Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 13ŞUBAT1994PAZAR
12 DUNYADAN
OrtaAsya'daki çıkarsavaşlan
îslamm yeniden siyaset sahnesine girmesiyle Türkiye ve İran'ın Orta Asya cumhuriyetlerinde
üstünlük kurmak için başlattığı savaşta yenen taraf yok, cumhuriyetler Moskova'yı seçiyor
Y
ıIIarsüreırsuskunluk döneminden
sonra İslam dininin tekrar siyaset
sahnesinde yer almasıyla yeni dünya
düzeninJe dengeler sarsılıyor. Iki yıl öncesine
kadar İran ve Türkiye, Orta Asya
cumhunyetlerindeki dini etkinliklerde üstünlük
sağJamayanşına girmişlerdi. Ne var ki. iki ülke
de bu yanşta başanlı olamadı. Şöyle ki, Iranlı
diplomatlar gerçekçi birdille bu bolgede hiç
şanslannın olmadığını itirafederek, Orta
Asyalılann yalnızca Rusya'yı ciddiye
aldıklannı söyledi. İranlı birdiplomat, Türkiye
ve İran'ın bölgede etkiü olduklan
doğrultusunda yanlış bir kanırun yaygın
olduğunu ileri sürerek, şöyle konuşuyor:
"Türkiye Orta Asya'da İaik bir düzen sağlamak
için büyük çabalar harcadı. Ne > azık ki başarılı
olamadı, çünkü Orta AsyaJılar için yalnızca
Moskova ile kuruJacak iiişkiler önemli. Orta
Asyalı yöncticiler eskiden neyse şimdi de aynı.
Rusya'nın eski Sovyetler Birliği'nin mirasına
konmasına Batı sesini çıkartmadı. Şu anda İran
iki blok tarafından kuşatrimış dunımda: Bir
tarafta Körfez, diğer taraftan Rusya'nın
güdümündekj Bağımsız Oevletier Topluluğu."
Iki yıl önce Orta Asya'da Türklerin
öncülüğünde İaik bir düzenin kurulmasma
sıcak bakan Batılılar, bugün Rusya'nın bölgede
üstünlük kurma girişimlerini hararetle
desteküyor. İngiltere Dışişleri Bakanı Douglas
Hurd konuya ilişkin yazdığı bir yazıda
görüşlerini dife getiriyor: "Rusya şöyle veya
böyle eski Sovyet curnhuriyetlerinde >eniden söz
sahibi olacak. Bu süreçiçinde Rusya mutlaka
uluslararası gözetim altında tutulmalı; aksi
takdirde dünya barışı tehlikeye girefoilir."
Türkiye"nin Orta Asya'daki hayalleri neyazık
ki gerçekleşemiyor. Son günlerde ortaya çıkan
birtakım talihsizolaylar Türkiye'nin bölgedeki
çıkarlannı tehlikeyedüşürüyor. Orta Asya
ülkelerini de içine alacak bir iletişim ağının
kurulması çabalan, Türksat uydu projesinin
gerçekleşmemesi sonucu şimdilik durduruldu.
iran. diğer taraftan, devlet başkanlannı hedef
alan son suikast gjrişiminden sonra kendi iç
sorunlanna ağırlık vermeye başladı. Zaten
İran'm Moskova'ya meydan okumak gibi bir
niyeti hiçbir zaman olmadı. Orta Asya ile
ekonomik ve kültüre) bağlannı
kuvvetlendirmek isteyen iran, bu ülkelerle
kurduğu siyasi ilişkilerde Rusya'ya ters
düşmemeyegayretgösteriyor. İranlı birsiyasi
gözlemci, Rusya ile silah ticaretini tüm hızıyla
sürdüren İran'ın. Moskova ile iyi iiişkiler içinde
olmaktan başka çaresı olmadığını ileri sürüyor.
Diğer taraftan İran, bölgede ekonomik
işbirliğini geliştirmeye yönelik Ekonomik
İşbirliği Örgütü (ECO) üyesi olarak Pakistan ve
Türkiye ile ortak çalışmalar yapıyor.
Batı. bu gelişmelerkarşısında, Rusya Dışişleri
Bakanı Koarev'in iiberal görüşü destekler
görünürken, Jirinovski'nin temsil ettiği
yayılmacı siyaseti ne şekilde algıladığını merak
ediyor. Nevarki, Batılı diplomatlar Kozirev'in
iki yıl önce Stockholm'de yapılan Güvenlik ve
İşbirliği Konferansı'nda sarfettiği sözleri
unutamıyor. Kozirev, konuşrnasında
NATO'yu Rusya'nın içişlerinakanşmakla
suçlamıştı. Aynca eski Sovyetler Birliği sınırlan
içindeyer alan ülkeler üzerinde. Rusya'nın
çıkarlannı gözetme hakkını hala saklı
tuttuğunu belirtmişti. Sonradan bu konuşmaya
ters düşen tutumlar içinegiren Kozirev'i bir
İngiliz Diplomat şöyle değerlendiriyor:
"Kozirev 'in gerçek kimliği hakkında kesin
yargıya varamıyorum. Stocholm'dc o konuşmayı
yapan Kozirev ile, şimdiki Kozirev arasında
büyük fark var."
AnnikaSavill
The Independent
Emperyaüzmin battdakiilk yenilgisi
Domuzlar Körfezi çıkartmasının yapıldığı Küba kasabasmın gösterdiği yiğitlik unutulmadı
New VCKK Tîmes'dan Cumhurryet'e özel
K
üba'nın 1961 "de Ameri-
ka'yı yenilgiye uğrattığı
Domuzlar Körfezi çı-
kartmasının gerçekleştiği Playa
Giron kasabasında yaşayan
Anrinogenes AJvarez'in ahşap
evinin biraz ötesinde şöyle bir
tabela asılı: "Emperyalizmin
batı yanküredeki ilk yenilgisini
tattığı bölgeye hoşgeldiniz."
54 yaşındaki Alvarez, tok se-
siyle olaylan şöyle anlatıyor:
"Topu topu birkaç silahımız var-
dı, belki 16-17 tüfek. Paralı as-
kerler. karaya çıkmadan önce
açtıkJan bombardıman ateşiyie
bölgeyi temizlediklerini düşünüyordu.
Ancak, ordu gelene kadar haklayabil-
dtğimiz kadarını hakladık.'''
Eliyle onur madalyasını ovuştu-
rurken, gerisi kolaydı, diyor Alvarez,
bir yandan da filitresiz sigarasının
a
Giron haJkı, Küba ordusu gelene kadar, ellerindeki birkaç silahla idare ederek, işgalin yayılmasını önlemişti.
dumanıru havaya üflüyor. Sonra ekli-
yor: "Ertesj gün, ranklaria 20 bin asker
vardı. Yenibnemiz olanaksızdı."
Kennedy yönetimiyle genç Castro
hükümetinin bu ilk karylaşmasına
tanıklık edenlerin sayısı azalıyor.
Ancak Washington"ın işgali başlat-
mak için seçtiği bu küçük kasaba, Kü-
ba'nın güçlü komşusuyla olan bu
hırçın ilişkisini gözler önüne seren
canlı bir müzegibi.
Küba ile ABD arasındaki düş-
manlık. kasaba yaşamını şekillendir-
meye devam ediyor. Saldından kısa
süre sonra, kasabanın kahramanlığı
birkaç katlı çağdaş apartmanlarla
ödüllendirildi.
Yollar yenilendi, evlereelektrik, tele-
fon hatlan çekildi. Yeni okullar
açılmasının yanı sıra, ilk kez
sağlık için de önemli adımlar
atıldı.Kasaba sakinleri Castro'-
nun yıllar sonra bile kasabaya
gelip bahk tuttuğunu, yolda du-
rup insanlarla sohbet ettiğini
söylüyor.
Bu da, kasabalının Küba ta-
rihinin en şanlı bölümlerinden
birini yaşarruş olmanın onuru-
nu daha da güçlendiriyor. Otel
çalışanlan ise, güvenlik gerekçe-
siyle sahile gemilenn yanaşün-
Imamasından ötürü, 66 yaşı-
ndaki liderin körfeze bağlılığı-
ndan şikayetçi oluyor. Ancak
unuttuklan bir şey var, otellerin
yapımını sağlayan da yine kasa-
banın tarihi oldu.
Castro, daha çok öncede Pla-
ya Giron'u, işçilerin tatile gide-
bileceği bir yer olarak düşün-
müştü. Ancak Küba'nın Sovyet
bloğuna girmesiyle, sahil bo-
yunca kurulan bungolovlar
Rus, Çek ve Doğu blokunun
kışından kaçan başka işçilerle
dolup taştı. Kasabanın tarihine
vurulan damga ise. bu tatil mer-
kezini daha da çekici kıldı.
Sovyetler Birliği'nin dağıl-
masıyla, Playa Giron. Kanada-
lılar. Almanlar gibi Batılı turist-
lereaçıldı.
Amerikalılann Küba'ya se-
yahati sözde yasaklanmasa da,
33 yıllık ABD ambargosuna
bağlı olarak hazine ba-
kanlığının getirdiği düzenlemeler,
Amerikalılan Küba'da para harca-
maktan alı koyduğu için, seyahati de
kısıtlamış oluyor.
Hovvard W. French
Filistin televizyonu
kuruhş sancısı çekiyor
• Filistin televizyonunun hangi frekanstan ve nereden yayın
yapacağı henüz belirlenemedi. Ortada bir kanşıklık daha var:
Televizyon çalışmalannın ilerlemesi için yardım sözü veren Avrupa
Komisyonu, parayı, çalışmalarilerleyince verecek.
ağır bürokratik engelin aşılması
gerektiğini ve uluslararası
yardımın ağırlığının incele-
meleri ve kararlan geciktirdiği-
F ılistın televızyonunun ni belirtiyor. 1993te 2 milyon
haziran ayında yayına Ecu'lük(42milyarlira)sübvan-
secmesi tehlikeve eirdi. siyon sağlayan Avrupa Komis-
ikind sübvansiyonu he-
ilistin televizyonunun
haziran ayında yayına
geçmesi tehlikeye girdi.
Banş antlaşmasından sonra bir
rüya olmaktan çıkan televizyo-
nun, bürokratik ve teknik so-
runlann aşılamaması nedeniyle
ertelenme olasıhğı, konu üze-
rindeki tartışmalann alevlen-
mesine neden oldu.
Televizyonun yayına geçmesi
engelleyen nedenler, siyasal ol-
maktan çok, teknik ve yasal bir
zeminde yer alıyor. Henüz tele-
vizyonunun hangi frekanstan
ve nereden yayın yapacağı be-
u'rlenemedi.
FKÖ, Fransız hükümeti, Av-
rupa Birliş ve UNESCO ara-
sında televizyon dosyasını ko-
ordine eden Nebil Derviş birçok
yonu.
nüz vermedi.
Fransa da Filistinlilere hedi-
ye etmeyi düşündüğü yayın
arabasını frekansın belirlenme-
sinden sonra göndereceğini açı-
kladı. Yardımlar biraz fre-
kansın belirlenmesine, biraz da
televizyon çalışmalannın hız-
lanmasına bağlı. îşte burada bir
paradoks var: Televizyon çalış-
malannın ilerlemesi için gerekli
olan yardım. çalışmalar ilerle-
yince verilecek.
Gerçekte televizyonunun ya-
yına geçmesi için gerekli hiçbir
şey daha yapılmadı. Yarü tele-
vizyon sadece konuşuluyor.
Man$ Tüneli
Teknik aksaklıklar
açılış törenini gedktiriyor
M
anş Denizi'nin altından geçen tünelin. ağır yük
trenlenne aynlmış bölümünün hizmete açılması
ertelendi. Eurotunnel yetkilileri daha önce 7 mart
olarak belirlenen açılış tarihinin birkaç' hafta ileriye
ahndığını belirtti. Bu ertelemenin, arabalara ve motorlara
aynlan bölümünün 8 mayıstaki açılışının daha ileri bir tarihe
alınmasına yol açabileceği belirtildi.
Ticaret trafığini etkileyen bu ertelemelerin denemeler ve
mal yüklenişi sırasında oluşan sorunlardan ve gelecek hafta-
larda calışmaya başlaması gereken trenlerden kaynaklandı-
ğı belirtildi. Yetkıliler personelin ve sistemin Eurotunnel'in
istediği nitelik ve hizmet seviyesine ulaştığinda tünelin açıla-
cağı belirtti. Yetkililer aynca turistik geziler için daha önce-
den aynlan bilet paralannın geri verileceğini belirtti.
Konuşulanlann yaşama geçiril-
mesi için yayın yapılacak yerin
ve teknik donanımın seçilmesi,
yapının oluşturulması, ekibin
toplanması ve programlann ta-
sarlanması gerekli.
Nebil Derviş'e göre, zaman
kaybedilmişse de bu o kadar
önemli değıl, çünkü televizyon
bir günde kurulabılecek bir şey
değil. Dervış, "İsrail, UNES-
CO, Avrupa Birliği gibi ulusla-
rarası kuruluşlarla çalışıyoruz.
Her şeyin kurala uygun ounası
gerekli" diyor.
Filistin'in Paris'teki genel
temsilcisi LeyJa Şahit'se tem-
muz ayında ilk kez düzelenlene-
cek şeçimler için radyonun ve
televizyonunun haziran ayında
hazır olmasının demokrasinin
yerleşmesinde önemli bir etken
olacâğı düşüncesinde.
FKÖ, radyonun kurulması
için BBC ile antlaşma yapar-
ken. televizyon için Fransa'yla
anlaştı. Televizyonun daha ça-
buk ve iyi bir şekilde kurulması
için UNESCO da devreye girdi.
Ama Avrupa Birliği'nin yapa-
cağı yardım ve katılım televiz-
yonun kurulması için çok
önemli.
Kohuyla yakından ilgilenen
uzmanlar ve siyasetçiler. gerçek
tartışmalann frekansın belir-
lenmesinden sonra ortaya çıka-
cağını belirtiyor. Gerçekten de,
büyük olasıhkla FKÖ deneti-
minde olacak televizyonunun
yayın ilkelerinin, çoğulcu ve de-
mokratik bir Filistin televizyo-
nu isteyen çoğunluğun beğeni-
sini kazanma olasıhğı oldukça
düşük. Aynca bu tür bir televiz-
yonunun profesyonellikten
uzak olmasından ve bir propa-
fanda aracına dönüşmesinden
aygı duyuluyor.
Catherine HumbJot
ORTADOĞU YAĞ.VfLH DUASINA ÇIKTT: Ortadoğu'da sorunlann ardı arkası kesOmi-
yor. Savaşlar degilse, doğa insanlann yüzünü güldürmüyor. Geçen gün binlerce CrdünJü, Or-
iadoğu'vu bugünlerde kasıp kavuran başka bir sorunu ajt etmek için biraraya geldi: Kuraklık.
Kral Hiiseyin (ortada) ve kardeşi de yağmur duasına çtkanlar arasında yer alıyordu. Duadan
önce, Yaser Arafat. çarşamba günü Kahire'de imzalanan FKÖ-İsrail güvenlik antlaşmasının
bir kopyasını vermek üzere Kral'la buluşmuştu. Salı günü FKÖ'yü kendisiylc daha yakın iiiş-
kiler kurmamakla suçlayan KraJ Hüsejin, bumuı üzerine, Ürdön'ün Fib'stinlileri destekJeme-
ye her zaman hazır olduğunu tekrarladı.
• • ••
ISTANBUL BUYÜKŞEHIR BELEDIYE
BAŞKANLIĞrNDAN İHALEİLANI
MODA KURBAĞALIDERE ARASI SAHİL
DÜZENLEME İKMAL İNŞAATIİŞİ,
YEŞİLKÖY ÇİROZ PLA JI SAHİL DÜZENLEMESİ VE
İTFAİYE BİNASI İKMAL İNŞAAT İŞLERİNİN
İHALELERİ YAPILACAKTIR.
I - Moda K urbağalıdere arası sahil düzenleme ikmal inşaatı işi H .000.000 000.- TL + KDV samJ değerie ihalesi
vapılacaktır
Geçıa teminatr 330 000.000.- TL
Şannamesi: 1 ;.000.000-TLbedelle Yapı İşl. Müd.'densatıııalınabilir.
2- Yeşılkö> Çıroz Plajı sahıl düzenlemesi ve itfaıye binası ikmal mşaaü ış> 10.500.000.000.- TL -ı- KDV sanıl Oe-
eerle ıhalesı yapılacaktır.
Geçıcı t'emınatı: 315.000.000.- TL
Şartnamesı 12.000.000- TL bedelle Yapı İşl. Müd.'den satın alınabilir.
Yukanda yazıh işler 24 Şubat 1994günü saat 11 00'de Istanbul Büyükşehir Beledıye Encûmeni'nde 2886 sayılı
Devlet Ihale Yasası'nm 36. maddesine göre Kapalı Zarf Eksiltme usulü ile şartnameleri uyannca ayn ayn ıhalesı
yapılacaklır.
Ihalelere katılmak ısteyenknn, ihale tarihınden en az 5 (beş) işgünü önce beledıyeye muracaat etmelen gerek-
mekle olup. şartnamelerinde yazılı belgelerle birfikte tekliflerinı ıçeren kapalı zarflannı da en geç ıhale gunu saat
10.00'a kadar lstanbul Büyükşehir Beledıye Encümenine teslım etmeleri gerekmektedır.
llanolunur. Basın: 19619
AJNKARA NOTLARI
MUSTAFA EKMEKÇt
MusaEmmi'ninRomam..(1)
Musa Uysal, "Ardıç Yayınları"ndaçıkan "NeredenNere-
ye?" adlı yapıtmı imzalarken, şunları yazmış:
"Dostum, tüm öğretmenlerin dostu Sn. Mustafa Ek-
rnekçi 'ye sunmaktan mutluluk duyuyorum. Saygılarımla."
Musa Uysal, emekli öğretmen. Arkadaşları O'na, neden
"Emmi" adını takmışlar, bilmiyorum. Ama, û'nun adı he-
men hemen hiç söylenmez, herkes "Emmi" der. Emmi
aşağı, Emmi yukarı. Kitabının sunuş yazısında şöyle diyor:
"Şimdiye kadar öğretmen örgütü dergilerinin dışında
yazı yazmadım. Kitap hiç yazmadım. Yazmaya da heves
etmedim. Ama Anadolu insanının yaşamı, geçim koşulları
hep ilgilendirdi beni. Geleneklerini, törelerini inceledim,
şakalannı, esprilerini dinledim. Onlarla beraber oldum;
beraber yaşadım. Askeri darbelerle gelen ara rejim hükü-
metlerinin hışmına uğradım, defalarca tutuklandım, yıliar-
ca hapis yattım. ilginç olaylara tanık oldum. Yurdun her
tarafından gelen insanlarla tanıştım.
Ülkemizin birçok yerlerınde öğretmenlik yaptım. Bildik-
lerimi öğrettim. Halkımızdan çok şey öğrendim. 12 Mart, 12
Eylül askeri darbesi ile gelen ara rejim hükümetlerinin,
halkın özgürlüğüne uzanan ellerini, susturmaya çalıştıkları
dillerini ve anaların babaların kırılan gönüllerini gördüm,
yaşadım bunları..."
Musa Emmi, yaşadıklarını hiçbir şey katmadan, süsle-
meden yazayım dıye düşünür düşünmesıne ama, bir türlü
yazmaya cesaret edemez. Dostları öteden beri yazmasını
istemektedirler. Bunu da şöyle aniatır Musa Emmi:
"... Köy Enstitülerinın kuruluş yıldönümünde, akşam ye-
mekte öğretmen yazar Mahmut Mafcal ve eşi Naciye Ma-
kal'/a beraber olduk. Bir anımı anlattım, Naciye Makal
bunlarm yazıya dökülüp kitap haline getirilmesini önerdi.
Kitabın adını da, 'Nereden Nereye?' koydu. Böylece başla-
dım bu kitabı yazmaya. Ama çok zor karar verdim. Kitap
yazmaya karar vermek zor benim için. Savaşa girmekten
daha zor çünkü. Şizin karşınıza çıkacağım, kolay mı? 65
yaşmdan sonra kitap yazmaya soyunmanın ne demek ol-
duğunu düşünebiliyor musunuz? Ama eksiklerimin hoşgö-
rüleceğine inanıyorum."
önce, Musa Emmi'yi bu kitabı yazmaya yüreklendirdiği
için Naciye Makal'ı kutiamak istiyorum. Geceler boyu kitabı
elımden bırakamadım.
Kitap, Musa Emmi'nin çocukluğu, Köy Enstitülerine giriş
serüveniyle başlıyor. Babası cezaevindedir. Birdanayı sa-
tarak, Köy Enstitüsüne gidiş parasını sağlar, küçük Musa.
Ama, bu anasının tek danasıdır. daha büyüyüp öküz olacak,
çifte koşulacaktı. Musa, danayı anası uyurken ahırda çöz-
müş, pazara götürüp satmıştır. Cezaevine gidip, hapis ya-
tan babasına durumu aniatır. Şöyle yazar Musa olayın
burasını:
"... Babama açtım Köy Enstitüsüne gideceğimi. Hapisten
çıkıncaya kadar beklememi istedi babam. 'Arkadaşlarım
hep gidiyor, ben de gideceğim' dedim. Engel olamayacağı-
nı anlayınca izin verdi bana: 'Madem ki o kadar ıstıyorsun,
git; arkadaşlarından ayrılma' diye de tembihledi.
1940 yılları paranın kıt, geçimın zor olduğu yıllardı. On iki
lira yol parasını ödeyemeyeceği için yatmıştı babam başka
insanlar gibi hapıste... O yıllarda tahsildar köye gelir, bor-
cunu ödeyemeyenlerin kabı kacağı haczedilirdi. Yetkisi
vardı tahsildann.
işte böyle, yokluğun, yoksulluğun kol gezdiği yıllarda gi-
diyordum Köy Enstitüsüne. Babam üzülüyordu; 'Anan şim-
di parayı nerden bulsun? Kime emmi desın? Kime dayı
desin? Netsin neylesin de sana harçlık verebilsin?' dedi.
'Kara danayı pazara götürdüm, on iki liraya sattım' dedim.
Babam, gözümün içine baktı, gülüştüler mahkûmlar, 'Afe-
rin, iyi yaptın' dediBayındırlı Bahri Baba. 'Helal olsun kara-
aslanım, kara dana sana
1
dedi Çayköylü Halil Ağa: tavrım,
tutumum hoşlarına gitmiş gibi geldi bana.
Babamın yeşil gözleri doldu, boynunu uzattı, yutkundu...
Dudakları titredi. Benim başarıma mı sevindi, kara dananın
satılmasına mı üzüldü, Bilmiyorum..."
Musa Emmi, Köy Enstitülerinde geçen yıllan anlatmıyor.
Onlar nasıl ofsa, çok yazılıp çizildi dıyor. Halkı, halkın yaşa-
mını anlatmayı yeğliyor. Köylüler, şakalaşmadan, espri
yapmadan durmazlar. Kentliler, onlarınyanındahaltetmiş.
öğretmen Musa anlatıyor köylülerı:
"Kuraklık gitti o güz. Yağmadı yağmur. Tavlanmadı top-
rak. Bir perşembe günüydü. Havadaki bulutlar hareketlen-
meye başladı. Biraz da yağmur atıştırdı bizım köye. Bizim
köyün köyler arasındaki adı Ağda-Âkdağ dır. Resmi adı ise
Devletoğlan'dır. Komşu köyden Nalbant Ali, 'Ağda'ya iyi
yağmuryağıyor' demiş. Hasilibakmışbakmış, 'Yok, demiş,
bundan Allah'ın haberi yok. Yoksa yağdırır mıydı o deyyus-
lara?' demiş.
Şartlar ne olursa olsun bizim yöremizin insanları şaka-
laşmadan duramazlar. Murtaza 'nın odasının önünde üç
kişi yere çömelmiş, Bu sene yağmur da yağmadı. Kurak-
lıktan halim/z nişaal (nasıl) olacak?' 'Karışma Allah'ın işi-
ne. O isterse yağdırır, istemezse yağdırmaz'. Üçüncüsü
söze karışmış: 'Şaparım bu işı, geçen sene karışmayalım
dedik, temelli batırdı bizi' deyince kahkahalar yükselmiş
Murtaza'nın duvarının dibinde. Sen Ebu Lehep misin Al-
lah'a şır koşacak?' diye takılanlar da olmuş öteden. O yıl-
larda bütün köylerde okulların açılması, gâvurca okutulma-
sı hoşuna gıtmemiş Rabbilalemin Zülcelal Hazretleri'nin.
0nun için, bazankuraklık, bazan zelzele, bazan dolu yağdı-
rıyor diyen mollalar da vardı.
Çok geçmedi, halk birden uyandı. Okullar kız-erkek öğ-
rencilerle doldu. Ne gâvurca, ne Müslümanca lafı edildı.
Herkes çocuğunu okutabilmek için ne emeğını esirgedi, ne
de parasını..."
Musa Emmi'nin kitabını okuyunca, geldiğimız günlere
bakıp, kara kara düşüneceksiniz. Kalemine, emeğıne sağ-
lık Musa Emmi!
BÜLMACA
1 2SOLDAN SAĞA:
1/ Son günlerde oldukça
popüler olan ve müzik eş-
lığinde yapılan bir çeşjt
jimnastik... Hamile. 2/
Yırtıcı bir hayvan... Tan-
nlann kralı sayılan eski 4
MısırTannsı.3/Terbiye- c
siz kimse... Bağlama ve
birleştirme işlemlerinde 6
kullanılan ağaç çivi. 4/ -j
Büyüteç... Balık akını. 5/
Amerika'nın nemli or- 8
manlannda büyük sürü- g
ler halinde yaşayan kemi-
rici bir hayvan. 6/ Değerli bir süs
taşı... Doİcu teli. 7/ Yahudilerin
inandıklan çöl şeytanı... Radyum
elementinin simgesi. 8/ Tane.
adet... Kastamonu'nun bir ilçesi.
9/ Kendisine inanılan kimse...
Asya'da bir ırmak
YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/
Manisa yakınlannda bir dağ.. Pa-
ralı oyunlarda kâr ve zarar olma-
dığını belirtmek için kullanılan
şözcük. 2/ Rehin... Saz şairi. 3/
İlaç... Ortaoyununda zurnaya verilen ad. 4/ Temiz... Sonbahar-
da kuruyup dökülen ağaç yaprağı. 5/ Huysuz. çirkin ve yaşlı
kadın. 6/ Eski bir Fransız halk dansı... Samit de denen ve sözsü*
oynanan köy seyirlik oyunlannın genel adı. 7/ Beyaz mermerde
bulunan sert kısım... Bir nota. 8/ Bir ilimiz... Asya'da bir ülke.
9/ Kuran surelerinin bazılanm içine alan küçük kitap... Yüklü
geminin bordasındaki su düzeyi ile boş geminin bordasındaki
su dûzeyi arasında kalan bölûm.