Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 ŞUBAT1994SALI CUMHURİYET SAYFA
GENÇLIK - EGITIM
Sahnesi,sokağı,saçıyia Tmkiye'de vockif
Gençlik-Eğitim Servisi - Rock!
Ağız dolusu eneıji! Ruh titremesi!
Yürek koşusu! Amerikan hapı mı,
değil mi tartışaduralım, en yaygın, en
evrensel gençlik ateşi! Teslim ettik!
Türkiye'de rock! Şimdilerde barlann
kaosuna hapis. Ama yine alt-kültü-
rûn en revaçta müziği... Hard, heavy,
senfonik, trash, metalik veya opak...
(Kötü espri!). Türkçe, Kürtçe, Lazca,
Ingilizce, Rusça. Macarca... Her dil-
de bir yolunu bulup ûlke değiştiriyor
ya, Türkiye'de de, kıhğı-kıyafeti, sah-
nesi, ban, sokağı ve saçıyla kendine
bir üslup bulmuş rock... İki rock gru-
buyla, Kramp ve Kronik'le gazetemiz
sırurlan dahilinde hoş-beş ettik...
Sohbete Kramp'tan Doğan Sakin'le
tdris Tübcil. Kronik'ten de özer Sarı-
sakal kaüldı. Bu arada Türkiye'de
her tür mûziğe de az biraz dokun-
duk... Söyleşinin sonunda da bir soru
bir yarut oyunu oynadık, eğlendik.
tsterseniz siz de katılın...
İzleyiciyle yüz yûzesiniz. Üstelik ti-
yatrodan, sinemadan farklı olarak bir
rolü de canlandırmryorsunuz...
KRAMP - Tabii" rock bunu kabul
etmiyor. Gerçi bu arada rock şov işi
oldu. medyalaştı.
Şova karşı nusınız?
KRAMP - Yok, karşı değiliz. Fa-
kat biz rocku yaşadığımız için, para
kazanma kaygınuz yok. Ama paraya
da ihtiyacımız var. Başka bir işte
çalışmıyoruz. Bu işten kazanıyoruz.
Genelde rock yapan kitle, okuyan
kitle. Okul çevresinden arkadaşlany-
la bir grup kurmuş, yann bir gün as-
kere gidip döndügünde babası bun-
lan bir işe yerleşürir ya da bu memle-
kette müzik olmaz deyip kanal değış-
tirirler. Ben sabah beşlere kadar
çalışıyorum. ama para kazanamıyo-
rum. 80 öncesi yaşadığımız birtakım
şeyler vardı ve çok güzeldi. 80 son-
rasını yaşayan nesil ise plastik bir ne-
sil. Biz bu nesle de birşeyler vermek
istiyoruz. Görûntümüz de bir şeyler
veriyor, sahnede şov yapmamak da
bir şeyler veriyor. Aslında o bile şov.
Mesela deri pantolonlar fılan, kor-
kunç şovlar var.
Eskiden var olan gruplar, Vloğollar,
Kurtalan Ekspresi ömeğin. marjinal-
leri etrafında toplamışlardı... Şimdiyse
rock gruplarında ve izleyici kitlesinde
de sayısaJ olarak patlama var. Ancak
sizin söylediklerinizden anlaşıldığı ka-
darıyla. o eski gruplaria şimdiki grup-
lar arasında bir nitelik farkı oluşmuş.
KRAMP - Asbnda bu konu yeni
bir şey değil. Bir dönem yaşandı ve o
dönem belirli bir seviyeye gelmeden
bitti, üzerinden bir süre geçti tekrar
fılizlenmeye başladı, şimdi tekrar de-
jenarasyona uğradı. Bugünkü haüni
bir dejenerasyon olarak görüyoruz.
Eskiden kendi olanaklannla konser
verirdin. Şimdi kendi olanaklannla
konser vermene gerek yok, teknik
arttı. Ama kalitesiz bir teknikle kon-
ser veremiyorsun artık. Eskiden daha
duygusaldı.
Duygusundan kastınız ne?
KRAMP - Duygusundan kasum...
Yani bunu ben hissediyorum, bunu
anlatamam.
Sizin giyinişiniz, tavırlannız bir ifa-
de biçimi. Bu ifade biçiminn
altuıda neler var?
KRAMP - Bir uzun saçlı
gördüğünde hemen iletişim
kurabiliyordun o zaman.
Şimdi bir insana bakıyorsun
senin gjbi görünüyor, ama içi
başka. Şekilde hepsi aynı gö-
rünüyor. Bu, müzik yapan
için de gecerli, herhangi baş-
ka bir insan için de.
Rock bariardan babseder
misiııiz biraz?
KRAMP - Eskiden müzik
amaçtı, şimdi araç oldu. tçki
masasında çerez oldu. Adam
rock bara müzik dinlemek
için gitmiyor. ortam oluştur-
mak için gidiyor. Hatta iste-
mese bile saçını sakalını uy-
gun hale getiriyor, işte kan-
kız hesaplan.
Zaten barlarda izledığin
zaman rockun bir yaşam bi-
çimi olduğunu kavraya-
mazsın. Alkolün bulunduğu
ortamda ne kadar müzik ola-
bılirki...
Şarkılannıza neleri katı-
yorsunuz?
KRAMP - Kendimizle
olan şeyleri. dostlanmızın ya-
şadıklan, çevrede olanlar, her
şeyi katıyoruz. Mesela Nejat
Yavaşoğuüan'nın sözleri
günceldir, popülerdir. Orta-
ma bakıp planlanmış şeyler-
dir.
Bir eleştiri de var, ama değil
mi?
KRAMP - Var tabii, zaten
onun kişisel olarak da bir
muhalif yani var. Ama mese-
la bir Cem Karaca da zamanı-
nda ortama göre söz yazıp
söyledi. Yaşarsan yazarsın,
yaşamazsan ısmarlama olur.
İsmarlama bir yere kadar gi-
der. bir yerden sonra insan
kendisini de kandıramaz ve
biter.
ÖzeUikk son zamanlarda
gençlerin ilgisini çekebilecek,
onların dillerinden düşmeye-
cek şarkı sözleri yazılıyor. Bu
da çoğu zaman günlük konuş-
ma dilinden ya da argo söz-
cüklerden seçilmiş sözler olu-
yor. Bunlar hakkında ne düşü-
nüyorsunuz?
KRAMP - Onlar ne yaak
ki zavallı insanlar. Onlann
müzik yapmak gibi bir kaygı-
lan yok. O insanlar sadece ti-
cari kaygı taşıyorlar. Örneğin Hakan
Peker bizim mahalle arkadaşımızdı.
Önce dansçıydı, sonra şarkıa oldu.
Bu insanlar ÎMÇ'nin kuklası oldu.
Örneğin MFÖ de yaptığı şarkı larda
argoyu kullandı. Ama argoyu yoz bir
şekilde kullanmadı. Çünkü onlar ger-
çekten sanatçı kültürü olan insanlar.
Örneğin Mazhar söylediği şeyleri his-
sederek söylüyor o yüzden halk ta-
rafından da beğeniliyor. Banş Man-
ço çok güzel bir şey söylemişti. "Bi-
zim ülkemizde bir şarkı çocuk-
larımızın diline takılıyorsa o şarkı tu-
ock her dilde söylenebilir. Ama zordur. Yeter ki
siz hissederek söyleyin. Rock Türkçe olur ama
Blues olmaz.Banş Manço çok güzel bir şey
söylemişti. "Bizim ülkemizde bir şarkı
çocuklanmızın diline takılıyorsa o şarkı tutulur."
R
Kronik ve kramp, yaptıkları müziğe Türk kültüründen birçok şey kattıklannı söylüyor.
tulur." Yonca Evcimik'in Abone
şarkısmın tutulması gibi.
Yani bir tür reklam sloganı gibi.
KRAMP - Banş Manço da Ar-
kadaşım Eşek'le tutulmuştu. ama
onun bir ayncalıği da var. Banş
Manço Türk kültürünü şarkılannda
işleyen bir insan. Örneğin şarkısında
reçete veriyor. Aslında öldükten son-
ra Aşık Veysel gibi ozan olma kaygısı
taşıyor.
Peki Türkçe rock?
KRAMP - Rock her dilde söyle-
nebilir. Ama zordur. Yeter ki siz his-
sederek söyleyin. Rock Türkçe olur
ama Blues olmaz.
Neden? . „
KRAMP - Rock, entemasyon^t7u
dir. Ama Blues. belirli bir kültüre oz-
güdür yani özgün bir özelliğe sahip-
tir. Türkçe sözler yaalamaz. Aynen
bizdeki Ankara havası başka Sıvas
havası başka.
Rockun evrenseUeşntesi Rocktaki
motiflerin evrensel olmasından mı
kaynaklanıyor yoksa Batı'mn başa-
nsından mı?
KRAMP - Adamlar iyi pazarlıyor-
lar. Endüstrinin gelişmesi de
etkıli. Buraya gelen gruplar-
dan da gördük. Gruplann
tüm gereksinimleri karşı-
lamyor. Ekip çalışması
yapıyorlar. Örneğin bu in-
sanlann menajerleri vardır.
Görüşmeleri bile bu mena-
jerler belirler. Yani sanatçı-
ya bir çeşit dokunulmaz
özellik veriliyor. Bu da bu
kişiyi halkın gözünde erişil-
mez kılıyor. Adamlarduygu
ve mantığı ayınyorlar.
Peki bu sizin için bir öztem
mi?
KRAMP-Hayır. Çünkü
böyle olursa sen mekanik
olarak sadece üretmek zo-
rundasın. Senin sosyal ya-
şantını bile menajerin dü-
zenliyor.
Bir anlamda körieşiyor-
sun?
KRAMP - Örneğin ben
Deep Purple video kasedi-
ni seyrettim. Video çekimi
yapılmasını kabul etmiyor-
lar. ama bunu söylerken bile
videoya çekiliyorlar. Bu da
bir oyun. Oyunun dışına çı-
karsanız teİc kahrsınız. Siz
şöyle ya da böyle para ka-
zanmak zorundasınız. Biz-
ler para kazanma kaygısı
taşımıyoruz, ama bir biçim-
de yaşamımızı kazanmak
zorundayız. Bir de Türki-
ye'de tam anlamıyla hard
rocku ilk kez biz yaptık. Biz
yaptığımızda eleştiren grup-
lar da şimdi Türkçe yapı-
yorlar. Bugün ingilizce hard
rocku herkes yapıyor. Ama
kendi özünüzden bir şevleri
katmazsanız ne anlamı kalır
ki? Biz çok şanslı insanlanz.
Çok zengin bir kültürümüz
var. Örneğin bizdeki niha-
vent makamıyla heavy me-
tal türii çok uyuşuyor.
Şimdi de sıra Kronik'te.
Heavy metalin şiddet icer-
diği söyİeniyor?
KRÖNtK - Şimdi bazı
şeyleri tam bilmeden, o
konu hakkında yanm ya-
malak duyumlarla bir şeyler
yaanca böyle oluyor. Bu
olayın şiddetle bir ilgisi yok.
Ama heavy metalde şarkı
sözleri yalnızca sevgi. aşk
gjbi pozitif konularla ilgili
değil. Hayatm tüm gerçek-
lerini de şarkı sözlerine ko-
yuyorlar. Hayatta şiddet de var. Kö-
tülükler de var. Sevgi de var. Tabii
sözlerde bunlara da yer verince. tam
olarak bilmeden, dinkmeden >
r
üzey-
sel olarak ya da bir kıta duyup yorum
yapılınca böy le bir sonuç ortaya çıka-
bilir.
Yaptığınız müziğe Türk kültürün-
den bir şeyler katabiliyor musumız?
KRONİK - Mecburen katıyorsun,
çünkü Türk'sün ve Türkiye'de yaşı-
yorsun. Ister istemez etkilenıyoruz.
Bir \erde yaşadıklanmızı yaptığımız
için bunlar da giriyor.
Türk pop müziğinin ara sıra yaptığı
patlamalarla ilgili neler düşünüyorsu-
mız?
KRONİK - Bir tıcari potansiyel
var. Bu kitleye ne verirseniz onu ah-
yorlar. Şimdi popüler olarak lanse
edilen birtakım insanlar var. İçinin
boş veya dolu olması o kadar önemli
değil. Önemli olan bunlann ticari ge-
lir sağlaması. Çok kolay üretiliyor,
çok kolay da tüketiliyor.
Rockın 60'lardan bu yana evrimkş-
miş haline nasıl bakıy orsunuz?
KRONtK - 60'larda biraz daha
ütopiktı. Özellikle hippiler ve çiçek
çocuk dönemlerinde bir ütopya var.
Ulaşılmak istenen biraz hayal gibi bir
şeydi. Hepsi belli bir çerçevede dünya
banşı. sevgi ve kardeşliği başaracak-
lanna inanıyorlardı. Bence ulaşılması
gereken ilke de bu, ama zor. Bunun
başanya ulaşamaması sonucunda
sertreşme dönemi başladı. Aslında
yaşam başka sürüyor tabii. Hayatta
şiddet var, ikiyüzlülük var. kalleşlik
var, emperyalizm var, faşizm var,
ırkçıbk var. 70'lerin ortasında, 80'-
lerin ba^ında, punklarla rock biraz
daha gçnişledi. Nihilist ve anarko-
punklar ortaya çıktı. Şöyle bir açı
oluştu rockta:
Dünyada yaşanan olaylann diğer
yüzleri de yansımaya başladı. Heavy
metalde de bu doruğa ulaştı. Şiddeti
yansıtan şarkılar yapıldı. Hea\7 me-
tal yapan anarşist gruplar da var,
ırkçı gruplar da. devrimci gruplar da
var. 60'larda, 70'lerde bu insanlar
doğmuş, büyümüş. belli bir rock kül-
türü almış. Bir müzik beğenileri oluş-
muş, müzik kültürlen var. Fakat dü-
şüncelen ve ıdeolojileri farklı. Bu se-
fer kendi düşüncelerini o müzikle or-
taya koyuyorlar.
Sizsahneye giyinip mi çıkıyorsunuz,
yoksa gündelik kıyafetlerinizle mi?
Orada bir şov var mı?
KRONİK - Birinci planda kendı-
mizi müzikal açıdan ifade etme ge-
liyor. İyi müzik daha sonra şov. Aslı-
nda bu ikisinin sahnede birlikte ol-
ması gerekiyor. İşte biz de onu yap-
maya çalışıyoruz. Sahne, yaşamak ıs-
tediklerimizin özü. Doğal olmaya
çalışıyoruz. Hıssettirmek istedikleri-
mizi müziğimizlfc vermeye çalışıyo-
ruz. Verdiğiniz hissi kuv-vetlendirmek
için görsellik de gerekiyor. Çünkü
şarkılannızla kısıtlı şeyler anlatıyor-
sunuz. Bunlardan çok çeşitli şeyler çı-
kabilir. Görsellikle destekliyorsunuz.
Yerii popu nasıl değerlendiriyor-
sunuz?
KRONİK - Akdeniz riümleri iz-
leyiciyi etkisi altına alıyor. Türkiye
hem Akdeniz hem de Örtadoğu ül-
kesi olduğu için bu iki kültür yanıt
bulabiliyor. Belirli bir potansiyel ol-
duğu-için doğal olarak bu tür ürünler
karşılığını ve dinleyicisini bulabiliyor.
Ömeğin arabesk müzik dinleyicisini
buluyor. Çünkü Türk insanı bunu
yaşarnıştır. Duyumsamıştır. Aynı şey
Yunan ve Flamenko müzikte de ol-
muştur. Kültüre, ülkeler gibi sınırlar
çizemiyorsunuz. Biz zaten ilk başlar-
da kendimizi bu kültüre yabancı hıs-
settik. Türk toplumunun kültürün-
den çok farklıydı. Yani biz düşün-
Blrsoru
bir yanıt
KRAMP
-Ayakkabı?
Donjuan
-Gitar?
Duvgu
-Davul?
Uzaktan gelen sesler
-Uzunsaç?
Güç
-Deri ceket?
Kullanışh
-Bar?
Kafa şişirici
-Politika9
İcraat
-Özgürlük?
Dünvanın en güzel şeyi
-Ka'dın?
Olması gereken en güzel varlık
-Bıyık?
Delikanlı
KRONİK
-Aile?
AnlayLş
-Lastik A vakkabı?
Rahatlık'
-Blue Jean?
Estetik
-Deri ceket?
Güzel
-Uzunsaç9
Gözüne sokmak
-Joint?
İsteyen takılır
-Mikrofon?
Tehlikeli
-Gitar?
Organım
-Metal?
Düşüncelerimin bir bölümü
-Ağır Metal?
Daha büvük bir bölümü
-Trash?'
En büvük
-Kadın?
Şart
-Dört kadın?
Şeriat
-Şeriat?
Faşizm
celerimizle. duy gulanmızla farklı bir
kültüre aitiz. Dahadoğrusu başka bir
kültür değil de bir alt kültürün insan-
lanyız. Bu alt kültür çerçevesinde d*-
ğişik bir arayış bizi buraya getirdi. Bi-
raz da etki-tepki olayı oldu.
Daha başka eklemek istediğiniz bir-
şe> var mı?
KRONtK - Grup sözlennde genel-
likle anti militarizmi işhyoruz. O yön-
debırçabamızvar. Bizler İstanbul'un
gettolanndan çıkan çocuklar olduğu-
muz için hayatımızı o yönde yansıtı-
yoruz. Yani anlattıklanmızda çırkin-
liklerin yanında güzellıkler de var. •
^ r - y V—v—Y~-
ÜNİVERSİTEYE HAZIRLIK
Ğ
8)
3 2
x kaçtır?
A) 2 B)3 C)4
= x - y oUuğunagöre,
D)5 E)6
Şekildeki ABCD dikdörtgeni birbirine eş 8
tane dıkdörtgene ayrılmıştır.
IBCI = 24 br ise, IABI kaç br. dir?
A) 32 B)36 C)40 D)45 E)48
ÇEMBER 2 9 )
V v >' V V •
MATEMATtK-7
ORAN - ORANTI
1 )
a 3
=-=J- olduğuna göre,
b 53 a - b oranı kaçtır?
'I °>!
2a-b 8
İ luıçtf?
Clf
3)
b c
2a_f5b =
20 +5c
a . c kaçtır? •
A)16 B)25 C)36 D)64 E)100
9) Bir ABC üçgeninin yükseklikleri 4, 5, 6 ile
orantılıdır. Üçgenin kenarları birer
tamsayı olduğuna göre, çevresi
en az kaç birimdir?
A) 15 B)21 C)27 D)37 E)42
10) Bir dörtgenin içaçılarının ölçüleri sırasıyta
2, 3, 4, 6 ile oranlılıdır.
Buna göre, dışaçılarının ölçüleri
oranı asağıdakilerden hangisidir?
A) 11.9,7,3 8)6,4,3,2
C) 9,7,6,4 D) 8.7.6.4
E)13, 12,11,9
11)
a . b = 2c
b. c = 3a > js e >
a . c = 4b
a2
+ b2
+ c2
kaçtır?
A) 24 B)26 C)34 D)38 E)42
12) x, y, z pozitif tamsayılardır.
3 5 6
— = — =— oduğunagöıe,
2x 3y 5z
x + y + z toplamının en kücûk
16)
a + b + c ^±=
a .
5 3
"a : b : c" oranı aşağıdakilerden
hangisidir?
A)3:2:5 B)2:3:5 C)3:5:10
D) 5:4:3 E)6:4:3
D
3 3 )
1 7
> X + 1 = 1 . 8
ise,
4 )
},.
eşitl kaçtır?
A)73 B)84
D)116 E)131
C)95
S )
y t
mx+ 3z.
12 + 3t"
m, asağKİakilerden hangisidir?
A)3 B)— C)4 D)3y E)4y
5. =b
- = ^ = 4 ee.
b c d
13) Bir dikdörtgenin boyutlan j oranında
artarsa, alanı hangl oranda artar?
14)
— oranı kaçtır?
y
18) x. a ile ters, b ile doğru orantılıdır.
a = 3, b = 5 için x = 20 ise, a = 6, b • 15
için x kaçtır?
A) 10 B)15 C)30 D)40 E)eO
19) x,VT ile doğru, bile ters orantılıdır.
a = 12, b = 15 için x = 60 ise,
a s 3, b s 5 İçin x kaçbr?
A)4O B)45 C)75 D)90 E) 120
20) 4 ilerfnaritmetik ortası, geometrik or-
tasından 2 fazla olduğuna göre, x
kaçtır?
A) 8 B)12 C)16 D)20 E)24
21) Bir kenan 500 metre olan kare şeklinde
1
A merkezli çemberin yarıçapı 10 cm.
B merkezli çemberin yarıçapı 4 cm.
C merkezli çemberin yarıçapı r cm.
B ve C merkezli çemberler A merkezli
çembere icten, birbirine dıştan teğettir.
r nin kaç farklı tamsayı esiti
vardır?
A) 5 B)6 C)8 D)10 E) 12
26) A merkezli çemberin yarıçapı 4 cm,
B merkezli çemberin yarıçapı r cm,
IABI = 10 cm. dir.
Bu çemberler iki noktada kesıştiğine
göre, r'nin kaç farklı tamsayı esiti
vardır?
A)5 B)6 Q7 D)8 E)9
A r o '
B
Şekikte; O merkez, KDCI = ICOI = 4 br, IACI
= 6 br, A, C, D doğrusal ise, IOAI s r
kaç birimdir?
B)Aİ1 C)5
E)2lfîÖ~
3 0 )
[AT, çembere T de teğettir.
m(Â)=30
o
, m<C) = 50
o
ise,
mf3TC) = x kaç derecedir?
A) 35 B)40 C)45 D) 50 E)70
3 4 )
O, ye O2 merkezli çemberler dik ke-
sişliklerine göre, IABI kaç birimdir?
A)3 B)4 C)5 D)6 q 7
31)
B
İki çember d doğrusuna A ve B de
teğettir.
2 7 )
12
m£FC)=x kaç derecedir?
A)25 B)30 C)40 D)45 E)50
35)
A)2
kaçtr?
,i 0,1
birarazi ölçekll bir hariUda
6) x:y:z = 2 : 3 : 5
2x + y-z = 6 ise,
"x • y • x" kaçtr?
A) 18 B)24 C)30 D)36 E)40
7) a_b_c
b 3 4
a + 2b-3c=0
'a* kaçtır?
A)6 B)12 C)18 D)24 E)30
a c
Şekildeki iki dikdörtgenin alanlan eşittir.
c 2 ^ T
15) D
25Û00
kaç cm2
lik yer kaplar?
A)4 B)2 C)1 D)5 E)25
22) A _ £ B_3
B 6 ' C =
4 "
A + B + C = 76 ise, B kaçtr?
A)19 B)24 C)28 D)32 E) 38
23) 8 işçi günde 6 saal çalışarak bir işi 20
günde yaparsa, aynı nitelikte 10 Işçl
günde 8 saat çalışarak bu işi kaç
günde yapar?
A)6 B)8 C)10 D)12 E) 15
24) x - 8 ile x + 8 in geometrik ortası 6 ise,
x ile x + B in aritmetik ortası
kaçtır?
A) 7 B)9 C)10 D)12 E) 14
[EF], A ve B merkezli çemberlerin ortak
dış teğetidir.
IAEI = 2 br, ICDI = 4 br, IEFI = 12 br, ol-
duğuna göre, IBFI = r kaç br. dir?
A)6 B)7 C)8 D)9 E)10
Şekilde; O2
merkezli çemberin yarıçapı 1
birimdir. EA J. AB, FB_L AB,
IABI = 9 birim olduğuna göre, O, mer-
kezli çemberin yarıçapı kaç birim-
dir?
A)2if? C)4
E)3
ŞekikJe;m(A) = a. m(CKD) = 4a,
m(CBO) = 50° ise,
m(EDB) kaç derecedir?
A) 20 B)15 C)2S D)40 E)30
3 2 ) 36)
D C •<
O1 merkezli çemberin yarıçapı 2 birim ise,
IABI kaç birimdir?
A)4 B)4VîF C)6-
[CT, [AB] çaplı çembere teğettir.
"a" kaç derecedir?
A) 18 B)1S C)20
D) 22,5 E) 30
C teğetin değme noktası, AB // CD,
O çemberin merkezi,
D) 30 E) 15
m(0AB) = a
Gt kaç derecedir?
A) 18 B)2O C)25
ÛNİVERSİTEYEHAZIRLIKsorulan, Fatma Şahin'in eşgüdümünde İsa Deniz, Selda Tanju, Güler Öztan, Hüseyin Arayıcı'dan oluşan vavın kurulu sorumluluğunda uzman öğretmenler kadrosu tarafından hazırlanmaktadır.
I Yanıtlan 19. Sayfada