
önce Kanada'va Vancouver Festivali'-
ne çağnlan Xıaoshuaı'e ülkesinin yetki-
blen çıkış vizesi vermemişler! Ancak bu
kez, zor da olsa Follanda'ya gelebil-
mış... Belirli birdışaaçılmavı vavaş va-
vaş sağlavan nedenlerin başında.
Mao'nun çocuklannın artık kendi iç-
lerine dönük kalmaktan vazgecip pa-
zar ekonomisine yönelmeleri ve böyle-
ce başta büyük Avrupa ülkelen olmak
üzere Batı dünyasının Çin'i tanıması.
hatta Tay'van'a tercih etmesi geüyor.
Beşinci ve altına kuşak Çin yönet-
menleri. bu durumda. özellikle Hong
Konglu yapımcılann desteğiyle gıdılen
ortak yapım koşullanndan yararlanı-
yorlar.
\Vang \ıaoshuaı de ilk fılmi olan
"Günler"ı bu tür bır ortak yapım ola-
nağından yararlanarak gerçekleştir-
miş. "Günler". sinema dıli sağlam. ala-
bildiğıne duyarlı ve şaşırtıa bir film.
Xıaoshuaı, gerçek bir sinemacı olduğu-
nu hemen kanıtlıyor. Kamerarun geri-
sinden. derinlemesıne. telaşsız bir
bakışı var. Sivah-beyaz çekimin içerdi-
ği bıçimsel şiirsellik vanında konusuna
yaklaşımındaki yumuşak hüzün.
Fransız yeni dalgasını anımsatan öz-
gün bır biçemin kişisel damgalannı
oluşturmakta...
Şaşırtıcı birçok renkli ömek
Başkentte. Güzel Sanatlar Akademi-
si'nin resim bölümünde okurken tanı-
şan ve evlenen genç çiftın yaşamı, fılm-
de değişik bo>Titlanyla işlenmekte.
Genç bir ressamın doğal sıkıntılar için-
de sanatını ve kendi kendıni arayışı,
toplumsai düzeydekı belirsızlikler yanı-
nda. aile yaşamının varoluşçu sorun-
lannı da ıçeren dikkatli bir vakJaşımla
irdeleniyor.
Anlattığı çevrenin insanlannı çok
yakından tanıyan yönetmen avnca.
Çin sinemasında az görülen sevişme
sahnelerinde sergilediği sağlam estetik
temel ile çok yönlü bir sanatçı olduğu-
nu muştuluyordu.
Çin sınemasından kalkıp Derek Jar-
man'ın "Blue" (Ma>i) adlı denemesıne
dek giden (bır saat on beş dakika bo-
yunca ekranı kaplavan. devınimsiz ve
görüntüsüz. mavi. masmavi bir fon
karşısında oturduğumuz koltuklarda
ses bandını dinliyoruz: Bosna-Hersek
savaşından AIDS virüsüne dek değişik
konulara ibşkin şiırsel bır metnin mü-
zikle beraberbği. görüntüden destek al-
mayan şaşırtıcı bir çokrenkbbğe örnek
getirmekte...) Fransız kadın vönetmen
Patricia Mazuy'nin genç kuşaklarla il-
gili konusuyla yer yer çağdaş bir şıir-
selliği yakalamayı başaran "Travolta ve
Ben" adb duyarlı televizyon çabşması-
na ya da geleneksel Fransız sine-
masının içtena damanndan gelen ve
v eni dalgacılardan etkilenen Olivier As-
sayas'ın buruk bir gizemi damıtmayı
başardığ] "Une Nouvelle Vie" O eni Bir
Yaşam)'a dek ulaşan farklı yollar Rot-
terdam'da buluşuyorlar...
Kültür elçimze Japonya'dailgi
ADANA (AA) - Uluslararası platformda kültür elçiliği
göre\ ını üstlenen dev let sanatçısı piyanist Gülsin Onay'ın,
Japonya'ya gerçekleştirdıği 9 konserbk turnenin büyük ilgi
gördüğü bildirıldı. Konser vermek için Hollanda'ya
hareketınden önce. 4-30 Ocak 1994 tarihleri arasında
gerçekleştırdiğı Japonya turnesini, değerlendiren Onay.
"Japonlann. özellikle Adnan Saygun'un eserlerine
gösterdığı ılgıden çok duygulandım" dedı. Osaka kentinde
4 bın kişilik bir salon ile tanhi Kıota kentinde verdiği
konserlerin büy ük ilgi gördüğünü anlatan Onay, dünyanın
bir ucunda Türkive'yi başanyla temsil etmekten mutluluk
duyduğunu söyledi. Halen Cumhurbaşkanhğı Senfoni
Orkestrası'nın (CSO) solistliğinı yürüten veyılda ortalama
50 ıla 70 v urtdışı konser veren Gülsin Onay. bu yılın ilk
bölümündekı etkınliklerinin 18 şubat Hollanda. 4 mart
Almanv a. 24 mart Meksika. 7-8 nisan Avustury a ve 22-25
nısan Belçika konserleriyle süreceğini sözlerineekledi.
Aktöv Yadigâi' Ejder ölümünün
2.yıhnda cuuhyor
Kültür Senisi-Sınemaya I966yılında Erdoğan
Tokatlf nın yönetiğı. başrolünü YılmazGüney'in oynadığı
"Eşrefpaşalı" fılmiylegıren: sonra kavgacı. karakter
oy uncusu ve başrol oyuncusu olarak bine yakın filmde rol
alanaktör YadıgârEjder ölümünün 2. yılında dostlan ve
ovuncuarkadaşlan tarafındananılacak. Velı Bar'da 15
Şubat 1994 Salı gecesı 21.00'de Küçük İskender'in
yönetımındegerçekleşecek anma toplantısında Cüneyt
Arkın. Agah Özgüç. Suzan Avcı. Necmeııın Çobanoğlu.
Oktay Güzeloğlu, Samı Hazınses. Sönmez Yıkılmaz ve
Hüsevin Alemdarkonuşmacı olarak katılacaklar. Anma
toplantısı kapsamında. av nca. Yücel Ünlü'nün 3.
Anburnu Ödülleri'ne Yadıgâr Ejder Sinema Emekçisi Jüri
Özel Ödülü'nü kazanan "Sinemaya Sevgıyle"adlı kısa
fılmıgöstenlecek.(251 1893)
'Kendisinibüyüleyebüen büyücü'
Kültür Servisi - Füsun Çağlay an AKM Sanat Galerisi'nde
4. kişisel sergisini açıyor. Sergideerotik kadın
fotoğraflannın fotokopılen ve Herman Hesse. Novab'sgibı
Romantikdönemedebıyatıyazarlanndan sanatçının
güncesınealmtılayıp sonra resmineaktardığı "şifre"
tümceler ve pasajlar plastik bir anlatımla bez üzerine
geçirilmiş. Novalis'in bir tümcesi özellikle serginin anahtar
başlığını oluşturuyor: "En büyük büv ücü kendi kendisini
büy üleyebilendir." Sanatçı sergisini oluşturan ana tema ile
ilgili şunlan söy lüyor "Günümüz sanatçısının
konumunun Altamıra'daki çizimlerin sahibi "Bü> ücü
Ressamlar'dan farklı olmadığını düşünüyorum. Çağımızın
stresli. yabancılaşmış ınsanı tek teselliyi ve büyüyü ya
tüketım nesnelerinde y a tek tük keşfedilen doğada y a da
sanatta arar. Bence günümüzün büyücüleri de sanatçılar.
Ve sanatçının bu büv üleme sürecini öncelikle kendisine
vaşatmasıgerekiyor Tıpkı Novalis'in"kendi kendisini
büyüleyebüen büvucüsü'gibi. Sergi 17 Şubat-7 Mart 1994
tarihleri arasında AKM Sergi Salonu'ndagezilebilir
'Buzlar Çözülse de, Çözülmese de
9
Kültür Servisi - Cev at Fehmi Başkut'un "Buzlar
Çözülmeden" adlı eserindenuvarlanan "Buzlar Çözülse
de. Çözülmese de" o> unu. Sessız Tıy atro tarafından
sahnelenecek. NergısÇorakçrnınyönetmenhğini yaptığı
oyunda Ayhan Kavas'ın şıırlerini Mustafa Alabora
seslendirecek. Beyoğlu Sağır ve Dılsızler Derneği'nin
oluşturduğu Sessız Tıy atro. 14 şubat pazartesi günü Cevat
Fehmi Başkut'un esennden uv arlanan oy unla izleyicilenn
karşısınaçıkacak. İşıtmeengelblerin özel konuşma
dılleny le sahnelenecek "Buzlar Çözülse de. Çözülmese de'
adlı oy un 7 sahne halinde sergilenecek. Oy unun
\ önetmenliğini Nergıs Çorakçı. kostüm-dekor
düzenlenmesini Av İîan Doğan. y önetmen y ardımcılığını
iseCan Başak. yapacak. Ov undakı başbca roller olan
"Deli KayTnakam'ı Talat Kanber. "Deli Jandarma
Çavuşu"nu Mustafa Ekşı. kaymakamı İsmet Korkmaz,
Deli Çavuş'u ise Hıkmet Sev itoğlu oy nay acak. Oyun
Muammer Karaca Tıv atrosunda sahnelenecek.
Profesör Heidegger 1933'te
Nelev Oldu?
Kültür Servisi- "Profesör Heidegger 1933'te Neler Oldu?"
adlı kıtap Yapı Kredi Yayınlan'ndançıktı. Yüzyılımızın
felsefesıni dennden etkilemiş olan Alman düşünürü
Martın Heidegger (1889-1976) Almanya'da Nazilerin
iktidara gelmelennden hemen sonra kısa bir süre içinde bile
olsa Freiburg Ümversıtesı rektörlüğünü üstlenınce.
"işbirlikçıbk" suçlamalanna kadar uzanan eleştırilerle
karşılaşmıştı. Bu kıtabı oluşturan ve Heıdegger'in
ölümünden birkaç gün sonra, 31 Mayıs 1976tarihinde
Alman "DerSpiegel" dergisindeyayımlanan uzun
söv leşide düşünür hem bu eleştiriİere karşılık vermekte,
hem de çağdaş dünyada felsefenın işlevi, teknoloji
toplumunun bugünü v e geleceği gibi önemli konulara
ilişkın görüşlerini açıklamakta. Turan Ilgaz'ın çevirdiği
kitap, bu ıçeriğiy le v üzy ılımıza ilişkin çok önemli bir
tanıkbğın belgesi niteliğinde.
'Bursa 5. FotoğrafGünkrV
BURSA (AA) - Bursa Fotoğraf ve Sinema Amatörleri
Derneğınin (BUFSAD) düzenlediği 'Bursa 5. Fotoğraf
Günleri' sürüyor. Etkınliklerkapsamında İzzet Keribar'ın
'Bali' adlı fotoğraf sergısı Büyükşehir Belediyesi Sanat
Galensı'nde, Yalçın Çıdamb'nın sergisi de. Ösmangazi
Belediyesi Sanat Galerisi'nde açılacak. Öte yandan,
BUFSAD ile bır fotoğraf stüdyosu tarafından "8 Mart
Dünya Kadıniar Günü'ne destek amaay la "Kadın" konulu
fotoğraf yanşması düzenlendi. BUFSAD Üyesi Nazım
Vatan yaptığı açıklamada. sıyah-beyaz ve renkli baskı
olmak üzere ıki dalda gerçekleştirilecek yanşmanın
herkese açık olduğunu bildirdi. Vatan, bir kişinin en çok 4
fotoğrafla katılabıleceğı yanşmaya. 1 marta kadar
başvurulabıleceğini söyledi.