27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 2 11ŞUBAT1994CUMA İki yıldır sürdürülen koruma çalışmalannı küçük balıkçılar da destekliyor Akdeniz foku Foça'da nefes alıyorŞEVKİ AVCI FOÇA - Akdeniz fokunun (mo- nachus monachus) korunabilmesi için foklann yaşadığı bölgelerde ge- nel bir uzlaşmanın sağlanması ge- rektiği. bu uzlaşmanın sağlanama- ması halinde koruma çalışmalannın istenilen sonuca ulaşamayacağı ileri sürülüyor. Çevre Bakanhğı'nın eşgüdümün- deki Ulusal Fok Komitesi'nin Ak- deniz fokunun korunmasında pilot bölge olarak belirlediği Foça'da ko- ruma çahşmalan giderek daha da güçleniyor. îki yıldır süren koruma çalışmalannın yarannı gören küçük balıkçılar. bu çahşmalara doğrudan destek veriyor. Foça Belediye Başkanı Nihat Di- rim, Akdeniz fokunun korunması- na yönelik çahşmalara başladıkla- nnda ciddıye alınmadıklannı belir- terek. "Şimdi artık balıkçılanmız doğrudan kendileri koruma çalışma- lannı sahiplenivorlarsa, bu bizim doğru adımlar atarak sağlamayı ba- şardığunız genel uzlaşmanın sonucu- dur. Yalnız \ asakçı bir mantıkla yak- laşmak sorunları çözmüyor. Getirile- cek \asaklardan zarar görecek in- sanların sorunlanyla baş başa bıra- kılması doğru değil. Koruma çalış- maiarından etkilenen balıkçılanmıza olanaklar ölçüsünde destek vermeye çalıştık. Topiumsal uzlaşmayı sağla- dık. Foça'da »üriittüğümüz fok koru- ma çalışmalannın başansını buna borçluyuz" dedi. Akdeniz fokunun Foça Pilot Böl- gesi'ndeki koruma çahşmalan. Fo- ça Yerel Fok Komitesi tarafından yürütülüyor. Belediyenin eşgüdü- mündeki komiteye, Türkiye Tabia- tını Koruma Derneği Foça Şubesi destek veriyor. Aynca Foça'da Dünya Doğâ Vakfı da (WWF) bir proje yürütüyor. Başarının sırn Başkan, Dirim Foça'da fok koru- ma çalışmalannın başansmı şöyle açıklıyor: "tlk başlarda 'Başkan olmayacak işlerle uğraşıyor' diyenler oldu. Ger- çekte balıkçılarunızla aynı şeyi isti- yorduk; Denizlerimizde ekosistemin bozulmamasmı \e bölgemizde yaşa- yan balık türlerinin de\ amlılığını sağ- lamak. Bunu sağladığımızda, hem balıkçılanmız denizden daha bcre- ketli avlarla dönecek hem de Akdeniz foklan bölgemizde yaşamaya de>am edeceklerdi. Bunu başardığımızı dü- şümhonım." Başkan Dirim. koruma çahşma- lan sonucunda deniz dibinı tarayan. küçük balıklann vok olmasına ne- den olan av yöntemlennin pilot böl- ge içınde yasaklandığını belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü: "Karadenizli balıkçılar örgütlü bii- yük bir giiçtür. Her iktidar dönemin- de balıkçılıkla ilgili kararlarda etkili K olmuşlardır. Koruma çalışmalann- dan önce Foça önlerindeki adalann arasında bile ağ çeviren Karadeniz gırgırlan, şimdi artık 3 mil açıkta ça- lışabiliyorlar. Deveboynu Burnu ile Arslanburnu arasındaki koruma ala- nımızda gırgırlar ağ saramıvor. Bu- nun sonucunda balıkçılanmıza da foklara da yetecek balık olacak. Bu gerçeği küçük balıkçılanmız farket- tiler ve koruma çalışmalannı sahiple- niyorlar." Foça Pilot Projesiyüriitucüsü Yal- çın Savaş da Akdeniz fokunun dün- yanın en nadircanlılanndan bıri ol- duğunu, dünyada nesli tehlike al- tında olan canhlar sıralamasında 12. sırada yer aldığını \e toplam sayıla- nnın 600 kadar olduğuna dikkat çe- kerek ''Akdeniz'in sahip olduğu bir- çok değer. günümüzde uygarlığın ile- oça Belediye Başkanı Nihat Dirim, koruma çahşmalan sonucunda deniz dibini tarayan, küçük bahklann yok olmasına neden olan av yöntemlennin pilot bölge içinde yasaklandığını behrtti. ri derecede tehdidi altında. suları kir- letiliyor, balık stokları aşırı a>cılıkla eritiliyor. Akdeniz'in yok olan doğal ve kültürel değerleri ile birlikte Akde- niz foku da yok oluyor; daha büyük kayıpların habercisi olarak. Yetiş- kinler olarak bugün sahip olduğumuz doğal ve kültürel değerleri gelecek nesillere bırakmak zorunluluğumuz vardır" dedi. Savaş, koruma çalışmalannın ge- lişmesinden memnunluk duyduğu- nu. Foça'dan sonra Yahkavak'ta da bir Yerel Fok Komitesi oluşturul- muş olmasının çok önemli ikinci bir adım olduğunu behrterek "Foça'da çok olumlu gelişmeler oldu. Yalıka- vak'ta da çok güçlü >e istekli bir kad- ro v ar. Ay nı başarı orada da sağlana- bilir. Önemli olan öncelikle balıkçda- rı koruma konusunda ikna etmektir. İstenilen denizin korunmasıdır. De- niz korununca balık bollaşır. Bu, ba- lıkçının da istediği bir şeydir. Kolay- ca beslenebilen foklann ağlara zarar vermeyeceği ya da daha az zarar ve- receği balıkçılara anlatılmabdır" dedi. Hem Belediye Başkanı Nihat Di- rim'in hem de WWF yüriitucüsü Yalçın Savaş'ın altını çizerek söyle- dikleri "Yalnız yasak koymakla hiç- bir yere vanlmaz" gerçeği nı bugün Foça yaşıyor. Pilot bölgede getiriien yasaklar- dan sonra bu yasaklardan zarar gö- ren balıkçılar desteklendı. Arkası- ndan Çevre Bakanlığı. koruma alanının kontrolü içın Foça'ya sü- ratli bir bot verdi. Başkan Dirim ve Saiaş, Foça'dakı başannın sırnnı "Koruma kararlanndan zarar gören insanları sorunları ile baş başa bırak- mamak >e konulan yasakları uygula- mak" dıve açıklıyorlar. Bilinçsiz epilasyon başınıza dertaçar ANTALYA (AA) - Akdeniz Üni\ersitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıklan \e Doğum Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Bilal Trak. uzman olmayan kişilerce yapılan epilasyonun. kadınlarda estetık sorunlara yol açabileceğini bildirdi. Kadınlarda anormal tüylenmenın başında hormonal sorunlann geldiğini kaydedenTrak. AA muhabirine şunlan söyledi: "Her tüylenmenin nedeni hormonal değildir. Çoğu yapısaldır. Tüy ienmenin hormonal \eva yapısal olduğu saptanmadan yapılacak epilasyonun etkisi kısadır. Tüyler yeniden çıkabilir. Yapısal tüylenme, buluğ çağını izleyerek ortaya çıkar. Özellikle 20-30 yaş grubu kadınlarımız arasında sık görülür. Yapısal tüylenme, hormonal tüy lenmeye oranla daha az belirgindir." Türk kadını hassas Türk kadınlannın tüylenmeye karşı çok hassas olduğunu ifade eden Doç. Dr. Trak, şö> le de\ am etti: "Kadınlarımız tüy lenme olunca hemen epilasyona gidiyor. Ancak epilasyon doktor denetiminde yapılmalı. Tüylenmenin nedeni bilinmeden epilasyon yapılmamalı. Epilasyondan önce ilaç tedavisi gereklidir. Tedavinin belli bir aşamasından sonra epilasyon > apılmalıdır. L'zman olmayan kişilerin yaptığı epilasyon cildi tahriş edebilir \ e estetik sorunlara yol açar." Akdeniz kadınında, Uzak Doğu ve Kuzey ülkeleri kadınlanna göre daha fazla tü> lenme olduğunu belirten Doç Dr. Bilal Trak- "Bumın nedenlerinin başında ırksal eğiüm gelir. Her tüylenmenin hedeni araştınlarak tedavisi yapılmalıdır" dedi. Martin Scorsese'nin sonfilmi,Edith Wharton'un 1921 yılında yazdığı romandan sinemaya uyarlandı MchellePfetfFer'ın 'MasumiyetYaşı'Haber Merkezi - Ünlü yönetmen Martin Scorsese son filmi 'Masumi- yet Yaşı' (The Age of Innocence)yla veteneğinı bir kez daha \e bu defa muhteşem bir şekilde kanıtladı. Da- ha önce 'Alice Artık Burada Yaşa- mıyor', 'Nevv York Nevv York', 'Mean Streets", "Taksi Şoförii', 'Kız- gın Boğa', 'Paranın Rengi', "Sıkı Dostlar' \e 'Korku Burnu' gıbı her bın büyük gışe başansı sağlayan ve Hollyuood'un en saygın ödüllerini toplayan fılmlere imzasını atan Scor- sese. bambaşka bir döneme \e mekâna el attığı 'Masumiyet Yaşı'y la büyük övgü topluvor. Çok \akinda ülkemizde de gösterime gırecek olan fılmde başrolleri MicheDe Pfeiffer, Daniel Day Levvis ve \Vinona Ryder paylaşıyorlar. Film^ Edith VVharton'un 1921 yı- lında yazdığı ve artık klasikler arası- na gırmiş olan aynı adlı romanının son derece başanlı bir sınema uvar- laması. D Michelle Pfeiffer 'Masumiyet \ aşı'nda, şimdiye dek çizdiği kompozisyonlann en başarılısını sergiliyor. aniel Day-Lewis fılmde kendine özgü bazı özellikler sergiliyor. Kontesle yaşanan kaçamak ve ateşli aşk sahnelerinde son derece melodramik bir oyun sergileyen Levvis, fılmin en büyük kozlanndan biri. 1862-1937 yıllan arasında yaşamış olan Edith VVharton. vaşadığı döne- mın sosyal olgulannı ınce dctaylarla bezeyerek. romanlannı. karakter tdhlıileri ile olduğu kadarmekân.eşva \e giysi tanımlamalanyla da pekişti- ren bir yazar. Belki de bu nedenle. klasikler arasında yer alan roman- lannın pek çoğu iddialı fılmlere konu oluyor. Edith VVharton'un, Amerika'da en ünlü sayılabilecek kısa romanı Et- ham Frome (1911) da şu sıralar gös- terime girmiş bulunuyor. Her ne ka- dar 'Masumiyet Yaşı'nın biraz gölge- sınde kalıyor olsa da. başrolünü Liam Neeson'un oynadığı bu film ıçin de son derece olumlu eleştiriler yapılıyor. Yazann. 'Masumiyet Yaşı' adh ro- manı 1934 yılında da Philip Moeller tarafından sinemalaştınlmıştı. Bu fil- mi gören çok az sayıda kışiden biri olan ve Martin Scorsese'nin editörü olan Thelma Schoonmaker'ın tanı- mlamasına göre bu ilk çevnm ta- hammül edilemeyecek kadar ağır ve kasvetliydi.' Martin Scorsese'nin sinemasal de- hası ise aynı romandan, eleşıirmen- lercc 'Görsel bir şölen.. Hem bedensel hem de bevinsel zevkler veren bir hazi- ne\ 'Görkemli bir zafer\ 'Göz ka- rartıcı bir erotizm >e coşkulu bir ro- mantizmin benzersiz buluşması' gibı tanımlamalarla karşılanan bir film yaratmış. Edith NVarthon'un. ılk okuyuşta. okuyucunun kafasında zengin imaj- lar yarattığı ıçin kolayca sınemalaş- tınlabilır gıbi görünen romanlan filmleşmev ezarıf bir şekilde karşı ko- \uyorlar. Scorsese ile birlikte senar- yo yazan Jay Cocks'a göre ünlü yö- netmenın Warthon'un bu özel ro- manına ılgi duyması 80'lerin ılk >ıl- lanna 'Kızgın Boğa'yı yaptığı dö- nemlere rastlıyor. Cocks, Scorsese'nin o dönem ya- şadığı aşk sıkıntılannın yansımasını bulduğu bu öyküye ani bir çekimle \akinhk duyduğunu, daha sonra ise kıtabın stili \e yapısının cazibesine kapılarak bu romandan birfilmyap- ma arzusu duymaya başladığını be- lirtıyor. Rolüne Amerikan tarzına çok yaklaşan bir şekilde haarlanan Da- niel Day-Levvis vine de kendine has bazı özellikler sergiliyor. Martin Scorsese'nin favori oyuncusu olan ve rollerine her zaman aynı enerjiyi har- cayarak hazırlanan Robert De Niro'- dan farkh olarak Day-Lewis. role u\gun noktaya ulaşıncaya kadar enerjisını bınktınyor. Daniel Day- Levvıs'in Nevvland Archer'ı hem sağ- lam hem hassas bın. Koniesle aralannda yaşanan ka- çamak veates.li aşk sahnelerinde. (bir eldı\ enın düğmelennin çözülüşü. git- tikçe ateşlenen öpüşmeleri. Archer'- ın dizleri üstündeçökerek Kontes'in ayakkabılarını öptüğü sahnelerde) son derece melodramatik bir oyun sergileyen Daniel Da\-Le\vis filmin en büyük kozlanndan bıri. Michelle Pfeiffer'ın belki de şimdi\e kadar çiz- diği kompozisyonlann en başanlısını çizdığı fılmde şönetmcn. romantik aşk sahnelerini biraz kanşık kısa planlar halinde ^unarken.insanlarve mekânlarla ılgılı sahnelen uzun uzun \e a> nniılar vererek anlatmayı tercih etmış. Çocuğunuzu