Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1ŞUBAT1994SALI CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
İlçe başkanının
katil zanlısı
yakalandı
• MUĞLA (AA) - Milliyetçi
Hareket Partisi Bodrum îlçe
Başkanı Ibrahim Faysal
Şakar'ın katil zanlılanndan
bırisi, Aydın'ın Kuşadası
ilçesinde yakalandı. Emniyet
Müdürlüğü yetkililerinden
aünan bilgiye göre Denizü ili
Buldan ilçesi nüfusuna
kayıtlı Ahmet Karaca (27),
Şakar'ın katili olduğu
ıddiasıyla gözaltına
almdi. Karaca'nın
ifadesinde. cinayeti Trabzon
ili nüfusuna kayıtlı S.Ö. (l8)
ile birlikte işlediğini itiraf
ettiği bildirildi.
Kadınlardan
laiklik mitingi
• ANTAKYA (Cumhuriyet)
-TürkKadınlarBirliği
Antakya Şubesi, "laiklik"
ilkesinin anayasaya girişinin
yüdönümü olan 5 şubatta bir
mitingyapacak. Aııtakya'nın
çeşitli yerlerine asılan afışler
ve dağıtılan el ilanlanyla
duyurulan miting için 5 şubat
cumartesi günü 10.30'da
Kadınlar Kulübü önûnde
toplanılacak ve Atatürk anıtı
önüne gidilecek.
Dinamifin
dupuşması
• tST ANBUL (AA) - Kanal
6 televizyonunda
yayımlanan Dinamit adlı
programın yapımcılan Neşe
Düzel ve Ahmet Altan
haklannda, programa
çağırdıklan kişilerin
konuşmalannda "bölücü
propaganda" yaptıklan
gerekçesiyle açılan davaya
Istanbul 1 numarab
DGM'debaşlandı.27
Haziran 1993 tarihinde
yayımlanan programa
katılanlardan Mehmet Selim
Okçuoğlu ve haklannda
gıyabi tutuklama karan
bulunan Recep Maraşlı ile
Abdülcabbar Gezici'nin 2-5
yıl arasında hapis ve 50-100
milyon lira arasında para
cezasıyla
cezalandınlmalannın
istendiği davanın dün
yapılan duruşmasında Düzel
ve AJtan'ın sorgulan yapıldı.
İnterstar'aceza
'davası
! • ANKARA (AA)Ankara
ICumhuriyet Basın Savcılığı,
bir haberde, "Keçiören
Belediye Başkanı Hamza
Kımuzı ve beiediye
çalışanlanna hakaret ettiği"
gerekçesiyle, İnterstrar
televizyonu muhabiri
Sadettin Teksoy hakkında 2
yıla kadar hapis cezası
istemiyle dava açtı. Ankara
2.AsliyeCeza
Mahkemesi'ndeki davanın
ilk duruşmasına. sanık
Teksoy katılmadı. Mahkeme
Başkanı, Erkal Zenger'in
bilirkişi atanmasına ve sanık
Teksoy'un ifadesinin
alınabilmcsi için İstanbul
Fatih Asliye Ceza
Mahkemesi'ne yaa
gönderilmesine karar vererek
duruşmayıerteledi.
Sıvas olayları
•SIVAS(AA)-Sıvas'ta2
temmuz cuma günü
meydana gelen ve 37 kişinin
ölümüyle sonuçlanan
olaylarla ilgili tutuklu 14
sanık lehine, 65 kişi tanıklık
yapü. Ankara DGM'nin
talimaü üzerine 14 sanık ile
ilgili tanık ifadeleri, Sıvas 2.
Ağır Ceza Mahkemesi
tarafından ahndı.
Mahkemede dinlenen
tanıklar, sanıklan olaylar
sırasında başka yerlerde
gördüklerini öne sürdüler.
•TVServisi-HBB,
değişikliğe bir değişiklik
dahayaptı. "Rehineler"
adlı fılm yayın
akışına ahndı. Aynca
"Bitmeyen Gün" adlı füm de
yayından kaldınlarak yerine
"Şafakta Kızgınlık"
programa alındı.
"Rehineler" bir haydutun
ağabeyinin 73 tren yolcusunu
rehin alarak takas
önermesini konu alıyor.
"Şafakta Kızgınlık" ise belalı
kardeşlerin peşine düşen bir
dedektifın başmdan geçenleri
konu ahyor.
HBB'den yapılan
açıklamaya göre "Şafakta
Kızgınlık" adlı fılm 22.30'da
ekrana gelecek. Ancak daha
önce gönderilen yayın
akışında o saatte "Serbest
Kürsü" adlı program
yayımlanacak. Tam bir yayın
akışı verilmediği için
belirtilen saatte hangi
programın yayımlanacağı
belüdcğil.
öte yandan TRT 3'te yapılan
değişikliğe göre 21.00-22.45
arasında yayın akışı şöyle
olacak: 21.00 Genç Haber /
21.152.LigDosyası/22.15
Üniversitelerimiz / 22.45
Gizli Görev.
Devletilaçfabrikasıkursım
Yurtoğlu İlaçlan Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Yurtoğlu, devletin kendi
fabrikalannı kurarak ilaç şirketlerinin tehditinden kurtulabileceğini belirtti
GÜNDÜZİMŞİR
7
980 yıkndan bu yana
eşdeğer ilaçlardan en
ucuzunun alınması için
çeşitli kampanyalar
düzenleyen Yurtoğlu İlaçlan
Yönetim Kurulu Başkanı Cen-
giz Yurtoğlu, SSK'run ilaç şir-
ketlerinin boykotlanndan kur-
tulmasının tek çözüm yolunun,
kendi fabrikasını kurması oldu-
ğunu söyledi. Yurtoğlu, ilaç şir-
ketlerinin tehdidinden uzaklaş-
mak için Fransa ve Italya'da
devletin ilaç fabrikalan kurdu-
ğunu belirterek. "SSK'nm ucuz
ilaç alınu uygulamasına, yakm
bir tarihte Emekli Sandığı ile
Bağ-Kur da katılmak için çalı-
şmalar yapıyor. Bu gerçekleştiği
takdirde devlet, ilaç rüketiminde
yüzde 50 gibi bmiik bir oranı ya-
kalayacak. Bu da 1 milyar dolar
demektir" dedi.
SSK ile ilaç şirketleri arasın-
daki çekişme sürerken, soru-
nun kökten çözümü için taraf-
lar, arayış içine girdi. SSK'nın
ilaç şirketlerinden ileride gele-
cek 'boykot' tehditlerine karşı
geliştirdiği yöntemler arasında
fason ürerim. ithal ilaç ve fabri-
ka kurmak gibi çok yönlü çö-
züm yollan olduğu öğrenildi.
SSK'nm 'Ucuz ilaç' uygulama-
sına tam destek veren Cengiz
Yurtoğlu şunlan söyledi:
"İlaç şirketlerinin aralannda
birlik sağlayarak ortak çıkarla-
rını koruması daha önce de bir
çok ülkede > aşandı. En sıkı bas-
kı altına giren devletlerdcn İtal-
ya ve Fransa kendi fabrikalannı
kurdu. Italya'da "Monte Catini"
ve Fransa'da kurulu " Rhoune
Poulenc' bu şirketlerden sadece
ikisi. Devletin yüzde 50 'sinden
fazla hisseye sahip olduğu bu
fabrikalarda araştırmaya büyük
para ayrılıyor ve yeni moleküller
keşfediliyor. Aslında, Türkiye'-
de de artık bu şartlar oluşmak
üzere."
Sağlık Bakaru'nın "İlaç şir-
ketlerinin SSK'ya ilaç satmaya-
cakları konusunda bir şikayet
almadık" sözlerini de samimi
bulmadıklannı ifade eden Yur-
toğlu, sorulanmızı söyle yanıt-
ladı:
- İlaç şirketlerinin SSK'yı
boykot kararı sizce hangi neden-
lerden kaynaklanmtş olabilir?
YLRTÖĞLU- İlaç şirketle-
rinin İlaç ve Eczacılık Genel
Müdürlüğü'nden aldıklan fı-
yatlardan daha ucuz bir şekilde
Sendikalardan Ceylanm mahkûmiyetiniprotesto
İZMİR (AA) - Türk-İş 3. Bölge Temsilcisi Mustafa
Kundakçı. Petrol-İş Genel Başkanı Münir Ceylanın
düşüncelenni açıklaması nedenjyle 20ayhapse mahkûm
edilmesini, 48 sendika şube başkanı adına protesto etti,
Kundakçı, şube başkanlanyla birlikte düzenlediği basın
toplantısında, Türkiye'de insan haklannı ve demokrasiyi
savunmanın bedelinin, her geçen gün daha da arttığını
söyledi. SHP Meclis Grup Başkanvekili Ercan Karakaş da,
Ceyjân'ı İstanbul'da zi> areti sırasında yaptığı açıklamada,
bu mahkûmiyetin. bir "demokrasi ayıbı" olduğunu belirtti.
Öğrenciler 'kayıp' arkadaşlarmı anyor
• İYO-DER'li bir grup öğrenci, gözaltında
kaybolan Ali Efeoğlu'yla ilgili açıklama
yapılmasını sağlamak amacıyla SHP İl Merkezi'ni
işgal etti. Daha sonra işgale son veren öğrenciler,
Yüksel Çengel'in sözüne karşın, gözaltına alındı.
Istanbul Haber Servisi - Bir
grup İYO-DER'li öğrenci, gö-
zaltında kaybolduğunu ileri
sürdükleri Ab" Efeoğlunun du-
rumunun açıklanması amacıy-
la SHP İstanbul İl Merkezi'ni
işgal etti. İl Başkanı Yüksel
Çengelin araya girmesinden
sonra işgali bitiren öğrenciler,
polis tarafından gözaltına alm-
düar.
Taksim Sıraselviler Caddesi
üzerinde bulunan SHP İstan-
bul İl Merkezi'ne dün öğle saat-
lerinde gelen 9 öğrenci, saat
13.00'te binayı işgal ettiklerini
açıklayarak isteyenlerin dışan-
ya çikabileceğini bildirdıler.
SHP yöneticilerinin bulunma-
dığı binanın kapılannı kapatan
ve dışanya, üzerinde "Ali Efe-
oğlu'nun akıbeti açıklansın,
İYO-DER'li öğrenciler" >azılı
pankart asan öğrenciler, Ali
Efeoğlu adlı üniversite öğrenci-
sinin 5 ocak tarihinden bu yana
gözaltında olduğunu belirttiler.
Ali Efeoğlu'nun ağabeyi Ayhan
Efeoğlunun da bir süre önce
gözaltında kaybedildiğini ileri
süren işgalci öğrenciler, Efe-
oğlu'nun durumu konusunda
açıklama yapılana kadar işgali
sürdüreceklerini açıkladılar.
Polisin uyanlanna karşın iş-
galin sürdürülmesi üzerine
SHP İstanbul İl Başkanı Yük-
sel Çengel, Beyoğlu Belediye
Başkan Adayı Halil Ergün. bazı
il yöneticileri. ÇHD İstanbul
Şube Başkanı Ali Rıza Dizdar
ile sanatçıNur Sürer. il merkezi-
ne geldi. İşgalci öğrencilerle
konuşan Çengel, SHP'nin parti
olarak gözaltında yok edilme,
işkence ve benzeri davranışlann
karşısında olduğunu söyledi.
Öğrencilere, eylemlerinin ama-
cına ulaştığını ve kamuoyuna
duyurulduğunu anlatan Çen-
gel. polisin uzaklaştınlacağını,
öğrencilerin bir minibüsle götü-
rüİeceğini ve gözalüna ahnma-
yacağını dile getirerek işgalin
sonuçlanmasını istedi Yüksel
Çengel'in verdiği söz üzerine
öğrenciler, 3 saat süren il mer-
kezindeki işgal eylemini bitire-
rek dışanya çıktılar. SHP tara-
fından bulunan bir minibüse
binen öğrenciler, Tepebaşı civa-
nnda polislerce gözaltına alın-
dılar.
Öğrencfler, AIThia ağabeyi Ayhan'mda gözatanda kayboMuğunuöoesürdü
(Fotoğraf: ERDOĞAN K.ÖSEOĞLU)
Tan Oral, 'Uhtslavarası Potitık Karikatürler'albünninde
Haber Merkezi-1993
yılının "En iyi
Uluslararası Politik
Karikatürleri"
albümü Amerika'da
yayınlandı.
Albüm içinde geçen
yıl içinde çeşitli
ülkelerde yaymlanan
veyıhnönemli
olaylannın konu
edildiği 213 karikatür
yer alıyor. 44 ülkeden
135 çizerin bulunduğu
kitapta Türkiye'den
gazetemiz çizeri Tan
Oral'ın iki karikatürü
yer alıyor. Geçen yıl
yayınlanan ilk
albümdede Oral'ın
bir karikatürü yer
alrruştı. Wittyworld
yayınlannın 176
sayfalık bu derlemesi
Amerika'da 19.95
dolardan satışa
sunuldu.
LOOK
PARUN6
- Bak sevgilim ne güzd onnan Yugoslavya'nın durumu
SSK'ya satan ilaç şirketleri, ay-
nı zamanda İlaç Işverenler Sen-
dikası'nın üyeleridir. Bu şekilde
SSK'ya Sağlık Bakanlığı'ndan
alınan ilaç fiyatlanndan daha
aşağıya ilaç satma ginşimi İlaç
İşverenler Sendikası tarafından
başlatılmıştır. İlaç Eczaalık
Genel Müdürlüğü'nün bu tür
ilaçlann genel ilaç tüketimi içe-
resindeki payının yüzde 1-5 d-
vannda oiduğu daha önce Sağ-
hk Bakanhğı yetkilileri tarafın-
dan açıklandı.
Sistem yanlış
Eğer bu rakam doğruysa
neden İlaç îşverenler Sendikası
bu durumu gereğinden fazla
önemsemiş ve SSK'ya ilaç ver-
meme noktasına kadar tehdit
etmektedir? Bunun cevabı
açıktır. Şöyleki: İlaç şirketle-
rinin dikkat çekecek kadar
SSK'ya büyük iskontolarla mal
vermeleri 'tlaç fîyatlandırma
sistefliinin' aksaklığını meyda-
na çıkaracağı endişesidir. Çün-
kü bu fîyatlandırma sistemin-
deki ilaç maliyetini en fazla et-
kileyen ilaç hammadelerindeki
fıyat kontrolünün yetersizliği
ve tanıtma harcamalannın tar-
tışmasmı ortaya çıkaracağı en-
dişesidir. İşte bu tartışmaya
meydan vermemek için ilaç ve
İşverenler Sendikası'nın bazı
üyeleri, çoğunluktaki diğer üye-
lerin de baskısı ile yaptıklan bü-
yük iskontodan vazgeçerek,
1994 yılından itibaren Sağlık
Bakanlığı'ndan aldıklan fiyat-
lan uygulayacaklannı beyan et-
mişlerdir.
Karamamenin sakıncaları
- İlaç fivat karamamesi sizce
doğru bir uygulama mı? Sakın-
caları nedir?
YLRTOĞLU- İlaç şirketle-
rinin yıllık karlan 28 Aralık
1984 tarih ve 18619 nolu karar-
nameye göre yıllık ilaç satışlan-
nın yüzde 20' sini veya şirketle-
rin toplam gelirinin yüzde 15"-
ini geçmemesini karara bağla-
mıştır. Bu oranlann geçilmesi
halinde ilaç şirketlerinin huku-
ki ve mali yönden cezalandınla-
cağı da bildirilmiştir. Böyle bir
kararnameyi makul karşılama-
ya imkan yoktur. Çünkü, bir si-
nai veya ticari şirketin karlılı-
ğını bir kararnameye bağladığı-
nız takdirde şunlar doğabilir:
Şirket kannı gizlemek için ka-
nun dışı yollara başvurabilir.
Özellikle bir sinai grubunun yıl-
lık satışlan veya geliri üzerin-
den yüzde 15-20 oranındaki
(vergi öncesi) kan o şirketin ge-
lişmesine imkan vermez ve Tür-
kiye'deki ilaç şirketlerinin yıllık
karlıhklan 1985 'den itibaren
araştınldığında görülecektir ki
bu oranın hiçbir zaman ortala-
ma yüzde 7-8'i geçtiği görülme-
mişür. Bu, Türk ilaç sanayiinin
fevkalade düşük bir karla çalış-
maya itildiğidir. Ama gelin gö-
rün ki bir taraftan İlaç işveren-
ler Sendikası üyelerinin büyük
bir bölümü veya hepsi yatınm
yapmakta ve gelişmektedir. Di-
ğer taraftan kendi ülkelerindt
yıllık şaüşlan üzerinden yüzde
34-22 arasında karlıhk sağla-
yan uluslararası ilaç şirketleri
Türkiye'ye adeta akmaktadır-
lar ve ülkemize göre büyük sa-
yılacak yatınmlar yapmakta-
dırlar. O halde nedir bu çelişki?
İşte SSK'ya yapılan fıyat indi-
rimlerinin temelinde bu iki
önemli sorunun çözülmesi ya-
tar.
Bakanlık bilmiyor
- Sağlık Bakanlığı bundan
böyle ilaç şirketierinde tanıtım
yüzde 5 ve iskonto oranlarında
yüzde 10 oranını geçemevecek-
lerini açıkladı. Bu karar sizce
yerinde rai?
" YURTOĞLU- İlaç fırmala-
nnın 1993 yılı sonuna kadar is-
konto ve tanıtma gjderlerinin
ne olduğu ve saüşa göre oranla-
nnın Sağlık Bakanlığı'nca bi-
linmediğj görülmektedir ve
1994 yıbndan itibaren de satış-
lar üzerinden tanıtma için har-
camalann yüzde 5 ve iskonto
harcamalann da yüzde 10'u
geçmeyeceği karanna vanlmış-
ür. Bu oranlann da uygulana-
cağı hakkında ciddi bir endişe-
mizvardır.
Bu şekilde Sağlık Bakanlığı
100 milyar satış yapan bir şirke-
te 5 milyar tanıtma imkanı sağ-
larken, 100 milyonluk satış ya-
pan şirkete 5 milyon liralık bir
imkan sağlamıştır.
Buradaki görüşümüz satış
üzerinden bir oran değil, her
şirket için aynı miktarda
sınırlandınlmış bir harcama
miktannın gecerli olmasıdır.
İskontolar konusunda satış
üzerinden yüzde 10'luk bir oran
uygulanamayacaktır. Çünkü,
ilaç şirketlerinin ecza depolan-
na yaptıklan ödeme kolaylı-
klan, verdikleri mal fazlalıklan
ve ihalelerde uygulayacaklan
düşük fiyatlarla bu oranın orta-
lama yüzde 20-25 olması müm-
kündür.
ARAYIŞ
TOKTAMIS ATE$
İğneyi Kendimize...
Bu sütunda yazdıklarımla ilgili olarak beni arayan
dostlarım, genellikle hiç hak etmediğim kadar överler.
'Eline sağlık' derler, 'hislerimize tercüman oluyorsun'
derler. Dogrusu ben de bu tür övgülerden hoşlanıyo-
rum. Hele değer verdiğim kimi dostlarımdan gelirse.
Zaten atalarımız ne demiş: "Marifetiltifata tabidir". Yani
iltifat olmayınca marifetin de pek tadını alamıyor insan.
Amaokurlarım sağolsun, bol iltifat alıyorum. Bu iltifatları
kendime saklıyorum.
Kimi zaman da eleştiriler alıyorum. Bu eleştirilerden
bir kısmına hak veriyorum. Bir kısmına hak vermiyorum.
Bugün, bana yapılan iki haklı eleştiriyi, işin içine biraz
da şaka unsurunu katarak sizlerle paylaşmak istiyorum.
öyle ya, her gün milleti iğneleyip duruyorum. Kimi za-
man yorgan iğnesi oluyor, kimi zaman çuvaldız. Bir de
kendim bakayım şu iğnenin tadına.
Cumartesi akşamüstü telefon çaldı. Açtım. Emre Kon-
gar. Sevgili dostum benim. Emre'yle konuşmak çok
zevkli bir şeydir. Hep över karşısındaki insanı, mest
eder. (Tabii siz de onu övmek zorunda kalırsınız, o baş-
ka). Çok zekidir, esprilidir. Zaten Kültür Bakanlığı'na
müsteşar olmasının bile keyfini kaçırmadığını düşünür-
seniz, ne kadar neşe ve sevinç dolu bir insan olduğunu
anlarsınız...
Telefon elimde, yayıldım koltuğa. "Bakalım gene ne
güzel şeyler söyleyecek sevgili Emre" diye beklemeye
başladım. Ama bu kez işin rengi değişikti. 'Ulan' dedi,
"Sen bugünkü yazında entellerle dalga geçerken benim
portremi mi çizdin?''
'Eyvah' dedim içimden, "Bu kez baltayı taşın sertine
vurdum." öyle ya; "keçi sakalı, fulan, (nevzuhur) pipo-
su..."Hoşgeldin Emre Kongar. Oysa ki ben bu yazıyı ya-
zarken aklıma Emre hiç gelmemişti. Bambaşka tipler
vardı kafamda. Zaten deli miyim? Aklıma Emre gelse
yazar mıydım onları? Dostluğuna doyum olmaz Emre
1
-
nin. Ama düşmanlığı... Düşman başına. Dünyanın en
huysuz adamı olur. Dilinden, kaleminden zehir akar.
Nasıl kıvıracağımı ve nasıl bir kulp takacağımı düşünür-
ken yaylım ateşe devam etti.. "Hem sen biliyor musun"
dedi, "Kravatsözcüğü Hırvat'tan gelir. Bosna'da soykı-
rım yapan Hırvatlardan gelen bir kravatı takmaktansa,
ipek fularımı yeğlerim."
"Vallahi haklısın Emreciğim" diye kaptım lafı. Zaten
kızların o ipek fularlara bayıldığını ve benim öğrencile-
rim arasındaki en güzel kızların telefonunu almak için
nasıl mücadele verdiklerini anlatmaya başladım. Bayıl-
dı tabii. Içi gitti. "De/î7eyarıt/"dedi. "Şimdiye kadar ne-
relerdeydi bunlar?"diye hayıflandı, yazıklandı.
Vartayı atlatmanın keyfi içinde sürdürdüm konuşma-
mı. "Hem" dedim, "Senin sakalın keçi sakalı değil, ih-
san Doğramact ya inat sakalı. Seni enteller arasına so-
kabileceğimi nasıl düşünürsün?" O da keyiflendi. Biraz
dedikodu yaptık, ona buna çamur attık. Ancak telefonu
kapatırken "Benim telefonumu isteyen güzel kızlara,
numarayı ver" mi dedi, "verme' mi dedi, orasını tam an-
layamadım. Herhalde, bu yazıyı okudugu zaman gene
arar, söyler...
Telefonu kapattıktan sonra düşünmeye başladım.
Acaba başka kitnler alınmıştı? 'Eyvah'dedim. Salı günü
(yani bu yazının yayımlandığı gün) önol'la Sezar'ın dük-
kanına gidecektim. Yemek yiyecektik. Artık yemek umu-
du pek kalmadı. Olsa olsa fırça yeriz. Aslında Sezar'ın
sakalı pek keçi sakalı sayılmaz, ama belli mi olur. Adam
günde kırk kez sıvazlıyor o sakalları. Vallahi alınmış ola-
biliı, Bakalım bekleyeceğiz ve göreceğiz. Başımızş, rve
gelecekse, çekeceğiz. Akılsız başın cezasını ayak çe-
kermiş. Akılsız kalemin cezasını çekecek bir şey buluna-
cak elbette.
Neyse, sakal mavrasını bırakalım artık. Biraz da TÛ-
SES konusuna gelelim. Sevgili Burhan Şenatalar TÜ-
SES'le ilgili kısa değerlendirmeme çok kızmış. Mesele-
nin aslı astarını öğrenmeden, iki satırla karalayıp geç-
miş olduğumu düşünüyor. "Aferin sana" dedi, "Med-
yanın kurallarını iyice öğrenmiş ve benimsemişsin,
uyum sağlamışsın."TÜSES'te eski kadroların işbaşında
olduğunu ve gerek düzenledikleri toplantıların gerek
yayınlannın, hiçbir kurumla karşı laştırılamayacak kadar
düzeyli olduğunu söyledi. "Hem" dedi, "Birine çatmak
istiyorsan, ver adını, nesine çatacaksan çat. TÜSES "ı ka-
ralamadan yap bunu."
Kimbilir, belki de haklıydı. Belki de TÜSES'in yaptıkla-
rını iyi izlememiştim. Ama eğer benim konumumda biri
bu çalışmalardan haberli olamıyorsa, bunda o kurumun
hiç kusuru yok muydu?
Ama bu vesile ile bir noktanın altını çizmek istiyorum.
Gerçekten yazılı ve görüntülü basınımızın durumu yü-
rekler acısı oldu. Böylesi sorumsuz bir basın, varlığını
sürdüremez. Insanlar bindikleri dalı kesiyorlar, farkında
değiller. Karşılıklı olarak birbirlerini yıpratmaya çalışır-
ken aslında kendilerini yıpratıyorlar.
özgür ve güvenilir bir basın, özgürlükçü demokrasi-
nin temel taşlarından biridir. Bu kurumu yıpratmaya hiç
kimsenin hakkı yoktur. Kaldı ki bu özgürlük ortamı yitiri-
lirse, bundan en çok zararlı çıkan, basın olur.
Dlilsynün 4. yılı
Mımıaııımer Aksoy
töreıılerle anıldı
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu)- Atatürkçü Düşünce Der-
neği eski Başkanı hukukçu
Prof. Dr. Muammer Aksoy, öl-
dürülüşünün 4. yıhnda, mezan
başında ve evinin önünde dü-
zenlenen törenlerle anıldı.
Atatürkçü Düşünce Derneği
Genel Sekreteri Türkan Aytuna.
"Muammer Aksoy ve Uğtır
Mumcu, intikam değil: adalet
bekliyor. Bağlannlan ne olursa
oteun, cinayet şebe-
kelerinin devletten
daha güçlü olmadı-
klarımn kanırlan-
masnıı istiyoruz"
dedi. Türkiye Baro-
lar Birliâ Başkanı
(TBB) Önder Sav
da, katillerin bulun-
maması durumun-
da cesaretlenecekle-
rine dikkat çekerek, "Kimseyi
cesaretiendirmeye, devletin
hakkı yoktur. Devlet, faili meç-
hul cinavetler zincirine .vetıi kur-
banlan kattırmamaİKİır" diye
konuştu. Atatürkçü Düşünce
Derneği eski Başkanı Arif Cav-
dar da, Türkiye'nin üzerinde
"iiikenin parçalanmasına yöne-
lik senaryolar oynandığına" dik-
kat çekerek, "Sağ *e sol ayrunı
yapddığı sürece, cinayetlerin
sağı solu olmadığının idrak edil-
mezse; bu cinayetier sürecekrir"
diye konuştu.
Aksoy'un ölümünün 4. yıb
nedeniyle düzenlenen anma et-
kinlikleri. 35 demokratik kitle
örgütü adına, saat 10.30'da
Mülkiyeliler Birliği'nde düzen-
lenen basın toplantısıyla baş-
ladı. Mummamer Aksoy ile ga-
zetemiz yazan Uğur Mıancu'-
nun ölüm yıldönümleri nede-
niyle düzenlenen basın top-
lantısında hazırlanan ortak
metni. Atatürkçü Düşünce
Derneği Genel Sekreteri Tür-
kan Aytuna okudu. Muammer
Aksoy, saat 13.00'te mezan
başında ailesi ve kitle
örgüiü temsilcilerinin
katıhmıyla anıldı.
Mezanna karanfrller
bırakı.ldı. TBB Baş-
kanı Önder Sav, bu-
rada yaptığı konuş-
mada, "Onu yıktık-
larını sanıvorlarsa, al-
dantyoriar. Aksoy,
gün gectikçe değerle-
rini topluma kabık erfiren,
yılmaz. laik, Atatürkçü, huku-
kun üstünlüğü ilkelerine sahip
çıkan görünrüsünü, gün gectikçe
gönlümüzde büyiiriiyor ' diye
konuştu.
Aksoy'dan sonra, yazanmız
Mumcu'nun mezan başında da
saygı duruşu yapıldı. Etkinük-
ler, saat 14.00'de Kültür Ba-
kanlığı ile Fe Yayınevi'nin An-
kara Sanat Tiyatrosu'nda dü-
zenlediği anma programryla
sürdü. Aksoy, saat 19.00'dada,
suikasta hedef olduğu, Bahçeli-
evler 2. Cadde 24 numarab evi-
nin önünde, meşaleler yakıla-
rak anıldı.