Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 13ŞUBAT1994PAZAR
10 PAZAR KONUKLARI
Jstcmbıdlkıbaşkanhkiçinhodri tneydanSUNUŞ: Türkiye çapnidayerelyönetimseçimlerinin adayları dehşetlibirseçitn çalışmasınagiriştiler.
yapünıasma tam tamuıa 49gün kaldı. İstanbul'dabüyükşehir Televizyonlarda,yazılıbasındasüreklidemeçleriçıkıyor,
olsım, diğer ilçeler olsım.seçimekatılan bütünpartilerin lıalka bolbol vaatlerdebulunuyorlar. Bu haftaki
konuklarımız olarakbiz de IstanbulBüyükşehirBelediye
Başkanlığı 'naadaylıklarınıkoyan ANAP'lı İlhan Kesici ve
RP li Tayyip Erdoğan'ıseçtik;seçim öncesigörüşlerinialdık.
Söyleşi Leyla Tavşanoğlu Konuklar DhanKesici ANAP Ist. Bld.Bşk.Adayı TayyipErdoğan RP Ist.Bld. Bşk. Adayı
İLHAN KESİCİ
1948 vılııuJaSıvastadoğdu.ODTÜvübitirdi. Yurtdışındaeğitimgördii. 1977'deDPTyegirdi. 1985-87dönemindeBürüksel-
de A f nezdiııde Türkiye Daiıni Temsilci vardıma/ığı yaptı. DPT'de müsieşarlık görevine geiirildi. D YP Kongresi'nde GIK
üyesiseçildi. Politikaya ağırlık verdi ve ASAP'tan Istanbul Belediye Başkan Adayı oldu. Kesici, Binhan Demirel'le evli.
stanbul bir sonınlar yumağı olarak niteleniyor. Bu so-
runlar yumağıyla uğraşmak DPT Müsteşârlığı yapma-
ya benzeyecek mi sizce?
KESİCİ - Benziyor. Belkı bir anlamda Planlama
Müsteşarbğı'ndan kolav taraflan var. bir anlamda da
zor taraflan \ ar. Ama bana göre İstanbul'un sorunlan
çözülebibr sorunlardır. Üstelik bugüne kadar çözül-
memesını de yadırgıyorum. Ben bunu eskı yönetidlerin daha az
ehıl insanlarolmalanna bağbyorum.
- Peki bu sonınlann çözüîmesi kişilere mi bağlı sizce?
KESİCİ - Dünyanın her yarunda her organizasyonun perfor-
mansı ıçın bırincı adamlarçok önemlıdir. Bırinci adamlann hem
kaliteleri, kalifıkasyonlan. "background"lan. buna bağlı olarak
da bir ekiple birlikte sorunlann altına girmeleri önemli. Burada
önemli olan. Anglosakson deyimıv le 'problem solving appro-
ach." Yani bir problem var. Bu problerrun çözümüne yaklaşım
tarzı. Şimdiye kadar bu yaklaşımın çok rasyonel olması lazımdı.
Bu da yıne birinci adamlann özellıklenne bağüdır. Düzgün in-
sanlar geürse bu sorunlar çözülebilir sorunlardır.
- .Ama Istanbul farklı bir büyük şehir. Biiyük ölçekli bir Avnıpa
ülkesinden farksız...
KESİCİ - E\et. ama dünyada başka büyük ölçekli Avrupa ül-
kesı var. \ew York 17-18 milyonluk bir kent. Sadece gece nüfusu
3-4 mılyon. Londra. Pans...
- .Ama bunlaria kıyasladığınız zaman o kentlerde plan var, İstan-
bul'da plan yok...
KESİCİ- E\et. yok.
Yabancılar bızden daha
ivı dışandan bakabib-
>orlar. İstanbul'u self-
governing cıty'. yanı
kendi kendini yönetebi-
len kent olarak tanımb-
vorlar.
- Bazüarı da İstanbul'-
yeraltından yönetildi-
ğini söylüyor...
KESİCİ - Sahipsizbk.
yönetim boşluğu olursa
bir yönetim bir şekilde
bir yerini doldunır.
İstanbul öyle görünü-
vor.
- Siz bu boşluğu nasıl
doldurmayı planbyorsu-
nuz?
KESİCİ - Istanbul
Belediye Başkanı'nın
ebnde hatın sayıbr yet-
kiler vardır. Bunu d'oğ-
ru kullanabilecek insan-
!ann ebnde kent ya-
şamını yönlendirebile-
cek özellığıniz olur. Ye-
raltından vönetılmesi-
nin belediyeyi. bir de vi-
layeti ilgilendiren bö-
lümleri \ar. Belediyeyi
ilgilendiren bölümlerin-
de. daha çok imarlaş-
mada var. Belediye
ımarlaşmayı bır düzene
sokamazsa. öncülük
edemezse başka bınleri
eder.
Isınma sisteminde bir
düzen koyamazsa baş-
ka birilen kendi düzen-
lerinı koyarlar. Bu an-
lamda beledıyenın yön-
lendırici. öncü yönetim
olması lazımdır. Bir de
İstanbulda "law and or-
der" vok Yanı kanun
venızam Bu bırdenbire i
yüzde yüz teessüs ettiri-
lır mı? Bence ettırilir. Yüzde yüze bir günde ulaşamayabilirsıniz.
Ama başlarsanız o yönde gebşır. En tipık ömeğı İstanbul'da v ar.
ama bütün Türkıye'de benım görebildiğim. kurallara. hukuka
uygun çabşmak. uygun yaşamak ısteyen insanlar kuralsızlar ta-
rafındanhaksızrekabetemaruzbırakılıyorlar. Kural tanımayan.
kural tanımamakta direnen ınsanlar daha kazançb oluyorlar.
Bu. İstanbul"da çok bebrgjn. Onu duzene koymak lazımdır. Ko-
nulabıbr de.
- Türkiye'de bir belediye vasası var. 1930 yılından kalma. 1984'-
te 3030 sayılı büyükşehir yasası çıkarıldı. Sizce bu yasalar bugün
özellikle büyükşehirieri yönetmekte yeterii midir?
KESİCİ - Benim Türkıye'deki yasalarla ılgılı genel kanım şu:
Yasalar, yönetmelikler, tüzükler. bunu bıçimlendıren hukuki ev-
rak müsamahasız bıçimde hazırlanıyor. Sonra da kaçınılmaz
olarak müsamahab biçimde uygulanıyor. Oysa bizım hayatımızı
yönlendiren kurallann, çerçevenın müsamahab bıçimde hazır-
lanması. sonra da müsamahasız bıçimde uygulanması lazımdır.
Beledıyeler de öyle. Yasalar normal. düzgün insanlar için adım
atsalar yasaklarla doludur. Ama o yasaklara uymak mümkün
olmadığı ıçın dc uygulamalar müsamahab halc gcliyor. Bır yan-
dan sız müsamahasız bır davranışla karşılaşıyorsunuz. ama bazı
ınsanlara da fazlasıyla müsamaha gösıenldiğjnı görüyorsunuz.
Bu da toplum vıcdanını rahatsızedıyor.
Bır hükümet bir belediye yasası çıkaracaksa, bunu kapalıkapı-
lar ardında komısyonlar manfetiyle vapmak yerine. "Ey ahali.
Duvduk duymadık demeyin. Ben bir belediye yasası çıkarıyonım.
Bu hem devieti. hem halkı çok ilgilendiriyor. Bunun vaklaşık süresi
bir y ıldır. Herkes aklında fıkrinde ne v arsa buna katılsın. Gördüğü-
müz en iyi belediye yasasını çıkaraJım" dcncbılır. Öy le bır belediye
yasası çıkmış olsa çok daha doğru olur.
- Gelişmiş dünyada demokrasinin temel taşları olarak kabul
cdilcn yerel yönetimler sizce Türkiye'de gerçekten demokratik
midir?
Kentin nizamve
kanunu yok
^Tarikatlar DYP'yi destekliyor,
denebilir mi? Bildiğimiz kadanyla
RP'yi destekleyen tarikatlar var,
muhtemelen ANAP'ı
destekleyenler vardır. Bu olabilir.^
• Başkan
KESİCÎ - Hayır. daha demokrat hale getinlebüir. Bundan
sonraki demokrasi tanımının dünyada yüzyıllık bir gelişimi var.
Ben 21. yüzyıldakı demokrasi tanımını yerel yönetimlere daha
çok hakiar. paylar. özerklikler veren demokrasiler olarak anıla-
cağı düşüncesindeyim. Türkiye koşullannda yerel yönetimi ikiye
de bölmek mümkün. Yerel yönetimlerin bir bacağı belediyeler.
bir bacağı da il özel idareleri ve vilayet yetkilileridir. Merkezi ida-
relerin yetkilerinin bir bölümünün valiliklere devredilmesi de ye-
rel yönetimJere verilmiş olan bir pay demektir. Ama burada asıJ
dikkat edilmesi gereken şey bence seçimli organizasyonlara daha
çok yer verilmesidir. Yerel yönetimleri daha çok güçlendireceğiz
derken vilayet yönetimlerini güçlendirip belediyeleri olduğu gibi
bırakırsaruz. asıl istediğimiz yerel yönetimlenn güçlendirilmesi
noktasına gelinememiş olur. Asıl olan. bu yetkilerin daha çok se-
çimli kurumlara. yani belediyelere de\ redilmesidir.
- Biraz önce İstanbul'un veraltından yönetildiğinden söz ettik. İs-
tanbul'un en biiyük sorunlanndan biri arazi mafyalan. Ayrıca belli
bir bölgede iki katlık bir imar izni bulunurken bakıyorsunuz avnı
yerde on katlı apartman çıkmış. Bunlara karşı ne gibi önlemler al-
mayı düşünüyorsunuz?
KESİCİ - Belediyelerin asli görevlerinin başında kentleşme
var. Nüfus artış hızı bib'nen yerlerde bunu temin etmek biraz da-
ha kolay. Amajstanburun nüfus artış hızı kontrol edilebilirliğin
biraz üstünde. Önemli bir göç olayı \ar. Bunu kendi tabii sey rine
bırakjrsanız bugünkü gibi kapanın ebnde kalır. Polis gücü. zapti-
ye gücü. devlet gücüyle önlemek mümkün değildır. Belki kısmen
orada başanb olunabilir. Ama
İstanbul'un o organizasyonu da
yoktur. Geriye kalıyor gerçek
çözüm alanı. Bu da her yıîgelen
250-300 bin kişiyi yerteş'ürebile-
çek arsalann üretimidir. Biz
İstanbul'da yerleşimleri hektar
başına 250 kışiye oturtabilirsek
bu makul bir yoğunluktur.
Buna bağb olarak da her yıl be-
lediyenin 250 bin kişi için bın
hektarbk arsa üretebilmesi
lazım. İstanbul'un gerçek eksik-
bği budur. Bu da planlama ge-
rektinr. Dünyada planlamanın
kalkmayacağı tek yer belediye-
lerdir.
Istanbul o bın hektarbk arazi-
yi çok rahat üretebilecek ka-
pasitededir. Yeterlı coğrafyası
vardır. Kent rantlan çok yük-
sekür. Bu kent rantlanndan da
birileri istifade eder. Kent yöne-
ticileri bu kent rantlanndan
kendileri faydalanmak ıstemı-
yorlarsa, bu rantlan da yedir-
mek istemıyorlarsa insanlar bu
rantlardan çok kolaybkla fay-
dalanamazlar. Bunun bir örne-
ği Park Oteli'dır. Buradaki rant
çok yüksektir. Aşağı yukan 2
trilyon lira eder. Yani bir imza
bir insana 2 trily on lira kazandı-
rabildiğı gibi 2 ırilyon lirasına
da mal olabilir. Burada ölçü
daha önce ılan edilen ölçülere
uymak olmabdır Kentin silue-
tinin bozulmasını ıstemiyor-
sanız bunu ılan etmeniz. kural-
lan baştan düzgün koymak veo
kurallan uygulamak lazımdır
Planlamacılık yapmazsanız o
rantı dilediğinıze verebilirsıniz
ya da vermezsinız. Böylecc de
IstanbuPdakı kargaşa ortaya
çıkar.
- Buna bağlı olarak yerel yöne-
ticilerde bir ahlak erozyonu da
ortaya çıktı. Yerel yöaeticiler
için şimdi bir ahlak şartı hazı-
rlanıyor. Siz bunu nasıl karşıJıyorsunuz?
KESİCİ - Binnci adamlann rüşvet ve kayırmacılığa karşı g-
kan kışıler olmalan lazım. Kendilerinin karşı çıkmalan da yet-
mez. Çevrelerindekı ınsanlann da bu ışten nasiplenmelerine izin
vermemelen lazımdır.
- Ama siz bunu şimdi yine kişilerin dürüstlüğüne bırakıyorsunuz.
KESİCİ - Öncelıkle kurallan peşınen koymamız lazım. Emsal-
lcr. katsayılar. yapılaşma izınlen fılan .. Bunun ardından da yö-
netıcılenn bunlan uygulama azminde olan kışiler olmalan gerek.
Bunu kontrol edecek olan da kent halkıdır İşte burada Baub de-
mokrasılerin "non-governmental organizastions" dedikleri orga-
nızasyonlar çıkıyor ortaya. Bunlar devlet dışı organizasyonlar.
Kışinin. bu kcntı kurallara, yasalara göre yöneteceğim, dcme-
si, bundan saptığı zaman da birilerinın ona, dur hemşerim, deme-
si lazım. İstanbullu bir hcmşehricilik ruhu, daha örgütlü bir itı-
razcılık içinde olsaydı şimdi şikayet ettiğimiz hususlann bır bölü-
münc bclkı cngcl olunabilirdi. İnsanlann, bir şcyden hoşlan-
madıklan zaman bunu sadece evlerinde dillendirmek yerine, bi-
raz daha örgütlü halde bazı şeyler yapabilmcye çalışmalan lazım,
diyc düşünüyorum.
- İstanbul'da tarikatlar DYP'yi destekliyor. Sizi neden destekle-
miyorlar?
KESİCİ - Tarikatlar Refah'ı mı DYP'yi mi destekliyor? Onu
bilmiyorum. Aslında bu larikat mcsclelcrini dc bana sorarsanız
Türkiye çok iyi biliyor dcğil. Bence Türkiye çok şeyi doğru bılmi-
yor, doğru takip ctmiyor. Yakın larihini dc doğru bilmiyor. ken-
di dcmokratik, kültürcl yapısını da doğru bilmiyor. Tankat işlc-
rinı dc çok doğru bildiği kanısında değilim. Tarikatlar DYP'yi
destekliyor. denebilir mi? Bildiğimiz kadanyla RP'yi destekleyen
tarikatlar var. muhtemelen ANAP'ı destekleyenler vardır. Bu
olabilir. Ama hüküm tarzında şu kadar larikat şu partivi destek-
liyor. denılebilır mi? Ondan çok emin değilim. Belki sadece yoru-
mu yapılabılır.
RECEP TAYYİP ERDOĞAN
Orıaöğrenimini Istanbıd İmam Hatip Lisesi ve dışandan Eyüp Lisesi'ndeyaptı. Yükseköğrenimini İİTİA 'da lamamladı.. Lise-
devken çeşitlikulüplerdefutboloynadı. Almanya ve İsviçre 'de belediyecilücle ilgiliçalışmalaryaptı. Siyasiyaşamı I974'te MSP
gençlik kollannda başladı. 1985'ten buyana da RP'nin Istanbul İl Başkanlığı ve MKYK üyeliğigörevleriniyürütüyor.
P'de bir imaj değişrirme, değisim. yenilenme çauş-
ması başlatüdı. Sizce bu, RP\e artı mı yoksa eksi
puan mı kazandırdı?
ERDOĞAN - Bunu yenilikçıbk olarak takdım et-
meyi uygun görmüyorum. Çünkü RP hiçbir zaman
eskimedi. Düşüncesi, karakteri itibariyle her zaman
yeni, her zaman diri ve her zaman genç. Sadece bura-
da açıbmda bir farklıbk vardır. Bu açılımı düne kadar topluma
yansıtamayan bizlerin, şu anda topluma yansıtmaya başladığı-
mıza inanıyorum. Burada halkımızın bizi anlaması değil, bizim
kendimizi halkımıza anlatamamamız söz konusuydu. Şu anda
halkımıza kendimizi anlatma imkan ve fırsatını yakalamış du-
rumdayız. Modern çağın ortaya koymuş olduğu birçok iletişim
imkanlannı yavaş yavaş devreye soktuk. Bu devreye sokuşta sa-
ğolsun medyanın bize olan tavn bızi çok ciddi biçimde teşkilat
çalışmasına itti.
Bugün biz teşkilatlanmada hakikaten hiçbir siyasi partinın ge-
lemediğj noktaya geldik. Genel merkezınden mahallesine, hatta
sokağına vanncaya kadar bir teşkilat ağı kurduk. Ben buna fut-
boldakı "adam adama markaj" terimini yakıştırdım. Adam ada-
ma markaj şu anda yerleşmiş durumda. İstanbul'da bizim üyemi-
zin diğer parti üyelerinden farkb bir yanı var. Diğer partilerin üye
olmak suretiyle güya taraftarlan vardjr. Ama bizim partimizin
inananlan vardır
Çünkü gelirken bir nimete değil. bir külfete ortak olmak üzere
geliyor. Bunu diğer partilerde görmemtz mümkün değil. Oralar-
da "Oğlumu işe sokacak
mtsaı?", "Benim şu kaçak
inşaatın nıhsatını verecek
misin?" diye gelir. Ama biz-
de böyle gelen hiçbir za-
man hoş karşılanmaz.
İstanbul'a gelecek olur-
sak... Kadınıyla erkeğiyle.
şu anda 26 bine ulaşan üye
sayımızla çalışıyoruz. Bu.
her geçen gün de daha ran-
tabl halegelivor.
- Kadumla erkeğivle, de-
diniz. kuran'ın ilkelerini te-
mel alan, şeriata inanan bir
parti olarak Kuran'da
kadının hakkımn varım ol-
duğu göz önüne alınınca,
yarım olan kadının hakkını
RP bürüne yükseltebilecek
mi?
ERDOĞAN - İki şeyı
bırbınnden avırmamız ge-
rek. Her şeyden önce RP
bir din, RP eşittır İslam de-
ğıldır. Türkıve'de RP'nın
yönetıcilen olarak biz
Islam önceliklı bır yaşam
tarzını benımsemiş insan-
lanz. Türkiye'nın bugün
yüzde 99'u. "İslam benim
vaşam biçimimdir" diyor.
Ama tabıı her ferdin kendi
dünyasında eksılen vardır.
artılan vardır. Bu eksiler
bende farkbdır da bır baş-
ka kardeşımde daha
farklıdır.
- V ani bu toplumun geie-
ceği İslami yaşam biçiminde
mi? İslam 1400 küsur yıl
önce kurulmuş bir din. Yani
geleceğimi/i 1400 küsur yıl
öncesine mi bağlayacağız?
ERDOĞAN -Bır defa
burada bır vanbşınız var.
Bu yanlışı bır Müslüman
gibi sormuyorsunuz. fslam
1400 yıl öncekı bir din de-
ğil. İslam zaman vezemine.
bütün çağlara hıtap eden
bir dındir.
İslam. tahnf edilmış. bozulmuş. bütün etkısı ortadan yok edil-
mış olan bır Hıristıyanbk değıldir. İslam. bütün çağlara hıtap
eden. her asırda daha yenı olduğu anlaşılan bir dındir. Bugün
İslamın haneı kuralı üzenndeoturupfarklı bır tartışmaya girdıği-
nız zaman yepyenı bır din olduğunu görürsünüz.
Çağdaşlığı ne vazık ki yanlış tarif etmışler. Modernizm. çağ-
daşlık adına bugün dünyada ne yazık kı insanlar kanlanyla. ce-
setlen>le ödüyorlar bunu. Bır pazar yerınde 67 kışiyi katletmek.
yüzbınlerce ton bombavı bır körfeze} ağdırmak mıdır çağdaşbk?
- Din adına Snas'ta yapılan katliam ne oluyor peki?
ERDOĞAN - Oradakı şeyınıze keMnlikle katılmam mümkün
değil. Bır defa kesinlikle Sıvas olaylan din adına yapılmamıştır.
Oniar övle bır anlatma hakkına sahip olduğuna göre ben de
farkb bır anlatma ve anlama hakkına sahibim. Ben aynı yorum-
lan kabul etmıyorum. Sıvas'ta yapılan olaylar din adına dıye bır
şey söz konusu değil. Sıvas'ta ne yazık ki bir mezhep farklıbğı is-
tısmar edilmiştır. Onu tasvip etmek, onaylamak, takdir etmek
mümkün değildir. RP, en tepesinden en tabanına bu konunun
karşısındadır ve dışındadır. Türkıye'de dökülen kanın altında
RP hiçbir zaman olmamıştır. Bunu hiçbir zaman ispatlamamı-
şlardır ve ispatlayamayacaklardır.
RP. geldiği günden bugüne Alevi-Sünni aynmının karşısında
olmuş bir partidir. Sizin içinızde niye Aleviler yok, diye soruyor-
lar. O gün gelmemişti, ama bugün geliyor. Şimdi bizim kadro-
lanmız içinde Alevi vatandaşlardan adayiığını koyanlar başladı.
RP'ye bir Alevmin girmesine tahammül edemeyenler mankenlik
mesleğini bırakıp partiye giren bir kişiye tahammül edemiyorlar.
- İnsanlar orada bir tür çelişki göriiyorlar...
ERDOĞAN - Nıçın? RP hiçbir zaman kapılannı bu tür an-
layışlara. bu türinsanlara kapamamış ki... Bu bırarz-talepmese-
lesıdir.
- RP üst düzey yöneticilerinin eşlerinin başlarını bağladıkiannı
bilivoruz. Sizin eşiniz de başını bağlar mı?
ERDOĞAN - Tabıı bağlar.
para israftır
^Teşkilatlanmada hakikaten hiçbir
siyasi partinin gelemediği noktaya
geldik. Genel merkezinden
mahallesine,sokağına vanncaya
kadar bir teşkilat ağı kurduk.
- Niye?
ERDOĞAN -Inancından... İslam böyle emrettiği için...
- Buna karşın başını, bacağını, göğsünü açan bir mankeni de par-
tiye kabul edebili.vorsunuz...
ERDOĞAN - Az önce bir ifade kullandım. İslamıyet bu- yaşam
biçimidir, dedim. Eksileri. artılan farklıdır. Bugün haşı açık olan
yann yine başı açık olur diye bir kaide yok. Ben sizinle 100 sene
öncesine, zaman tünelinde gitsem siz şu andaki gibi benim karşı-
mda olmayacaktınız. 100 sene önceki toplumun bir insanı olarak
inanıyorum ki benim karşımda başınız kapab olacaktınız.
- Bağcılar'da ve geçen secimi kazandığınız diğer belediyelerde
nte> harteler kapatıldı. (kinci olarak Rıfat Ilgaz Küitür Vlerkezi'nin
adı değiştirildi. Necip Fazıl Küitür Merkezi vapıldı. Siz İstanbul
çapında seçüni kazanırsanız, örneğin bir eğlence merkezi olan Be-
yoğlu'nun yapısını değiştirecek misiniz? Ya da AKM'nin yerine
başka bir ad mı bulacaksınız?
ERDOĞAN - Duyumlannız sıhhatli değil. Bunlar basında.
medyada arada sırada çıkan bazı haberler. Biz şu anda mevcut
yasalara göre çalışan bir partiyiz. Bu yasalan, mevcut teftiş dos-
yalannı biz hazırlamadık. Bugüne kadar gelen ANAP, DYP.
CHP, şimdiki adıyla SHP yönetimleri hazırladılar. Ama ne yazık
ki bu hazırlanan dosyadaki genel maddeleri bile bunlar hiçbir za-
man istemediler. Çünkü yasa duruyor. Ama onlar ne yazık ki
rüşvetle kendi saltanatlannı sürdürme gayreti içinde bulunuyor-
lardı. Bakın, teftiş dosyasında hangi eksikler sebebiyle kapatma
verilebileceği bildirilmiştir.
- Peki eksikier sadece
meyhanelerde miydi?
ERDOĞAN - Hayır.
efendün. Bütün mûesseseler
için bu denetim söz konusu-
dur. Şu anda Bağcılar'da
sayısı yüzleri bulan içkili
restoranlar var. Bahçeliev-
ler. Güngören, Kağıthane.
Tuzla'da hepsi çalışıyor. Bi-
zim böyle bir derdimiz yok,
ama üzüldüğümüz bır nok-
ta var. Bu gazeteciler anaya-
sanın 58. maddesinı oicu-
maz mı? Hem anayasaya
bağlılıktan söz ederler. Peki.
ama neden insan sağbğını
tehdit eden unsurlar üzerin-
de bu kadar spekülasyona
girmeyi severler? İnsanımızı
seviyorsak onun sağbğını
tehdit eden unsurlardan
uzak durmaya çalışahm..
- Peki, Rıfat Ilgaz Küitür
Merkezi'nin adının değişti-
rilmesi?
ERDOĞAN - Tarihimiz-
deki büyüklerimizin isımle-
rini değiştırip onlann yenne
geçmiş belediyeler başka
ısim koyuyorlarsa. aynı şeyı
Bahçelievler belediyemız
kendi nezdinde uygula-
mıştır. Bana göre yanlış
yapmış. Bunu arka-
daşımızın kendisine de söy-
ledim.
- Bunlar sizce ayrıntı gibi
göriinüp esasta sorun olan
şe>lerdir...
ERDOĞAN - Şu anda
sorunumuz bu değil. Halk
şu anda, bu enflasyon ne
olacak, diye soruvor. Bu te-
rör, bu göç ne olacak? Bence
basın bu noktada topluma
faydalı olmayı denerse çok
daha ısabeth olur.
Şu anda İstanbul'da bir
gecede eğlence yerlennde
harcanan parayı bılıyor mu-
sunuz? Geçen gün Çelik
Gülersoy açıklıyordu. 250 milyar lira. Bu, korkunç bir israf. top-
lum için utanç kaynağıdır. Basın bunlarla ilgilenmelı. Biz şeffaf
bir toplum değiliz. Çağı yakalamaktan sözediyoruz. Ama kimin
eli kımin cebinde belli değil. Ben bir İSKİ'yi. bir İLKSAN'ı. bir
otoyolyolsuzluğunuunutamıyorum. Buna dur diyecek tek düze-
nı RP sağlayacak.
- Açık olalım, dediniz. RP'nin de faize karşı çıkarken faizden ge-
lir elde ettiği orta> a çıktı. Bunu lideriniz Erbakan da açık açık ka-
bul etti. ^ ani faize haram derken, sözde karşı çıkarken öte yandan
da faiz almayı nasıl karşıbyorsunuz?
ERDOĞAN - RP faız gebrıyle hareket eden bir parti değıldir.
- Ama faiz geliri aldığı kesin.
ERDOĞAN - Bir dakika... Müsaade edin... Yasalar. paranı
bankaya koyacaksın. dernekler şu kadardan fazla parayı kasası-
nda tutamaz, dıyor...
- Ama faiz alacaksın da demiyor...
ERDOĞAN - Bunu bana şimdi sormayın. Ben iktidar ol-
duğumda bu işi bir rant olarak görüyorsam o zaman bana so-
rabibrsiniz. Şu anda Türkiye'de ancak kendi sesini duyurmaya
çalışan bir grup durumundayım. Şu anda ben mahkum olduğum
için bunu yapıyorum
- Yani bu düzene ayak uydurmak zorundasımz...
ERDOĞAN - Zorundayım. Belediyelerimiz faiz ödüyor. Hem
de kıme biliyor musunuz? Devlete faiz ödüyor. İller Bankası'-
ndan aldığı her borca faiz ödüyor. Devlet faizle kendi kurumuna
zulmediyor. Şu anda biz 70 yıllık bir tecrübe yaşıyoruz.
- Yani RP iktidara gelirse kesinlikle faizi kaldıracak, öyle mi?
ERDOĞAN - İleride faizsiz uygulamaya geçmiş olacağız.
- Çok şıksınız. Kravatınızuı ve kosrümünüzün markalannı öğ-
renebilir miyiz?
ERDOĞAN - Şıklıkta her zaman genel başkanımı örnek
aldım. Ben hazır giyinmem. Konfeksiyon bana kesinlikle uymu-
yör. Devamlı diktiririm. Terzim de Taksım'de Amca'dır. Şu an-
daki kravatımın markası Garibaldı. Herhalde İtalyan.