lider olarak yetiştirmek elinizdeANKARA (ANKA) - Ailenin temel taşlanndan çocuklann başanlann- da anne-babanın davranışlannın önemi rol oynadığı belirtildi. Araş- tırmalar, anne-babanın sekiz temel kuralı uygulaması durumunda, ço- cuklannın bir lider gibi yetişeceğini ortaya koyuyor. "Popüler Bilim" dergisinde yer alan bir araştırmada, çocuklarda liderlik ruhunun geliştirilmesinin ailenin elinde olduğu görüşüne yer verildi. Buna göre. çocuklannı lider olarak yetiştirmeyi hedefleyen ailelerin se- kiz unsuru göz önüne alması ve uy- gulaması gerekiyor. Çocuktaki li- derlik ruhunu geliştiren sekiz unsur ise şöyle açıklanıyor: Dikkat: Çocukta güven yaratmanın ilk adımla birlikte başladığını belir- ten uzmanlar. güvenin "bunu yapa- bileceğini biliyorum" diyerek gelişti- rildiğini. "yaptın işte" diye devam ettirildiğını belirtiyorlar. Hıç övül- meyecek kadar küçük olmadığı, an- cak övgülerin samimi olması gerek- tiği vurgulanıyor. Aynca yapılacak eleştirilerde. hem övgü hem de yol gösterme olması gerektiği kaydedili- yor. Keşfî teşvik: Uzmanlar, çocuklann keşfetmeye ve tehlikelere karşı koy- maya istekli olanlan sevdiklerini ve ızlediklerini belirtirken. ailelerin ço- cuklanna genellikle güvenlikten ay- nlmamayı öğretmesine dikkat çeki- yor. Bunun çocukta gelişimi etkile- diğini vurgulayan uzmanlar. çocuk- lann meraklı olduğu konularda en- gellenmemesi. aksine teşvik edil- mesini öneriyor. Dikkat: Çocuklann bazı işlerde. he- nüz başlamadan. karşılaşacaklan engelleri düşünmeye başladığını ifa- de eden uzmanlar. ailelerin, çocuk- lannı engeller üzerinde değil. başan üzerinde düşünmeyi öğretmesi ge- rektiğini belirtiyorlar. Çocuklann hatalannı, bunlann sonuçlannı ve alınacak dersleri öğrenememeleri- nin altında, ailenin çocuklara çok sık kanşmasının yattığı vurgulanı- yor. Uzmanlar, deneyen, başarama- yan, hatalannı düzeltip tekrar dene- yen çocuğun kararh olduğunu ve başansının kaçınılmaz olduğunu ifa- de ediyor. Hayaller: Çocuklann gelişme çağın- da zengin bir hayal dünyasına sahip olduğunu kaydeden uzmanlar. bu hayallerin, saçma görünseler dahi teşvik edilmesini öneriyor. Uzman- lar, bir hayali olan, onu diğerlerine açıklayabilen ve onlan kendi yolu- nu izkmeleri için ikna edebilen kişi- nin lider olabileceğini. bunun ilk adımının da hayal gücü olduğunu belirtiyor. Olasüıkları düşünmeli "Eğer" demek: Olasılıklan düşün- menın hderliğin işaretlerinden biri olduğunu bildiren uzmanlar. bir so- runu inceleyip diğerlerine. onun na- sıl çözüleceğini göstercnlerin her za- man yol gösterici olacağını belirti- yor. Czmanlar. bunun ıçin aılelenn çocuklanna "eğer bunu yaparsan ne olur" gibi sorgulamalan öğretmesi gerektiğini vurguluşor. Saha tanıma: Liderliğin uygula- mayla güçlendırilmesi gerektiğini bildiren uzmanlar. idealleri olan bir çocuğun liderlik becerilerini göster- mek için fırsatlara gereksinimi oldu- ğunu belirtiyor. Uzmanlar. ailelere çocuklannın sorumluluk alanlannı desteklemelerini. onlan spor takım- lanna, izci gruplanna, sosyal kuru- luşlara kaydettirmelerini öğütlüyor. Kendini ifade etme: Uzmanlar, baş- kalannın önünde kendini çekinme- den ifade etmenin anahtar beceriler- den bıri olduğu görüşünde birleşi- yor. "SYS" formülü: Uzmanlar. anne babalann çocuklannda gehştirme- leri gereken temel özellikleri "SYS" formülüyle açıklıyor. Uzmanlar bu formülü saygı. yaratıahk ve sorum- luluk olarak tanımlarken: ailenin bu konularda çocuklanna sözlerden çok davranışlanyia örnek olması gerektiğini kaydedıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle