Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet
fmtiyaz sahibi: Berin Nadi
Genel Yavın Yonetmenı Özyen Acar •Civ.'vl
Yayın Koordinjîörü Hikmet Çen'nkata • Genel
Yayın Danışmanı Oriıan Erinç • Yazıı^lcn
Müdürlcn: İbrahim Yıldız. Oin; Ta>anc(Sonımlu)
• Haber Merkezı Müdüriı: İpefc Çahşlar
• linrv;l ^ oncinıcıı \li Acar •Diş HjbcrİLT Krgun
Balcı # bkorıomı: Abdurrahman Yıldırım # İslıhkı-
rai \alçın Çakır • Yurt Habcrlen: Mehmet Saraç
• Makalcler: Sami Karaören • Spor: Abdülkadir
Yücelman • Dü/dıme: Abdullah Yazıcı
Ankuru Tcmsılusı Mustafa Balba> •H.ıhcr Mııdurıı Doğan Akın Auıturk Bul-
\an No 125. KaC -4. B.ık.ınlıkl.ır-Ankara Tol 4195'OOC1
Hcıll. Tclcx 42344, Fax
41954)27 •İ/mır Tcmsılcısı Serdar Kı/ık, H Zı>a BK 1152 S 2 1 Tei 4411220
Tclc\ 52359. Kıv 4419117 • Adana Temsılcısı Çetin Yiğenoğlu İnonü Cd. I 19 S
No: 1 Kat. I. Tcl: 3522550-352260i-3522492. Tclci: 62155. Fa\: 3522570
Mucsscsc Muduru Erol Krkırt • Koordınaıor
Ahmet kondsan •Muhasebe B*nl Yener
• İdare Hüsf>inCiirer •Islctmc önderÇeiik
• Bılgı-lslem Nail Inal #Bılgısd>ar Sısıem:
Münivet ÇUer •Kcklam R«ha Işttman
Ya>mla>ın«t Basan: Yenı Gün Haber Ajansı. Basın ve Ya\ıncılık A Ş
TürkpcıgıCdd 39 41 Cığaloglu 34334 Ist PK :46İstanbulTel (0 212)5120505(20hjıITolci ;:246 Kı\ ıd : i : ı ş IIŞUBATI994 İmsak:5.3l Güneş:6.57 Öğle: 12.25 Ikindi: 15 12 Akşam: 1
7
4O Yatsı: 19.00
CHdîn analizi
• İstaobul Haber Servisi-
İstanbul'da hanımlar için
yeni birgüzellik salonu
hizmetegirdi. 2. Levent'teki
"Dermatoloji ve Beauty
Clinic' adı ile açılan bu
merkezde 2 dakika içinde
cüdin analizi yapılarak
bilgisayarlar aracılığı ile
nem, sabun değerleri ilecilt
elastisiyesi ölçülmektedir.
Teknolojinin son cihazlan ile
böylece kozmetik vecilt
bakımı gibi konularda
hanımlann tüm somnlan
çözülmektedir.
Ortıan Taşan
bölge müdürü
• İSTANBLL(AA)-TRT
lstanbul Bölge
Müdürlüğü'ne Orhan Taşan
atandı. 25 yıl gazetecilik
yapan Taşan, Basın Yayın
Enformasyon Genel
Müdürlüğü'nde Daire
Başkanlığı, İstanbul Bölge
Müdürlüğü. yurtdjşında
Basın Ataşeliği görevlerinde
bulundu. Taşan, Tayfun
Akgüner'in TRT Genel
Müdürlüğü'ne
atanmasından sonra da TRT
Haber Dairesi Başkanlığı'na
getirildi. Taşan, İstanbul
Universitesi İletişim
Fakültesi'nde temel
gazetecilik ve habercilik
dersleri veriyor. Türkiye
Gazeteciler Cemiyeti
Yönetim Kurulu üyesi olan
Taşan, basın şerefkartı
sahibi.
Ertıan, görevini
devretti
• ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu)- Başbakan Tansu
Çiller tarafından, Tahran'a
uçarken istifası açıklanan
Ağn Milletvekili Cemil
Erhan, ekononuden.sorumlu
Devlet Bakanlığı görevini.
Isparta Milletvekili Aykon
Doğan'a devretti. Erhan,
istifasırun Tahran'dan
dönmeden işleme konmasını
eleştirerek "Benim
haysiyetim yok mu, yoksa
gider miydim?" dedi.
Çevik Bir:
Göreve hazırım
• ANKARA (Cumhuriyet
Bfirosu)- Somali'deki
BirleşmişMilletler(BM)
Banş Gücü'ne 9 ay süreyle
komuta eden Korgeneral
Çevik Bir, gerek kendisinin,
gerekse Türk Silahlı
Kuvvetleri'nde çok sayıda
komutanın. başta
Bosna-Hersek olmak üzere
dünyanın her yerinde görev
yapmaya hazır olduğunu
söyiedi. Korgeneral Bir.
kendisinin Güneydoğu
Anadolu Bölgesi'nde de
göreve hazır olduğunu
bildirirken. Somali'de görev
yapan Türk birliğindeki
askerlerin, Türkiye'ye
dönmelerinin ardından, bu
bölgede askerliklerini
tamamlama yolunda arzulu
olduklanru kaydetti.
Aytek
yargılanıyor
• İZMtR (Cumhuriyet Ege
Bürosu)-Askerlik
konusundaki düşüncelerini
bir özel televizyona
açıkladığı için Ankara Askeri
Mahkemesi'nce tutuklama
karan verilen Aytek Özel'in
geçen pazartesi teslim
olmasından sonra çeşitli
kuruluşlar harekete geçti.
Bugün askeri mahkemede
yargılanmasına başlanacak
olan Özel'in avukatı Hayriye
Özdemir Ertekin, haberi
yapan gazetecilerin
tutuklandığı günlerde oluşan
kamuoyu tepkisinin şimdi de
geçerli olduğunu söyîerken.
Alman BanşÖrgütü. olayı
Avrupa platformuna
yaymaya çalışıyor.
Ramazan
• ANKARA (AA)-
Ramazan ayı. bugün ilk
teravih namazının kılınması
ile başlıyor. Diyanet İşleri
Başkanı Mehmet Nuri
Yılmaz, Ramazan ayı
dolayısıyla hazırhklann
tamamlanması için il ve ilce
müftülüklerine bir genelge
göndererek, "Vaazlarda,
siyaset ve şahsiyetlerin konu
edilmemesini" istedi. Yılmaz.
gönderdiği genelgede,
Ramazan ayı boyunca halkı
dini konularda aydınlatma,
genel aydınlatma (İRŞAD)
programınm her gün düzenli
olarakilantahtasına
yazılması gerektiğjni bildirdi.
Yılmaz, vaizlerin öğle ve
teravih namazmdan önce
verdikleri vaazlarda kıncı.
nefret ettirici, zorlaştıncı.
mesnetsiz söz ve ifadelerden
şiddetle kaçınması gerektiğini
belirtti.
Tannadınasavaşmı, barışııu?
'Banş ve Hoşgörü Konferansı'nın sonuç bildirgesini imzalayan M. Nuri Yılmaz 'cihattan vazgeçmekle' suçlandı
ORAL ÇALIŞLAR
İslami gazetelerin muhabirleri. 'Banş
ve Hoşgörü Konferasf nın sonuç bildir-
gesini onaylayan Diyanet İşleri Başkanı
Mehmet Nuri Yılmaz'ın çevresini sara-
rak soru yağmuruna tutuyorlardı. Bir
gazeteci Yılmaz'ın yanındaki Diyanet
işleri görevlisini sıkıştınyor. "Başkan'a
bu bildiriyi nasıl imzalatırsınız" diyerek
azarlıyordu.
'Banş ve Hoşgörü Konferansı'nın so-
nuna yaklaşıldığı anlarda. toplantıya
katılan dini liderler arasında bir telaş
gözleniyordu. Bildiride kullanılacak
ifadelerin bu telaşın nedeni olduğu ga-
zetecilerin ortak düşüncesiydi. Metin,
saat 16.00'da açıklanacaktı. ancak tartı-
şmalar uzadığı için açıklama 2.5 saat ge-
cikti.
Merakla beklenen deklarasyon elimi-
ze geçtiğinde hangi konularda tartışma
olduğunu kestirmeye çalıştık. Öncelikle
başlık. İstanbul Deklarasvonu değil.
Boğaziçi Deklarasyonu idi.
İstanbul adı kullanılmadı
Bildiriyi hazırlavanlar İstanbul adını
kullanmaktan çekinmişlerdi. Hıristiyan
dünvası, İstanbul ismini ısrarla kullan-
mak istemiyor, çünkü onlara göre
İstanbul. Bizans'tan kalan miras adıyla
Konstantinopol'du.
İslami çevrelerin tepkisine neden olan
en önemli paragraf ise şu>du: "Silahlı
bir çatışma eylemini haklı göstermek için
Tanrı adına vapıldığı fikrini kabul etmi-
yoruz." Gazetecilenn ıddiasına göre bu
cümle ile Divanet İşleri Başkanı.
İslamın en temel unsurlanndan birisi
olan cihat amacından vazgeçiyordu. Ci-
hat. İslamiveti kabul ettirmek için sa-
vaşmak demekti. Başkan Yılmaz, bu
cümlenin altına imza atarak. yine iddia-
>a göre cihattan vazgeçildiği fetvasını
veriyordu. Bu kabul edilir bir şey değil-
Demirel: Birlikteyaşa, birlikteçalış
İstanbul Haber Smisi - Cumhurbaşkanı Sülevman Demirel, Ahilik Araştırma \e Kültiir Vakfı'nın düzenlediği "şed
kuşanma törcnj"ne katıldı. Atarürk Kültiir Merkezi'ndeki törende konuşan Demirel. milletlerin kültürlerinc sa>gı du\-
dukları sürece ayakta durabileceklerini söyiedi. Hak, adalct. se\gi \e hoşgörü kurumunun Orta Asya'dan Anadolu'va
taşındığını ifade eden Demirel. ''Bugün de dün\a milletlerinin geldiği nokta budur. \ aşa vaşat felsefesi, 'Live together,
work together-birlikte yaşa birlikte çalış' olmuştur" diye konuştu. Cumhurbaşkanı Demirel daha sonra kültiir hayatına
katkılarından dolavı Kültür Bakanı Fikri Sağlar'a. eski kültür bakanları Mükerrem Taşçıoğlu. Namık Kemal Ze\ bek
ve Gökhan Maraş'a şükran belgesi verdi. Demirel, Ilski kültür bakanlarından AN AP Genel Başkanı Mesut Yılmaz ve
Tınaz Titiz'in gelmediğinin bildirilmesi üzerine "Onları da tebrik ediyorum" dedi.
di. Türkiye Müslümanlan artık bu bil-
diriyle Tann adına savaşmaktan vaz-
geçmeye çağnlıyordu. Olacak şey değil-
di. Bir önemli itiraz da İstanbul Rum
Ortodoks Patriği'nin imzasını 'Ekü-
men
1
sıfatıyla atması\dı. Divanet işleri
Başkanı Yılmaz. patriğin bu sıfatını
kullandığı bir deklarasyonu imzala-
makla büyük bir hata şapmıştı. Patriğin
evrenselliğini kabul ve tasdik et-
mişti. Bir iddiaya göre bu Lozan Ant-
laşması'na da aykınydı. 'Patrik', Türk
Ortodoks Patrigi'ydi. Tartışmalar sü-
rerken Murat Bardakçı araya girdi. bu
sözcüğun Lozan'a aykın olmadığı
uyansını yaptı.
"Deklarasyon'un en çok tepki topla-
yan yanı Bosna'daki ve Azerbaycan'-
daki cinayet ve saldınlan istenilen sert-
likte kinamaması ve bu katliamlann asıl
sorumlusu olduğu saptanan Ermeni ve
Sırp tarafını açıktan suçlamamasıydı.
Din adamlan. zor bir işin altından
kalkmışlar ve sonunda bir deklarasyon
yayımlayabilmişlerdi. Bu tür metinlerin
kimseyi memnun eımeveceği doğası ge-
reğidir. Konferansın organizatörü 'Vic-
dana Çağrı \akfı' Başkanı haham Art-
hur Schneier, sonuç bildirgesini kaleme
alırken hayatının en zor işlerinden birini
yaptığını üzerine basa basa vurguluvor-
du. Bakalım Yunan dıncileri. Sırp Orto-
doksları nedi>eceklerdi. Onlardamuh-
temelen kendi taraflannı böyle bir bildi-
riyi imzaladıklan için suçlayacaklardı.
Kelin merhemi olsa!
Açıklamalann en ilginç noktalan-
ndan birisi; taraflann banşı gerçekleş-
tirmek ve buradaki görüşleri hayata ge-
çirmek amacıyla hükümetlcrine başvu-
racaklan idi. "Kelın merhemi olsa kendi
başına sürer." Din adamlan da sonunda
çözüm olarak hükümetlere başvurma
\olunu scçmişler.
Bütün eksiklerine ve arkasındaki he-
saplara rağmen farklı dinlenn liderleri-
nin bir arava gelmesi i\i bir başlangıç.
Mehmet Nuri Yılmaz. cihattan vazgeç-
me fetvası verdi mı vermedi mi türün-
dcn sorular hala sorulsa da önemli de-
ğil. Tann adına savaşma kararlılığı bir
çok savaşın kaynağı olmuştur. Hem Hı-
ristiyanlar hem Müslümanlar için böyle
bir tarih var. Dinler, şimdive kadar bir-
çok savaşlann gerekçesi olarak kullanıl-
dı. Belki bundan sonra banş için bir ge-
rekçe olabılir. Göreceğiz.
Boğazlcl Deklarasyonu
Üç tektannlı dinin liderlerinin bir araya geldiği 'Barış ve Hoşgörü
Konferansı' sonunda yayımlanan 'Boğaziçi Deklaras>onu'nda
özetle şu görüşlere yer verildi:
Konferans. Başkan Clınton. Cumhurbaşkanı Demirel, Genel
Sekreter Butros Gali ve destek mesajlan gönderen bütün diğer dini
ve siyasi liderlerin katkılanna teşekkür eder.
Bu deklarasyon ile bize bir çahşma temeli sağlayan 29 Kasım
1992 tarihli Bern Deklarasyonu'na özellikle atıfta bulunmak isti-
yoruz. Adı geçen deklarasvonda "din adına işjenen bir suçun dine
karşı işienmiş bir suç olduğu" özellikle belirtilmiştir.
Yakın olaylann gösterdiği gibi Bosna'da. Ermenistan-Azerbay-
can'da, Gürcistan ve Tacikistan'da insanlığa karşı suçlar işlenmeye
devam edilmektedir. Zulümler kontrolsüz devam etmektedir ve bu
vahşete bir son verilmesini talep ediyoruz.
fnsan hayatının kutsallığını ihlal eden ve ahlaki değerlere avkın
polıtikalar izlevenlerin kesinlikle karşısındavız. Silahlı bir çatışma
eylemini haklı göstermek için Tann adına yapıMığı fikrini kabul et-
miyoruz.
Bütün inananlara tektannh her üç dinin kutsal yazılannda ba-
nştan üstün bir değer olarak söz edildiğini önemle hatırlatınz.
"Barış için çalışanlar mübarektir, çünkü onlara Tanrı'nın çocuklan
denecektir", "Allah, barış ülkesine çağırıyor", "Onun yolları, barışın
>ollarıdır."
Eski \'ugoslavya"daki savaşın bir din savaşı olmadığını ve sal-
dırgan millivetçilik uğruna yapılan çağnlann ve dini sembollerin is-
tısmannın, "din ınancınm evrenselliğine ihanet olduğunu tekrarlı-
voruz. Hangi din geleneğine ail olursa olsun ibadethanelerin. mü-
barek ve mukaddes yerlerin zapt edilmesi, kirletilmesi ve tahrip
edilmesine birson verilmesini talepedivoruz. Etnık temizliği, kadın
ve çocuklara karşı tecavüz ve cina>etleri nefret ve şiddetle kını-
yoruz. İnsani yardımın acı çekenlere ulaşmasını önleven engellenn
ortadan kaldınlmasını istiyoruz.
Eski Sovyetler Birliği ülkelerinde güç kullanılmasını kınıyoruz.
Gürcistan. Ermenistan-Azerbavcan ve Tacikistan'daki çatışmalar
derhal sona ermeli ve çözüm bekleven sorunlara başka yollardan
çare bulunmalıdır.
Kendi iradeleri dışında yurtlanndan aynlan bütün sığınmacılann
vakur vc onurla evlerine dönmelerine izin verilmesine: dini toplum-
lann kendinden sığınmacılan kabul edecek. yardım edecek vc ko-
ruyacak kurumlannı kuvveılendirmelerini; dini ve dındışı yardım
kurumlarının çalışmalannı koordine edecek usullerin geliştirilme-
sıni talep edivoruz.
Savaş ve silahlı çatışmajı topvekün kınama>a: din inancı adına
hiçbir banşçıl grup veya bölgeve karşı düşmanca eylemlerde bulu-
nulmamasını talep etmeye; farklı inançlar arasında çözüm bekle-
ven meselelerin çözümü için vapıcı divaloglann başlatılmasını iste-
meve ve kişinın dini vecibelerinı hür ve vakur bir şekilde yerine ge-
tirme hakkını talep etmeve ittifakla karar verdik.
Konferansa katılan bizler. etnik çatışmalarla meşgul olacak bir
'Vicdana Çağn Çahşma Karar Komisyonu' kurmaya karar verdik.
Bu komisvon. bu konferansta temsil edilen bütün dinlerden ve bü-
tün ülkelerin temsilcilerinden oluşacaktır. "Vicdana Çağn Çahşma
Karar Komisyonu'. komisvon üyelerine bilgi vermekten ve aşın
millivetçilik ve etnik çatışma belasını durduracak çevreleri öner-
mekten sorumlu olacaktır.
Rabbi Arthur Schneier (Başkan), AppeatofConscience Foundati-
on, Patrik Bartholomevf, Mehmet \uri Yılmazf T.C. Diyanet İşleri
Başkaıu), kardinal Roger Etchegaray (Papahk Banş ve Adalet
Konseyi Başkanı).
Hallacçılarııı cliııleribağdaştmnaçabası
• • * •
/
slam dini Hindistan'a geldiğinde
kuşkusuz reaksi\onla karşı-
laşmıştır. Her yeni dinin ortaya
çıktığı döncmlerde olduğu gibi
bağdaşımcı tutumlar zorunlu ola-
rak gündeme gelmiştir. Din vc
mezhepler arasında farklılık görmeven Hal-
lac düşüncesi. İslamla yöresel dinler ve bu
arada Budizmle bağdaşım köprüsü olabile-
cek niteliktedir. Hamadani. Celal Buhari. bu
tür bağdaşımı verleştirmeyi gerçekleştiren
Müslüman-mistik-Hindu düşünürlerdir.
Hepsi Hallac'dan yol almaktadır.
Böyle bir çabavı, Miladi XVI. yüzyılda
Ekber Şah iki İslam-Hindu bağdaşımcısı
kardeşin düşüncesivle gerçekleştinnek iste-
miştir. Hintli bir şeyh olan Mehdevi'nin
oğullan Feyzi ve Abdulfadıl. Hindu-Müslü-
man bağdaşımını gerçekleştirmenin peşin-
deydiler. Ekber Şah bunlan desteklemiştir.
Bu tür bağdaşımlara bağlı olarak tarikat-
lar da kurulmuştur. İşin ilginç olan vanı,
Hindistan'a ilk önce giden ve en etkili olan
tarikat Nakşibendilik olmasına rağmen.
Hallacçı düşünce bu tarikat içinde de yayıla-
bilmiştir. .Ahmet Sirhindi adındaki Nakşi
şeyh, Hallac'ı yorumlayarak onu belli ölçü-
de doğrulamıştır.
Hallacçılık Hint sufileri arasında da rağ-
bet bulmuştur. Mahmud Bahri Guci adında-
ki (Miladi XVIII. » ) bir kadı. Hallac gibi
ölmeyi istemiştir. Abdülkadir bin Abdulhalik
Bidil (M. XVIII. >-y) bu tür bir Hallacçıdır.
Hallac'la ilgili söylenceler özellikle Doğu
Bengal'de çoktur.
Hallac düşüncesi Java'da da vayılmıştır.
Malezya'nın Müslümanlaşmasında Hallac
felsefesinin etki ve önemi çok bü> üktür. Siti
Cenar adındaki Müslüman Hallacçı mistığe
ilişkin söylence Sumatra. Borneo \e Java
adalanndan oluşan Ma!ez>a'da bir hayli
yaygındır. XV. yüzyılda vaşayan Siti Cenar.
Hindu prensin önüne giderek "Enel Hak"
deyip onu Müslümanlığa davet eder. Ölüme
mahkum edilir. Söv lenceye göre Cenar ölür-
ken ağzından damlayan tükürük ve kanı
yapraklar üzerine düşer. Bu vaprağı yiyen
prenses hamile kalır ve onun çocuklan
araahğıyla İslam. Malezya'ya yavılır.
Malezya'da hala yaygın
Hallac düşüncesi halk arasında Malezya'-
da yaygjnlıgını sürdürmektedir. Hamza
Fansuri adında bir şair tamamıyla onun etki-
sinde şiirler yazmıştır.
Hallac düşüncesi Arap Yanmadası'nda
da vardır. Yemende Ahmed İbni Ülvan Ye-
meni (Miladi XIII. yy) Hallac'ın felsefesini
açıklamış ve Allah'a ulaşma biçimini. Hal-
lac'daki sezgiscl vöntem olarak belirlemiştir.
Mısır'da Hallacçı düşünce. ölümünden
hemen sonra İbni el Haddat tarafından Ka-
hireye getirilmiştir. Onun öğrencileri Mısır
ve Surive'de "Enel Hak" felsefesinin >avı-
lmasında yardımcı olmuşlardır. Bunların
içinde en önemlileri, Fakhir Farisi Kabri
Hallac Endülüs'ten
Hindistan'a, Java'ya
kadar pek çok ülkede
etkili olmuştur.
Hindistan'da İslam ve Hinduizırfi
bağdaştırmaya çalışan Hallacçı
düşünürler, Avrupa'da da
Hıristiyanhk ile Müslümanhk
arasında paralellikler aramışlardır.
Anadolu
ve
Mansur
Prof. Dr. Niyazi Öktem
(ölümü. Hicri 622). İbni el Farid Mürsi Va-
siri (Miladi XV. yy), Seyid Murtaza Zabidi -
dir (Miladi XVUY.vv).
Değişik inançlara mensup insanların bir
arada yaşadığı Endülüs'te Hallacçı düşünce-
nin yayılması kadar olağan bir şev düşünüle-
mez. Hallac. tıpkı Hz. Muhammed gibi tüm
inanç sahiplcrini bir arava getirmek ıstivor-
du. Müslümanların İspanyavı fethinden
sonra yanmadada Müslümanı. Vahudisi ve
Hıristi>anıbiraradavaşamakmccburiyetin-
de kalmışlardı. Bunlarda ortak pa>da, Hz.
İbrahim'den gelen tek Tann'va inanma ol-
gusuvdu.
Endülüs'te ortak motif
Endülüs'te esnafveçalışan kcsimin birbir-
lcrivlc iletişim içinde olmalan zorunluvdu.
Ticaret ve zanaa^. geçim derdi. dinsel
sınırlan ortadan kaldınr. Loncalann kurul-
ması. bu tür bir zorunluluğun gereği olarak
gündeme gelmiştir. Loncalann davandığı
manevi zemin. sosval psikolojinin gereğidir.
Başka bir anlatımla Lonca çatısı altında bir
araya gelen değişik dinlerin zanaatçısı. tüc-
can. kendilerini sadece maddi olarak değil
de manen birleştiren bir motif ararlar. Uç
tektannlı dinde bu lür ortak motif veya
paydayı bulmak hiç de zor değildir. Hallac.
Endülüs'te böyle bir ortak motif oluştur-
muştur.
Endülüs'te başlangıçta Hallac'ı yanlış yo-
rumlavan düşü-
nürler ortaya
çıkmıştır. Bun-
lardan bir bölü-
mü Hallac'ı
İsmailiye yan-
daşı olarak gös-
termiştir. Bunu.
Hasan Sabbah'-
ın. Abbasi
Hanedanı'nı
eleştirirken
"İmam Ah'den
Hallac'a kadar
tüm dürüst in-
sanJarın kanı
Abbasi halifele-
rinin boynun-
dadır" mealın-
deki sözüne da- Gelibolu'daki Hallac makamı...
yandırmışlardır. Hallac'ı Mazdeist olarak
gösteren kişiler de ortava çıkmıştır. Salih
Zeki Ata> dahi bu görüşün etkisınde kala-
rak tivatro eserini vazmış bulunmaktadır.
Bu nedenledir ki önceleri Hallac kafırler
listesi içinde yer almıştır. Endülüs'te kafırler
listesini Sokrates, Platon, İbni Sina, İbni
Rüşt, İbni TüfevT kadar götürenler olmuş-
tur.
Hallac fclscfcsıni bçnimseyen Endülüslü
düşünürlerşunlardır: İbniel Mara(XII. \\).
İbni Ahla De Lorca (ölümü. Hıcri 645). İbni
Sab'in.
İbni Sab'in antik Yunan felsefesindeki
Ezoterizmlc (Batınilik) Hallac düşüncesi
arasında bağ kurma\a çalışmıştır. \'azar. bu
felsefe\i daha sonra politikadüşüncesineak-
tarmıştır. Sevgi ve ahlaka dayalı devletin.
Allah'ın arzu vc iradcsi olduğu doğrultusun-
da özetleyebileceğimiz bu politika felsefesi
Akinolu Aziz Thoması etkilemiştir. İdeal
devlet. İbni Sab'in'egöre budünyada Mehdi
geldiğinde gerçekleştirilecektir. İbni Sab'in.
düşüncelerini vaşama sokmak için diğer din-
lerin temsilcileriyle de temas kurmuş ve kar-
deşini Papa IX. Greguara göndermiştir.
İbni Sab'in Hicri 668 tarihinde ölmüştür.
Ölümüne kadar İslam-Hıristiyan diyaloğu
için çalışmıştır.
Bir başka Endülüslü olan Şustari (ölümü.
H. 668) de Hallac felsefesini belli oranda be-
nimsemiştir. O. Hıristiyan çilekeşlerle Hal-
lac arasında paralellik kurmuştur.
Hallacçı
düşünce Ktı-
zey Afrika'da
Magrib ül-
kelerine çok
fazla yayı-
lmamıştır.
Ünlü Emir
Abdülkadir ın
babası Kadi-
riye şeyhi ola-
rak zaman za-
man Hallac'-
dan söz etmiş-
tir. Sudan ve
Afrika'nın
Müslüman
devletlerinde
aydın din ve
bilim adam-
lannın Hallac felsefesine değindiklerine rast-
lanmaktadır. Modern tasavvufun kurucusu
olan Muhittin-i Arabi. Hallac'ı en iyi vorum-
layan ve onun izınden aıden bir İslam düşü-
niîrüdür. (Miladi 1164-1240). Şeyh Ekber
diye anılan Muhiddin-i Arabi. Sünni. Şii ve
tüm İslam alemini etkilemiştir. Endülüs'te
doğan düşünür. Ortadoğu ve Anadoluya
geçerek Hallac'ı incelemiştir. Arabi'nin özel-
liği. Hallac düşüncesini felsefı bir sisıem içinc
yerleştirmiş olmasıdır. Hallac'la İsa arası-
ndakı benzerlık Muhıddın-ı Arabi'nin de
dikkatini çekmiştir. Akıl-sezgi ikilemi içinde
Allah'a ulaşılma meselesini irdeleven Mu-
hiddin-i Arabi. Hallac'dakisezgı \esevgian-
layışına aklın getirilip getirilemeveceğini
tartışmıştır. Çağımızda vaşamış ünlü Hint
Müslümanı. düşünür ve ozan Muhammed
İkbal de Hallac felsefesini işlemiştir. Keşmir-
li İkbal (Miladi 1877-1938) Urdu dili. Ingı-
lizce ve Farsça yazdığı eserlerinde İslamda
modernizmi sav'unmuştur.
Müslüman filozoflar
Suhaverdi (Hicri 550-586) ile Hal-
lac düşüncesinin felsefı. metafizik
ve ontolojik boyutlan tam anlamıv -
la ortaya çıkmıştır.
Şafi hukuk eğitimi gören Suha-
verdi. daha sonra Yunan felsefesini
incelemiştir. Kısa yaşanunın son 10
senesinde Kılıç Arslan yönetiminde-
ki Anadolu'yu dolaşmıştır. Bir ab-
dal olarak değişik kentleri ziyarel
eden Suhaverdi, sonunda Halepe
yerleşmiştir. Bu kentte o da
zındıklıkla suçlanarak Selahattin
Eyyubi'nin oğlu Malik Zahir ta-
rafından öldürtülmüştür. Suhaver-
di. dinler arası iletişim peşindeydi.
Hıristiyanlardaki kutsal ruh olayını
anlamaya çalışmıştır. Akıl-sezgi.
madde-mana. somut yaşam-mane-
vi aşk sentezleri peşinde olan Suha-
verdi, bağdaşımcı bir tutum içın-
deydi. O da Hallac gibi yaşamış ve
onun felsefesinin ana ilke olduğunu
sövlemiştir. "Ben güneşim" sözü
ünlüdür. Bununla "vahdet-i vücut"
anlayışı ortaya konmaktadır.
Yüzyılımızda Hallacçı olduğunu
açıkça belirten Müslüman düşü-
nür. Nurettin Ahmet Topçudur. Hallac'ın
Anadolu Alevilerini etkilediği bilinmektedir.
Nurettin Topçu Sünni ve nasyonalisttır.
Fransa'da 1934 tarihinde doktora yapan
Topçu ile Muhammed İkbal arasında. bir-
birlerini tanımamalanna rağmen bir paralel-
lik vardır. İradeözgürlüğü kavramını incele-
yen Topçu. aksivonun bir başkaldın oldu-
ğunu söv ler. Hereylemi birsorumluluk içer-
mektedir. Sorumluluğun temelinde ahlak
yatar. Ahlaksal sorumluluk evrensel nitelik-
te olduğu takdirde değerlidir. Evrensel nite-
likteki sorumluluk evrenle bütünleşmedir.
İşte burada Topçu. Hallac'a ulaşmaktadır.
Evrensel sorumluluk "salt hakikat"ın zor-
ladığı sorumluluktur. "Enel Hak-Ben Haki-
katim"e sorumluluk anlayışıyla gelen Top-
çu. personalist-varoluşçu çizgidedir.
Daha sonra özgürlük kavramını irdeleven
Nurettin Topçu. ahlaki içeren. evrensel so-
rumluluğu kapsavan her aksivonun bir öz-
gürlük göstergesi. bir başkaldın olduğunu
söv ler. Her insan sosyal ve çevresel belirle-
meler (determinizm) karşısında bir kaygı du-
var. Kimi insan kendini akışa kaptınr. diğeri
karşı kovar. başkaldınr. Başkaldıran insan
evrensel bovuta ulaşabilir. Başkaldın estetik
olabilır veya dinsel. mıstık bir niteliktedir.
Hallac ikinci tür başkaldın içindedir. Aslı-
nda ikisi birbirini tamamlamaktadır.
Topçu'va göre Anadolu insani kendi
vapısının bilincine vardığı oranda. Hz. Mu-
hammed ve Hallac'a uzanançizgiviözumse-
dikçe evrensel. sosyal bir başkaldın içine gi-
recektir.
YARIN: Hallac'ın felsefesi