06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet78. YIISAY124988 S A N A T K U L T Ü R M A G A Z I N T E L E V I Z Y O N 13ŞUBAT1994PAZAR Uzmanlar anne-babalann çocuk yetiştirirken belli kurallan hep gözönünde tutmalannı öneriyorlar Çocuğunuzuyatağınıza almayın ELITE Servlce LISACONNORS MCDONOIGH Yaşam savaşının ön saflannda yer almak kimi zaman anababada huzursuzluk varatır. Örneğin, geçen geceyı ele alalım. Sabaha karşı 01.30 sulannda. 2 vaşındaki kızamın canhıraş çığlıklanyla derin uykumdan uyandım. Her >orgun annenin yaptığı gibi. kızımı ara- mıza yatınp, battaniyesıni üstüne örtüp. eline en sevdiği oyuncak ayısını verdım. Ohh! sonunda ortalık yatışmıştı. Tamam. biliyorum. Çocuk ye- tiştirme konusunda her tür kitabı okudum. Ancak sürekli yinelenip duran kımi "kuraliann" vaşama uyarlanması pek kolay olmuyor. Gecenin bir saatinde uykumuz bö- Iündüğünde bu tür kurallann var olduğu akhmıza bile gelmez. Ama kurallann dışına çıkmakla çocuk- larda onulmaz yaralara meydan veriliyor. Hepimiz zaman zaman kuraldışı davranınz. Bu davranışımızdan ötürü kendimizi suçlamak yanlış olur. Önemli olan, kurallann her zaman gözardı edilmemesidir. Çocuğunuzu asla yatağınıza al- mayın: Çok küçük çocuklann ana- babalanvla yatması gerektiğine inanan az sayıda olmakla bırlikte sesini duyuran bir grup var. "Aile yatağı" önensinde bulunanlar ortak bir kültüre sahipler. Bunlar, küçük yaştaki çocuklann anne \e babalannın vanında gü\ence içinde olduklannı ılen sürüyor Birçok anababa ise genellikle bö>- le bir uygulamadan kaçınıyor. Çocuğun anne ve babasıyla yatması rahat bir uykuvu engelle- diği gibi çocuğun duvgusal gelişi- minde de bozukluklara yol açıyor. Okul öncesi çağındaki çocuk ana- İş kazalannda 1992'del776 kişi öldü ANKARA (AA) - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı. Uluslararası Çalışma Örgütü'ne (ILO)gönderdiğı raporda, 1992 yılında meydana gelen toplam 139 bin464işkazasında, 1776kişinin yaşamıru yitirdiğini. bu kişilerin yakını olan 5 bin 568 kişiye maaş bağlandığını bildırdi. Bakanlığın, hazıran a>ında yapılacak genel kurul öncesi hazırlayarak ILO'ya gönderdiği raporda. ülkemizde meslek hastahklan tazmininin 506sayılı Sosjal Sigortalar Yasası ile düzenlendiği bel'rtıldi. Raporda. 1990.1991 ve 1992 yıllannda ülkemizde meydana gelen iş kazalan ve meslek hastahklan ileilgili istatistiki bilgilere v er verilerek, kazalar sonucu yaşamıru yitiren kişilerin yakınlanna aylık bağlandığı da kaydedildı. 1990 yılında meydana aelen 155 bin 857 ış kazasında 1565.1991 yılında ise 130 bin 278 iş kazası sonucu 1631 işçinin yaşamıru yitırdıği v urgulanan Bakanlık raporunda. 1992 yılında 139 bin 464 iş kazasında 1776 kişinin saşamını yitirdıği belirtildi. Rehber derneğine üye olmayana vizeyok ANTALYA(AA)-Vize alabilmeleri için rehber demeklerine üye olmalan zorunluluğu getirilmesinin. rehberlerin örgütlü birgüçhaline gelmelerinde önemli bir adım olduğu bildirildi. Antalya RehberlerDerneği (REHBERANT) Başkanı Giray Ercenk, Türkiye Rehber Odalan Birliği Yasası TBMM'den çıkana kadar. konuya çözüm getirmek amaayla, geçtiğimiz günlerde Rehberük YönetmeliğTnde bir değişiklik yapıldığını bildirdi. Ercenk. bu değışıklikle bulunduklan illerdeki rehber demeklerine üye olmayan rehberlerin vızelerinın yapılıraması uygulamasının geurildiğini kaydederek, şöyle konuştu: "Bu çok se>indirici bir gelisme. Böylece, derneklere kaydolmayan çok sayıdaki rehberin üye olmasıyla, rehberler örgütlü bir giiç halint gelecekler. Bu da Norunlarınıızın örgüt içinde daha kolay çözümünü ve tek bir ses olmamızı sağlay acak." babadan aynlarak özerk olmaya başlar. Çocuğun kendi odasının ve yatağının olması özerkliğe atılan bir adımdır. Yine de bu süreç kolay aşı- lmaz. Birçok anababa, geceyansı yaşanan bir fırtınayı dindirmek amacıyla ara sıra çocuğunu yatağa alırken çok duyarlı olan dengenin yitirilmemesine özen göstermelidir. Sürekli yınelenen davranışlan ço- cuklar kolayiıkla kapar. Bu nedenle uyku sorununa kısa dönemli bir çö- züm getirme eğilimindey seniz. uzun dönemde daha büyük sorunlara ne- den olacağınızı unutmayın. Zira bu tür bir davranışın hem size hem de çocuğunuza olumsuz etkileri ola- cakıır. Şöyle kı çocuğunuz ağlama- ya başladığında onu hemen yata- ğınıza alırsanız. her ağlamada aynı tür davranışı bekleyecek. kendi ken- dine uyumak için hiçbırçaba göster- meyecektır. Çocuk konuşmaya başlar başla- maz. ona ara sıra kurallann dışına çıkıp neden yatağınıza aldığınızı açı- klamaya çalışın. Anababa. genellik- le, belli durumlardaki tavnnı neden Jococuğun kendi odasının ve yatağının olması özerkliğe atılan bir adımdır. Yine de bu süreç kolay aşılmaz. Birçok ana-baba, geceyansı yaşanan bir fırtınayı durdurmak amacıyla çocuğunu yatağa alırken bu dengeyi unutmamalıdır. değiştirdiği konusunda biraçıklama getirmekten kaçınır. Televizyon çocuğunuzu oyalama aracı değildir: Anababalann çocuk- lanyla birlikte televizyon ızlemelen, onlann daha çok şey paylaşıp öğ- renmelerini olası kılar. Ancak çoğu anababa. çocuğu TV karşısına otur- tup başka işlerle uğraşmayı yeğler. Zaman zaman çocuğunuzun TV ile oyalanmasına göz yumuyorsanız. bu sürenin günde bir iki saati aşma- masına özen göstermelisiniz. Ayn- ca. çocuğunuzun ne izlediğinin tam olarak bilincinde olun. Bunun için çocuğun izleyeceği programı önce siz izleyin ya da ilk kez göreceğiriz programlan birlikte izleyin. Çocu- ğun televizyonla oyalanması yerine sizinle bir şeyler yapması hiç kuşku- suz ona birçok şey öğretecek ve farklı bir keyif verecektir. Çocuğun huysuzluklanna boyun eğmeyin: Anababalar. hangi konu- da mücadele vereceklerini çok iyi seçmelidir. "Kimseye bir zaran do- kunmadığı sürece, çorabınm mavi ya da yeşil olması üstünde durmayın." Ancak, sorumluluk duygusunun gelişmesi için çocuk belirli kurallann değişmez olduğunu bilmelidir. Ör- neğin. yemekten önce şeker ya da çi- kolata yememek, saat sekizde yat- mak vb. gibi. Özel olarak ele alı- nması gereken bir durum da "mar- ket sendromu"dur. Bu durumda ço- cuk, istediği bir şeyi elde edene dek toplum içinde çığlık atıp tepinir. Market sendromu geneliikle bir güç gösterisine dönüşür. Çocuk istediği- ni elde ederse. bunu bir alışkanlık haline getirir. Amaca ulaştığı anda çocuğun zırlaması kesilir. Çocuğun bir şeyi tutturması durumunda eğer kurallann dışına çıkacaksanız, tıpkı yatağa alma durumunda olduğu gibi nedenini açıklayın. Çocuklara abur cubur vermeyin: Bu kuralın dışına çıkılması çocukta beslenme bozukluklanna yol aç- maktadır. Çocuğun tatlı ve yağlı yiyecekleri daha az tüketmesine özen gösterir- ken kimi yiyecekleri yasaklamanın beslenme açısından hiçbir yaran ol- madığını bilin. Arada bir yenen tatlı ya da kızartma sağlıklı beslenmeyi engellemez. Çocuğun küçük yaşta farklı tatlara alışması, ileri yaşlarda sağlıklı bir beslenme için gereklidir. Aynca. çocuğa beslenmenin sınırla- n da öğretilmelidir. Kısıtlama geti- receğim derken yasaklama yoluna gitmek yarardan çok zarar verebilir. Bunun için, "Peki. bugün çikolata ye. Ama yann elma yersin" diyerek uzlaşma yoluna gidin. Rüşvet ve tehditten kaçının: Güzel bir davranış karşısında çocuğunuza vereceğiniz bir sakız ya da çikolata ya da güzel bir karneye karşılık ola- rak alınan bir armağan rüşvet olabi- lir mi? Bir bakıma öyle sayılsa da uz- manlar bunu "ödül" olarak tanımlı- yor. Bu çok yaygın yöntem, çocuk- lan olumlu d'avranmava ve üretken olmaya özendirir. Yine de bu yönte- me s'k sık başvuran anababalann ödüllerin dozunu çok iyi ayarlama- lan gerekir. Çocuklann normal dav- ranışlannın ödüllendirilmesi söz ko- nusu olamaz. Zira. er ya da geç ço- cuk bu durumdan yararlanma yolu- na gider. Ödül gerektirmeyen du- rumlarda sunulan armağanlar bir süre sonra özendirici olmaktan çıkar. Sık sık ödüllendirme eğilimin- de olan anababalar, bu arada. çocu- ğun en çok gereksindiği şeyin yücel- tiri sözcükler olduğunu unuturlar. Tehdit konusunda ise hemen hemen tüm uzmanlar aynı göruşü paylaşı- yor. Tehdit, korku ve yılgıyı da bera- berinde getirir. Bu iki duygunun anababa \e çocuk ilişkisinde yeri yoktur. Sürekli tehdit ve izleme za- manla çocukta duygusal yaralar açar. Her an ense kökünde ana- babasını hisseden çocuk özgüvenini yitırir. Çocuğu korkutmak yerine, uyar- mak çok daha olumlu bir yaklaşım olacaktır. Çocuğa. bir kez ancak ye- tennce güçlü bir uyanda bulunun. Soweto'da yaşam sporla güzelleşir Haber Merkezi - Güney Afrika. üç yıl önce yenıden spor dünyasına kabul edildiğinde. hiçbir spor otori- tesi Soweto adıyla anılan güney batı yerleşim birimlerinin uluslararası spor karşılaşmalarına katılmasını beklemıyordu. Onlar da katılmadı zaten. Güney Afrikalı atletler. Olımpi- yat O>unlan"nda yanşır, kriket oyuncuları spor otoritelerinin ilgisi- nı üzerlenne çekerken çoğu Soweto- lu sporcunun bu olaylardan haben bıle yoktu. Kısa bir zaman öncesine kadar basketboi Soneto'da \ aşa> an si> ahlar arasında v a\ gın değildi. Ancak Güney Afrika teievizyonunun Amerikan bas- ketbol liginin karşılaşmalannı yayımlamaya başlamasıy la basketbole duyulan ilgi de arttı. tüm olanaksızlıklara rağmen futbolcu ve boksör yetiştirme konusunda dünya çapında üne sahip. Golf, tenis gibi spor dallan ise zenginlerin tekelinde bulunuyor. Spor, Soweto halkının zorlu yaşamını yaşanmaya değer kılan tek faktör. Büyük stadyumlan. her türlü im- kana sahip spor kulüplennde spora \erdiğı önem açısından dünyanın sayılı ülkeleri arasında yer alan Gü- ney Afrika"nm bu tür nımetlerinden Sovvetolu sporculann pek yararla- nabildiği söylenemez. Çok az Sovvetolu. beyazlann yer- leşim alanlannda bulunan spor ku- lüplerinin aidatını karşılayacak maddi güce sahip. Yine de 4 milyon insanın yaşadığı Soweto"da büyük bir sporcu potansiyeli var. Spor karşılaşmalan. Sovveto'da vaşayan siyahlarla beyazlan birara- ya getiren ortamı yaratması bakımı- ndan da ayn bir önem taşıyor. So- weto atletlen soğuk günlerde yaptı- klan antrcnmanlarda boğucu kö- mür dumanıjla kalınlaşan havayı solumak durumunda. Bunun nede- nı ise elektnklı ısınma aletlerinın pa- hahlığı. Elektnkli ısınma aletlenne gücü yetme\en Sovveto halkı. kö- mürsobası kullanarak hem kendile- rını hem de sporculannı ister ıste- mez zehırlijor. Atletlenn antren- man yaptıklan sahalann yüzeyi ise beyaz adamın dayanamayacağı ka- dar sert ve tehlıkeli. Soweto. tüm olanaksızlıklara rağ- men futbolcu ve boksör yetiştirme konusunda dünya çapında üne sa- hip. Golf. tenıs gıbı spor dallan ise zengınlenn tekelinde bulunuyor. Spor. Sovveto halkının zorlu ya- şamını yaşanmaya değer kılan tek faktör Sponsor bulmalan güç Sovvetolu sporculann sponsor bulmalan da oldukça güç. Geçen yıl. Güney Afrika'da yapılan büyük maratonda ikınci gelen Theo Rafîiri halen kendisine bir sponsor bula- mamış olmakıan şikayetçı. Johan- nesburg ŞehırTişatrosu'nda güven- lık görevlısı olarak çalışan 27 yaşın- dakı RatTın. "tenim siyah olma- saydı şımdıye kadar çoktan profes- \oneldim" divor. Ancak iş fınansal yardımla da bit- mıyor. Sovvetolu dünya hafif sıklet şampıyonu "bebek" lakaplı Jake Matlala. antrenmanlannı küçük bir salonda. 60 boksörle birlikte sür- dürmek zorunda olduğunu belirti- >or. Antrenman vapılan salonda bir boks nngı bıle bulunmuyor. Bu sa- lona birkaç km. uzakta ise Toyota tarafından yaptınlan. ancak bitişik- teki Zulu öğrencı v urdu sakinlennin şıddet yanlısı tutumlan nedeniyie boşallılan boks akademisi bulunu- \or. Aynı şekilde Arthur Ashe tarafı- ndan bir zamanlar yaptınlan tenis kortlan da kullanılamayacak hale getirilmiş. Tüm zor koşullara rağmen Sovve- to spor dünyası için gelecek yok de- mek mümkün değil. Sovvetolulann ıçindekı spor sevgisinı. ne ırk aynmı ne de zor koşullar engelleyebiliyor. Ancılığın geçmişi, eski Mısır'a dek uzanıyor Bir petek bal uğruna, zehirdolu yaşamAHMETŞEFİK TRABZON - "Daha fazla arı ürii- mi elde etmek için arıları çiçeğin pe- şinde dolaştıran insanlara gezginci ancı denir. Toprağı olmadığı için o köy, bu dağ, o o\a, bu mezra anlannı dolaştıran, parası olmadığı için şehir- de apartman katında oruramavan, örgiitü olmadığı için sesini duyura- mayan, Tarım Bakanlığfnda adresi olmayan insandır gezginci arıcılar... Evinden ailesinden uzakta, bazısı tahta barakada, bazısı bez çadırda. bazısı bir ırmak kenannda, bazısı da- ğın yan belinde, sorunları ile kucak kucağa aylarca hayatını sürdüren in- sandır gezginci arıcılar... Günlerce köye-kasabaya uğramayan, bir lok- ma taze ekmeğe hasret giden, mekanı anların yanı. sazı arıların v ızütısı, dü- ğünü arıların oğul anı olan insandır gezginci ancı... O bütün olumsu/luklara rağmen, yağmur suları ile toprağa karışıp yok olan nektarı, riizgarlar ile uçup giden poleni arüarına toplattırarak milli ekonomiye katkıda bulunan isimsiz, adressiz kahramandır." Bu duygu ve sitem yüklü sözcük- ler gezginci ancılara ait. Geçen gün- lerde Ankara"da gerçekleştirilen "11. Teknik Ancılık Kongresi"ne katılan gezginci ancılar, yetkililere genişçe bir rapor sundular. Bilimsel bir titizlikle hazırlanan rapor, ülkemizde ancılığın içinde bulunduğu sorunlar ve çıkış yollan açısından çok önemli unsurlan içe- riyor. Arkeolojik kazılar 4 bin yıl önce eskı Mısır'da ancılığın yapıldığını ortaya koydu. Ancılık Türklerde de oldukça eskilere dayanıyor. Osman- lı İmparatorluğu'nda Fatih Sultan Mehmet ve Kanuni Sultan Süley- man dönemlerinde ancılığa ilışkın kanunnameler çıkanimış. Gezgin analık. yakın yıllara ka- dar insan ve hayvan sırtında, yakın Y.apılan çeşitli istatistikler, ülkemizde toplam kovan sayısının 3.5 milyonu aştığını bunun yüzde 80'inin gezginci ancılar tarafından dolaştınldığını ortaya koyuyor. mesafelerde yapıhyordu. Fenni ko- vanlannkullanılmayabaşlanmasıve karayollannın hızh gelişimı, araç olanaklannın artmasından sonra gezginci analık iller hatta bölgelera- rası gerçekleşmeye başladı. Yapılan çeşitli istatistikler, ülke- mizde toplam kovan sayısının 3.5 milyonu aştığını bunun yüzde 80'inin gezginci ancılar tarafından do- laştınldığıru ortaya koyuyor. Tanm Bakanhğı bünyesinde daha önce oluşturulan Analık ve Tavukçuluk Enstitüsü ile büyük bir gelişme gös- teren ancılık, enstitünün kapanma- sıyla sorunlann içinegömüldü. Bun- dan sonra da analıkla ziraatçılar mı veterinerciler mi ilgilenecek bir türlü açıklık kazanamadı. Gezginciancılıkdünyanıngelişmış bölgelerinde.ülkemizegöreçokdaha çağdaş yöntemlerle gerçekleştırilı- yor. Sözgelimi bizde ulaşım için kam- yonlar kullanılırken onlarda gemi ve helikopterler ulaşımı sağlıyor. Kırsal alanlara ballı bitkilerin to- humlan uçaklarla atılıyor. Köylülere bu bitkilerin tohumlan ücretsiz olarak dağitılıyor. Bu bitki ve ağaçlann yetiştiği ormanlar, özel koruma alanlan ilan ediliy or. Bütün bunlara rağmen kovan sayısı bakı- mından dünva dördüncüsü olan Türkiye'de. ancılıkla ilgilenecek bir şube müdürlüğü dahi bulunmuyor. Analar bu durumu şöyle tanımlı- yorlar: "Anyı tammayan, balı sadece kahvaltı masalarında gören, an sok- masının acısını bilmeyen, ancının so- nınunu anlayamaz, ona çözüm bula- maz. Sırtında arı kovanı taşunayan, 36 saat uyumadan arılannı bir bölge- den bir bölgeye aktarmayaa, ko>an- ları kamyondan indirdikten üç-beş saat sonra karşısında köylüyü, jan- darmayı görüp "Buradan gideceksi- niz' tepkisiyle karşılaşmayanlar bu sorunlara çare bulamaz... An bir hayvandır ya da bir böcektir tartış- masının kısır döndüsünden kurtula- mayanlar bizi anlayamazlar..." Ancılann bu kadar kızmalanna neden olan konu. bugünkü mevzua- ta göre oluşturulan il ve ilçe komis- yonlan. Bu komisyonlarda milli emlak müdürleri.jandarma alay ko- mutanlan. orman müdürlüğü yetki- lileri yer alıyor. ama komisyonlarda analar bulunmuyor. Ancılar. idarenin bu yanlış yapı- lanmasına karşı birçok öneri getiri- yorlar. Sorunlann aşılabilmesi için üretici örgutlennin sesıne kulak ve- rilmesini, olaylara sivil bir anlayışla yaklaşılmasını istiyorlar. Ve bütün ancılıkla ılgilı kuruluşlan büyük bir organizasyonda birleşmeye çağin- yorlar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle