27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURIYET 1ŞUBAT1994SALI OLAYLAR VE GORUŞLER Başlarve ayaklar En kısa zamanda gerçekçı dövız kurund geçılmeh. enflasy onun gerıletılrnesııçinrasyoneladırnlaratılrnalı, 1 Ocak 1995'te AB'ye gıreceğımız kesın bır dılle açıklanmalıdır. Doğal olarak, gerçekçı kura geçmemızm de bır malıyetı v ardır Prof. Dr. NURİ KARACAN S on gunlerde malı kesımde onemh dalgalanmalar oldu Hısse senedı fivatlan hızla yukselıp. hızla duşerken do- vız fıyatlan hızla yukselme- yebaşladı 17 Ocak 1994'te 1 ABD Dolan'nın TL olarak satış de- ğen serbest pıyasada. resmı dovız ku- runa oranla yuze 10 0 daha yuksek- ken, bu fark 18 ocakta yuzde H 8'e, 19 ocakta yuzde 24 Ve yukseldı, 20 ocak- ta, Merkez Bankası'nın mudahalesıyle yuzde 119a duştu Aynı gun TRT V- m saat 20 00 haber bültenınde Başba- kan Çilkr, bozguna uğramış, ama çenebaz, Baba, yorgun \e uzgundu Fıguran rolune duşmuştu Bu arada. bu oluşumla hıç ılgısız gıbı gorunen bır o!ay, gundemdekı vennı koru>or Turkıye'nın 1 Ocak 1995'te Avrupa Bırlığıne (AB) gırmesı ıyı mı olacak. kotumu'' Bu yazınm amacı, bu ıkı ko- nuda yapılacak bır değerlendırmenın, fiyat mekanızmasının ışleyışıyle ya- kından ılgıh olduğunu gostermektır Başbakan Çıller. DYP'mn (ya da hukumetın) sadece son altı ayhk ka- rarlannı ve uygulamalannı kabullenı- yor Ama bu sure de, kendısının suçlu sayılması ıçın yeten kadar uzun bır su- re Bu surenın butununde. Turk Lıra- sı, yabancı paralara karşı aşın değer- lendınlmıştır Sonuç, Turkıve'nın 1993 yılında yaklaşık 6 0 rruhar ABD Dolan açık vermesı ve dış borçlannın bu mıktar kadar artarak 64 0 mılyar dolara yukselmesıdır Oysa gerçekçı bır kur polıtıkası uvgulaması. Tur- kıye'nın ıhracatını arttıracak. ıthalalı- nı azaltacak ve dış borcunun artması. yabancı ulkelere bıraz daha bağımlı olması gerekmevecektı Çıller nıçın gerçekçı kur pohtıkası yenne borçlan- mayı sectı 11 Çunku nasıl borç alan bır ınsan, borç almadığı duruma oranla daha rahat yaşayabıhrse. ayru şey ul- keler ıçın de söz konusudur Yabancı mallar pıyasada bol ve ucuzsa, halk çı- kıta muzu yıyebılecek \e yurtıçı uretım malıyetlennın yuksek gırdı fıyatlan nedenıvle yukselmesı gerekmeyecektı Bır cıns yapay cennet Ve memnun halk, mart sonundakı yerel seçımlerde oyunu kuzu gıbı. gıdıp DYP'ye vere- cektı Ikı uluslararası derecelendırme kuruluşunun, Turkıve'nın kredı notu- nu duşurmesı, Çıller Planı nı bozan vc halkın gerçeğı gormesını sağlayan ne- den oldu Çıller secımlerden once ger- çekçı kur pohtıkasına geeecek mı0 Hayır gecmeyecek 20 ocak gunu TV - de "iki a> daha** dıyordu Ama artık geçse de, geçmese de ışı zor gorulu\ or Özelleştinne ve gerçekler Ikı uluslararası derecelendırme ku- ruluşunun (Moodv's ve Standart and Poor's), Turkıye'nın kredı notunu du- şurmesınde. Turkıye'nın butçe açıkla- nnı kapatmadakı ve enflasy onu dene- tım altına alamamaktakı başansızlığı onemh rol oynamıştı Çıller'ın onunde dort seçenek vardı l) Vergılen artür- mak. 2) Kamu yatınmlannı kısmak. 3) Kamu ekononık kuruluşlannı sat- mak. 4) tç ve dış borçlanma Bu dor- dunden de bıraz faydalanabıhrdı Ama vergılen arttırmak ve kamu yatı- nmlannı kısmak oy kaybettınrdı Kendısınce, kamu ekonomık kuruluş- lannı satmak akühca bır ıştı Zaten ABD Başkan Yardımcısı Al Gore bu ısteğını Çıller'e hıssettırmış ve A\ rupa Bırlığı Komısyon Başkanı Jacques Delors, ozellıkle ozelleştırme uzcnnde durmuştu Ama ozelleştırmede pek hav at > oktu Portekız ozelleştıımeden 1993'te sadece 400 000 dolar elde et- rrtıştı 1994 yılı tahmını devlet butçesı açığı 189 tnlyon TL oldu Bu sadece tahmındı Yurtıcınde yuzde 30 reel ta- ız haddınde. yurtdışından vuzde 7 2- 7 3 faız haddınden borçlanabılırdık Çıller, Samuray pıyasasında 3 5-4 0 mılyar dolar değennde tahv ıl satacağı- mızdan umıtlı Bruksel'dekı Val Duc- hesse Şatosu nda, ust katta Clinton ıle Çıller baş başa goruşuvorlar Clinton soruyor "Mart seçimleri nasıl gidi- yor?". Çıller hıç duraklamadan "Bız i\igidiyoruz"karşılığmı \envor (1) Avrupa Bırlığı'ne katılmamız. bu bırlığe dahıl ulkelerle aramızdakı gumruk vergılennın kalkması da tar- tışmalara \ol atıyor 1960-1995 >ıllan arasındakı "ithal ikamesi ve koruma politikası" yetersız goruluyor Bu, 35 yıldır her gun bır kuzuyu mıdeye ındı- ren bır pchhvanın. "^aşım daha küçük, cayıra inip. onun bununla güre- şip kendimi ezdirmem. Güreşmek için daha on >ıl isterim" demesine benzı- vor Koruma. sonsuza kadar surecek bır dış tıcaret rejımı değıldır Bızımkı- lcr oncc "Niçin bizim ulusal bir sanayi- miz olmastn" dıye ortaya çıkarlar, 35 vıllık korumadan sonra, kendılenne artık uluslararası rekabete açılacağı- mız soylenınce "Ne? Rekabet mi? Çok saçma. Biz rekabet filan edemeyiz. Çö- keriz. Bu fabrikalar, ulusal servet ne olacak" dıye bağınrlar Bırgerçekvar kı, duşuk kâr oranlarında çalışmasmı sevmıyoruz Sanavıde bazı şirketlerın cıro uzennden kâr oranlan yuzde 30'- un ustunde Y uzde 5 kar oranına du- dakbukuyoruz Oysa, 126ulkedefaa- lıyette bulunan Sıemens'ın son beş yılda cıro uzennde kâr oranı şoyle 1989'dayuzde2 6 1990"da vuzde 2 6. 1991'deyuzde2 5 1992'de yuzde 2 5, 1993 te yuzde 2 4 Ama 1993'te top- lam net kârlan yaklaşık 17 tnlyon 130 mılyarTL Bızdeıse orncğın 1992yı- lında kâr oranı Ege Bıracılık ve Malt Sanayıı TAŞ ıçın vuzde 34 6. Arçelık AŞ ıçın vuzde 9 3'tur Toplam kârlar ıse sanıldığı kadar kuçuk değıl Arçe- hk'ın 1992 yılında 1993 fıyatlanyla toplam kân yaklaşık 1 tnlyon 400 mıl- yar TL Gercekten AB ıçınde rekabet ede- mez mıvız1 Yavgın bır kanıva gore. motorlu taşıtlar ve elektronık sanayıı dallan dışında AB ıçınde rekabet cde- bılınz Acaba moıorlu araçlar (kısaca otomobıl dıyelım) dalında rekabet edemez mıyız 0 Bu soruyu yanıtlamak- taşu haber yardımcıalabıhr "Otomo- ti> Sanayii Derneği'nin (OSD) 300 bin dolar (4 milyar 500 milyon TL) odeye- rek Amerikan Şirketı \lcKinse>'e ha- zırtattığı rapora gore. Türkive'de bu kesim, Avrupa'daki otomobilcilere oranla vüzde 10 daha pahalı üretim vapmaktadır. Mckinsey Raporu bu ke- sim için en az beş vıllık bir gecişdönemi onermektedir." (2) 4 5 mılyar lırayı so- kağa atmak yenne, telefonu acıp Sa- bancı Holdıng'e "\ahu, bu Toyota'h Japordar niye sizinle birlıkte yatırun yapıjorlar" dıye sorsalardı. alacaklan yanıt •'Kâr etmek için" olacaktı Ta- bıı, Toyota hesaplarında yanılmış olabılırdı Ama Honda, Mazda ve Kore'den Hyundaı de yatınm yapma- ya gelıyorlardı Nıvetlen. Turkıye ka- nalıyla AB'ye açılmak ve kâr etmektı Kaldıkı.TurkıyedeTOFAŞ, 1992 yı- lında 500 buyuk sanayı kuruluşu sıra- lamasında 5 fırmadır ve kâr oranı yuzde 11 7'dır Oyak-Renault, aynısı- ralamadaö fırmadır ve kâr oranı yuz- de yuzde9 8'dır AyrıcaTOFAŞ, 1994 yılı ıçınde onemh bır genışletme yatın- mına gırecektır Pekı bu McKınsey Raporu ne oluyordu1 Bu gıbı raporla- nn fıyatı muşterının ıstedığı sonuca gore behrlenır Bu raporlar bazen çok ıyı teknısyenler tarafından hazırlanır ve rapordakı sonucu sağlayan hılenın yakalanması çok guç olabıhr Bu kez. daha raporu gormeden. yanıltıcı sonu- cun nereden doğduğunu anlayabıh- yorsunuz Otomobıl uretımının gerek AB ulkelen. gerek "lurk uretıcılenne malıyetının karşılaştınlabılmesı ıçın. farkîı para bınmlen halınde ortaya çı- kan mahyetlenn tek bır para bınmıne donuşturulmesı gerekır AB'ye aıt parlann değen dcnge değenyse. fakat Turk lırası, obur paralar karşısında aşın değerlendınlmışse, bu karşılaştır- ma Turkıye'de uretılen otomobıhn (orneğın ABD Dolan olarak) malıye- tını yuksek çıkaracaktır Pekı, elektronık sanayıınde AB ıle rekabet edcbıhr mıyız9 Hayır Bu alan- da genyız Ama bu alanda AB'ye da- hıl Yunanıstan, tspanya, Portekız de bızden ıyı değıl GenyekalanAB ulke- len de elektronık sanayıınde dunyanın en ılen ulkelen değıl Pekalâ Japon ve ABD gınşımcılen, bu alanda Tur- kıye'de Turk ortaklarla yatınm yapa- bıİır Örneğın bır Japon fırması. Tur- kı> e'de ortak olarak bır > atınm y apsa, boyle bır yatınm Japonya'nın yaran- na mıdır. İurkıye nın yaranna mıdır 9 Her ıkı ulkenın de varannadır Sonuç Turkıye'de ucretlenn duşuk olması, Turıye'de yapılacak yaıınmlann art- masını ve Turkıye de ışsızhğın azalma- sını sağlayacaktır Bu Turkıye'yı somurge yapmaz mı° Hayır Son yıl- larda ABD'de yapılan toplam yatı- nmlar ıçınde yabancı yatınmlann payı gjderek yukselıyor Bu, ABD'yı so- murge mı yaptı0 Hayır O da başka ulkelerde yatınm yaptı Bız de zaman ıçınde aynı şeyı yapmaya çahşabılınz Herkesın tabanca taşıdığı bır donem- de cebınde muşta ıle dolaşmak sadece gulunç olur Turkıye'nın AB'ye gırmesı, rekabetı artunr Daha fazla ışçının çalışması ıçın Turkıye'de gerçek ucretlenn duş- mesı gereİcmez, çunkü gerçekçı kura gore, AB ulkelen ıçınde en duşuk ucret Turkıye'dedır Rekabet, Turkıye'de kâr oranlannı duşurur Benzer şekıl- de. Turkıye'de gerçek faız hadlen > uk- sektır Bu Turkıye'ye sermaye gınşıne >ol açacak. faız hadlen duşecektır Boylece rekabet. Turkıye'de mal ve hızmet fıyatlannı ve sermaye gehrlen- nı duşurur Ucretlenn toplam gelır ıçındekı payı yukselırken, sermaye ge- Urlennın toplam gelır ıçındekı payı duşer Sanayıcılermutlakrakamıuba- nyla eskısı kadar kâr elde etmek ıçın daha etkın uretımde bulunmak, kendı teknolojılennı yaratmak. yenılıkler yanmak zorunda kalacaklardır Bunu yapamamalan ıçın de bır neden yok- tur Ne var kı, en kısa zamanda gerçekçı dovız kuruna geçılmeh. enflasyonun genletılmesı ıçın rasyonel adımlar atıl- mah, 1 Ocak 1995'te AB'ye gıreceğı- mız kesın bır dılle açıklanmalıdır Doğal olarak, gerçekçı kura geçmemı- zm de bır malıyetı vardır Gerçekçı kura geçınce dış tıcaret hadlen aleyhı- mıze donecektır Bır başka deyışle. ar- tık, aynı mıktarda ıhracat karşılığında daha az mal ıthal edebıleceğız, ya da aynı mıktar mal ıthal etmek ıçın daha fazla mal ıhraç etmek zorunda kalaca- ğız Ama her yanlışın bır malıyetı var- dır Bu mahyet, AB've gırmemızın bır malıyetı değıldır Fiyat sistemi doğrıı sinvaller \enmek zonındadır. ll)MıBı>el, UOcak 1994 i:)Cutnhunv«t, l ARADA BIR RECEP BİLGÎNER Hani Ahlak, Hani Program Ulkemızde demokrası var mı, yok mu? Kımılerı var dı- '^br, Kımılen yok dıyor 7 Kımıleri de var ıle yok arasında bTr şeyler soyluyor Yanı "Demokrası var, ama noksan- îarı var Demokrası zor yerlesır, benımsenmesı, özum- senmesı zaman alır gıbı gerekçeler Bız, uçağı, oto- mobılı.televızyonu bılgısayan otekı teknıkgelışmelerı butunuyle alınz da, demokrasıye geldı mı zamana bağ- larız, gelışme kurallarını one surerız Dunya'da en guzel orneklerı var bu demokrasının neden ornek alınmıyor dendığınde de, her ulkenın, her toplumun ozellıklen var Kurallann bunyemıze uydurulması gerekır gıbı savlar ılerı surulur Sanırım, hastalik, demokrasının kurallarında değıl, bı- zım toplumsal bunyemızde Bazı konularda, bakarsınız, yasalar ılerdedır, toplum gerıde kalmıştır Bazı konular- da, toplum ılerdedır yasalar gerıde kalmıştır Dunyada- kı.hızlıgeıtştm hızlıdeğışım ulkemızedeyansıdığııçın, gereken kıvraklığı gosteremıyoruz Bırey olarak toplum olarak, hukumet olarak partıler olarak Bu yuzden, za- man zaman, bocalıyoruz yalpalıyoruz Demokrası goruşumuz bıreye gore kurumlara gore değışıyor Şoyle bır kendımızı yoklasak, acaba ben yete- rınce demokrat mıyım dıye sorsak, tarafsız bır cevap verebılır mıyız? Sıyasal partıler, demokratık duzenın vazgeçılmez öğelerı değıl mı'' Evet öyleyse, demokratık ılkelere tam uyum onceoralardabaşlamalı Lıderden başlamalı Demokrasımızın geleneğınde partıler programlann- dan çok, lıderlerın şahsında guç kazanıyorlar Bu duy- guyla, orgut yanı orgutun uyelerı lıderı, yavaş yavaş putlaştırırlar karşı konulamaz bır guç halıne getırırler Bu da lıderın yanlışlarına, beğenılmeyen yanlarına eleştırı yoneltılemez bır durum yaratır Boyle bır şey yapmaya kalkışanlar hemen 'partı haını' damgasını yer Yada "bu adam partıyı bolmek ıstıyor susturulsun, partıden atılsın ' tehdıtlerıyle karşı karşıya bırakılır Ve bunun adı da partı ıcı demokrasıdıri Lıderler hemen "bırlık ve beraberlık ıçınde olmalıyız sloganına sarılır- lar Şu yerel seçımlerle ılgılı goruntuye bakın kım seçıyor, buyuk ıllerın, orta ıllerın hatta ılçelerın beledıye başka- nı adaylarını'' Adaylar sankı bırer dama taşı Lıder şu ılçeden alıyor, bu ılçeye verıyor Ya da, hıç partıcı olma- mış, olsa bıle, daha dune kadar kendı partıstne sovup saymış bırını gokten zembılle ındırır gıbı, bır şehrın ba- şına beledıye başkan adayı olarak taytn edıyor Hani orgut hani orgutun onseçım yapma hakkı'' Hani partı orgutlerı çevresındekı halkın nabzını tutan kuru- luşlardı^ Bu tepeden ınmecılığın dayanağı ne^ Lıderın dokunulmazlığı mP Orgutun kısılıksız, teslımıyetçı oluşu mu? Ya da, partı kademelerınde o beldenın beledıye başkanlığını yapabılecek nıtelıkte kımsenın bulunmayışı mı' Eğer oyleyse, partı orgutlerıne ne gerek var' Yanı partı orgutlerı, beledıye başkanı, ılerde devlet adamı olabılecek değerde kımselerı bunyesıne almıyor- sa, daha one alınmış olanları dışlıyorsa demokrasının temelı nasıl oluşturulacak' Bu arada bır başka aymazlığa daha tanık olduk Na- zar değmesın mılletvektlınden burokratına kadar uza- nan bır yolda, sıyaset pazarının fırsatçıları futbolcu transferlerı gıbı yerel seçımler oncesı buyuk bır partı- den partıyegeçmekıvraklığı gosterdıler Dunduşmandı, bugun dost Dun kotuydu, bugun ıyı Hani ılke hani ınanç' Hani sıyası ahlak' Kulaklar tıkanmış gozler kapanmış sıyasal ahlak de- nılen saygınlık ortadan kaldırılmış Gelecek adına, tuyler urpertıcı Sıyasal taşlamalarla ılgılı televızyon dızılerının tıyatro oyunlarının seyırcı taratından, neden çok tutulduğunu şımdı daha ıyı anlıyorum Hukumet uyelerınden, mıllet- vekıllerıne oradan partıcılere kadar uzanan zıncırde, eleştırıler alaylar hatta kotulemeler, halkın duygulannı yansıtıyor da ondan Şeriat9 hııkuk değîldîr... Laık hukukun dınsızlık hukuku olduğunu söyleyenler de, laıkhğın dınsızlık demek olduğunu yazanlar da şenatçılardır. 70 yılhk Cumhunyet donemı boyunca ne Müslümanım dedığı ıçm bır kımsenm ağzı tıkanmış, ne oruç tutanın boğazına su akıtılmış. ne de camıye gıdenın yolu kesılmıştır... 1VRJHAMMED DAFİ Emekli Vaız ~~ Yute mahkemcnın başkanı Sayın Yekta Giıngor Özden'ın, bır konuşmasında "...şe- riat da, anayasamıza %e vasalara gore tıpkı fahişelik gibı bir suçtur..." demesı gonulle- rıne Atatürk'u. Ataturk un devnm ve ılke- lennı sındıremeyenlen çıleden çıkardı O sozlen bahane sayarak. Ataturkçulere. laık dunya goruşunden yana olanlara ve once- lıkle de Sayın Özden gıbı. laık anayasa du- zenını savunanlara veryansın ettıler Laık kulturlen, genel kulturlen gıbı dın kulturle- rı de sağlam olmadığı ıçın dindarlık ıle din- ciliği, şeriat ıle inanc te vicdan ozgürliığünü bırbınne katıp kanştırdılar Daha da >a- him olanı "... hukukun ustünluğüne. de- mokratik \c laık C umhuriyetc. Ataturk ilke ve inkılâplarma bağh kalacağuna (...) ana- vasaya sadakattan avrılmayaeağıma; bü- \ük Turk milleti onunde nanıusum \e şere- fım uzerine ant içerim" dıvenlenn. bu sozlennı unutmuş gorunerek "... şeriat, in- sanları yuceltmeyi amaçlar..." sozlenyle, ulus devletin, y anı laık Turkıye Cumhunye- tı devletının temellennı, dın ve şenat adına. kundaklamaya calışan köktendincikre ar- ka çıkar bır tutum ıçınde gorunmelendır Bılındığı gıbı şeriat, şer kokunden ture- mış bır kavramdır Azıcık kurcalarsanız şerar ve şerat vb oldukça çırkın ıçenklı kav ramlara v anrsınız Osmanlı'nın dılınde şeriat bıçımınde çoğullanan sozcuk aslında şerai'dır Şenat ne dındır, ne de hukuk Kı- şısel yargı, kışısel hukum ıçenğmdedır Bel- kı de. Hammurabi kanunlannda geçen ve kışısel tutum. kışısel zıhnıyet anlamlanna gelen öş ya da üş sozcuklennden Kur'an'a yansımış olabıhr Ancak şu var kı. ne Hz. Peygamber donemınde, ne de ondan sonra şerai'nın ne olduğuna uygulamada nasıl bır yol ızleneceğıne daır herhangı yazılı bır belge \oktur Butun dın bılgınlen şenatı. Kur'an hukumlerine uymak olarak tanımla- mışlardır Kur'an yazıya geçınlırken de. ibadet kuralları dışında. muamelata daır herhangı bır ne açıklama yapılmış. ne de vazılı bır belge hazırlanmıştır Bu yuzden şeriat, yanı Kur'an'ın dunya ışlenne daır hukumlen. zamana ve kışısel anlayışlara bırakılmışıır Bugun Turkiye ve Mısır'ı saymazsak. hemen butun Islam ulkelen. şenaıla. yanı Kur'an hükümlerine göre, >o- neltıldıklennı sovleveceklerdır Fakat gelın gorun kı uvgulanan Kur'an hükmü hıçbır ulkede otekının aynı değıldır Kur'an huk- munun değışlınlemeyeceğı, Kur'an'dan tek bır sozcuğun gozardı edılmesının bıle dınsızlık sayılacağı ıddıalanna karşın. aynı değıldır Neden 0 Çunku şeriat, hukuk de- ğıldır Kışısel ve cemaatsal voruma bırakıl- mış bır muamelat kapısıdır Laık Cumhun- yet duzenını ıçlenne sındıremeyenler, Osmanlı'nın. şeriat duzenıyle buyuduğu- nu(') soyler dururlar Gerçekte de. gelmış geçmış ve gunumuzde, şenat duzenını en tutarlı bıçtmde uygulayan Musluman top- lum. Osmanlılar olmuştur Buna karşın Osmanlılar bıle şenat uygulamasını açık seçık ortava kovan herhangı yazılı bır belge oluşturamamışlardır Şenat. padışahlann, vezır vuzeranın, şeyhuhslamın ya da kadı efendının ıkı dudağının arasında kalmıştır Sozgelımı, gunumuzde çok tartışılan ka- dı n-erkek ılışkılenne bakalım, evlenme ve boşanma konusu Kur'an'da. Nisa suresı- nın 35. ve Talâk suresının 2. ayetınde zıkre- dıimıştır Osmanh arşıvlennı kanştınrsa- nız. evlenme ve boşanmaya daır bınlerce hükum bulursunuz Ancak bu hükümlerin hıçbırı otekını tutmadığı gıbı, çoğu da bır- bınnı bozar. yalanlar Bu belgeler de. Me- ceüe'nın hazırlanmasından, yanı 187O'lı yıllardan sonra elde edılebılen belgelerdır Bu tanhten oncekı uygulamalar. daha çok sozlu olduğu ıçın. karanhktadır Tana- mat'tan oncekı donemlerde şenat nasıl uygulanıyordu. bunu, açık seçık belgelerle tartışamıyoruz Şenat'ın bu başıbozukluğuna son ver- mek ıçın Cumhunyet. laık hukuk sıstemını benımsemıştır Laık hukuk. yaalı hukuk. akılcı hukuk demekur Anayasa Mahke- mesı Başkanı"r.ın sozlennı çarpıtanlann ılen surduklen gıbı, Turkıye'de laık huku- kun dınsızlık hukuku olduğunu ya da laık- hğın dınsızlık demek olduğunu hıç kımse ne soylemış. ne de yazmıştır Laık huku- kun dınsızlık hukuku olduğunu soyleyen- ler de. laıkhğın dınsızlık demek olduğunu yazanlar da şenatçılardır 70 yıllık Cumhu- rıyet donemı boyunca ne Müslümanım dedığı ıçın bır kımsenın ağzı tıkanmış. ne oruç tutanın boğazıra su akıtılmış. ne de camıye gıdenın yolu kesılmıştır Anayasa Mahkemesı Başkanı "şeriat fa- hişelik gibidir" demedı Ya ne dedı° Bugun- ku yasalara gore fahişelik nasıl bır suç say ı- lıyorsa, bugunku nesnel hukukumuza gore şeriat da suçtur, dedı Bu sozlenn neresınde aşınlık var. neresı bır makamm isrisman? Tanhımızı şoyle bır gozden geçırecek olur- sanız. Turk toplumu hıçbır zaman. din iste- •im, şeriat isterim, dıye ne sokaklara dokul- du. ne kazan kaldırdı Din ve şeriat isterük çığlıklan hep halkın dışından. kravatlı efendılerden ve halka rağmen halkı yonet- mek ısteyenlerden. halkın dın ve ınanç duy - gulannı somurerek kasalannı dolduranlar- dan geldı Önce halkı. dın elden gıdı>or laıklık dınsızlıktır şenat senı kurtaracak dıye ayarttılar, ondan sonra da, halk dın ıs- tıyor halk şenat ıstıyor dıye ortalığı velve- leye verdıler Yuce Ataturk'un dedığı gıbı. bu ulkeye her turlu kotuluk, her turlu me- lanet dın olarak, ınanç olarak değıl. dın ve ınanç kısvesıne bürunerek geldı. şenat da- vullançalarak geldı PENCERE TARTIŞMA İstanbul, İstanbul'dan kurtanlamaz I stanbul'a nufus akını yoğunlaşmaya 1935-40'larda başladı Antıbıyotıklenn bulunması ve uygulanması sonucu olumlenn azalması ıle az gelışen verlerde ve ulkemızde nufus artması ıv me kazandı Tanmda v e sanav ıde ış olanaklannın y urt duzeyınde gelıştınlmemesı nedenı ıle de nufusun koylerden şehırlere, onlardanen fazla çaltşma umuduveren Istanbul'a akması gozler onunde cereyan ettıveedıyor Nufus y ığılmastnın sonucu. doğanın tahrıbı ve gecekondu artmasıdır Gecekonduya beledıye hızmetı goturmek ıkı ucukırlıbırdeğnektır Orava su. elektrık. y ol gıderse koşullar av nı kaldıkça az ılende y enı gecekondular belınr Goturmezsenız\atandaşın haklı yakınmalan. beledıyeyı ve ıktıdan zorlama gınşımlen çoğahr Bu arada polıtıkacının gecekondu ov lannı a\ lama oyunlan tuz, bıber olu\, or Imar aflan, tapu dağıtmalar. plansız bannak ozendırmelen ortadakı kar y uv arlağını durmadanbuvutuvor Bu durumda ne yapılmalı 0 Saptamalar asla polıtıkacıya bırakılmayarak Devlet Planlama Teşkılatı'nm vereceğı programa gore, emek > oğun ış olanağı sağlayacak yaıınmlann başta istanbul a çok ışgucu gonderen yerlere yapılması ılk onlemdır Devlet yatınmlan ıle ışyerlen kurulması ya da genışletılmesı, şu gunlerde ozelleştınlmesının moda olmasına bakılmaksızın KIT'ler ehy le yapılacaktır, kaçınılmaz olarak Buyola, şımdı değılse ılende, fakat İstanbul problerru daha da ağırlaştıktan sonra gınleceğinı soylemekkehanet sayılmamahdır Guneydoğu'da askıya alınan yatınmlann da bu programda kullanılması şu aktıf pohtıkanm parçası olacaktır Kamu parasının kredı olarak Anadolu'da *'<jzel"e v enlmesı şımdıye kadar yapıldığı gıbı, onun en kısa yoldan İstanbul'a aktarılması ıle sonuçlanacaktır "Özel"e oralarda ucuz enerjı. vergı kolayhklan ve benzer yararlar sağlamak. uygulanacak pohtıkayı tamamlayacaktır Bu gınşım Istanbul'un derdını şıp dıyekesecekdeğıldır Sonuç v ermeye başlaması ıçın kuşkusuz yılar gerekecektır tstanbul'u İstanbul ıçınde alacaklan önlemlerle kurtarmak uzere beledıye başkanlığına soyunanlar bunlan bılmıyor olamazlar. onlar medyum değıller. kor ya da akıl ozurlu değıller. fakat ne olduklan da anlaşılmıy or Dr. İsmail Ankan TRT'nin 26'na Yılı... Elektronık medyanın cangılında, reklam pastasmdan en buyuk payı koparmak uğruna bırbırını yıyen ozel tele- vızyonlardan her bırı, ortak olduğu gazetede havasını atıyor - En çok ben ızlenıyorum1 Aynı gun, çeşıtlı gazetelerde .zlenme olçeklerı yayım- lanıyor, her gazete bağlandığı televızyonu başa çıkarı- yor Pekı, yayın kalıtesı, ıçerığı, değen ve haber program- larının doğruluğu uzerine bır değerieme yapılıyor mu' Kıme rastlasanız, ağzından ozel TV lere ılışkın olarak çı- kan ılk laf - Bayağılık - Yuzeysellık - RezaleV özel televızyonda çalışan kadrolann ıçınde çok de- ğerlı gazetecıler, yazarlar, yayıncılar sunucular, muha- bırler, yorumcular varken ve bunca para harcanırken ortaya çıkan uretımın ıçerıksızlığı neye bağlanabılır' Izlenmeye değer programların gun geçtıkçe azalması- nın gerekçesı nedır' Denebılır kı - Ne kultur, ne sanat, ne doğru haber, ne ftkır onemlı1 Özel televızyonları guduleyen ıkı ıtıcı guç var Bırı para kazanmak, otekı toplumda guç kazanmak' Televızyon alanmda bır yasal duzenleme yok, korsanlık geçerlı Bu başıbozukluk hırsları daha da korukluyor, tum moral de- ğerler gerıye ıtılıyor • Ne olçude ızlendığını bılemıyorum, ama, bu ortamda TRT'nin yıldızı parladı ÖncelikleTRT2 VeTRT3 özel televızyon cangılına belkı daha çok muşterı rağ- bet edebılır, ama, bu neyı değıştırır' 900'lu telefonlarda kadın pazarlanıyor, çoğu yerlı ya da yabancı fılmde ba- yağılık pıyasası sergılenıyor, vampırler kan ıçıyor, kızla- rın kadınların ırzına geçılıyor, hortlaklar kemık Kırıp kafatası parçalıyor, termınatorler ış bıtırıyor, yatak sah- nelerınde yastık yorgan, al takke ver kulah, yosmaların marıfetlerı sergılenıyor, ıskeletlerle garıp yaratıkların savaşımlarında korku borsası kuruluyor, Uzakdoğu'da suregelen kung-fu kavgalarında bobrekler koparılıyor, cığerler sokuluyor, zengın kız fakır oğlan ya da fakır oğ- lan zengın kız oykulerıyle suregelen ılkellığın sonu gel- mıyor, mekanık seks sahnelenyle kopuk senaryolann bırbınne eklenmesı bıtmıyor, ınsanları savaş ve vahşet yollarında pompalayıp canavarlığa ozendıren propa- ganda tukenmıyor, uçkâğıtçılıkla lotaryanın kışkırtıcılı- ğında koşe donmecılığın felsefesı koruklenıyor, bır ıncır çekırdeğı doıdurmazcasus ve ajan fılmlennın usandırıcı yınelenmesıyle ızleyıcıler aptallaştınlıyor evlerın oda- larını dolduran ımdat çığlıklarından ve feryatlardan kur- tulmak ıçın doğru durust bır kanal arayışının zappıngın- de devlet televızyonları kımı zaman bır vaha değen kazanıyor Kultur Sanat Bılım, belgesel, tartışma muzık, resım, tıyatro, opera, mımarlık, tarıh, sınema bale dunyasında çağdaş değer- lerın ınsanı -az buçuk da olsa- TRT 2'nın ya da TRT 3 un kanallarına yonelerek doyurucu programlar yakalaya- bılıyor > TRT'nin 26'ncı yılı kutlanıyor Daha ozerk ve devlet denetımınden daha bağımsız bır kurumun hukuksal yapısı kurulabılırse TRT nın demok- rasıye donuk yuzu de aydınlanabılır Ne yazık kı şımdıye dek bu ozerklık sağlanamadı, sı- yasal ıktıdarın golgesı TRT nın ustunden sılınemedı Oysa bu amaç gerçekleştığınde devlet televızyonunun gunumuzTurkıyesı ndekı değen paha bıçılmez bır ıçerık kazanacak Canımız, can dostumuz. guzel ınsan, oğlumuz OĞUZ KOÇAK'ı kaybettık. Çocuklann ıçın çektığın ozlem senı erken ayırdı bızden Guzel gunler gorecektı senınle birlıkte ÖZGE GÜLÜM, BARIŞ CAN. Sen v *Bız zor olanı seçtık" dı\ ordun \e güzel günler ıçınçabalı>ordun Bız guzel günlen Ozge Gulum ve Banş Can'la beraberyaşayacağız Senm ıstedığın gıbı Senı sevıvoruz KOÇAK, ESMER ve ÖZATAY AtLELERİ Göremediğimiz, koklayamadığımız, elini tutamadığımız babamızı kaybettik. Onu seviyoruz. BARIŞ CAN KOÇAK ÖZGE GÜLÜM KOÇAK ELEMANARANIYOR Gazete bayıınde çalışacak, bılgısayardan anlayan eleman aranıyor Tel.:2494917-2450997
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle